Ağlardım
ayışığını pencereme koy gitmeden
ve beni büsbütün yalnız bırak yıldızlarla
yapayalnız bırak -kan içinde-
rengi kadehime düşsün sabahların
gün ışırken savur göğe
bir avuç buğday gibi savur
tül kanatlılara karışıp uçuşsun rüyalarım
her şeyin sustuğu saatlerde
bırak beni yapayalnız
dönüp yüzünü giderken
bir şiir sıkıştır avucuma
düşün ki artık hiç ağlamıyorum
ve kızmıyorum da hoyratlığına
say ki hiç bir şey paylaşmadık
acıya ve sevince dair
anılar bile kalmamış olsun ayak izlerinde
yani ne varsa seni anımsatacak
karanfil gibi yol, götür
topla topunu tüfeğini
bir işgal ordusu gibi
çık git bu talan, bu viran şehirden
sonsuza değin uyusun içimdeki Tanrı
doğmamış yıldızlar gibi
yepyeni türküler yak geçtiğin kentlere
ve büyüklük sende kalsın
hiç bir şeyi eksik bırakma sakın
sana dair ne var yoksa
süpür git son kırıntılarını da
bilirsin
öğrendim küllerden harç yapmayı
devirip eskilerini bir bir
yeni dağlar da kurarım elbet
ve doruklarına bulutlar
göklerine kuşlar da çizerim...
-kim bilir
belki de ağlardım şimdi
bana bu kadar yasaklamasaydın
eğer kendini-
Meral Vurgun
|