![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4233
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yabancı teknoloji marketleri geldikleri gibi gidecek demiştim, biri gitti bile
HASAN VATAN - Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Vatan Bilgisayar Sanayi ve Ticaret AŞ'nin Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü olan Hasan Vatan, Artvin Hopa doğumlu. Lise eğitimini, mezunları için övünç kaynağı olan Kabataş Erkek Lisesi'nde tamamlamış. Şimdi yaptığı işten çok farklı bir bölümden, ODTÜ Mimarlık Fakültesi'nden mezun olmuş. Vatan Bilgisayar'ın ilk temelleri, 1983 yılında Taksim-Elmadağ'da kurulan Türkiye'nin ilk bilgisayar mağazasıyla atılmış. Ardına Topkapı-Cevizlibağ, Bostancı, İzmir, Ankara, Adana Seyhan, Bursa ve Konya hiperstore'larını açan Vatan Bilgisayar'ın binalarının toplam kapalı alanı 53 bin metrekare. Böyle bakınca agresif bir büyüme trendi gösteren kurum, 2001'den bu yana yüzde 13 bin büyümüş. Vatan Bilgisayar 2007 yılını yaklaşık 500 milyon dolar ciroyla kapatırken bu süre içinde toplam 1084 kişiye iş imkânı sağlamış. "Arkamızda holding ya da banka yok." diyor Vatan Bilgisayar Genel Müdürü Hasan Vatan ve "Hata yapmazsak 2010 yılında Türkiye'nin ilk 10 şirketinden biri olmayı hedefliyoruz. Hedefimiz 2010'da 3 milyar dolar olacak." diye ekliyor. Vatan Bilgisayar'ın mağazalarına her gün 13 bin kişi giriyormuş ve girenlerin yüzde 49'u da alışveriş yapıp çıkıyormuş. Bütün bunlar da teknomarketlerde bulunan 9 binden fazla ürün içinden yapılıyormuş. Bu kadar iddialı bir satış hedefi, beraberinde bir sosyal sorumluluk da getiriyor. 'Herkese Ücretsiz Bilgisayar Eğitimi'ni ülke geneline yaymayı hedefleyen Vatan Bilgisayar, 'Türkiye'de bilgisayarın tuşlarına dokunmayan kimse kalmasın' hedefiyle eğitimlerine devam ediyor. Yukarıda yazan, Hasan Vatan ve Vatan Bilgisayar'a ait cümleleri her yerden okuyabilirsiniz. Önemli olan Hasan Vatan kendini nasıl tanımlıyor? "Şanslı biriyim. İyi yetiştirildim, üniversite tahsili yapma olanağım oldu ve iyi bir aile içinde büyüdüm. Bu çok normal bir durummuş gibi gözükebilir ama ben bunun bir şans olduğunun farkındayım." diyor. Ayrıca, "İyi insanların çalıştığı bir firmanın sahibi olarak da anılmak isterim. Şirketimiz de iyi insanların çalıştığı, kötülerin barınamadığı bir yer olarak anılsın istiyorum. Kurum olarak 'illa satış' diye tutturan bir yapımız yok. Buna rağmen sektördeki yerimiz oldukça iyi." diyor. Hasan Vatan çalışanlarıyla yakın bir yönetici. Bu yakınlık yönetim biçimine nasıl yansıyor? "Kötü bir yöneticiyim, çünkü inatçıyım. Benim yerimde başka biri olsaydı Vatan Bilgisayar bugün çok başka yerlerde olabilirdi. Satış konusunda daha iyi yerlere gelebilirdi. Ama böyle inatçı olmaktan da mutsuz değilim." diyerek cevaplıyor ama ben söylediklerini anlamlandıramıyor ve açmasını istiyorum. Kötü yönetici ne demek? "Kötü yönetici derken çok iyi kararlar alıp, bunu yeterince hayata geçiremediğimi düşünüyorum." diyor. Peki, neyi yanlış yapıyor? "Yanlış değil de bazı şeyleri eksik yaptığımı düşünüyorum. Mesela, insanların her birine tek tek geri dönüş yapmam gerekiyor. Bunu bildiğim halde yapamıyorum." İlginç diye düşünüyorum. Oysaki iletişim için teknolojinin tüm olanaklarına sahip. Peki, sizinle çalışmak kolay mı, zor mu? "Kolay aslında. Hele bir de kişilik yapımı çözerlerse... Kim olursa olsun benimle iyi çalışır." Genel Müdür Hasan Vatan nasıl çözülür? "Çalışanlarım, dürüst oldukları zaman hata yapsalar da affettiğimi biliyorlar. Eleman çıkarmak bizim için zordur. Hırsızlık ve yüz kızartıcı şeyler olmadığı sürece... Hatta bazı çalışanlarımız, 'Devlet dairesi bir, Vatan Bilgisayar iki' derler. En çok tepki gösterdiğim konu, yalandır." Hedefe giden yol, engellerle kaplı! Vatan Bilgisayar 2010'da 20 mağaza hedefi koymuş, yakalayabilecekler mi? "Hedefe giden yolda biraz aksamalar oluyor. Geçen yıl dört mağaza açmayı planlamıştık, üç mağaza açabildik. Dördüncüsü daha sonraki aya kaldı. Hedeflerimizin biraz gerisindeyiz. Fakat bu bizim için kapatılamayacak bir açık değil." diyor. Hedef büyük, hız yüksek neden? "Çünkü durursanız düşüyorsunuz. Devamlı koşmak gerekiyor. Türkiye'de şuna inanılır: Bir firma ihaleye girmezse, vergi kaçırmazsa, devletten bir şeyler çalmazsa, kimsenin hakkını yemezse büyüyemez ve para kazanamaz. Biz de diyoruz ki, tam tersi her şey düzgün yapılırsa, o firma para da kazanır, büyür de! Para kazanmaktan çok, işin bu yönü bizi daha mutlu ediyor. Bizim bulunduğumuz pazarda bir tane aile firması var: Babam, amcam ve ben. Biz sıradan insanlarız. Çok iddialı yurtiçi ve yurtdışı rakiplerimiz var. Mesela yurtiçi bir rakibimiz TeknoSA ile aramızdaki kayıtlı sermaye farkımız 2 bin 200 kat. Ancak büyük olmak önemli değil. Biz para kazanıyoruz ama onlar değil." Peki, 25 yıl öncesine, Elmadağ'daki mağazaya dönelim. Teknomarket işine girmek sıkı bir öngörüydü herhalde... Yıl 1983. Baba Nuri Vatan, Talimhane'de oto yedek parçası alım ve satımı yapmaktadır. Bir gün bir bilgisayar satıcısı mağazaya gelir ve babaya bir bilgisayar satmayı başarır. Baba Nuri Vatan, "Hata da etsek bir an önce bu işe girmeliyiz ve bilgisayar kullanmalıyız." der. İşin başlangıcı böyle olur. Ardından Hasan Vatan bu bilgisayardaki üç programı birleştirerek tek programa dönüştürür. Bilgisayarı satın aldıkları firma, 'Siz bu işe başlayın' der. Sonra olanları Hasan Vatan anlatıyor: "Başlangıçta yedek parça müşterilerine bu programı sattık. Doğru zamanda doğru işe girmiştik. Biz genellikle bardağın dolu tarafını görürüz. Krizlerde de aynı yolu izleriz. Herkes krize kriz diye bakarken, biz krizlerden doğacak fırsatları araştırırız. Vatan Bilgisayar olarak asıl büyümemiz de krizde oldu. İlk büyük hiperstore'umuz Topkapı'yı da krizde açmıştık. Bu bizim sıçramamızın ilk basamağı oldu. Belki farklılıklarımız vardı ama bu işi diğer bilgisayarcılar gibi yapıyorduk. Olivetti'nin yetkili satıcısıydık. Beş yıl üst üste yılın yetkili satıcısı seçilmiştik. Acer'da aynı şekilde dört yıl üst üste en iyi satış yapan kurumduk. Ama onlar sonuçta bayi ölçeğindeki işlerdi. Hiperstore bizim için mağazacılığa geçişte bir adım oldu ve sınıf atladık. Ustalık dönemine girdik." Perakendede yetişmiş insan kaynağı sorunu var, teknomarketlerde de var mı? "Biz sıfırdan eleman almayı tercih ediyoruz. Bu nedenle de çok zor değil. Eğitiyoruz." diyor. Vatan Bilgisayar kendi yetiştirdiği elemanlara da sahip çıkıyor ve kariyer imkanı tanıyor. Örneğin, santral memuru olarak işe giren bir genç şimdi mağaza müdürü olarak görev yapmakta. Teknomarketlerinizde 400 markanın 9 bin çeşidini satıyorsunuz. Sadece sizde satılan markalar var mı? "Sadece bizde diye bir ürün ya da marka yok. Aslında biz de herkesin sattığı ürünü satmak istiyoruz. Sadece bizde satıldığında müşteri, o malın uygun fiyat mı değil mi olup olmadığını anlamaz. Bir ürünü yalnız siz satarsanız, yarı fiyatına bile satsanız müşterinin gözünde çok cazip olmuyor. Ama herkesin sattığı ürünü, daha ucuza satarsanız o zaman insanlar tüketiciler için daha iyi oluyor. Bizde 'sadece biz satarız' tarzında bir söylem yoktur." Vatan mağazalarında yeni ürünleri önce dört kişi kullanıyor, kullanım kılavuzundan garanti belgesine kadar bakıyor ve ardından onay verirse satışa alınıyor. Başka bazı ürünlerde hâlâ Türkçe kullanım kılavuzu yok. Türkçe açıklamaların olmasına dikkat ediyor musunuz diye soruyorum. "Türkçe olması gerekiyor zaten..." diye cevaplıyor. Peki, bu ürünler arasındaki müthiş fiyat farklılığına ne demeli? "Bugün 12 dolara da webcam var. Göstermeye gösteriyor ama görüntü kalitesi çok kötü. Müşteri bunu alıyor, çamur gibi görüntüyle karşılaşınca ürünü geri getiriyor. '12 dolara bu kadar olur' diyemiyorsunuz. Geri alıyor ya da yenisini veriyoruz. Hatta geri aldığınızı firmaya bile geri verebiliyoruz. Çünkü satış gücümüzden dolayı yaptırımlarımız var. Ancak diğer müşteriler de negatif ortamdan etkileniyorlar. Vatan'dan bir şey almış kötü çıkmış söylentileri dolaşıyor. Bunu yaşamamak için görüntüsünü beğenmediğimiz malları mağazamızda satmıyoruz." Gıda marketlerinde yaşanan raf savaşları teknomarketlerde de var mıdır? Varsa kriterler nedir? "Bizde de giriş parası var. Ama rafın yönetimini kimseye vermeyiz. Ayrıca bir marka stant kurmak, ürününü öne çıkarmak isterse bir bedel ödemek durumunda. Pek çok firma, 'Benim malımı satan elemanınıza, para ödeyeyim' önerisiyle geliyor bunu kabul etmiyoruz. Ancak pek çok firma bunu kabul ediyor. 'Para verecekseniz, o miktar parayı bütün elemanlarımıza dağıtmak üzere bize verin diyoruz." diyen Hasan Vatan, kurumlarının farkını şöyle ortaya koyuyor: "Bina taklit edilebilir, parası fazla olan daha fazla ödeyip daha büyük bir bina tutabilir. Taklit edilemeyen insan kaynağıdır. Yatırımımız insan kaynağına. Yüzde 1,49 gibi bir eleman dönüşümümüz var. Bu oran rakiplerde yüzde 25'lerde." Rekabet giderek artıyor. Peki, nerede yoğunlaşıyor? "Rekabet fiyatta yoğunlaşıyor. Çoğu firma mal alırken 3 bin tane şu notebooktan alayım diyerek ucuza alıyor, ucuza da satıyor. Ancak o malın rakibinde farklı bir ürün çıktığında, 'Ben bunu satamıyorum 2 bin 500 tanesini al geri, diyor. Biz baştan ne konuşmuşsak alıyor ve satıyoruz. Biz her zaman son kullanıcı için fiyat avantajı sağlamaya çalışıyoruz." Arçelik ve Vestel, teknomarketlere ürün vermeyeceğiz dediler. Siz ne dersiniz? "Bu konunun muhatabı yeni gelen yabancılar. Bizde de beyaz eşya var ama ürün gamımızın binde bir, bile değil. Vatan'da da beyaz eşya var desinler diye satıyoruz." Peki bu yabancı teknomarket akını için ne diyorsunuz? "Geldikleri gibi gidecekler demiştim, bir tanesi gitti bile! Diğeri de gidecek. Sistem yerine oturacaktır. Ülkenin genç nüfusu, büyük şirketlerin gelmesine neden oluyor. Yabancılardan kalanlar olacak ancak yerliler de birleşmelere imza atacaklar. Şu an sektörde 7 büyük şirket ve 10 bine yakın teknoloji satıcısı var. İki sene sonra pazar daha iyi bir noktada olacak." Ülkemizdeki gidişat böyleyken dünyada sektör nereye gidiyor? "Dünyayı çok fazla takip etmem. Elemanlarıma da, 'Siz işinizi iyi yapın. Kasada müşterinizi bekletmeyin.' diyorum. Dünya devlerinin CEO'larıyla görüştüm. Baktım ki bugüne kadar bizim deneme-yanılma yoluyla yaptıklarımızın hiçbirini yapmamışlar. Silikon Vadisi diye bir programımız vardı. Şimdi onlar bu programı uygulamaya başladılar. İnanın yabancılardan çok daha iyi şeyler yapıyoruz." Gelen giden olunca dikkat çektiniz demektir. Vatan Bilgisayar'ı satacak mısınız? "Muhtemelen bize bırakmazlar. Birkaç sene sonra gelip bir kısmına ortak olurlar diye düşünüyorum. Rakamlar büyüdüğü zaman satarız. Şu anda satarsak ucuza gideriz." diyerek soruma açıklıkla cevap veriyor. |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|