![]() |
İnsan Değil
Sevmek gerek her gördüğün İtip kalkan insan değil Güzel görür göz dediğin Kem göz bakan insan değil. Sırtı ovmak sevap derler Yetimleri mutlu eder Nasıl tatlı gülümserler Hep ağlatan insan değil. Gönül denen dost bağıdır Hata kulun nişanıdır Af insanın bir şanıdır Affetmeyen insan değil Para pula tamah eden Cımbız ile hesap yapan Harama da helal diyen İki cihan insan değil. Gülümseyip kuyu kazar Yüreğinde fitne yatar Nefretini azar azar Dışa kusan insan değil. Çiçeği, kuşu ve atı Mezarlıkta iki taşı Yaratandır kâinatı İnanmayan insan değil. Garip der ki her şey boştur Boşlukta hoşluk hoştur Can dediğin uçan kuştur Uçurtmayan insan değil. Turgut Uzdu |
İnsanın Ayısı
Bir gün Kültür Parkta Geziyordum sessizce Girişte sağ tarafta Ayılar gördüm Küçük bir kafeste. Önlerinde bir kutu Çarpıp dururlardı Koşuyorlardı ardından Her çarpışta yuvarlanan kutuyla Sanki oynuyorlardı. Ben merakla bakarken Bir el dokundu omuzuma Dönüp baktım Gülümsüyordu Şapkalı, yaşlıca bir amca. “Buyur” dedim amca “Evlat iyi bak! ”, dedi. Baktım, kafeste oynuyordu ayılar, Düşündüm, Amca, acep neyi görmemi istedi? Bir zaman oynadı Üç küçük ayı, Sonra boş bir kutu yüzünden Bir kavgaya tutuştular ki Her biri istiyordu diğerini parçalamayı. Isırıkların haddi hesabı yoktu, Acıdan böğürüyorlardı, Az önce güzel güzel oynayan ayılar, Neredeyse birbirini Öldürüyordu. Amca yine vurdu omuzuma Dedi:“Evlat bu insanlara güzel bir derstir, Dikkat et İnsanın ayısı da Aynen işte böyledir.” Turgut Uzdu |
İnsanlar
Issız bir gece, birkaç kedi ve köpek Yolda yürüyen adam, cesur ve ödlek Hıçkırık sesleri göklerde, yerlerde nazar Yolda yürüyen adam dürüst, hem dönek. Bir sabah yürüyen adamlar her yanda Kimi kafa cepte, kimi cep kafada Arabalar ve yayalar birer yanda Bütün lambalar hem kalleş, hem sönek. Yine bir gece, sessiz yürüyen adam Gökyüzünde ışıklıca büyük bir dam Bir elinde işaret, birinde tırpan İnsanlar cesur yalnız, insanlar ödlek... Turgut Uzdu |
İstanbul
Yedi tepeli gelindir İstanbul Fatih’in eli değdiğinden beri Gönüller sevdasıdır Ulubatlı Hasan’ın Şehadetinden beri. Tül bir örtü örter her sabah yüzüne Büyüdükçe büyür, evler yükselir Kız kulesi ağlamaklı olur atıklardan Ormanlar çıldırır Yağmalanmaktan. Yedi tepeli gelindir İstanbul Her tepesi tepeler arasında kayıp Kendini unutmuştur kalabalık arasında Arar tarihini Üzülür bulamayıp. Üç kıtanın hakimi olmuş zamanında Şimdi sessizliğe mahkûm Çağlar devrilmiş, çağlar aşılmış İstanbul, ah İstanbul, bütün güzelliklerin Artık şarkılarda kalmış. 24/12/2006 Turgut Uzdu |
İstedim
Ömrümün yarısı bilip Seni hep sevmek istedim... Tutup saçının her telini, Yüzlerce defa Öpmek,öpmek istedim... En güzel çiçeklerin fidesini, Gönlüne dikmek istedim... Hayatımdaki tüm güzellikleri, Güzelim avuçlarına Dökmek, dökmek istedim... Yüreğimin her atışında, Hep seni demek istedim... Bir gün gelir diye aklına, Ayrılığı yüreğinden Sökmek istedim... O gün gelmiş, haberim olmadı, Ben de seninle gitmek istedim... Öyle zor geldi ki bensiz gidişin Her adımında bin defa Ölmek, ölmek, ölmek istedim... Turgut Uzdu |
İsterse
Korkum yok sabahı görememekten Nefesim isterse unutsun beni Yanmışım, korkum yok sönememekten Külleyip isterse uyutsun beni. İsterse kıymasın nikâhı bahar Renkler yetim kalsın, esmesin rüzgâr Bahçıvanı ölsün, gönül tarumar Ney çalıp isterse avutsun beni. Ne yağmur isterim, şimşeği ne de Toplarım toplarım bir şey yok elde Kim bilir nerdeyim, gönlüm nerede Su edip isterse akıtsın beni. Bir dal istemiştim, yoktur filizim Her yöne giderim görünmez izim Çok kimsem var amma ben kimsesizim Yaşatıp isterse korkutsun beni. En büyük hıncıyla yağsa bulutlar Ancak bu haline kendisi ağlar Batınca güneşi sürsün kınalar Yarlardan isterse sarkıtsın beni. Garibim, bir kere düştüm kuyuya Hazırım, sen varsın, sonsuz uykuya Gelişim gibidir elbet gidişim Yay gibi isterse fırlatsın beni. Turgut Uzdu |
İstesem de Sensiz Olamıyorum
Mehtabın geceye aşkı gibi *******e doyamıyorum Öyle bağlandım ki sana İstesem de sensiz olamıyorum. Güneş nasıl sabaha vurgunsa Ben sendeki vurgunlardayım Bütün tavırlarına inat İstesem de sensiz olamıyorum. Hep seni okumak kitaplarca Hep seni yazmak defterler boyu Sana hasret türkülere rağmen İstesem de sensiz olamıyorum. Gelincikler sen diye açar Bülbüller seni söyler, Güller seni koklarken bile İstesem de sensiz olamıyorum. Uzak köşelerinde olsan da dünyanın Hep kahramanı olsan da bütün rüyalarımın Alıp götürsen bile beni benden İstesem de sensiz olamıyorum. Hep bir şarkı olsan, gelincikler gibi açsan Gül bahçelerinde koksan, bülbül sen olsan Ne olur göğüs kafesimin tek mahkûmu kalsan İstesem de sensiz olamıyorum. 08.01.2007 Turgut Uzdu |
İşte Tarih İşte Biz İşte Zaferlerimiz
Malazgirt’te Alparslan kefen giyiyor Elli bin yüreğe İki yüz binlik Diyojen’i gösterip Allah aşkına “Yürüyün! ” diyordu. Yürüdü yürekler Yürüdü, yürüdü kan revan içinde Sonunda Anadolu’nun kapısını açıp “Zafer bizim! ” dediler. Miryakefalon’da ikinci bir Aslan vardı Kılıcını hınçla çekti Manuel’in kibrine Sonu da gelmiyordu biçilmekle düşmanın Zafer geldi, yurt Anadolu, adı olacaktı Türkiye. Osman Bey dikti ağacı Ağaç büyüyüp dal budak sardı Budaklar dallandı, Yapraklandı Karşıda artık bir Bizans vardı. Koyunhisar'daydı ilk savaş Yürüyordu atalarım Avrupa’ya doğru Yavaş yavaş. Sırpsındığı’nda haçlılara Ders bu denildi Edirne payitaht idi artık El etek öpüp selamlar verildi. Niğbolu’da kal’a duvarlarına “Bre Doğan! ” sözü asılı kaldı İkinci Kosova’dan sonra Türk’ün bileğini Bileğini yıkan olamadı. Yedi tepeli gelin vardı Hem hâlâ bekârdı Allah’ın emri, peygamberin kavliyle Aşık Fatih İstanbul’u aldı Ve surlarda Allah için, yarınlar için 'Ulubatlı Hasan’lar Yüreklerinde oklarla kaldılar. Mercidabık ve Ridaniye ile Hicaz’a girmiştik Halife ile el ele. Mohaç’ta Kanuni vardı İki saatte zafer kazanıp rekorlar kırdı Karaları aştı üç hilal Denizlere ulaştı Dersini verdi Kahraman Barbaros Preveze’de Dorya’ya Sonrasında ne Kıbrıs kaldı Ne Rodos Artık kimse kafa tutamıyordu donanmaya. Zaferler zaferi kovaladı Sonunda yük büyüdü Beden aynı bedenken Taşınmaz oldu Çaresiz Sınırlar küçüldü. Fırsat bilince bunu insancıl(!) Avrupa Geçti vicdansızca, Acımasızca hücuma. Bir kahraman Bir dahi Atatürk’üm, komutan. Çanakkale, Çanakkale bir tarihe bedel ayrı bir destan Hiçbir kalem anlatamaz O günleri yaşayamayan. Anadolu vatanım O gitseydi olmazdı ki canım Öyle dedi Mehmetçikler Bin dokuz yüz yirmi biri gösterirken takvim Destan üstüne destan yazdılar Durur mu yüreği memleketten büyük Boynu bükük, mütevazi şair Akif, Bir İstiklâl Marşı yazdı Yazdığı marş kabul edilince İnanmazsınız belki Yıldızlara, yıldızlara ulaştı. Mohaç’ta iki saat sürmüştü savaş Sakarya’da yirmi iki gün Zafer yine bizim idi Yunanlılar üzgün Avrupalılar üzgün Medeniyet(!) üzgün. Hep aylardan ağustos olur büyük zaferlerde Hep günlerden cuma Büyük bir taarruza başladı Türk Avuçlarına alıp zaferi Gelecek nesillere “Hürriyetiniz” diyerek sundu Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk. (Sayın Neselinese Hanımefendinin ikazlarıyla hatalar düzeltilmiştir. kendisine teşekkür ediyorum.) Turgut Uzdu |
İşte Yine Geliyor Sonbahar
İşte yine geliyor sonbahar Yine sararıp düşecek Dün hayatla dolmuş, yeşile bürünmüş Baharın izi yapraklar. İşte yine geliyor sonbahar Çiçekler çiçekliğini unutacak Hep fal bakan biri, fal bakılacak bir çiçek aranacak Göç etse de kuşlar. İşte yine geliyor sonbahar Yürekleri dağlayarak esecek serin rüzgâr Bazen fırtına olacak haykıracak Bazen güneşli bir meltemin ucunda gülümseyecek bulutlar. İşte yine geliyor sonbahar Saracak her yanı yine ayrılıklar Dün gibi yarında öpülmeyi bekleyecek Gülkurusu rengi dudaklar. İşte yine geliyor sonbahar Son görünen bahar olacak belki Belki daha çok yaşlanacak Belki de, belki de kazılıyor bir karanlık mezar. İşte yine geliyor sonbahar Boynu bükük kuzu misali oturmuş rıza Sükûn sükûnetini bozmaz Kim, kim bilebilir son mu, değil mi bu bahar. Turgut Uzdu |
İyi ki Geldin
Bütün yalnızlıklarımı Hayal kırıklıklarımı Umutsuzluklarımı Gözyaşlarımı Sabahları karşılayan hıçkırıklarımı Gönderdin de geldin. Ruhumdaki dalgalar dindi Sen yokken bile gönlüm senindi Bu kırık kalp hep seni sevdi Hep seni bekledi Her anımda sensizliği Gösterdin de geldin. Her doğan güneşi sen sanırdım Bir daha gece olmasın diye Her yalnız gece gelince Gündüzlerden utanırdım Saklandığım bütün köşelerde Beklettin de geldin. Bir sevda daha yaşatayım istemiştim Son deminde içtiğim çayın Bir çiçeği son defa koklayayım Doya doya seyredeyim demiştim Gözlerimi sana hayran Ettirdin de geldin. Hoş geldin bir tanem Hoş geldin beklediğim Nazar boncuğum, gülüm Bu yalnız kalbime kendini Sevdirdin de geldin. İyi ki geldin, iyi ki geldin. İyi ki sevdim. Turgut Uzdu |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:48 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.