26 Ekim 2006 Basın Özeti

[Bostandere]

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush'un dün Irak'la ilgili yaptığı basın toplantısı gazetelerde geniş yer buluyor.



Bush, Irak'ta kötüye giden durumdan birçok Amerikalı gibi kendisinin de memnun olmadığını, ancak ABD'yi zafere götürecek taktik değişiklikleri yapacaklarını söylemişti.
Guardian yazarı Timothy Garton Ash, "Irak'tan geri çekilmek için bu şans kaçırılırsa, askerler nafile yere ölmüş olacak" diyor.
"Irak'ta büyük bir yenilginin ardından hatalarımızdan ders alabilecek miyiz? Teröre karşı savaşın da, aynen Soğuk Savaş gibi asla askeri yollarla kazanılamayacağını kabul edecek miyiz? 1970'lerin Avrupa'sındaki Helsinki süreci gibi bir süreci bölgede başlatabilecek; İran ve Suriye de dahil herkesle diplomatik görüşmeler yapma cesaretini gösterecek miyiz?
"Yoksa Amerika Birleşik Devletleri Irak'ı bırakıp kaçacak ve bir sonraki başkan döneminde tecrit ile gerçekçiliğin karışımı yeni bir politikaya mı sahip olacak? Bunların ilki olursa o zaman hâlâ çocuğunu savaşta kaybeden acı içindeki annelere söyleyecek dürüst birkaç sözümüz olabilir. Eğer ikincisi seçilirse, başsağlığı dileklerimiz asla samimi olmayacaktır."
Gazetelerde ayrıca Irak Başbakanı Nuri el Maliki'nin yaptığı açıklamalar da yankı buluyor. Maliki, kimsenin Irak hükümetini bir takvimi kabul etmeye zorlayamayacağını söylemişti.
CIA'den Almanya'ya sus payı
Guardian gazetesinin manşetinde yer alan habere göre, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA, terör zanlılarını taşıyan uçaklar hakkında Almanya'yı susturmaya çalışmış.
"Gizli bir istihbarat raporuna göre, CIA Almanya'ya Fas'ta bir hücrede El Kaide zanlısı olduğu iddiasıyla tutulan Alman vatandaşını gösterme teklifinde bulundu. Buna karşılık olarak da, Berlin'in Fas'taki insan hakları ihlalleriyle ilgili olarak Avrupa Birliği'nin baskısını başka yöne çevirmesi ve bu konuda işbirliği göstermesi istendi.
"Almanya'nın sözkonusu zanlıyı ziyaret ettiği ve daha sonra bu zanlının Suriye'ye nakledildiği belirtiliyor. Ayrıca CIA'in bu teklifinin ardından AB üyelerinde, terör zanlılarının tutulduğu ülkelerdeki insan hakları ihlallerine ilişkin eleştirilerin dozunu azaltma politikasının benimsendiği ifade ediliyor."
İngiliz gazetelerinde, Afganistan'da görev yapan Alman askerlerinin bir insan kafatasıyla çekilmiş fotoğraflarının yayımlanması ardından, olay hakkında soruşturma açıldığı haberine de yer veriliyor.
Gerçekçi Putin
Gazetelerde yer bulan bir diğer konu da Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in canlı yayında halktan gelen soruları yanıtladığı program...
Putin, bu programda, 2008'de görev süresinin dolmasının ardından üçüncü kez başkanlığı düşünmediğini; ancak siyasi sahnede etkin bir oyuncu olmaya devam edeceğini söylemişti.
Times gazetesi, başyazılarından birini Putin'in açıklamalarına ayırıyor.
"Putin'in üçüncü kez başkanlığı düşünmemesi, anayasal sürece bağlılıkları dümenin başında otoriter bir figür görme isteğine kıyasla çok zayıf kalan bazı Rusları hayal kırıklığına uğratacak. Ülkede yine de etkili olmak istediği yönünde sarfettiği üstü kapalı sözlerin, aslında gelecekte de asıl liderin kendisi olacağı anlamına gelmesini umuyorlar. Ama Putin, böylesi bir acemiliğin tehlikelerini anlayacak kadar gerçekçi biri..."
Yüz nakline izin
Tıp Etiği Komisyonu'ndan, Londra'daki Royal Free Hospital'da bir grup doktorun ilk tam yüz nakli ameliyatını yapmasına izin çıkmasına da gazetelerde geniş yer veriliyor.
Guardian "Ameliyat geçtiğimiz yıl Fransa'da yapılan kısmi yüz naklinden çok daha karmaşık olacak." diyor.
"Ameliyatı gerçekleştirecek olan cerrah Peter Butler, beyin ölümü gerçekleşmiş olan bir kişinin yüzünü tamamen bir diğer hastanın yüzüne nakledecek. Şimdilik sadece dört yüz nakli ameliyatına izin verilmiş durumda. İlk ameliyatın ise önümüzdeki yıl yapılması planlanıyor. Ameliyatların her birinin 25 bin sterline mal olması bekleniyor ve bir sivil toplum örgütü bu paranın toplanması için bir yardım kampanyası başlattı bile."
İklim değişikliğine karşı öneriler
Independent gazetesinin manşetinde ise hükümetin iklim değişikliği planlarının yeterince azimli olmadığı savunuluyor ve hükümete şu öneriler getiriliyor.
"Salımın azaltılması için yıllık hedefler konulsun; enerji üretimi tek merkezden idare edilmesin; havacılık politikası gözden geçirilsin; karayollarında kirliliğin önüne geçilsin; yenilenebilir enerji hedefleri yükseltilsin; daha çevre dostu evler inşa edilmesinde ısrar edilsin; endüstriyel salımlar azaltılsın ve yeşil ulaşıma yatırım yapılsın."
Söz sırası Madonna'da
Malavi'de bir çocuğu evlat edinmek isteyen ancak insan hakları örgütlerinin tepkisini çeken Madonna'nın Amerikalı televizyon sunucusu Oprah Winfrey'e yaptığı açıklamalar da gazetelerde öne çıkan başlıklardan biri. Guardian'dan aktaralım:
"Madonna, medyayı gazetelerini sattırabilmek için 13 aylık bir bebeği evlat edinmesini malzeme yapmakla suçladı. "Bundan hayal kırıklığına uğradım, çünkü başka insanların evlat edinme şevklerini kırıyorlar" dedi. Malavi'de evlat edinme yasalarının olmadığını söyleyen Madonna, bu nedenle sosyal yardım görevlilerinin başka bir ülkeyi seçmesi için kendisini uyardıklarını da ifade etti.
"Madonna "Eğer çocuğumu kendi oğlu yapmak istediğini bana söyleselerdi, buna karşı çıkardım" dediği söylenen bebeğin babasının sözlerinin de medya tarafından manipüle edildiğine inandığını belirtti. Madonna, açıklamalarını dinleyen halktan kişilerin gönlünü fethetmiş görünse de, evlat edinme kuruluşları kendisine yine de şüpheyle yaklaşıyor. "Neden kendi ülkesinde 120 bin çocuk evlat edinilmeyi beklerken, Afrika'ya gidiyor ki?" diye soruyorlar."
Yeni kral Kurt Cobain
Times gazetesinden bir habere göre, müzik dünyasının kralı artık Elvis Presley değil, Nirvana'nın intihar eden solisti Kurt Cobain...
"Forbes dergisinde yer alan rakamlara göre, sadece üç stüdyo albümü olan Nirvana'nın solisti, grunge müziğin yıldızı Kurt Cobain dünyanın en çok kazanan hayatta olmayan ünlüleri listesinde Elvis Presley'i geride bıraktı.
Kurt Cobain'in sadece geçtiğimiz yıl tahminen 26 milyon 300 bin sterlin gelir elde ettiği sanılıyor. Bu Elvis'inkinin dört milyon sterlin üzerinde."