Türk askerinin gideceği adres, ‘Lübnan’ mı yoksa Kerkük ve Telafer midir?

[bluekeys™]

Türk askerinin gideceği adres, ‘Lübnan’ mı yoksa Kerkük ve Telafer midir?

Terör örgütüne karşı ‘sınırötesi’ operasyona gelince “Amerika acaba ne der” korkusuyla bin türlü bahanenin arkasına sığınanlar, şimdi “Amerika öyle buyuruyor” diye ‘aslanlar gibi’ Lübnan’a asker göndermeye hazırlanıyorlar!..
‘CIA’nın yerli taşeronu’ gibi hareket eden bazı medya organlarında çıkan haberlere bakılırsa, ‘Genelkurmay’ ile ‘hükümet’ arasında yapılan eşgüdüm toplantılarında, Türkiye’nin Lübnan’a gönderilmesi planlanan ‘BM Barış Gücü’ne asker göndermesi eğilimi ağırlık kazandı!..
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ü nabız yoklamak üzere Lübnan’a gönderen BOP Eşbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türk askerinin, görevini ‘Afgan modeli’olarak tanımlayarak şöyle diyor:
- “Lübnan’a gidecek olan gücün içinde olmamız, etkinliğimizi artırır. Askerlerimiz orada halka yardım edecek, insani yardım ve imar faaliyetlerinin güvenliğini sağlayacak.”
İsrail’in katlettiği çocuklarının fotoğraflarının kamuoyuna yansıdığı günlerde, sokaklara inen milletin gazını almak için sözde ‘arabulucuk’ girişimlerine soyunan, “İsrail katliam yapıyor. Olmert beni aldattı” mealinde laflar eden Erdoğan, şimdi yalnızca ‘İsrail’in çıkarlarına’ hizmet edececek olan sinsi bir plana Türk askerini de ortak etmeye çalışıyor!..
Türk askeri, ‘barışı korumak’ adına, Büyük Ortadoğu Projesi bünyesinde senaryosu daha önce kurgulanan şu üç önemli plana katkı sağlayacak:

***

1-) Beyrut merkezli hristiyan devlet:

Barış gücüne komuta edeceği söylenen Fransa, yaklaşık iki asırdan beri Lübnan’da kendi etki alanında bir ‘hristiyan’ devlet kurmaya çalışıyor!..
Fransa’nın ilk hedefi, Lübnan’da önemli bir güç haline gelen Hizbullah’ı ‘silahlardan’ arındırmak!..
Hizbullah’ın tasfiyesinin ardından, ‘hristiyan’ milisler yeniden harekete geçirilecek, hristiyan vatandaşlar Lübnan hükümetine karşı kışkırtılacak!..

2-) İsrail sınırlarını güvenceye almak:

Çocuklara karşı giriştiği katliamlar ile dünya kamuoyunda imajı sıfırlanan İsrail, bir süre kabuğuna çekilerek, ateşkes sürecinde, hatalarını gözden geçirecek, eksikliklerini gidermeye çalışacak!..
İsrail’in sınırları, BM barış gücü tarafından koruma altına alınacak!..
İsrail’i ‘Şeba çiftliklerinden’ çıkarmaya çalışan Hizbullah direnişçileri ile Türk askerleri çatışacak!..
‘İzaklar’ın yerine ‘Mehmetler’ ölecek!..

3-) Türkiye-İran çatışması provaları:

New Yorker dergisi yazarı Seymour Hersh’e konuşan bir Pentagon görevlisi şöyle diyordu:
- “Haziran başında bir grup İsrailli yetkili, Lübnan’a saldırı için yeşil ışık yakılmasını istediler. Bush, İran’a karşı önleyici bir saldırı için prova olabileceği düşüncesi ile onay verdi.”
İsrail’in sınırlarını korumaya çalışan Türk askeri, Hizbullah ile çatışmaya girince, Türkiye ‘dolaylı yoldan’ İran ile karşı karşıya getirilecek!..

***

Bir zamanlar Kore!..
Dün Somali, Afganistan!..
Bugün ise Lübnan!..
Yarın belki de Kuzey Irak!..
İncirlik’ten tırlar dolusu cephanenin İsrail’e sevkedilmesine izin veren ‘Yahudi Cesaret Ödülü’ sahibi Tayyip Erdoğan, selefleri gibi kendisine biçilen misyonun gereğini yerine getiriyor!..
Ama işin ilginç tarafı, Türkiye’nin uluslararası camia birlikte hareket edeceğinden dem vuran Erdoğan’ın yardakçıları, asker gönderme işine Genelkurmay’ın da ‘sıcak baktığını’ yazıp çiziyorlar!..
Ülkenin gidişatından kaygı duyan bir ‘Türk evladı’ olarak, Şerefli Türk Ordusu’nun başındaki generallerimizi uyarıyoruz!..
‘İsrail’in sınırları’ yerine, ilk önce Türkiye’nin ‘yol geçen hanına’ dönüşen sınırlarını koruyun!..
Türk devleti illa da bir yerlere asker göndermek istiyorsa, bu adres Kerkük’tür, Telafer’dir!..
Binlerce Türkmen kardeşimiz katledilirken, Kuzey Irak’ta Kürt devleti kurulurken, 11 askerin başına çuval geçirilirken, teröristler Kandil dağında gitar eşliğinde halay çekerken seyirci kalmakla yetinip, Lübnan’a asker gönderilmesine “Evet” derseniz eğer, Türk milleti bundan böyle ‘en güvenilir’ kurumun üst düzey mensuplarına duyduğu güveni yeni baştan ‘sorgulamaya’ başlayacaktır!..
Bundan emin olun!..