www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Felsefe-Psikoloji

Felsefe-Psikoloji Felsefe Ve Sosyoloji ile ilgili herşey...

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 04-26-2009, 12:51 PM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57910
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Ortak Bilgi


David K. Lewis (1969, 1983) tarafından Convention adlı kitabında ortaya atılan ortak bilgi (common knowledge) kavramı, oyun teorisini takip eden dil tartışmalarının odak noktasında yer alan kavramlardandır. Bu kavram daha sonra oyun teorisyeni Aumann tarafından matematikleştirilmiş ve Dupuy tarafından metodolojik bireycilik ve rasyonellik paradigması tartışmalarında kullanılmıştır.

Lewis, Convention'da şu analizi yapar. Kullandığımız dilin (İngilizce, Türkçe) uzlaşmasal olduğunu söyleriz. Bunu gösteren ile gösterilen arasındaki bağın keyfi olduğu şeklinde de ifade edebiliriz. Ancak bu görüş, şöyle bir engelle karşı karşıyadır. Dil, açık seçik (explicii) bir anlaşmadan, bir sosyal kontrattan kaynaklanamaz, çünkü bunların kendisi dilin önceden var olmasını gerektirir.

Bu durumda, örtük (implicit) bir anlaşmadan, ifade edilmemiş bir uzlaşmadan söz edilebilir. Lewis, dili, içine nüfuz edilmez kolektif bilinçaltı, özerk sembolik bir yapı gibi gören yapısalcıların aksine, anlaşılabilir, rasyonel kılmaya çalışmaktadır ve bir bakıma ekonomistler gibi, rasyonellik paradigmasını temellendirmek istemektedir. Bir halkın belirli bir dili uzlaşma sayesinde kullandığının temellendirilmesi, bu rasyonelliği kısmen kanıtlamış olacaktır.

Bunun için hareket noktası olarak, Schelling'in The Strategy of Coflict (1960) adlı eserinde ele aldığı oyunda işbirliği ya da eşgüdüm (coordination) kavramım alır. Çatışmaya dayalı oyunlardan farklı bir tür oluşturan bu oyun tipi, basitliği nedeniyle matematikçilerin ilgisini çekmemiş de olsa, formel basitliğinin arkasında son derece büyük bir bilişsel karmaşıklık taşımaktadır.

Bu oyun tipi, oyuncuların çıkarlarının uyuştuğu ve dolayısıyla birbiriyle eşgüdümü, ahengi sağlamalarının yeterli olacağı bir oyun tipidir; örneğin iki oyuncu varsa, her ikisinin de a veya b oynamalarının gerektiği, diğer durumlarda kazanç ve kayıplarının sıfır olduğu bir oyun tipidir.

Bu durum, büyük bir mağazada birbirini kaybeden ve bulmaya çalışan eşlerin durumuyla somutlaştırılabilir. Eşlerden her biri, apaçık bir buluşma noktası düşünür, ama bu türden pek çok nokta vardır. Burada sorun (kadın açısından baktığımızda) diğerinin (kocanın) basitçe ne yapacağını öngörmek değildir.

Zira onun (kadının) davranışı, kocanın da kendisini örtün (kadının) yerine koyarak ne düşüneceğini kestirmeye, yani bizzat kocası hakkında öngördüğü davranış şekline bağlıdır. Burada her ikisi için de aynı şey, yani diğerinin yerine kendini koymak söz konusudur. Böylece iki kişi arasında yansımalı bir düşünce oluşmakta ve bu, ortak bilgiye götürmektedir.

Bu şekilde akıl yürütme sınırsız bir zincir halinde uzaması ve teorik boşluk içermesine rağmen, pratikte eşlerin bilişsel performansları sayesinde çözülmektedir. Her biri diğeriyle eşgüdüm sağlamaya çalışmakta, çünkü diğerinin de onunla eşgüdüm aradığını bilmektedir. Burada yansımalı düşünce, istikrarı getirmektedir. Eşlerden her biri, küçük işaretler, ip uçları arayarak, diğerinin onun ne düşündüğünü kestirmeye çalışmaktadır.

Lewis, bu örtük anlaşma, sezgisel uzlaşma fikrini ele alarak işler. Ona göre örtük uzlaşma, eşgüdüm sorununun çözümüdür. Uzlaşmanın doğası, ortak bilgi olmasıdır. Daha açıkçası, bir uzlaşma, belirli bir P popülasyonunda, altı koşul içeren bir inanç veya davranış düzenliliğidir (R; regularity).

1) Herkes R'ye uyar,
2) Her kişi, diğerlerinin R'ye uyduğunu bilir,
3) Bunun böyle olması, her bir kişiye, kendisinin de R'ye uyması için nihai ve kesin bir sebep sağlar,
4) Herkes, R'ye (daha zayıf bir uyma yerine ve özellikle de biri hariç hepsinin uyması yerine) genel bir konformitenin olmasını tercih eder,
5) R, son iki koşulu yerine getiren mümkün tek düzenlilik değildir, en azından bir seçenek düzenlilik R' daha vardır (bu koşul, R'nin uzlaşmasal olduğunun göstergesidir),
6) Birinci ve beşinci koşullarda ortaya çıkan olgusal durumlar, ortak bilgidir.

Dupuy buna örnek olarak, bir ülkede tüm sürücülerin yolun sağından gitme yönündeki uzlaşmalarını veya bir telefon konuşması kesildiğinde, yeniden arayanın ilk arayan olmasını vermektedir. Ortak bilginin devreye girdiği altıncı koşulun rolü, istikrarı sağlamaktır.

Her bir kişinin, diğerlerinin uzlaşmaya uymak zorunda olduklarına kendilerini ikna etmek için izledikleri akıl yürütmeye ilişkin simülasyonu, onu şüpheye sürüklemek yerine, kendi inancında pekiştirmektedir. Görüldüğü üzere, kolektif objenin bilgisi, ona istikrar sağlamaktadır (Kaynak; Dupuy, 1992).
GooD aNd EvıL çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:53 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.