![]() |
Yerin Dibine Batalım
Yerin Dibine Batalım
Bembeyaz güvercinlerle, Rengarenk çiçeklerle, Şiirlerle ve türkülerle dünyana girdiğim için, Kalleşçe, Bir veda etmeden dünyamdan çıktığın için, Önce bana, Sonra sana yazıklar olsun ! Yerin dibine batalım ikimiz de.... Bembeyaz güvercinlerle, Rengarenk çiçeklerle, Şiirlerle ve türkülerle dünyana girdiğim için, Kalleşçe, Bir veda etmeden dünyamdan çıktığın için, Önce bana, Sonra sana yazıklar olsun ! Yerin dibine batalım ikimiz de.... |
Hiç Farkında Olmadan
Bahar dedim,yaz dedim, hazan gelmiş ardından. Nasıl geçtin ey ömrüm, hiç farkında olmadan. Daha dün,bir genç idim, şimdi ihtiyar oldum. Soldu bak,betim,benzim, hiç farkında olmadan. Aynalar dostum idi, artık düşmanım oldu. Hayallerim kayboldu, hiç farkında olmadan. Niçin haber etmedin, böyle tez bitecektin. Kıymetini bilmedim, hiç farkında olmadan. |
Eskilerde
Benim yüreğimin karanlık odalarında Tozlu raflar arasında saklı hikayemde Bir zamanlar yaşanan,saygıyla anılan aşklar Sözler vede yeminler vardı Ayrılık acısının yakmadığı sıralardı; Kapanmamıştı sevmelere, Henüz bu yüreğim Gözlerim vardı bir zamanlar, Sevdayla bakan,gözlerimde Baktığında yüreklerin tutuştuğu Ve kavruk yüreklerin söndüğü Yüreğim vardı,çağlayan yangın yüreklere Dillerden dillere destan olan. Gülen gözlerimde Riyasız yüreğimde........ Eskide kaldı be; Sevdalar gibi, Yalan olmadı hiçbir zaman Ne sevişmelerim Nede gülmelerim Yüreğimle severdim Yarin gözüne bakmak değil Yanından bile geçemezdim Sıkılır,kızarır Gördüğümde onu Allah’a şükrederdim.. Güldüğünde yüreğim güleridi Üzüntüsünde kan ağlardı benliğim.... Ben gülmeyeli, sevmeyeli Herşey değişmiş; Bakıyorumda dünyaya herşey yalan olmuş Yaşam gibi,aşklarda yalan,sözlerde Sevişmeler,hele diller varki Yalan diyen dillerde ^^Seni seviyorum^^ demek hiçbir devirde; Ne bu kadar kolay ifade edilebildi, Ne de bu kadar anlamsız; Ama bu yalan şimdilerde,herşey kolay Aslının keremi, şairin dilleri Alay olmuş yediverenler Olmuşta tat kalmamış dillerde,huzursuz yüreklerde Eskiden ‘’sevmek’’’ demek Yemin içmekti İnsanın kişiliğiydi... Şimdilerde ise; Yazıklar olsun ki; Et pazarının, menfaatin simgesi olmuş Seni seviyorum cümlesi.. |
Kalleş Sevgilim
Yıllar, aylar, haftalar, günler, saatler derken Mutluluğa dakikalar kala Çekip gittin haber vermeden Ben seni nikah masasında beklerken Sen kalleşçesine vurdun yüreğimden Hem de ummadığım bir anda Canım gibi sevdiğim dostumla beraber Şimdi beddua bile etmiyorum size Değmezsiniz benim lanetime Değmezsiniz gözyaşı akıtmama Çoktandır sildim sizi kalbimden Bir daha asla yazmamacasına Sormak bile gelmiyor içimden bana bunu neden yaptığını Çünkü buna değmezsin sen Seni beklerken çektiğim o acınının bedeli Sana yeteri kadar ceza vericek merak etme Orda; nikah masanında akıttığım iki damla gözyaşım Seni idam edicek üzülme Sanma ki Allah bunu yanına kar brakır İnan kalleş sevgilim, inan bunun bedeli çok çok ağır. |
Ağlama
Derde derman, olmasada ağlama Kader sana, gülmesede ağlama Ocağımız, tütmesede ağlama Her işin sonunda, bir hayır vardır Sen ağlarsan, yüreğim mahfoluyor Sen ağlarsan, gözlerim yaş doluyor Sen ağlarsan, gonca güller soluyor Ağlama, ağlama, gülmek varken ağlama Sevdiğini, kaybetsende ağlama Tüm gücünü, sarfetsende ağlama Acı ile, dert çeksende ağlama Her işin sonunda, bir hayır vardır Sen ağlarsan, yüreğim mahfoluyor Sen ağlarsan, gözlerim yaş doluyor Sen ağlarsan, gonca güller soluyor Ağlama, ağlama, gülmek varken ağlama |
Bir Şans Daha
Bu rüzgar bu kan damlaları yalnızlığıma vuruyor Tanrım Birisi ölümümü istiyor İşte bu saat İşte sadece bu an Bilmem kimin nefreti içimde Acımasızlığım ve yalnızlığım Ki şimdi Sadece zamanı durdurmak var aklımda Cesaretsizliğimin kurbanı olarak Tanrıdan af dileniyorum Ki Ki sensiz ve yalın Yalnızlığına titremiş bir kuş gibi Yuvasız kalan yaşamım Aklımın sınırında Kaderimin kıyısında Alın yazıma ihanet ederken Tutunacak tek bir dalımın olmaması Göz yaşlarım Göz yaşlarımki ölümü istiyor Tanrım Ölümümü yazamadığım için Beni affet Affet ki Bu yıkılmış bedenimle Yıkılan göz yaşlarımla Sadece Ve sadece tanrım Üşüyen bu yalnızlığım adına Yaşamayı öğrenemediğim için BENİ AFFET. |
Sana Döndüm Toprak
Mutluluk istedim hakkım değilmiş Aşkımı sır bilirdim saklım değilmiş O zalimde bir vefasız uğruna eğilmiş Zalim olan senmişsin şansım değilmiş Verdiğim kıymeti bilmedin bilemessin Kurşunda sıksan bana aşkımı silemessin Aşkın sevdanın değerini isteme bilemessin İstesende sen benim gibi sevemessin Aşkın ticaretini sende bildim ve gördüm Sevmiyorum derken bana gizliden gizliye öldüm Bir zamanlar yangındım gözyaşlarımla söndüm Senden geldim ben toprak bak yine sana döndüm |
Nasihat
Ben de bir zamanlar delice sevdim Sevmeyen birine gönül verdim Hayata kahretmeyi ondan öğrendim Unut unutanı kader utansın İnan ki bir gün unutursun Seni seven bir sevgili bulursun Benden sana nasihat olsun |
Ölsün Aşk
Sessizliğe bir ses ver endamınla Dile gelsin gecenin ürkek karanlığı Bir damla yağmur ol toprağa Canlansın yeşillerin aşk kokan fidanlığı Bir kanat çırp korkmadan Barış’ a Dinlensin yüreğinin yorgun firtınaları Ömrümü teklif ederken sana hiç düşünmeden Sevmelisin demiştim son kez en derininden Bu hoyratlığı kalbin nasıl kaldırıyorsa Vurdumduymaz olmaya nasıl cesaret ediyorsa Bir adım atmaya bu kadar korkuyorsa Varsın ölsün aşk ölsün senden sonra |
Seyyareler Uzaktır
Eşsiz gözlerinle bir daha bak bana Semanın esrarı yakmasın ensemi Meltemlerle gelsen, şöyle yana yana Anmasam adını, duymasan sesimi Ezberlediklerim hep arkamdan vurur Sözsüz geldim sana, bak gözlerim sakin Maviden korkarsın, siyah tüm kavurur Ah!bilmediğin şey, söyleyemediğin... Eller var rüyamda, uzatılan bana, Sormadım bir türlü; hangi el senindi? Marifet olamaz sevdim demek sana Az gelen nedir ki?..şiir esirindi Eksiklik göklerde, eksiklik dağlarda Sayısız pervane başımda dönüyor Müjdeler esirdir tuzaklı ağlarda Anlaşılmaz bir aşk yandıkça sönüyor En son umutlarda boşluğa düştüler Selamsız sabahsız yolculuk nereye? Merhabalar tümden köze dönüştüler Anlama sen beni, at bir seyyareye En zamansız zaman, elimdeyken yüzün Sararmış düşünce, kanatıyor seni Mevsimden düşerken karşımdaki gözün Andırıyor zulmü, dağdaki eseni Evet düşen anlar boşluk çukuruna Sahiden sen kimsin, sönüp sönüp yanan? Mal olan bir şiir beni çıkarana Aklım nerelerde dönüp dönüp yanan? Estim yeterince, kin üstüne gece Sahte aşk diyen kim?..tenlerimiz uzak Mazeretsiz ölmek gözünde sadece Asla kirlenmemek, solmak alnımız ak Elem yıldızları gözünde küçükse Seyyarelerden bak şiirim parıldar Milsiz dönen dünya artık bir göçükse Adın şiirimde, mezarda kımıldar Erkenden düş yola, gözlerime doğru Sarıl kalemime, tutun şiirime Minarelere bak, gerçek hak ve doğru Asmak ESMA diye ismini böğrüme... 07.07.2003 |
Sevgini Sun
Yüreğinin en derin hücresinde Hissediyorsun sevginin sıcaklığını Paylaşım denen yüce hazzı Yakala yüreğim. Sun onu,sevgini sun; Yüksek bir ağacın en tepesindeki yaprağına Yüz binlerce göz gibi bakan yapraklara, Yağmurlara ve ağlayan bulutlara.. Yücelt sevgini en tepeye ve paylaşıma, Hak eden aşık yüreğe, Sevmesini bilene sun... |
Başkaldırı
Geçti beyim O hüsnü kuruntular Sen neysen ben de oyum Sevgimi istiyorsun Önce sen ver Güleryüz mü dileğin Önce sen göster Yeter artık Gururumda sürdürdüğün saltanat Sabrettikçe yüklendin Ne kol koydun ne kanat. Ne darılman ne gitmen Sanmaki umurumda Var git gönlünce yaşa Kalmasın gözün dışarda Saman gibi suyun üstünde sen Altında kalan ben oldum hep Ağır ol artık beyim Kadınsam kadınım Ezilmeye değilim sebep. |
Üzülme
Ola ki zamansız göçüp gidersem Gün olur da hatırına düşersem Andıkça yüzünde güller açsın dost Gülücükler gönder yüreğinden dost Bir garip deliyim, aşkınla varım Artık bu dünyayı terktir kararım Sen güldükçe bana cennet olacak Yokluğunda bana yoldaş olacak Andıkça yüzünde güller açsın dost Gülücükler gönder yüreğinden dost |
Özlüyorum
Zaman yine gece yarısı, Ve ben yine seni çok seviyorum, Uyku girmese de gözlerime seni hayal ediyorum, Özlemiyorum desem de seni çok özlüyorum. Ben sana hiç yalan söylemedim, Başka birini hiç sevmezdim, Bekledim bekledim belki affedersin dedim Özlemiyorum desem de seni çok özlüyorum Geliyorum diyorum ama gelemiyorum Seviyorum diyorum ama itiraf edemiyorum, İsmini haykırmak istiyorum ama haykıramıyorum Özlemiyorum desem de seni çok özlüyorum Bana alçak diyorsun, Benden nefret ettiğini söylüyorsun Seni özlemedim diyorsun, Özlemiyorum desen de beni çok özlüyorsun |
Sessiz Senfoni
Ellerin vardı, sıcak ve masum. Ellerin, hayal gibi, düş gibi... O zaman talihime yardı ellerin. Beyaz bir gecede, iki kuş gibi, Omzuma nasıl da konardı ellerin?.. Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir? O değirmen altı, o zümrüt koru, İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer, Ya o çapkın çapkın kestanecikler!... Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe, Kanardı ellerin! Mendilimi sarardım üstüne, Avcumda sahici bir hasta gibi İncecik incecik yanardı ellerin! Bazan kızar hırçınlaşırdı birden; Ruhumu kaldırır, kaldırır boşlukta, Oysa bilmez miyim atamazdı! ******* sonsuzdu, ******* derin; Bir şeyler düşünür anlatamazdı Kahrından kaskatı donardı ellerin! İnsan, soyununca hissediyor, Gittikçe katılaştığını yerin!.. Tanıdık bir film geçiyordu gozlerimden, Gel gör ki, en güzel yerinde, Ansızın kopardı ellerin! Sonra, dört yabancı el, Dört yorgun omuz, Mezat kapısında bir kuşluk vakti, Çekince ipini mesafelerin; Ayak uçlarıma yığıldı sonsuz!.. Bir tünel gerindi sefil, kapkara! Bir yokluk hıçkıra hıçkıra güldü! Büyüdü göz çukurları kırık heykellerin! Böyle bilmediğim uzak yollara, Beni bırakmasa ne vardı ellerin! Romanımız, ne kadar güzel başlamıştı, Ve işte böyle sonu!.. Şimdi, ışıklar sığ, Gölgeler derin... Mor sarmaşıklarla örtük balkonu, Kafur kokusundan, od ağacından, Dört arşın geceye sardı ellerin… |
Dönüş
Çok oldu değil mi? Ya da çok geç kalındı. dönüşe giden yol. Beklenildi. olduğu gibi yaşamın içinde, günün sıradanlığında, Belki de Bir bardak su içimine kadar. Ama özlenildi bir umutla, özlenildi bir çırpıda özlenildi bu dönüşe giden yol varılana dek... |
Yunus'u Sevenler
Yunus aşkı bendedir Der Yunus'u sevenler Gece gündüz nicedir Bir Yunus'u sevenler. Sözünü anlayarak Eder bal damlayarak Ekmeği tuz banarak Yer Yunus'u sevenler. Gönle yasak selamet Aşık eder ibadet Cehennemi bir cennet Gör Yunus'u sevenler. Cana yakın erenler Daha söz söylemezler Alnında birikenler Ter Yunus'u sevenler. Yunus'dur sözün özü Mustafa ateş közü Türkçesiz bakar gözü Kör Yunus'u sevenler... |
Dile Düşme
Dile düşme, dile düşme, Badem gözlüm, dile düşme, Bilesin; bu aşktan, bu sevdadan, Fayda yoktur ikimize, Boşuna dile düşme... Dile düşme, yanarsın, Bir ömür boyu ağlarsın, Sebebi bende arayıp, Bana intizar eylersin... Dile düşmek kolay sanma, Düşmem diye de, aldanma, Aşk dile düşürür insanı, Ateşler alır her yanı, Bir gün anladığında bunu, Çok geç olur; dile düşme... Dile düşme, dile düşme, Sevdiceğim, dile düşme, Söylüyorum işte sana, Söyledim diye de küsme, Bir yar için; dile düşme... 25.02.2004 Taşkışla/Taksim |
Ayrılanlar İçin
Yollarımız burada ayrılıyor Artık birbirimize iki yabancıyız Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız Her kederin tesellisi bulunur, üzülme İnsan ne kadar sevse unutabilir Mevsimler, gelir geçer, yıllar geçer Sen de unutursun bir gün gelir Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine Unutursun o günlerimizi, *******imizi O günlerce *******ce sevişmelerimizi Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin Hatta bütün yazdıklarımı satır satır Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır |
Hicazkar Senfoniler
Bir eylül feryadıysa terkedilişler Bu uyançlarım nereye payidar? Değmediğinde yüreğe bahar kokun Bir yalnızlık demi olur sensizlik Sarsılırken Geyşa kalıntısı süzülüşler Saklanır gizler kimono kuşanımlarına Durursa viran bağlarım gün korkularında Yakar gözlerin acıyı çığlık çığlık Sazlar suskun figanlar dökülmekte dudaktan Bir alaturka Nalan saçılmakta pervasız Ne etse gecedir hüzzam içimsemeler Ne etse nihai fermandır fasıl haykırımları Zemheri tutulmuş mevsim dizginlerinde Doğa kırmızı gülün aliyle hınca hınç Zaman mıhlanıp kalmış sorgusal haykırışlarda Selam salar Melankoli gün bağlamlarına Bir hicazkar gönül sızarken sevdaya Damıttığı umut düşleridir körpe aşkların Ahir sevgilerin gardenya buğularında Tuval üstü jale olur rüzgar oynaşmaları Yaşamak Bir Pazar kahvaltısı Yaşamak Tan yerine yazmak sevdayı Yaşamak Vokalinde “yalnız aşklar senfonisi”yle Aşk kere ölürken Öykü öykü sarmaktır zamanı |
Adına yaktığım türküler
Ne söyler bu türküler Ay karanlık *******de yüzen gemiler Sevilip sevdikten sonra İnsan böyle yalnız mı kalır Bahtına hatırlamak mı düşer Ne söyler bu türküler Bomboş ovalardan geçen trenler Bir kere Menemen'den Kolları kelepçeli bir adamla Bir cardarma oturdular yanıma Manisa'da indiler Küçüktün annem söyledi "Atımın adı Dilber'dir" "İskender Bey dayımdır" Büyüdüm neden sonra anladım Has bahçede kör sarmaşık Karışık güller arasına Ben şahin değilim Yükseklerde uçamam tek başıma Serçe kuşu değilim İnemem nar dalından Pınar başına Pencerem denize karşıdır Oturur düşünürüm bazı günler Seni beni mahzun eden bu haller geçer Gün gelir herkes gibi ben de ölürüm Bu aşk yürekten yüreğe yeniler Bir gün ağızdan ağıza dolaşır Adına yaktığım türküler |
Leyla'ya
Tespih taneleri gibi kalabalık hayat. Hayatın trafiği yok ki.. Ozon bile delindi dikkatsizlikten, Japonlar tamir için uğraşıyormuş, Bana ne! Keşke kırmasaydım Leyla'yı, O'nu kim tamir edebilir ki. Ağlamaktan gözlerim yaşardı, Gözün de kurnası yok ki. Kilitlemek istiyorum bütün acılarımı, Ne yazık ki,anahtar kayıp gitti. Keşke sevmeseydim bu kadar O'nu, Ama aşkın dini imanı yok ki. Hızla giderken hayat merdivenlerinden, Kayıp düşmekte varmış, Bundan kurtulmanın imkanı yok ki. Aşkım yüzünden dünyam karardı, Aydınlığın sigortası da yok ki. Sevip,sevilmemek olmasaydı keşke, Bunun da mümkünü yok ki. Kalbim kırıldı Leyla' ya, Kalp alçıya alınmaz ki. Keşke kırmasaydım Leyla'yı, Bak elimden uçup gitti. Yapacak bir şeyim yok artık, Zaten şiir de burada bitti... |
İsimsiz
Sende bir gün benim gibi Karşılıksız sevgiye kapıl Benim gibi bir kenarda unutul Akacak gözyaşın kalmasın Bence sen bunlara layıksın. *******i gözüne uyku girmesin Yattığın yatak sana dar gelsin Sevgiden kalbin delinsin Ama verecek yerin olmasın |
Bitti Eylül
Geçti gitti eylül sessizce Ne sarı yaprak kaldı Ne yeşil bir ağaç Sen gönlümden gidince Yaz da bitti,bahar da Bastırdı kış ansızca Gönlüm şimdi hüzünde Sevmiştim seni gizlice |
Anlamaz Ağyar Beni
yar beni ah yar beni hasretin yakar beni anlarsan sen anlarsın anlamaz ağyar beni ben kendimi kaybettim hasretin karşısında vuslatınla kendine ulaştır sen yar beni üryan kaldım bu mevsim buzların ortasında ta istanbul ilinden himmetinle sar beni bir yarın kenarına gözü kapalı geldim o güzel bakışınla bir daha uyar beni sen kovarsan kapından ben nereye giderim kabullenir ne mevsim ne de bir diyar beni değil yemene kral değil mısıra sultan kapında köle olmak eder bahtiyar beni |
İmkansız
Yüreğimde sevinç meltemleri esiyor Köşe bucak kaçan bakışlarımla Gözlerine baktığımda Hep seni sevmişim, sevdiğim senmişsin Geçte olsa jetonlar yeni düşüyor İmkansızlıklarım var elimde kalan sadece Sen benden uzak ben senden Bir sevgi kırıntına muhtacım inan Bir rüya benimkisi bir acı hatıra O kadar sevmiştin ki beni Şimdi kimse senin gibi sevmiyor beni Kimsenin çiçekleri seninkisi gibi kokmuyor Kimsenin sesinde huzur bulamıyorum Ağladığım omuzlarını şimdi çok arıyorum Duaların ardından sana gözyaşları akıtıyorum Ağlıyorum anlamsızca yitip giden sevdama Şimdi bir ah oturmuş kalbime Kalkmak bilmiyor üstümden Ne olur duy beni ne olur Allahım nedir bu içimdeki acı? Tam bitti kalbimdeki kara sevdam Neden şimdilerde kanıyor bu yaram Büyü mü üzerimdeki Yoksa o masalsı sevgi mi bendeki? Neden her an aklımdasın neden? Kapkara gözlerinde sanki kayboluyorum Sanki huzurlu bir uykuya dalıyorum O kavak yelleri savurdu beni Çocukluğun, inadın, kaçışların bedeli Seni benden ayırdı Şimdi küçük evinde çocukların ve karınla Mutluluklar diliyorum. |
Azize
Gözlerimi her yumduğumda Çıka gelirsin odama Ellerinde pembe güller İnce tüller içinde Nihavent faslı ile Saatlerce dans edersin Gözbebeklerimin içinde İnce kıvrımlarla örersin Sevgini yüreğime... Kuğular kıskanır güzelliğini Bülbüller susar Gönül şarkılarımı söylersin kulağıma Her üzüntümü Gülücüklerin dağıtıverir En güzel günlerimin kaynağı sensin En kötü günlerimden Beni alır, çıkarıverirsin... Hiç bitmesin isterim rüyalarım Asırlara dönüşsün her gece Uykularımdan uyandığımda Yokluğuna alışmak öyle zor ki Yüreğimde bir sızı İçimde acı Avuçlarımdaki sıcaklığını Sakın bekletme, Rüyalarımın prensesi Güzeller güzeli Azize!... |
Siyah Beyaz
Sonunda her şey siyah beyaz oldu Güller, papatyalar siyahbeyaz Evler, binalar siyah-beyaz Yazılarımız, söylediklerimiz siyah-beyaz Yetmedi hala Siyah-beyaz olmaktan mutluyuz artık Renklilik ne bilmiyoruz?? Düşünmek de bilmiyoruz Siyah-beyaz karikatürler gibi Yaşamaya devam ediyoruz Siyah-beyaz... |
Perde Arkası
Perde arkasını görmene gerek yok Sen gözlerindeki perdeyi indir Ekmek dilenenleri gör fakirleri sevindir Biraz tabana in çekilen acıları dindir Milyarlık arabaları sevgilisine hediye alırken Gör insanları bir kuru ekmeğe çalışırken Kirasını ödeyemeyip sokaklarda kalırken Fakirin yakacağı tüpe zam üstüne zam bindir Bir gecede milyarları barlarda harcarken Düğünlerde dolarları dansözlere saçarken Bankaları boşaltanlara afla kucak açarken Zenginler vergi vermesin diye af üstüne af bindir. |
Yalanı Yalana Katalım
Oturalım Yalanı yalana katalım. Neyleyelim gerçeği Değer mi konuşmaya Gerçek duvar boyu Gerçek dağlar gibi İkimizin de yaşı geçti Duvarları dağları aşmaya. Haydi Önce sen başla yalana Filizlenmiş dağlarda Çiçek açsın zerdali . Uçursun uçurtmaları Güneşe kadar çocuklar , Bolluk bereket alabildiğine de.. Hadi gel Yalana yalanı katalım Üç günlük dünyada Yalandan da olsa Üç beş saat adam gibi yaşayalım . |
Cezayir Türküsü
Ya Allah Ya Allah derim ki Titrerim Kara sesimden Ya Allah. Ya su Akar da aydınlığın uzak anılarımdan Şırıldar yüreğimde ünlü korsanların dalgaları. Yüce sultanların kılıçları parlar yüzümde Ya su, anlıyor musun? Burası Cezayir, ya çöl, Develerin binlerce yıl taşıdığı, atalardan, Sevgi, Us, Kişiliğim ya çıngırak. Yıldızlar kötü olacakların üçgenlerinde Yok etmiş üç yönü. Yedi yönü var etmiş mutsuz kisiliğinde yıldızlar, Ama uyukluyorum işte Ya dönence, ağlamak dururken. Ya hurma, tadın yok gayrı, Nice saklasan yalnızlığı Koyu yeşilliğini büyütsen nice, Yitmiş güzelliğimiz Ya hurma, elim ayağım acı. Nasıl haykırıyor çiğnenmiş kumlar, duyuyor musun? Ya ana kalk Ya kadın yürü Ya oğul koş Bir anlamın gereken kurtuluşuna. Kurt iskeletlerince çirkindirler şimdi, Ölülerim vurulmuşlar alınlarından, Düşmüşler Akdenize doğru. Özgürlükleri kalmamış artık Al benim ölülerimi, ya gece. Ya toprak ko beni gideyim gideyim, Varmışların ardına öcül öcül. Ve küçücük ve eski ve yırtık bayraklar arasından, Ya gök Al beni. |
Bak Ben Gidiyorum
Bak ben gidiyorum. Yalnızlığımı, gecenin zifiri karanlığında öldürüyorum. Kimsesiz bir çocuğun, yalnızlığında bitiyorum. Bir annenin evlat yarasında ölüyorum. Bak ben gidiyorum. Seni Diyarbakır’ın sessiz sokaklarında arıyorum. Bir yalnızlık türküsü söylüyorum, Bir karanfil besliyorum. Bak ben gidiyorum. Ölümün sessizliğine doğru, ilk adımı atıyorum. Artık konuşmayacak kalbime, bir hançer saplıyorum. Bak ben gidiyorum. Seni yalnızlığıma terk ediyorum. Seni seviyorum ama artık söyleyemiyorum. Ani bir kalp krizi geçiriyorum. Oracıkta bir annenin ölümünde ölüyorum. Bir evladın annesine olan sevgisinde, büyümeye gidiyorum. |
Sevildiğini Anlasana
Ellerini ver, ellerime, Derinden bak gözlerime, Kulak kesil sözlerime, Sevildiğini anlasana... Başını göğsüme yasla, Kalbimi duymaya başla, Gönlümde derin bir aşkla, Sevildiğini anlasana... İncesin, uzun boylusun, Güzel huylusun, soylusun, Al bu canım senin olsun, Sevildiğini anlasana... Hüzünlerin benim olsun, Her mutluluk sana kalsın, Gönlün aşkla, sevinç dolsun, Sevildiğini anlasana... Ayrılığı yok sayalım, Mutluluğu hak sayalım, Zevke birlikte doyalım, Sevildiğini anlasana... Saçlarını okşadıkça, Gözlerin içine baktıkça, Bu sevdalın yaşadıkça, Sevildiğini anlasana... Kahrolsun tüm kahır cefa, Tüm sevenler sürsün sefa, Sevdalanalım bin defa, Sevildiğini anlasana... 03.03.2004 Taşkışla/Taksim |
Meskûn Mahallere Bakan
Bize kalan Bir parça umuttu anıların çöplüğünde yatan Her şeyi yutmuştu artık Sel gibi akıp giden zaman O zaman Saklı bir anıydı kıyıda köşede kalan Saman kağıtlarına sarılı Yırtık bir romandı El yazması Gönül yarası Sevda çiçekleri gibi açan Saksılarda yaşayan kocaman bir yalandı Bitmez sandığımız o yaşam O yaşamdan geriye kalan Boynu bükük bir kalem Bir parça kağıt Bir de ayağı kırık masam ve bütün mirasım olan karanlık bir odaydı Manzarası meskun mahallere bakan. |
Köşe
1 Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin Gözlerin kac kişinin gözlerinde gezinir Sen kaç köşeli yıldızsın Fabrika dumanlarında resmin Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun Hatırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim Sen kaç köşeli yıldızsın 2. Evlerinin içi ayna döşeli Ayna hatıra gözler ve sevmek Benim aşkım binbir köşeli ah binbir köşeli Bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek Ayna hatıra gözler ve sevmek Evlerinin içi kabartma bahar Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar Halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar Siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar Evlerinin içi yeni güllerden Görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren Sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka Beni katıl suların ortasına bıraka Katıl sular güneşi gözlerinden götüren Evlerinin içi gurur döşeli Benim aşkım binbir köşeli ah binbir köşeli 3. Sen geldin benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu Bulutlar geldi altında durduk Konuştun güneşi hatırlıyordum Gariptin yepyeni bir sesin vardı Bu ses öyle benim öyle yabancı Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı Dişlerin öpülen çocuk yüzleri Güneşe açılan küçük aynalar Sert içkiler keskin kokular dişlerin İçinden geçilen küçük aynalar Ve güldün rengarenk yağmurlar yağdı İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı Sen geldin benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin 4. Taşların ortasında Leylanın gözleri Leyla köşe köşe göz göz şiirin ortasında Ben Leylayı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri Leyla ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında Ben Leyla gibi güneş doğarken uyanamam Şehir gece gündüz benim içimde uyur Leylayı götürüp Londranın ortasına bıraksam Bir bülbül gibi yaşayışını değiştirmez çocuktur Leyla diyorsam kesik yanaklarıyla Leyla Üç köşeli dünyasıyla Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla Leyla diyorsam şu bizim gerçek Leyla Biz seni işte böyle seviyoruz Leyla O gitti bize ağlamak kaldı kala kala 5. Beni yeraltı sularına karşı iyi savun Tırnağını taşa sürten yitik keçilere karşı Bu çeşmenin üç köşesinden hangisinden su içecek Senin bahtsız ve mesut Eyyubun Atların en güzel biçimini sessizce kalbime indiriyor İçımde İstanbul çalkanırken bozbulanık çeşme Bir dans için can vermeğe hazır bekliyorum Sen orda gelirayak kuklalara insan gibi konuşmasını öğretme Su akıyor birikiyor kan lekeleri Kurtulsam diyorum bir eser buna engel Öyle büyüyor öyle çoğalıyorsun İstanbul kalmıyor Hangi köşesinde huzur o köşesinde sen Hangi köşesinde yeni çağlara uygun odalar Ben bölünmez bir şairsem Sen bölünmez bir anne Bir çeşme |
Yalnız Sana Aşığım
Derdimi dağlara açtım, dağlar bile ağladı, Yokluğun ateşe döndü, yüreğimi dağladı, Yeter ki sen mutlu ol, derdi ben çekip azıyım, Yıllar geçse unutamam, yalnız sana aşığım. Derdimi ummana döktüm, umman bile almadı, Aşkını kalbime gömdüm, hiç kimseler duymadı, Yeter ki sen üzülme, derdi çekmeye razıyım, Yıllar geçse unutamam, yalnız sana aşığım. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:19 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.