Bu Zamanın İlleti
Bu Zamanın İlleti
*******de ay derdine yıldızların yanışı
Kirlenen kumaşlara desen olan yaşlar var
Can bilmeyen hayata, camdan mamül gönüller
Kaç bağıra basılan, nice gamsız taşlar var
Arılar yurt bilmezse, kovanı akrep sarar
Arıların yağması, farenin işine yarar
Kayalar su dökerdi, bayram yeri boz toprak
Tırpan önünde seken, başaklarda bereket
Dalında şarkı söyler böceklerle her yaprak
Dik başlı koç yiğitler, Mevla’ya açık eller
Saf tutan müminlerin, mabede sıralanışı
Her gönülde açılır billur benizli güller
Ağıtların gurbeti, gam bilmeyen gönüller
Çıldıran *******de ağızlarda leş kokar
Lif lif olmuş sevdalar, saklanacak yurt arar
Gönüllerin gönülsüz gönüllere yanışı
Ak perçemli güzeller, koç bakışlı mert arar.
Bağlanmış hardallara, bahtın döver bülbüller.
Hanelerde büyük yok, huzursuz evde yatar
Dört atanın hakkını, zamana kurban ettik
Merhametsiz vicdanlar, dünya hırsıyla yanar
Nefislerin şehvete, kapılıp aldanışı
Asır fitne pazarı, öfke alan kin satar
Kırılmış hamiyetli, bereket yüklü eller.
Hep yokuşlara yönelen, yoların şaşkınıyım
İnandığım değerler, çelik çomak oyunu
Vicdanıma kan döker, merhem bilmez yaralar
Aslanların itlere inanıp aldanışı
Bu zamanın illeti marazı acı vermez
Vicdan kördür, izan yok, kimse kendini görmez
|