Akdenizli bir çocuk
bir gölge gibi dolmaya hazır
cezayir ormanlarına lejyoner kokulu
kum fırtınası.
dalgalarında akdeniz tadı,
bulutlarında yağmur sıcağı.
ay ışığına soyunmuş yabancı fahişeler gibi
bu sıcak ve ıslak ve bembeyaz liman kenti.
ben bu kentin;
en çocuk ve coşkulu mendireği oldum.
düşlerimi kanatlanmaya hazır
albatroslardan seçtim her gece.
gemilerim en fırtınalı denizlerde
şişirdi kağıttan yelkenlerini.
ben bu denizlerin;
bordasına yapışmış okyanus balıklarını
dudaklarından öper gibi yaşadım yaşamı.
antreye bırakılmış çöl renkli postalla başladı,
duvarın çarmıhındaki poster’e
ter bulaşıncaya dek sevişmek.
zaman zamanı kovaladı
çılgınca ve yorgan döşek,
sevişerek.
ne ben yakalayabildim erkeksiz bir kadını
ne umursamaz çizgiler kesişecekleri doğruyu.
yani varılacak nokta
yer almıyor bu duyguların atlasında.
şimdi çekilip gitme zamanı geldi.
dallarından soyunmuş sonbahar gibi.
çekilip gitmek;
masa üstü süsü,
ahşap çerçeveli yaşamlardan,
buruşturup atılacak takvim yapraklarından.
bundan sonra sıra sizin hanım ellerinizde.
çağla yeşili gözleriniz ve başak sarısı saçlarınızda.,
içinizden gelmese bile
dış çeperinizde.
bir şeylere başkaldırmak için
vakit erken değil!
bir akdenizli şair için......
|