![]() |
![]() |
#31 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Bahar Busesinin Ardından
bir bahar busesinin ardından eser neşe dolu hislerin, biliyorsun, sen varsın her duasında, dilimin. sıla da olsa özlem de...aşkım ben gül kokan tenine vurulmuşum burdayım sensizim ama yalnız değilim: her nefesimde sen... hasreti inciten gücünle eser neşe dolu hislerin. hani küçük sırlarımız var ya, herkesin bildiği o şey... fısılda bir daha, sessizce, kimse bilmesin meleğim olduğunu, kimse bilmesin, canımın içi, aşkım olduğunu ve duysun koskoca kainat işte bu sessizlikle... tatlı rüyan olsun bensizliği terkedişler, avucunu aç, öp ve bana gönder. (Pazartesi,22.01.2001/00:45) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#32 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bir Şairin Sonu
karanlığın çöküşüne kayıtsız kalamam, ölümün sinesinde yetişiyorken karanfiller, reva mı gözlerime ıslanmak? ve kanat açışı yokluğa, kuşların? İbrahim'in ateşe atılması? reva mı gül kokan yıldırımlar? bal tasından hummalar? aşk damıtan dergahından gelmişim sevdanın, en hafif tebessümü derya eder hülyalarım, küçük bir benekmişim, kelebek, kanatlarında! layık mıydım zulmüne gözlerinin? elinde sararmış kağıtlarla yok oluşların davetiyesini dağıtıyor meczup bir adam, beni ateşlere ezaya çağırıyorlar, başladı sisler şehrinde düğün, şarkıları hüzzam, bestekarların, gözyaşımla boğulduğunda deniz semalara bıraktım kahkahaları, ekmeğinde mi gizliydi gafletim; yoksa çorbasında mı? ... kaşını çatmış ziyaya karanlık ve suskun gene her yan, bekleyişler beni tutuklusu yapar rüyaların; zindanlarım üşür kendi betimsizliğine ve dalgalar ülkesine lanetleri karışır dilsizlerin, kahır sabra karışınca ihanet... gözlerin uzanışıydı leylakların, layık mıydım bunca hevaya? duydun ya,kayıtsız kalamam karanlığın çöküşüne; gövdesiz umutlar omzunda taşır yükümü, ayaksız müjdelerin kanadıyım ben, kaygılarım sarsılsa cihan durur, özgürlüğüm nihayetidir sisler şehrinde halayın; katlanamazdım İbrahim'in yanmasına, layık mıydım ecelin bedduasına? (Perşembe,12.04.2001/00:41) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#33 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Biricik Sevgilim
Sen benim sıcakta rüzgarımsın Avutulmamış gönlüme derman ve Gün görmemiş aydınlığımsın. Sen benim biricik Sen benim sevgilimsin. Buğusu silinmemiş camımsın, Kafesimin içinde özgürlüğümün leylak kokulu uçuşu, Sen bataklıktaki gül, ırgatın semeri, Madencinin alın terisin; Ufalanmış her tanenin Ve ekmek olmuş her hamurun yoğruluşusun, Sen benim biricik Sen benim sevgilimsin. Sen benim özgürlüğümsün, Dağları tırnaklarıyla Hüznü umutlarıyla aşan ceylanımsın, Benim muallim edalı cahilim, Vahşi sözlü alimimsin; Yetişemediğim her otobüsün aceleciliği, Vardığım her durağın bekçisisin; Tükenen zamanım, Bitmeyen aşkımsın; Sen benim biricik Sen benim sevgilimsin. Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#34 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bu Akşam
Gönül kuşunu uçuralım, Meşk edelim bu akşam. Konuşalım, gülüşelim, Eğlenelim bu akşam Ki hangi günü neşeyle geçirdik? ! ... (Salı,03.08.1999/01:20) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#35 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bu Sabah
Bu sabah yangın vardı gönlümde, Bu sabah güneş gibi tırmandım, sevgi ufuklarından, Sendim bu sabah, canındım... canımdın bu sabah, Sevdim... sevdim... doğdum bu sabah. Bir küçük yüreğim var Bir çift de gözüm, Tebessümünün, Gücümün kalbime yüklendiğini gördüm, Duvarlarımı yıktığını, Zincirlerimi kırdığını gördüm. Bu sabah günahsızdım, Bu sabah tertemiz oldum. Büyük aşk ve ey güzel Sevgili! Ölümse beni yanına çağıran; al, götür! Hayatsa; gel ve aşkı, kendini bana bırak, Tut ki gövdemi sıkı sıkı, Tut ki gönlümü, Güzel sevgili, Gözlerine hapsolan gönlüm, sende kalsın. ve artık güneş yorgun gibi batmasın. Bir ziya ki aşk, denen ışık... Bu sabah ışığını aynamda gördüm. (Salı,15.02.2000/23:30) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#36 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bu Şehir
Bu şehri boyadım gözlerinin rengine Dalıp dalıp giderim yarim engine Gövdemi bağlayıp sevgi zincirine Bu şehri boyadım gözlerinin rengine Dalga dalga kabarır aşk, taşar yüreğim Sarılıp boynunua gülümseyişinin Sararmış bir yaprak gibi düşmek isterim Dalga dalga kabarırım, taşar yüreğim Bu şehri boyadım gözlerinin rengine Dalga dalga kabarır -aşk- dolar gönlüme. (Cuma,19.11.1999/22:35) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#37 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Buğulu Aynalar
Ne mevsimler gördüm yemyeşil yaprakları solduran, Her saniyesi ölüm olan ne azaplar, Geçmişi iki günlük olan alim edalılar; Çok değil, silinmeden kanunlar Kaç gönüldaş gördüm dostluğuma abanan. Gurbet yapıştı enseme, gözlerim sana yabancı, Şimdi dopdoluyum ve yarı hüzünlü, İki satır ve buluşma noktası, Bilmem kaçta kalkar istasyon aracı; Bir yudum su, bir bardak çay /ve/ bir buse-i bahar, Nerede gezer-dolaşır, bilmem, o nasıl yaşar? Belki beraberdi gönlümüz, kalplerimiz aynı atar... Herkes kavga eder, Çınlar kulaklarımda sesleri kılıçların; Her yiğidin boy boy da sevdiği var; Bizim eller tutmaz/ yar tutkusu, Bizim eller bulmaz/ yar kuytusu. Atları köpüklü neferler gördüm, alınları terli, Yüreği taşmış pınarlar gördüm, gözleri yaşlı, Yaralı kuşlar gördüm, yolları taşlı... Ben de sabahı beklerim, güneş doğsa evime, Bir de sarsa neşesi/ umut ve mutluluğun/ kayıp sokaklardaki bu garibe, Hayır, olamayız sen, ben ve biz! Olamayız ayrı, yalnız ve mahzun. Bu diyarın yoları da uzanır kalbimden, adımlarla/ oralara, Bekle yeter ki sen Ve bırakma kalemini, sevdanı elinden, Ben toplar gelirim ne varsa cebimden: Bir ceket, bir demet gül ve bir dopdolu yürekle -Titredi işte başımdan ayak uçlarıma şu sensiz bedenim- Bu bahtsız yüzümdeki gülmeliktir seni sevmekteki nedenim; Şu yaralar dinsin, ahu suya insin, Şiirler yalancı olmasın, hülya serap, Sevda da bahar olsun bahçemizde, çiçek bahar; Ya, bu gönlüm cihana sensiz nasıl sığar? Mekan ırak olsun bugün de; lakin yarın dar. Eskimiş sözcükler, sallanan kılıçlar, yaralı yüzler-gönüller, Çırpınan kanatlar, koşan süvariler, buğulu aynalar; Bir yerde bekler hissi gülen gözlerimin, Bir yerde biter nefesi seven yüreğimin. Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#38 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Bunalım
Yağmur yağdı sabah ezanıyla, Uyandım, baktım ortalığa, Dağınıktı. Yağan yağmur gibi, Yerdeki suyu gibi bulanıktı her yer, Toprağa karışmıştı çevrem. Temizlikten eser yoktu, Pislikten de... Ne olduğu belli değildi odamın. Aynı kafamın içi gibiydi: Beynim şaşırmış yolunu, Hangi yöne sapacağını bilemiyor, Kim uzatsa veriyor elini, Başlayacak ama sonunu bilmiyor, Gideceği yerden beklediği haber gelmiyor. Çıldıracak gibiyim fakat sessizim, Kaçacak gibiyim, yolsuzum, Uçacak gibiyim, kanatsızım, Kalacak değilim, isteksizim, Bekleyemem sabırsızım, Dinleyemem meşgulüm, Konuşamam yorgunum, Susamam haklıyım! (1996) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#39 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Buzunu Çözemezsin
-Düşlerden Düşlere- düşlerin kaskatı... donuk titreyen benim ellerim hislerin gözlerini katarakt gibi sarsa da buzulluğunda yüreğimde İbrahim'in atıldığı alevler kabarır dokunuşunla donukluğunla köreltme yollarımı alemin eğrisini keserim ben makasımla sense doğruları bozansın bakıra boyun eğdirdiğimiz de oldu ağacı gövdesinden beni başımdan eden sensin yüreğimde İbrahim'in atıldığı alevler kabarır sen buzunu çözemezsin susan sensin Kainatla konuşan ben ağzımı kapatan sen oldun gözyaşını salıveren ben kuyulara atan sen yalanının mumunu sabaha kadar yakan sen yüreğimde İbrahim'in atıldığı alevler kabarır sen buzunu çözemezsin denizi dolduran ben oldum yutulan ben çırılçıplak tenimi taşlayan sen soğuk cesaretinle karşıma çıktın ilmi savunan ben oldum kanunu koyan sen deveyi koruyan ben başını vuran sen yüreğimde İbrahim'in atıldığı alevler kabarır sen buzunu çözemezsin İlk Günün Adamıyım insanlığa uyanmış sen son günün cansızısın soğukluğa bürünmüş yüreğimde İbrahim'in atıldığı alevler kabarır sen buzunu çözemezsin (Cumartesi,21.08.1999/01:33) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() |
#40 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Canan
Ah, canan, delirdim; çıkacak dağ yok! Misli viraneyim, gezecek çöl yok, Oturur gülerim sen var gibi yanımda, Ah canan, ah yar; sensiz canımda öz yok! Ah, canan, şaşırdım, soracak iz yok, Yolun bulup kapına sürecek yüz yok, Yatar kalkar eğler beni kuruntum, Gel, canan, dizlerimde koşacak naz yok. Yok, canan, aynı aynıdır laflarım, Gün bitmez ki aylar boyu yanarım, Gel canan, derim, duymaz gezersin. Niye gezmeyesin, yüreğinde yanan köz yok. Bil, canan, delirdim aşkın uğruna, Sitem değil nağmelerim, küpe kulağına, Bir gün duyarsın biri çıkmış dağlara, Onda dağlar vardır, söyleyecek söz yok. Ey canan, sevgi bilmez gezersin! Niye gezmeyesin, yüreğinde yanan köz yok! (Salı,11.08.1998/19:50) Rıfat İlkaya |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|