![]() |
|
Felsefe-Psikoloji Felsefe Ve Sosyoloji ile ilgili herşey... |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Aug 2007
Konum: İstanbul
Mesajlar: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Thanked 355 Times in 320 Posts
Üye No: 44033
İtibar Gücü: 57913
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Refleksif düşünce ya da refleksivite, kendini gözlem ve analiz konusu olarak alan öznenin tutumudur. Refleksivite, kendi hakkında, kendi üzerine düşünen, kendisini bir obje gibi ele alıp bakabilen bir öznenin durumunu ifade etmektedir. Bu anlamda refleksif düşünce, her şeyden önce kendi dışına çıkıp bakabilmeyi, bir desantrasyon kapasitesini gerektirmektedir. Taylor gibi yazarlar radikal refleksiviteyi, modernliğin karakteristiği olarak görmektedir. Refleksif tarzda düşünmek (düşüncenin kendi üzerine dönüşümlü oluşu), bilincimizin bilincinde olmak ve dünyanın bizim için varolma tarzı üstünde odaklaşmak, yani kendi öz sübjektivitemiz hakkında düşünmeye önem vermek demektir. Bu tutum Hıristiyan Batı dünyasında Saint Augustin'den itibaren bir emir, bir model haline gelmiştir. |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|