![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: ιѕтαηвυℓ
Yaş: 33
Mesajlar: 14,099
Teşekkür Etme: 125 Thanked 197 Times in 120 Posts
Üye No: 44060
İtibar Gücü: 4234
Rep Puanı : 10060
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Perinçek, 'provokasyon' görüşmesini önce doğruladı, sonra çark etti
Doğu Perinçek Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erdal Yavuz, 24 Şubat tarihli Radikal gazetesinde çarpıcı bir ifşaatta bulundu. Yavuz, 12 Mart muhtırası öncesinde yaşanan tarihî bir provokasyonun şifrelerini çözdü. Yavuz, "Darbe gerekçesi olsun diye 1969 yılının 7 Mayıs günü Anıtkabir'e gösteri yürüyüşü yapan yargı mensupları ve profesörlerin üzerine ateş açılacaktı. Bu planı anlatan 3 albay benden yürüyüşün ciddiyeti bozulmasın diye öğrencilerin bu eyleme katılmamasını istedi." dedi. Bu uyarıyı Doğu Perinçek, Mahir Çayan ve Uğur Mumcu'yla görüştüğünü aktardı. Hürriyet Gazetesi, bu önemli açıklamayı haberleştirirken Perinçek'in görüşüne de başvurdu. Perinçek, görüşmeyi doğruladı, orduda farklı cuntalar olduğu için söz konusu üç albayın ciddiye alınmaması gerektiğini vurguladı. Perinçek'in ifadeleri şehir baskılarından çıkarılmasına rağmen taşra baskılarında yer aldı. Ancak Perinçek, dört gün sonra fikir değiştirdi. Dün Hürriyet'e yeniden açıklama yapan Perinçek, Yavuz'un kendisine bilgi getirdiğini hatırlamadığını, söz konusu askerlerin TSK ile ilişkilerinin olmadığının saptandığını savundu. Perinçek'in iki farklı açıklaması şöyle: Perinçek (25 Şubat): "Söylediği gibi bana gelmiştir. Ben de kendisini dinlemişimdir. Anlaşılan Erdal Yavuz bunu mutabık kaldık şeklinde yorumlamış. Bizim yürüyüşe katılmamız, böyle bir mutabakat olmadığının göstergesidir. Ayrıca o tarihte ordu içinde cunta yoktu. Küçük gruplar bir araya gelmiş olabilir; ama bunlar 12 Mart'ın çekirdek kadrosu değildi. Dolayısıyla, Erdal Yavuz'u götüren üç albayın söylediklerini ciddiye almamak gerekir." Perinçek (28 Şubat): "Birincisi Yavuz dernek başkanı değildir. 1968-1970 döneminde yaşayan herkesin bildiği gibi, Erdal Yavuz, o sırada veya başka bir zaman SBF Öğrenci Dernekleri başkanlığı yapmadı. O yılların cemiyet başkanları Uluç Gürkan, Murat Kovacıoğlu, Cengiz Çandar ve Hüseyin Cevahir'di. Yargıtay Başkanı İmran Öktem'in cenaze töreninden sonra yapılacak yürüyüşe saldırılar olacağı konusunda Erdal Yavuz'un bana bilgi getirdiğini hatırlamıyorum. Ancak o sırada bize çeşitli kanallardan bu tür haberler yollandı. O sırada kendilerini subay olarak gösteren; ancak subaylıkla ilgisi olmayan üç-beş kişilik bir özel görevli kışkırtıcı grubu vardı... Bu ekibin TSK ile ilgisinin bulunmadığı saptanmıştır." Prof. Erdal Yavuz, Radikal'deki yazısında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrenci cemiyeti başkanı olmasını şöyle anlatmıştı: "Talebe cemiyeti" seçimleri vardır. Bir yıl önceki seçimlerde cemiyet başkanlığından son anda vazgeçmeme rağmen kendimi kurtaramayıp "Genel kurul başkanı" görevine sağcıların bile oyunu alarak seçilmiştim. Bu görev bana seçimlerin iptali gibi bir boşluk durumunda "SBF Talebe Cemiyeti"ni temsil yetkisi de vermektedir. .....Seçimleri iptal etme kararı aldım. .....Hiç istemediğim halde SBF öğrencilerini temsil etmek de artık benim üstüme kaldı. Solun başkan adayı olan Cengiz Çandar artık (ve güya) benim karar vereceğim tarihte yapılacak seçimleri bekleyecektir." |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|