![]() |
Hâlâ Dönmedin
Bütün yollar büküldü ardından Geri dönüşünü bekler Hıncından gönlünü yaktı güneş Sen hâlâ dönmedin Dönemedin. Gözlerimde binlerce yıllık bir hortlak Gözleri patlak patlak Nehirlerin yatağı ıslandı gidişinle Sen hâlâ dönmedin Dönemedin. Ne heyecanı kaldı rüzgârların Ne dalgalar kıyıya düşman Martıların isyanını seslendirir çığlıklar Sen hâlâ dönmedin Dönemedin. Yüzüne koydu ellerini bulutlar Kendi kendine küstü dağlar Umutlar can çekişiyor yücelerinde Sen hâlâ dönmedin Dönemedin. Bir kuytuda bekledim yollarını Saydım karanlığı teker teker Soldu renginde eridiğim güller Sen hâlâ dönmedin Dönemedin. Turgut Uzdu |
Hâlâ Yoksun
Sen yoksun Ne dün gece geç vakit vardın ne bu sabah Ne de saatin on beş dediği yerde Hâlâ yoksun. Çatlamış topraklar gibi hissediyorum kendimi Sensizlikten kurumuş yapraklar Boşlukta savuruyor şu an beni Sensiz esen bir rüzgâr Sen hâlâ yoksun. Ne bir merhaban var Ne tatlı gülücüğün Giderken verdiğin öpücüğün Yıldızlar da yok gökyüzünden ruhuma yağan Sen hâlâ yoksun. Gülümsemeni özler oldum Mırıldanmanı şarkıları Gözlerime bakmanı Gözlerine bakmayı özler oldum. Sen hâlâ yoksun Yalnızlık senle gidiyordu Sardı yine her yanı koyu bir sis Gel güzelliğin dağıtsın Essin yalnızlığın bağrında sen dolu kasırgalar Yüzün görünsün ardından Güzelliği melekler kadar. Sen hâlâ yoksun Biliyorum geleceksin Ben sana aşık Ben sana vurgun Ama sen Biliyorum sevmeyeceksin Sevemeyeceksin. Turgut Uzdu |
Hasret
Bakarım dünyaya her yanda çiçek Bülbül güle aşık hep ensesinde Sevdanın boynunda bir kader: Ölçek Hasretim güle gül bahçesinde. Gözler kararır, dizler titriyor Ümit rüyada, rüya bitmiyor Gönlüm bülbül, fakat ötmüyor Hasretim güle gül bahçesinde. Yağmurlar başlar, bulutlar yara Kışı bitirdik, geldik bahara Her yanda ümit var, her yanda yara Hasretim güle, gül bahçesinde. Garibim, uzaktır sevdaya yerim Bir dost arayıp bulamadı serim Yalnızlıkla oturup hep söyleşirim Hasretim güle gül bahçesinde |
Hasret Uğruna
Yaşamak isterdim Yürürken elimde ellerin Niyeyse ben siyahlar giymiş Sen beyazlar içinde Taze bir gelin. Birileri oynasaydı, dans etseydi Biz yorgunluktan ölseydik Yıllar geçseydi aradan Oturup kahve içerken Telaşımıza gülseydik. Nerden çıkıp geldi Dolandı ayaklarımıza ayrılık Sen bir yana düştün Ben bir yanda üzgün Kalpler kırık. Fırtınalar esti, yağmurlar yağdı Gözlerde hep bulutların izi Akan berrak sulara bakıp Bir kez bile göremedik Hasreti kovmuş kendimizi. Hep gıptayla baktık Gülümseyen sevdalara Böyle olmamalıydı Hasretimizi götürmemeliydik Bize kızgın mezarlıklara. Siyah giymenin anlamı buymuş Yağmur bile siyah bulutlardan damlar Bir hasret uğruna hasreti giymiş gözlerim İnan O gün bu gündür hep ağlar. Turgut Uzdu |
Hasretin Tüter Bacalardan
Denizler kükredi Hasretim köpürdü dalgalarda Gözyaşlarım sıraya girdi bir asker edasıyla Sevdam sensizliğe isyan etti Süzüldü sel misali yanaklarımda. Söyle kimler ağlasın benden başka Tanıyan aşkımı anlamaz Çok görür yüreğimdeki çırpınışı Bu yaşlı çınarın bir boyun büküşü var, bir boyun eğişi var Emin ol topraklar bu sevdayı taşıyamaz. Uçurumlar hasret türküsü söyler oldu Bütün bacalarda seni haykıran dumanlar Bir çınarın güle sevdasıdır rüzgârlara takılan Ne olurdu dönse bir kırık plak gibi Hep başa deseydi zamanlar. Duyarım ya sesini göğsüm titrer Bir lav deryası olur damarlarımda gezen Yanar tutuşurum, mahzun gözlerin gelince aklıma Nafile çırpınır ruhum Ben olurum içimde hasretine ezilen. Depremler, fırtınalar korkutamaz beni Yokluğunu taşıyan damlalar olmasa Hayat ne güzel olurdu Hep gelinseydi sevdalarca yollardan Gitmek üzere gelinen kalmalar olmasa. Hasretimi şiirlere teslim ettim Mısralar yokluğunu anlatsın Döksün hasret çeken bu çınar yapraklarını Bir kuru hatıra kalsın dimdik Kuşlar konsun yine, yuvaları bozulmasın. Turgut Uzdu |
Hastayım
Hastayım, Hasretin sarmış kalbimi, Yokluğunda hastayım, Ellerim ellerinden mahrum Soğukluğunda hastayım. Hastayım, Doktorum sensin, Doktoruma hastayım, İlacı yok diyorlar Ben aşkıma hastayım. Hastayım, Güneş olup sabahı getiren Gülüşlerine hastayım, Kimse bilmez ki, Gözlerindeki mehtaba da hastayım. Hastayım, Çılgınca haykırdığımız rüyalar var ya, Yankılarına hastayım, Aynaların önünden her geçişte Yaptığın muzipliklere hastayım. Hastayım, Sen yoksun ya, Dün gece gibi Büründüm karalara, Bu gece de yastayım. Turgut Uzdu |
Hatıra
Işıkları ayın vurur dalgalara Binlerce yakamoz oynaşır gözlerimde Eser serin bir rüzgar Okşar gibi Tenimde, bedenimde Maziyi hatırlarım Oturup seyrettiğimizi Sakin, kendi halinde Küçük küçük dalgalı Şu denizi Birden hırçınlaşır deniz Dalgalar beynimi döver Fırtınalar koparır hatıraları en derin yerinden Az mı dua etmiştim yukarı kalkmışken eller Allah’ım koru ayrılığın beterinden Mutluyduk, ayrılığın olmadığı Bir garip rüyayı yaşıyorduk El ele, göz göze, diz dize Kıyamete kadar hep böyle Kalacak sanıyorduk Sonra birileri girdi araya O dedi bu dedi şu dediler başladı Dizlerimiz, elerimiz Gözlerimiz uzaklaştı Şimdi sadece hatıralar kaldı Sonra sen gittin bir tarafa Bir tarafa da ben Aşk varken, sevgi varken böyle mi olmalıydı Gel de şüphelenme aşktan Sevgiden Ne garip bir dünya “Olsun”lar her yanı sarmış Rüyalar farklı bir gerçek, hayaller farklı Anladım aşk, sevgi Hepsi yalanmış Turgut Uzdu |
Hatıra Olur Her şey Bir Gün
Gün gelir Hatıra olur her şey bir gün Siyah prangalar vurulur ya sevinçlerine İşte o gündür Kendi gönlünde öldüğün. Tutuşlarını unutur eller Unutulur nikâhsız yapılan düğün Bakışlar kaybolur ya gözlerde İşte o gündür Kendi gönlünde öldüğün. Bir limon ekşiliği dolaşır kanında Sönmüş bir heyecandır artık gördüğün Pişmanlıklar duvara vurulur ya İşte o gündür Kendi gönlünde öldüğün. Dilin damağın kurur İsteksiz nefes alışların ardındadır güldüğün Yaşasam da bir, yaşamasam da dersin ya İşte o gündür Kendi gönlünde öldüğün. Ne güneş ısıtır seni, ne yalnızlıklar üşütür Sen olursun kendi alevinde söndüğün Sararır ya bütün hatıralar yaprak olup İşte o gündür Kendi gönlünde öldüğün. Gün gelir Hatıra olur her şey bir gün Siyah prangalar vurulur ya sevinçlerine İşte o gündür Kendi gönlünde öldüğün. Turgut Uzdu |
Hatıraların Ölümü
Ve hasret dökülür yağmur tanelerinden Mevsim sonbahardır Güneş solgun, mehtap bulutların ardına saklanır Yapraklar düşer sokaklar boyu Ses, seslenir arada sanki sessizliğe Utancından sokaklarca kızarır. Bir gönül masaya vurur yumruğunu Çareler hep birlikte kaçar Kırıntılar dökülür düşüncelerinden Yakmak, yıkmak ister bütün duvarları Hükmü mahkûm kalır, vicdanda Bütün hüzünlü kapıları hüzünler açar. ** Namağlup sanılır yürek çarpıntıları Tahtlar, önünde el pençe divana dururdu Nadide çiçek kokularına bulanır aşk Her gece yeniden doğardı umut Her gece yeniden sunulurdu. Yol, yıldızlar kadar uzaktı, yürünecek Ayalar yapışık, parmaklar kenetli Omuzlarda sevdalı başlar, yürekler masum Suskun, bulutlardaki beyazlar Gerçekler lanetli. Uyanır uykusundan, bugün Dikilir karşısına bir dağ heybetiyle Dünler saklanır anılara Şavkı bazen yaşlara vurur Bazen hüznü saklayan kahkahalara… Hani isyanı vardır ya kar çiçeklerinin Çiçek bile olamaz beklentiler Değersiz olur vakti gelince değer Sonu yakındır başlangıcın Bir balığın son nefesinde çırpınır keşkeler Hatıralar güllere bezenmiş birer atık Umutlar sessiz Umutlar ölüdür artık. Turgut Uzdu |
Hayali Sevdanın Ölümü
Gülüşüne vurulsa da adam Bir rüyaydı gördüğü Hayaller taşımıştı onu buralara Damlalarla gelmişti Yalnızlığıydı döktüğü. Mevsimler gözlerinde coşsa da Tutulamayacak ellerin hikâyesiydi bu Ancak kelimelere sığınmış bir mutluluk Bir avunma okyanusların yakalanışı Bir tatlı teselliydi bu. Gülüşü en güzel manzara olabilirdi Kurumamış bir tabloda Bir darbede beyaza boyandı her yan Bukalemun hayaller kaldı Yapraksız ağaçlarda. Rüyalar bitmiştir Gelen geldiği gibi gitmiştir Lavlar coşmuş, denizler kabarmıştır Yanardağlar, sakinleşmiş Kendi sıcaklığında erimiştir. Yalnızlık horoz sesleriyle başlar Bitmeyen hayaller toprağa gömülmüştür Bir sevda yeşermeden Her gece gibi İşte bu gece de ölmüştür. Turgut Uzdu |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:27 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.