Mahcup Bir Sevda Türküsü
Sen,
Halkımın mazlum yazgısından
Yüzüne dökülen hüznünle,
Saklanarak kendi aynasının içine,
Çok uzaklardan,
Hasret türküleriyle yakaran
Ey memleketimin kızı.
Şavkın her vurduğunda,
Baharlarında çiçek çiçek kokan toprağına ülkemin,
Bir başka akardın sen içime.
Işıl ışıl ışıldayarak dökülen akşam yıldızım.
Büyülendiğim hüznünle o an
Dağlar gibi kabartırken yüreğimi;
Çatlamış ovalarına soluk vermek için,
Şelalelerin köpüklü sularında eritip tükettin karları.
Ben,
Islak göz bebeklerime asarak
Senin kırık yüzünün rüzgarlarını,
Şimdi
Bu toprakların kara yazgısına kapanarak
Seni düşünüyorum.
Yıllar bizden dirhem dirhem alıp
Götürürken geçmişimizi,
Maviliklerinde
Dolandık kaldık seyrinde hep dalgaların.
Bir gün inan ve mutlaka bir gün,
Hafif esintilerimle sana bir kıyıda bir akşam üstü
Yanık türkülerimle dolarak koşacağım.
Ve baharı işte o zaman,
İşte asıl o zaman ben de yüzünde
Bin çiçeğin bereketiyle açtırarak yaşatacağım;
Hüznünle kamaşan gülüşlerin,
Dalga dalga birbirine dolanırken,
Kokularını toprağının bağrına süreceğim memleketimin.
Sen,
Göz bebeklerinde alev alev yanmakta olan utancını
Kadife yapraklarına sararak bedeninin
Yudum yudum içeceksin türkülerini,
Benden sana biteviye akan
Böyle bir mahcup sevdanın.
Ali Arslan
|