![]() |
![]() |
#11 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() John Blanchard banktan ayağa kalktı, askeri üniformasını
düzeltti ve ana terminale giden insan kalabalığını inceledi. Yüzünü değil,ama kalbini tanıdığı ve üzerinde gül olan kızı aradı. Ona olan ilgisi 13 ay önce, Florida kütüphanesinde başlamıştı.Raftan aldığı bir kitabin içindeki yazılar değil ama kenarında gördüğü,kurşun kalemle yazılmış bir not onu etkilemişti. Yumusak el yazısı düşünceli bir ruhu ve akıllı bir zekayı hissettiriyordu. Kitabin ön yüzünde, ilk sahibinin adini farketmisti: Miss.Hollis Maynell. Uzun zaman çaba harcayarak adresini bulmuştu. NewYork'ta yaşıyordu.Ona kendini tanıtan bir mektup yazdı ve yazışmayı teklif etti. Bir sonraki gün II. Dünya Savaşına katılmak için denize açılmıştı.Sonraki bir yıl ve bir ay boyunca her ikisi de posta yoluyla birbirlerini daha iyi tanidilar.Her bir mektup,verimli bir tarlaya atılan tohum gibi kalplerinde bir aşk doğurdu. Blanchard bir resim göndermesini rica etti,fakat o göndermeyi reddetti. Eger gerçekten kendisi ile ilgileniyorsa,neye benzediğinin önemli olmayacagini düsünmüstü. Avrupa'dan dönme vakti geldiginde, ilk bulusmalarini kararlastirdilar: New York terminali saat:19.00 "Beni üzerimdeki gülden taniyacaksin."diye yazmisti kiz. Böylece saat 19.00' da kalbini sevdiği fakat yüzünü görmediği kızı ariyordu.Size Mr. Blanchard 'in agzindan neler olduğunu yazıyorum: Genç bir bayan bana dogru geliyordu. Ince ve uzun boyluydu. Sari saçlari mükemmel,kulaklarının arkasından dalgalar halinde sirtina uzaniyordu. Gözleri çiçekler gibi maviydi. Dudaklarinin ve çenesinin narin bir sertligi vardi ve soluk yesil elbisesi içersinde canlanan ilkbahar gibiydi. Gül tasimasi gerektigini unutarak ona dogru hamle yaptim. Hareket ettiğimde,dudaklarında küçük kışkırtıcı bir gülümseme belirdi ve "Benimle mi geliyorsun, denizci?"diye mirildandi. Tamamen iradem disinda ona dogru bir adım daha attım ve o zaman Hollis Maynell'i gördüm. Tam olarak kizin arkasında duruyordu. Kirk yasini geçmis, gri saçlarini yipranmis bir sapka altina saklamis bir kadındı. Sismandi ve kalın bilekli ayakları alçak topuklu ayakkabıların içine zor girmişti. Yesil elbiseli kız hisli bir şekide uzaklaşıyordu. Kendimi ikiye bölünmüs gibi hissettim. Onu takip etme arzum çok güçlüydü ve ayni zamanda ruhu benimle arkadaslik etmis ve destek vermis kadina karsi duydugum özlem de çok derindi. Ve orada duruyordu. Onun soluk, sisman surati kibar ve duyguluydu. Gri gözleri sicak ve pariltiliydi. Tereddüt etmedim. Parmaklarim onu bana tanitan küçük, mavi eski kitabi sikiyordu. Bu ask olamazdi, ama özel bir sey olabilirdi. Belki asktan daha güzel bir sey, mükemmel bir arkadaslik olmaliydi bu. Duydugum hayal kirikliginin sesimi bogmasina ragmen, omuzlarimi kaldirip, onu selamladim ve kitabi uzattim. "Ben Lieutenant John Blanchard, ve siz de Miss. Maynell olmalisiniz. Benimle bulusabildiginize çok sevindim. Sizi yemege davet edebilir miyim?" Kadinin surati toleransli bir gülümse ile genisledi. " Bunun ne oldugunu bilmiyorum, oglum." Diye cevap verdi. "fakat demin yanindan geçen yesil giysili kadin, bu gülü yakama takmam için israr etti. Ve eger beni yemege davet edecek olursan, caddenin karsisindaki büyük restaurantta seni bekliyor olacagini söyledi. Bunun bir çesit test oldugunu da söyledi" Anlamak zor degil ve Miss. Maynell'in zekasina hayranim. Kalbin gerçek degeri çekici olmayana verdigi cevap ile anlasilir. "Bana kimi sevdigini söyle, sana kim oldugunu söyleyecegim."
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|