![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57918
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Al Beni Sar Koynuna
Gözlerinde evrene açılan kapı önünde gözlerim usulca geçerken evrenine düşüm senle sırdaş vaktinin seyrindeydi Kim anlardı söyle sırrı ikimizden başka Yalnızlıkların koynunda çoğaltılan dargın bakışlar ve üzgünlüğün asilliği ile gülümserken günde hayata dün üstüne bin öykü dilleniyordu git gel dün kalakaldığım bir noktadan kazıdığım ören yeri sanki kazıdıkça kayda değeri az olan gülümsediğim hayat sordu seni sordu bana al beni sar koynuna Kentler geçti içimden yahut ben kentlerin içinden geçtim zehirin şerbetinin peşi sıra dağlarda kartalken en yükseğe uçan ovada bir tutam ottum susuzluktan sararan savaşlar içinde tükeniyorken insanlık zeytin dalları yağıyordu barış adına semalardan bir düşte bir gerçekte yaşamanın rengiydi içime dolan sen gök ben kızıllık al beni sar koynuna Gözlerinden inerken evrenine önümü aydınlatan loş ışıkla titrek bir mum alevinin söneceği ihtimali kadar ilerleyebilirdim bu uçsuz bucaksızlıkta oysa sende bulduğum sonsuz ışığın gücü oldu beni içinde tutan güneşe mecbur herhangi canlıyım yeryüzünde al beni al sar koynuna *******de yalnızlığım koyu bir düş örtüsü yıdız serpilir üzerine ısıtmaz içimi uzak ve sonsuz çoklukta yıldızlar güneşim olsun al beni sar koynuna Derya Kızılgöz
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|