![]() |
Pınar Koç
Ağlıyorum...
Ve yine uzun bir gece, Ve yine matem kadar siyah gökyüzü… Gözlerin içimde canlanıyor, Belli belirsiz.. Siyah,simsiyah, Ve karanlıklar görüyorum… En derin noktalarında, Umutsuz çığlıklar duyuyorum… Siyahlıklarında, İçimin yandığını hissediyorum… Gözlerinin siyahi kızıllıklarında Acı çekiyorum Simsiyah gökyüzüyle… Bakamıyorum bazen başımı kaldırıp, Bakamıyorum Umutsuz çığlıklarına.. İçimin yandığını hissediyorum, Ve seninde içinin yandığını biliyorum… Ve yine uzun bir gece, Ve yine matem kadar siyah gökyüzü… Ağlıyorum… 23.01.2002 00:55 |
Ah Saçların! ! ! !
Saçlarını kırlarında dolaşsam, Beyaz papatyalarına dokunsam Kokusu buram buram… Gökyüzünün maviliklerine hiç özlem çekmem! ! ! Hiç aramam, Kızıl gökyüzünde sarı yıldızın doğuşunu… Saçlarının kırlarında dolaşsam, Kokusu buram buram… 13.12.2001 18.38 |
Aklımda sıcak ellerin...
Aklımda sıcak ellerin, Tenimde teninin kokusu… Bahçendeki kırmızı gül bile olamadım! Bana dokunmadın,beni okşamadın, Sabahın ayaz kızıllığında, Asla benimle konuşmadın… Aklımda sıcak ellerin, Tenimde teninin kokusu… Sofrandaki sıcak lokman bile olamadım! Ne içini ısıtabildim, Nede dokundun bana… Bir yudum su bile olamadım ağzında! ! ! Aklımda sıcak ellerin, Tenimde teninin kokusu… 08.07.2002 21:14 |
Akrep Nefreti...
Senin mutsuz olduĞun her gün Ben hayatımın en mutlu günlerini yaŞayacaĞım. SevineceĞim. AĞaçlar gibi kuruduĞunu seyredeceĞim. Rüzgarlar öyle bir uçursun ki sevinçlerini PeŞinden koŞup bulamayasın! Her taŞın altına bakasın ve Her taŞın altından çıkan bir akrep Ellerini soksun… 15.08.2001 çarşamba 23.05 |
Ama İnsan....
Karlı bir kış günü, Gökyüzünden yere inen, Alabildiğine beyaz, Alabildiğine çok, Soğuk ve ıslak kan damlaları… Ne yazık ki Hepsinin sonu aynı, Ve Hepsi kirli sokak sularında Erimek zorunda… Tıpkı benim hayatım gibi… Gökyüzü alabildiğine soğuk ve beyaz, Ve karlı bir kış sabahı… Otobüs durağında bir insan, Ama yürekli, Ama kirli sokak sularından korkmayan, Ama insan… 29.12.2001 09:39 |
Artık zor...! ! !
Gitmeliyim artık buralardan diyorum, Bu sokaklar artık bana zor! ! ! Unutmalıyım diyorum geçmişi, Bu hayat bana zor… Kahpe faklara düştüm, Yenildim ve Yendim… Bu hayat benim diyorum, Ben yaşamalıyım ve Yaşamalıydım… Mutlu olmalıyım diyorum, Ve olmalıydım… Unutulmaz acıların sonu gelsin diyorum… Gitmeliyim artık buralardan, Bu sokaklar artık bana zor… 20.08.2002 21:00 |
Asıl olan yürektir...
Uçurumların kenarındayım belki, Marifet atlamak olsaydı sonsuz boşluklara, Umutsuz ve çaresiz, Ta uzaklardan gelenler bile Sonsuz boşluklarda bulurdu kendini… Uzun yollar boyunca Zamana yenik düşmüş malubiyetlerin, Lüzumlu lüzumsuz karmaşasında Unutulurdu belki sonsuz uçurumlar… Kalptir asıl olan, Asıl olan yürektir… 18.02.2002 21:25 |
Aşk-ı Muamma........
Çözemediğim bir muammaydı Bendeki senler Ve sendeki bensizlikler…… Yaradılış mıydı Söylenenlerin masa altında kalanları, Veya hafif miydi Su yüzüne çıkanları……. Muammaydı çözemediklerim Ve senin söylemediklerin….. Toprak altında kalanlar gibiydi yaşamın, Ve ben bir arkeolog gibi yaşardım………. Kazdıkça yaklaşıyor, Ben yaklaştıkça sen uzaklaşıyordun………… Sorular soruları doğuruyor, Bilinmezliklerinde kayboluyordum…….. Çözemediğim bir muammaydı Yüreğinde kaybettiğin aşkın……. Severken umursuzca sevilmiyor, Sevmeyince bir kaçakçı misali kovalanıyordun…….. Bir muammaydı aşkın, Ve bir muammaydı yaşamın…. Oysa ben iyi bir arkeolog gibi yaşardım…….. 04.03.2006 |
Aşk hissetmedin...........
Sessiz çığlıklarım vardı, Bir gece yarısı Uçurum sonlarında Senin bilmediğin ......................................... Depremlerim vardı yüreğimin orta yerinde Sarsıntılarını senin görmediğin………. ......................................... Ve göz yaşlarım vardı yüzünü seyrederken Uykuda senin silemediğin………. ....................................... Ve bir onur kırıntısıydı bendeki Sevdiğimi bile söyleyemedim, Ve sen aşk hissetmedin………… Dokunamadım dudaklarına Ellerimi el hissettim. Öpemedim istanbulun gözlerinden Yüzünde giz hissettim. Açamadım ki hislerimi,yüreğimi Korkumda acı, Acımda seni hissettim. ..................................... Ama sen aşk hissetmedin………. 22.02.2007 |
Aşk ve Kış...
Önce ilk baharı tanıdım seninle, Her şey bir başkaydı benim için! Yeniden doğmuştum! Çiçekler açmıştı gönlümde... İçimde filizler büyüyor, Yaprak veriyordu... Bahar yağmurları yüzümü ıslatıyor, Filizlerim büyüyordu seninle Mutluydum... Sonra yaz geldi,içim sıcacık oldu, Gülüşün,bakışın... Seninle yaşıyordum artık Temmuzu,ağustosu... Terin terime karışıyordu. Yazın akşam serinliklerini Gönlümüzdeki ılık meltemlere benzetirdik Mutluydum... Sonra sonbahar geldi, Yaprak dökümü başladı bir bir... İlk düşen sen oldun, Sonrakide sen Ve sonrakide sen... Ben hiç düşmedim daldan... Ben bir çam ağacının iğneleri gibiyim, Yaz kış oradaydım... Yapraklar sarardı senin gibi önce, Hava artık hep rüzgarlı, Hep sert yağmurlu! Hüzünlendik sonbaharda... Sonra kara bir kış geldi. İçim üşüyor artık Ve artık sen yoksun... Çoktan kar altından çıkamayan Kardelen çiçeği gibi olmuştun... Aslında,sonbaharda düşen Kuru bir yapraktan başka bir şey değildin! Ve,içim üşüyor artık... Aşk ve kış bitti... 8.2001 uğurböceği |
Aşk_ı Firari...
AŞK_I FİRARİ…. Firari bir aşk mıdır Zehir gibi bir hayatın tek gizli gerçeği… Firari bir aşk mıdır Umut kalıntılarının gölge misali her şeyi…. Boşa geçen bir ömrü geri verir mi Gül dallarını kaplayan sarmaşıkları kopartmak…. Veya alenice yaşamak hayatı Unutturur mu çekilen acıları… Bütün yaşam hücrelerini Bir hücre duvarında saklamak, Bildiğin ve gördüğün her şeyi duymadan, Sorgularda konuşmadan, İşkencelerde acı çekmeden, Yükleyebilmek bütün bildiklerini tek bir hücreye, Ve saklamak karanlık bir hücrenin En ücra köşelerine…. Firari bir aşk mıdır Umutla ayakta kalan bir hayatın Tek gizli gerçeği…. İç içe saklanır mı iki hayat, İki memat…. Bitirmez mi boşluklarda yaşanan firarilikleri? Başı sonu olmayanı Ne adam gibi ortaya çıkartmak, Nede gizliliğini yüreklere sığdırmak… Firari bir aşk mıdır Zemheri bir hayatın tek gizli gerçeği…… ....06.2006 |
Aşkımın Kara Trenleri...
Aşkının kara gözlerine bağlamıştım Katar katar trenlerimi… Bir heyula yolculuk başlamıştı, Uçsuz bucaksız kimsesizliklere… Aniden koparttın sonra beni, Kara gözlerinin derin sularından… Kahpe fak yangınlarında kavruldum sonra, Hiç ses soluk çıkartmadan… 28.02.02 |
Aşkmı-dişmi?
Bir diş ağrısı mıydı sadece Beynimi zonklatan, Yoksa ümitsiz bir aşk mıydı Çaresizliğin derinlerinde fırtınalar kopartan! Fark eder mi? Yoksa kardeş miydi Çaresizliğim ve ağrıyan dişim... Hangisini doktora götürmeliydin? Kim yok ederdi bu iki acıyı birden? İkisi de başımı ağrıtıyor, İkisi de uyutmuyordu kızıl sabahlara dek... Dişime mi yanayım yoksa aşkıma mı? Hangi beyin kabul ederdi,hangi mantık? Dişimin ağrısı kalbime, Kalbimin ağrısı dişime vuruyordu. Hangisini çektirsem daha mutlu olurdum, Veya hangisi ömür boyu çekilirdi... Hangisi daha az ağlatırdı beni Veya hangisi tez elden öldürürdü... Bir diş ağrısı mıydı sadece Beynimi zonklatan; Yoksa çaresiz bir aşk mıydı, Ümitsizliğin derinlerinde Fırtınalar kopartan… 13.9.2002 21:39 |
Ateş Böceği...
ATEŞ BÖCEĞİ…… Asırlardır yaşanmayan en büyük aşktı bendeki! ! ! Tariflere sığmayan,kelimelerin anlatamadığı… Esaretlere sığmayan,mahpusların almadığı! ! ! Şiirler kadar güzel,yazıtlar kadar muhteşem… Birlikte yaşanılıp,birlikte bölünen! ! ! Ölüm kadar gerçek,yalan kadar acı… Canımı yakan, İçimi kavuran, Esirgendikçe kuruyan,kurudukça kahrolan, Güzeller güzeli bir ateş böceği sanki! ! ! İçinde aydınlıklar yanarken, Mutluluğumun yaralarını kor eden… Ellerimde ölme lütfen ateş böceği… 26.02.2002 00:58 |
Ateşböceğinin İzleri...
Ve yine buz gibi bir kış sabahında, Yorgun,uykusuz gözlerle bakıyorsam hayata… Avuçlarımda,son bir ateşböceğinin izlerini taşırken, Her şeyi bir anda silmek ne mümkün diyorum… Ağlayabiliyorsam hala, İçim acıyorsa, Gözlerimde her daim hayalin canlanıyorsa, Ve artık bana hayalinle bile gülümsemiyorsam, Soğuk ve acı gözlerle bakıyorsan, İçimi kanatıyorsa hayalimdeki yüzün, Ve hala avuçlarımdaki izlere boş gözlerle bakıyorsam, Kader diyebiliyorum, Sadece KADER… 26.02.02 07:45 |
Ay karanlık.......
Ay karanlık, Zifiri bir gece, Ve bizim ruhumuz tertemiz… Sudan yeni çıkmış balıklar gibi sevgimiz………. Nerede ruhumuz doyarsa orada güleriz……….. Ve biz, şiirlerimiz kadar hür, Kuşlar gibi serseriyiz……….. Ay karanlık, Zifiri bir gece, Ve biz……… Şiirsiz geçen her dakika ölebiliriz……….. ay karanlık şiir grubuna ithafen....... 08.03.2006 Pınar Koç |
Aynalar....
Kaç mevsim geçti bilmiyorum, Aynalar mı değişiyor Yoksa eskiyen benim yüzümü? Bu yüzüm bilmiyor sensizliğimi Diyemiyorum…. Çünkü geçen yıllar ve değişen yüzüm Bir sonrakine miras bırakıyor yalnızlığımı… Unutulmuşluğum besliyor sancılarımı, Paylaşılmaktan korkan yalnızlığım Sensizliğe vurulan acı darbeleri Ve,ve bilinmezlikte savrulan Gelecek yıllar…. Yalnızsın diyor her doğan gün Ve yıldızsız karanlık *******… Karlar üzerinde yürürken, Ayağımın altında eriyen milyonlarca kar taneleri Ağlarken! ! ! ! ! ! Ben sadece Ben sadece düşünüyorum… Her adımda kaybolan hislerimi ve her adımda biraz daha yaklaştığım sensiz sonumu…. Olmuyor işte… Olamıyor ve olamaz diyorum! Ama … Yürek bu dayanmıyor işte, Dayanmıyor bu lanetli kadere… Alıp başımı giderim diyorum kimi zaman… Kimi zaman hayır diyorum. Kaç mevsim geçti bilmiyorum, Aynalar mı değişiyor Yoksa eskiyen benim yüzümü? ? ? ? ? 24.03.05 23:47 |
Ayrılmaz bir çift..! ! !
Gökyüzünde bir çift bulut olsak, Ne birleştirirdi ki bizi Bırakmışken kuzeyden gelen soğuk rüzgara kendimizi… Yağmur,çamur,kar,fırtına, Nasıl gelirdik düşüncelerimizde aynı noktaya… Bir yumurtanın sarısı ve akı gibiydik, Her zaman iç içe ve ayrılmayan, Kim koparabilirdi bizi birbirimizden Kabuğumuzu kırmadan bizi parçalamadan… Sen rüzgar olsan,ben sağanak halinde bir yağmur, Sen sussan ben başlasam, Ben sussam sen başlasan… Kim durdurabilirdi ki bu sonsuz kavgayı, Dünya yerle bir olmadan… Kızıl bir güneş doğuşumda bulurduk kendimizi Her defasında Her kavgadan sonra ve her fırtınadan… Bir tek aramızdaki sevgi dindirebilirdi Bu sonsuz kahredici, Köhne yok ediciliği… Mesela, Gökyüzünde bir çift bulut olsak, Ne ayırabilirdi ki bizi… 22.11.2005 09:51 |
Azrail'e Teslimat Var...
Yalnızlığımla tükettiğim hayatımın bir gecesini daha teslim ediyorum içimdeki azraile… Ellerimi uzattığımda bir dost daha bulamamaktan korkan düşüncelerim ve garip ama kimseyi istemeyen ruhumla bir gecemi daha teslim ediyorum içimdeki azrail’e ve azrail’imin içindeki başı boş sensizliğime… Uzun ve sonu olmayan bir koridora bakar gibi bakarken geçmişime,ansızın uzanıveriyor ellerim kulaklarıma,ve bastırıyorum kulaklarımdan gelen acı sese… Hayır,olamaz diyorum,hayatım böyle bir boşluk olamaz… Ve bu koridordaki gibi giriş ve çıkış kapıları olamaz diyorum hayatımda… Kapılar, Sadece kapıları olan,uzun ve sonu olmayan yolumda bir adım daha atmak istemiyorum… Saçlarım olsun istiyorum,burnuma güzel kokuları gelen uzun ve güzel saçlarım, Ve gözlerim olsun istiyorum,hayatımla ortak karar alıp,sadece istediklerimi gören ve sadece görmek istediklerime bakan kocaman gözlerim… Ve bu uzun boş hayat koridorunu bir daha görmek istemeyen gözlerim… Her kapıdan yalnızlığım çıkarken umutlarımın önüne,engeller istemiyorum, seni, sensizliği düşünen beynime, omuriliğime ve bütün bedenime… Ve kapılar çarpıyor artık, Kapanmaya başladığı o an,anlıyorum ki yalnızlığım bile yalnızlığıma dayanamayıp isyan ediyor… Her açılan kapıdan son umutlarım kaçarken,kapanan kapıların sesleri benim sonumu ve senin başlangıcını anlatıyor… Kulaklarıma bastırıyorum bu acı sesleri,kapı seslerini duymamak için… Bütün kapılar kapandığında anlıyorum ki,bu uzun koridor misali hayatımda son bir kez dahi nefes alacak takatim yok… Bende yürek yok… Sokakta,lambaları kendine birer uyduymuş gibi bağlayan,nefesi soğuktan donarken bile umutlarını hiç yitirmeyen,hayallerini hiç kaybetmeyen insanların,yürekleri bende yok… Bende kalan sadece yalnızlığım ve kendi kendime vurduğum darbelerin acı sesleri… Bende kalan korkuyla karışık,insan seslerinden olabildiğince uzaklaşan,açık kapıları birer yumrukla kendi yüzüne kapatan,cesaretsiz ve kimsesiz bir yürek… Ve ben bu yürekle açık kapılardan,açık kapılardan çıkacak olan ucuz dostluklardan korkan ben,bu gece yalnızlığımla tükettiğim hayatımın bir gecesini daha içimdeki azraile teslim ediyorum… 13.03.05 03:40 |
Bağışla...!
Yine yola çıkıyorsun Uzun yollara… Ve ben yine korkuyorum! Bir hain yol seni benden ayırır diye… Bağışla beni yine, Senin adına korkmak bile yasakken yaşamımda Ben herkesten gizli Seni,senden bile gizleyip sevdiğimi, Yüreğime gömerken sevgini, Bir hain yol seni benden ayırır diye korkuyorum… Bağışla beni yine…. 22.10.05 |
Bahar Aşkları...
BAHAR AŞKLARI… Pembe bir baharın yine akşamındayım… Yine papatyalar solmaya yüz tutmuş… Ve yine bir ilkbahardan bir sonbahara… Yazları yaşanmıyor artık senin ardından. Hiç hava hep güneşli kalmıyor, Ve yine hiç yüzüm gülmüyor… Ağaç dalında bir kuru yaprak, Geçen sonbahardan kalma sanki… ve hiç yazı görmeden bir ilkbahardan yine bir sonbahara daha… kalbimin sıkıştığını hissettiğim anlarda hep gülümsemeli oluyor yüzüm. Bir yüzüm hayata bir yüzüm öte dünyaya… Sarı bir sonbaharın yine akşamındayım.. Yine gelinciklerim açmaya yüz tutmuş. Ve yine sarı bir sonbahardan, Pembe bir ilk bahara…. 23.03.2004 17:25 k.d.h |
Bakakaldı gözlerim....
Boş sayfalarda baka kaldı gözlerim... En kuvvetli yıldırımlar misali, Yüklenmişken kalbim çarpıntılarını, En huzursuz günlerini yaşıyorken, Başıboş yetmezliklerim, Yüreğim hep sızlıyorken sol taraftan sessiz sessiz... Boş boş bakakaldı uzaklara gözlerim... Yıkanmışken ellerim kırmızı şarap gibi, Sıcak insan kanlarıyla, Ölümler umarsız geliyorken Gidenlerin acı çığlıklarıyla Ve yüreğim sızladıysa geçen her anın sarsıntısıyla Hatırlamayanın ardından, Boş boş bakakaldı gözlerim... 13-01-06 01:30 |
Bakmadan Görmek...!
Dalıp giderim çoğu zaman, Düşüncelerimin renkli fotoğraflarına… Delice çeviririm sayfaları, Çoğunu görmeden bakar giderim… Görmek istediklerime bakar, Bakmak istemediklerimi Görmem… 03.05.2002 01:59 |
Beceriksizce..........
Şiir yazamadığımdan mıdır Ellerime batan gül dikenleri! ! ! İnce bir sızıdır belki, Şu an Şu dakika ……….. ……… …….. Yüreğimde hissettiğim İnce bir bağlama sesi….. ….. ….. Yokluk vardır, Hiç olamadığım memleketlerdeki Hiç göremediğim gün batımlarının Şarap kızıllıklarında… …….. …… Bitişler vardır, Aynı hayatın içindeki Yeni bir başlayış için, ……………………………………………. Dikenlerimi çıkartmadan Kanayan parmaklarımdan İçimdeki sızıyı çalmak vardır, Bilmediğim notalarla! ! ! ……. ………. Şiir yazamadığımdan mıdır Yüreğimde yeşertemediğim Gül fideleri…. …………………. ………….. ………. 30.07.06 |
Beklentiler....
Bir fahişenin kırmızı dudaklarında, Unutulmaz tövbeler olmalısın! ! ! Beyaz bir güvercinin kanatlarındaki Mutluluk haberi, Siyah bir çelenkteki yas olmalısın! ! ! Bir tabutun hiç açılmayacak çivisi olmalısın Ömür boyu… Dayanılmaz sancılar olmalısın Bir hastanın vücudunda... Koparıvermelisin hayatlara bağlarını birden, Bütün insanlıkla… 20.05.2002 04:15 |
Ben sadece..........
Yüreğimde dindiremedim sevdamı, Kalbimdeki haykırışlarını durduramadım Hiçbir zaman… Sahillere hiç kürek çekemedim hiç, Gözlerinin derin sularında… Hiç beceremedim kıyıya çıkmayı… Hiçbir zaman bulamadım kendimi Kendi içimde… Kendimi keşfetmenin sevincini yaşayamadım hiç Seni yüreğinde… Kalbindeki çöllere yağmurlar yağdıramadım Hiç seller alıp götürmedi yüreğini… Ben, Ben sadece,kum fırtınaları yarattım İçinde… Ben sadece acıttım senin yüreğini, Sadece kendini kaybetmenin Hüznünü yaşattım sana….. Ve sadece soğuk havalarda üşümeni sağladım….. Yalnızlığın en kötüsünü yaşattım. Ama yüreğimde dindiremedim hiç sevdanı… Hiç sahillere çıkamadım Boncuk gözlerinin denizlerinde… 13.12.2001 19:15 |
Ben Deliyim...
Ben deliyim. En olmadık zamanlarda beklerim seni Veya Uçsuz bucaksız özlemlerde ararım…. Kurumuş ağaç yapraklarını Bir ömür gibi koklarım…. Kimsesiz bir çocuk gördüğümde Onu güldürür,ben ağlarım… Ben deliyim…. En olmadık zamanlarda severim seni…. Benim olduğunda uzaklaştırır, Kaybettiğimde,bir köşede içten içe ağlarım… Sebep aramam sessiz gidişlerinde, Gelince sen hesap sorarım… Seversin, Bir başkası vardır bilirim… İnadına sever seni, İnadına nefret ederim… Ben deliyim…. En olmadık zamanlarda yudumlarım sevgini… Kusana kadar içerim, Sonra neden diye sorarım…. Mide bulantılarımı senden bilirim, Başım dönünce sevgine düşerim…. Ben deliyim… En olmadık zamanlarda, En olmadık yarınlarda, Ve En olmadık savaşlarda Seni Her zaman sevmeyi bilirim…. 20.01.06 |
Ben sana ağır geldim...
Ben sana ağır geldim... Oysa hayatında bir kase su üzerinde gülyaprağı olmak isterdim... Herşeyi senden öğrendiğim gibi bu hikayeyide senden öğrendim... ben sana ağır geldim... Özür dilerim... 24.04.06 04:35 |
Ben,Ben Değilim...
Ben, Ben değilim aslında, Senin bildiğin gibi… Ne kızıl saçlarım var artık, Nede mavi gözlerim… Yumruklarımı sıkıyorum Sebepli sebepsiz…. Ve kan çanağı gözlerim dolmuyor artık Ağlamıyorum… Bir berrak pınar değil artık, Çağlayan sularım… Veya bir mavi deniz olamadı hiç Yüreğim Şaşkın balıkları barındıran…. Ben, Ben değilim aslında, Senin bildiğin gibi… Ne sarı saçlarım var artık, Nede yeşil gözlerim… 20.01.06 |
Beni bir ben bilirim...
Beni bir ben bilirim, Birde bilmediğimi zannettiğim bildiklerim… Sokaklarda ağlayan çocuklara sorun önce, Sonra kimsenin sebebini bilmediği Bilinmezlilerle arayın beni; … Beni bir ben bilirim, Birde bilmediğimi zannettiğim bildiklerim… En derin nağmelerine bakın önce bir ud’un, Sonra şairin mısralarında arayın beni Buldunuz,buldunuz! Bulamadınız,… Beni bir ben bilirim, Birde bildiğimi zannettiğim bilmediklerim… 2.12.2002 pazartesi 12:02 |
Beni Kabul Edermisin?
Yabancılığımla, Benide alırmısın koynuna? Boğazından geçirip, Ciğerlerinde soluturmusun beni? Nefesimi kesip engin güzelliğinle, Ellerimden tutup sahillerine çekermisin? Sana geleceğim,bekle beni, Ey nadide-i İstanbul........ 21.03.06 |
Benzeriz.................
Senin derdin derdimdir, ağlarım ben susamam İçimden geçenleri, kötülükle kusamam Savrulup tufanlarda, ezilene basamam Dünyalar elin olsun, biz bir câna benzeriz. Fesat yoktur kalbinde, herkes bunu biliyor Yeter ki sen konuşsan, yer gök seni dinliyor Hâk’tandır doğruluğun, böyle gelmiş gidiyor Dünyalar elin olsun, biz bir kana benzeriz. Vermiştir Yüce Mevlâ’m, içimizde tutulmaz Şerdendir kötülükler, boğazlardan yutulmaz Namustur saklanılan, hiçbir yerde satılmaz Dünyalar elin olsun, biz bir nana benzeriz. Yüreğinden kov acın, volkan gibi patlayan Gir sulara onlardır, meftâları aklayan Yaşanılan yerlerdir insanları saklayan Dünyalar elin olsun, biz bir Van’a benzeriz. Bizde kalır sırların, acıların saklarız Kitleriz beynimize, suçlu gibi haklarız Soran olur ardından, inci gibi paklarız Dünyalar elin olsun, biz bir Han’a benzeriz. Bilmez beni kimseler, dostum bilir yaş ile Tanır beni derdimden, gönlündeki taş ile Ne ben kendim anlattım, ne o kendin kaş ile Dünyalar elin olsun, biz bir zana benzeriz. Kızarız dağıtırız, yanarız sabır biçer Tanır bizi insanlar, sırra kademden seçer Yel olur eseriz de, içimizden ne geçer Dünyalar elin olsun, biz bu yana benzeriz. Katlanırım acımla, bir damlacık bedenim Kimseyi gözüm görmez, yüreğim yanar benim Ağzımdan dökülenler, olmuş suçum nedenim Dünyalar elin olsun, biz bir gâma benzeriz. Dökmez hiç iğnelerin, kimselere yakılmaz Ayaktadır yıllardır, bin yıl daha yıkılmaz Kötülük ederler de, of deyip de sıkılmaz Dünyalar elin olsun, biz bir çama benzeriz. Pek engindir bu kalbin, dostlarla dolup taşar Çağlayan nağmelerle, gönüller bendin aşar Bedenin yok olsa da, hatıralarda yaşar Dünyalar elin olsun, biz bir hâma benzeriz. (26.04.2006) Pınar Koç |
Beyaz Güvercinim.....
Semadır insana verdiren hazı, Beyaz güvercinim del etme beni. Unutup ta serçeyi gel etme nazı Beyaz güvercinim del etme beni.. Hücremde kapanıp gün yüz göremem, Tutmaz elim kolum gayrı gülemem, Sen gittin gözüme uyku süremem, Beyaz güvercinim del etme beni…. Nerden buldun beni,nerde bıraktın, Sen ölüme her gün acem çıraktın, Serçe yüreğime bin kat ıraktın, Beyaz güvercinim del etme beni……… 30.04.06 |
Bin yıllık aşk....
Bin yıllık bir aşkın izlerini taşırdı Kocaman caddelerindeki Daracık sokakların sessiz gürültüleri….. Neydi sürükleyen beni sana, Bilinmez bir memleketteki tanıdık sokaklar mı? Yürek acıtır mıydı derinden Hiç görülmeyen gözlerdeki Binlerce yıl öncesine ait tanıdık bakışlar…. İçini titretir miydi insanın Yankısı asırlar öncesine dayanan İlk kez duyulan buruk bir ses… Ya küçücük bir köyde yaşanmıştı Yada bir masal diyarında Garip bir çiftçi ile bir köylü kızının Asırlık bir aşkı… Kim ispat edebilirdi ki Duyulan hislerin bilmem kaç asır öncesine dayandığını… Veya kim anlayabilirdi bin yıl sonra yaşananların Geçmişe yaslandığını… Gerçekten bin yıllık bir aşk mıydı Yüreğin derinliğinden gelen ses Yoksa derinden hissedilenlerin sesimiydi Yürekteki verilen son bir nefes…. Bin yıllık bir aşkın izlerini taşırdı Kocaman yüreklerdeki Minicik ümitlerin acı iniltileri…. 09.06.06 22:39 |
Bipolar Düşüncelerim...
Yağmur bulutları gibiydi, Gözlerindeki gecikmiş hüznün… Yıllar öncesindendi belki içindeki yarım sızı… Yarım hissettin belki yıllar öncesini, Ama yarım kalmamalı yıllar sonrası… Karanlık bir gecede, Kim bilir nerde,nasıl,kaç yaşındaydın? İçindeki çocuğun kaç yaşındaydı? Ve sen kaçıncı’yas’ındaydın? Yağmur bulutları gibiydi Yüzündeki geçici gülüşün! ! ! Ve yıllar sonrasıydı belki Gözlerimdeki gelincik süzülüşün…. 28.12.05 05:40 (bipolar=duygu durum bozukluğu) |
Bir Aralıklar...
Bir aralık kapı buldu benliğim. Dışarı çıkıp kedimi mi aşmalıydım, Yoksa içeride kalıp kendimi mi asmalıydım… Bir aralık kapı buldu bencilliğim. Kapıları arkamdan mı kapatmalıydım, Yoksa kapıları yüzüme mi kapattırmalıydım… Bir aralık bencil benliğimi sordum! ! Önce kapıları kırdım, Sonra kendimi buldum… 1 Aralık! ta iyi bir kul oldum… 19.10.05 04:48 KDH |
Bir birikmiş ömrü vardı,
Bir birikmiş ömrü vardı, Birde sigarasının külü… Bir birikmiş ömrü vardı Yaklaşık otuz bir sene… Bir kül tablası kadar dolumu geçmişti Yoksa bir boş sigara paketi gibimiydi…. Bir birikmiş sevdası vardı, Bir de yürek yakan sözleri! Her adımını dolu yaşar Her dakikasında harcardı kendini, Bir birikmiş sevdası vardı, Birde ela gözleri…. 01.09.05 yuva sevgili Aysun’a |
Bir Garip Memleket...
Mutluluk dağ başındaki yalnız çiçek, sevinçler masum çocukların minik gülücükleri ve güzel günler,ve güzel günler çok yakın… seni terk ediyorum … dağ başındaki yalnız kasaba, dağ başındaki kalabalık ama ıssız memleket; seni terk ediyorum… mutluluğumun gözlerimden okunduğunu biliyorum. Sevinçlerim simli göz yaşlarım, Ve güzel günler,ve güzel günler çok yakın… Seni terk ediyorum Sizi terk ediyorum… Mutsuzluğumun arkasındaki Umutsuzluğumsunuz… Umutsuzluğumun peşindeki kara gölgemsiniz siz! Seni,sizi,bu memleketi terk ediyorum… Artık mutluyum… Artık umutsuzluğumun son bulmasından umutluyum Ve güzel günler,ve güzel günler çok yakın… 22.8.2001 Çarşamba |
Bir gün batımı karalaması.......
Farklı kimliklere bürünmüş derin bir ruh karmaşasından geriye kalmıştı içimdeki iyileşmeyen yaralar… Gel-git leri yaşayan ve ay tutulmasına karşı koyamayan açık denizler misali engin yüreğimin sesini dinlemeden, sahildeki kayalara çarpıyordum kendimi… Bir gül yaprağı kadar hafif,bir mum alevi kadar narin ve bir ölü misali sesiz yüreğimin,çırpınışlarını duyuyordum hazin bir gün batımının yavaşça terk edişlerinde… Akşam kızıllıklarında bir yudum güneş daha, diye pervasızca çırpınan yaseminlerin yakarışlarını duyuyordum en derin terk edilişlerimde… Kayboluşlarımı mı arıyordum bir şiirin katran karası derinliklerinde, yoksa bilinmezliklere derin bir özlemiydi yazdığım her harfin çığlık çığlık hayatımdaki sesi… Sessizliğin en derin çığlıklarında,menekşelerin solmasını seyrediyordum…. Ve artık bir gece, gökteki sönük bir yıldızın ha kaydı kayacak hayatına bağlamıştım en derin hayallerimi…….. Acıyor muydum kendime yoksa hepsi birer gerçek miydi ………… Pınar Koç |
Bitmeyen aşk....
Bugün, Bu aralık ayında, Aşkımı diktim toprağa…. Sonra suladım onu bütün hasretimle.. Donmasın diye ısıttım onu bütün sevgimle… Sonra ona gün ışığı verdim gözlerimle.. Ve sonra büyümesini, Filizlenmesini bekledim bütün sabrımla… Ve Ve toprağı delen minicik bir yaprak… Yanına senin aşkını diktim sonra, Sonra, Sonra her şeyimi verdim ona.. Her şeyi yaptım,denedim…. Bir türlü, Bir türlü bitmedi aşkın… Ve üzerinden kaç bahar geçti bilmiyorum…. 02.12.2001 23:00 |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:56 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.