![]() |
Değirmen Dünya...
Gözyaşlarının yedeğine sar Serzenişlerini... Madem topraktan geldik Bizden önce yolalsın... Geldiğimiz yere Süzüle süzüle varsın arza... Umudun düşmüşse taşın ardına Bir delinin elinde... Kör kuyuların dibinde... Kırk ambar akılmı... Bir çaput yatırmı... Bir iki satırmı... Sahi umudun Kimin neyin elinde... Değirmen dünya Dertlerin çekilmiş.. Çoğalırmı Azalırmı Ezilirmi bilinmez... İstemeden gelinirde Bu değirmenden... Ağarmadan gidilmez... Simurg_b (P.D.) Bülent Özdemir |
Deliler Mezarlığı! ..
delilerin ölülerini de ayrı bir mezarlığa koysunlar... yaşarken olduğu gibi ölüncede rahatsız etmesin diye insanları akıllı insanları ruhları da akıllıdır onların ruhları da çekemez delileri yada belki kim bilir kendi akıllarının varlığının ispatı için delilerin varlığını da istiyor olabilirler tıpkı dünyada olduğu gibi ama belki de orda kim akıllı kim deli çıkar ortaya da sadece akıllıların mezarlığının adı değişir Simurg_b (P.D.) Bülent Özdemir |
Deneme Çalışması 2
İki Yüzlü Yüzüm İki Yüzüm Bana secde eden meleği severken bunların olacağını düşünmemiştim... Fal oklarını zamana bir bir batırıp başkalarının ağıtlarını ağlarken de... Hani bazen hayat boğazına yapışır ya insanın, ben bin kez öldüm, yeter artık derken bir günah daha işlersin ya şeytanın hatırına... Ve yaşadığından hızlı geçer zaman düşünmeye başladığın an... Öncesinde bin kez gelen ölüm, çağırınca gelmez olur da bekleyerek yaşamanın zorluğunu anlarsın... Ağlayan şeytan gibiyim şimdi... Henüz her zevki tatmadım ve acınası zevkleri de ben yaratmadım derken ve anlam zindanlarından kaçan duygularımla, müebbete mahkum suskunluğumla çaresiz bağdaş kurup oturmuşken dünyanın merkezinde... Andolsun kalem yazmazsa! Siz de yaparsınız biliyorum, göz görmez olunca arşı... Gerçekten yasak mıydı cenneti süsleyen meyveler, acı mıydı aşk, zehirli miydi sevgi, sebepsiz miydi varlık ve dağları titreten benlik der gelirsiniz diye de bekliyorum... Bir bebeğin gözlerinden bakar öte dünya, bir hayat seçersin kendine... Öperken kaybolan sevgili bırak hislerimle gideyim dersin... Gece bulutları gibi mahzun ve paramparça haldeyken birkaç damla gözyaşı yaşatır seni... Sonrasında; bitmeyen yangınlardan artakalanları toplamakla geçer zaman... Günler ölmeden, yıllar doğmadan geçmez... Suçlusu sen değilsin bu hayatın ama değirmen dünya işte dertlerin çekilir. Çoğalır mı? Azalır mı? Ezilir mi? Bilinmez... İstemeden gelinir de bu değirmenden ağarmadan gidilmez... Gece gizlediklerimizi açarken, vakit sınırdan geçerken, sen gelecek ecelinle beklerken... Gerçek zamanı duran saatler söyler bilirsin... İki vakit arasında gizlediğin ruhunla bulduğun mu? Kör ebe olmuşsun doğmadan, bağlanmış gözlerin açılmaz mı? .. Kapının önünde yaşanacak hayatlar... Cahil cennetler sonsuzluk arar.. Gerdanında ağaç besleyen bir kadın gibi, varlığın da başka yokluğun da.... Aramıza hoş gelen yeni günahlar beyaza çağırır seni aydınlığa... Savaşırım ben kelebek gölgeleriyle... Sonsuzluğum dut yaprağında perişan... Cevaplarımı sana saklarım... Kıskanma kendinden garibi; hanımelleri toplarım sana Babil’den ölüm oruçlarım Kabil... Kitapsız sarnıçlar ağıt yakar içinden... Yediverenler secdede çile çeker doldurulan cam tesbihlerde... Bu yüzler iyi de ah birde içindekileri çıkarmasalar... Bülent Özdemir Bülent Özdemir |
Denize Yol Veren Kıyıyım...
Ben kıyımıyım neyim nerdeyim bilmiyorum ama... Vurgunum denize.... içindeki her şeye rağmen sevdalıyım ben ona... hem de öylesine ölümcül bir sevda ki öylesine acıtan kanatan bir sevda ki. Gel gör ki deniz yasak bana... hem her şeyi yasak... seni seni görmeden yaşamak ne mümkün gözlerine bakakalmadan parmaklarının inceliğine dalıp gitmeden dedim ya seni görmeden yaşamak mümkün değil ama sana görünmeden yaşamak hele bir de severek yaşamak çok zor bazen dokunur bana hafif dalgalandığında, neşelendiğinde belki belki kızdığında ama o dokunuşlarını bile hissetmem yasak... herkese yol veririm denize ulaşmaları için, basıp geçerler üzerime denize doğru giderler. Yol vermek istemem hiç, öldürüp içime alasım gelir ama yol vermemem de yasak... ağlarım için için biri beni ezip denize gitmek istediğinde dışardan ağlamam da yasak... kıskanırım çatlarım elimden gelse tüm yeryüzünü ikiye bölmek isterim ama yapamam... düşünsene bir kez seni seyrettiğimi sana hissettirmemeliydim ellerini, parmaklarını, bazen gel git yapar gideeerr ve gecikir gazaplanmak isterim tüm yeryüzünü boğmak isterim denizin içinde... ama geç de olsa geldi mi kıyamam doyasıya bakamadığım gözlerini gördüğüm an çözülüveririm hemencik... üzerimdeki tüm dağları ağaçları ve onların verdiği tüm sıkıntıları unutturur o gül yüzünün bir kerecik gülümsemesi... ama en zoru da gözlerin gözlerine baktığımı hissettin mi ölü ölü baktığımı, hayran hayran baktığımı aşkla baktığımı ne hayallere daldığımı hissettiğin an ölümüm olurdu hele bir de gözlerinde gördüklerimi içime akıtmam gereken kan gözyaşlarına nasıl dönüştürdüğümü bir bilsen ... özlerim hep yanı başımdaki denizi kokusunu çekmek isterim içime ama o da yasak... yaklaştıkça uzaklaştığını bilmek.. ama peşinden gidememek öylesine zorlar ki bulunduğum yerde durmamı öylesine isyan ettirtir ki beni kıyı yapıp seni deniz yapana... ama nafile yakarışlar ne sen kurursun ne ben gidebilirim... sen denizsiiinn ben kıyı.... ahh bir anlasan öyle zor ki hem senle yaşamak hem gözlerindekiyle yaşamak hem seni özlemek hem kavuşamamak yanındayken bile hayallerindeki sen için senin hasretini çekmek senin kokunu duymak teninin kokusunu hissetmek saçının bir telini hissetmek ılık ılık içime almak isterken dokunamamak dokunduğun herşey olmak istemek çaresiz hayallere dalarım seninle... bağımsız kıyılarımın olduğunu düşünürüm... senin içinde bir ada olduğumu... tüm kıyılarımda senin olduğun her yanımda seni gördüğüm bir ada... bir tarafımdan gitsen bile öbür tarafımda gidemediğin... istediğin zaman içine alabileceğin... istediğin zaman içime girebileceğin bir ada... Bülent Özdemir Bülent Özdemir |
Dipteyim Bitmek Üzere Işığımla...
Gözlerimi bağlamasaydın Kapıları kapattığında Dışarıda kaldım sanmazdım Bilmeden işlediğim günahlar Şimdi senin huzurun da İster azad et İster gözlerimi yeniden bağla Ben bir mum gibi Eridim artık Hani diyordun ya Dibini ışıtmıyorsun diye Dipteyim bitmek üzere Işığımla... Senin yüzünden herkes Üstümde tüm neşemi alırken Ben hep senin için yanarken Ve sen hep eriyen bana bakarken Kendi gözlerini de mi bağladın Ben kör kör Seni ararken... Ben gitmiyorum şimdilerde Ve sen de gelmiyorsun Geçen zaman ağlarken Yalnız mutluluk mu veriyorsun Her gün sensiz doğarken... Bülent Özdemir Bülent Özdemir |
Doğan Umutların Uğruna...
Soğuk bir merdiven Basamağında Beklemek vardı sevdayı Paylaşılan bir hayatı Doğurduğu umutlar uğruna Katlanılan duayı... Yaşanması gereken Tüm acılarla Hepsi aynı basamaklarda... Erken yoğrulmuş bir günün sabahında Uçarak çıkılmış Bir yolda... Diğerleri başka yolda Susuzluğunu kıskanan Bir komşudan Bazen de uçan kuştan... Ve üzgün bakıştan Sakındığımız yalnızlığımızla Direnip yaşamaya çalışsak da... Şimdi bekleşen tüm çocukların Uyutulan kadınların Vesayeti bende... Ben Dualarla Soğuk merdivenlerde... Yorgun sabahların sebebi Sendin utanma... Gecikmiş ölümlerin Ve doğan umutların uğruna... Simurg_b Bülent Özdemir |
Doğduğunu Çok Görme Bana...
Tüm gürültüsünü seninle paylaşarak mı geçti hayat... yada sen çok mu gördün... Doğumunu dünyada boğazın düğümlenip sıkıldığında hıçkırarak her ağladığında yorgun caddeleri kıskanırken başka bir şehirde belki heyecanlandığında özlemini beklerken içmeden sarhoşluğu anladığında gündüzleri yok sayıp *******de yeni güneşler doğarken bir umutla beklenmeyen sabahlar olduğunda... Hiç mi gülmedin gecen zamanda... bir an bile yok muydu sessiz geçen... peki ya varlığımı adadığımda... evreni kana boğacak kalbimi sunduğumda Yoksa onlar da mı gürültü idi... Yüzüksüz nişan gibi boşluktayım şimdi doğduğun günü bana da çok göreceksin diye... Simurg_b (P.D.) Bülent Özdemir |
Duman da Güldü Çocuklar da...
Sessizce kesti bıcak ruhu... Çaresizliğin gururu öldürdü Rüyaları bile rahat bırakmayan acılar Ve alçaltan çığlıkların ardından Sadeleşen beden Başkalaşan ruh Sıradan Kasap ve et... Korkulu bekleyişler dışarda Utanılan temenniler Pişmanlık ve anneler... Kınalar yakıldı diğer yanda Alaycı kantarlar Darasını aldı dostluğun İmkansız yardımlar Yara sarma telaşında Gizli sevdalar ağıt yaktı Habersiz Sessiz... Dualar mırıldandı Vakitlerinde kıyamın... Endişelerini sattı bir kadın çocuğuna Umut topladı şakalardan Sinir astı kulaklara Bir çocuklar inanamadı Nasıl olur? Dağlar da yatmış Acılar da Güneş ateş içinde bakmış Dumansız ocaklar da... Ben istemedim olanları Siz de Olan oldu ama sonun da Şükür ki Ocak yandı yeniden Duman da güldü Çocuklar da... Bülent Özdemir Bülent Özdemir |
Dünya Boşlukta...
Bu saat olmuş Ve sen hala yaşıyorsun ya... Anne olmanın heyecanıyla Çocuğunu doğururken Çektiği acıyı umursamayan bir kadın gibi... Sakladığın Bir damla gözyaşını Sevdiğin için sırf Korkmadan Sunuyorsun ya hayata... Dört duvar Bedeninde ruhun Müebbetlik olsan ne... Vücudun.. Üstü toprak Altı boşluk mezarda olmasa ne... Aşk Dünyada... Yakmış cehennemi... Lalezar Ateşte yansa ne... İki gözlü bir tabut Her iki gözde ayrı ateş Biri cennet Öbürü cehennem Olsa ne olmasa ne... Uzan boylu boyunca Boşlukta... Kabrin azabına ortak arıyor seni... Dünya boşlukta Her yan kabir olsa ne olmasa ne... Simurg_b (P.D.) Bülent Özdemir |
Dünyanın Güler Yüzü
Dünyanın güler yüzü Bakar Taştan aynalara Bekçiler Kambur sayar Acele Yürümekten korkan Ayaklar altında Yol sorar ummiler Ben beklerim Kapı da Umut arayan şifa da Uyanık telaşlar Sıra kaparda Kan taşır bakıcılar Hasta da Sevda çok burda Pişman bakan Umutlu hasta da Pişkin doktorlar Yüzü de Soğuk kanı da Hepsi bu sarayda Taştan ayna da Hastalar da Bakar dünya da Bülent Özdemir Bülent Özdemir |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:44 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.