![]() |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57908
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ateş Çiçeği-08
Ah Del' İzzet Dön de gel Öldüysen diril de gel Ala beygirin üstünde Kasal da gel- kurul da gel dedi Safiye Teyzesi gözlerinden on on döktü Kimlere darılsın gelsin Nesine kurulsun gelsin Namusunu on paralık ettiler Hatçe'sine sarılsın /gelsin dedi Çatallı Teyzesi gözlerinden seller aktı Babası gelmezse gelmesin Altınımız pul oldu Gelip gözleri görmesin Körpecik kızımız dul oldu dedi Eşe Teyzesi Hatçe'nin bağrını yaktı Çapulcu konar üstüne Esas yiğitlerden geri kalanın Varıp ırzıyla oynarlar Boynu buruk- dalı kırık olanın dedi Fadime Teyzesi sesi yürekleri söktü Ağladı Filik kadın Ağladı kanadı kırık Hatçesi Haberler geliyor uzak cephelerden Memleket paylaşılıyor Bir yerlerde şehirler yanıyor Açlık orduları dolaşıyor dağlarda Sırtları bit kıvıldıyor Gavurun soluğu ensemizde Bir ocağın bir umudu olanlar Yüreklerde ağıt olup yandılar Köpekler uludu aç sokaklarda Boşalmış hanelerde öttü baykuşlar Zaman kan gibi aktı Katmerledi acıyı başka acılar Gülmeyi unuttular Zaman sancı gibi aktı Uykusuz koyarak *******i Eridi kar Dağlar masmavi baktı Bahar söyledi yayla yeli Titredi sinesi tohumsuz kalan toprak Gür ekinlerin yerinde kangal dikeni yeşerdi Zaman avcı gibi aktı / insan av Sağnaklar boşuna indi nadasa Boşa gitti tarlada tav Korkuda ve yoklukta kürnemiş kalabalık Çalmaya- savaşmaya- teslim olmaya hazır Canı derdine düşmüş çaresizlikten Hatçe'nin yaresini unuttular Su yolunda görenler laf çarptılar Gittin de gürleyi gürleyi Şimdi geldin oturursun Neyin varsa zay olmuş Utanmadan el içine çıkıyor Çeşmenin başında esvap yıkıyor Kendini el değmemiş çiçek sanıyor Neyine kurulursun Filiğ'in kızı Hatçe ağladı da sustu Çıkmadı evden dışarı Yüklük odasına pustu Bir telaş sardı Filiğ'i Sokağa çıktı bağırdı Sövdü- saydı- kargış etti Derler ki Aziziye'ye gitti Papaz Aptil'in yanına Aptil Ağam kurban olam yoluna Ocağına düştüm / hal böyle böyle Git Kar' Üseyin'e söyle Aptil Kadir Ağa bindi atına Yanında adamları / vardı Karacalar'a Üğü Kayası'nda boru çaldı Kör Durmuş Kara Hüseyin'e haber ettiler Dedi- Aptil Ağa beni hiç sevmez Adama boşuna papaz demezler Korkacak falan değilim Var çekin atımı gidelim Hac'Ahmet Ağa'nın evinde buluştular Aptil Ağa ağır adam Varlıksa varlık onda Tarlaysa tarla- ağalıksa ağalık El etse hökümet ayağa kalkar Kapısında yüz köpek beslenir Göz kırpsa adam vururlar Gel benim deli oğlum Hüseyin dedi Kocaman kafasında şinik gibiydi fesi Taslak suratında keder Sen burada eşkiyalık edersin Haberin var mı ola memleket gitti gider Ordumuz yenildi tüm cephelerde Sustu / dalıp gitti derine O ara kahve verdiler Ben buraya bunun için gelmedim Elin körpe kızını zay edip attın Atmadım Aptil Emmi Helallığına aldım Kaçırmak benden mi adet Kancıkladı zaptiyeler Durdu Çevresine baktı Çıkın len dışarı Çıktı içerdekiler Kader buymuş Aptil Emmi Sen beni sevmezsin emme Doğru düzgün ordu olsa Sonra ben değmem yoksula Varlı olanı soyarım Gavur şurdan çıkıp gelse Ben de kellemi koyarım Filik kızına gelince... Sözünü kesti Aptil Ağa Bak hey benim Deli Oğlum Filiğin kocası yiğit adamdı Sana yakışmazdı alıp kaçırmak Gelin sizi sulh edeyim Allah'ın emrince evlenin Tamam Aptil Emmi / dedi sevinçle Çetecilikten de vaz geç Oturaklı bir adam ol Şimdi vatan savunmanın vaktidir Gittiğin yanlış bir yol Yedi düvel bağrımıza süngü dayamış Anlattı Aptil Ağa Dinledi Kar' Üseyin Filiğin kapısına atlılar geldi akşamleyin Oturup konuştular Ağız tadı / kutu kutu lokum koydular O günün çocukları anlatırlar ki Aziziye'de tevir tevir donattılar Hatçe'yi İpek keme entari / meydani Al- yeşil- mor kadife sayalar Livali ayakkabı / Trablus kuşak Başına da yapraklı maşallah Bacağına püsküllü top şalvar Hatçe'yi donattılar Karacalar Köyü'ne düğün kurdular Dört gece- dört gündüz çalgı çaldı aptallar Doymadık aç kalmadı Ağalar- beyler indi yaylı arabalarla ve hükümet adamaları Rakıcı Anton'dan yük yük rakı taşındı Seyirlik çıkarıp- kaşık kırdılar Uzak cepheleri Ve Kar' Üseyin'in sicilini unuttular Gönülsüz gelin oldu Hatçe kız Gönülsüz güldü oynadı Gelin giderken ağladı Gerdeğe girdiler hiç konuşmadan Yattılar- kalktılar Hiçbir dağ yoktu Hiçbir yol hiçbir ırmak Hatçe'nin içindeki küslük kadar.... Kaç gün geçti aradan Aylar aktı sular gibi İki baş yastığa geldi Dem oldu Hatçe Gelin Kar' Üseyinden zevklendi Başını duvarlara vurdu yalnız kalınca Dövdü bağrını Gün oldu dizme dizme cebe taktı koluna Aş pişirdi / sofra kurdu... Kar' Üseyin hanesi bu Al atlı iner- kır atlı biner Unutuldu verilen söz Aptil Ağa'ya Çeteciliğe devam ettiler Yedi iklim- dört bucaktan kara haberler Dediler Kar' Üseyin cepheye asker sevk eder Kıtlık hışım gibi zaptetmiş ortalığı Onun hanesinde yokluk ne gezer... ******* devrildi günler dürüldü Bazan tek adam kalmadı ortalıkta An geldi bin bir ayak bir ayağa derildi Köyler mezarlığa döndü Kuş pisliği sıvandı kapılar Cephede kalanlardan arta kalanlar kıranda- kıtlıkta talanlandılar Dağlar dolusu kaçak çift süren kadınlara saldırdılar Umut ateşleri söndü... Bir asker kaçağı anlatıyordu Neylesek fayda vermedi / yenildi ordu Yediğimiz otlar ağudan acı Ağzımın yarası- yüzlerimizin şişi Bir iğdelik bulduk bilmem nerede Günlerce iğde yedik tam sekiz kişi Üçü öldü sonra / geriye kalan beşi İğdenin unları durmaz midede İsraf olmasın diye yuttuk çekirdekleri... Yaralı bir asker anlatıyordu Yaralı bir ata saldırıverdik Hiç birimiz pişirmedik Herkes çiy çiy yapıştı bir yerine Say ki birer aç köpektik Ne damarlarımızda kan kalmış ne de dizimizde derman Herkes kaptı bir yanını koparttı Bana ise çavı kaldı On kişi koştu peşimden Kapıp paypança ettiler Dinleyenler acı acı güldüler Anlatan ağlıyordu...
__________________
Buraya Kadarmış .. ![]() |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|