![]() |
Dertli Yırlar(III)
Sefil bir sefinede gider sevincim, Kalbimse kıyıda kaybolur, yiter Onu Nakkaştepeye nakşeylemeyin Defnedilsin...belki yeniden biter Beni ey damıtılmış güzellik! Beni ey hüsnün çehreleşmişi Beni en dertli yırlarla çağır Çünkü çirkâb ve çamur çoğalmıştır |
Dertli Yırlar(II)
İnceldi keder inceldi, inceldi Geçti iğnesine günlerin Ve oyasını işledi kalbimize. Tez silindi tezhibi, lâciverdi, Ümidin, neş'enin, bahtın Bilmem saadeti resmetti mi Abidin Bey? Hayyaaam, sen, elemin takvimini yapar mısın |
Zamanın Sesleri (III)
Evvel Zaman içinde değil şimdi, Masallarımdan'bir varmış'silindi. Bir gün ümitlerim de beni bırakırsa , Ne demir çarık isterim ne asa.. Anılar cirit oynarken eski odam içinde Ne Hint'te ararım seni ne Çin'de Çünkü bileceğim nerdesin, -Acı olan da bu ya- O gün de bileceğim bu gün gibi Onulmazlığını bu derdin, Ama o gün, biraz daha çaresiz Biraz daha derin. Sessizlik sussun artık yetişir Ben de bilirim ki sonu gelmiştir Bu eski hikayenin Evvel zaman içinde değil şimdi, Anılar cirit oynarken eski odam içinde, 'Bir varmış'ı siliyorum işte bak Bir zamanki o gökyüzü, o berrak O çepçevre mavilikler 'bir yokmuş' |
Kovulmuş Vak'anüvis
Zaman adında o kadim Sultan'ın 'Hisar'tesmiye olunan sarayından, Muhtelif seciyeli şehzadegân, Arz üzerine dağılmışlardır. Garp pâyitahtlarına hükmeden büyüğü Mermer ve çelik seciyeli olmağla, Onun mülkünde asırlarca, Bina ve meydanlar aynı biçimdedir.. İkinci Şehzade ahşap ve erguvan seciyeli . Benim Çocukluğumda Boğaziçi O Şehzadenin hükmündeydi Son yılların birinde, Amcazade yalısında sanırım, Hâl-i nez'inde görmüştüm o genci Daha sonra üvey kardeşi-çürük beton ve plastik seciyeli- Onun yerine geçti... Kimi şairlerin ömrüne Hükmü geçen Şehzâde Bir kelebek uçarılığını taşır, Âkif ve arkadaşlarının günlerine Hükmeden Şehzade ise 'Bu din garip geldi garip gider' Sırrına mazhardır. Ah Çocuk, bunları sen nerden bileceksin? Ben Zaman Sultanı'nın sarayından Ve vak'anüvisliğinden kovuldum Adlarını şimdi anmadığım, Başka Şehzadeler de tanımışken, Halk arasında seni, 'Zaman Prensesi'ni buldum... Şiiri bırakırdım bilsem Şimdi nerelerde olduğunu, Ümitsiz de olsa bekleyişim, Seni düşünür sadece ve susardım |
Kırgınlık Şiiri
Kırgınlık Sanki başka bir his Hiç ama hiç Yaşamamış gibiyim. Kırgınlık Beyoğlunda bir ara sokakta Yapıldığı yıllarda muhteşem Şimdi küf ve soğan kokan Bir bina gibi Kime ne sitem etsem veya yakınsam Bütünü sana gibi Bir yol tutturup kendiliğinden Hepsi sana yöneliyor Bedenim Toprak üstünde kaldıkça Benden ne selam ne sitem Ne de yakınma Bekleme, yollara bakınma Son gün Yeraltına gidişte, Ben ve yüreğim Tanrı'ya Döneceğiz ve kırgınlığım Yani o soğan kokulu apartman Sana döndürülecek unutma |
Çok Şey Var ki Geride Kaldı
Çok şey var ki, geride kaldı Dönüş yolları kapalı, Kara otağ içindeyim; Yerde de kara bir halı... Çok şey var ki geride kaldı Nice sisli-sevgili yüz Her biri bir yönden öksüz Kiminin ardında kalınır, Kiminden önce ölünür Zamanla herşey silinir, Bir gerçek yalnız bilinir: Tanrı verdiydi, O aldı.... Ne çok şey geride kaldı Ne çok şey geride kaldı |
Çeşmibülbül
Kalbler sırçadan yaratılmış bir kere, İmkân yok sağlam yürekle ölmeye. Her yer cam kırığı her yer... Ve sırçaları toplayan kişiler, Camdan bilyalar yaptırıyor; Tokuşturmak için zevkle, Dedikodu meclislerinde. Oysa yüreklerin kırıkları, Katılarak birbirine Çeşmibülbül kadehler üflenmeliydi, O zaman işte Çocuk, âh o zaman, Benim kalbim senin, Menderes'in kalbi İnönü'nün Fikret'in kalbi Âkif'in kalbiyle Renklenir ve kıvrılır giderdi, Bir Çeşmibülbülün hârelerinde. Sert ve kaçınılmaz içkisini ihtilâfların, Veyâ sevdâ acılarının, Buruk, is kokulu çayını, İçenler hüzünlenirdi Kulaklarında senin şarkın, Gözleri hârelerde. |
Haydarpaşa Garı
ı. Bizim diyarda Sen, Sokakta satılır gibisin ey elem, Bir eşek sırtında ve eşeği, Kuvvetle muhtemel yakında öleceği, Bir ihtiyar çekiyor, yürütüyor. Ey elem, onunla seni paylaşmak Dışında bir ilişkimiz kalmadı... Oysa, bizden öncekiler için, O adam bir Hak aşığıydı. Ben çok sevinci uğurladım, Dönen var mıydı yok hatırımda. Sevinçler, yüreğimin Garında, Uğurlanırdı daima -Şemsiyeli ve uzun paltolu- Hatırlamıyorum hangisi döndü, Uğurladıklarım, gözümde hala. ıı. Bir gündü o Beykoz akşamında, Bulutlar, alçalma yarışında, Omuzlarımızdaydı bulutlar... İç ürperten bir serinlikle, Sulardan göğe, gökten sulara, Ve insanlara çarpıp duran, Küçük Çocukları korkutan Alıcı kuş gibi bir akşam, Gökten bizi süzüyordu. Fakat hangi yıldaydı bu? Yıllar ve günler karıştı... Şimdi uğurladığım sevinçler, -Şemsiyeli ve çok uzun paltolu- O gençlik görünümleriyle Kaldılar hayalimin Haydarpaşa Garı'nda. |
İcadiye Tepesi'ne Rokoko Hitap
Kandilli Bahçe civârında, Hicran nâmına inşa olunmuş, Nev-icâd kasrın kandilleri Bir anda yandı idiler... Yüreğimin doruğundaki rasathane, Bir bulut şekline girerek sizin, Gitiğinizi henüz kaydetmişti ki; Bir Frenk Madam, şapkası siyah tüllü, ''Monte Griso'da neler oluyor Tanrım'' dedi Uzun, soluk yüzünde, Birer faltaşıydı gözleri... İcadiye'de birşey olduğu yoktu O gri dağda âh Grili Çocuk, Fatin bir râsıt gibi elem, Sizi izlemekteydi, hâdise bu. Siz epeyce mesafe katetmişken, Elem, rasat mahallinde, mağrurdu. Bense tırmanıyordum ona doğru. Tek gerçek, tepedeki hindibalar, Plantagolar, çamlardı bir de Siz bile gerçek değildiniz.... Ey Azizem niçün halkedildiniz? Hem, affınızı reca ederim ama kimdiniz? Sinâ-yı kahra ayak basmamışken Hâşim Bey, henüz Monte Griso'ya doğru yükselerek, Oradan... Oradan kaybolmayı, Kimden öğrendiniz? Dağlara dayanmazken eninime, İcadiye nasıl tahammül eder Çocuk? Cevabı mümkünse lütfediniz. |
Kasımpatı
Göl çevresinde bir tek kasımpatı... Ölüm eğrisi tırmanışta şimdi, Hergün gözlerinin ekranında, Tavan çizerken güzellik eğrisi. Her ikisini de yaşadığından, Farkında güzelliğin ve ölümün. Beyaz, lekesiz bir kasımpatı... Göl kıyısında toz ve çalılar... Bâtın gölünde oynaşan balıklar, Belki de böyle bir göl yok, Çamur ve çalılar da hayâl. Yalnız varolan Kasımpatı... Göl kıyısında kaynaşarak, Karışmakta ümit, sevinç ve melâl. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:04 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.