![]() |
Eh, EV HALİ İŞTE
EH, EV HALİ İŞTE Köpeğin varsa hırlayacak Çocuğun mu var zırlayacak Erin mi var Hır gür edecek Karın mı var Dır dır edecek Eh ev hali işe Varlık, yokluk kebap olur bir şişte Tokmaktır vura vura Çırpıdır,tırlaya tırlaya Zurnadır zırlaya zırlaya Yani davul çala çala Bir havayı bulacak İnsanız Bazen olur Önümüze geleni kaparız Ardımıza geleni teperiz Herif aşağı Hanım yukarı Uçkur olmadık yerde kopacak Gün ola devran ola Gün ola zaman dola Gün ola Sap saman Çeç harman Devir tamam ola Acılar unutulacak Kız gelin Oğul güvey olacak Tabakta nohut Telde sığırcık gibi Kucağa Bir avuç torun dolacak Yani Zaman her şeyi Külleyip sırlayacak Yeter ki Seni taşıyacak bir sevdan ola Günü germekten ne çıkar Sen ne dersen de Nehir hep yatağında akar Haydi Hayata bir öpücük at da Şu anın Var olanın tadını çıkar Eh Yaşamın cilvesi işte Acıda var Tatlı da var bu gidişte Ama hatırla ki Yeni bir başlangıç vardır her tükenişte Hani böyle durumlarda Ne derdi Dedem korkut ‘Gelimli gidimli Ölümlü kalımlı dünya’ Her zaman vardır bir umut Yeterki sen Başını dik Yüreğini açık tut Her şeyin sonu değil ya Hayattasın Ayaktasın Ve yaşıyorsun işte |
Elbet Sevda Söyler Son Sözü Canan
Süredursun zulüm demidevranı Sevda söyler elbet son sözü canan Gidedursun zalimlerin kervanı Sevda söyler elbet son sözü canan Şu dünya ki namertlerin harmanı Yiğidin tükendi sesi dermanı Tellerde dolaşır ölüm fermanı Elbet sevda söyler son sözü canan |
Elinde Çilesi Kaldı
Bülbül gül için yandı da Elinde çilesi kaldı Bahar gelip gül döndü de Yürekte yarası kaldı Kimi goncada buruldu Kimi yarıda yoruldu Kimi yollarda vuruldu Kâh bulandı kâh duruldu Suyun da durusu kaldı Dağları delenler oldu Dertleri bölenler oldu Saçını yolanlar oldu Belasın(ı) bulanlar oldu Gül soldu kurusu kaldı Kimi belaya bulaştı Aşılmaz deneni aştı Kimi menzile ulaştı Kiminin yolu dolaştı Kimi belaya bulaştı Yanıtsız sorusu kaldı |
Elleri Koynunda Kalsın
Zaman aşımına uğradı Elleri koynunda kalsın Yüreğindeki kinin Elleri koynunda kalsın lâinin Ben çoktan kapadım o defteri Sen daha çok beklersin Hasedinden çatlasın şişedeki cin Yeter ki sevda boy versin büyüsün Elleri koynunda kalsın Korkunun hainin Yeter ki insan serpilsin gülsün Ama aşkı delirtirse aymazlığın Kırılıp da direncin Dağlara düşürürse duymazlığın İşte o zaman sen ölüsün |
En İyisi mi Gel Sevgide Anlaşalım
Sen gece ol Ben gündüz Tan vakti gülüşelim Sen hasret ol Ben gurbet Muştuda kavuşalım Sen alev kırmızısı Ben kanarya sarısı lekimşahta sevişelim Sen dağ ol Ben gökyüzü Ufkunda gelişelim İster öfke ol İster anlayışlı Hoşgörüde anlaşalım İster hasmım ol İstersen kanlım Gel barışalım İster günahkâr ol İster tövbekâr Gel sarılalım Sen sen sen ol Ben ben olayım Enayisi mi gel Sevgide anlaşalım |
Esef EtmeAy Oğul Geç Kaldı Geceye Kaldı Diye Sevdan
Esef etme ay oğul Geç kaldı Geceye kaldı diye sevdan Öyle sitem edip durma Sen büyütedur Çiçekleyedur Güzelleştiredur yüreğini Bir sabah elbette Gelir de bulur sevda seni Gelir de bulur Bomboş diye yüreğin Gelir de Sevdanın şahıyla doldurur Sitem etme ne olur Hem de Ebemkuşağının yedi rengini Kuşanıp da yüreğin Yağmurda yıkanmış baharın Güneşe uyanmış sabahın Kopup da gülün yaprağından Takılıp da gelir yârin al yanağına Takılıp da gelir Karanfil renginde ala şafağın Kirazın kızılından alıp Bir masum öpücük olur Dudağında yârin Esef etme ay oğul bekle Dağlardan Ovalardan inip Er geç bulur Bulur ve doldurur Bomboş yüreğini Esef etme Sitem etme bekle Sen güzelleşedur Büyütedur Yüreğini çiçekle Hani en kızılını En güzelini açsın diye gülün En mavisinde uçsun diye göğün Büyüt yüreğini Sevdanı besle Sevdanı çiçekle Sitem etme ay oğul Sabret Esef etme bekle Geç kaldı Geceye kaldı diye sevdan Çıkıp da gelir bir sabah Kızılına takılıp ala şafağın Yeter ki sen ebrula yüreğini Damıtıp güneşin yedi rengiyle çiçekle Er geç çıkıp da gelir Sevdanın dervişi bekle Tutup da elinden Lüle lüle saçları belinde Gelinliği yarı ıslak bir melekle |
Eteğime Sevgi Katıp Sana Geldim Bir tanem
Eteğime sevgi katıp Sana geldim bir tanem Nevruzun düşüne yatıp Sana geldim bir tanem Tövbe edip aklanıp Günahlardan paklanıp Deli sevda yüklenip Sana geldim bir tanem M. Nazik 01.01.2007 Mersin |
Ey Özgürlük
Çekilmişim, Kılıç olmuşum, Kâh olmuşum suyun bendi. Dökülmüşüm, alıç olmuşum Kâh olmuşum suyun kendi Ey! Özgürlük. Yatmış kalmışsın bulutların ardında. Fırtınalar mı açacak, Önünü senin. Sensizlik, en büyük ceza Tanrı katında, Söyle sene, Daha kaç kurban istersin? Keşik etmişiz; Dağa taşa, Kurda kuşa Adını belletmişiz. İmeceyle sevdanı ekmişiz; Bir karış topraktan, Bir atımlık yüreğe kadar. Saklarız Yüreğimizin orta yerinde; Sakınırız esen rüzgârdan bile; Solmayasın, Vurgun yemeyesin, Göze gelmeyesin diye. Bir kuş bile sensiz Çırpamaz kanadını. Almak mümkün mü sensiz Bir elmanın tadını. Taç etmişiz, Taşırız başımızın üstünde Yere, göğe, toprağa; Çaya, dereye, nehire; Çekilen bayrağa, Doğan çocuğa, İçtiğim suya vermişim adını. Mahpuslarda, İşkencelerde, İpin ucunda, Giyotinlerin altında, Senin için çekmişim işkencenin en hasını Duy, ne olur Anlasana. Zulamda taşımışım sevdanı. |
Ey Yalnızlık
Ey yalnızlık Seni sırtı Teneşire gelesi Sen volta atarken içerde Dışarıda hava günlük güneşlik Hemi de Gül mevsimi Hasetinden çatla Öl e mi? Zararı yok Çivi gibi çakılı dur Sık garibin yüreğini cenderende Ne sarkıp durursun Zemheri buzu gibi penceremde Hele bir öl bakalım hücrende Arkandan kim ağlar senin Unutur seni herkes Hayatına girdiğin insanlar bile İşte sen o zaman Hasretinle baş başa Derdinle bin yaşa Kahrol e mi? |
Fark
Bir şey söyle Dili şarkı olsun Bir şey söyle Bir şey söyle Evi barkı olsun Bir şey söyle Söylenmişten farkı olsun M.NAZİK 9.12.2006 |
Fırat
Fırat coşar da durulur Aşkına düşen kavrulur Fırat’a ihanet eden Kül olup göğe savrulur Güzeli seven hak eder Puşt güzeli rüsva eder Fırat’ı kahpe edenler Bedelini kanla öder Edalı nazlı işveli Fırat dünyalar güzeli Güzele gönül verenler Düşmanı çoktur bilmeli Fırat’ı gören vurulur Yiğit değilse yorulur Fırat’ı hak etmeyenler Yağlı kurşunla vurulur Elinde ateş ziynetin Yasak meyvesi cennetin Madem sevdin şunu bil ki Ölümündür ihanetin |
Gayrı Dünya Genişlesin Koç Yiğidim Öldü Diye
Dağda yiğit eğleşir Herkes adın(ı) söyleşir Sanırlar ki korkmuyorum Gece gölgeler devleşir Nasıl şey bu nasıl ayak Sanırsın düşman her koyak Arım verin bre gardaş Bir damlacık uyuyak Mavzer parlar ışıl ışıl Görenin gözü gamaşır Eli kırılsın yapanın Kötü haber tez ulaşır Vade yetip doldu diye Yanı yerde soldu diye Gayrı dünya genişlesin Koç yiğidim öldü diye |
Gayrı Sevdamıza Sığınırız Zalimin Zulmünden
GAYRI SEVDAMIZA SIĞINIRIZ ZALİMİN ZULMÜNDEN Ey yeri göğü yaratan! Meleği şeytan, Balçığı insan yapan! Barış olsun; İnsanda özgünlük, Arzı âlemde özgürlük olsun dedik. Nebi olduk, yazdık; İsa olduk, çarmıhlara gerildik; Musa olduk, isyan ettik; Âdem olduk sürüldük; Nuh Nebi olduk, yalvardık; Ümmi olduk, söyledik, ağladık; Kimseler duymadı sesimizi. Bir gün dedik, bir gün; Eyub olduk sabrettik; Koşmaktan yorulduk, Acılarla durulduk. Yağlı kurşunlara geldik vurulduk, Bin bir çeşidini gördük zulmün. İplerde can verdik; En acısını, En olmazını tattık ölümün. Direndik, asi dediler. Delirdik, Dağlara düştük, Eşkıya dediler. Yaban da kaldı ölümüz. Kimseler tutmadı yasımızı. Din! dedik, Hiç dinmedi acımız. El açtık, avuç açtık, ‘Hâkim’ adına sığındık, Mazlum dualarına çıktık. Dön dedik, Hiç dönmedi yazgımız. Yan dedik, Kor ateşlerde yanan biz olduk. Kan dedik, Kanyaşı oldu aktı Kanımız yüreğimizden. Kan taşları kesmedi kanımızı. Dolduk, kahrolduk, İsyan olduk, ziyan olduk. Riyalarla yaralandık; Olmadık iftiralarla karalandık. Ziyan olduk, zelil olduk. Biz ki sabi, Biz ki sübyan. Hak dedik, Hak yemedik; Halk dedik, Halka sövmedik. Kimsenin ala geçisine kara, Tavuğuna kış demedik. Biz ki namus, ahde vefa Ve dürüstlüğü Amentümüz belledik. Eşitlik dedik, Cennet’te ve ahirette Ve dünyada, Ve Yevmili Mahşer’de, İsyan ettik, kovulduk, sürüldük. Sersefil olduk. Bilirdik ki bir adın Rafid, Bir adın Müzil. İlendik, Ah ettik, Beddualar ettik. Kahhar adına sığındık Dedik ki yaratan Adil. Rahman, Rahim, Kadir ve Muktedir Cevap gelmedi senden. Zalime göz yuman da Olurmuş Şeytan. Gafur ve Gaffar adına sığındık, Cehaletimizden sorarız Bilemedik bire kurban Bu nasıl imtihan! ? Kime gidek, Kime söyliyek, Kime ağlıyak halımızı! ? Kim hesap sorabilir himmetinden. Zalime şeref, Zalime şan, Zalime dolap değirmen Sual olunmaz hikmetinden Yoksula küstün mü,? Ey Mucit, Ey Macit, El Gani, Rahim, El Kadir, El Rahman, Biliriz hayır da şer de senden. Gayrı kime bildirek derdimizi Kime ağlıyak halımızı Belli ki Sen de yüz çevirdin, Hayrını esirgedin bizden; Zarar değil Kahhar değil, Müzil değil, Kadir değil; Bir aciz kul, Bir düşkün insan. Gayrı sevdamıza sığınırız Zalimin zulmünden! Başka ne gelir elden. |
Gel Hakkını Helal Eyle
Söylenmemişi söyleyen Gel hakkını helal eyle Yarını güzel eyleyen Gel hakkını helal eyle Gecemi gündüz edenim Dağları dümdüz edenim Yılmışı yıldız edenim Gel hakkını helal eyle Geleni gören önceden Gönlü dağlardan yüceden Yüreğim sızlar inceden Gel hakkını helal eyle Dertlinin derdin bölenim Yoldaşı için ölenim Bedir ay gibi gülenim Gel hakkını helal eyle O yarınların türküsü O güzelliğin öyküsü Yalnız insandır ülküsü Gel hakkını helal eyle Dağıtıp ovadan sisi Barışın sevdanın sesi Zalime eğilmez asi Gel hakkını helal eyle M. NAZİK 25.08.2007 |
Gel Etme Eyleme Gözün Sevdiğim
Yüreğim yükünden kalkamaz oldum Gel etme eyleme gözün sevdiğim Sevdan kör etti de bakamaz oldum Beni rüsva etme gözün sevdiğim Hayat oyun değil sevme zamanı Gönüle kar etmez şahın fermanı Tütünce başında aşkın dumanı Ölmümün kararı nazın sevdiğim Yolumun yönüdür izin sevdiğim Ruhumun çınarı özün sevdiğim Çölümün pınarı gözün sevdiğim Yarını dünüdür sözün sevdiğim |
Gelen Biner Giden Biner Biz Eşşek miyiz
Bu düzen başıma neler getirdi Soyan soydu alan aldı götürdü Bu sülükler kanım emdi bitirdi Gelen giden biner biz eşek miyiz Vatan millet deyip çalan çalana Bellik koydular geri kalana Hıyar gibi kandık bunca yalana Elpençe dururuz biz uşak mıyız Muhammed Ali dediler soydular Genci kızı oylum oylum oydular Şu milleti ne hallere koydular Göremeyecek kadar yavşak mıyız Sırtından inmez ölüsü dirisi Her yanları sarmış kene sürüsü Daha dün suçüstü oldu birisi Söyle hele bu kadar gevşek miyiz |
Gelin Gİdip Kız Gelesin
Çabuk gidip tez gelesin Kış bitti de yaz gelesin Boynun devrilsin hasretlik Gelin gidip kız gelesin Dağda açar yaban gülü Her gülün var bir bülbülü Gelen giden bir şey söyler Bağlanmaz ki elin dili Şu yaylaların göğünü Kimler yapar düğününü Yârinden ayrı olanın Kim görmüş ki güldüğünü M.NAZİK 13.11.2007 |
GİT Aslanım Git İşine
Git aslanım git işine Kâbuslar çökmüş düşüne Öpmediğin şey mi kaldı Uyamam ben gidişine Akmamış gözyaşısın sen Kaç sevgilik adamsın sen Kabuz kekeme sevginle Bu halinle hadımsın sen Ruhun kabında acır Bedenin ruhuna kabir Nasıl doğdu nasıl oldu Sabır çeker ruhun sabır Git ulan git sen işine Kâbuslar çökmüş düşüne Felfecire oynar gözlerin Uyamam ben gidişine Namussuzun birisin sen Her puştluğun pirisin sen Cahil cühela halinle Adam değil sürüsün sen |
Gözüne Tünemiş Sevgin
Eski yara kanar iken Kan üstüne kan akar mı Ah o gözler bakar iken İnsan olan can yakar mı Zaman gider doludizgin Kurşun namluda tedirgin Gözüne tünemiş sevgin O gözlerden yaş akar mı |
Gül Açar da Hatırlatır
Unutmak istesem bile Kuş uçar da hatırlatır Yaz ile bahar ile Gül açar da hatırlatır Cemre düşer de toprağa Ağaçlar durur yaprağa Ekinler döner başağa Kış geçer de hatırlatır Gecede göz kırpar yıldız Yaylada açınca mavruz Ovaya döner de nergis Gün açar da hatırlatır |
Gül de Biter Diken de Aynı Dalda
Gül de biter diken de aynı dalda Düşün hele kaç mevsim var bir yılda İniş de var yokuş da var bu yolda Başını taşlara çalmak olmaz ki Acılar kış gibidir geçer gider Zaman dala konan kuş uçar gider Ayağa kalk bu fırsat kaçar gider Saçını başını yolmak olmaz ki Acısı da tatlısı da dilinde Dikeni de goncası da dalında Değiştirmek değişmek de elinde Değişmeden değiştirmek olmaz ki Böyle değil mi ırmağın akış Peş peşe gelir hep baharı kışı Bazen mutlu bazen acı gözyaşı Tek ses ile türkü güzel olmaz ki Güzellik gülü görüp gülenindir Dost dediğin halini bilenindir Yar dediğin sevmeyi bilenindir Sevip su verdiğin gül hiç solmaz ki Başına gelen aynada gördüğün Alacağın elinle ne verdiğin Yarın giyeceğin bu gün ördüğün İnsan kendi yazgısını çalmaz ki Bir ekmeği bölen insan değil mi Şafaklarda gülen insan değil mi Şu dağları delen insan değil mi Neden insan kendi gücün bilmez ki |
Gül Ve Bülbül
Aylardan eylül Güneyli bir sevgiliye Gidecek bülbül Havada hüzün Gül melül Gül mahzun Dedi ki Geldiğinde olmayacağım Ama Burada bırakacağım sevgimi Baharda Yine gel Yokluğumda da Goncaya duracak bu dal Şarkını söyle Gül duyarım belki Giderken son bir defa Ardına baktı bülbül Dalında titriyordu sanki |
Güle Güle Saflık Sadelik elveda, Sen Ey Melanet Merhaba
Hoşça kal alın teri, Keriz dediğin dürüst baba Elveda Hısım akraba Güle güle vefacefa Ey bi vefa Hoş geldin Merhaba Hoş geldin Dinin taciri Mekke’nin tüccarı Paraya tapan Ruhunu şeytana satan Karanlıkta göz kırpan İnsan modeli merhaba Sus gayrı sus Kes Sesini İle de Hak diyen son nefes Kırıl ey nefsimi kapattığım kafes Şehvet düşkünü seciyesiz Hoşça kal ertelenmiş nefis Hoş geldin hoş geldin Ağlayan timsah Gülen sırtlan Artık beraberiz. Güle güle yiğidin cesuru Cömerdi yurtseveri Hoş geldin korkağı kalıpsızı Omurgasızı yalakası lüzumsuzu Hoş geldin duyuların Hükümsüzü Toprağın verimsizi merhaba Güle güle Hakkın Adaletin merhametlisi Vekilin metanetlisi Hoş geldin sıkı iltimas Medeni has, Karanlıklarda buyrulan temas Çıkar rüşvet bet musibet Hakkaniyet adalet Güle güle hoşgörü hüsniyet Hoş geldin Hırs soygun rezalet garabet ve lanet Sözün abesi manasızı anlamsızı gereksizi Adaletin adili merhametlisi namuslusu Hoş geldin Kayırma haram rüşvet garazor kötülük hıyanet korku Elveda Leyla şirin aslı Keremin mecnunun Namuslu tertemiz aşkı elveda Aldatmalar İhanetler Bir günlük aşklar Hoş geldin Şehvet düşkünü merhaba Elveda erdemli insan Çiçekli nisan elveda Güle güle nazik lisan Elveda dişlilerde ezilen Ahlak namus din iman Hoş geldin hoş geldin Şöyle baş köşeye buyur Bire kör şeytan Hoş geldin Artık biz bizeyiz Güle güle salkım söğüt Güle güle atadan öğüt Gümüş dere Balık turna Sarı tarla güle güle Elveda ispinoz Mavi deniz Göz kırpan yıldız Güle güle O aşkı tertemiz Su akışı gülen kız Elveda uçurtmalar Elveda artık yalnızız Güle güle sana Belli ki ayrılacağız. Belli ki Seni çok özleyeceğiz Merhaba hormonlar Asit yağmuru Kimyasallar Hibrit besinler Merhaba Otomatlar Otomatikler Bankamatikler Merhaba Borsalar İnce hesaplar Kaba kasaplar Artık beraberiz Merhaba hinlikler Cinlikler Kinler öfkeler Kasılan bedenler Psikomatikler Merhaba Tikler Fanatikler merhaba Artık sizinleyiz Hoş geldin kadının arsızı Adamın namussuzu Merhaba Kâbe’nin hırsızı Evladın hayırsızı Rakamların yalanı uğursuzu Soyguncular, vurguncular Yağcılar Yağmacılar Hoş geldiniz Artık sizinleyiz Artık birlikteyiz Elveda erdemler Hoş geldinler Özürler Teşekkürler Tefekkürler elveda Güle güle ey insanlığın Bilimin namusu hasiyeti Hoş geldiniz Namussuzluğun Oportünizmin Yavşaklığın ve eşekliğin siyaseti Artık beraberiz Artık sizinleyiz merhaba melanet hoş geldin ey sefalet Güle güle saflık sadelik Dürüstlük ve merhamet Elveda Heba ettiğimiz her güzellik Belli ki seni çok özleyeceğiz Hakkını helal et |
Güleceksin Mavi Çocuk Üzülme
Toprağında ısırganlar bitse de Dağlarında vahşi kuşlar ötse de Dost dediğin seni atıp satsa da Güleceksin mavi çocuk üzülme Beklediğin günler doğduğu zaman Dağın yamacına vurduğu zaman Baharlar çiçeğe durduğu zaman Güleceksin mavi çocuk üzülme Zalimler ettiğini bulmadı mı Her gecenin sabahı olmadı mı Kış geçip de çiçekler gülmedi mi Güleceksin mavi çocuk üzülme Alın teri sevgi her işimizde Yediveren gülleri düşümüzde Haramiler olsa da peşimizde Güleceksin mavi çocuk üzülme |
Güllerimiz Yağmalanır Solar Hoyat Ellerde
Güllerimiz yağmalanır Solar hoyrat ellerde Gider güzelliği gider Yitik bir sevdaya düşer Dikeni kalır geride Nerde gülen bir yüz görsem Tanrı’yla bir karış kalır aramda Ateş senin elinde ama Benim de yaramda |
Gülün Açma Zamanı Var
Her başın bir dumanı var Geçer sabret geçer gönlüm Gülün açma zamanı var Açar sabret açar gönlüm Sevgi çalışmanın dengi Her sevdanın ayrı rengi Bahar gelsin bengi bengi Saçar sabret saçar gönlüm Yeni başlangıç her yengi Yeter ki bitmesin sevgi Yön verir yarına bilgi Saçar sabret saçar gönlüm Sevgi yaşamın her tadı Yarınların öbür adı Sevgi yaşamın kanadı Uçar sabret uçar gönlüm |
Gülümse
Görürsen birini Gülün yoksa elinde Yüz görümlüğün olsun Yüzündeki gülücüğün Gülümse de Elini tut Yanağından öp Yüreğinde sıcaklığı kalsın Yanağındaki öpücüğün Bir yanıt alamazsan Sevgine Boş ver Büyüklük sende kalsın Hiç üzülme |
Gülün Kalsın Dedi Almadı Canan
Bu gün dağ yolunda bir güzel gördüm Halin nedir deyip sormadı canan Gönlümde açan gülü derip verdim Gülün kalsın dedi almadı canan Dalga dalga saçları sanki rüzgâr Uzat ipek ellerini nazlı yar Dedim bir buse ver kalsın yadigâr Ne ettim eyledim gelmedi canan Ağzı Gülşen dili acem bülbülü Gülüşünde açar cennetin gülü Menekşe bakışlı üzümdür eli Yakıp kül ettiğin(i) bilmedi canan |
Gülün Yoksa Gülümse
GÜLÜN YOKSA BİR GÜLÜMSE İnsan insana sevdalı Seven sevilen gül dalı Kimi alır kimi verir Böyledir dünyanın halı Sevgisiz yaşam zulümse Yalnız kalmak bir ölümse Gökyüzü olur elimsa Gülün yolsa bir gülümse |
Gülüne Zulüm Edersin
Yalan ile dolan ile Diline zulüm edersin Sevdanı düşürüp dile Yoluna zulüm edersin Uymuş iblisin sesine Değerin dünya süsüne Ruhun kul olmuş nefsine Külüne (aklına) zulüm edersin Yüreği yere çarparak Karanlıkta göz kırparak Hak haram çalıp çırparak Eline zulüm edersin Dertleşip gülüşmek varken Değişip gelişmek varken Paylaşıp bölüşmek varken Malına zulüm edersin Bu kuru can çıkar gider Felek çanın tıkar gider Nehir durmaz akar gider Gölüne zulüm edersin Haram ile hayır olmaz Yalanla dağarcık dolmaz Yaptığın yanına kalmaz Dalına zulüm edersin Kusurunu örtmez sözün Çürümüş kokuşmuş özün Niye şaşı bakar gözün Dölüne zulüm edersin Soyup da sağı sakatı Olmaz sevginin fakatı Atıp hakkı hakikati Aklına zulüm edersi El dağına girmek olmaz El gülünü dermek olmaz El bağından vermek olmaz Dalına zulüm edersin Yakar yüreğini riyan Yalan dolan senin rüyan Ayan beyan her şey üryan Balına zulüm edersin Uyup iblisin sesine Ruhun kul olmuş nefsine Kapılıp dünya süsüne Ölüne zulüm edersin Bilmezsen canan halını El bozar sonra balını Yolup yaprağın dalını Gülüne zulüm edersin Aşkın yalan sevgin yalan Bir gürültü geri kalan Boş sözlere gel de inan Çuluna zulüm edersin |
Gülüşümü Unuttum Ben Sevgilinin Yanağında
Gülüşümü unuttum ben Sevgilinin yanağında Çiçeğimi kuruttum ben Nazlı yârin kucağında Mor dağların sisi gibi Yüreğinin sesi gibi Öksüzün ninnisi gibi Sevdam soldu çiçeğinde Yüreğimi erittim ben Bir öpücük sıcağında Gözyaşımı kuruttum ben Bakışının sıcağında Takılı kaldı düşlerim Gece çoban yıldızında Yarım kaldı gülüşlerim Türkü yak da çal sazında |
Gülüşümü Unuttum Sevgilinin Yanağında
GÜLÜŞÜMÜ UNUTTUM BEN Gülüşümü unuttum ben Sevgilinin yanağında Gözyaşımı kuruttum ben Bakışının sıcağında Takılı kaldı düşlerim Gece çoban yıldızında Yarım kaldı gülüşlerim Dostlar çalar mı sazında Bir yağmur kokusu gibi Yüreğinin sesi gibi Mor dağların sisi gibi Sevdam güz çiçeğinde Üstümden geçer bulutlar Başımda çiçekler otlar Yarına kaldı umutlar Bu günün kucağında |
Gülüşün Gülüşüm, Ölüşün Ölüşüm Osun
GÜLÜŞÜN GÜLÜŞÜM OLSUN Gideceksin. Belli ki kararın kesin. Belli ki bizi terk edeceksin. Şu patikalar, Şu yollar, Şu çiçekler, Şu güller, Bu şehirler; Belli ki sensiz, Belli ki öksüz Kalacak bu yerler. Ama Yüreğini Bırak da git giderken, Dünyamı, Sevdamı ısıtsın. Sevgiliye gülüm olsun. Bakışını, Bakışının Nakışını da bırak; Ne olursun! Uç versin umutlarım, Bakışın baharım, Kışlağım, çalım olsun. Öpüşünü alıp gitme yanında, Düşünü de koy giderken, Yanağımda alım olsun. Hani, umudum biterse bir gün Yürüyecek yolum olsun Alıp gitme yanında; Sevgini, sevdanı, Sevişini de bırak Tutunacak dalım olsun. Sesini, Sevincini de bırak; Havalansın çocuk hayallerim; Rüzgârım, yelim olsun. Gideceksin. Ne yapsam boş, Ne desem nafile. Belli ki bizi terk edeceksin. Belli ki kararın kesin. Git sevdalım, Bahar dalım git. Yeter ki Sesini, Sevgini Sevdanı Bırak da giderken. Yeter ki bırak Gülüşünü, Öpüşünü, Düşünü Yalnız ölüşünü bırak; O da yeter bizlere. Git, Bir tanem, Yiğidim git. Engereğin dilinden, Sevgilinin gülüne; Şu semah dönen kuştan, Böğrümden yediğim kurşuna kadar; Ve Tanrı’nın Ve insanın; Bilip bilmediğim, Adını duymadığım; Tüm yaratılmışları, Yaratılacak olanları sevmezsem; Aha şuracıkta Allah canımı alsın. Tenim güz yaprakları gibi solsun; Şu dağlar, Şu ovalar, Yerler ve gökler şahidim olsun. Sevmezsem Ve de seni Her hücremde duymazsam; Anam avradım olsun. Şiirden, türküye; Romandan; öyküye; En küçük sevgiden, en kutsal ülküye; Senin türkünü, destanını yazmazsam Tüm güzellikler yüzüme tükürsün. Git Maralım, Yüreği yaralım git. Yolun, bahtın açık olsun. Git, Sevdalım Bahardalım git. Gülüşün, gülüşüm olsun Unutursam seni unuttururusam eğer Ölüşün, ölüşüm olsun. |
Gülüşün Hatıra Kaldı Yanımda
Gülüşün hatıra kaldı yanımda Hayalin gitmiyor ki her anımda Aldığım nefeste bile yanımda Bu sevdan hiç terk etmedi nazlı yar Gâh ağlamış gâhî isyan etmişim Sevdanla ömrümü ziyan etmişim Açıp yüreğimi üryan etmişim Bir gün olsun fark etmedi nazlı yar Gece gündüz hayalinle yoruldum Kimi zaman can evimden vuruldum Gâhî coştum kâh bulandım duruldum Deli gönlüm çark etmedi nazlı yar |
Gün Bahar Olur Yağmur Diner Nehar Olur
Durulur bora Durulur fırtına Diner de tufan Gün olur Nehar olur Yedi renginde evrenin Kuşlar sevdalanır Gelir dile Gün olur Bahar olur Ağaçlar sevdalanır Durur çiçeğe Umudun kesme Sevda varsa yarına Umudun yitirme Yüreği atıyorsa Güven insana Bir tohum Bir sevda büyüt Yarından yana Gün olur bahar olur Gün olur nehar olur Ağaçlar sevdalanır Yedi renginde evrenin Durur çiçeğe Gün olur yazgın yar olur Gün olur sevda döner İlk cemre gibi müjde olup Düşer yüreğe Ayıkla yüreğinden Kinden kandan nefretten Ne varsa kötülük ten yana Boşalt ki Yer açılsın güzelliğe |
Güneşi Tutar Elinde Yürek Aşarsa Kendini
Ağaç olur sümbül olur Toprak aşarsa kendini Güzelin elinde bulur Yaprak aşarsa kendini Açar da üstünde güller Öter güllerde bülbüller Menekşe toplar güzeller Çorak aşarsa kendini Ebemkuşağı belinde Sevda türküsü dilinde Güneşi tutar elinde Yürek aşarsa kendini Savaş biter barış olur Tüm insanlar kardeş olur Yalnız kalmaz yoldaş olur Bayrak aşarsa kendini |
Güzel Ol Gülüm Güldüğün Gibi
Yüreciğin satılmasın Sütüne su katılmasın Temiz ol canım Geldiğin gibi Özünü kin bürümesin Gözüne kan yürümesin Güzel ol canım Güldüğün gibi Çirkin isen diken görün Güzel isen güle bürün Doğal ol canım Doğduğun gibi Deryalarca derin ol da Mor dağlarca serin ol da Sevgi dol gülüm Sevdiğin gibi Sattım beyimi paşamı Atım giyimi kuşamı Sevdim âdemce yaşamı Çıplak ol gülüm Çocuklar gibi Sen sen ol gülüm Olduğun gibi |
Güzelliğini Çok Eyle
Güzelliğini çok eyle Kini gaybeti yok eyle Yüreğin bin kapısı var Aşkı sevdayı ok eyle Dilenci olsan şah olsan Geçici gençlik zamanın Dünyaya padişah olsan Kalır servetin samanın Gördüğünü güzel eyle On kez dinle bir kez söyle Tenin gider sevdan kalır Ömür geçer öyle böyle Yüreciğini pak eyle Dostun yüzünü ak eyle Affetmektedir güzellik Garez gaybeti yok eyle |
Güzgülünce Geç Kalmışsın
Bekleyen bir burç kalmışsın Sevmelere aç kalmışsın Ayaz vurmuş dallarını Güz gülünce geç kalmışsın Hasretleri güle verin Sevdayı bülbüle verin Hoyrat elde solar sevda Sevdayı sevene verin |
Hak Sevgiyi Her Kitapta duyurdu
Hak sevgiyi resulüyle buyurdu Sevgi deyip her kitapta duyurdu Barışı temel dip kurduk yurdu Kimler kararttı bu düşü bir düşün Bir tarla buğdayız bir salkım üzüm Sağ gözüm ağrısa acır sol gözüm Bu acıya nasıl dayansın özüm Hangi şeytanın işi bu bir düşün İbliste oyun çok düşme ağına Sol gösterip de vurur sağ yanına Musallat oldu bak kendi bağına Düşmanlığı kim yarattı bir düşün |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 09:01 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.