![]() |
Mavi
Hatırlanmayan rüyalar üşenmez, Dikilir *******in süvarisi gibi, Bir fısıltı dokunur tenlere Gökyüzünün mavisi makbuldür Denizin mavisi gibi. Gidişler, sabah karşılar uykuyu Gelişler bir türlü geceyle buluşmaz tüldür Bir pusula uzanır ellere Gökyüzü puslanır aniden, mavi çiseler Filizlenen, mavi hasretten bir güldür. Perdeler açılır, mavi bir oyun başlar Hüzün, hasreti dansa kaldırır En hızlı pişmanlığı çalar yürek Şimşekler çakar damlalarda Dalgalar uyanır. Savaşlar mavi başlar yaşamanın ucunda Bir derin maviliğe saklanır düşler Güneş örtü olup çekilir küskün vuslata Yetim aynalarda üzgün bakar Mavi öpüşler. En derin kuyulardan çekilince gece Ağırdan alır kendini meçhûl bir sevdanın perisi gibi Sihirli bir tüy dokunur gönüllere Ürperti umutlarca engindir Ümitlerin mavisi gibi. Turgut Uzdu |
Medet
Bahar gelmiş, çiçek açmış, amma ki rüya uykuda Orda eskilerden biri, bilirim durur pusuda Mevsimden habersiz bekler, beklemekten de sıkılmaz İndiğin yokuştur tuzak, yukarılara çıkılmaz. Gece, sokakların kralı, kediler illa köpekler Neden zifiri karanlık, o köşede nöbet bekler Bazen cılız ayak sesi, kösler gibi vurur yere Yaşlı, koca gözlü baykuş, habercidir ahirete Ardından yağar yağmurlar, hiç ıslanmaz mı beklenen Tek yöndür gidilen yollar, olamaz şaşırıp gelen Garip burada yürüyen, daima ardına bakar Bazılarının elinde, nurlardan bir fener yanar. Adım ileri giderken, akıllar hep geridedir Umulacak tek medet var, Ya Rab o da tek sendedir. Turgut Uzdu |
Merhaba Dünya
Güneş yine doğdu, aydınlandı gökyüzü Yine yeni sevdalar bürüdü çiçekleri, Dünyayı sarsın isterim Bütün dudakların gülümsemeleri. Kuşların en güzel şarkıları dallarda, Yapraklar bu şarkılarla oynar, Bu gün ne mutlu insanlara Dinliyor, görüyor, yaşıyorlar. Sevenleri duruyor, sevilenleri de, Bütün ayrılıkları n’olur unutun gitsin, Dileyin bütün dünyadan Acıların hepsi silinsin. Atın karamsarlığı gönlünüzden, Sevin yaratılmışı Yaratan’ın hatırına, Hiçbir zaman gelmesin kötü ihtimaller O güzelim aklınıza. Açın gönlünüzü engin sevdalara, En güzel rüyaları bu gün yaşayın, Sakın, sakın ha Mutluluk dışında ağlamayın. Bir gün daha varsınız tadını çıkarın, Tutun ellerinden sevdiklerinizin, Öpün, koklayın, mutlu edin Sonu gelmesin dilerim gülümsemelerinizin. Haydin dostlar, Dünyaya yeniden merhaba deyin Merhaba! Turgut Uzdu |
Mezarlık
Serviler dikmişler gölgelik olsun Orda yatanlara serin mi gerek Dışarı çıkmaya izin vermezler Çukuru muhakkak derin mi gerek. Kimisi babadır, yavrusun özler Kimisi annedir, hepsini bekler Bir gelin, bir genç kız, yolları gözler Bekleyene bir tek şirin mi gerek. Hasretler hem ışık, hem bir kaç sözdür Yapılamayanlar içte bir közdür Hayal edilenler hep güzel yüzdür Gözden akan yaşa irin mi gerek. Adımsız gelene sondur gelmelik Yaşamak ve ölmek hep bir kerelik İki taş arası niye çiçeklik Koklamaya illa burun mu gerek. Garibim derim ki elbet yatarız Toprağın altından biz de bakarız Alevsiz ateşte çokça yanarız Soluksuz kalmaya izin mi gerek. Turgut Uzdu |
Misafirim Ol
Gel gönlüme misafir ol istersen Otur, dinlen biraz Leyla’dan, Mecnun’dan bahsedelim Çöllere ağaçlar dikelim, sonra gidersin Hele bir yol çiçeklerini açsın kiraz. Otur dinlen biraz Ferhat’ın elinden sular içelim Şirin’in güzelliğine hayran Oturup kıyısına ırmağın Tepedeki kal’ayı seyredelim. Gel gönlüme misafir ol Şarkılar söyleyip şiirler yazalım Alev denizinden geçelim mumdan bir gemiyle İstersen birlikte aşkı tadalım Biz o alevle düğmeler çözülmeden yanalım. Şiirler kadar sıcaktır yüreğim Otur dinlen biraz Gidecekmişsin gibi durup beni üzme İstersen ev sahibi ol Baksana daha dallarında açmadı kiraz. Turgut Uzdu |
Muhtacım
Gül bülbüle Bülbül güle Gül dikene Ben sana Ses dile Dil heceye Hece Yüceye Ben sana Toprak suya Su havaya Hava duaya Ben sana Yürek kana Kan cana Can bana Ben sana Su toprağa Toprak fidana Fidan yaprağa Ben sana Anlasana Turgut Uzdu |
Mutlu ******* Diliyorum
Mutlu ******* diliyorum Umutlarınız gerçek olsun Süzülsün gökyüzünden dilekleriniz Neşe sarsın her yanınızı Rüyalarınız gerçek olsun. Çelik gibi olun, çürümeyin Baki kalsın sağlığınız Sizin gibi hep mutlu yaşasın Varsa Ya da olacaksa çocuklarınız. Hep sevin, Hep affedin, hep gülümseyin Güller açsın yanaklarınızda Yaşıyorsunuz Mutlu bir sabaha günaydın deyin. Mutlu ******* diliyorum Hep bir el elinizi tutsun Huzur, neşe ve sağlık Hiç ayrılmasın yanınızdan Hep sizin olsun. Turgut Uzdu |
Nasıl Anlatsam
Nasıl anlatsam Gözlerinde yıldızlarla geldiğini, Beni sevdiğini, Dans edip sevincinden Bulutlarla eğlendiğini. Nasıl anlatsam, Saçlarını şöyle bir savurduğunu Silip gönlümdeki yalnızlıkları Bütün karanlıkları alıp tel tel Karanlıklara kovduğunu. Nasıl anlatsam, Buz kesmiş ruhumu ısıttığını, Umutlarımı mezarından çıkarıp Bir gül bahçesine dikerken Toprağına sevdandan kattığını. Nasıl anlatsam, Buhranlarımın en yüksek doruğunu Ben mutlu oldukça Gözlerinin de benim kadar Mutlu olduğunu. Nasıl anlatsam, Varlığın içinde yokluğunu Kuraklığını gönlümün Akmayan gözyaşlarımın içinde Hâlâ durduğunu. Nasıl anlatsam, Nasıl anlatsam Varlığında olduğu gibi Yokluğunda da yüreğimde durduğunu Senden uzaklarda Hâlâ seni bekleyen Hâlâ burada seni seven biri olduğunu Nasıl anlatsam. Turgut Uzdu |
Nasıl Geçti
Bir nefese nasıl sığdırdık Koskoca bir ömür nasıl geçti Hiç bitmeyecek sanırdık Koskoca bir ömür nasıl geçti. Bir çember peşinde koştuğumuz Bayramlarda bir şekerle coştuğumuz Daha dündü sanki çocukluğumuz Koskoca bir ömür nasıl geçti. Gençlikle geldi ilk aşk heyecanı Gezer dururduk şehirde her yanı Daha dündü sanki ben delikanlı Koskoca bir ömür nasıl geçti. Evlendik çoluk çocuk ağladı İlk gülmesiyle kendine bağladı Daha dündü sanki evden ayrıldı Koskoca bir ömür nasıl geçti. Baykuşlar dışarıda dolaşır oldu Bir garip koku etrafa doldu Yürüdüğüm tek gidişli yoldu Koskoca bir ömür nasıl geçti. Turgut Uzdu |
Nasıl İnanayım
Nasıl inanayım, Söyle güzelim, ben sana nasıl inanayım? Hani baharla gelecektin, Ellerimi tutacaktın, Seni seviyorum, seviyorum diyecektin. Nasıl inanayım, Söyle güzelim, ben sana nasıl inanayım? Hani yağmurlar sensiz yağmayacaktı, Birlikte ıslanacaktık, Hani saçların bensiz ıslanmayacaktı? Güya, Güya bütün yağmurlara meydan okuyacaktık, Damlalarla savaşacak, Ama el ele, göz göze Hani hep mutlu olacaktık. Nasıl inanayım, Söyle güzelim, ben sana nasıl inanayım? Söz vermiştin, güneş sensiz doğmayacaktı, Hatırlasana, Koskoca bir ömürde hep sen olacaktın da, Güneş bir defa bile sensiz batmayacaktı. Nasıl inanayım Söyle güzelim, ben sana nasıl inanayım? ******* desem, tümden karardı, Oysa, Oysa karar vermiştik hani Bir defa bile şu karanlık ******* Kendi karanlığında seni aramayacaktı. Nasıl inanayım, Söyle, güzelim, ben sana nasıl inanayım? Yüreğin yüreğimi bırakıp gitmeyecekti, Yeminler etmiştin, Ne sözler vermiştin, Hani, hani sevgin hiç bitmeyecekti. Belki bir gün, Bir gün hatırlar da gelirsen yanıma, Elinde güller olsa da bir olmasa da, Bu kadar çektirdikten sonra İnan muhtaç değilim ne sana, ne dualarına. Turgut Uzdu |
Nasıl İnanmıştım
Nasıl inanmıştım gözlerine Öylesine masum, öylesine yalnız İlkbahar gibiydi yeşili Bazen hüznü taşırdı Bazen neşeyi. Keyifle bakarken bile Çekingenliği taşardı etrafa Saflığın timsaliydi beyazı Yaşlar bile utanır Hiddetle damlamazdı. Nasıl inanmıştım gözlerine Yalan söyleyemez derdim İstedim ki hep gözlerimde kalsın Dalgınlıkla olsa bile Başkasına bakmasın. Bahar olsun gözlerimin önünde Yeşiller içinde papatyalar Yıldızlar hiç sönmesin Gözlerim gibi gözlerin İstedim ki başkasını görmesin. Gözler de yalan söylermiş Menekşelerin de yalan söyleyeceğini Seni tanıyınca anladım Gittiğin günden beri Hiç bir menekşeye inanmadım. Turgut Uzdu |
Nasıl Olur?
Nasıl yakışırdı gülümsemeler dudaklarıma Neşeyle fıkır fıkır oynayışlarım ne güzeldi Bir lanetli gelip yıktı dünyamı Beynim durdu, Aklım almıyor Üzmemek gerekiyordu hani insanları Hani sevmezdi üzmeyi, üzülmeyi tercih ederdi Kalbim kırıldı, Göğsüm acıyor Canım yanıyor. Hıçkırıklar boğazıma dizildi Söyleyin dostlar Bu insan Böyle acımasız nasıl olabildi. Yalanlar dizildi sırayla Yalnızlığımdan vurdu beni Böylesine bir sevdaya ilk defa tutulmuştum Tam en güneşli zamanıydı sevdamın Yalanları sırtıma saplandı Kahpece vurulmuşum. Bir daha inanmak mı aşka sevdaya Tövbeler tövbesi olsun Bir daha sevmek mi birini Asla Tüm yalancılar dilerim Allah’ından bulsun, Turgut Uzdu |
Nasıl Sevmem
Bir gelin gibi nazlı akan Fırat’ı, Dicle’yi nasıl sevmem Yükseklerden yurduma bakan Gururum Ağrı’yı nasıl sevmem. Alnının akı gibi Erzurum'da kışı nasıl sevmem Her tığında bin çile gibi Oyayı, nakışı nasıl sevmem. Oğuz Kağan yüreğimde durur Dağı, denizi, ayı nasıl sevmem Masalı, destanı türküyü Canım halayı nasıl sevmem. Palandöken’e yaslanmış, başı koltuğunda Abdurrahman Gazi’yi nasıl sevmem Osman Gazi bir tohum Orhan Gazi’yi nasıl sevmem. Çiçeğini, gülünü Bal yapan arıyı nasıl sevmem Alın teriyle büyüyen Tarlada darıyı nasıl sevmem. Dadaşını, gakkoşunu Efesini nasıl sevmem Dizi değince yer sarsılan Zeybeğini nasıl sevmem. Yedi tepede yedi güzel İstanbul’u nasıl sevmem Yazla kış arasında bir kavşak Burdur’u nasıl sevmem. Dağda koyun güden Gelinlik kızı nasıl sevmem Gökten inip bayrağıma konan Yıldızı nasıl sevmem. Bir hilâle can verip, kan içinde Toprakta yatanı nasıl sevmem İki yüz ellilik mermiyi Sırtlayıp atanı nasıl sevmem. Çanakkale bir bayraktır Şehidimi nasıl sevmem Mükemmel bir komutan Mustafa Kemal’i nasıl sevmem. Turgut Uzdu |
Nasıl Unuturum
Tek beni sev deseydin Unutmak yerine seni sevseydim Al bir gül isteseydin Söküp yüreğimi sana verseydim. Bana unut deme Tuttuğum eli nasıl unuturum Okşadığım saçı Sardığım beli nasıl unuturum. Bana unut deme Aldığımız nefesi unutamam Öptüğüm dudağı Duyduğumuz o sesi unutamam. Bana unut deme Akılsız başı nasıl unuturum Gözdeki hüznünü Akan yaşları nasıl unuturum Bana unut deme İçimdeki yangını unutamam Bana unut deme Beynimdeki vurgunu unutamam. Tek beni sev deseydin Unutmak yerine seni sevseydim Bir al gül isteseydin Söküp yüreğimi sana verseydim. Turgut Uzdu |
Nasihat
Yıldızların seyrine dalma delikanlı Onlara varmak için daima gayret et Sen de gidenler gibi düşün, anlı-şanlı Var onlardan daha uzak yıldızlara git. Vatan için çalış, hep millet için yaşa Uyup da yabana, düşme karın kardaşa Hizmet için sıkıntı çek, gelirse başa İlham ol, gel daha sulak yıldızlara git. Okumak için değil, bilmek için oku Gençliğin hoş zamanıdır, atlat şu şoku Durmaktan başka olmasın ruhunda korku Azmini al, daha çorak yıldızlara git. Çok yolu yoktur, düşünme fazla hizmet bir Azme hizmetçi ol, olmasın ruhta kibir, Boş diyarlar dolaş ama bir şeyler getir Sonra dönüp daha sıcak yıldızlara git. Vatandır en büyük inan sevda pınarı Damardır dolaştıran vücutta şu kanı Yarını gör, mazini bil, mazini tanı Gel rahmet ol daha kurak yıldızlara git. Turgut Uzdu |
Nazar Boncuğundayım
Bir başka sensizlik var ruhumda Huzurun yaşandığı bir deniz kenarındayım Sevdiğim var artık Ben nazar boncuğundayım. Güneş en yumuşak ışıklarını gönderiyor Çiçekler gülümsüyor Martılarda bir neş’e Onlarla sevdamı haykırıyorum Yanımda olmasan da önemli değil Damarlarımda akan sensin Ben nazar boncuğundayım. Kendi ayak izlerimi takip etmekten bıkmıştım Hep aynı sokağa çıkmak yormuştu beni Hep serçelerle sohbet etmek pencerede Dertleşmek onlarla sabahın ilk ışıklarında Üzmüştü beni sensizlik Ama şimdi sen varsın Biliyorum bir gülü koklasam Sen kokarsın Bir çift göze baksam Sen bakarsın Bir rüzgâr esse saçlarımda Bilirim Sen okşarsın Çünkü varsın Bütün mavi beyaz renkler seni söyler Seni haykırır yeniden yeşeren yapraklar Sen gibi bakar güneşim, ayım Sen nazar boncuğumsun Ben nazar boncuğundayım. 05/12/2006 Turgut Uzdu |
Nazar Boncuklu Kadın
Her gece gibi bir deli O gece de sohbet ediyormuş yalnızlığıyla Her yanına karanlığı dolamış Gözlerini kapamış Acılardan şişeler dolusu içmiş Unutmak için bile sarhoş olamamış. Sonra birden Aydınlamaya başlamış yılların karanlığı Delinin içi ısınmış Ayak sesleri duymuş, dönüp bakmış hayretle Yıllardır kimsenin geçmediği bu sokakta Yalnızlığı kaçırtan, nazar boncuklu kadınmış. Yıldızlardan gözleri varmış Işıl ışıl bakarmış, Acımış deliye belki, belki de sevmiş Ruhunu avuçlarına koyup Ellerini uzatmış.. Deli şaşırmış Kararsız kalmış tutsa mı elleri tutmasa mı Bir yanda şişeler dolusu acı Bir yanda yürek dolusu eller Delinin ellerini beklerler. Dönüp bakmış yıllardır oturduğu yere Uyuşmuş dizlerini bükerek kalkmış Uzanan yüreği tutup Mutluluk gözyaşlarıyla Göğsüne basmış. Sonra uzaklara bakmış Güneşin doğuşunu görmüş yıllardır görmediği Karanlığın bir daha kararmacasına aydınlandığını Ve yanında Nazar boncuklu kadının yüreğinin oynadığını Atmış kolunu nazar boncuklu kadının omzuna Yürümeye başlamışlar Her yer aydınlanmış, çiçekler açmış, kuşlar ötmüş Neşeyle koşan bulutların altında Yürüdükçe yaşamışlar, yürüdükçe yaşlanmışlar. Turgut Uzdu |
Nazire (Erzurum Kristal Bir Sur gibidir)
Saat kulesinde üşürse zaman Bilge Kağan’a dönmemiz gerekir Çifte Minare’de yanan o yakut Kim için yanar bilmemiz gerekir Mazinin dalında serçeye benzer Yürek gibidir doksan üçte donan Saat Kulesi’nde üşürken zaman. Segah enginlerde kaybolmaz izler Vedâlarda da olsa görünmezler Hasretler üstünde uçuşan, şehrin Acem ekmeği gibi kokar tandır Gönüllerde kurşun izi dehlizler Segah enginde kaybolursa izler. Niyâz burçlarından bakarsa kuşlar Karanlık taşınmaz aydınlıklara Maziden mermidir gökte yıldızlar Fırtına saklar aldanma melteme Mavinin renginde cenaze başlar Niyaz burcunda yaralıysa kuşlar. Dervişler beklesin süvari olup Gözleri yarının mihenk taşıdır Gitmemişlerdi ki gelsinler yine Koldaki baştandır yayılan dua Yürekler kararmasın hep ak kalsın Dervişler beklesin süvari olup. Erzurum kristal bir sur gibidir Beyazı tipidir, soğuğu ayaz Çinilerinde sır, kubbelerinde sim Söylemez, sonsuzluğun kendisidir Beyazın öylesi bir nûr gibidir Erzurum kristal bir sûr gibidir. Turgut Uzdu |
Ne Bu Yağmur
Ne bu yağmur yine Gökyüzünde matem mi var Kalbini kırmışım gibi Bulutlar surat asmış Yoksa yine sitem mi var. Ne bu yağmur yine Kırmızıya boyanmış damlalar Bilmiyorum ben ne yaptım Sabaha kadar Hüznümle ağladılar. Ne bu yağmur yine Bulanık bir sevda yaşamış sanki yüreği, yırtık, Tuttuğu iki ucu kopuk bir ip Oysa başka bir yüreğe gitse Kurtulacak diktirip. Ne bu yağmur yine Sönmüyor içimdeki yangın Yaşlar gönlüme aksa da Şu rengi kaçmış bulutlar gibi Yüreğim sararmış, yüreğim baygın. Ne bu yağmur yine Duygularım bana hınzır Heyecanları öldürdüm diye Küsmüş Yine bir yerlerde saklanır. Ne bu yağmur yine Gökyüzünde matem mi var Kalbini kırmışım gibi Bulutlar surat asmış Yoksa yine sitem mi var. Turgut Uzdu |
Ne Olur Gel
İlk gördüğüm an koptu fırtınalar Aşk tohumları serpildi damlalarca üzerime Her uykuya daldığımda En azgın okşayışlar bürüdü rüyalarımı. Ben en saf duygularımla Üzüm karası gözlerinde takılıp kaldım Sen ümitlerimle seviştin. Bilirsin dalgalar sahillere aşıktır ******* sabahlar için, Mehtabı elçi gönderir Sabahlar ******* için yanıp tutuşur Güneşi gönderir Ben de sana Kim bilir kaç asırlık ayrılığımı Sana hasretime kucaklatıp gönderiyorum Gel artık. Çöller nasıl yağmura hasret Un ufak etmişse kendi dişlerinde kendini Ben de sana öyle hasretim İnan çiğnemek üzereyim Bu sensiz bedenimi. Gel artık Sevmeyen hasreti, Hasret sevmeyeni bilmezmiş Bilmez misin Mezarlığa bile Yalnız gidilmezmiş. Gel artık, Dünü dünde bırakalım Gel Sensiz *******e Sessiz *******e son ver Günler sensiz olmasın Sesin doldursun bütün duvarları Seni seviyorum, geldim desin Ne olur bütün duvarlarda Sesin hiç dinmesin. Turgut Uzdu |
Ne Olur Sevgini Söyleme Bana
Ne olur sevgini söyleme bana İnanırım sana, sevebilirim Gamzenle birlikte şu gülmen var ya Dudağından öpüp ölebilirim Bana servilerden sakın bahsetme Rüzgârın olarak esebilirim Boyayıp tırnağı uzatma öyle Her gece bir milim kesebilirim Saçlarını açıp tekrar bağlama Yorganım diyerek sarabilirim Ne olur bir daha girme rüyama 'Çağırıyor' diye yorabilirim. Ne kadar tatlısın ne kadar güzel Başında tacın yok, koyabilirim Göndersen ne olur saçından bir tel Gönlüme taç yapıp koyabilirim. Ne olur sevgini söyleme bana Yıkarak surları sevebilirim Acı katma n’olur acılarıma Izdırap çekerek ölebilirim. Turgut Uzdu |
Ne Olurdu
Bir defa dokunsaydım eline Bir defa gözüne baksaydım Ne olurdu İzin verseydin Kan olup damarlarında ben aksaydım. Bir defa baksaydım yüzüne Gözlerin olsaydım Hep seni görseydim aynalarda Saçların olup Omuzlarında ben savrulsaydım. Ne olurdu Kulakların olsaydım Sen her konuştukça Yanımdaymış gibi seni Hep seni duysaydım. Uzaklarda sanma kendini Çok yakındasın İnan çok yakındasın Şu göğsüm var ya Orada, tam altındasın. Sabahlara kadar seni duyayım diyorum Berrak dereler gibisin ama duyulmuyorsun Çıkarıp alayım diyorum avuçlarıma Ama çıkmıyorsun Çıkamıyorsun. Bir zulüm yatak yorgan ikilisi Eli sopalı gardiyan yastığım Bir bilsen İçimdeki sana nasıl Ama nasıl aşığım. Ne olurdu hayal olmasaydın Dursaydın bir el uzatımı yerde Saçlarını koklayabilseydim Biraz çekinerek yaklaşıp Ne olurdu yüzüne dokunabilseydim … Turgut Uzdu |
Ne Yanındayım Ne Yanımdasın
Ah. Ah Gülümseyip gözlerin hüznü unutsa Ben hayran, ışıklarında kaybolsam Şu kararmış bulutlara binip Sımsıcak yüreğinin, sımsıcak yüreğinin Tam ortasında olsam. Bulutlar gitse gözlerinden, günlük güneşlik olsa her yan Ben seninle baş başa kalsam, Şu yalnız, şu karanlık *******in gibi Sadece, Sadece sana sarılsam. Hep hayali var söyleyemediklerimin Hep kelepçeli suskunluktaki duyguya Maviler maviye bulanmış, karalar kara Nedense hep borçlu kalırım Seni buluşturacak bir gecelik uykuya.. Ama yoksun, ne yanındayım, ne yanımdasın Yangınlarıma bir yudum su olsaydın Bütün kırıntılarımı toplayıp Çağırsaydın da sokaklara serpilmişliğimi Seni seven, seni çok seven bir adam yapsaydın. Ne çare kader İki kıtanın birer ucunda sahili gözetlemekteyiz Belki dalgalar getirir, belki rüzgâr Bile bile lades denir mi hiç, dedik Bak, iki ucu kopuk bir ipi çekmekteyiz. Turgut Uzdu |
Nefis
İçimde bir sırsın, Dışımda sis, Acılarınla bile olsa Bir tanem, İnan seni sevmek çok nefis. Ayrılığın bir başka Vuslatın başka bir his Ben hepsini tadıyorum Bir tanem, İnan seni sevmek çok nefis. Ben sana kötü söz demem Terin bile bana mis Kaşlarını çatarak baksan bile Bir tanem, İnan seni sevmek çok nefis. Bırakmaz kızsam da İçimde bıraktığın polis İnat etme, vazgeçemem senden Bir tanem, İnan seni sevmek çok nefis. Turgut Uzdu |
Nereden Nereye
Bir gün beni görmesen Çıldırırdın, delirirdin Özledim Dayanamıyorum desem Hiç durmaz bilirim gelirdin. Tutardın ellerimden Saçlarımı okşardın İlk defa görüyormuş gibi Odamı süzerdin karanlığı hapsetmiş gözlerinle Uzun uzun gözlerime bakardın. Son deminde zamanımın Sendin bana en güzel hediye Bazen pencereden gelirdin Üzülmeyeyim diye Hep gülümserdin. Gidişinle dünya dönmeye başladı Her kesin bakışları sarhoş Her taraf gözlerle dolmuş kara, mavi, yeşil Garip Hepsinin içi bomboş. Nereden nereye geldik Her zaman senin gözlerin kuruydu, benimki ıslaktı Ben üzgündüm, sen neşeli Hatırlarsan eğer hep benim yüreğim, Senin ellerin sıcaktı. Nereden nereye geldik, ne bir renk kaldı Ne bir gölge gözlerindeki ışıktan Bir sarmaşık gibiydik Ne yazık, ne yazık ki Sarmaşık ayrıldı sarmaşıktan. Turgut Uzdu |
Neredesin
Boyuna hasret, yüzüne hasret Bir beden bıraktın, söyle nerdesin? Gülümset birazcık merhamet eyle Boş ver başkasını Bırak sevdalısı güldürdü desin. Gülüşüne hasret, gelişine hasret Bir çift göz bıraktın, söyle nerdesin? Al götür ikisini de, merhamet eyle Boş ver başkasını Bırak sevdalısı götürdü desin. Saçına hasret, kokuna hasret Okşamayı unutmuş el bıraktın, söyle nerdesin? Gel söndür tarifsiz şu alevi Boş ver başkasını Bırak sevdalısı söndürdü desin. Sesine hasret, sözüne hasret Bir yürek bıraktın, söyle nerdesin? Gel sustur şu feryatlarını Boş ver başkasını Bırak sevdalısı öldürdü desin. Turgut Uzdu |
Neye Yarar
Bülbül olmayınca Güller neye yarar Güller olmayınca Bülbül neye yarar Sevdan olmayınca Gülüp bakmayınca Sen koklanmayınca Nefes neye yarar. Ağlatırsa hasret Olmayınca vuslat Tütüyorsa kasvet Sevmek neye yarar. Yürek sensiz ise Gülmek bensiz ise Beden kefensizse Ölmek neye yarar. Turgut Uzdu |
Neyimiz Kaldı
Her insan ölecek bilirim bir gün Mezara koyacak neyimiz kaldı Gelinlik kız gibi yapacak düğün Rötara koyacak neyimiz kaldı Dedim ki yaşadık şu kadar yıldır Koşup oynuyorduk ya bir kaç bıldır Günahlar dikendir, sevaplar baldır Kantara koyacak neyimiz kaldı Daha dün çocuktum bugün ihtiyar Göremedim, bilmem kimler bahtiyar Bazen dost ağladı bazen de ağyar Kulvara koyacak neyimiz kaldı Bir bir tükenince mevcutlarımız Nedense çok uzar sükûtlarımız Hep yüreğimizde umutlarımız Miktara koyacak neyimiz kaldı Garipçe yaşanmış koca bir ömür Karar verilmiştir, basılmış mühür Zamanı gelince biter tahassür İmara koyacak neyimiz kaldı. Turgut Uzdu |
Neyleyim
Bıktım sabahı hüzünle karşılayan Nefesin olmayan *******den Bıktım artık Bir türlü sen olup doğamayan Sevimsiz güneşlerden. Neyleyim dudakların yoksa gülün rengini Umurumda değil boyuna benzeyen serviler Cehennemi yaşayan yüreğimde Yüreğin yoksa neyleyim Yananı söndürür mü esintiler. Gözlerin gibi berrak değil ırmaklar Kulağımı tırmalıyor derelerin türküsü Giden zamanın ardında hep umutsuzluk izi var Karanlıkları gözlerine benzese ne olur Sensiz her gece öncekinin döküntüsü. Saçlarını suyuyla yıkadığın Papatyalar yokluğunda fal mı bakar Hadi baktı diyelim Hadi seviyor çıktı diyelim Değişecek mi yokluğundaki yokluklar? Aşkımdın, bir tanemdin, canımdın Varlığını neyleyim Yanımda olmadıktan, elini tutmadıktan sonra Sen olmayınca Aşkı neyleyim, taneyi neyleyim, canı neyleyim. Git, uzaklaş bu yolcudan Sen mutluluğu bul, ben saadeti neyleyim Zaman hep güller sersin yoluna Sensiz yaşayacaksam eğer Neyleyim sensizliği, sensiz yaşamayı neyleyim.. Turgut Uzdu |
Niye
El ele tutuşmak varken Söylesene güzelim, ayrılmak niye? Böyle zulüm yapılır mı sevene? Madem gidiyorsun Gözünde mendilin işi ne? Yürek yüreğe oturmak varken Kalpleri ayırmak niye? Bir yol vardı sevgiyle süslü, Söylesene Yolları ayırmak niye? Göz göze bakışmak varken Küsmek, darılmak niye? Bir ömrü gülerek yaşamak dururken Bir koca yalnızlığa Bilerek sarılmak niye? Anlamak mümkün değil seni, Anlaşılmak varken, anlaşılmamak niye? Ben burada dururken, Gönlüm burada dururken Bir bilsem sarılmamak niye? Bekleyen biri var burada Ne olur artık söyle, gelmemek niye? Hasretinde hayalini böyle seven birine, Koşa koşa gelip de Bir bilebilsem kendini sevdirmemek niye? Turgut Uzdu |
Niye Gittin
Güller yakışırdı ellerine Sevdalar yüreğine yakışırdı Dünyaların neşesini Her gülümsedikçe Gamzelerin yüzüne taşırdı. Sen gelince Aydınlanırdı bütün akşamlar Ne de yakışırdı gözlerine karanlıklarda Işıl ışıl Işıl ışıl parlayan yıldızlar… Geçer karşıma Bir elin yüzünde dururdun Kalk yat demesem Yüzüme bakarak Saatlerce otururdun. Konuşmak sana yakışırdı Sesin şekerdi, baldı Her ayrılık vakti geldiğinde Niyeyse Hep benim gözlerim ıslanırdı. Bütün gülleri topladın Neşeleri hapsedip dudaklarıma öyle gittin Yıldızları da aldın birer birer Beni yalnız bıraktın Yalnız bırakıp karanlıklara öyle gittin. Oysa güller nasıl yakışırdı ellerine Sevdalar nasıl atardı yüreğinde Her şeyi götürdün de Bilmem niye Niye seni bırakıp da gittin yüreğimde Niye gittin. Turgut Uzdu |
O Adam Gitti
Artık kalemim inlemiyor Yaş damlamıyor klavyemin tuşlarından Satırlar bana gülümsüyor Seni seviyorum diyor Bu adam mutlu artık Bu adam neşeli Bu adam sevda dolu yüreğiyle Bu adam senle dolu elleriyle Senin gözlerinde Mutlu. Acılardan bir denize düşmüş Çırpınan o adam gitti Sen geldin ya Varsın ya Bütün yalnızlıkları alıp yanına O adam gitti. Canım Nazar boncuğum Bir tanem Aşkım sevdalım Sevdam… O adam gitti. Senin olduğun yere gelmez artık Saadet çiçeklerini kucaklamış Bu adamın olduğu yere Bir daha gelemez artık Dilerim Gelmez artık. Turgut Uzdu |
O Adam Öldü
Sessizce uzandı yatağa Hava sıcaktı Çarşafı üzerine çekti yavaşça Hanımı kımıldandı Kıyamadı, hareketsiz kaldı bir zaman Sonra derin bir nefes çekti Nedense birkaç gündür göğsünde bir ağrı vardı. Kapadı gözlerini Okey masasını düşündü Şakalara nasıl da gülmüştü Hafif bir tebessüm geldi dudaklarına Bilemedi Bu son tebessümüydü. Kaşları çatıldı ardından Nasıl da kızdırmışlardı Elinde çifte okey Üçüncü oyun diyordu ya Bilemedi Aslında son oyun onda kalmıştı. Uyku sarmaya başladı Karanlıklar üşüştü beynine Bu gece anlamsızdı Bu yıl öğrencilerim çok akıllı dedi kısa bir an Garip bir hal gelmişti, düşünmedi nedense Bilemedi Ölüm uykusu çökecekti az sonra şu yıllanmış bedenine. Kararmıştı her yan Hafif bir horultu vardı nefesinde Bilseydi uyur muydu hiç Bilemedi Ölüm hemen ensesinde. Bilseydi, Bilemezdi ki… Tutmuştu bir garip el kalbini uykunun bir vakti Sıktıkça sıkmıştı Ne oluyor demesine fırsat kalmadan Hangi anlamda bilinmez Ih! sesi uzamıştı ağzından Sonra bedeni öylece kalmıştı Nefes alamadan. Kahkahalara eşlik eden o adam İşte böyle ölmüştü Doğduğu gibi yalnız O adam Dün gece ilk defa Hem de tek başına ölmüştü. Ne sevdaları yanındaydı, ne emekleri Çırpınışlar dinmişti hayatında Her şey bitmişti Borçlar, taksitler, alacak verecek Onun için son nefesiyle Her şey silinmişti Çünkü o adam, O adam dün gece son defa ölmüştü. Büyük sancılarla kıvranmış, Doğunca annesi sevinçle gülmüştü Kocaman bir adam, bıyıkları çıkacak bir adamdı doğurduğu Şimdi gözyaşları süzülüyordu buruşuk yanaklarından Dün gece Dün gece o adam ölmüştü. Turgut Uzdu |
O Gündür
Bazen güneş erken doğar Sular akar Çiçekler açar İşte o gündür Hüzün gözlülerin gözlerine Neşe dolar. Bazen istenmeyen yerlere götürür adımlar Orada parlaktır bütün yıldızlar Güller hanımeli kokar İşte o gündür Hüzün gözlülerin gözlerine Umut dolar. Bazen tüm şarkılar susar Sular buz tutar, Çiçekler solar İşte o gündür Hüzün gözlülerin gözlerine Hüzün dolar. Bazen dün gibidir artık bütün akşamlar Yarınlar utanıp susar Gözler merakla bakar İşte o gündür Hüzün gözlülerin gözüne Küçük bir ışık damlar. Turgut Uzdu |
O Sen isen Eğer
Bir silüet gibi Seninle dolu her cam Ben seni niyetliyor Seninle uyuyorum Her akşam Ama sen hep uzaksın Uzakça bakarak Zavallı kalemim Sana tutulmuş, aşık olmuş Seni yazarak Sıcak türküler gibisin Ruhumda bir şeyler erir Sonra sesler kesilir ya beynimde Susarım Ardından gözlerin belirir Ve sen isen eğer o Ve bir gün kavuşursak Neler göreceksin Nasıl intikam alacağım senden Okşayarak Ve sen isen eğer o Ve duvağın namus kadar ak Yaptığın sadakat ise Bütün yıldızları sana vereceğim Uzanıp da parlak parlak Turgut Uzdu |
Oh Be...
İçtiğim su Çektiğim nefes sensin Uğruna her şeye razıyım İnan ki Gittiğim heves sensin. Gecemin uykusu Sabahın neşesi sensin, Bir türlü göremediğim Şu acı çeken yüreğin En tatlı sesi sensin. Kalbimin duruşu İki atış arası sensin Gökyüzünün mavisi En koyu *******imin En karası sensin. İçime çektiğim duman Dudağımın sigarası sensin Ben bana Türkiye desem Vallahi billahi Ankara’sı sensin. Hâlâ hayır dersen Şu başımın belası sensin Aha da sana yemin Başımdaki belaların bile En alâsı sensin. Oh be… |
Olurum
Yeşil gözlerinle bakarsan öyle Rengine benzeyip yaprak olurum Göğsüme yerleşip çarparsan öyle Aşkınla yaşayıp toprak olurum. Talihim bir defa yüzüme gülse Yanakta açılan güller olurum Türküler şarkılar hep dile gelse Nağmeyle uçuşan yeller olurum. Ne olur elimi tutsan bir kere Utanıp kızaran tenin olurum Götürsen beni de gittiğin yere Bırakmam bir daha senin olurum. Okşasan başımı dizine koysan En güzel rüyayla yatan olurum Uyansam her sabah yanımda varsan Ömrüne sevdayı katan olurum. Seviyorum desen, canımsın desen Diline sevdalı aşkın olurum Akşamları gülsen, hiç üzülmesen Önüne geçilmez taşkın olurum. Yeşil gözlerinle hep baksan öyle Yüzüne çekilmiş tülün olurum Göğsüme yerleşip hep yaksan öyle Ardından savrulan külün olurum. Turgut Uzdu |
Öğrettiklerin
Sen bana seni sevmeyi öğrettin Ben sana uykusuzluğu Sen bana ayakta durmayı öğrettin Ben sana susuzluğu Sen bana her an seni düşünmeyi öğrettin Seninle mutlu olmayı Seni beklemeyi, Seni sevdiğim gibi Seni beklemeyi de sevmeyi öğrettin. Yatmadan önce seni görmek istemeyi Her an seni özlemeyi öğrettin Resmine bakıp şiirler yazmayı Saatlerce resmini seyretmeyi Gözlerindeki ışığı sevmeyi öğrettin. Gülmeyi öğrettin Başkalarını hoş görmeyi *******in karanlığını sevmeyi öğrettin Son baharda ilkbahar nasıl yaşanırmış Çöküntülerin nasıl ayağa kalkacağını öğrettin. Bir yürek başka yüreğe nasıl sevdalanırmış Seni görünce nasıl heyecanlanılırmış Asık suratlar nasıl güler Sana nasıl hayran olunurmuş Yüzlerce defa söylense de doyulmayan Seni seviyorum demesini öğrettin Canım Canım Seni seviyorum. Turgut Uzdu |
Öldürmen Güneşi
Bu kadar zulmetmeyin dostlar Bulunmaz güneşin bir tane eşi Bir sürü gezegenimiz var Her akşam öldürmen güneşi. Akar şafaklarca gönlüme Alırken gün verir ömrüme Gelin değer verin sözüme Her akşam öldürmen güneşi. Ne bulunur karalarda ki Bir gecelik hepsi âfâki Allah’ın emri mi bu sanki Her akşam öldürmen güneşi. Ayrılıklardan da bahsetmez Sen gülmezsen o da gülemez Çektiklerin hiç söylemez Her akşam öldürmen güneşi. Seven ayrılsa da sevenden Hiç iz kalmasa da gidenden Gülü ayırmayın dikenden Her akşam öldürmen güneşi. Ben Turgut’um fanidir ömrüm Hem güle hem toprağa gönlüm Yunus’lara dönüktür yüzüm Her akşam öldürmen güneşi. Turgut Uzdu |
Ölebilirim
Çağırıp gel dese, güzelim sesin Dağları aşarak gelebilirim Bana bir defacık sevgilim desin Aşkımdan coşarak ölebilirim. Meçhuller çağırır beni her şafak Ne bir dal kımıldar, ne sarı yaprak ******* kahreden kara bir kaltak Işıksız kalarak ölebilirim. Herkesin ayrı bir kervanı vardır Seven insanlara bu dünya dardır Gelmek bir bilinse gitmek kadardır Aşkımı yazarak ölebilirim. Her yanı dünyanın, gözün rengidir Saçların şafağa güneş gibidir Gördüğüm her ışık gölgen gibidir Gölgende kalarak ölebilirim. Garibin sevdandan yüzü gülmüyor Niye sevilmedi onu bilmiyor Hep çağırdı fakat giden gelmiyor Eşikte yatarak ölebilirim. Turgut Uzdu |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:44 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.