www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Mahmut Nazik (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135485)

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:36 PM

Nefsinin Kölesi Olan Dostunun Çilesi Olur
Nefsinin kölesi olan
Dostunun çilesi olur
Olacağı bile bile
İşinin hilesi olur

Geçince gençlik zamanın
Kalmaz umanın sumanın
Bir yüreği yıkmış isen
Yapmaz servetin samanın

Yürek deniz insan balık
Aşkla büyür çağa çoluk
Sevdan gider senin ile
Ondan gayrısı dünyalık

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:36 PM

Neler Sığmaz ki Yüreğine
Öyle eli duşuna
Öyle bulanıkta, siste.
Kasılıp
Titreyip durma öyle
yarıcanlı yarı hasta
Öyle kıvranıp durma,
Ne yapacağını bilmez vaziyette

Önce kendinden başla, okumaya.
Neler sığmaz ki yüreğine;
Yeterki sen yürekten iste

Denizi göreceksin;
Günbatımını, seheri, sabahı duyacaksın,
Bir bulunmaz tohum gibi
Sevgiyi koy önce
Yüreğinin orta yerine
Hayatı seveceksin,
Seveceksin hayatı
Hem de ölümüne.

Kuşları görüp,
Gülleri çiçekleri duyacaksın.
O tertemiz,
Pırıl pırıl bakışını göreceksin bebeklerin.
Bir değil, iki değil,
Dört yetmez;
Altı boyuttan bakacaksın hayata.

Kuşların dilini bilip,
Doğanın rengini çözecek,
Denizin sesini duyacaksın.
Gözlerin gülecek gün doğumunda.
Önceden yazacaksın;
Sonradan olacak,
Sonra söylenecek olanı.

Nedenini, niçinini, nasılını;
Didik didik edeceksin gülleri yolanı.
Korkular elenecek eleğinde
Kibirini yele,
Kinini sele,
Yüreğini ele,
Korkularına geceye verip;
Eriteceksin ezberletilmiş olanı.
Sorular sor
Sorulmamış sorular sorup
Yüreğinin derinliklerine
Devrimler yapacaksın belleğinde.

Sesinle, şefkatinle, tutkunla
Köle olacaksın;
Yüreğine dokunacaksın;
Seveceksin delicesine;
Nefrete kine ve kana
Boyun eğmesin diye hayat.

Esiri olmasın,
Hükmetmesin,
Gölgesi düşmesin diye korkuların;
Ne sevdana,
Ne de dünyana.
Karlara, kışlara,
Ayazlara direnip de
Kerem’le Aslı’nın,
Hızır’la İlyas’ın,
Baharla yazın sevdası buluşsun
Gönlünün gül bahçesinde.

Göze gelmesin,
Nazar değmesin diye;
Nöbet tutacaksın bilge ve
Güzel olanın kapısında.

Çocuklar güvercin uçursun;
Güzel günlere, maviliklere.

Neler sığmaz ki yüreğe.
Koskoca birdenizdir, deryadır;
Ummandır, dünyadır yürek dediğin.
Verdikçe büyür;
Büyür sevdikçe.

Yeter ki
Kanatmasın kin,
İntikam dikeni.
Kibirin çekmesin seni dilbere yeter ki.
Düşüp de korkunun gölgesi,
Sevgiye hükmetmesin yeter ki.

Sesinle, sevdanla dokun;
Yetmiş iki dilden sev,
Yaratılmış olanı sev delicesine.
Sevdan acı çekmesin
Can çekişmesin can evinde.

Dans etmek için
Bin gelin
Bin güvey doluşsun
Yüreğinin gül bahçesine.

Kötülükler karartırsa
Yüreğinin maviliklerini eğer,
Düşün ki ardında güneş ay ve
Masmavi bir gökyüzü var.
Düşünki bulutların ardında
Bin yıldız göz kırpar

Aradığını bulmak,
Bulduğunu anlamak için;
Yaşamak için yazgını,
Hadi git,
Yürü git
Durma git
Sislerin içinden.
Kurtulmak için zincirinden.

Bulmak için o ülkeyi,
Yelken açmak varken
Bilinmedik limanlara;
Yerinde çürümek niye?

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:36 PM

Neleri Yuttuğumuzun Destanıdır
Masallarla kendimizi avutmuşuz
Ninnilerle yavrumuzu uyutmuşuz
Alavere dalavere kürt memet nöbete
Kim söylemiş biz neleri yutmuşuz

El beşiğin(i) sallar uyusun diye
Sen uyurken kendi büyüsün diye
Su uyur da düşman uyumaz derler
Bilir seni kimin soyusun diye

Amerika Avrupa hepsi çıkar peşinde
Puştların gözleri kardeşinin döşünde
Hani itler gibi düşmüşüz birbirimize
Sen dövüne dur onlar kendi işinde

Her yüze güleni dostumuz sandık
Yalana inandık yıllarca kandık
Bozkurt musun Mankurt musun bir düşün
İtilmekten kakılmaktan usandık

Sağcımız kimlere hizmet ediyor
Solcumuz kimlere minnet ediyor
Dört kitapta kula kulluk yasaktır
Dindarımız kimden himmet bekliyor

Kendi gözümüze yalancı olduk
Kendi dölümüze umacı olduk
Bağlama kahrından kırar telini
Kendi özümüze yabancı olduk

Yozluğu bırak da bize dönelim
Çaçayı bırakıp semah dönelim
Aklını başına alda bir düşün
Dost kim düşman kimdir iyi seçelim

Nerden geldik biz nereye gideriz
Üç kıta nehir derya yedi deniz
Bektaşiler Bedrettinler Mahir Deniz
Yetişin be dostlar neredesiniz

Zalimin korkusuydu Şeyh Bedreddin
Fatihin yanındaydı Ak Şemseddin
Kurtuluş Savasını düşün hele
Sen ki demirden dağları erittin

Eloğlu akılda bilimde usta
Benim dölüm yatıp uyur hep susta
Bilmez ki nelere yeter kudretin
Bilmez kökü Pir Sultan’da Yunus’ta

Birlik olup bu oyunu bozmalı
Yoksulluğun mezarını kazmalı
Onurumuz ihaleye verilmez
Geleceği elimizle yazmalı

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:36 PM

Neleri Yuttuğumuzun Destanıdır * * *
Masallarla kendimizi avutmuşuz
Ninnilerle yavrumuzu uyutmuşuz
Alavere dalavere kürt memet nöbete
Kim söylemiş biz neleri yutmuşuz

El beşiğin(i) sallar uyusun diye
Sen uyurken kendi büyüsün diye
Su uyur da düşman uyumaz derler
Bilir seni kimin soyusun diye

Amerika Avrupa hepsi çıkar peşinde
Puştların gözleri kardeşinin döşünde
Hani itler gibi düşmüşüz birbirimize
Sen dövüne dur onlar kendi işinde

Her yüze güleni dostumuz sandık
Yalana inandık yıllarca kandık
Bozkurt musun Mankurt musun bir düşün
İtilmekten kakılmaktan usandık

Sağcımız kimlere hizmet ediyor
Solcumuz kimlere minnet ediyor
Dört kitapta kula kulluk yasaktır
Dindarımız kimden himmet bekliyor

Kendi gözümüze yalancı olduk
Kendi dölümüze umacı olduk
Bağlama kahrından kırar telini
Kendi özümüze yabancı olduk

Yozluğu bırak da bize dönelim
Çaçayı bırakıp semah dönelim
Aklını başına alda bir düşün
Dost kim düşman kimdir iyi seçelim

Nerden geldik biz nereye gideriz
Üç kıta nehir derya yedi deniz
Bektaşiler Bedrettinler Mahir Deniz
Yetişin be dostlar neredesiniz

Zalimin korkusuydu Şeyh Bedreddin
Fatihin yanındaydı Ak Şemseddin
Kurtuluş Savasını düşün hele
Sen ki demirden dağları erittin

Eloğlu akılda bilimde usta
Benim dölüm yatıp uyur hep susta
Bilmez ki nelere yeter kudretin
Bilmez kökü Pir Sultan’da Yunus’ta

Birlik olup bu oyunu bozmalı
Yoksulluğun mezarını kazmalı
Onurumuz ihaleye verilmez
Geleceği elimizle yazmalı

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:36 PM

Nerdesin
Başımda döner bulutlar
Durma gel canım nerdesin
Çiçeklenirken umutlar
Durma gel hani nerdesin

Sevdanla taşıp dolmuşum
Sevdana teslim olmuşum
Sende teselli bulmuşum
Bekletme beni nerdesin

Sevdamız dağları aştı
Yedi kat arşa ulaştı
Ay ışığına dolaştı
Sevmişiz seni nerdesin

Sen güz gülüm kardelenim
Sen benim derdim bölenim
Her dem yüzüme gülenim
Dünyamın şeni nerdesin

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Neye Nefes Veren Sevda
Neye nefes veren sevda
Sazıma ses veren sevda
Yarama es veren sevda
Yüreği kor eden sevda

Kışı bahar eden sevda
Koruğu nar eden sevda
Yürekte yer eden sevda
Çirkini yar eden sevda

İnsana sevgi yakışır
Seversen ******* ışır
Güller sevgiyle gülüşür
Zehri şeker eden sevda

Sevgi ağacın dalıdır
İnsan çiçek o balıdır
Sevgi barışın dilidir
Dili şeker eden sevda

Sevgi ışıl ışıl gülen
Gökkuşağı olup gelen
Yürekte açan kardelen
Seveni kör eden sevda

Sevgiyle sohbet açalım
Kuş olup gökte uçalım
Zehir olsa da içelim
İnsanı var eden sevda

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Neyleyim Neyleyi Kulu Neyleyim
Eğmiş de boynunu her gelen vurur
Neyleyim neyleyim kulu neyleyim
Gül hoyrat ellerde dalında kurur
Elin kokladığı gülü neyleyim

Köyünü sel almış sızlanıp durur
Ayağa kalkmaya nazlanıp durur
Sevdasın yitirmiş tozlanıp durur
Ateşi kalmamış külü neyleyim)

Elin ninnisiyle uyuyup kalmış
Şeytan teslim almış ruhunu çalmış
Yüreğine olmaz korkular salmış
Çiçek açmayan bir çalı neyleyim

Eller yol gösterir onlarsa yürür
Görmezsen güzeli el âlem görür
Bakmazsan bağına yaban ot bürür
Nesebi tükenmiş dölü neyleyim

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Neyzence KİM DEMİŞ GÜNAH NAMUSSUZA SÖVME Yedi Cennet Kapısı Açar Hem de
NEYZENCE

Garibin mazlumun ahını alıp da
Sürdükleri demini devranını
Fakir fukarayı çalıp çırpıp da
Himmetini izzetti ikramını

Vatanını ihalede satanın
Karanlıkta iz sürüp göz atanın
Sevdasını korkusuna satanın
Kanını tabanını her yanını

Bildiğin(i) saklayıp söylemeyenin
Varsıl gibi üren yoksul köpeğin
Haram ile dem-i devran sürenin
Köyünü töresini fermanını

Şakşakçının yalakanın yavşağın
Eğilip bükülüp duran gevşeğin
Gelip geçenin bindiği eşeğin
Palanın(ı) paldımını kolanını

Duyduğunu anlamayan salağın
Her kılığa giren o pis şalağın
Ana bir bacı iki diyen malağın
İlacını hapını dermanını

Gerçeği bilip de söylemeyenin
Gevezenin söyleyip bilmeyenin
Doğruyu görüp yola gelmeyenin
Yolunu yolağını kervanını

Mazlum hakkı rüşvet haram yiyenin
Eşek olup aslan postu giyenin
Böyle yavşaklara adam diyenin
Hepisini topunu tamamını

Namazsız abdestsiz vaaz verenin
Vatan millet deyip de gaz verenin
Soyduğundan vergisini az verenin
Dolabın(ı) değirmenini hanını

Halkının kanını emen sülüğün
Buna hiç ses çıkarmayan siliğin
Yoksulun ırzına geçen gölüğün
Damarında dolaşan pis kanını

Onurunu çıkar için satanın
Çıkar için ayı ile yatanın
Haram kazanç ile caka satanın
Yanında ki dolaşan o çanını

Allah’ı bırakıp pula tapanın
Çıkar için hak yolundan sapanın
Fırsatçının selden kütük kapanın
Ben izzeti ikbalini kanını

Kırk sefer aynı çukura düşenin
Kahpelikle alınan iaşenin
Sahibinin sesi entel fahişenin
İzzetinefsini sanı şanını

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

O Yar Geldi
O yar geldi

Göze değdi
Görünen
Güzel oldu

Söze değdi
Ağlayan
Gülüverdi

Kışa değdi
Kar eridi
Yaza geldi

O yar güldü
Tepeden
Tırnağa
Sevgi idi


Söze değdi
Ağlayan
Gülüverdi

Kışa değdi
Kar eridi
Yaza geldi

O yar güldü
Tepeden
Tırnağa
Sevgi idi

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Of, Of Aslan Yiğit
Of of of aslan yiğit
Yastığa da yaslan yiğit
Ekmeğine el koymuşlar
Yatağında köslen yiğit

İskarpini rugan deri
Sosyeteden kalmaz geri
Şu gelen yiğide bakın
Beğenmez geldiği yeri

Aslan oğlu aslan yiğit
Aşı kuru yavan yiğit
Aklı belinden aşağı
Hayvan desen kızan yiğit

İşi gücü hurda hile
Neler için çeker çile
Rüşvettir dini kitabı
Karısının donu bile

Yiğidim kuzu yiğidim
Adamın yozu yiğidim
Kokuşmuş da kokulanmış
Yerinde pozu yiğidim

Öylesine tatlı dilli
Gidişi de ne afili
Dinci, devrimci, ülkücü
Dolaşır yüzü maskeli

Yiğidim aslan yiğidim
Yalana yaslan yiğidim
Elin eli neresinde
Bizlere hırslan yiğidim

Dışarıda bitlenen yiğit
Evde yiğitlenen yiğit
Karısı bilmez ne eder
Haramla ziftlenen yiğit

Düşünmeye erin yiğit
Bıyığın bük gerin yiğit
Bu günün var yarının yok
Ala dağdan serin yiğit

Yalanlarda dolananım
Toto loto oyalananım
Anası bir bacı iki
Gayrisine yalananım

Genel evde bekler sıra
Bak yiğidim düşmüş dara
Her yalaktan su içerken
Karısına gelmez sıra

Bakmaz dünyanın sesine
Zulüm olur mu nefsine
Öyle aydın öyle aydın
Kitabı okur tersine

Sarışını kara yağızı
Ormanın kıllı domuzu
Haram ile yiğitlenme
Korkudan olursun kuzu

Bilmez hakkı diyaneti
Yalan dolan tek ziyneti
Hem hısızdır hem de arsız
Bir kıyamet alâmeti

Of of of aslan yiğit
Yastığa da yaslan yiğit
Emeğine el koymuşlar
Yatağında köslen yiğit

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Okur isen İşte İnsan Önünde
Okur isen işte insan önünde
İnsan için derviş olsan ne çıkar
Bazen hayvan bazen tanrı donunda
Görmek için keşiş olsan ne çıkar

Bu gün nedir ne ararsın dününde
Cennet’in yedi kapısı önünde
Yar değilsen insanın dar gününde
Yoldaş olsan kardeş olsan ne çıkar

Şefaat insanda bilmez misin sen
Sefahat insanda bulmaz mısın sen
Bir gül verilince gülmez misin sen
Rüzgâr olsan ateş olsan ne çıkar

Yusuf yarını görürmüş rüyada
Firavunlar kabri ile hülyada
Bir iğne ol batıp çıkan oyada
Yakıyorsan güneş olsan ne çıkar

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Olmaz ki
Bela bahçıvandır budar dalını
Giden gitti gayrı geri gelmez ki
Yarın meçhul deyip kesme yolunu
Yarın yazgın nolur kimse bilmez ki

Bilsen neye yeter yüreğin gücü
Başarının inanmaktır ilacı
Hayat güzel ama bazen de acı
Bir soruda insan saçın yolmaz ki

Bir çitin üstüne konan kuş gibi
Yanaklarından süzülen yaş gibi
Uyanınca unuttuğun düş gibi
Acı gider insan onla ölmez ki

Bazen çöker üstüne koca bir taş
Bazen mutluluktan akar gözden yaşı
Zaman geçip gider hep yavaş yavaş
Durduk yerde seni yazgın bulmaz ki

Her insanın hatası var dününde
Geçen geçti ama yarın önünde
Dost dediğin acı tatlı gününde
Sen ağlarken yar dediğin gülmez ki

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

On İki Ay Sarhoşum Ben
Balı acıya katmışım
Ekşi tatlı mayhoşum ben
Yürekte tüfek çatmışım
On iki ay sarhoşum ben

Altın iken pul olmuşum
Sultan iken kul olmuşum
Cahillere çul olmuşum
Kimine göre boşum ben

Kimi söyler falan filan
Hepsi de kuyruklu yalan
Dile dolanmış kör yılan
Yuvasında bir kuşum ben

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

On dördünde Ayı Sevdim On İki Ay Vayı Sevdim
Bire dostlar bu ne sevda
Sanki bir belayı sevdim
Başıma yıkıldı dünya
Gece gündüz vayı sevdim

Dalından kopmuşa döndüm
Yolundan sapmışa döndüm
Sanki cin çarpmışa döndüm
Ben bir coşkun çayı sevdim

Konuşur pınar akışı
Yıldızlı ceylan bakışı
Gelişi keklik sekişi
On dördünde ayı sevdim

Yürek yangın pare pare
Kimselerde yok bir çare
Alıp beni vurdu yere
Ben bir deli tayı sevdim

Çayırda açmış da lale
İncinir dokunsan bele
Yokluğu başıma bela
Mecnunum Leyla’yı sevdim

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Onlar ki
Onlar ki yoksula cömert
Puşta puşt
Sevdası sevda
Yiğide mert
Onlar ki
Kavgada cesur
Sevdası asil
Özüyle sözüyle denk
Her lokması namuslu
Her hücresi özgür
Sabah kızıllığı vurmuş düşlerine
Gülüşlerine ay ışığı
Tepeden tırnağa inanç
Saçının teline varana insan

Onlar ki
Denizden umut avladılar
Yüreklerini
Bilginin ateşiyle dağladılar
Özgürlük sağdılar göklerden

Hiçbir zaman şey demediler
Sözleri apaçık
Her zaman taze her zaman yeni
Değişime
Eytişime apaçık

Üç boyut yetmez dediler
Dünyayı tanımaya
Dört boyut yetmez
Kendini ve
Var olanı aşmaya
Olana olmayana
Düne bu güne yarına
Gelecek olana
Yaşanana yaşanmayana
Yetmiş yönden bakıp
Öyle değer biçtiler

Bakışlarına
Yüreklerine
Sevdadan
Sevgiden
İnsandan
Aşktan ve
Sanattan olanı ekleyip

Bilinen her boyutu aşmaya
Canlarını öyle taşımaya ant içtiler

Onlar ki
Havada şahan
Karada aslan
Güzellikte ceylan
Yani onlar delikanlı
Yiğit civan
Sürüde şivan

Dosta dost
İnsana insan
Bilinen en güzel şeydiler var olan
Düşmana düşmandılar

Onlar ki
Kekliğin kınasına
Rüzgârın sesine
Dağların sisine
Denizin mavisine
Baharın nefesine
Adamım adam gibisine vuruldular

Öfkelerini sellerden
Güzelliklerini güllerden
Uysallıklarını ninnilerden
Sevdalarını yellerden alıp
Ovaya inmiş nehirler gibi duruldular

Erenler evliyalar
Kırklar yediler
Aksakallı dedelerin
Önlerinde eğilip
El aldılar
İnsan önünde
Secdeye durdular
Onlar ki
Ulu ağaçlar
Yüce dağlar kadar bilgeydiler
Seldeki kütük
Çöldeki kuyu gibiydiler
Onlar uğursuzluğun
Onlar umutsuzluğun
Can simidiydiler
Velhasıl onlar
Tepden tırnağa sevgiydiler

Onlar tarlada ırgat
Fabrikada işçi
Irak’ta Filistin’de
Yani ezilen
Yani eziyet edilen
Her yerde direnişçiydiler

Onlar ki
Bu günün çilesiyle
Dünün ağıdıyla
Mahpusta işkencede
Namluların arpacığında
Düşenlerin acısında
Yedikleri her tekmenin acısında
Yarının türküsünü yazdılar dağlarda

Onlar ki
Sevdalarını yazdılar
Taşlara duvarlara
Prangaların halkalarına
Kanadına kuşların
Azrail’in atlarına

Onlar ki
Tükürdüler yüzüne
Deyyusluğun
Namussuzluğun
Ve kahpeliğin
Kitabına kalıbına
Tükürdüler
Suratının ortasına cellâtlarının

Onlar
Yoksulu yoldaş
Mazlumu kardeş bildiler
Bir ekmeği bin kişiyle
Bölüp de yediler
Gelsin diye yar mevsimi
Nar mevsimin paylaş dediler

Onlar ki
Yarınların yazgısını
Yürekleriyle gördüler
Bu kötü alın yazısını
Dantel dantel
Petek petek ördüler

Onlar ki
Ere dişiye
Eşikten beşiğe
Şiir edip türkü edip
Yedi iklim dört köşeye
Usul usul anlatıp buyurdular
İlle ki sevgi
İllaki barış diye duyurdular

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:37 PM

Ödüller Verin Katillerinize,Entel Fahişelerinize, İşbirlikçilerinize
Bir yıl değil
Beş yıl değil
Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
Bir yanlışlık var bu işte.
Bu gidişte bir terslik var
Bu gidiş gidiş değil

Bir yanlışlık var bu işte.
Hiç mutlu etmedi insanı,
Mucitleriniz, icatlarınız;
Hiç mutlu etmedi bizi,
Putlarınız, ilahlarınız.
Ne dersiniz?
Sizce neden dersiniz?

Bir yanlışlık var bu işte:
Geçinirken, dokuz aptal bir kaşıkla;
Herkes daha mutluydu hani.
Baş koyarken dokuz nüfus bir yastığa
Şimdi herkesin kaşığı ayrı
Yatağı da yorganı da var.
Ama ne oldu sanki?
Ne verdik insanlığa!

Bir terslik var bu işte,
Bu gidişte bir yanlışlık var.
Ailenin ve atomun
Çekirdeği parçalanmamışken;
Alırken canları sıtma ve karahumma,
Yani penisilin bulunmamışken henüz;
Güneş, ay ışığı,çıra ve
İdare lambasıyken ışığımız,
Her şey apaçık ortadayken,
Dışa vuracak bir şey biriktirmemişken,
Bu kadar dolu ve şiş değilken karnımız;
Eldeki nasırla,
Akıtılan terle doğru orantılıyken zenginliğimiz;
Nehir kendi yolunda akarken,

Ayıplanmazken ağlamamız, gülmemiz;
Ağladığımızda dağı taşı yırtarken böğürmemiz;
Bir vadi dolusuyken kahkahamız;
İnsanı sokacak kalıplar dökülmemişken henüz;
Okula giden çocuklara,
Aman yavrum, diye başlamazken
Uğurlamamız, güle gülemiz;

Sevdamızı türkülere,
Sevgilimizi güllere,
Çiçeklere serperken;
Ferhat’ı dağlara,
Mecnun’u çöllere düşürüp;
Keremi yakıp kül eden aşk:
Bu kadar kolay,
Bu kadar ortada,
Yani bu kadar ucuz
Ve bir gecelik değilken henüz;
Daha bir tatlıydı sevda,
Daha kıymetliydi sanki.
Daha bir saygılıydı sevgili.
Gülen yüzümüz,
Gülüşümüzken armağanımız;
Veren elimiz,
Seven yüreğimizken sermayemiz
Daha bir mutluyduk hepimiz.

Dikensiz gül bahçemiz var ama
Güllerimiz kokusuz.
Bu işte bir terslik
Bir yanlışlık var bu gidişte.


Otoyollar asfaltlar yapılmamışken;
Cilt cilt kitaplar yazılmamışken daha;
Yani plastik icat edilmeden;
Süt şişeye, su poşete girmeden önce yani;
Gökyüzü mavi,
Masmaviyken denizimiz;
Kıyıya vuracak kadar çok değilken pisliğimiz;

Yani diyesim o ki:
Mayınlanmamış,
Tel örgülerle bölünmemişken;
Ülkemizin ve yüreğimizin sınırları.
Marks,
Daskapital’i yazmaya mecbur kalmadan;
Keynes zehirini akıtmadan önce;

Yani, paylaşım
Yani yurtseverlik kitapların
Bilinmeyen sözcükler bölümünde,

Okul kitaplarının en arka sayfasında
Yer almazken imece;

Daha bir günaydınlıydı günümüz,
Daha kardeşçe,
Daha duru,
Daha berraktı düşünce.

Bir yıl değil
Beş yıl değil
Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
Bir yanlışlık var bu işte.
Bu gidişte bir terslik var
Bu gidiş gidiş değil


Bir terslik var bu gidişte.
Hiç insanı mutlu etmiyor
Makineleriniz, verileriniz.
Hiç mutlu etmiyor,
Petrol varilleriniz.
Ne dersiniz?
Sizce neden dersiniz?

İnsanı yaşatmıyor
Saniyede attığı mermi sayısı,
Her gün artan silahlarınız.
Hiç mutlu etmedi insanı;
Mucitleriniz, icatlarınız;
Hiç mutlu etmedi bizi,
Putlarınız, ilahlarınız.
Bu işte bir yanlışlık,
Bir terslik var bu gidişte.
Nasıl, niçin;
Sizce neden dersiniz?

Şu gazetelerde geçen
Kundaktaki Filistinli bebeğin,
Alnındaki kızıl lekeyi;
Karanfil mi sanırsınız! ?

Hani mesela,
Timsah gözyaşlarıyla izlediğiniz!
Akbabanın başında ölümünü beklediği;
Hani şu fotoğrafçısını kahreden;
Hani şu
Akıbetini merak ettiğiniz;
Yarı canlı, Afrikalı çocuğa
Ne oldu dersiniz?

Başka kanları,
Başka canları da katın sermayenize.
Vietnam, Irak, Kore,
Bilmem ki daha kimleri aldınız listenize.
İki yüz bin Kızıl deriliyi,
Hem de öz yurdunda
Öldürmekle başladınız, seri katilliğinize.
1902 yılına kadar
On yılda
Yok edip bir milyon Filipinliyi,
Yani nüfusun altıda birini
Katlederek devam ettiniz serinize.
Şöyle buyurdu: Senatör Bevaridge,
’’Bizi soykırımla suçluyorsunuz:
Onlar Avrupalı değil,
Amerikalı değil bizim öldürdüklerimiz,
Onlar oryantal.’’ Her neyse!

Japonya’da iki yüz elli bin.
Attığınız bomba,
36bin ton TNT
Yani, üç bin altı yüz kamyon
Dinamite eş değerde,
Ve hala etkisi devam ediyor
Dökülen yaprakta
Açan çiçekte
Denizde, toprakta
Havada, suda ve
Yeni doğan her bebekte.

Daha dün Panama: beş bin
Vietnam’da iki buçuk milyon kayıtlı ölünüz;
Irak’ta bir milyon küsur;
Rakam net değil, bitmedi henüz;
Devam ediyor zulmünüz.

Ya işbirlikçilerinizin eliyle katlettikleriniz! ?
Katillerini hep siz eğittiniz,
Hepsinde sizin kanlı elleriniz.

Brezilya’da sayılamıyor,
Binlerce köylü;
Bolivya’da çoğu madenci otuz bin,
Şili’de otuz beş bin ölü,
Binlerce kayıp.

Arjantin: Kaç olduğu belli değil,
Nehirler, göller, yerin altı, yerin üstü ölü dolu.
Kolombiya’da üç yüz yirmi bin;
Guatemala iki yüz küsur bin, yirmi bin kayıp.
Küba: Altmış bin
Endenozya: bir milyon
Yetmez mi bunca ayıp?
El Salvador’da yetmiş bin
Kamboçya ve Laos’ta bir milyon ölüm
Ve daha milyonlarca sayamadıklarımız.

Artsın diye talanınız;
Şişsin diye göbekleriniz;
Devam ediyor halkını boğmaya,
Köpekleriniz, işbirlikçileriniz;
Devam ediyor kıyıma kasaplarınız,
Cellâtlarınız, tetikçileriniz.

Utanın insanlığınızdan;
Utanabilirseniz,
Eğer utanmayı bilirseniz


Korumak için kendinizi kininden, öfkesinden;
Fili Afrikalıya öldürttünüz,
Deveyi Araba dövdürttünüz.
Şeytana pabucunu ters giydirir,
Oyununuz, entrikanız, ikiyüzlülüğünüz.
Siz ki
Halkın dinini, inancını;
Haçını, kilisesini, mabedini,
Kuran’ını, İncil’ini;
Siz ki
İnsanın rengini, bedenini;
Erkeğin kişiliğini,
Kadının dişiliğini
Kendi pis çıkarlarınız için kullandınız.
Siz ki,
Çürüyen bedeninizi,
Çaldığınız organlarla değiştirdiniz.
Bebeğinizi, köpeğinizi,
Öldürdüğünüz bebeklerle beslediniz.

Kıtlık,
Ölüm,
Zülüm,
Ve kan.
Ve de sayamayacağın,
Kaydını tutamayacağın kadar
Sakat insan.
Kimse bilmez kopan bacağının,
Çalınan organlarını akıbetini.

İşte bu, sizin eseriniz.
Caniyi titretir, merhamete getirir,
İşkenceleriniz, zulmünüz.
Katlliğinizle
Caniliğinizle
Maharetinizle
Musibetinizle
Övünebilirsiniz.

Zulmünüzle;
Kan kusan kalemlerinizle;
Kanla yazılmış,
Şerefli tarihinizle;
Övünebilirsiniz.

Şiltler takın
Madalyalar takın generallerinize!
Savaş muhbirlerinize
Ödüller verin entel fahişelerinize!

Ama şu gözlerdeki ışıltıyı,
Şu yanaktaki gülüşü
Söndüremeyeceksiniz.
Öldüremeyeceksiniz
Yürekteki çocuğu.
Bu uzun yürüyüşü
Durduramayacaksınız.

Unutmayın,
Barıştır daim
Her zaman sevgidir,
Son sözü söyleyen;
Döndüremeyeceksiniz.



O çocuğun akıbetini biliyorum,
Ama demeyeceğim,
Affedersiniz!
Çünkü
Bu halinizle siz,
İnsan değilsiniz.
Ama
Şunu bilmelisiniz
Annesinin ölümüne sebep olan
Silah Avrupa,
Kurşunu amerikan patentli.
Fotoğrafın kâğıdı da USA antetli.

Japonya’dan, Şili’ye;
Kan kırmızı karanfilden,
Beş sütunlu on tonluk file;
Alacağı var sizden, biliyor musunuz?
Alacağı var sizden,
En basit organizmadan,
en gelişmiş yapıya;
Evrimin gelecek halkasına varana ki
Genlerini bozdunuz;
Yerin, göğün;
Havanın, suyun, toprağın;
Bozulan her hücrenin,
Sararan her yaprağın,
Demografik yapının
Alacağı var sizden,
Alacağı var sizden
doğan ve doğacak olan her çocuğun
borçlusunuz.
Ve siz,
Halkın, hakkın, ve insanlığın,
Doğanın ve tabiatın önünde suçlusunuz

Mahmut NAZİK 25.03.2008 MERSİN

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Ölümü Öldürür Sevdanın Dili
Sevmeden açar mı yaşamın gülü
Keser nefesini nefretin külü
Azrail’e çalım atar her sevda
Ölümü öldürür sevdanın dili

Sevmişsem ben sevdim girme arama
Sevdada yok oldum beni arama
Gölgelere teslim olmuş yüreğin
Vurgun yemiş sevdan sarma yarama

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Ölüsü Dirisi Hep Sırtımızda
Bıyığını görüp adam sanmıştık
Dokunsan kırılır madam sanmıştık
Giyim kuşam kelle kulak kanmıştık
Gayri başka yüzün kaldı mı adam

Gün gelir din tellallığı yaparsın
Gün gelir Mekke’yi bile satarsın
Çıkar için yılan ile yatarsın
Kasaların dolmadı mı be adam

Bin bir surat bunlar yüzden çok ne var
Çıkardıkça matruşka gibi çıkar
Senin gibileri kimlerden doğar
Anan saçını yolmadı mı adam

Adam denmez bu Allahın hırtına
Nerde çıkar ağam olur fırtına
Eşek olma semer vurur sırtına
Bu iş böyle olmadı mı be adam

Ölüsü dirisi hep sırtımızda
Kendi kızı okur Avrupalarda
Hani derdin bize kökü dışarda
Okulunda yer kalmadı mı adam

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Ömrü Sebil Ziyan Olmuş Bak Hele
Yılanın yavrusu olmaz mı yılan
Bin yalanın tohumudur bir yalan
Nefsin olmuş da sevdana düşman
Dostlar saçın başın yolmuş bak hele

Ölümü öldürmek sevgiyle olur
Güzeli güldürmek sevgiyle olur
Canana gel demek sevgiyle olur
Yüreğine neler dolmuş bak hele

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Ömür Dediğin
Sanki yaz yağmuru ömür dediğin
Gökkuşağı gibi solup gidersin
Aynı su değil ki nehir dediğin
İçinde bir damla olup gidersi

Bu günlerin sonu gelmez mi sandın
Herkes ettiğini bulmaz mı sandın
Yanağında gülün solmaz mı sandın
Bahar dalı gibi açıp gidersin

Yeryüzü hep malın olsa ne yazar
Allı güllü dalın olsa ne yazar
Yediveren gülün olsa ne yazar
Ölüm hep erkendir göçer gidersin

Bu dünya bir etme bulma dünyası
Sanma ki yanına kalma dünyas
Nedense düşene gülme dünyası
Yaptığın şerbeti içip gidersin

Karun kadar zengin olsan ne fayda
Dağlar kadar engin olsan ne fayda
Kerem gibi yangın olsan ne fayda
Bir mendil sallayıp geçip gidersin

Bir güzellik yapmışsan o kar kalır
Bir sevdaya bağlanırsan yar kalır
Kahpenin aşkından ahu zar kalır
Bir bardak soğuk su içip gidersin

İbadet, kapısın(ı) açmaz Cennet’in
Şu dünyada kaç gün kaldı mühletin
Yaptığın gönüldür senin nimetin
Türkün yarım kalır uçup gidersin

Bir var imiş bir yok imiş olmadan
Can kuşunu gökyüzüne salmadan
Azrail gelip de kapın çalmadan
Bir şeyler yap rüyan kesip gidersin

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Ömür dediğin Nedir ki
Ömür bir kış güneşidir
Isıtıp da geçer gider
Zaman kendi eleğinde
Güzel çirkin seçer gider

Yıllar geçer bir düş gibi
Yar yüzünde gülüş gibi
Dala konan bir kuş gibi
Sen bakarken uçar gider

Kimin yâri kim sahibi
Ne başı belli ne dibi
Ladeste yenilmiş gibi
Apansız geçer de gider

Pınardan su içmiş gibi
Güz çiçeği açmış gibi
Ay buluttan geçmiş gibi
Gülümser de geçer gider

Bilenler neden söylemez
Söyleyenler bir şey bilmez
Cahiller beni eylemez
Yaralarım açar gider

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Öylesine İşte
Gidiyoruz dostlar!
Demeyin nereye?
Öylesine işte

Binmişiz bir trene
Biletimiz kesilmiş
Dönüşü yok
Kâh acır kâh acınırız
Her birimiz ayrı mevkilerde
Ağaçlar koşar pencerelerden
Kalır gerilerde
Onlar geriye biz ileriye
Bir gariplik var bu düşte
Son durağa varmadan
Diyemeyiz:
’’İnecek var! ’’

Hayat ne garip
Arkamızda dün
Aklımızda yarın
Bir kaygı bir telaş
Geçer gider bugün
Öylesine işte

Bir anlam olmalı dostlar
Bir anlam olmalı gelişimizde
Dostluklar çoğalmalı
Sevgiye kucak açmalı
Sevdalar çiçek açmalı
Kuşlar kelebekler uçmalı
Gülüşümüzde
Bir kara diken biter
Bıtırak bıtırak
Yüreğimize yapışır
Kara köpek gibi kapışır kötülük
Bir terslik var
Bir yanlışlık var bu işte
Sormayız sebebini nedense
Allah kitap aşkına
Peygamber aşkına
Bir tuhaflık yok mu bu gidişte

Desem ki niçin sormayız
Nasılını niçinini nedenini
Hep aynı yanıtı alırız nedense

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Özünü Ziyan Ederler
Açılsan kızıl gül olsan
Şakıyan bir bülbül olsan
Derya olsan sebil olsan
Sözünü ziyan ederler

İnci olsan da saçılsan
İrem bağında açılsan
Can suyu olsan içilsen
Yazını ziyan ederler

Bahara dursan gül ile
Söylesen hakkı dil ile
Hakkı bağlasan teline
Sazını ziyan ederler

Gül olsan gelip biçerler
Zer olsan yola saçarlar
Mey olsan hemen içerler
Mezeni ziyan ederler

Hakkı sel edip çağlasan
Yaşı sel edip ağlasan
Aşkı teline bağlasan
Sazına ziyan ederler

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:38 PM

Paranoya
Yılların oyduğu yüreğimde
Sanma ki yüreğim bütün
Tortusu kaldı yılların
Yoksulluğun
Acının
Ve
Hüznün

Onlar benim
Hilelerle atladığım
Maskeleyip alaladığım
Gülüşümün
Gölgemin ardında sakladığım
Görünmeyen yüzüm

Her haliyle
Titreyen sesimde
Anamın memesinden
Ayrılışımın bile
İzini görürsün

Havada yılan
Denizde köpek balığı
Karada şeytani
Gülen bir sırtlan
Yürekte öylesine bir hüzün
Odalara hapsoluşudur gündüzün

Keşke gölgem olsa
Bari rahat bırakır gecende
Ama nerdee
Karanlıkta bir gök geçi olur
Tüneyip gök bir kayanın başına
Çıkıp da karşına
Dişlerini gösterir
Yarı insan suretinde

İstismar edilişim
Horlanışım
Kirlenişim
Ellenişim
Bir cadı kazanıdır kaynar
Taa yüreğinin bilinmeyen bir yerinde

Kah ağlar
Kah güler
Kah ayıplar
Sancısı
Sıtması tutar
Kasılan bedeninde

Severken
Sevgilinle sevişirken
Pis bir röntgencidir
Bakar delikten
Bırakmaz yakanı bir türlü
Bazen
Böler de düşünü
Kimi zaman
Ağlatır gülüşünü

Gizlensen odalara
Gözlerini görürsün delikten
Kapıdan kovsan
Bir kabak sarkıtır bacadan
Yoluna çıkar olmadık yerde
Bir bakarsın
Bağdaş kurmuş oturur köşede

En iyisimi
Bir tekme atıp geriye
Hasedinden boğmak neşende

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:39 PM

Parmakta Bal imiş Ömür Bir Tadım
Menzile yaklaştık her gün bir adım
Zaman kendi çarkın(ı) çevirip geçti
Parmakta bal imiş ömür bir tadım
Bir kez dudağıma değirip geçti

Bir güzel sevmiş de vefa ummuştum
Dert oldu bu sevdam şifa ummuştum
Yalan imiş dünya sefa ummuştum
Yaktı da külümü savurup geçti

Bir sevdan yok ise boşa dönersin
Bir çemberdir yolun başa dönersin
Gider ahir ömrün düşe dönersin
Nice servileri devirip geçti

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sahiden Ayıp Ettik
Ne göz göze bakışabildik
Ne dudak dudağa öpüşebildik
Ne on dördünde ay gibi gülüşebildik
Ne de zalimin yakasına yapışabildik

Sevdiğinin
sevgilinin önüne geçti telaşın
Gecekondu sevdalarda
Yıkım korkusuyla yaşadın
Yani yakamıza yapıştı elkitlik

Aşkta emanetçi
Yaşamda kiracı
Meydanda şakşakçı
Harmanda yarıcıyız

Denileni tuttuk
Verileni yuttuk
Ya bir ezberin peşinde
Ya da bir sürünün içinde yittik gittik

Bazen bacakçı
Bazen zaman mızıkçı
Boş beleş bedavacı
Bremen’de mızıkacıyız

Nabza göre şerbet
Sakala göre tıraş
Kendimiz bittik bitmesine de
Yavrumuzu da maymuna benzettik
Siz şeddeli eşşek nedir bilir misiniz
Bir düşünün isterseiz

Ne hava
Ne doğa
Ne deniz
Ne de gelceğimiz
Bilmiyoruz biz kimiz
Her şeyimizi kaybettik

Bir koyup üç almaktı muradımız
Boşa gitti onca çaba onca emek
Şimdi üçün birine bile razıyız
Kolay mı Takla atmak,
Tembellik etmek
Kolay mı adamın şeyini
Pardon el etek öpmek
Siz bunları az şey mi sanırsınız

Bu yavşaklığımızla
Bu gevşekliğimizle biz
Nicelerini
Ya görmezden geldik
Ya mahvettik
Ya da kendimize benzettik

Dediğimiz dedik
Çaldığımız düdük
Önümüze geleni kaptık
Ardımıza geleni teptik
Düşünü-yorum
Bu düpedüz eŞŞeklik
Sahiden ayıp ettik

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sana Yük Olmaya Değil Yükünü Almaya Geldim
Sana yük olmaya değil
Yükünü almaya geldim
Eğil deli gönlüm eğil
Sevip yok olmaya geldim

Her güzele kul olmuşum
Altındaki çul olmuşum
Yediveren gül olmuşum
Gönlünde solmaya geldim

Kendimden kurtulmak için
Neyim kimim bilmek için
O yoncayı bulmak için
Kapını çalmaya geldim

Dağıldım dizilip geldim
Düğümdüm çözülüp geldim
Sevdadan süzülüp geldim
Sana kul olmaya geldim

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sefa Geldin Hoş Geldin
Ay benim küçüğüm
Sıcacık öpücüğüm
Yanağı gülücüğüm
Sefa geldin hoş geldin

Tadı şekerden tatlım
Yarınım beyaz atlım
Ay gurbanım gıymatlım
Sefa geldin hoş geldin

Evimin yakışığı
Ay gözümün ışığı
Yüreğin son aşığı
Sefa geldin hoş geldin

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sen Aşkmı Diyorsun Evcilleşmiş Olana
Aşk vahşidir
Sen aşk mı diyorsun
Evcilleşmiş olana

Daha özgür bir sevda
Daha güzel olacaktı güya
Dalında titremek
Tetikte beklemek düştü payına
Hani nerde
Bize söylenen değil
Vaad edilen değil bu dünya

Vedalaş sana dikte edilene
Sözcükler yetmez aşka
Vedalaş acıya hüzne
Yer aç kendi hikayene

Aşk vahşidir güzelim
Hangi sevgi öğretti
Sevgiyi sana
Sen sevgi mi dedin
Yinelenen yalana
Sen
Aşk mı diyorsun
Evcilleşmiş olana
M AHMUT NAZİK

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sen Gelince
Lal olur dilim
Kırılır belim
Titriyor elim
Sen gelince

Gülün gülüşüm
Canım göbüşüm
Küsün ölüşüm
Hallerim nice

Gözün gülücük
Yüzün öpücük
Fikrin incecik
Bu bir bilmece

Gökte yıldızım
Yerde nevruzum
Yürekte sızım
Şiirde hece

Tanrısal ece
Sensizlik gece
Aydınlanır her yer
Sen gelince

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sen Kiraz topla Koparılan Ben olayım
Sen gül kokla
Ben dikeniyle kalayım

Sen kiraz topla
Koparılan ben olayım

Sen şarap iç
Ben kadehine dolayım

Sen türkü söyle
Ben gözyaşımı yalayım

Sen gönül eyle
Ben hayaline dalayım

Yeter ki
Neşen olsun
Ne çıkar
Gadanı belanı alayım

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sen Sana Değil Diğerine Yan
Sen
Seni değil
Diğerini sev
Çolağın eli ol
Sen ahrazın dili ol
Ağlayanın mendili
Duymazın kulağı ol
Sen karanlığın kandili
Görmüyorsa gözü ol
Cahil ise sen yazı ol
Dertli ise sazı ol
Sen sevginin özü ol

Sen sana değil
Diğerine yan
Diğerine öğret
Seni de
bir seven
Senin için de
Bir yanan
bulunur elbet

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:44 PM

Sende Soru Sende Cevap Ayrı Ayrı Yol Yaratmış
Şu feleğin işine bak
Nasıl da bir kul yaratmış
Dünyanın gidişine bak
Keçi gitmez yol yaratmış

Kimine ver Allah ver de
Kimi döner aynı yerde
Nefse burada sabır derde
Cennet’inde bol yaratmış

Kimi erkek kimi dişi
Kimi yiğit bir er kişi
Ne sorarsın söylenmişi
Nice meçhul yaratmış

Kiminin yüzü maskeli
Sanırsın dünya güzeli
Kimi açık kimi gizli
Tevir tevir hal yaratmış

Kimi kula gül dememiş
Kimisine bul dememiş
Ne hikmettir ol dememiş
Rahmetini bol yaratmış

Akıl fikir nice dolap
İşte günah işte sevap
Sende soru sende cevap
Ayrı ayrı yol yaratmış

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:45 PM

Senden Gelen Her Şey Başım Gözüm Üstüne
SENDEN GELEN HER ŞEY
BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE

Nideyim sarayı nideyim pulu
Neme gerek benim dünyanın malı
Olsam da gurbetin yurtsuz bir kulu
Senin sevdan yeter başım üstüne

Bağımda güller açmasın ne çıkar
Dağımda kuşlar uçmasın ne çıkar
Yolumdan kervan geçmesin ne çıkar
Yüreğimde sen ol başım üstüne

Yunus olup diyar diyar dolansam
Derya olup bulanıp da durulsam
Sen bir avcı ben bir ceren vurulsam
Senden gelen kurşun başım üstüne

Ovalar yaylalar yellerin olsun
Şakıyan bülbüller güllerin olsun
Deryada gemiler ellerin olsun
Sevdan yeter bana başım üstüne

Düşmüşsem ben düştüm çöle kime ne
Ben Mecnun olmuşum Leyla kime ne
Ben divan ben bir deli kime ne
Yardan gelen her şey başım üstüne

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:45 PM

Seni Sevdim Diye Canan
SENİ SEVDİM DİYE
CANAN
Kara kıştım nisan oldum
Seni sevdim diye canan
Tövbe ettim insan oldum
Seni sevdim diye canan

Elmalar allanıverdi
Söğütler dallanıverdi
Güzeller gülleniverdi
Seni sevdim diye canan

Kanım kaynadı tutuştu
Yüreğimde bir kuş uçtu
Kuruyan pınarlar coştu
Seni sevdim diye canan

Güneş pırıl pırıl doğdu
Ağaçlar çiçeğe durdu
Selviler selama durdu
Seni sevdim diye canan

Yazı yaban sevgi seli
Çözüldü kuşların dili
Açıverdi yaban gülü
Seni sevdim diye canan

Şahandım kekliğe döndüm
Aslandım eliğe döndüm
Çalıydım çiçeğe döndüm
Seni sevdim diye canan



Ay gülümser güneş güler
Muzip yıldızlar göz kırpar
Poyraz yumşar yele döner
Seni sevdim diye canan

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:45 PM

senin Gül Açacak Yazın Kalmamış
Gülünü dalını yolup atmışsın
Senin gül açacak yazın kalmamış
Umudun yitirip özün satmışsı
Senin yücelerde gözün kalmamış

Sevdanı soldurup yele vermişsin
Düşünü terk edip sele vermişsin
Satıp hayallerin(i) ele vermişsin
Senin söylenecek sözün kalmamış

Bakışın eritirdi buzu karı
Hani sevdan vardı bekler baharı
İnsan yolda kor mu yoldaşı yarı
Senin çalınacak sazın kalmamış

Zengin avazıyla ürüp durursun
Gündüz dost dersin de gece vurursun
Bu gidişi gidiş sanma çürürsün
Yüz aynı yüz ama özün kalmamış

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:45 PM

Sevda Söylesin Sözünü
Karartmayın gökyüzünü
Kanatmayın yar gözünü
Sevda söylesin sözünü
Ahını alman dünyanın
Dost

Nedir bu kinin nefretin
Yüreğindeki külfetin
Budur senin sefaletin
Ahını alman sevdanın
Dost

İnsan insana kıyar mı
Gören gözleri oyar mı
Aşka sevgiye doyar mı
Sevin sevişin ölüm var
Dost

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:45 PM

Sevdamı Bulmaya Geldim
Laleyim kışlardan geldim
Sevdayım düşlerden geldim
Selden yokuşlardan geldim
Yazgımı bilmeye geldim

Kördüğüm oldum çöz beni
İpim kopmuş gel diz beni
Bulanmışım al süz beni
Sevip durulmaya geldim

Kışın rahminde yaz büyür
Kar altında neler uyur
Açmışım kapımı buyur
Sevdamı bulmaya geldim

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:46 PM

Sevdamız Ertelenir Bir Dahaki Bahara
Sevdamız dile düştü
Rüyamız ele düştü
Hoyrat vurdu goncada
Kanımız güle düştü

Duman çöktü şehre
Yoldaşlar düştü dara
Sevdamız ertelenir
Bir dahaki bahara

Geride kaldı aney
Gördüğümüz rüyalar
Taşlara çaldı bizi
Hainlikler riyalar

Dostlar tıkıldı dama
Anneler düştü gama
Yürek nasıl dayanır
Müebbete idama

Haber geldi şehire
Ağıtlar antenlere
Hiç zincir vurulur mu
Akıp giden nehire

GooD aNd EvıL 10-12-2008 12:49 PM

Sevdan Yoksa Niden Malı
Sevdan yoksa niden malı
Bana yeter bir çam dalı
Sevdamda gül açar çalı
Mecnun olup dağlan da git

Dost yanında köşem olsun
Yar yanında akşam olsun
İyi kötü neşem olsun
Bir sevdaya bağlan da git


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:53 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.