www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 08-14-2006, 08:23 PM   #1
ayten
Daimi Üye
 
ayten Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Oct 2005
Konum: cehennemin dibi
Yaş: 41
Mesajlar: 550
Teşekkür Etme: 120
Thanked 157 Times in 93 Posts
Üye No: 2098
İtibar Gücü: 1643
Rep Puanı : 9080
Rep Derecesi : ayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond reputeayten has a reputation beyond repute
Cinsiyet :
Question Özgürlük Anlayışı

ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞI

Şu "özgürlük" meselesi kafamı hep kurcalar durur. Demokrasilerde insanlar özgür düşünmek, istediği inanca sahip olmak, düşüncelerini özgürce yazmak ya da sözle belirtmek hakkına sahip.

İstediği mesleği seçer,
istediği ülkeye seyahat eder,
istediğine oy verir,
istediği ile flört eder,
birlikte olur,
yatar-kalkar,
evlenir ya da boşanır.

Ama küçükken yaramazlık yapsak korkarız eyvah annem şimdi kızacak diye.
Biraz büyürüz, eve azıcık geç gelsek korkarız babam şimdi bağıracak diye.
Okulda başarılı olamasak korkarız öğretmenimiz kırık not verecek diye.

Flört ederiz sevgilimiz ondan-bundan kıskanır.
Evleniriz kocamız/karımız şunu-bunu yapma der.
Boşanırız, (duluz ya), çekiniriz acaba komşular dedikodu çıkarır mı diye.
Düşünürüz, acaba yazarken yanlış anlaşılır da başımıza bir iş gelir mi,
ya da konuşurken sözlerimizden dolayı (Tanrı korusun) tutuklanır mıyız diye.

Biz özgürlükçü demokrasiyle yönetiliyoruz ya.
Özgürlük hepimizin... Herkesin...

Sadece parası olanlar olmayanlardan daha çok şeylere, o şeylerin getirdiği olanaklara ve haklara sahipler!!! Yani hayat şartları insandan insana değişir
ve bu değişen şartlar arasında eşitlik yaratmak hayli zor gibidir!
Çok diiil! Hepsi bu kadarcık!!!
Yani:
Güçlüler güçsüzlere göre daha özgürdür!!!

Ama ne dert, lafta herkes özgürdür ya!!!

Bir de hep duyarız:
“birinin özgürlüğünün başladığı yerde, diğerinin özgürlüğü biter” diye!!!
Nankörlük etmeyin, hepiniz özgürsünüz işte. Sadece bazıları sizlerden azıcık(!) daha özgür!!!

Okul öncesi yıllarda, sokakta oynamaya bırakmazdı annem kaka laflar öğrenirim diye. Balkondan oğlanların oyunlarını seyrederken içim giderdi.
Onlar saatlerce ve özgürce oynarlardı sokakta. Bense boyumdan yüksek balkon demirlerinin ardından onlara bakardım, kedi ciğere bakar gibi.
Ben de çocuktum, onlarda...
Ama onlar özgürdü, ben değil...

Küçükken “oğlan çocuklara sakın bacaklarının yukarılarını gösterme” derdi annem. Biraz rahat otursam, donum görünse, kaş göz ederdi, eteğimi aşağı çekiştirmem için. Oğlan çocuklarının böyle bir derdi yoktu oysa. Oğlanlarla oynamayı severdim. Onların, henüz anlamını o yıllarda bilmediğim
özgürlüklerini kıskanırdım. Pervasız davranışlarını kıskanırdım.

Okula yeni başlamıştım. Ve birazcık bahçede oynamama izin çıkmıştı. Ama oğlan çocuklarla kapalı-tıkalı yerlerde oynama özgürlüğüm yoktu. Oysa ben inşaat tahtalarına tırmanmayı, oğlanlarla korsancılık oynamayı severdim.

Ama annem sık sık beni kontrol eder, böyle bir oyun oynuyorsam, hemen içeri çağırırdı.Benim oyunlarımı ben değil, annem seçiyordu. Oyun seçiminde de özgür değildim.

Oysa çocukluğumdan beri nefret ettiğim tavlayı şaaak-şuuuk annem, babam ve arkadaşları oynuyorlardı da, benim onlara bu oyunu, onların benim oyunlarımı yasakladıkları gibi yasaklama özgürlüğüm yoktu!

Birinin özgürlüğünün başladığı yerde diğerinin özgürlüğünün bitiyor olması
doğrumuydu ne?!

Ben koleji bitirdikten sonra konservatuarın tiyatro bölümüne girmeyi istemiştim. Ama annem imtihanı kazanmama rağmen oraya değil, üniversiteye gitmemi şart koştu. Burada da özgürlüğüm elimden gitmişti. Ağlaya zırlaya peki deyip üniversite imtihanlarına girmiştim. Siyasal Bilgiler Basın-Yayın, ya da ODTÜ İşletme istiyordum ama puanlarım DTCF İngiliz Filolojisine yetmişti. İstediğim yerde okuma özgürlüğüm de olamamıştı yani!

Annem için her zaman “el-âlem” çok önemlidir. El-âlem ne der, el-âlem ne düşünür... Onun için evde daima yavaş sesle konuşmam gerektiğini söylerdi. Sonra komşular –aman Allah korusun- kavga ettiğimizi falan sanabilirlerdi! Yani evimizde rahatça, istediğim gibi konuşma özgürlüğüm de kısıtlıydı.

Sevgililerim oldukça, erkeklerin bir kadınla çıkarken bir başkasıyla da kırıştırma özgürlüğünü ellerinden bırakmadıklarını öğrendim. Onlar bizden daha özgürdü.

Ama ne dert?!?
Biz özgürlükçü demokrasinin özgür çocukları değil miydik?!
(-mi acaba???)
Değil miyiz???
(-mi yoksa?!?!)

Bombalar atılıyor,
Birileri diğerlerini öldürüyor…
Özgürce…
Böyle özgürlük olmaz olsun!

FÜSUN ÖNAL
__________________
En Büyük Zafer Düşmemek Değil, Düştüğün Zaman Ayağa Yeniden Kalkabilmektir...
ayten çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
İmam-ı Azam'ın oğlu HAMMAD'ın Adalet anlayışı KoJiRo Eskiler (Arşiv) 1 10-24-2007 06:03 PM
Özgürlük GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 10-07-2007 08:16 AM
Etik anlayışı bu kadar zorlamayın / 28 eylül M@D_VIPer Eskiler (Arşiv) 0 09-28-2006 02:09 AM
Erkeğin namus anlayışı değişmeli! ayten Eskiler (Arşiv) 2 07-26-2006 12:32 AM
Yahudilik'te vahiy anlayışı jockeя Eskiler (Arşiv) 0 02-25-2006 02:53 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:56 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.