![]() |
![]() |
#41 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() BECERİKSİZ...
Bir seni seviyorum iki seni seviyorum Üç seni seviyorum Seni çokca seviyorum Bunu söyleyebilmek için varımı gücümü sarfediyorum Arzu edilen bir incelikle ... seni sewiyorum! soznsuz we mavi |
![]() |
![]() |
![]() |
#42 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() Beyoğlu'ndan Dolmabahçe'ye Taşınan Bir Aralık Akşamı
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne Dolmabahçe da çay tadında.... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı, sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe seyrediyorum... Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük... Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti... ... Soğuğun ve karanlığın vehameti! Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş, daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler, yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden büyük geliyor artık hayat! Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı... Yılmaz Erdoğan |
![]() |
![]() |
![]() |
#43 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() TaŞ Olup Sustum
Ruhum Adini ÇaĞirdi Son Saatİ Vuruyordum ÖmÜrde Son Zamani KiŞ Olup Dondum Kalbİm Yİne Alev Aldi Ben ÖlÜmÜ Soruyordum ÖnÜmde AŞk Uzandi İnsafa Gel Al Yanina YaŞiyorsam AŞk Sebebİm Durmadin YÜrÜdÜn Kanima DÖn Gel Affettİm YÜreĞİm AĞir AĞrisina Dayanirsam AŞk Sebebİm Ödedİm DÜŞenİ Payina DÖn Gel Affettİm.. Sir Olup Kaldin Nerde Bulamam İzİnİ YokluĞundan Usandim Ne Olur Duyur Sesİnİ Bİ Dİlek Tuttum Yildizlarin IŞiĞinda Sen Dİye Dİye Avundum Geldİn RÜyalarimda . . . |
![]() |
![]() |
![]() |
#44 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() herşeyim_e?. . .
MAVİLERE UYANMAK yedi iklim geçer, ağarıp solan güz ışıklarından yalan pencerelere doğru... uykularda olur ne olursa yangınlar, takvim ziyanları, gömülü sevdalar... iksir gibi yayılır hücrelerimin rehavetine ıslaklığın düş tüccarları ağır mesaidedir... uykularda olur ne olursa, talanlar ve beton serinliği inşaat halindeki aşkların... uykularda ölür ne ölürse, kıpırdayan su gülümseyen yel... yedi iklimin oralarda kavalını kırmış bir çobandır gökyüzü, aklında new orleans heybesinde caz! yedi iklimin bar olduğu yerdedir uykunun alkol imparatorluğu kalabalık avındadır bakışlar... uykularda olur ne olursa, bitmez efkar kırları bazı saçlarda ve ölüm gibi suskunluklar açar derin kuyularda... ve şaka gibi ve sarsak sarsak ve kımıl kımıl bir yaşamaktır MAVİLERE UYANMAK en kesif karanlıklara kafa tutan gözlerinin mavisine kuşanmak... senin kanatların var, benim köylü yüreğim... operada tezek kokusu bu şehirdeki varlığım! .. beni taşıyacak vesaitim yok bu caddeüstü sevdada ellerinden gayrı.. 'gayrı dayanamam ben bu hasrete' ya beni de yitir ya sen de git beni götürdüğün yere... türküleri sev yalan kahkahalardan uzak dur canımın suyuyla yıka ellerini.. aklımın maharetiyle giydir en mavi yerlerini... senin adın buzul mavisi! çünkü mavilerde uyur, benden sana geçen sende beni kalkındıran ne varsa! sevdiğim, açlığımın uzak ufku, her sabah; güneşten ne zaman işaret alırsan ne zaman dar gelirse soluğun böyle uzun sarılmaklara, fikrini kurcalarsa eğer açık korkular, işte o zaman mavilere, mavilere uyandır beni... |
![]() |
![]() |
![]() |
#45 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() Masalların sonunda gökten teklifsiz düşüveren
üç elmanın kurduyum ben... masalımın elmalarını çürütecek kadar VAZGEÇTİM SENDEN... Halbuki ! dört güvercin kanadı gücünde sevmiştim seni, şimdi kimbilir kaç güvercin kanadı yol uçtum.. |
![]() |
![]() |
![]() |
#46 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() Daha çok sigara içer, daha çok susar, daha az güler oldum sen gittiğinden beri...
Bilmiyorum görsen tanır mısın yeni "ben" i... Ben artık tanıyamıyorum ne yeni "sen"i ne de aynada gördüğüm yeni "ben"i... Gel yanıma... Yardım et bana... Ya da gelme, beni bırak kendi halime... Bırak kalbim çırpınsın sevginle.. Kıvransın özleminle ve yok olsun yokluğunda... Gözlerin gitmiyor gözlerimin önünden... Gecenin bir yarısı nefesini duyuyorum bedenimde, uyanıyorum aniden... Seni arıyor gözlerim ama sen yoksun... Seni özlüyorum. Sevgini özlüyorum... Sıcaklığını özlüyorum... Varlığını özlüyorum... Artık hissedemiyorum varlığını... Sevgilim diyemiyorum sana... Dokunamıyorum sana... Bütün yetilerimi kaybettim sanki seni kaybettiğimde... En çok da sevme yetimi... Evet sanırım bundan sonra senden başka kimseyi sevemeyecek bu yorgun kalbim ve enkaz halindeki bedenim... bak yazma yetimi de kaybettim sonunda... Yazabildiğim 2 kelime var; SENİ SEVİYORUM... Kalbimin de anımsadığı tek kelime... Senin adın... Onu sayıklıyor her atışında.... |
![]() |
![]() |
![]() |
#47 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() Penceremden usulca süzülüp, bedenimi titreten rüzgarı dinledim dün gece ufak bir ses duymak umuduyla bekledim dakikalarca. Ama nice sonra anladım bekleyişimin beyhudeliğini.
Uzaklığın pasına dokundum bir kez daha kanattı içimi bir uçurumun kıyısındaymışçasına, yumdum gözlerimi düşmemek için daha fazla uzaklaşmamak için yaşadığım kentten. İlkti bu nasıl alışır ki insan kolayca? Bir ateş gibi düşüp yaktı içimi. Varıp anlatmak istedim dostuma uzaktı hem de çok uzak. Kat etmek istedim kilometreleri koparamadım zincirleri. Ardımda bırakıp gül çağrılarını söylemek istedim o içimde yarım kalan türküyü, vakitsiz bir sonbahar akşamında. Adı ayrılık, adı acı, adı hiç bilmediğim bir şey kokan türküyü. Sonra apansız içimden çıktı türkünün sesi ve duydum sesimi. Söyledikçe o türküyü uzaklaştım yurdumdan, sevdiğimden ve en önemlisi kendimden. Bile bile içimi acıtıp söyledim o türküyü. Ayrı takvimlere düşürüyor zaman insanları. Söküp alırcasına parçalarcasına atıyor birbirinden ayrı zamanlara, yaşamlara. Türkü işledikçe varıyorum farkına yaşamımdaki boşlukların ve anlamsızlıkların. Irmaklar gibi akıp uzun uzun, terk ettiğim kenti arıyor gözlerim, kumral bir çocuğun yaz öyküsünü anımsatıyor kimsesizce. Rüzgarın peşine takılıp bir nefes gibi, gökyüzündeki resimleri anlatışını duyuyorum. Bahar çiçekleri ile süslediği, fırtınaların, boranların dayanamadığı düşlerini düşünüyorum. Gözlerinde sevgi, ellerinde emek, yüreğinde sevda hangi uzaklık dayanabilir ki buna? Gece sararken her bir yanımı ayırıyor bedenden canımı. Bilmece oluyorum gündüzlerle *******. Yıkıntılar içine giriyorum, toprak alıyor nefesimi alıp gidiyor düşlerimi, duyuramıyorum sesimi. Gözlerimde can bulan dost gülüşler asıyorlar yüzlerini kederime, asıyor çaresizliklerime... Ne kadar yaklaşırsam, o kadar uzaklaşıyorum kentime, insanıma. Ne kadar ararsam o kadar kimliksizleşiyorum bu kentin yozluğunda. Belki de acının tarihini yazan yer olduğunu düşündüğümden bu beynimdeki uğultu. Kim bilir belki de yalnızlığımın şehri olduğundan. Hasret koyduğundan düşlerimle arama. Işığın bile renginin olmadığı boş vagonlarında gezinilen bir tren kadar ıssız olan her şeyin yabancısıyım. Her şey farklı her şey uzakta kalışımın acısını çıkartıyor. Ayrı zamanlarında yaşadığım bu hayat cezbetmiyor eskisi gibi yüreğim daralıyor. Uzaklarda sarıp dindiremiyorum sancısını susuyorum hep susuyorum kana kana konuşmak isterken delicesine. Yollar buluşuyor yüreğimde hasretler kardeş oluyor düşlerime. Canımı vereceğim bir gerçekliğimin olmadığını hissedip titriyorum bir kez daha uzaklarda. Bulutlara, göğe, yıldızlara çığlıklarla duyurduğum paylaşımımı, hiçbir yere sığdıramadığım sevgimi, geride bıraktım; dağlara, kırlara, ağaçların kurumuş yapraklarına... Rüzgarın kanadına konup uçmak uzaklaşmaksa söz sana yüreğim bir daha uçmayacağım, bir daha dokunmayacağım ateşlere. Gökyüzünde yıldız olmak dindirmekse uzaklığı, yıldız olmak istiyorum yüreğim, artık dayanamıyorum bu uzaklığa... |
![]() |
![]() |
![]() |
#48 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() Aşka İsyan...
Eskiden övülürdün şarkılarda, Şimdi lanet okuyan okuyana Kimi tövbe eder, yaka silker Kimi kalbini kapatır, sevgiye men eder. Neden kimse düşünmez anlamam! Aşkın kusuru ne insansa yanlış olan Anlaşamazsan sevgiliyle çok doğal Niye bu gözyaşı, bu sitem, bu sual? Kim doğru kim yanlış bilinmez Yaşamadan, tanımadan çözülmez Peşin hükümlerine kurban olma Belkide şans bu, kendini zorla. Üç günlük güzel sözlerin, Orda burda birlikte gezinmenin, Cinsel ihtiyaçları gidermenin, Adı aşk değil unutma! |
![]() |
![]() |
![]() |
#49 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() nefes. . .
Dağın uykusuna, kuşun gözüne, Sabahın sesine, taşıdım seni. Kerem’in yaralı, ince dizine, Irmağın yasına taşıdım seni. Canın içinden, canımı duyan, Canımın içine taşıdım seni. Elma kabuğunda, nar tanesinde, Gizlenen mermere taşıdım seni. Gecenin ördüğü, gün kafesinde, Dolaşan kedere taşıdım seni. Canın içinden, canımı duyan, Canımın içine taşıdım seni. Arının yazına, kışın otuna, Yaprağın güzüne taşıdım seni. Yürekten yüreğe mekik dokuyan, Sevginin göçüne taşıdım seni. Canın içinden, canımı duyan, Canımın içine taşıdım seni. . . |
![]() |
![]() |
![]() |
#50 |
ÇaKaL Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: istanbul
Yaş: 33
Mesajlar: 1,399
Teşekkür Etme: 102 Thanked 34 Times in 25 Posts
Üye No: 44250
İtibar Gücü: 1723
Rep Puanı : 12977
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Bayan
|
![]() AŞKIN BİLANÇOSU
I gidersin; yağmurlarda kırık kalır mızrabım gidersin; ardından dilsiz bir ihanet gider gidersin; her şey gider gidersin; kalbimde bir tabur ayaklanır ilgilenmez ordular, hükümetler gidersin; ne rezil bir an’dır bu yazdıkça silinen sözcükler gibidir hayat gidersin; bir hazin dramdır bu /kanmadım aynalara sana kandığım kadar içimde bir boşluk sana yandığım kadar…/ II bugün hasretin kırlarında dolaştım senin adınla aşkın adıyla savrulup aktım o ırmaklardan; ırmakları çöllerle çölleri denizlerle denizleri düşlerle buluşturdum sustum kaldım sonra böyle günleri savuşturdum... /ne ses ne nefes ne de bu rüzgâr bağışlar seni simsiyah *******de budanırken ah ömrüm dönüp sırtını giderken kimler karşılar seni?/ III sen olmayınca sesin de yoktu, gözlerin de bu yüzden odama resmini yaptım söküp kalbimi yanına astım sensiz kalan yılları da ben buruşturdum kalbim hasretinde asılı kaldı yetim kalmış anıları ben tokuşturdum… IV daha bu solgun günlerde aşk, yaşanır sözde! kalp, yitik bedende; yağmur değil, sanki efkâr yağıyor kente yağıyor ömrüme senin yerine… /kanmadım aynalara sana kandığım kadar içimde bir boşluk sana yandığım kadar…/ |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|