![]() |
Kahrolası ah zalim *******,
Yine vurdu beni, Mavzer kurşunu gibi, Hasretinin vurduğu zamanlarda, Aylardır bir haber yok senden, Bir bir sor samda arasam da, Bir haber alamadın dostlarından da, Hasretin vurduğu zamanlarda, Bir volkan gibi dolu gözlerim, Patlamak üzere yüreğim, Kopardı zincirleri firar etti sevdam, Hasretin vurduğu zamanlarda, Her gece mayın tarlasında yürüyorum, Şu hasretin vurduğu zamanlarda, Ne zaman mayına basacağım belli olmadan Yürüyorum umursamadan pervasızca, Hasretin vurduğu zamanlarda, |
Hasretini yoğurdum dün gece
İçine biraz gözyaşı Biraz özlem Biraz saçlarından Biraz gözlerinde kattım Hasretin yoğurdum dün gece Mayası aşktı Özü sevgi Hasret hamuru pişince yürekte Hasretin yoğurdum dün gece |
Sessizce yağmur yağıyordu
Karanlık sokaklara Sensiz ve soğuk yatağımda Hayalinle avunuyor Bu hasta bedenim Bekliyorum seni Hasta yatağımda Bir gün çıkıp gelirsin diye Ansızın kapımı çalıp Ben geldim diyebilmeni Bekliyor bu hasta bedenimi |
Bu gecede yoksun sen,
Dün gecede olduğu gibi, Hayalin misafir bana, Yine bir haber yok senden. Ne olur bir iki satır, Bir name yazıp yollasan, Hayalin yerine sen misafir olsan, Uyurken sessizce yanıma uzansan. Aylardır yalnızım bir başıma, Ne kapımı çalanım var, Nede gelenim gidenim, Her gece hayalin misafir bana. Bekliyorum bir gece gelirsin diye, Gözüm yollarda, Kulağım kapıdan gelecek seste, Hayalin yerine sen misafir olsan. |
Bir kurşun gibi yüreğime saplanan,
Her nefesimde dayanılmaz acılar veren, Ve hiç aklımdan çıkmayan, İşte o hayalinin seviyorum ben. Kısa kızıl jöleli saçlarını, Gülen Japon gözlerini, Canım dediğinde, Bir canım daha çıkan o dudaklarını, İşte o hayalinin seviyorum ben. Yattığımda huzur bulduğum, Saçlarımı ellerinle okşadığını anı, Seni seviyorum diyen o dillerini, İşte o hayalinin seviyorum ben. Şimdi zehir saçan dillerini, Çattığın o kalem gibi kaşlarını, Bir ok misali sineme saplanan kirpiklerini değil, Hani var ya o unutamadığım, İşte o eski halini seviyorum ben. |
Hayat her şeye inat yaşayabilmektir.
Tüm zorluklara göğüs gerebilmektir. Sevip sevilebilmektir. Bittim dediğin anda yeniden dirilebilmektir. Her fırtınanın ardından doğan güneşe merhaba diyebilmektir. Yağmurda ıslanıp toprağın kokusunu hissedebilmektir. Çöllerde susuz kalıp suyun kıymetini bilmektir. Tüm kırılmışlığa rağmen dostunu affedebilmektir. Sonbaharda dökülen yapraklara bakarak ders alabilmektir. Yağan kara inat açan kar çiçeğini sevebilmektir. Deniz kenarında sahile vuran dalgaların sesini duyabilmektir. Ağustosta ayında öten cırcır böceğinin sesini sevebilmektir. Çimlerde yalın ayak dolaşıp toprağı hissedebilmektir. Hayatı delice çılgınca yaşayabilmektir. Gökkuşağı altında geçip dilek dilemektir. Gecenin sessizliğinde otların üstünde yürüyen böceklerin sesini duyabilmektir. Tüm canlıları yaradan ötürü sevip, hoş görüyle affedebilmektir. |
Hey hayat sana bağlandım delicesine,
Sanki yeniden yaşamaya başladım, Senle aldığım nefes bir başka güzel, Nasıl yaşamışım sensiz hayat, Senden önce hep acı çekti yüreğim, Senle gülmeyi öğrendim, Sensiz hayatı nasıl çekmişim bilmiyorum, Sen gidersen ben yaparım hayat? Korkuyorum bir gün hayatsız kalacam diye, Korkuyorum seni sensiz yaşamaktan, Beni bırakıp ta gitmesin değil mi? hayat, Seni seviyorum hayat |
Şimdi ömrümün hazan mevsimindeyim,
Ayaz yedi dalım yaprağım, Açmaz oldu mor sümbüllü bağlarım, Ötmez oldu bülbüllerim, Hayat sen benden çok uzaksın, Hayat dene ince çizgideyken, Güllerim bir bir solarken, Bülbüllerim ötmez olmuşken, Hayat bende çok uzaksın, Neyleyim böyle ömrü, Yanımda sen yokken, Her gün acı çekiyorken, Hayat benden çok uzaksın sen. |
Çıktığım bu hayat yolunda
Hep engeller çıktı karşıma Biri bitmeden öbürü çıktı yoluma Ne zaman düzlüğe ineceğim Yolum dikenli ve taşlı Ayağım yalın başı açık Üzerimdekiler ise kırk yamalı Ne zaman düzlüğe ineceğim Yolum karanlık bir tek yıldız bile yok Yağmurlar yağıyor yollarıma Çamur bataklık olmuş sanki Ne zaman aydınlığa kavuşacağım Bir gün gelecek ömrüm bitecek Yıllar bir bir tükenecek İşte o zaman tüm acılarım dinecek Kalanlara selam olsun Mutluluklar onların olsun. |
Sen kaldın bana bu,
Hani şu tarif edemeğim, Arayıp ta dermanını bulamadığım, Sol böğrümdeki sızı, Hiçbir şey kar etmiyor, Dindirmiyor bu sızıyı, Şimdimi, Hayatın vitesini boşa attım, Sensiz üç gün fazla yaşamışım, Beş gün önce ölsem de, Önemli değil, Şimdi attım hayatın vitesini boşa |
Su kanli üniformam,
Yirtik yamali postallarim, Gögsümden çikardiklari kör kursun, Bunlar sana son hediyem olsun. Boynumdaki künye levham, Tapu sarilan al BAYRAGIM, Birde su soluk resmim, Bunlar sana son hediyem olsun. Ucu yanmis bir mektup, Dalinda kurumus bir gül, Son içtigim sigaranin yarisi, Bunlar sana son hediyem olsun. Sakyn a?lama arkamdan, Hadi sil gözya?laryn, Gönderdi?im hediyeleri sakla bir kenarda, Y?te bu mezar sana son hediyem olsun 08.08.2007 Güneydo?uda bir yer SaaT.04.45 |
Sende ayrı bir sonbahar sabahında,
Derinden den çektiğim sigaramda, Damarımda dolaşan kan gibisin, Kahretsin her şeyimde yine sen varsın. Bülbül sararıp solmuş güle, Gözyaşı döküp feryat ederken, Ağaçlarlardaki yapraklar bir dökülürken, Kahretsin her şeyim yine sen varsın. Odama ilk vuran güneş ışıklarında, Gece düşümdeydin, Şimdi ise hayalimdesin, ALLAH kahretsin beni ruhumdasın, Kahretsin her şeyimde yine sen varsın. Çaldığım sazımın bam telinde, Bestemdeki notalarımda, Dilimdeki türkülerde, Kahretsin her şeyimde yine sen varsın. Yediğim yemeğin içinde, Bardağın içindeki içtiğim suda, Baktığım her yerde, Kahretsin her şeyimde yine sen varsın. Kahretsin kokladığım çiçeklerde, Yaşlı gözlerle dinlediğim her şarkıda, Notalarında nakaratında sen, Alırken acı duyduğum nefeste, Kahretsin her şeyimde yine sen varsın. |
Kaç zaman geçti,
Kaç takvim tükendi bilmiyorum, Bir dosttun omzunda ağlamayalı, Hırçın dalgalar gibi yüreğim, Şu yalan dünyada bir başıma, Ne bir dost ne bir yaren, Kalmadı yanımda göçtüler birer birer, Hırçın dalgalar gibi yüreğim. Suskun dillerim konuşmuyor, Yaralı şu gönlüm yaralı, Vefasız dostlar aldılar canımı, Hırçın dalgalar gibi yüreğim |
Çok istemiştik şu yağana yağmurlarda,
El ele dolaşmayı ANKARA sokaklarında, İliklerimize kadar ıslanıp, Bir sabahçı kahvesinin sobasın da ısınırken, Sıcak bir bardak çay içmeyi. Ama hiç fark ettin mi? Seninle bir türlü olmadı, Bu hayalimizi gerçekleştirmek, Şimdi bense tek başıma, Islandığıma aldırmadan, Yürüyorum ANKARA sokaklarında. Her yağmur yağdığında, Sensiz bir başıma, Ağlayarak dolaşıyorum, Virane ANKARA’NIN sokaklarında. |
Şu adım adım dolaştığım,
Karlı dağların arkasından, Haykırsam Seni seviyorum diye, Duyarımsın benden uzaktaki yârim, Duymasan da hissederimsin seni sevdiğimi. Karanlık *******im tek ışığı yıldızlardan, Gökyüzüne seni seviyorum yazsam, Yıldızlara bakınca görürmüsün, Görmesen de hissederimsin seni sevdiğimi. Cudinin, Gabarın,Zahonun, Karlı zirvelerine, Yaramdan akan kanımla, Kocaman harflerle yazsam Bakınca görürmüsün bendeki bu aşkı, Görmesen de hissederimsin seni sevdiğimi. Biliyorum görmeyeceksin, hissetmeyeceksin, Seni nasıl hala deli gibi sevdiğimi, Beni yeniden sevmeyeceğini bile bile, İşte yine haykırıyorum seni seviyorummmmm. |
Güzel bir ilkbahar akşamında,
Güneş son ışıklarıyla, Vedalaşırken gündüzle, Yine hüzün bulutları çöktü üstüme. Gebe kaldı gecem gündüzüme, Soğuk duvarlı odamda bir başıma, Özlemin ateşi düştü içime, Yanıyor içim her akşam oluşunda. Gündüzleri kendimi oyalasam da, Ya *******i, İşte onu hiç sorma bana, Kıvranıyorum yatağımda bir başıma. Bazen ağlıyorum, Bazen sana, bazen de kendime kızıyorum, Sıkıyorum yumruklarımı, Tırnaklarım geçse de avuçlarıma, Kıvranıyorum sabahlara kadar. Uykum firara ediyor, Mühhebet hapse mahkûm olmuşken, Sevdan ise prangalı yüreğimde, Ağlıyorum *******ce. |
Gecenin karalıgında yürüdüm
Yagan Yagmura aldırmadan Ancak böyle saklıyordum Gözümden akan yaşları Gözümden akan yaşalrı saklıyordum Ya hıçkırılıkalrımı ne yapacaktım Hiç kimseye aldırmadan Sadece yürüdüm Yagan Yagmurda dün gece Senszlikti beni böyle aglatan Yagan Yagmura aldırmadan Sesizce yürüdüm yagan yagmurda |
Kapattım şu gönlüm kapılarım,
Senin aşkına sevgine, Abu hayat olsa da, Tövbe içmem bir daha elinden aşkın badesini. Aşk dediğin yalan imiş, Aşkı narında yanmak imiş, Şu gurbet ellerde sürünmekmiş, Tövbe içmem bir daha elinden aşkın badesini. Bilsem ki dertlerime derman, Şu bedenim katline ferman, Aşkı narı dan yanıyorum desende, Tövbe içmem bir daha elinden aşkın badesini. Neyleyim beni benden ettikten sonra, Hayata gülmeye küstürdükten sonra, Dostumu düşman ettikten sonra, Tövbe içmem bir daha elinden aşkın badesini |
Yüregimden yaralandım,
Ne tututanacak bir dalım, Ne de sıgınacak bir limanım var, İşte böyle yaralıyım. Fırtınaya tutulmuş gemi misali, Vurgun yemiş dalgıç gibi, Ne yaralarımı saracak bir tabib, Ne de bir dermenım var, İşte böyle yaralıyım Çöllerde susuz akldım, Senden ayrı geçen günleri sayamaz oldum, Ne de günleri sayacak halim, Ne de senden ayrı kalacak gücüm kaldı, İşte böyle yaralıyım |
İşte gör yarattığın eseri,
Övün kendinle sevin, Böyle bir eserin mimarı sensin, Nasıl beğendin mi yeni eserini. Bunlar sende kaldı bana, Bir kuru inat yüzünden Yedin bitirdin ömrümü, İşte gör yarattığın eser. Buzdan yaratılmış bir beden, Ne bir ruhu var, Nede bir kalbim artık, İşte gör yarattığın eseri. Acımıyor içim suskun, Ağlıyorum artık gecede gündüzde, Boş boş bakan bu yeşil gözler, Bunlar seni eserin, İşte gör yaratığın eseri. Taramıyorum saçlarımı, Küskünüm artık aynalara, Niye diye sorma sakın, Bunlar senin eserin, İşte gör yarattığın eseri. Kimselerle konuşmuyorum artık, Suskun bülbül dillerim, Unutturdun bana gülmeyi, İşte gör yarattığın eseri. Yüzümdeki bu derin çizgilere, Dünyaya kaderime küsmüşlükler, Bunlar senin eserin, İşte gör yaratığın eseri. |
Yanımdan sessizce geçip giderken,
Yüzüne bile bakmadığın, Dilenci sanıp önüne para attığın, İşte o adam bendim. Bir zamanlar yüzüme, Bakmaya kıyamayan sen, Şimdi yüzün bile bakmaya iğrendiğin, İşte o adam bendim. Aradan yıllar geçmiş olsa da, Sana deli divane gibi sevdalı, Her şeyin kaybetmiş ama Hala sevdasını sokak sokak arayan, İşte odama bendim. Sen her gelip geçtiğinde buralardan, Hatıralarım bir bir gözümde canlanır, Ağlamaktan kurumuş göz pınarlarımdan, Birkaç damla yaş süzülür, Ağlarken gördüğün yüzüne bile bakmadığın, İşte o adam bendim. Şimdi alda başına çal sevdanı da aşkını da, Yıllarca hasretinle alev alev yaktın, Ne bir mektup nede bir haber saldın, Her şeyini alıp ta dilenci yaptığın, İşte o adam bendim. |
Gün akşam olup,
Güneş dağların ardında kaybolunca, Günün ışıkları tükenip gün geceye kavuşunca, İşte o zaman başlar benim acılarım. Sanki yıl olur bitmez o gece, Yatarım yatak diken olur, Yastık taştan, demir gibi, İşte o zaman başlar benim acılarım. Saniye saniye dakika dakika, Her anı yenide yaşarım gözlerim dolu dolu, Hücredeyim mahpustayım sanki İşte o zaman başlar benim acılarım. Kader mahkûmları gibi Volta atıyorum odamda, Adım adım seni yaşarken İşte o zaman başlar benim acılarım Bir köşede hayalinle konuşurken, Saçların ellerimle tararken, Gözlerim kirpiğe küsmüşken İşte o zaman başlar benim acılarım Tam seni rüyamda görmeye başlamışken, Yine sabah ezanları okunuyor, Sıçrıyorum daldığım tilki uykusundan, İşte o zaman yeniden başlar benim acılarım. |
Yüreğimde bir yangın çıkmıyor ki dışarı
Belki geçer diye su içiyorum ama Irmakları içsem de fark etmiyor ki... Aşk dediler geçer Sevgi dediler geçer Benimki nasıl aşkmış Nasıl sevgiymiş ki geçmiyor Bekledim uzun süre aşkı yaşamak için Yaşadığıma sevinemedim yangının acısından Yüreğimdeki yangın dinmiyor Seni çok seviyorum aşkın yüreğimi yaksa da Benle ol benle kal aşkım |
Kalbimi yasını senin için ayırdım
Kimse o kalbi çalmaz, Çünkü sen önceden çaldın, Ve şimdide geri vermiyorsun, Bundan sonrada versen de almam, Kalbimim yarısı bundan sonra senin. |
Yağmur yağıyordu ıssız ve karanlık sokaklara,
Elimde sigaram kalbimde sevdam, İsminin dudaklarım, Sevdamı arıyordum ıssız ve karanlık sokaklarda. İliklerime kadar ıslandım yağan yağmurda, Sabaha kadar aradım bir sokakları Gözümde yaş elimde sigaram ismi hala dudaklarımda, Sevdamı aradım ıssız ve karanlık sokaklarda. |
Unuttum kaç mevsim geçti,
Senden ayrıldım ayrılalı, Hangi mevsimdeyim, Yaz mı, kış mı yoksa sonbahar mı,? Unuttum kendimi bile unuttum. Sesini duymayalı ne kadar oldu, Ya saçlarına dokunmayalı, O beni benden alan gözlerine, Ellerinden tutmayalı ne kadar oldu, Unuttum kendimi bile unuttum. Aylardan hangi aydayım, Günlerden hangi gün, Pazar mı, salımı yoksa cumamı, Unuttum kendimi bile unuttum. Unuttun mu sandım seni, O beraber geçirdiğimiz rüya gibi günleri Ne gözlerini nede sonunda acı söyleyen o tatlı dilini, Unuttum mu sandın rüzgârda tel tel uçan saçlarını, Ama seni unutamadım da kendimi unuttum. |
Bilirim yoktur bu derdin dermanı,
Kesip atmaktır tek çaresi, Hadi doktor durma, Vur neşteri kes al bu yarayı. Kes al bu yüreğimdeki yarayı, Tamponda yapma bırak aksın kanım, Akıp gitsin kanım her damlası, Hadi vur neşteri kes al bu yarayı. Titremesin ellerin doktor, Acıtmaz yüreğimi senin neşterin, Kapatma bu yarayı açık kalsın, Hadi vur neşteri kes al bu yarayı Ne acılar çekti bu yüreğim, Senin şu metalin mi canımı yakacak, Korkmam bağırmam sesimde çıkmaz, Hadi doktor vur neşteri kes al bu yarayı |
Kırılsın bu kollarım
Bir daha seni sarmayacaksa Kırılsın bacaklarım Bir daha sana getirmeyecekse eğer Kör olsun bu gözlerim Bir daha seni görmeyecekse Kırılsın bu ellerim Bir daha ellerini tutmayacaksa Parça parça olsun kalbim Senin sevgini kazanmadıysam Çürüsün bu bedenim kurt da kuşa yem olsun Seni bir daha saramayacaksam |
Yağmur yağar kirpiklerim ıslanır,
Deli gönül abdal olmuş, Diyar diyar dolanır, Deli gönül abdal gönül neylersin, Kirpikler küsmüş bir birine, Barışmazlar günlerce *******ce, Sevdası yarası bu, Kolay kolay iyileşmez derler, Deli gönül abdal gönül neylersin Dillerim suskun yürek yaralı Dermanı yarda başım dumanlı Yazım borandır yaşıyor ahı Deli gönül abdal gönül neylersin Nadire AKTAŞ |
Kokuna hasret kaldığım anda,
Başımı alıp gitsem uzamalara Kokunu getirecek rüzgârları aramaya, Bulurcuyum ki esen yellerde kokunu acaba, Gece gündüz demeden arasam, Yagan yağmurlara sorsam izin, Esen yellerde bulurmuyumki kokunu acaba, Eğer sende benim kokumu özlersen, İşte burdayım seni bekliyor olacağım aşkıma, |
Şimdi bütün *******im,
Çok karanlık korkuyorum, Bu yalnızlık bu sensizlik, Öldürecek beni yar. Önüne set çekilmiş nehir gibi gözyaşlarım, Patlamaya hazır volkan yüreğim, Korkuyorum bu yalnızlıktan, Sensiz bir başıma korkuyorum yar. Küçük bir çocuk gibiyim, Dokunsalar felaket olacak, Parça parça olacak yüreğim, Sel olup akacak gözyaşlarım, Korkuyorum anlasana beni, Seni aramaktan sormaktan yoruldum, Korkuyorum evleneceğini duymaktan, Korkuyorum anlasana yar. |
Kör bir gecede,
Hatıralarım bir bir çullandı üstüme, Hayalin başucumda, Üç beş nöbette yine. Sülyetin perde perde, Uykuya hasret gözlerimde, Uzatsam ellerim tutar mıyım ki seni, Tıpkı eskisi gibi be gülüm. Bazen sen diye konuşuyorum, Kendi kendimle deli gibi, Ağlıyorum sessizce, Kimse duymasın diye Bekliyorum seni belki, Bir gece ansızın gelirsin diye. |
Bir kuş olsam da kanatlansam,
Uçsam gelsem yanına, Konsam omuzlarına, Kulağına seni sevdiğimi fısıldasam. Kuzey kutbunda da olsam, Kanat çırparım hiç durmadan, Bir kerecik olsa bile seni görmek için. Uçar gelirdim yanına. Karlı dağları aşar gelirim, Ne yemek yer ne su içerim, Bir an önce seni görmek için, Uçar gelirdim yanına |
Küskünüm şu yalan dünyaya,
Küskünüm kalleş insanlara, Alın yazıma kaderime, Küskünüm şimdi her şeye, Şimdi küskünüm saçın her teline, Kaşına, gözüne, kirpiğine, Taş kesilmiş kalbine, Küskünüm sana olan sevdama. Âşık yıldırım sen kime küsersin, Kaderin küsmüş sana bilmezsin, Her fırsatta dost dediklerin, Sırtından hançerler de bilmezsin. Şimdi küssen ne yazar, Küsmesen ne yazar, Kader ağlarını örmüş sana, Küsmesen de neye yarar |
Sensizliğe mahkûm ettim kalbimi,
Yedikule zindanlarında, Karanlıklara mahkûm ettim onu, Katran karası *******de. Prangalar vuruyorum, Kollarına ayaklarına, Ağlamakta yasak artık ona, Katran karası *******de. Öğrenmeli sensiz yaşamaya, Alışmalı artık gitmelerine, Alevlerde yansan da, Katran karası *******de |
Mahpuslardayım zindanlardayım sanki
Karanlık bir dünyadayım senden uzaklarda, Kalın duvarlarla çevrili demir parmaklıklara arasındayım, Sen yoksun ya buralarda. Güneş doğmuyor odama hücredeymişim gibi, Ne aldığım nefsin, Nede yediğim yemeğin tadı var. Sen yoksun ya buralarda. Çiçekler boynun bükmüşler, Bir bir sararıp soluyorlar, Hiç biride senin kokmuyor, Sen yoksun ya buralarda. Çentikler atım beyaz badanalı duvarlar, Sayamadım ne kadar oldu senden uzakta, Belki yıl bekliden bin asır oldu, Sen yoksun ya bu şehirde, |
Gözlerimde bir korku,
İçimde sönmeyen bir ateş, Yüreğimde bir hasret rüzgârı, Şimdi mahpusta bu sevdam. Kör *******imin tek ümidi, Ümitleri tükenmiş yarınlarımın hayali, Uykusuz *******imin düşü, Şimdi mahpusta bu sevdam. Taş duvarlarla çevrili etrafı, Kapısında demirden bir kapı, Ne anahtarı, nede bir kilidi var, Şimdi mahpusta bu sevdam |
Dün dolaştım el ele gezdiğimiz sahilde,
Yine hıçkırıklarım karıştı, Martıların çığlıklarına, Gözyaşlarım hiç sorma, Onlar zaten hiç dinmiyor ki. Dolaştığımız sahilde hala ayak izlerin, Oturduğumuz bankta hayalin, Denizin dalgalarında sesin, Esen meltemde kokun vardı. Martılar çığlık çığlığa, Sanki benimle beraber ağlıyorlar, Çisil çisil yağan yağmurla, Sanki gökyüzü de benimle ağlıyor. |
Korktuğum o ayrılık işte gelmişti
Belki bir daha seni göremeyecek Ellerini tutamayacak gözlerine bakamayacaktım İşte seni benden alacak mavi tren Artık mavi rengi ve Seni benden koparan 18.10 sevmiyorum Vedalaşırken şekerine dikkat demiştin Birde hayat hep bir umut vardır diye Onu yakalamaya çalış diye Seni alıp götüren mavi trenden sonra Yapa yalnız kaldım bu şehirde Tıpkı oyuncağı alınmış çocuk gibi Arkandan ağladım Artık hiç bir şeyin anlamı yok Sensiz bu şehirde be gülüm |
Geçtiğim yollara,
Yapraklar dökülüyor, Sapsarı mosmor, Bazen de kırmızı, Ay tutulması renginde Sırlı Sıradan gibi, Sebebi; Yıl olabilir, Yer olabilir, Su olabilir, El olabilir, Dil olabilir, Ama asla mevsim değil |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:21 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.