Sezer: Devlete meydan okumaya çalışılıyor

[TυяKѕ™]

Sezer: Devlete meydan okumaya çalışılıyor


DSP lideri Sezer, laik Cumhuriyeti korumanın öncelikle iktidar partisinin görevi olduğunu belirterek, “Milletvekili çoğunluğuna dayanılarak devlete meydan okunmaya çalışılıyor. Devlete meydan okunulacak yer, hiçbir şekilde TBMM değildir” dedi.

AA
Güncelleme: 00:06 TSİ 06 Şubat 2008 Çarşamba


ANKARA - DSP Genel Başkanı Sezer, Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Erçelebi ve DSP Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcı ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı, parti genel merkezinde ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşme, yaklaşık yarım saat sürdü. Sezer ve beraberindekileri CHP Genel Merkezi önünde CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen, makam odasının kapısında ise Baykal karşıladı.
Görüşmenin ardından CHP Genel Merkezi önünde bir açıklama yapan Sezer, Türkiye’yi kaos, kargaşa ortamından çıkarmak için dün başlattıkları görüşmeleri, bugün CHP lideri Baykal’la sürdürdüklerini kaydetti.

Baykal’la “içtenlikli bir görüşme” yaptıklarını kaydeden Sezer, şöyle devam etti:

“Sayın Baykal’ın laik demokratik cumhuriyetin kazanımlarının aşındırılmasıyla ilgili büyük kaygıları var. Aynı kaygıları biz de paylaşıyoruz ama aynı zamanda gelinen süreçte toplum kesimlerinin karşı karşıya gelmiş olmasıyla ilgili de ciddi kaygılarımız var. Türban olayının gelişen şekliyle ilgili olarak toplum kesimlerinin karşı karşıya gelmesi bir kaosa, kargaşaya neden olabilir.”

Bu konudaki kaygılarını dün TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ilettiğini, bugün de Baykal ile paylaştıklarını kaydeden Sezer, “Sayın Baykal, bizim görüşmelerimizin, önerimizin içtenlikli, samimi, Türkiye’yi esirgemek için yapılan bir öneri olduğunu açıkça söyledi. Bu da bizi memnun etti” diye konuştu. Sezer, Baykal’ın “Bundan sonuç alınamayacağını görüyordum, düşünüyordum. Keşke alınabilseydi’ dediğini de aktardı.



SAĞDUYUYA ÇAĞIRIYORUM
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Sezer, bir soru üzerine, “türban krizinin anayasa değişikliği ile çözülmeye çalışılmasının doğru olmadığını”, anayasa değişikliğinin gerçekleşmesi halinde bunu Anayasa Mahkemesine götüreceklerini daha önce açıkladıklarını, şu anda da bu noktada olduklarını kaydetti.

Sezer, şöyle konuştu:

“Anayasa Mahkemesi de inanıyorum ki doğru olanı yapacaktır. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararları, içtihatları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararı buna da dayanak olacaktır. Bizim kaygımız, buraya gitmeden bu sorunun siyasetle, uzlaşıyla, diyalogla, birbirimizle konuşarak çözülmesiydi. Bugün gelinen noktada ne yazık ki onu yakalayabilmiş değiliz ama hep söylüyorum; siyasette 24 saat çok uzun bir süre. Cumartesiye kadar daha çok uzun bir süre var. Biz içtenlikli olarak bu adımımıza bir karşılığı beklemeye devam edeceğiz.”

Sezer, “girişimlerinin sonuçsuz kalması durumunda bir tepki ortaya koyup koymayacakları” yönündeki soruya, “Tabii ki açık söylüyorum, TBMM’deki milletvekili çoğunluğuna dayanılarak devlete meydan okunmaya çalışılıyor. Devlete meydan okunulacak yer, hiçbir şekilde TBMM değildir” karşılığını verdi.

TBMM’deki oylamalardan sağduyulu bir sonucun çıkacağına inanmak istediklerini vurgulayan Sezer, AK Parti ve MHP’nin toplumdaki tepki ve kaygıları gözönüne alarak bu sürecin kesilmesini sağlayabileceklerini ancak bunun olmaması halinde ise kargaşadan kaygı duyan milletvekillerinin bu sürece olumlu oy vermeyebileceğini söyledi.

Sezer, “Anayasa değişikliği ile insanların inancı ya da kültürü ile ilgili bir adımı atmak ne kadar doğrudur bunu anlamakta zorlanıyorum ve iktidar partisini de tekrar sağduyuya çağırıyorum” dedi.

SİYASETÇİLER ELİNİ ÇEKEBİLSEYDİ...
Sezer, CHP ve DSP’nin bu konudaki yaklaşımlarına yönelik bir soruyu, “Sayın Baykal’ın ya da CHP’nin duruşuna yorum getirmek bana düşmez. Ancak Sayın Baykal’ın bize, bu girişimlerimizin iyi niyetli, doğru bir girişim olduğu yönünde sözleri var. Eğer geleceğe kalabilseydi ve siyasetçiler bu işten elini çekebilseydi bu sorunun çözülebileceğine ben içtenlikle inanıyorum” diye yanıtladı.

Laikliğin, demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından olduğunu da belirten Sezer, “Demokratik, laik, çağdaş Cumhuriyeti korumak hepimizin görevidir, bana göre öncelikle iktidarın, iktidar milletvekillerinin görevidir” dedi.