![]() |
Gurbet Acısı
Gökyüzünde gözyaşlarım gibi yağmur Yanaklarım yerine yerlere damlar Yeni tadıyorum gurbet acısını Benim yerime ağlamakta bulutlar. İçimde coşar yalnızlık sıkıntısı Bir meçhûl sevgilinin tutulan yası Aceleyle yapılan vuslat duası Duyulunca bulutlar halime ağlar. Hisler gibi karışık yerdeki çamur Ne hikmetse gözlerim hep yaşlı durur Sırtımda hicran irice kambur Kambura ben değil bulutlar ağlar. Garip Hoca dertlenmiş yine bu gün Zihnimde geziyor bir garip düğün Çileden bedendir senin gördüğün Bedene ben değil, bulutlar ağlar. |
Gül
Dünyalar güzeli bir gonca Kıskandırmak için bir kuşluk vakti Bülbül gelmeden hemen önce Katmerlenir Albenilerini takar her yerine Açılır, saçılır Salınır rüzgârlarda Sevdalanır bülbüle inat En sevilen olur, Kelebeklerle sohbet eder Sevdikçe kokar, koktukça sevdasını yayar Ta ki bir garip el Onu koparana kadar. Turgut Uzdu |
Gül Düştü
Yanaklarına güller düşerdi eskiden Utanır, ellerinle yüzünü kapardın Hüznün masumlaşırdı, mahcuptu bakışın… Görünmez olmuş şimdi, süzülen çiğlerden Yanaklarına güller düşerdi eskiden. Dumanlaşırdı gönlün, kokun buram buram Yüreğime damlardın heyecanım olup Yakamozlar benzeri arada kaybolup… Tek kibritlik ateşi, bir defacık yaksam Dumanlaşırdı gönlün, kokun buram buram. Birlikteyken yakmıştık her gece güneşi Karanlıklar bizimdi, biz aydık, yıldızdık, Bazen delikanlıydık, bazen bir genç kızdık… Kıvılcımken sevdanın yükselen ateşi Birlikteyken yakmıştık her gece güneşi Yokluğun bulutlara yazılır her sabah Yüzün olur, gül olur her nereye baksam Tutacakmışım gibi sanki kol uzatsam… Acep unutmamak mı unutmak mı mübah Yokluğun bulutlara yazılır her sabah. Boynum bükülür yar yok, gönlümde bahar yok Ne çiçekler gülümser, ne dereler çağlar Gülüşün hasretimi sımsıkı sarmalar… Saplanınca gönlüme gaiplerden bir ok Boynum bükülür yar yok, gönlümde bahar yok Gül düştü yanağından, hüznümü sakladım Alına vurulmuştum, alev olacaktım Gönlüm gibi her gece, seni yakacaktım… Benim oldu köşeler, sessizce ağladım Gül düştü yanağından, hüznümü saklarım. İzlerine takılmış, takiplerde izim Sevdam yüreğimdedir elmaslara bedel Yıkılan güvenimdir, ey hüzünlü güzel Kaç gece sana dönerdi bu garip yüzüm İzlerine takılmış, takiplerde izim Turgut Uzdu |
Gül Kurusu
Gül kurusu boyalı evimiz vardı Bin bir çeşit çiçekle dolu bir bahçe Dalgaların sesi duyulacak kadar uzaktaydı deniz Ne mutluyduk bir görseniz! Yıldızlar gözlerimizde oynaşırdı Bülbüller demlerle yarışırdı Gökyüzü bulutsuzdu her zaman Kahkahalarımız utanmaz Birbirine karışırdı. Dışı gibi gülkurusu boyalı odaları vardı Banyo, koridor, salon Hep gül kokardı. Gülerin yanındaki banka oturur Çok acelemiz var gibi çekirdek yerdik Bir çiçek solmaya görsün Yerine üşenmez, Hemen iki çiçek dikerdik. Eflatun giyerdin çiçeklere inat Siyahlara sahip çıkmıştı saçların Yakamozlar dans ederdi her bir telinde Hiç ayrılmazdık Yüreğim elimdeydi, Yüreğin sıcacık ellerinde. Ne zaman yıldız kaysa Aynı dileği tutardık Başını omzuma koyardın Hiç bıkmadan Saatlerce gökyüzüne bakardık. Yıllar söndüremedi yıldızları gözlerinden Hâlâ çiçekler gönlümde diri Evin her odasında gül kokar tütsüler Gözlerin yıllanmış sevdayla bakar Güzel ve iri. Sen kahvemi getirirsin orta şekerli Ben maçını seyreder sevinirim Cimbomlu olsam da Fenerin her gol atışında Aynı yumuşaklıkla koyarsın başını dizime Parmaklarımın izi her akşam yenilenir Saçının her karışında. Fırtınalar çıktı, depremler oldu hayatımızda Hiç bırakmadın, elin dün gibi elimde Evler değişti, bahçeler uzaklarda artık Ne senin gamzelerin gülümsemeye küstü Ne azalma oldu sevgimizde. Turgut Uzdu |
Gül Sevmeseydi Eğer
Derler ki bülbül güllere aşıktır Gül sevmeseydi alı mı olurdu Beklediği de hep aynı şafaktır Gül sevmeseydi balı mı olurdu. Erken açması goncanın nazıdır Bülbülde figan aşkının sazıdır Ağlatmak güle ömrünün hazzıdır Gül sevmeseydi yaşı mı olurdu. Hep bülbülüdür beklediği sabah Davetkâr kokar, derinden gelir ah Konması için uzanıp da gümrah Gül sevmeseydi dalı mı olurdu. Utanır mahçup, allara bürünür Sevdasın saklar, bülbüle görünür Bir rüzgâr eser, yerlerde sürünür Gül sevmeseydi eğer şalı mı olurdu. Turgut Uzdu |
Gül ve Sümbül
“Gel” deyince Sümbül'e Bir tanesi daha olmayan Gül; Dönüp dönüp de takip etmiş, Ay mı desem, Güneş mi desem Boynu bükük Sümbül. Gül'ü Gül edene aşık Kendi içinde yanan Sümbül; Hem de maşuk, Gül'ü edene Gül. Koparmışlar kamışı sevenlerinden Üzülmesin mi Sümbül? Bir yaprağını göğe uzatıp, Haşmetinden dönmesin mi Yolu gösterince Gül. Aldığını vermek için Hep ister, çiçeklerin efendisi Sümbül; Umutsuzluğu öldürsün diye Aşkı tanıtınca Gül. Turgut Uzdu |
Gül Yüzlüm
Ne el bildi Ne el Ne dil bildi Ne dil söyledi Bir sevdaydı yaşanan Dilde dile gömülü Ansızın gelmişti bir gece Bir gülümseyişti Bir bakıştı belki sadece Sonra şekli değişti gecenin Sevda şarkıları doldurdu karanlığı Silindi hüznüm Şiirler okundu Sen geldin gül yüzlüm. Gül Yüzlüm, Bir kış günü gel demiştim zaten Havalar soğuk olsun Bilinmez yerlere gidelim Bir bade varmış demişlerdi Bulup ondan içelim. Gül yüzlüm, Sakın bahara kalma demiştim zaten Çiçekler çıkıp kıskanmasın yüzünü Aşkımızı kimse bilmesin Aşıklar hep ondan içermiş İçelim aşkımız hiç bitmesin. Gül yüzlüm, İçimde hep gül yüzün olsun demiştim zaten Yüreklerimiz yaksın içimizi, dışımız üşüse de Gönlümüzü gönüllerimize açalım Sarhoş olalım aşktan Aslı’yla, Kerem’le yarışalım. Gül yüzlüm Güller getirmiştin gönlüme Gelişin bir dünyaydı, hep baharlar vardı Bir rüyaydı rüyalar dolu Bu yüzden bahara kalsın istememiştim gelişini Her gelişin gidişi olmamalıydı demiştim Gözyaşları mı izlemeliydi gidişini Ne olurdu gitmeseydin Ne olurdu gözlerimi Gözlerimi üzmeseydin. Turgut Uzdu |
Gülbenaz
Gülbenaz’ın bahçesi vardı, Her sabah kalkar, İçine çekerdi toprak kokusunu; Sonra bir küçük çapa elinde, Yalnızlığını çapalardı akşamdan kalma. Uzun boyluydu Gözleri gökyüzü gibi mavi, Elleri nasırlı, Başında bir şapkası vardı Kenarları dökülmüş, hasırlı. Çiçek çiçek dolaşırdı bahçede, Toprağı eşeler, sohbet ederdi, Çiçeklerin üstüne konan arıları, kelebekleri görünce İçi bir hoş olur, Gülümserdi. Rengârenkti bahçesi gönlü gibi, Her çiçeğin dili başka, Bir gençlik hayaliydi Onu düşüren bu aşka. Çok sevmişti Gülbenaz, Gönlünden büyüktü sevdası, Hep kavuşmak istemişti Ama Kabul olmamıştı duası. Çocukları olacaktı, bir oğlan, bir de kız Her gece ninnilerle uyutacaktı... Oysa şimdi Dudaklarına gülmek yasaktı. Bir yalan yıkmıştı çelik ayaklı hayalleri Güneşe küstürmüştü Gülbenaz’ı, ******* hükmetmişti gündüzlere, Hep yağmurlar yağmıştı yastıklarına El değmez olmuştu Her gün biraz daha nasırlaşan ellerine. Suskunluğu seçmişti dostluklar arasından, Diline prangalar vurmuştu, Çiçekler dışında Konuşmak mahkûm olmuştu. Sevdikleri uzaklaşmış, Bazıları ölmüştü. ******* boyu siyah iplerle Uyumaz, yalnızlığını dokurdu, Gün ağarınca söker, Çiçeklerin dilinden Akşama kadar hep ihaneti okurdu. Artık beklediği bir dostu kalmıştı, Gözleri yaşlı aklında hep o vardı. Yüzü buruştu her gün, Beli büküldü, Çiçekler hep taze kaldı Gülbenaz her gece biraz daha İhtiyarladı. Öylece günler geçti, Ve nihayet bir yalnız gece Beklediği dostu geldi Gülbenaz o gece ölmüştü. Turgut Uzdu |
Güllerin Ağlama Vakti
Bir otobüs garında Çöreklenir hasretiyle beklentiler Kimi ayrılığın gitmesini Kimi ise Gelmesini bekler. Bir vapur iskelesinde Gidenlerde, gelenlerde bir telaş Aldanma dudakların tebessümüne Bazısının elleridir ayrılığıyla Bazısının yüreği sarmaş dolaş. Bir hava alanında Gidişlerde, gelişler de havalıdır Yürekler aynı, aynı bekleyiş Amma Ne hikmetse duygular saklıdır. Yüreğin çırpınıp da Söz dinletemediğidir ayrılık Uzun da sürmez aslında Başlar ve biter zamanı Tam bir şarkılık. Güllerin ağlama vakti Her ayrılığın güldüğü zamandır Bir tren düdüğü çalar ya İşte o an Vuslatın bittiği zamandır. Gözler susar, dudaklar titrer Bedene düşense metin olmak Güller dayanamaz yapmacıklığa Her şafak vakti olduğu gibi Yine ona düşer ağlamak. Turgut Uzdu |
Gülümse Biraz
Dökerse döksün yapraklarını sonbahar Aldırma, gökyüzüne bak Daha dün yaşanmıştı, unuttun mu yaz Yine yaşarsın niye bu beis, bu telaş Gülümse biraz. Gelecek fırtınalardan korkulmaz Tut şemsiyeni gönlüne, ıslanma Unutma, meltemlerde hep olur naz Hemen sırtını dönme Gülümse biraz. At yüreğini parlak güneşlere Gökler asıl rengine bürünsün İnan ki sevda renkleri kıramaz Rahat ol Gülümse biraz. Bulutlar dolsun grilerle, taşsın Mehtap silinsin, isterse ******* karalara bulansın Düşünme, gözyaşlarından gelmez itiraz Aynaya her baktığında ne olur Gülümse biraz Mevsimlerin ayrı tadı vardır Bırak bazı şeyler tadında kalsın Isınmanın hasretiyle yan titretince ayaz Takılıp kalma eski baharlara Gülümse biraz. Hem baksana kar yağacak, saf ve temiz Saçların gibi dört bir yana Bilmez misin beyaz hiç bir gönlü sızlatmaz Aç rüyalarını ümitlere Gülümse biraz. Gülümse, güller açsın her mevsim Izdırap kaçsın adımlarından Bu dünya fani, sonbahara da kalmaz Babil’in asma bahçelerinde dolaş her nefeste Gülümse biraz. Kalsan n’olur gitsen n’olur Dert ettiğin şeye bak! Hepsi hepsi “Bir saltanatlık namaz.” Doluyu gör, güzeli gör, neşeyi gör, kederlenme Gülümse biraz. Turgut Uzdu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:07 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.