Bana Senden Söz Et
diz dize değil belki
ama oturabiliriz yine de göz göze
gel seninle bir kavli karar edelim
bana aşktan söz etme bu gece
saçımın her telinden bin İblis asılır
her yalanda bir deniz kızı ölür içimde
kurur okyanuslarım, tükenir sularım
dibe vurur anılarımı taşıyan gemiler
ve baykuşlar tüner dallarıma
bana aşktan söz etme bu gece
Eylül'lerden söz et örneğin
sararan yapraklardan
ya da okul yolundan değil
kayıp düşlerimizden söz et
çalınan gençliğimizden mesela
çözemediğimiz şifrelerden
hayaletleri hala aramızda dolaşan
asılıp, kesilip, yüzülen, başsız gövdelerden
onurdan yana bize kalanlardan söz et
bana aşktan söz etme
oyunlardan söz et bu gece
hilesinden, kuralından oyunların
nasıl pata biter
ya da kime düşer kupa
ondan söz et
senin olsun söz
öz büyümelerden söz et bana
dev aynasından
yüzsüz yüzlerin o aynalara
nasıl aksettiğinden değil
kaç yüzü yansır insanın gerçek aynalara
takke düşünce kel nasıl görünür
ondan söz et
bana kanayan yaralardan söz et bu gece
çağlayan nehirlerden
Fırat'tan, Dicle'den
durgunca akıp giden Rennehri'nden
dağlardan söz et bana
'Ağrı dağı efsanesi'nden
Ilgaz'ın rüzgarından, boranından
Alp dağlarının hüznünden söz et
bana ilk yazlardan söz et bu gece
erguvan dallarından örneğin
çağla bahar şafaklardan
o masmavi Nisan akşamlarından
ayışığı içip sarhoş olduğumuz
yar perçemine karası düşen
kızıl Mayıs *******inden
yüreğinin közünden
asıl özünden
yani senden
sensizliğimin sen yanından
bana yalnız senden söz et bu gece
ya da çöller gibi susalım ikimiz de...
Kasım 2003
Meral Vurgun
|