www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 09-07-2006, 07:41 PM   #1
walsman07
Daimi Üye
 
walsman07 Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2006
Konum: ANTALYA
Yaş: 44
Mesajlar: 914
Teşekkür Etme: 197
Thanked 367 Times in 210 Posts
Üye No: 15559
İtibar Gücü: 1744
Rep Puanı : 18330
Rep Derecesi : walsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond reputewalsman07 has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Varsayılan Aslan Ile Av Hayvanlarının Hikayesi, Mevlana'nın Mesnevisinden

Hoş bir vadide bulunan av hayvanları, aslanın korkusundan huzursuzluk içinde idiler. Çünkü aslan zaman zaman pusudan çıkıyor, hayvanlardan birini kapıyordu. Bu yüzden o vadi onların hoşuna gitmez bir yer olmuştu. Hayvanlar hileye başvurdular. Aslanını yanına geldiler ona dediler ki, “Biz sana her gün, ne yiyecek isen getirir, veririz, seni doyururuz. Bundan sonra avlanmaya çıkma, pusuya yatıp, bir av peşine düşüp bizi ürkütme ve bu otlağı, bu vadiyi bize zehir etme…”
Aslan hayvanlara dedi ki, “sizden hile değil de vefa görsem, dediğiniz doğru ama ben şundan, bundan çok hile gördüm, çok ağzım yandı. Ben insanların yaptığı işlerden, ettikleri hilelerden helak olmuşum. O yılanlar o akrepler tarafından çok ısırılmışım.
Av hayvanları aslana çeşitli deliller sunarak onu ikna ettiler, onunla anlaşmaya vardılar. Her günün payı zahmetsizce aslana gidecekti. Bu suretle onun da başka bir isteği olmayacaktı. Her gün kur’a hangi hayvana çıkarsa o hayvan, pars gibi koşup, aslanın yanına gidecekti. Bu ölüm kadehi, bu kur’a döne dolaşa tavşana gelince, tavşan: “Bu cefa daha ne vakte kadar sürüp gidecek” diye bağırdı. Hayvanlar dediler ki: “Bunca zamandır, biz ahdimize vefada bulunduk, sözümüzde durduk, bu uğurda canlarımızı feda ettik. Ey inatçı tavşan, bizim adımızı kötüye çıkarma, haydi, çabuk yürü gir aslana. Tavşan:” dostlar, kızmayın bana bir mühlet verin de hilemle, ona oyun oynayacağım, oyunla sizde beladan çıkın kurtulun” dedi. Hayvanlar tavşana dediler ki:” Bizim sözümüze kulak ver, tavşan olduğunu unutma, haddini aşma. Bu ne biçim laf? Senden daha iyi, daha güçlü olanlar, bu sözü hatırlarına bile getirmediler. Sen gurura kapıldın yahut da başımıza gelecek bir kaza var. Yoksa böyle bir söz senin gibi bir acize, bir zavallıya nasıl yaraşır? Hayvanlar ekledi : “ Ey çevik tavşan içindeki planı ortaya koy da biz de öğrenelim. Tavşan : “ her sır açığa vurulmaz” dedi ve hayvanları ikna etti.
Tavşan aslanın yanına gitmeyi biraz geciktirdi. Tavşanın gecikmesinden ötürü, aslan kızgınlığından toprağı kazıyor, kükreyip duruyordu. Öfkelenip duran kızan köpüren tavşan uzaktan tavşanın geldiğini gördü. Tavşan korkusuz ve küstahça koşuyordu. Öfkeli asık suratlıydı. Kızmış aksileşmişti. Çünkü o kırık dökük bir hale gelmek istemiyordu. Korkusuz görünerek şüpheyi üstünden atacaktı. Tavşan ilerleyip yaklaşınca aslan ona: “Ey soysuz” diye bağırdı. “Ben ki, öküzleri parçalamış, erkek aslanların kulaklarını burmuş, onları yola getirmiş bir kahramanım. Senin gibi bir tavşan parçası kim oluyor ki, benim gibi bir aslanın emrini ayaklar altına alıyor. Tavşan: “aman efendim” dedi. “Lütfeder de bağışlarsanız bir sözüm var arz edeyim. Bir kuşluk vakti yola düşmüş arkadaşımla beraber huzurunuza geliyordum. Arkadaşlarım senin için benimle beraber başka bir tavşanı bana yoldaş etmişler, yollamışlardı. Yolda önümüze çıkan bir aslan, kulunuza ve huzurunuza gelmekte olan yol arkadaşıma saldırdı, her ikimizin de canına kastetti. Bize saldıran aslana dedim ki, “ biz padişahlar padişahının kullarıyız bize dokunma.” Fakat o hiddetlendi ve dedi ki: “padişahlar padişahı dediğin de kim oluyor? Benim huzurumda adam olmayanların adını ağzına almaktan uyan. Her ikiniz de kapımdan döner giderseniz hem sizi hem padişahınızı paramparça ederim.” Ben de aslana dedim ki: “bana izin ver padişahımı son kez göreyim, senden haber edeyim.” O aslan da bana: “Yoldaşını yanımda rehin olarak bırak, yoksa inancıma göre sen benim kurbanımsın” dedi. Arkadaşım letafette, semizlikte, güzellikte benim üç katımdır. Bundan sonra sana gönderilen günlük nafakadan ümidini kes, ben sana doğruyu söylüyorum doğru ise acıdır. Eğer sana günlük nafaka gerekirse yolu temizle.”
Aslan dedi ki: “Haydi bakalım gidelim. O bahsettiğin aslan nerededir? Doğru söylüyorsan öne düş. Tavşan aslanı tuzağına düşürmek için kılavuz gibi önüne düştü. Önceden nişan koyduğu bir kuyuya doğru yürümeye başladı. Her ikisi de kuyunun bulunduğu yere yaklaştılar. Kuyuya yaklaşınca aslan tavşanın geride kaldığını gördü ona dedi ki: “niçin ayak sürüyorsun? Geri kalma öne düş.” Tavşan dedi ki: “ayağım nerede? Korkudan ben de el, ayak kalmadı ki, canım tir tir titriyor. Yüreğim yerinden oynadı. O aslan bu kuyuda oturuyor.” Aslan dedi ki: “ Korkma ileri gel, benim açacağım yara onu kahreder. Bir bak bakalım orada mı?” Tavşan : “ ben o ateşten yanmışım yaklaşamam. Sen beni kucağına alırsan… o zaman kuyuya bakabilirim.”
Aslan tavşanı kolları arasına aldı. Kuyuya baktıkları zaman kuyuda aslanın ve tavşanın hayalleri göründü. Aslan kuyuda kendi aksini gördü. Kuyuda bir aslan ve kucağında semiz bir tavşan görünmekteydi. Aslan düşmanı görünce tavşanı bırakıp kuyuya atladı ve boğularak öldü. Böylece hayvanlar aslanın cezasından kurtulmuş oldular.

Dipnot: o aslanın kendine saldırması gibi, sen de başkalarına saldırırken, haberin olmadan kendine saldırıyorsun. Sen kendi kendine kılıç çekiyorsun. Ey insanoğlu, başkalarından gördüğün zulümler, kötülükler, senin kendi kötü huyunun onlarda aksetmesidir.
__________________
[SIZE="4"]Tanrım, değişebilecek şeyleri değiştirebilmem için bana güç ver.
Değişemeyecek şeyleri kabullenmem için sabır ver.
Ve bu ikisini birbirinden ayırt etmek için akıl ver... :confused:
walsman07 çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Eski Bugün   #n/a 
Teşekkür Botu
Bot
bot Çevrimiçi

Avatar

Giriş Tarihi: Ocak 2005
Yaş: 0
Mesaj : 0
Üye No: 0
Rep Power: Çok
DJIN (09-07-2006) bu konu için teşekkür ettiler...
bot Çevrimiçi Tesekkur botuna Rep veremezsiniz. Yinede Tesekkurler. Kurallara Aykırı Mesajı Bildir  
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Mevlana'nın , Yunus Emre ile Karşılaşması ..! ÇaKıR- Eskiler (Arşiv) 0 03-23-2008 01:52 AM
Yaban Hayvanlarının Hayatı LordTurks Eskiler (Arşiv) 0 03-06-2008 08:30 PM
Bir aşk hikayesi Kéan aRs Eskiler (Arşiv) 0 08-25-2007 10:17 AM
Aşk Hikayesi вσυя∂¢αη Eskiler (Arşiv) 0 08-10-2007 10:30 AM
Ne olursan gel sözü Mevlana'nın değilmiş / 11 mayıs Nǿ ŦΞДЯ™ Eskiler (Arşiv) 0 05-11-2007 10:59 AM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:35 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.