![]() |
|
|
#10 |
|
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57931
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
29 Ekim
1-) Çocuktum, okulun dışında yaşadığım anlarda, öylesine benzemezdi bu günlere, küçücük ellerim vardı bir silahın kabzasını kavrayamayacak…iplerini tutardım uçurtmamın… annem kuzinemizin küllüğünde köze yatırırdı patatesleri pek fazla şeyimiz yoktu yapacak beklerdik 2-) Bir kıpırtı başlardı ağabeylerimizin ablalarımızın yüreğinde, en güzel okul elbiseleri ile çıkarlardı o gün okul yoluna… dışarıda gün doğardı sessizliğe 3-) Büyüdük hep öyle kalmadık, kıpırtılar sardı bizleri de, açtık her şeye, kolay değildi öğrenmek, kolay değildi o günlerde… dışarıda güneş batmak üzere… iki gün sonra gelen gazetelerden okurduk tefrikaları iki gün geç başlardık her şeye 4-) Büyüdük, büyüdük sürekli, anlamasak ta bir şeyleri, içimizden akan çağlayanların yürüdük gözüne doğru, korkularımızla tanışarak, sarılacak bir şeyler arayarak… huzur bulurduk koruyacaktı bizi uzun şapkalı şapkasında yıldızlar kaplı şeytan suratlı ak sakalı sam amca tüm korkaklığımıza karşı fırtınalara karışırdı söylentiler tereyağları kavurmaları ne varsa savaş artıklarından kalma bastırırdı korkularımızı ak sakallı uzun şapkalı kursaklarımızda bir düğüm misali basılırdı çocuk düşlerimize 5-) Kimse sormazdı bizlere, sever misiniz kavurmayı, tozdan sütü, midelerimizin isyanına karışırdı bir şeyler, sormamışlardı… bizde sormamıştık miadını kursağımıza tıktıklarının… hiç kavurma sevmedim süt sevmezdi bizim kuşak anaforlarda kaybettik masum çocukluklarımızı ellerimiz büyüdü ellerimiz büyüdü 6-) Verdiler hep istemeden, verdiler durmadan, dilenmeler alışkanlıklara dönüşene kadar, çocuk olamadık isyanlarımızda, kuru bir ekmeği kemiremedik doyasıya…onurumuzla yaşayamadık… bir kızın saçına dokunmadan çektiyse tetiği parmaklarımız bilir misiniz kaç hüzün koynuna almıştır bizi kaç tefrikada eritmişizdir coşkularımızı kaç sevdayı bitirmişizdir acılarla dağlanarak 7-) Onun içindir ki unuttuk zamanın yaşını, yaşayamadan yaşlarımızı büyüdük, yürüdük hedeflere…ellerimiz büyüdü, ellerimiz,ellerimiz… yapacak pek fazla şeyimiz yoktu düşünmekten başka çocuktuk masumduk kurtlar sofrasında kuzu yaptılar bizi koyun olup sürüye saydırmadık kendimizi 8-) Düşünemedik bir çok şeyi, tadamadık bir çok yaşı, ne uzun uzadıya birdir birle oynayabildik, ne çelik çomağı tutabildik elimizde…erken tanıştık çelikle, erken tanıştık soğuk duvarla, kör kapı ile… aya bakarken düşünmezdik ay yüzlü sevgilileri ay yarılacaktı aya ayak basılırken bize öyle söylenmişti çocuktu yüreklerimiz hiç yalan söyler miydi bilgelerimiz çok masallara meze ettik masum *******imizi 9-) Öğrendik her yaşın altında ezdirerek kendimizi, her nakaratı attık içimize şiar gibi, namluya sürülen şavkı gibi vurmak için karanlıkları… doğruyduk çalışkandık on yılda çelik ağlarla kuşatmışlardı memleketi 10-) Bir şeyler oluyordu hissediyorduk, Bilmesek de bir şeyleri, bir şeylerle gizleseler de bir şeyleri, Cumhuriyetin çocuklarıydık, açtık bilgiye… yorulmuşlardı belkide belkide unutmuşlardı bizleri anaforlara kapıldı düşlerimiz büyüdük büyüdü ellerimiz dolduracak kadar kelepçeleri 11-) Pek fazla bir şeyimiz yoktu yapacak o yıllar büyüdük, ellerimiz soğuk demirleri kavradı, Demirler yürekleri yaktı… kuzinenin külleri arasından çıkarırdı annem patatesleri iki gün sonra gelirdi haberler iki gün sonra başlardık her şeye közlenmiş düşüncelere yatırdım düşlerimi yirmi dokuz ekimi bir bayram bilirdim öyle öğretmişlerdi dedelerimiz |
|
|
|
| Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|