www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 03-09-2008, 02:49 PM   #1
KoJiRo
Aşmış Üye
 
KoJiRo Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21
Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8775
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi : KoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond reputeKoJiRo has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Tdv 29 Mayıs Hastaneleri, üniversite Kuracak

TDV 29 MAYIS HASTANELERİ, ÜNİVERSİTE KURACAK

Her kliniğin başına bir öğretim üyesi getiren 29 Mayıs Hastaneleri, üniversite kurmak için kolları sıvadı.

Türkiye Diyanet Vakfı’nın iştirakleri arasında yer alan TDV 29 Mayıs Hastaneleri, tıp alanında kullandığı ileri teknoloji sayesinde bir çok cerrahi alanda uluslararası standartlarda hizmet veriyor. Kalp damar, ortopedi ve beyin cerrahisi ve göz alanında önemli başarıların altına imza atan hastane, seçkin ve uzman bir kadroyla yol alıyor. Yaklaşık 13 625 metrekarelik kapalı alana kurulan 29 Mayıs Hastanesi, 100 yatak kapasitesiyle 24 saat hizmet verebiliyor. İşlevselliği ve uluslararası standartlara uygunluğu sebebiyle yeni açılacak hastanelere örnek bina olarak gösterilen hastane binasında her ayrıntı düşünülmüş. Dünya standartlarında uygun çağdaş bir mimariyle inşa edilen hastanede günde 350 hasta bakılıyor. Kısa süre içerisinde yeni yatırımlar için çalışmalar başlatacak Hastane’nin çalışmalarını Tıbbi Direktör Prof. Dr. Peyami Cinaz’la konuştuk. Sağlık Yayıncılık

TDV, Eğitim Alanına da Yatırım Yapacak

Hastanelerinde hasta memnuniyetini ön planda tutmayı ilke edindiğini kaydeden Cinaz, yakın tarihte üniversiteleşmek için çalışmalar başlatacaklarını açıkladı. Türkiye Diyanet Vakfı’nın sağlık eğitimi alanında da yatırımlar yapmayı planladığını söyleyen Cinaz, söz konusu çalışma için fiziki mekan araştırması yapmaya başladıklarını ifade etti. Cinaz , “Şuanda hastanemizde her bölümün başında bir öğretim üyesi arkadaşımız var. Tüm bölümlerde, akademik bir yapılanmaya giderek üniversiteleşmenin alt yapısını oluşturmaktayız” dedi.

Hastanelerinin sağlık alanında referans merkezi olarak gösterildiğini belirten Cinaz, özellikle radyoloji bölümünüm en son teknoloji ile donatıldığını anlattı. Cinaz, radyolojik incelemelerde çok yüksek hız ve doğruluk paylarına ulaştıklarının belirterek, “3,0 Tesla MR cihazımız sayesinde hastaların artık korkutucu kapalı alanda neredeyse saatlerce kalması gerekmiyor. 64 kanallı, çok kesitli tomografi gibi üstün teknolojik cihazlar sayesinde kanser, kalp, beyin ve sinir sistemi hastalıkları türünden en tehlikeli sorunları çok erken evrelerde saptama olanağımız var” dedi.

Cinaz, Türkiye’de sağlık hizmeti ve hastanecilik alanında en iyi yetişmiş idari kadrolardan birine sahip olduklarını belirtti. Bu nedenle hastane olarak sürekli araştırma ve hastalara yönelik eğitim faaliyetleri düzenlediklerini açıklayan Cinaz , bu faaliyetlerin hasta bilinci oluşturulmasına büyük katkı sağladığına da dikkat çekti. “Hedefimiz Türkiye değil, dünya standardında hizmet sunmak” diyen Cinaz , şöyle devam etti: “Şuan ki teknolojik donanımımız üniversite hastanelerinden bile daha iyi. Hastanemizde bulunan MR cihazı şuanda Türkiye’de hiçbir hastanede yok. Daha önce Gazi hastanesinde başhekimlik yapan bir hekim olarak bu donanıma sahip başka bir hastane olmadığını söyleyebilirim. Bizim haricimizde CT Anjiyo ve dijital röntgene sahip birkaç hastane var, hastanemizde kullandığımız ultrason cihazları en son model ; Lojik 9’ dur. Ülkemizin en son teknolojiye sahip tek hastanesiyiz.

“Diyanetin sağlıkta ne işi var?” kaygısı ortadan kalktı

“Uygulayamadığımız hiçbir tedavi, tedavi edemediğimiz hiçbir hastalık yok” diye konuşan Prof. Dr. Cinaz, yakın tarihte, konusunda uzmanlaşmış ortopodistlerin hizmet vereceği, bir omurga ve cerrahi merkezi açacaklarını da bildirdi.

Hastanelerinde her gün ortalama 10-15 hastanın ameliyat edildiğini söyleyen Cinaz , en çok hasta polikliniğinin kardiyoloji, göz, kadın doğum, çocuk ve dahiliye alanlarında yapıldığını ifade etti. Ayrıca yeni bir uygulama olarak ; Aile Hekimi uzmanı tarafından genel sağlık kontrolü (check-up) yaptıklarını ifade etti. Hastanelerinin bir vakıf hastanesi olduğunu hatırlatan Cinaz, “Hastanemiz Türkiye Diyanet Vakfı’nın bir iştirakidir. Vakfımızın en büyük amacı insana hizmettir. Bu düşünceyle sağlık alanında 1988 yılında hizmet vermeğe başlamıştır. Benim şahsi kanaatim hükümetin de halktan destek görmesinin ana nedenlerinden biri sağlık alanında yaptığı yatırımlardır. Başlangıçta bazı kaygılar yaşanmış ve özellikle “Diyanetin sağlıkta ne işi var?” şeklinde bazı sorulara muhatap olunmuştur. Ama sonrasında halktan büyük bir teveccüh ve ilgi görmüştür. Bu memnuniyet sonrası hastanecilik yatırımlarına devam kararı veriliştir. Hastanemiz her geçen gün ilerleyen bir hasta potansiyeline sahip. Bu şubemiz açıldığında günde 50 hastaya bakan polikliniklerimiz bugün 400’e yaklaşan bir hasta grubuna hitap ediyor. Bu anlamda her geçen gün ciromuz artıyor.Şuan ameliyat sayımız hızla artış göstermektedir ve ameliyathanelerimiz tam kapasiteyle çalışmaktadır.

Vakıf hizmeti sunuyoruz

Hastanelerinde 5 yıldızlı bir otel hizmeti verdiklerini dile getiren Tıbbi Direktör Prof. Dr. Peyami Cinaz, bununda yüklü bir maliyet demek olduğunu ifade etti. Bu maliyeti karşılamak için mutlaka belli oranda katkı payı almak zorunda olduklarını söyleyen Cinaz, Ankara’daki özel hastanelere bakarak kendi aldıkları rakamların oldukça küçük kaldığına dikkat çekti. Cinaz, konu hakkında şunları söyledi: “Biz A sınıfı dediğimiz diğer hastanelerin eş değeri veya üzerinde bir altyapıya sahip hizmet sunmamıza karşın en az fark alan hastaneyiz. Bugün sadece poliklinik hizmetlerinden 120 YTL ila 150 YTL arasında fark alan hastaneler var. Burada yapılan bir ameliyatta biz 1 alırken, diğer bir hastane 3 alıyor. Tamamen ticari bir yaklaşım söz konusu. Tabi biz bir vakıf hastanesiyiz. Bizde amaç çalışanların maaşını vermek, genel giderlerimiz karşılamak ve yüzde 5-10 kazancı geçmeyecek rakamlarda da kar sağlamaktır. Açılan tüm hastanelerimizde elde edilen karlarla oluşturulan gelirlerden birikimlerimizi değerlendirerek yeni sağlık kurumları yapılmaktadır.

Eline Karnesini Alan Her Yere Gidememeli

Gündemdeki sağlık konularında da konuşan Cinaz, aile hekimliğinin özel hastanelerin poliklinik sayısına etki edeceği yönündeki açıklamalara da değindi. Cinaz, “Yıllardır bu konuşuluyor. Sağlık ocakları varken de poliklinik hizmetlerini buralar versin istenilmişti. Ancak maalesef yapılamadı. Şuan sağlık ocakları ,sağlık evleri, devlet hastaneleri yok mu ?. Bütün bu birinci basamak kuruluşlara rağmen hiçbir hastanede hasta azalmıyor. Bana göre burada bir devlet politikasında da yanlış var. Eline karnesini alan her yere gidememeli. Çıkıyor köyündeki sağlık ocağından Ankara’ya kadar geliyor. Buraya geliyorsa bir bedeli olmalı. Bu konuda halkı biliçlendirici hatta caydırıcı bazı önlemler alınmasında fayda görüyorum”

Türk Milleti Su İçer Gibi Antibiyotik Kullanıyor

Türkiye’de ilaç tüketimi konusunda da biliçsizlikler olduğuna işaret eden Prof. Dr. Cinaz, bu konuda da halk bilinci oluşturulması gerektiğini söyledi. “Bilinçsiz ilaç tüketiminin bana göre 2 sorumlusu var” diyen Cinaz bunların hasta ve hekimler olduğunu vurguladı. Cinaz, Türkiye’de kullanılan ilaç türlerinin yarıya yakının gereksiz olduğunu belirterek, “Çoğu zaman hasta hekimi zorladığı için hekim yazmak zorunda kalıyor. Toplumsal bir alışkanlığımız var. Özellikle özel muayehanelere gittiğiniz zaman reçete yazmazsanız, ilgili doktora güven olmuyor. Toplumda “İlaç yazmayan hekim iyi hekim değildir” şeklinde bir önyargı var. Hekimde bunu bildiği için mecburen istemeyerek bu ilaçları yazıyor.Bir kalemde değil, 2-3 kalem yazmak durumunda kalıyor. Bunların çoğu bana göre gereksiz. Herkesin evine gidin birer torba ilaç çıkar. Ağrı kesicisinden, antibiyotiğe kadar her türlü ilaç var. Hatta çeşit çeşit antibiyotikler var. Türk milleti su içer gibi antibiyotik kullanıyor. Ben bunu eğitim yetersizliğine bağlıyorum. Tabi burada hekimlerin reçeteleri ile ilgili bir engelleme getirilmesi konusu da tartışılabilir”

Niye hep hekimler…?

Gündemin ana konularından biri olan “tam gün” hakkında da konuşan Prof. Dr. Peyami Cinaz, tam günün sağlık alanındaki problemlere çözüm olamayacağını savundu.

Tam günle ilgili alt yapının yeterince hazırlanmadığını söyleyen Cinaz, kamuda çalışan hekimlere yönelik finansman kaynağının istenilen düzeyde hazırlanmadığını öne sürdü. Cinaz şunları söyledi: “Kendimden örnek veriyorum. Ben şuan 1 100 YTL maaşla öğleye kadar kısmı statüde ( part-tıme ) olarak çalışıyorum. Tam gün hocalar gibi dersimi anlatıyorum, hasta viziti yapıyorum, öğrenci eğitimi yapıyorum. Üniversiteye tam gün dönmem zorlandığında bana ne kadar bir rakam verecek.Benim geri dönmemi sağlayacak rakam elbetteki özelle eşit olmamalı. Özelden aldığımdan daha az miktara üniversiteyi tercih ederim. Çünkü üniversite hastanesindeki eğitim ortamı farklı bir ortam. O eğitim ortamına gönül vermiş olanlar parasal konulara çok değer vermez. Ben kendime ve aileme yetecek miktarlarda bir ücret sunulduğu takdirde elbetteki özele gitmem. Verilecek ücretin zengin edici değil, tatmin edici olması lazım. Burada tabi şu konuyu da tartışmak lazım. Türkiye liberal ekonomiye dayalı bir ekonomi sistemine tabidir. Bu anlamada serbest muayehane açan yada özel hastanelerde çalışan hekim arkadaşlarımızı nasıl kısıtlarsınız ?. Bir yandan hekim azlığından söz edeceksiniz bir yandan hekimlerin çalışmasına kısıtlama getireceksiniz. Hekim açığı varsa bırakın isteyen hekimler mesai dışında özel sektörde ya da kendi muayenehanesinde de sağlık hizmeti versin. Bir hukuk fakültesinde yada mühendislik fakültelerinde öğretim üyelerinin özel sektörde çalışmalarına müdahele edilmezken, hekimlerin üzerine neden bu kadar geliyorsunuz?. Hukuk fakültesinde öğretim görevlileri dava takibi yapabiliyor, yada bilirkişi olarak çalışarak istediği ücreti alıyor, Mühendislik Mimarlıkta bir öğretim üyesi mimarlık projesi çiziyor. Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri özel dersanelerde çalışabiliyor. Onların aldığı kayıt dışı ücretlere göz yumuluyor ve Hekimlerden çok daha fazla almalarına karşın onlarla ilgili her hangi bir uygulama yapılmıyor. Hekimleri ilgilendiren bir alanda kısıtlamaya gidilmesini anlamakta güçlük çekiyorum. Niye daha çok çalışmak isteyen hekimlere engeller koyuyorsunuz ?. Bunu anlayabilmiş değilim”
__________________
KoJiRo çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:54 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.