![]() |
![]() |
#41 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kapitalizmde istikrar
İstikrar; bugünlerde ne çok kullanılan bir kelime oldu değil mi? Önüne gelen bu kelimeyi kullanıyor,ağzından hiç eksik etmiyor.İstikrar, istikrar ve yine istikrar.Amma çok seviyormuşuk bu kelimeyi de ben farkında değilmişim.Sihirli bir kelime sanki; onu kullanmadan olmazmış gibi sanki ve yine sanki sanal anlamda entellektüel kimliğe bürünmenin olmazsa olmaz kuralı gibi.Belkide büyük adamlardan piyonlarına emirler geliyor tamim edilmek üzere ve belkide şöyle diyorlar'oğlum şimdi moda bu,istikrar kelimesini alabildiğine çok kullanın ve kullandırın yanınızdaki emir alıcılarınıza da söyleyin tamim etsinler memleketimin en ücra köşelerine kadar yayın bunu duymayan kalmasın' Hoş ve yapıcı bir kelime,kulaklara ister istemez öyle geliyor. Nasıl olsa bu halk sormaz ki neyin istikrarı,istikrar mı istikrar işte. İşlerin yolunda gittiğinin en büyük göstergesi, işlerin yolunda gitmesi değildir,pratik önemli değildir,siz teorik anlamda istikrardan söz edin yeter. Peki bu istikrarın pratik anlamda tecellisi de bu arada mümkün olmuyor mu sanıyorsunuz; hemde nasıl hemde en kralından bir tecelli. Bunun tabii istikrar kelimesini nasıl algıladığınızla direkt bağlantısı var. Mesela istikrarın en basit anlamı mevcut düzenin sekteye uğramadan devam etmesidir. Burada akabinde hemen şu soru akla gelmektedir Peki mevcut düzenin tanımı nedir? Mesela şu olabilir mi mal ve mülk sahiblerinin ve sermaye sahiblerinin kazanma yetilerini yitirmeden devamlı surette üzerlerine koyarak yola devam etme yeteneklerini kaybetmemeleri olabilir mi? olabilir.Peki bu pratikte istikrarın varlığına delalet midir? Evet delalettir. Durum böyle olunca farklı tanımlamalar getirmeye kalkarsanız vatandaşın da kafası elbette karışır bu da bizim suçumuz olsun! ! Vatandaş benim bu anlattığımın kapitalizmin istikrar tanımı olduğunu nereden bilsin ki.Birde üstüne üstlük onları ezme pahasına.Çünkü kapitalizmde istikrarın ayakları vardır ve bu ayaklar,hayatını emeğiyle geçinen insanların üzerinden hiç inmez,onları ezebildiği kadar ezer. Benim zavallı vatandaşımda memlekette istikrar var sanır ve o kelimeyi en çok kullananları iktidara getirir ve yine kendisi farkında olmadan hergün biraz daha köleleşir,biraz daha kan kaybeder.Kendi geleceğinden çok çocuklarının geleceğini farkında olmadan ipotek altına sokar.Ve ne acıdır ki kendi kan emicilerini alkışlar saf saf.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#42 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kara sevda mağduruydu
Ölüme yatmanın zamanıdır şimdi. Yatırın beni musalla taşına. çoktan koydum kefenin cebine, unutma ve dilimin tutulma ihtimaline karşı; içi serin dualarla dolu kitabı. ................ Gürgen yapraklarıyla örtün bedenimi. ............... sessizce,ağlaşmadan ve isyan etmeden yaradana, bana dualarda okuyabilirsiniz. sessizce,ağlaşmadan ve isyan etmeden yaradana, bana beddualarda okuyabilirsiniz. Size bırakıyorum bunu,gücenirsem nâmerdim, el yapımı, iyice pişmiş, olgunlaşmış, toprak bir testiyle; bir öksüz çocuk su döküverirse toprağıma, anam avradım olsun balından yenmez, böyle bir ölümün. Nazımında dediği gibi; çocuklar sever ölü törenlerini. bırakın alabildiğince eğlensinler, bolca verin irmik helvamdan, gücendirmeyin onları. Bırakın alabildiğince dalga geçsinler, topaçlarla oynasınlar, bir ölü töreninde şenlensinler. Canları isterse asker selâmıda versinler, omuzlar üzerindeki tabutuma. İtişip kakışsınlar,kimisi daha ağırbaşlı, kimisi deli fişek,yaramaz bir şekilde, uğurlasınlar beni. Bilirim ben onları,siz bıraksanız, onlar bırakmaz; gürgen yapraklarıyla örterler bedenimi. Ve akıllıdırlarda ne yazacaklarını, bilirler mezar taşıma.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#43 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kavram yorgunluğu
Tabiatttaki veriler aklımı karıştırıyor Bilinçaltımda saklı bazı şeyler sanki En son varılacak nokta dediğimiz noktanın aslında hiçbir zaman varamayacağımız bir nokta olduğunu biliyor olmama rağmen ve bu beni korkutmasına rağmen O verilerden ipuçları yakalamaya çalışıyorum Hiç kimsenin çözemediği ve asla çözemeyeceği o büyük soruyu çözmek için Bir yüzsüzlüktür yaptığım Beynimin her giriş tuşuna bastığımda Kavramlar kaplıyor atölyemi Bir zaman sonra dövemez oluyorum demiri Ne elim tutuyor çekici Ne kolum kalkıyor ben isteksizleşiyorum vücudum halsizleşiyor Düşünce atölyemin bir kenarına yatırıyorum yorgun vücudumu Velhasıl demir tavında dövülemiyor Beynimin kılcal damarları durgun hücreler yorgun Beklemeye alıyorum kendimi yapacağım yeni yüzsüzlükler ve deneysel girişimler bir kenarda yine hazır kıta bekliyorlar
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#44 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kırılgan
yerin yedi kat dibine girseydim de sana özenle hazırladığım duygularımın toplamını sunmasaydım ilgisizliğinin ve duyarsızlığının ve hazmedilmesi zor olan vurdumduymazlığının altında ezilmeseydim şimdi dokunsalar ağlarım kendimi yakar külümü savururum uçuşur dururum ıstırancalarda bir kır tavşanını griye boyarım bir gürgen yaprağında demlenirim kurtlar gelir saklanırım arada bir küçük derelere karışırım seyr-ü sefer ederim çingene kuşlarının kanatlarında gözyaşlarımı da çiğ zamanlarından kalma bir ustalıkla yapıştırırım rüzgarın yanaklarına ve çocukluk zamanlarımda üşüdüğüm gibi üşürüm yine ............. ayçiçek bezeli tarlalarda kaybolur giderim koynumda kemallettin tuğcu'dan kalma bir hikaye öylesine uyur kalırım. rüyamda bana vermiş olduğun kırılganlığı yapısında gülün genetik özelliklerini taşıyan bir ağaçın gövdesine aşılarım senin soysuzluğunu unuturum unutmasına ama beynimi deforme ederek 'kırılgan'yazısını kazırım onun gövdesine
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#45 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kırıntı nefesler
Lanetliyim; neyi tutarsam elimde kalıyor. Gizli bir güçün yazdığı bir senaryoda başrolü oynuyorum. Uğursuzluğun sembolüymüşüm farketmeyecekmiş, evrenin yada benim bitişim. Evrenin kendini yokediş saati benim ömrümün sonlanmadığı bir zaman dilimine de gelse, ya da; benim ömrümün bitişi evrenin daha kendini bitirmediği bir zamana da denk gelse, farketmeyecekmiş. Ensemden,şahdamarımdan hiç uzak durmayacakmış, beni lanetleyen güç. o karakterin taşeronluğunu her durumda yapacakmışım. bunun böyle olacağını anam bilirdi fakat bana söylemezdi, benim üzülmemi istemezdi. ama bende bilirdim bunu ona bilmiyormuş gibi davranırdım 'anam üzülmesin'derdim. lakin anamın beni doğururken yaşadığı sıkıntıları hissetmiş, ve yaşlı köy ebesinin söylediklerini duymuştum. Yorgun ve pürüzlü sesiyle 'bahtı kara olacak bu çocuğun kızım' demişti. Anamın nasıl çöktüğünü bir ben görmüştüm; ve yemin etmiştim iki rol oynamaya. Şimdi ne zaman anamın yanına gitsem hep dünyanın en mutlu insanı rolünü oynuyorum; anamın yüzünden anlıyorum kafasının içindekileri ve duyuyorum 'şükürler olsun yarabbim yanılmış bizim köy ebesi' dediğini. Ve ben köyümden ayrılırken bütün acılarımı da alarak yanıma kaç kereler bağırmışımdır kaç kereler kıvranmışımdır kaç kerelerin zaferiyle o gizli gücün anamı mağlup edemeyişine çocuklar gibi sevinmişimdir; sonra ki zamanlarımı kırıntı nefeslerle geçireceğimi bile bile.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#46 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kıvılcım yoksunluğu
Eskiden hediyeler getiren uçaklar geçerdi; ayışığından müstakil perdesi olan, loş tadında gizil düşlerimin, ve gökteki yıldızların arasından, Oysa şimdi darmadağın olmuşum, elinde cetvelleri kırılan işini yapamayan, ölçüp biçemeyen beceriksiz harita mühendisi gibiyim artık. Ruhum; sonbahar adlı şehrin varoşlarında dolaşan, beti-benzi atmış, ve de sararmış, ve artık kurumuş nemsiz nefesi olan bir ihtiyar! ........ Şehrin mezartaşı çöplüğüne düşer hediyesi düş kıvılcımları olan uçak, binlerce, ateşböceği gibi yokolur; artık kıvılcım yoksunu düşlerim. Yaldızlı boyaları da dökülür kainâtın sarı toprak sıvalı köy evleri gibi, saman parçaçıkları karışır karayellere silinip giden 'hiç' olan yıldızlar gibi ve; ellerime dökülür gözyaşları ve makyajları, bir sürü yalanı oynamaktan yorgun düşen palyaçoların ............ Bir muhafız alayı eşliğinde sirk maymunları gibi taşınırız, kalın demir parmaklı nakil araçlarında. ........... Bir sürüngendir artık aklımız ve bilinçaltımız. .......... Çekiliriz neresi olacağını bilmediğimiz ve de aslında merak etmediğimiz ebedi dinlence yerimize; düşlerimizden yoksun bedenlerimizle!
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#47 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kiriş
Belki biraz daha acıya sarmalıyım kendimi; gelincik yaprağı ince astarıma, özenle ve usulca yerleşmeliyim, Birazda tütün gibi sararmalıyım, sararmalı ve için için yanmalıyım. Her yerimden duman duman akmalı anlatamadığım yalnızlıklarımın hikâyesi. artık pusuda olsada farketmez, umursamazlık ve vurdumduymazlık ve bananecilik! ! ! ! ! ! ve piyesleri dinlememe alışkanlığı; hebâ duygusuna alışmışımdır, tükenmelere açıktır yüreğim, neslimin son örneği oluşumu da özümsemişimdir. ................... Çaresiz ve nafile bir salıncağım, iplerimle bağlıyım ve belkide zincirlerimle dayanma gücümün kirişlerine. ...................... kurtuluş savaşından kalma bu gümüş tabakada unutulup giden; ömrü yetmediğinden belkide içilemeyen, ölüp giden o kalpaklı ve onurlu ihtiyarın ardından; kalakalmış bu cıgara, nasıl o ihtiyardan hatıra, bedeninde, dilinden kalma bir ıslaklığın kurumuş izlerini taşıyorsa, bende deforme olmuş bir hayatın, daha henüz sönmemiş yangın izlerini mecburen taşıyarak bedenimde, sallanır dururum dayanma gücümün kirişlerinde, Ve; mumyalanmış acılarımla tarihteki yerimi alırım. Anlatamadığım hebâ olmuş ve artık dondurulmuş duygularımla.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#48 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kontrolsüz hamleler
Kendi üzerinizdeki sıkıntıları boşaltmanıza hayat ne kadar izin verir? Sinirlisinizdir,bozgunsunuzdur.Bir yılanın avına zehirini boşaltması gibi sizde aynı duygularla zehirinizi boşaltacak bir kurban beklersiniz.Sizin kahırınızı omuzlarına alacak birini. Sonra bu ruh halinin yaratmış olduğu kontrolsüz hamlelerle o insanın üzerine adeta saldırırsınız. Küçük şeyleri büyütür,pireyi deve yapmada üstünüze rakip tanımazsınız Fren sisteminiz devre dışı kalır o saatten sonra ezmeye başlarsınız karşınızdaki insanı. Öncesinde üzerinizde birikmiş bulunan negatif elektrik yükünü bir yılanın gömleğini üzerinden atması gibi zorlana-zorlana atmaya çalışırsınız. Çıkardığınız çığlıklar diğer insanları da mutsuz eder. Ve bir bakarsınız sizin yükünüzü olgunlukla karşılayan size yardımcı olmaya çalışan bir insanın kalbini kırmış olursunuz. Artık muradınıza ermiş sayılırsınız. Ama sahip olduğunuz vicdan duygusu size öylesine bir cehennem hazırlamıştır ki o cehennemin kor ateşlerinde,kızgın sularında yanar durursunuz. Bu saatten sonra ne söyleseniz boştur.Gözyaşı torbalarının ağzını büzüştürmeye çalışan bu adamın kalbi kırılmıştır. Ve sizin o kontrolsüz hamleleriniz sizi yine yanlış yerlere sürüklemiştir.
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#49 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Kuvözdeki bebeklerin ölümü
beyaz bez parçalarına sarılmış bebeklerin ölü bedenlerini babasının ellerine bırakıverdiler kuvözde virajı almaya çalışan yaşam mücadelesinde yenik düşen bebeler cahilliye döneminden kalma insanların ellerinden sofra bezi silkeler gibi yada bir zehirleme operasyonundan artakalan haşaratların mekândan sokağa atılması gibi atıldılar zavallı babanın kucağına belliydi taş kesilmişti kalpleri haince bakan donuk gözleri vardı bu insanların ellerinin arasında evlatlarının ölü bedenlerini taşıyan adam yaşlı gözlerle kendisine uzatılan mikrofona hayallerinden bahsetti güzel beşikler pembe battaniyeler bebek resimleri ve çizgi film kahramanlarıyla bezeli duvar kağıdı kaplamalı oda ama şimdi utanıyordu sigortalı olduğundan utanıyordu anlatıyordu ne olursa olsun sigortalı bir iş olsun parası az olsun önemli değil böyle bir iş olsun ona öyle demişlerdi ama o şimdi sigortalı olduğundan utanıyordu röportajı yapan gazetecinin gözleri hani o 'be ablası iyi olacak inşallah' diyen kadını aradı ama bulamadı belki daha hala izmir'de torunlarının hayırlı haberlerini bekliyordu .................. hastanenin ücra odalarında konuşuyordu taş kalpli donuk gözlü insanlar genelev gülüşü atıyordular biri diğerinin kalçalarını çimdikliyordu 'ne diyor kız manitan fıs fıs telefonda' bana da söylesene ...................... kuvözde yaşamını kaybeden çocuklar izmir'e defnedilmeye giderken
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#50 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57916
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Küçük bir şimşek
bir şairin tabiatın yaratıcısına verdiği brifingi anlatan oratoryo bir ara sezsizliğe büründü toprağın çatlak yüzünde çıplak ve çatlak ayaklı bir sürü insan bir sürü umutsuz insan hiç kımıldamadan gözlerini kırpmadan öylesine kalakaldılar ellerinde buğday taneleri vardı geçen seneden kalma şu anda hiçbirşeye bu kadar hasret değildiler ve hiçbirşeyi şu anda bekledikleri şey kadar beklemiyordular .................. karmaşık insanlar değildiler ihtiyaçlarına isim konulamaz değildiler onları çözmek ve anlamak zor değildi koca bir topluluk aynı şeyi düşünüyor aynı şeyi istiyordular ........................
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|