![]() |
![]() |
#31 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İçimdeki Damarda Tıkandım
herşey peygamberdevesinin kendini dişisine kurban etmediği bir dalı kırmasıyla başladı. Ve ardından yusufçuklar kaçırdı yumurtalarını bataklıklardan... Ardıç kuşlarına niye saldıramadı kartal o gün, niye sinemedi gelincikler çukurlarına bukelamunlar niye renk vermediler ve koalalar neden yaprak aramadılar gecenin soğuğunda? ? ? tanrının zekasını kıskanmışımdır hep çılgınca mı? kıskançlık ve tanrı... çözüm ne peki söyle, anlat hadi balarısı? 'çakıltaşlarının sevişmesiyle doğmuştum ben avlarım mağaramda hazırdı evlatlarıma bir kayadan akan kanla yayıldı zekanın sarmaşıkları yeryüzüne Deniz akrepleri sığ sulara saldırdı sonra medcezirlerle çoğaldılar toprakta telef oldu köpük kusan balıklar bir kere azmışlardı korkunç yaratıklar kömür suratlar az durmadı yerinde istilalar başgösterdi azgın sularda tüyler havalandı kadavra kokulu çağda kapandı yaralar bir süre de olsa zeka nefes aldı.... kafataslarını algıladı ışık yarımyamalak bela geliyordu usulcana çırpınarak korkusuzca... çenelerin donduğu bir yörede bir aile aldı eline çiviyi sürüyle bitti gösterileri sürüyle yüzüldü derileri.... killere boyandı alınlar boncuklar takıldı boyunlara izinsiz mideler kalktı ayağa çöpler birikti tepelerde buram buram ırk savaşçıları çalışmaya başladı ihtiraslar büyüttü gözbebeklerini, tıpkı bebek gibi silkinemedi zeka anlatamadı derdini bir türlü akınlar oldu bir sonraki gün çığlar düştü üstüne lavlar aktı yerine dayandı üşümedi, üşütmedi evlatlarını gece yol aldı sabah kalkamadı yerinden karanlık kilimlerle uçtular etrafa çocuklar ağladı beşiklerde heykeller uyandırdı sabahı neşeli çığlıklarla büyüdü ormanlar el işi görgüler kazandı yarını ama zekayı iyileştiremedi bir türlü ıslak bıyıklarla üstün geldi peçeler kalın ciltler hükmetti hayata ama bir çıra idi aradığı sonun küller düştü okyanuslara kolonilerce arı geldi bir araya sığırların kuyruklarında buluştular daima saklandı bilgiler gizli yerlere ayaklar bulamadı onu bir türlü çılgın heyacanlar ritm tuttular ateşler etrafında kaçırdılar nesilleri özlemediler berilerini düşünemediler gerisini ve zeka ayırdı onları izlediler birbirini ama birleşmedi türleri selim basiretler gırtlağa düğümlendi' ıhlamurlarım kaynamıştı artık süzüldüm kartalların sırtında çömleklerim kurumadı ama güneşte özgürlük haykıramadı yerin dibinden zeka kayboldu yerinden..... Babil'deki dilimi arıyorum suskunluğun özünü izlerin bedelini tanrının dilini... şeytanı bile affettim. sansa da dost benle yalan mı kaldım onla bir ömürde yok oldu bağrıma basınca nedense kıskandım seni her zaman sayılarını göstermedin sakladın kaldın terli çarşaflarda görüntün gözlerime indi kuru toprakta ağırlığın bedenime bindi. çelişkilerini bile çözdüm ne kadar dost olduğunu sözlerinin beni çağırdığı içimdeki damarda tıkandım. Babil'de kaybettiğim dilimi özlüyorum suskunluğun özünü izlerin bedelini tanrının dilini... Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#32 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İçimizdeki Sonsuzluk Mesafeleri
İnsan içimizdeki yüzünden öyle bir varlıktır ki sonsuzluktaki en küçük noktada ve noktadaki en büyük sonsuzluktadır insan sonsuzluk yüzünden öyle bir çelişkidir ki noktasının uçları birbirine en yakın uzaklıkta ve en uzak yakınlıktadır İnsan mesafeleri yüzünden öyle bir ironidir ki uçlarının içerisi kadar hiç ve dışarısı kadar heptir Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() İlk Cuma
Yorgun bir akşamüstü bu sıradan bir kaderin oynandığı ilk cuma sahiller, sokaklar ve yılanlar yine orada bekliyor onu kendimin çaresini arıyorum bezmeden, düşmeden bir çizgi görüyorum ilk başta uzaktan Biraz yakınlaşınca çukurlukları seçebiliyorum Ve büyüyor gitgide ışığa da ihtiyaç yok, hissedebiliyorum çünkü evet bir yaşamın gözyaşlarının bıraktığı izler bunlar gözlerimin altında her gün bir savaşta bayrağını kaybeden askeri oynamak gibi bir anı yaşadığım oralarda bir nilüfer yaprağında yıllardır süzülmek kadar çaresiz, bir o kadar da güzel nedir istediğim senden benim kuytu köşelerde para verdiğin dilenciler kadar açsın bu hayata eğer bir müzisyenin bestelediği hüzün nağmelerinde yaşıyorsan hala dönüp bakma orada çalana, çünkü duydukların senin ölüm çığlıkların işte bu yüzden belki yok etmeliyim o izleri oradan o izleri kimbilir, kırdığım şişelerle beni bekleyen adadaki, zamanı bilen birine ulaştırmalıyım bir çeltik daha atmaz belki artık uçların adamı olduğum yıllar kezzapların sıcaklığını tadardın doğanın sana verdiği her şimşek çevrene koyduğun önyargılar kadar yüklüydü anlayamadım işte, biraz akılmış ihtiyacım olan o izlerin gördükleri nedense bir bebeğinki kadar haketmiyorum işte ondan, her gördüğümde acı veriyor maalesef Sandaldaki aşıkları bilir misin hani kuğuları seyredeler de koklaşırlar ve sonra aşkı anladık diye bakarlar beraber sudaki akislerine bilmezler ki baktıkları gördükleri, yaşadıkları aşk değil Sıradan kaderin ilk cuması yine istanbul, yine bir ayna Bu sefer zorlanmadan çıkan sıradan bir gözyaşı daha hızlı damlıyor Belki yüzümdeki izlerin arttığındandır Ona sormalı sebebini Nedersin hayat kardeş, çok mu hızlı akıyorsun artık ha? Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kaç
çiçekler dul kalmış özünden koklanmıyorlar artık delgilerin berisinde beşikler karaya, mezarlar pembeye çalmış eminim bir gün buluşacaklar aynı yerde çoğullanan bir durağanlık var penceremin nefessiz bulutlarında 'geliyorum' dediklerinden fazla 'gidiyorum' dediklerin bu donuk akşamda şimdi özgürsen kesmeye başla kuvarsı yansımalarını yok et ve parçalanmadan yaslan suya dansı kıvrak ellerinden kopar, dola boynuna kuzguna dönüşsün gözlerin ve dudaklarıma uçsun her bir zehiri tattığında yüksek dikitlerin gölgesinde anıların için değişiyorsa ruh halin, asla serinliğini takas etme körpe esintiye kaç! ve orada olacağını bilenle konuş ikindiden akşama yaklaşan bir çözümsüzlüğün asaletiyle Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kaçakların Özgürlüğü
Alın yazımda bir kaçak yaşıyor sanki ruhumun bezirganı harabe mi elimdekiler yoksa vakitsiz öten horozlarım mı? eskiciden alınan bir gözlükle bakmalı geleceğe denizkabuklarına yaslamalı herkesin kulaklarını bir gece bir iklimde oynamalı çocukluğumuz aynı ipe serilmeli hep kirli çamaşırlarımız ki kaçaklar özgür olsun... fasıllarda sarılmalı herkes kumrulara udlarla neylerin hengamesi dinlenmeli harplarla flütlere ferman salınmalı felah eylesin musiki semaları ki göklevni parlak olsun.... mutluluk şekerleri dolaşmalı ağızlarda güller kondurulmalı göğüslere leyla gelmeli yanına derya gitmeli yamacından ki gece parlak yıldızlarla dolu olsun... gökkuşaklarına bağlanmalı salıncaklar öpücüklerimizde dönmeli annelerimiz akarsularda yıkanmalı kinlerimiz ah ah Yelda olmalı o gün... ki ertesi gün güneşli olsun... kilerlerden çıkmalı incir reçelleri portakal ağaçları sulanmalı özene bezene yemyeşil çayırlarda pisletilmeli ancak üstümüz başımız ıslatılmalı, o uzak rüyalar ki hatıraların tadı keyifli olsun. kaçak uçurtmalarım var kaçak raiyanalara verilmek üzere... tıpkı hayat gibi bir ip tutar seni rüzgarları özlersin hep boynu bükük ve sen uçmak istersin hep daha yükseğe ama hep ince bir ipe bağlısındır hep düşlerin uçurur seni yükseklere hep gerçekler indirir seni yere ama bir anda koparırlar ipini, serilirsin yeryüzüne ki adı ölüm, namı kaçakların özgürlüğü olsun.. Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#36 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() kadının Durduğu Yerde
özleme konuktur yatsı elinde kalır kırıksı saçı kesiği yorgun tutkusu siyahı tel tel yoğrulmuş esansı soluk alır gibi bakar boğulur gibi yanar öpülen kokusunda ten renginde konuşan rüzgarı Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#37 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Katyuşa
Bakmaya korkardım kadınlığını gözlerine sürmüş bakışlarını da sarışınlığına saklamış o safdilli Rus kızına... bu nedenle anlatmak istedim sizlere ona yazdığım upuzun bir bilina... adını soranlara hemen cevap vereyim: adı Katyuşa safdilli, temiz kalpli Katyuşa... eğer sıkılmazsanız dönmek isterim ta en başa: Suyun kadınıydın suda bir akıntıydın yalnız suyun yaşlı taşlarıydın sen Katyuşa birkaç kez yıkandım orada körtopal yazdıklarına değnek olmayan yazdıklarımla elimi soktum suyuna ama tutunamadım bir türlü kimi ******* akmayınca dondu suyun kimbilir belki o *******de buz tutmuş belki de su yutmuştun Katyuşa galiba Sen akarken Hazar'a Ben çoktan çatlamıştım Baykal'da... zar zor beslerdin kafeslenmiş bedeninde bir kukuşka o dört duvar arasında ötmeye çalışırdı sabahın altısında her kalkmaya çalıştığında bağırırdı kukuşkanın nefesi biliyorum bülbüllere benzemezdi de hiç sesi hiç alışamadın değil mi kokuşmuşluktan hayatlarımızı satışa çıkardığımız bu Rus pazarına sebebini iyi biliyorum çünkü çok yalnızdın sen Katyuşa.... hastalığını anlayınca Götürdüm seni Doktor Jivago'ya saatlerce baktı sana ve geldi anlattı bana: 'Bu Rus kızı çok hasta kalbinde varmış bir matruşka her birini tek tek açsalarda yine varacaklarmış öz bir insana üzgünüm ama hastalığı tam bir ümitsiz vaka...' işte bu çok dokundu gamsızlığıma çünkü çok hastaydın sen Katyuşa.... ani bir gece baskınında keder askerlerine yakalanan kurşuna dizilmeden önce Sevgi mahkumlarını kışkırtan Bir Rus kraliçesiydin de sanki kapatmışlardı seni Kremlin Sarayına. seni kurtaramayanlar arasında Bolveşik ihtilalina katılan aşka susamış bir adamdım bende o gece Kızıl Meydan'da... öylece baktık akan kanlarına çünkü çok acılıydın sen Katyuşa... bir başka gece askerleri atlatmıştın karlı Ural Dağlarını bile aşmıştın vagonlarına tebessümler yükleyip sevgi trenini korku garıma bırakmıştın... biliyorum hiç de raydan çıkmamıştın ama ne olduysa ondan sonra bir daha uğramaz oldun garıma çünkü çok gururluydun sen Katyuşa... bazen konuştun adını bilmediğim insanlarla o zaman kaptırmamıştın kolunu daha aklı iki bacak arasında dedikoducu partizanlara. çoğu zaman benzettiler seni aşkını bulamamış Anna Karenina'ya bilirim ki güldün geçtin sen bunlara hem sen de yaymaz mıydın ortalığa: 'iyi bakın bu adama o Gorki'nin üniversitelerinden çıkmış bir deha..' ben de o zaman gülerdim sana derdim ki bak şu sibirya kaplanına bak şu cüce kalmış kayınlara bak şu taygaya asıl onlar deha.. konuşurduk senle işte böyle bir akşamdan öbür akşama çünkü çok yaralıydın sen Katyuşa... alışmıştım Tanrı'ya olan isyanına onun sesini kısıp dayardın ayinleri kulağına gözlerini kapayarak bakardın Ortodoks Klisesindeki mumlara alev alev yakardın boşluğunu o korolarla bilmezsin ki bu yüzden ben her gece çalınca O Çiçorniya Tanrının mumlarını söndürüp birkaç ölünün küllerini serptim oraya sana söyleyemezdim çünkü çok sancılıydın sen Katyuşa.... gözyaşlarınla yazdığın her mektubuna cevap veremedim bir kaç satırla da olsa lakin acılarım dul kaldığında boğuştum yazdıklarımı suda boğanlarla günahlarım esir düşmüştü karabasanlara güya benzetmişler beni sayı kaçakçısı bir Rus casusuna kıskıvrak yakaladılar beni oracıkta bu sırada benden haber almamalıydın çünkü çok korunmasızdın sen Katyuşa... hatırlarsın ki hüznüm neşelidir düşündüm de böyle olmalı da seninki o yüzden Katyuşa tam da sus demişken Rachmaninoff'a Tchaikovsky de girmişken mezara elime alacağım bir balalayka ve senle yapacağız şimdi kalinka: 'Üzülme Katyuşa Gülümse Katyuşa hayat hepimize suç ve ceza...' nasıl nakarat ama bunlar sana yazdığım son sözlerden kalma o yüzden biraz neşelenelim istedim çünkü çok güzel gülerdin sen Katyuşa... aklıma gelmişken sen hala yenikmisin Çileklerin Kızıl Ordusuna bir türlü savaştıramadık onları Dondurmaların Beyaz Ordusuyla ya çikolatalar rehin mi alındılar onlar yoksa evini kuşatan karıncalarca sormak istedim çünkü çok severdin sen Katyuşa... bense üşüyorum Katyuşa özlemin Rus Ruleti oynatmadan bana aklımı çoktan teslim etmeliydim Rus mafyasına o yüzden ısıtamıyorum yüreğimi içsem de iki duble votka başımı da soksam kalpağa hatta korlanmış orağı saplayıp çekiçle vursan da bağrıma sen gülmedikçe sen dirilmedikçe Katyuşa ben üşüyorum ben donuyorum yüreğimin Moskova soğuğunda... Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#38 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kayısı Sabahı
sabah kayısıydı, iççekmiş bir gözboyamasında gözyüzü haritasından çıkartarak yığdılar ortaya ayakları üşümüş yıldızları olmuştu bir kere adı buz dansındaki kayısı sabahı çobanı ayışığıydı güneşi otlattığında kırmızıyı kuyruklarına bağlayarak havalanan kızkuşları beklerdi ürkütmesin diye şafağı üzmüştü bir kere Ayışığı Çobanını buz dansındaki kayısı sabahı sarısı kıvrım dudaklıydı derin bir yol ayrımında busesi tutsak bırakılarak biçare çanağı gecenin uçurumunda özlemişti bir kere kıvrım dudaklı sarısını buz dansındaki kayısı sabahı korkusu bakireydi istemedi hıçkırığında sıcak yumurtalarına bakarak kurlarını hazırlamış meyve sineğinin ayaklarını sevmişti bir kere bakire korkusunu buz dansındaki kayısı sabahı açlığı karıncalardı yarının azığı kıskançlığında saf sümüklüböceğini kandırarak yüksek bir odun kütüğünde salına salına taşırken dala kabuğunu sezmişti bir kere karıncaların açlığını buz dansındaki kayısı sabahı raslantısı kırağıydı seçerdi damağında gün ışığını akıtarak gölgesi ince uçlu dallardan süzülecek tatlı su damlasını hazırlamıştı bir kere kırağı rastlantısında buz dansındaki kayısı sabahı olmuştu sabah kayısı üzmüş ürken şafağı özlemiş gecenin uçurumunda sevmeden meyve sineğinin ayaklarını sezdi sümüklüböceğin sallantısını hazırlandı tatlı su damlası yüzen odun kütüğünde bekleyen aç kızkuşunun ağzına derin bir yol ayrımında çırpıldı kanatları kıvrım dudaklı sarıdan güneşin kırmızısına doğru havalanan yakaladı tutsağının busesini bozdu bakirelik korkusunu süzülen gün ışığı tadı damağında gölgesi ince uçlu dal başında içini çekti gözünden kanlar akarak gökyüzü haritasına dalan kırmızısında eşinin kuyruğunu kaybetmiş buz dansındaki kayısı sabahı Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#39 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kelimeler
doğa deniz kum güneş yeşil kuş eş istediğimiz yosunlarla seviştiğimiz sıcak akşamüstü unutulan mazi eğlenen bizler ansızın çaldı açıldı gözler mazimiz arıyordu yine kötü haber ses titrek korkmuş çaresiz dil dönmez ses bağırır gel nolur tek sen gel.... isim muğlak yüzüm pörsümüş çehrem buzlanmış kulağım korkmuş sesim kısılmış bunlar dansetti birbiriyle çarpılan hep her an yol bilinen an bilinen sebep bilinen ses bilinen gözyaşı bilinen sonuç bilinen çare bilinen zaman bilinmeyen uzun yol kısa cümleler sessiz isyankar kendinle mazinle zamanla bilinmedik hesaplaşma gözler gözlerle buluştu anlatılanlar doluştu kadın doğal sıcak genç güzel güçlü cesur yalnız idi şimdi zayıf titrek çaresiz kısılmış korkmuş buz pörsümüş muğlak dostuyla beraber biri güpegündüz kimse orada yoktu etini zorla bıçakla tehditle adice topluca umursamazca aldılar onlar gece kadın giysileriyle sarılmış benle benden uzak kanepede hiçbirşey görmüyor görülen o an gözlerde beliren yüzler atılan çığlıklar unutan hastalanan onlar sanki birşey olmamış devam ediyor herşey mazi gelecek işbirliği kadın ilaçlı boğulmuş ağlamaklı önce bağırmak sonra susmak istiyor geceyarısı ben konuşkan sarılgan sadece ortada sordukları ve cevapları maziden damlayan ama durdurulan biran ben soğuk şaşıran duran durduran anlayan açıklayan kadın durgun solgun sonra ben akan bakan okşayan koklayan kadın tekrar sıcak genç güzel cesur sakin güçlü huzurlu yüzü sesi dili gülümseyen gülümseten dinlenen mutlu uyuyan kalkan aç tok yıkanan sarılan çıplak giyinik biçilmiş tedirgin belirgin roller üstünde bilinen mazi arkamızda gelecek kanımızla kolkola tam şimdi bakan bakmayan susan susturan konuşan konuşturan uyuyan kalkan ayılan sızan bağıran ağlayan coşan büzülen gülen güldüren seven sevilen bilen bilmeyen kollar alınmalı kucaklar verilmeli yaşanılan tarihsiz yazılmalı yaşayan isimsiz kalmalı yaşatan şefkatle cezalandırılmalı dinlenilen sevgiyle süslenmeli anlatılan ilimle bezenmeli bilinen eksiksiz öğretilmeli bilinmeyen sahipsiz yokedilmeli aşk tarifsiz hissedilmeli sayılar biçimsiz gösterilmeli Kelimeler bilinçsiz kullanılmamalı Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() |
#40 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57914
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kendini Bilmeden
özlemi bu kadar o yapan ölümden başka nedir? en çok ne vurur seni özlerken, o ölmeden önceki yaşadıkların mı yoksa sonraki yazdıkların mı kendini bilmeden? ? Reha Başoğul |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|