Sibel Koçarslan

[GooD aNd EvıL]

Anla aşkım

Anla aşkım, sana olan tutkumu
Bilemediğin simli rüyalarımı
Hayal edemediğin hülyalarımı
Gözlerimin önüne kaç kez geldiğini
Düşüncelerimde rüzgarların hızıyla estiğini

Anla aşkım, daha ne diyeyim
Kaç kelime yan yana dizeyim
Yıldızlara kaç kez senin adını bağırayım
Güneşi seyrederken senin için yandığımı
Aya bakınca, soğuk *******de senin için donduğumu

Denizlere girince senin için serinlediğimi
Gözü açık hangi diyarlara gittiğimi
Haykırayım mı deli deli, söyle aşkım?
Beni deli etmeden, ellere güldürmeden
Biraz da beni, seni ne kadar sevdiğimi anla aşkım.

[GooD aNd EvıL]

Siyahtı güllerim

Siyahtı düşlerim
Sevmeden seni
Siyahtı güllerim
Görmeden seni
Yakın arkadaşımdı *******
Bilmeden seni
Kanım çekiliyordu
Düşünürken sevmeyi
Aydınlandı düşlerim
Gülümsedi yüzüm
Gerçek oldu hayallerim
İzi kaldı sevgilerin
Tanıyınca seni.

[GooD aNd EvıL]

Akça pakça sevdalılarla

Alabora oldu duygularım
Alabildiğince kısacık yaşamlara
Ahdettim tez bulmaya
Abıhayat suyunu sırtlamaya.

Acem kılıcını taktım belime
Düştüm yollara aheste
Korkar mıyım hiç
Aştım dere tepe.

Çıktı karşıma Zümrüt Anka
Gördü beni karlar içinde
Çığlar düşerken üstüme.

Sordu “Neyin var,
Yoksa bir isteğin mi var? ”
Evet dedim “Renkli güzel kuş,
Neredeydi” dedim “Ölümsüz sunuş? ”

Bindirdi beni kanadına
Uçurdu bitmeyen sevdalara
Lapa lapa, yağan karlarda
Tanıştırdı akça pakça, sevdalılarla.

[GooD aNd EvıL]

Beni dinliyor musun İstanbul

Beni dinliyor musun İstanbul?
Herkesin gözü sen de
Sadece bizlerin mi,
Burada yaşayanların mı?
Tüm dünyanın gözü sende
Kimler ne çileler çekti
Seni elde edebilmek için;
Bizler, geçmiştekiler ve
Dünyanın diğer ucundakiler...
Sen erişilmez bir sevda oldun.
Bizler için değil ama
Uzak diyarlardakiler için.
Bizler bilebildik mi senin kıymetini
Acaba başkaları kadar?
Sen İstanbul sen
Sen bizi daha çok sevdin
Başka diyarlardakilerden.
Ama biz kıymet bilmez aşık
Sen ise kalbi kırık sevgili.

[GooD aNd EvıL]

Düşlerimi verin geri

Gençliğimi verin geri
Canlı, hoş, neşeli
Aratmayın renkli renkli

Düşlerimi verin geri
Mor, yeşil, mavili
En güzel renkleri

Çocukluğumu verin geri
Beyaz, saf, ümitli
Kristal sevgileri

Düşüncelerimi verin geri
Gök kuşağı renkli
Bulutlarla dans edeni.

[GooD aNd EvıL]

Adı duyulmamış çiçekler


Bir şiir yazılsın sayfalara
Farklı olsun
Kelimeleri, hayalleri
Bir başka dünyaya
Sarsın, götürsün

Sızsın yüreğimin derinlerine
Tazelesin umut çiçeklerini
Defnetsin kapkara renkleri
Büyütsün gönlümde
Adı duyulmamış çiçekleri

Gözyaşları inci saçsın
Kelimeleri harf harf
Melekleri yumuşatsın
Bir şiir yazılsın sayfalara
Dünya sarılsın cana

Hayallerinin farkıyla
Zarif üslubuyla
Can katsın cana
Farklı olsun ki
Gerdanlık yapayım boynuma.

[GooD aNd EvıL]

Bakarken dingin koylara


Çöktüler birer birer
Gözümün önünde hızla
Temeli kumdan kaleler

Bakarken dingin koylara
Hüzünlü bakışlar dondu
Aslında gün yeni doğdu.

[GooD aNd EvıL]

Bilinmeyen şair


Anlayamadan, farkına varamadan karşındayım
Günlerim isyan belki ama hep yanındayım
Bil ki yine senin için arkandan en çok ağlayanınım

Boş harcadığın zamanlarla, ölümcül vuruşların en çok ben farkındayım
Yoruyor artık bilemediğin amansız sensiz yalnızlıklarım

Uzun zamandır denk değil yolun yoluma
Ne yazık ki özlemediğin, bilinmeyen şairinim, düşmeyen hatırına

Tüketmedi daha zaman seni
Ama mutlaka vuracak ansızın, beklerken birilerini

Dik tutamazsın başını vururken sağa sola
Zamanı bitirdiğinde acımasızca
Kader söyler son sözünü, “Haydi gülüm, geldin yolun sonuna.”

[GooD aNd EvıL]

Çalıntı düşler


Mor, kırmızı çiçekleri boynuma assan
Sayfa sayfa, şiirleri yazsan
Karanlık *******i ışıklandırsan
Beyaz bulutların üstünde uçurup
Dünyayı önüme sersen
Yıldızlara asılıp
Tek tek, mücevher diye toplayıp
Eteklerime atsan
En güzeli, en iyisi olsan
Ne hayrı var bana, sana
Ruhun olgunluğa ermemişse
Çalıntı düşleri bağışlama boşuna
Zaman bizimle barışmamışsa.

[GooD aNd EvıL]

Çiçekli sürgünlere

Üşüdüm sanki, oldum alabora
Sıcak, güneşli bir günden sonra
Gidişinle, yokluğunla

Sen çok uzaklarda
Ben yanında mı acaba?

Boş ver! Hallolur nasıl olsa
Alıştık tufanlara
Çıplak taşlarda koşmaya
Uzaktan el sallayışlara

Alıştık sellere
Yasaklı günlere
Çiçekli sürgünlere
Zindan gülüşlere

Galiba üşümem bitti
Düşünürken kalp atışını
Ellerini uzatışını

İstedim şu an
Kendimle bir an
Zamanın nazlı nazlı
Salınıp durmasını

Kayarken dilek tutulan ışıklı
Kuyruklu yıldızın doğmasını
İmkansızların kabul olmasını.