www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Nuray Kurban (https://www.cakal.net/showthread.php?t=140160)

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:36 PM

Bu Ülke Hepimizin
Damarlarımdaki kana güvendiğim kadar Türküm ben
Doğduğum toprakları reddetmeyecek kadar doğudan
İçim sızlasa da susmam gerekiyorsa susacak kadar devletçi,
Ülkemi en ileri götürmek için ölecek kadar milliyetçi,
İçimdeki farklardan gurur duyacak kadar halkçıyım.
Birbirine denktir gözümde doğu, batı kuzey güney
Çünkü kulağımda türküsü durur her bir diyarın.
Lorkeyle coşan yüreğim, zeybekle efelenir
Horonla kıpırdanan ruhum,halayda kenetlenir.
Cudi dağında, Gabarda gezen ceylanlar
Yeşilırmakta gelip nefeslenir.
Ağıdım bir inler tüm hanelerde
Ağrıda düşen ateş, Konyada alevlenir.
Zılgıtlar karışır kemençe sesine
Davullar aynı ritmi vurur
Cane Cane’nin türkçesine, kürtçesine.
Acıda biriz biz, keder bizim,dert bizim
Kardeşlik de bizim için, mutluluk da bizim.
Bu ülke, ulus bir lütuf bize
Kars, Adana, Trabzon,İstanbul bizim.
Selahaddin Eyyubi,Alparslan, Yavuz bizim
Dünde tek nabız atan yürek,
Bu toprağa gönül koyan kalp bizim....


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:36 PM

Cemre
Cemreler düştü bir bir
Buz kestim yokluğunda.
Ama sakın dert etme
Yaklaşmam sıcağına.


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:36 PM

Cumhuriyet
Aynı toprakta yatıp aynı rüyayı gören,
Acıya, derde ortak olup, birlikte gülen
Bedel gerekli denilince canını veren
Bu ülke insanının hakkıdır cumhuriyet.

Çağdaşlığı zamanın ötesinde arayan
Milletini sevdikçe onu kalpten kutsayan
Birlikte karar verip asla da ayrılmayan
Bu ülke insanının hakkıdır cumhuriyet.

Düşmanına korku, dosta güveni sezdiren
Tarihe adını onuruyla yazdıran
Kendiyle uğraşanı hayatından bezdiren
Bu ülke insanının hakkıdır cumhuriyet.

Kardeşliğin, varlığın yegane garantisi,
Sırt sırta kurulacak geleceğin kalesi.
Dillerinde bütünlük marşlarının bestesi
Bu ülke insanının hakkıdır cumhuriyet.


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:36 PM

Çalakalem-şiir değil bu-
Bazen yazmak, çok büyük bir ihtiyaç oluyor. Ama insan ne yazacağını, nasıl yazacağını bilmiyor, tıkanıyor. Tıpkı şimdi olduğum gibi. Şu anda kalem elimde, olabileceğin en üst sınırını zorluyorum ve yazmaya çalışıyorum. Kalem yazmaya dolmuş, kelimelerse cimri mi cimri. Olmuyor işte, yazamıyorum. Kağıtta dolaşan kaleme sadece birkaç kelime lutfedip yardım ediyor, onunla da ancak bir şiir dökülüveriyor o mağrur kelimeler diyarından.

Bir sel taştı gönlümde
Yıktı tüm arzuları
Emel ateşim söndü
Azgın sular altında.
Gönül bağım virandır
Kalbimse parça parça
Çardak altı serin değil
Sularsa boz bulanık.
Bilinmez bir menzile
Yol almaktayım
Dağları aşa aşa
Setleri, çeperleri basa basa
Zaman manasın yitirmiş
Arıyor boz sularda
Mekan mahkum yok olmaya
Bulanık sular altında.

Kulaklarımda bir gürültü
Ta beynimin kıvrımlarında
Duymuyorum sel sesini
Sükutun çığlığında.

Sözler dile geldi, dilden kaleme aktı. Ama neden yazdım ben bunları? Sebepsiz fiil olmaz, bu şiirin burada işi ne? Bu ne diye dönüp dönüp okuyorum. Çözmeye çalışıyorum. “Gönülden taşan sel, yıkılan arzular, viran olan bir bağ, parça parça bir kalb, alakasız bir çardak altı” Allah Allah bu ne iştir ya Rabbim? Bunu yazan ellerim, ama sahibi ben miyim? İşe bilimsellik katıyorum ve bilinçaltıma yükleniyorum. Öyle ya her şeyin altında bir sebep bulunabilir deyip Freud'a kulak veriyorum. (Gün gelip ona muhtaç olacağımı bilsem yerden yere vurur muydum ben hiç onu. Al işte, bir kez daha tükürdüğünü yalamak zorundasın. Oh olsun! ..) Sıra geldi içime yolculuğa. Bu yolculuğu salla mı, kayıkla mı yoksa şimendiferle mi yapayım demeye kalmadan buluyorum kendimi kendi derinliklerimde. Karşımda kalem katibim, başlıyor konuşmaya:

-Bazen yalnızlık bir seldir insanın içinde, bazense yalnızlık arzusu. Sen ikisinin ortasında kalakalmışsın. Ne ondan vazgeçiyorsun, ne de onsuz yapabiliyorsun.

-Ee.. ne yapmalıyım o zaman? İpek böceği olup kozaya mı bürünsem, münzevi derviş olup çileye mi çekilsem?

-Şu an yaptığını yapmalısın belki de...

-Ne?

-Yazmalısın. Deminden beri yazmıyorum dediğin halde nasıl da döktün içini. Daha da dökeceksin. Ben içindekini dillendirirken sen dışa vuracaksın.

-Bu zırvalar destanına mı yazmak diyorsun sen?

-Zırva mırva.. sana dair, senden birer düşünce, içindeki ses.

-Haklısın öyle ya da böyle dışa vurmalıyım bir şeyleri. Söyleyemiyorsam yazmalıyım. Yoksa bu yüke dayanamayacağım. İçimdeki nehir taştı taşacak. O taşkından kimseler zarar görsün istemiyorum. İçimdekini bir yere akıtmalıyım.

-Şiirindeki sel buradan patlak verdi belki de?

-Evet o sel ki mağmadan daha yakıcı, aysbergden daha dondurucu.

-Sen içindeki ummanın tesirindesin. O Güneşle vals yaparken hararetinden yanıyorsun. Gece inip aya kapris yaparken soğukluğundan titriyorsun.

-O umman boğacak beni.

-Boğmaması senin elinde. O ummanı aşmalısın. Aş o ummanı aş, aş, aş... diyen ses yavaş yavaş uzaklaşırken irkiliveriyorum. Günlerdir süren uykusuzluktan olsa gerek o gürültünün, kalabalığın ortasında içimin geçtiğini anlıyorum. Günlerdir başımda uğultusunu duyduğum çağlayanın sesi, kahkahaların şirret sataşmasıyla kısılıveriyor. Uykularıma mâlolan o ses, bir kahkahaya ram oluyor. Hala uykum geliyor. Uyumak tek hedefim. Ama uyuyamam ki. Şu an öğretmenler odasındayım ve etrafım insanlardan örülü bir kafes adeta. Bit pazarı, borsa buranın yanında mezarlık adeta. Söz nasıl da dönüp dolaşıp mezarlığa geldi ama? Eee ne demişler?

“Rahat arıyorsan mezarda.” Mezar da amma ürpertici bir yer ama, uykuma çare orda galiba. Birden kendimi mezarda hissediyorum; ölü ruhum, ölü şuurum ve ölü dikkatimle. Sonra içinde olduğum mezara bakıyorum. Oldukça geniş: Beşe sekiz ebadında, çeperleri insan olan bir mezardayım. İçimden bir ses fısıldıyor usulca: ”O hakiki mezar küçücük ebadıyla sıkar mı insanı bu denli acaba? ”


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:36 PM

Çatısız Kaldım Anne
Evlerin çatıları var anne
Etten, sevgiden, nurdan oluşan.
Evlerin çatıları var anne
Fedakârlıkla çatılmış,
Gözyaşı ve emekle örülmüş.
Evlerin çatıları var anne
Üzerlerinde kanadı bir annenin.
Benim kimim var anne
Çatısız kaldı evim.


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:36 PM

Çocuktum-Ufacıktım
ne uzaktı bize otuzlu yaşlar
bir büyüsem diye hayal kurardık.
bir an önce büyümek için
erken yatar erken kalkardık
hatta bir yumurtayı sütle
az mı çırptırdılar bize?
boylarımız bile yavaş uzardı
oysa her gün ölçüp süt içiyorduk
büyükler dünyaya büyük mü gelmişti ne?
ne yaparsak yapalım ulaşamıyorduk.
ne giydiğimiz topuklu anne terliği
ne de saçlarımıza sardığımız bigudi
büyütmüyordu işte bizi.
eyvah hep
çocuk kalacaktık.......
ne zor gelirdi akşamlar
öyle ya, baba gelecek, onla söyleşilecekti.
yarın arkadaşlara
arabanın kapağı açılıp şanzımanı
başka nasıl anlatılabilirdi ki?
hoş arabanın kapağını açmak için
kontağı çevirmekten bahsetmediyse de baba
ertesi gün o kontağın başında
abimin işi neydi?
Anlaşılan büyükler gibi araba sürecekti
ama kaput açıkken araba sürülmez ki.
işte beklenen oldu
arabamız duvarda
işin en fenası da babam
kaputun arasında....
tamam kontağı çevirmek yasak
artık dokunmayacağız
da ne olur siz de freni yüksek yapsanız?
büyükler büyük doğdu
anlamazlar ki bizi
bir de derler ki,
biz de çocuk olmuştuk
olduysanız o zaman
nerde anlattığınız o erik bahçeleri?


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:37 PM

Dağları Delen İman Gücüyle
Türk -İslâm ülküsü
Büyük, en büyük dâvâ.
Hayatın,kalemin, kalbin uymalı.
Seni her gören, seni dinleyen
Bedr'i, Mehteri, Sen'i duymalı!

Sen ey ülkü erbâbı
Sen ey gönül adamı,
Sen hey alperen!
Sen yusufiyelerde
Soğuk betonda
Kalbindeki iman ateşi
Dondurulmak istenen!

Kalbindeki sıcak nurla
Kalbindeki ülkü ateşiyle
Ergenekon demirinden daha kavî
Mahpushane demirini kül eden;
Gönlü akla,aklı gönle
İlmik ilmik işleyen! !
Çileyi Hakk'tan bilip
Yudum yudum içen,
Her damlayı yutarken
Bu kezzapla yücelen,
Kızıl alevleri güle çeviren
Hakk'ın hikmetini bilen sensin,sen! ! ! ! !


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:37 PM

Dâvâ
Anam ağlamasın ardımdan
Takdir-i ilahiye isyan etmesin.
Sînesindeki yaraya taş basıp
'Şehiddir evlâdım, ölmedi desin.

Bir gün dâvâmdan dolayı suçlarsa beni
Haksız yere can gardaşım
Vatanın kurtuluşu,imanın muhafazası için
Ve dahi milletim için, başka çıkışlar arasın.

Babam bana lânetler okumadan
Beni evlatlıktan azl etmeden önce
Namus, din,mukaddesatı alsın göz önüne
Ve haklı bulunca beni
Sevinsin doğruyu bulmuşum diye....


Nuray Kurban
19.02.1990


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:37 PM

Can Kızım
Kara gözlerinde
Türlü ışıklar
Gözünden akan damlaya
Kıyamam yavrum.

Cennetten hediye,
Miskü amber kokulu
Teninin derdine
Dayanmam yavrum.

Emanetsin biliyorum
Ama hem de hediye
Saçının teline zarar
Veremem yavrum.

Ömrüme ömür katan
O tatlı gülüşünün
Bir gün solmasını
İstemem yavrum.

Damarımdaki nabza
Kuvvet olan yüreğin
Nefessiz kalmasına
İnanmam yavrum.

Gözlerindeki ışık,
Dudağındaki gülüş
Ve varlığın olmasa
Yaşar mıyım ben yavrum?


Nuray Kurban

GooD aNd EvıL 01-13-2009 05:37 PM

Dokunulmaz
Bir resim çizdi adam
Sırayla dokundu kalem;
Saçlarında siyahın en karası
Gece gibi olsun istiyordu gizemiyle.
Yüzünde dolaşırken hayalindeki
Ten kadar
Yumuşaktı dokunuşları.
Ürküyordu adam
İncitmekten resmini.
Resim ürkek kahve gözleriyle
Öylesine sıcak bakarken
Kızıllığına sığındığını fark etti
Ve dudaklara değerken son kez kalem
Adam bir sırrın kilidini
Dudaklara resmetti.
Öpülmeyen dudaktı o,
Dokunulmayan yanak
Ne saçlarıydı dolan *******ine
Ne öpüşü ıslak.
Bir peri masalının prensesiydi
Ressamın kaleminden doğan,
Uzak olduğu sürece
Varlığını sürdüren.
Son kez baktı ressam çizdiği şahesere
Dilinden süzüldü sözler
“Ben seni böyle sevdim
Gelme n’olur *******ime”


Nuray Kurban


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:55 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.