www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

 
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 08-22-2007, 10:22 PM   #11
Shekil
Uzman ®
 
Shekil Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Jun 2007
Konum: Cezaevi ¿
Mesajlar: 2,547
Teşekkür Etme: 16
Thanked 27 Times in 23 Posts
Üye No: 43364
İtibar Gücü: 1870
Rep Puanı : 3450
Rep Derecesi : Shekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond reputeShekil has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

Bakar Körler Olduk

Anlamak için görmek, görmek için de iyi bakmak gerekir. İyi bakmak için de, ayakları sağlam yere basan sağlıklı bir beyine ve çözümler üretebilen bir düşünceye sahip olmak gerekir. Başının ön kısmında iki görme duyusu olan her canlıya da görüyor diyemeyiz. Etraflarında olup bitenleri görsel olarak belki algılayabilirler, görüyor gibi görünebilirler. Daha doğrusu bu tipler, gördüklerini sanırlar. Oysa işin doğrusu hiç de öyle değildir. Bakarlar ama göremezler. Çevremizde o kadar çok bakar körler var ki… Bu gibi durumları öğretmenler çok daha iyi bilirler. Sınıfta ders anlatırken; çocuk, gözlerimizin içine bakar.Bu durum bazen bir ders boyu sürer. Ama çocukla iletişim kurduğumuz zaman, onun gerçekte dersi dinlemediğini, gözlerimizin içine bakarken bile aklının, beyninin sınıfın kilometrelerce dışında olduğunu fark ederiz. Fiziki olarak sınıfın içinde olan, ama düşüncesiyle çok uzaklarda olan öğrenciyi sınıfın içine çekebilmek için türlü yöntemlere baş vururuz ve sonunda, ya çocuk öğretmenini aldatarak dinliyormuş pozisyonuna girer,; ya da öğretmen hem çocuğu, hem de kendini aldatarak sınıfa hakimiyet kurduğuna kendini inandırır.
İşte tüm bu aldatmacaların doğal bir sonucu olarak öğrenciler, yani yarınlarımızı emanet edeceğimiz gelecek kuşaklar, zulalarında uyuşturucularla, ellerinde bıçaklarla sokaklarda ve okul önlerinde çeteler kurarak “Kurtlar Vadisi”ni sergilerler ve Polat rolüne soyunurlar. Ondan sonra da “biz nerede yanlış yaptık” gibi şikayetnamelerle dövünüp durur ve timsah gözyaşları dökeriz. Ta ki ateş bacayı sarıp, yangın söndürülemeyecek kadar büyüyünce de, önlem almanın yollarını aramaya koyuluyor gibi görünürüz. “Görünürüz” diyorum, çünkü gerçek anlamda bir önlem alma yine söz konusu değildir. Gerçekte herkes günü kurtarma ucuzluğunda ve aldatmacasındadır.
Geçenlerde bir okul müdürü arkadaşımı ziyarete gitmiştim. Okulun Diyarbakır Surları’nı andıran ihata duvarının iki metre yüksekliğindeki çelik kapılarını aşıp, okul bahçesine girdim. Siz benim bahçe dediğime bakmayın. Adı bahçe, ama bu bahçede tek bir ağaç bile yok aslında. Bırakın ağacı, yeşillik adına bir tek ot bile yok. Ama adı bahçe işte. Neyse, bahçeye girdiğimde içerde öğrenciler tek kale futbol maçı yapıyorlar. Müdürün bulunduğu blok kapısına doğru yöneldim. Kapının hemen girişinde 20-22 yaşlarında iki genç merdiven basamaklarında oturmuş, esrar sarıyorlardı. Evet, yanlış anlamadınız, esrar sarıyorlardı. Hem de orada oyun oynayan onlarca çocuğun gözleri önünde… Kapıya yöneldiğimde “buyur abe, kime bakmıştın? ” diye de sordu biri pişkince. İnanın ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı bilememenin ezikliği içinde ufalıp yok oldum. Hiçbir şey demeden geri döndüm. Gördüklerimin bir rüyadan ibaret olması için neler vermezdim ki… Ama ne yazık ki gördüklerim gerçeğin ta kendisiydi. Şimdi varın, siz düşünün orada oyun oynayan çocuklarımızın gelecekteki sonlarını. “Hep eğitim, eğitim diye haykırdığın yetmedi mi” diye beni eleştiren eğitimcilerin kulakları çınlasın.
“En büyük kötülük, direnme yoksunluğundan gelir” der Groce. Yanlışın karşısında direnme, haksızlığın karşısında direnme, tembelliğin karşısında direnme, insanca yaşama koşullarını ortadan kaldırmaya yönelik eylemlerin karşısında direnme… gibi daha onlarcasını bir çırpıda sayabileceğimiz direnme hakkı… tüm bunlardan yoksun olunduğu zaman, kötülükler ardı sıra bir sel gibi çoğalarak gelir. Ondan sonra da atı alan Üsküdar’ı geçer de, ardından yetiş yetişebilirsen.

Resul Üstün
__________________
'' Efsaneler Olmez , Shekil Degistirir ''
Shekil çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
 


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:01 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.