www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Forum > Eskiler (Arşiv)

Eskiler (Arşiv) Eski konular

CevaplaCevapla
 
Konu Araçları Görünüm Modları
Old 05-15-2007, 11:58 AM   #1
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan Divan Edebiyatı...

DİVAN EDEBİYATI

Milletlerin kendi özgeçmişleriyle,kültür yapılarıyla doğru orantılı edebiyatları vardır.

Türk milleti olarak bizim edebiyatımız ve onun bir bölümü her ne kadar zaman zaman inkar edilmiş,anlaşılamamış,yok sayılmış olsa bile dünyanın sayılı edebiyatlarındandır.

Türk milletinin varoluşundan bu yana yaşadıkları,hayat tecrübesi,sanat anlayışı, medeniyeti edebiyatına yansımıştır.Edebi eserler,yüzyıllardan bu güne kadar her dönemin toplumsal ve kültürel özelliklerini,insanlığı ve insani değerlerini farklı açılardan ele almış,anlatmıştır.

Bir milletin geçmişteki düşünce yapısını,hayat tarzını,kültür ve medeniyet birikimini, dünya görüşünü gelecek nesillere aktaran en önemli araç edebi eserlerdir.Dolayısıyla eserlerin incelenmesi,yazılış maceraları bize geçmişteki bilmediğimiz dünyaların kapısını açacaktır.Hayat şartlarının ve düşünce sisteminin değişmesi,Osmanlıya ait herşeye iyi-kötü ayırdetmeden karşı tavır koyan bir sözde aydın kitlesi sayesinde insanımız yıllardır eski edebiyatımızı tanıyamamış veya yanlış tanımıştır.Ancak son yıllarda yapılan objektif çalışmalar bize atalarımızı anlatan geçmişle bağımızı tekrar kurmamızı sağlayabilecek bir adım niteliğindedir.

Milletleri en güzel bir şeklide tanıyabilmenin yolu onların edebiyatlarını öğrenmekten geçer. Edebiyatımız da toplumun duygu , düşünce , kültür ve medeniyet değişimine ayak uydurmuş , zaman içinde farklı özellikler göstermiştir.

Divan Edebiyatı Türklerin 11.yüzyılda Islam dinini kabul etmesiyle Maveraünnehir’de başlamış , 13. yüzyıldan itibaren gelişmesini Anadolu’da sürdürmüştür.

Bu edebiyat Islam kültürüne dayalı olarak Arap ve Fars edebiyatlarının tesiri altında meydana geldiğinden “ Islami Türk Edebiyatı “ diye de anılır.Belirli bir kültür seviyesine ulaşmış ,eğitimli kişilere hitab etmesi sebebiyle “ Yüksek Zümre Edebiyatı “ da denilmektedir.

Divan Edebiyatı, Islam dininin tesiri ile ortaya çıkmış olsa da , Iran ve Arap edebiyatlarının ve onların medeniyetlerinin izleri görülse de, zamanla bu tesirden kurtulmuş , kendine has bir takım özellikler kazanarak millileşmiştir . Türk kimliğini bulmuş ,bağlı olduğu medeniyet ve kültür dünyasının zevkini , estetiğini , sanat anlayışını aksettirmiştir. Yine aynı şiirlerde halkın örf ve adetleri , hayat bakışı , kılık-kıyafet , düğün ,sünnet eğlenceleri , devletin işleyişi ,bazı aksaklıklar dile getirilmiştir.

Divan Edebiyatı’nın halktan ve günlük hayattan kopuk olduğu iddiasının ne kadar boş olduğu verilecek örneklerde görülecektir.Şu inkar edilemez bir gerçektir ki Divan şiiri , bir hayaller dünyasıdır.Stilize edilmiş bir tabiat anlayışı hakimdir. Tabiat tasvirleri , hayvan , bahar,yaz ,kış ,yaz mevsimlerini tasvirleri şairlerin hayal gücü ile süslenmiş , kalıplaşmış motifler halindedir.Bu bir gelenektir ve daha sonra gelen şairler aynı hayalleri daha güzel söylemek için yarışırlar.

Aşk bu edebiyatın vazgeçilmez konusudur.Aşık daima bahtsız ,sevgili ise vefasız ve zalimdir.Acı çektirir.Bu, platonik bir aşktır. Bu şiir anlayışında ideal insan , maddeye değer vermemeli, dünya nimetlerine itibar etmemelidir . “ Rind “ adı verilen , malda mülkte gözü olmayan , insanların ilgisinden rahatsız olan , hoşgörülü bu insan tipi, hep itibar görmüştür. Şair de kendisini böyle gösterir.



Divan Edebiyatı , şiir ağırlıklı bir edebiyattır.Nesirden çok nazma değer verilmiş, bu alanda söz ustalığı yapmak gayretine düşülmüştür . Divan şiiri beyitlerle kurulur . Beyit sayısına , kafiye düzenine ve konularına göre isimler alan şiir şekilleri ; gazel ,kaside , mesnevi, musammat , terkib-i bent , terci-i bent , rubai ,kıta , mürfed...dir.

Divan Edebiyatı’nın bir imparatorluk edebiyatı olduğu unutulmamalıdır.Çok geniş bir sahaya yayılmış bir bahçede elbette değişik renkler , değişik tad ve kokular bulunacaktır . Burada güzeller hep selvi boylu , kirpikleri ok, kaşları yay, gözleri ahu ,saçları sümbül ,ağızları gonca ,yanakları gül olsa da , öyle hayal edilse de bizim insanımız bizim dilimizle anlatılır.

Agah Sırrı Levend, Divan Edebiyatı’nı başlı başına bir alem olarak nitelendiriyor ve şöyle diyor : “Her gün biraz daha kesifleşen bir sis tabakası altında örtülüp giden bu alemin karanlık köşelerini aydınlatmak , bu suretle artık tarihe mal olmuş bulunan bu fikir , his ve hayal dünyasını tespite çalışmak en büyük emelimizdir.”

Divan Edebiyatı üç beş eserden müteşekkil değildir.Bu dönemin dili hakkında bir kaç esere bakarak hüküm vermek yanlış olur.Süleyman Çelebi’nin Mevlid ‘i , Nabi’nin Hayriyye’si gibi dili sade, yazıldıkları zaman ve sonrasında halk tarafından çok okunan eserler mevcuttur.Bu edebiyatın içinde meydana getirilmiş olan Kuran tefsirleri , Hadis tercümeleri , mevlidler, siyerler, miraciyeler ,dini-destani halk hikayeleri, seyahatnameler, o gün halkın, dilini kolayca anlayabildiği eserlerdir . Divanların içindeki şiirlerin hemen hepsi yazıldıkları dönemde insanımızın anlayabildiği ve zevk alarak okuyabildiği sadeliktedir. Divan şiirinde bize yabancı gelen kelimeler, bugün kullanılmadığı için anlaşılamamaktadır. Halbuki çağında bu eserler halkın ekseriyeti tarafından okunup anlaşılıyordu.




Biz bu çalışmamızda Divan şiirlerinden bir olaya dayalı olanları, hikayeleri ile birlikte vermeye çalıştık.Anlatılanların çoğu elbette rivayetlerdir . Kayda geçmiş olanları olduğu gibi , söylenti halinde yayılmış , bu arada değişmiş , bir kaç şekilde anlatılan hadiseler de vardır.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 11:59 AM   #2
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

AHMEDI ( 14.yüzyıl)


Ahmedi , 14.yüzyılda yaşamış Anadolu Türkçesi’nin en başarılı şairlerindendir.Öğrenimine Kütahya’da başlamış, sonra Mısır’a giderek tahsil hayatını orada tamamlamış , ilmini geliştirmiştir. Anadolu‘ya döndüğünde Sultan I.Murad’ın himayesine girmiş , sonraları Yıldırım Bayezid’in sohbet arkadaşı olmuş, padişahtan büyük iltifat görmüştür.

Yıldırım Bayezid ile Timur arasındaki çekişmeyi ve savaşı gören, sevdiği padişahın yenilgisine çok üzülen şair , Timur tarafından da takdir edilmiş , fakat bu zalim hükümdarı bir türlü sevememiştir.

Bazı kaynaklarda Nasreddin Hoca’ya atfedilen meşhur bir hikayenin aslında şair Ahmedi ile Timur arasında geçtiği rivayet edilir .



“ Şairin olgunluğuna ve tespitlerinin isabetine güvenen Timur , bir hamama bir gün bir çok güzeli toplamış . Bunları teker teker Ahmedi’nin önünden geçirip ,

-Molla , sen güzelden anlarsın ,bunlara bir değer biç ,der.

Ahmedi , her güzele , kimisi şu kadar altın ,kimisi şu kadar gümüş diyerek doğru değer biçince Timur ,

-Bre Ahmedi , bana da bir değer biç, benim değerim ne kadardır ? der.

Ahmedi ,” Sen seksen akçe edersin .” cevabını verir . Timur ,

-Nasıl olur ? diye itiraz eder.Şu belimdeki peştamalın değeri seksen akçedir .

Ahmedi ise ,

-Benim de değer biçtiğim odur , yoksa sen beş para etmezsin , cevabını verir .”



Timur’un bu cevaba hiddetlenmediği , aksine cesaretinden dolayı şaire iltifatlarda bulunduğu söylenir .Fakat şair Ahmedi’nin yıldızı Timur ile hiç bir zman barışmamıştır.

Timur’un ölümü dolayısı ile şu mısraları söylemiştir .



Felek yire gövürüben Temur’u

Konukladı et ile mar u muru





felekünya,kader

gövürüben:geçirerek

konukladı :ziyafet verdi

mar u mur :yılan ve karınca
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 11:59 AM   #3
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

ERZURUMLU KADI DARİR ( 14.yüzyıl)


Doğuştan kör olmasına rağmen hafızası çok kuvvetli olan ve bu sayede Islam ilimlerini ve Arapça’yı çok iyi öğrenen Darir , aynı zamanda iyi bir şairdir . Darir , gözleri görmeyen ama demektir.

Şair , 1377 yılında Mısır’a gitmiş ,Mısır sultanlığına bağlılığını bildirip , intisap etmek istemiştir.Ilminin genişliği , sohbetinin güzelliği sayesinde sultanını meclisine kabul edilen şair, kendisi hakkında şunları söylüyor .” Gerçi gözsün kişinin gözü yoktur ,ancak hafızası kuvvetli olur ; sözü gönlünde toplamaya , hatırda tutmaya kuvvetinin tesiri olur.”

Darir , Mısır’da hükümdarın yanında beş yıl kalmış ,sultanın toplantılarına, şiir meclislerine katılmıştır . Hükümdar bir gün Darir’e demişti :



Gel ey gözsüz bana bir sire söyle

Kim anda suret ü hem siret olsun

Hem anda ilm anılsın adl anılsın

Içinde ma’ni vü ma’rifet olsun

Bize eğlence olsun dinlemekde

Yüregümüze dahı kuvvet olsun



Darir , hükümdarın bu isteği üzerine Kitabu Siretü’r-Resulullah adlı Arapça bir kitabı Türkçe’ye çevirmiş ve Türk diline kıymetli bir eser kazandırmıştır.





sireeygamberin hayatından kısa bir anekdot

suret :görünüş,kılık

siret:bir kimsenin içi,hali,tavrı,ahlakı.Hal tercümesi

adl:adalet

ma’ni :mana

ma’rifet:herkesin yapamadığı ustalık

dahı:dahi
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 11:59 AM   #4
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

ŞEYHİ (15.yüzyıl)


Sultan I.Murad,Yıldırım Bayezid,Çelebi Mehmed ve II.Murad ‘ın padişahlıkları zamanında yaşamış olan Şeyhi, Iran’da hekimlik, tasavvuf ve hikmet tahsili yapmıştır.Osmanlı sarayında itibar görmüş, sonra Kütahya’ya dönerek bir aktar dükkanı

açmış,eczacılık ve hekimlik yapmıştır.Bilhassa göz hekimliği alanında büyük şöhret yapmış,Çelebi Sultan Mehmed’i iyileştirmiştir.Bu hadise üzerine padişah,şaire büyük

ihsanlarda bulunmuş,hususi doktoru tayin etmiş,Tokuzlar adındaki bir köyü Şeyhi’ye

tımar olarak vermiştir.Şeyhi,köye giderken,köyün eski sahipleri şairin yolunu keserler ve onu döverler.Şeyhi saraya geri döner ve halini anlatmak için “Harname” adlı mesneviyi yazar.Padişah da yol kesen köylüleri cezalandırır,şaire ihsanlarda bulunur.

Harname,hiciv türünün başarılı örneklerinden biridir.Şeyhi,bu eserinde ince bir mizah ile insani zaafları hicvetmiştir.Eserin kahramanı bir eşektir.Hakettiğinden fazlasını ister.Çayırda gördüğü öküzlere özenir.Onlar gibi olmayı ister.Fakat bu hatasının sonunda kulaklarından ve kuyruğundan olur.

Hikaye şöyledir;



Bir eşek var idi zaif ü nizar

Yük elinden katı şikeste vü zar



Gah odundu vü gah suda idi

Dün ü gün kahr ile kısuda idi

.........

Arkasından alınsa palanı

Sanki it artığıydı kalanı



Birgün ıssı ider himayet ana

Yani kim gösterir inayet ana



Aldı palanını vü saldı ota

Otlayarak biraz yürüdü öte



Gördü otlatda yürür öküzler

Odlu gözler ü gerlü göğüzler

.........

Boynuzı bazısının ay bigi

Kiminün halka halka yay bigi

........

Var idi bir eşek firasetlü

Hem ulu yollu hem kisayetlü



Ol ulu katına bu miskin har

Vardı yüz sürdü dedi ey server

.........





Bugün otlakda gördüm öküzler

Gerüben yürür idi göğüzler



Yok mudur gökde bizim ıldızımız

K’olmadı yeryüzünde boynuzumuz

........

Böyle cevab verdi pir eşek

K’ey bela bendine esir eşek



Dün ü gün arpa buğday işlerler

Anı otlayıp anı dişlerler



Bizim ulu işimiz odundur

Od uran içimize o dundur

.........

Gezerek gördü bir göğermiş ekin

Sanki dutardı ol ekin ile kin



Yiyerek toydı karnı çağnadı

Yuvalandı vü biraz ağnadı



Çıkarır har çün enkerü’l-esvat

Ekin ıssına arz olur arasat



Ağaç elinde azm-i rah etdi

Tarlasını göricek ah etdi



Yüreği soğumadı söğmeg ile

Olımadı eşeği döğmeg ile



Bıçağını çekdi kodı ayruğunu

Kesdi kulağını vü kuyruğunu



Uğrayu geldi pir eşek nagah

Sordı halini kıldı derd ile ah



Batıl isteyü hakdan ayrıldım

Boynuz umdum kulakdan ayrıldım



Insanların imkanlar bakımından eşit olmadıkları,kiminin doğuştan imtiyazlı olduğu, kiminin ise ne yapsa yoksulluktan kurtulamadığı ana fikrinden hareketle şair şu mesajı verir:Herşeyin mutlaka bir bedeli vardır.







zaif:zayıf

nizar:zayıf,halsiz

katı:çok

şikeste:kırık

zar:ağlayan,inleyen

gah:bazen,kah

kısu:üzüntü

palan:eşeğe vurulan eğer

ıss:sahip

himayet:koruma

anana

inayet:yardım,iyilik

odlu:ateşli

gerlü:gerili

firasetlü:anlayışlı,bilgin

bigi:gibi

kiyasetlü:akıllı,zeki

har:eşek

server:başkan,reis

ıldız:yıldız

dun:alçak

göğermiş:yeşermiş

toydı:doydu

çağnadı:şarkı söyledi

ağnadı:yattı

çün:çünkü

enkerü’l-esvat:seslerin en çirkini

arasat:mahşer yeri

azm-ı rah:yola çıkmak

ayrug:başkası

pir:yaşlı

nagah:ansızın

batıl:Hak olmayan
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 11:59 AM   #5
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

SÜLEYMAN ÇELEBİ ( 15.yüzyıl)


Mübarek günlerin vazgeçilmez bir parçası haline gelen Mevlid’in yazarı Süleyman Çelebi 15.yüzyılda Bursa’da yaşamış,Yıldırım Bayezid devrinin ünlü şeyhi Emir Sultan’a intisab etmiştir.Bursa’da Ulu Cami’in imamıdır.Mevlid’in asıl adı “Vesiletü’n-necat” tır.

Süleyman Çelebi “Vesiletü’n-necat” ını bir dava ve bir iddia üzerine yazmıştır.1409 yıllarında Ulu Cami’in imamı olduğu sırada Iranlı bir vaizin “La nuferriku beyne ehadin min rusulihi”(Biz Allah’ın peygamberlerinden hiçbirini ötekinden ayırmayız.) ayetini yanlış yorumlaması Süleyman Çelebi’yi çok kızdırdı.Vaiz bu ayete dayanarak Allah’ın, peygamberleri arasında hiç fark gözetmediğini,o halde Hz.Muhammed’in Isa Peygamber’den daha üstün tutulamayacağını söyledi.Halbuki bu ayet Allah’ın değil,kulların dilinden söylenmişti.Aslında Acem vaiz,Fetret devrini yaşayan Osmanlıları yıpratmak,halkı birbirine düşürmek maksadıyla bilhassa böyle söylüyordu. Müslümanların Hz.Muhammed’e olan saygı ve sevgisini zedelemeye çalışıyordu.Işte Süleyman Çelebi bu kötü niyetlileri susturmak,Hz.Muhammed’in bütün peygamberlerden üstün,en son peygamber olduğunu isbatlamak,şii-batıni akımlara karşı ehl-i sünnet görüşünü savunmak için “Vesiletü’n-necat” adlı eserini yazmıştır.



Mevlid’den



Allah adın zıkredelim evvela

Vacip oldur cümle işte her kula



Allah adın her kim ol evvel ana

Her işi asan eder Allah ana

............



Aşk ile her ikm ki dinlerse bunu

Açıla gönlünde rahmet gülşeni



...................



Amine hatun Muhammed anesi

Olsadeften doğdu ol dür danesi



Çünki Abdullah’tan oldu hamile

Vakt erişti hafta vü eyyam ile



Hem Muhammed gelmesi oldı yakin

Çok alametler belirdi gelmedin



.............







Ol gece kim doğdı ol hayru’l-beşer

Anesi anda neler gördü neler

.............



Dedi gördüm ol habibün anesi

Bir acep nur kim güneş pervanesi



Berk urup çıktı evimden nagehan

Göklere irdi vu nur oldı cihan



Indi göklerden melekler saf saf

Ka’be gibi kıldılar evim tavaf



Hem heva üzde döşendi bir döşek

Adı Sündüs döşeyen anı melek



Üç alem dahi dikildi üç yere

Her birisi eydeyim nire nire



Mağrib u başrıkta ikisi anın

Biri damında dikildi Ka’be’nin



Bildim anlardan ki ol halkın yeği

Kim yakın oldu cihana gelmeği



Çünki bu işler bana oldı yakın

Ben evimden otururken yalnızın



Yarılıp divar çıktı nagehan

Üç bile huri bana oldı ayan



Çevre yanıma gelip oturdılar

Mustafa’yı bir birine muştılar



Dediler oğlın gibi hiç bir oğul

Yaradılalı cihan gelmiş değil





vacip:Farz derecesine yakın bulunan,yapılması gereken

cümle:Bütün

asan ider:Kolaylaştırır

ana:Ona

dürr:Inci

eyyam:Günler

Hayrü’l-beşer:Insanların en hayırlısı

habibevgili

acep:Acaip

berk:Şimşek

nagehan:Ansızın

alem:Bayrak,sancak,işaret

dahıahi

eyitmeköylemek

mağrıb:Batı

maşrıkoğu

yeğ:Üstün

yakin olmak:Kat’i olarak bilme

ayan:Açık,belli,meydanda

muştu:Müjde
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 12:00 PM   #6
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

NECATİ BEY (15. yüzyıl)


Şair Necati Bey, Fatih Sultan Mehmed’in dikkatini çekmek istemektedir. Padişahın sohbet arkadaşı ve sadrazam Mahmut Paşa’nın akrabası olan Yorgi Amiruki’nin külahına, padişahla satranç oynamaya giderken bir gazeleni sıkıştırır. Külahtaki kağıt padişahın dikkatini çeker. Okur ve çok beğenir. 17 akçe ve Divan Katipliği ile Necati Beyi mükafatlandırır. Daha sonraları Necati Bey’in Fatih’e üç kaside daha yazdığı bilinir.



Eser itmez nidelüm ah-ı sehergah sana

Meğer insaf vire dostum Allah sana



Hoş olur sohbet-i mey gecede mehtap olıcak

Nur saç meclise gel kim demişüz mah sana



Nidelüm devr sunarsa sana şerbet bana zehr

Bu cihan böyle olur gah sana gah sana



Levh-i çehremde okumağa hikayat-ı gamı

******* subha değin şem’ tutar ah sana



Göz yaşı encümeni rehber idünmezse eğer

Şeb-i gamda iremez aşık-ı gümrah sana



Gece gelmeyeceğin sohbete ey dil biliriz

Hele var gör ki ne yüzden toğar ol mah sana



............



Ey Necati taş iken lal ide hurşid gibi

Bir nazar eyler ise himmet ile şah sana.





ah-sehergaheher vakti inleme

sohbet-i mey:Içki sohbeti

olıcak:Olunca

mah:Ay

gah:Bazen,kah

levh-i çihre:Yüz

hikayat-ı gam:Acı,keder hikayeleri

subhabah

şem:Mum

encüm:Yıldızlar

şeb-i gam:Gam gecesi

aşık-ı gümrah:Yolunu şaşırmış aşık

toğaroğar

la’l:Kırmızı ve değerli bir süs taşı

hurşid:Güneş

himmet:Gayret, emek

nazar eylemek:Bakmak
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 12:00 PM   #7
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

AHMET PAŞA (15. yüzyıl)


XV. yüzyılda yaşamış olan Ahmet Paşa, dönemin konuşma dilini şiirlerine yansıtmış olmanın yanında bir devlet adamıdır. Fatih Sultan Mehmed’in hocası ve sohbet arkadaşıdır. Osmanlı Sarayı’nda görev yapmış vezirmliğe kadar yükselmiştir.

Şiirlerinin çoğunda aşk ve tabiat güzelliklerini işleyen şairin gözdelerinden birine aşık olduğu söylenir. Fatih Sultan Mehmed, Ahmet Paşa’yı çok sevmesine rağmen olan bitenden rahatsız olmuş, bu davranışı Saray gelenek ve göreneklerine hakaret saymış ve Ahmet Paşa’yı Yedi Kule Zindanlarına kapattırmıştır.

Yedi Kule Zindanlarında ölüm korkusuyla yaşamış olan şair, çok zor ve acı günler geçirir. Orada aklına bağışlanmak için bir kaside yazmak gelir. Ve ünlü kerem kasidesini yazar.



Ey muhit-i keremin katresi umman-ı kerem

Bağ-ı cud ebr-i kefinden dolu baran-ı kerem



.......



Ayağı toprağıdır cevher-i iksir-i hayat

Asitanı tozudur sürme-yi ayan-ı kerem



Açılır hulk-ı nesimiyle gül-i gülşen-i cud

Bezenir lütf-i zülaliyle gülistan-ı kerem



.........



Gün gibi saltanatın topu göğe ağsa ne ta’n

Sana sunuldu bu meydanda çü çevgan-ı kerem



Kul hata etse nola aff-ı şehinşah kanı

Tutalım iki elim kandayımış hani kerem



Ahmedim gam makası kesti dilim şem’ gibi

Sana ruşen diyemez halini sultan-ı kerem



Ahmet Paşa son arzusu olarak zindan görevlilerinden şiirin, padişaha ulaştırılmasını ister. Şiirden iyi anlayan, kendisi de şair olan Fatih Sultan Mehmed, kasidenin güzelliği karşısında duygulanır, yanındakilere “Böyle güzel şiirler yazabilen bir aşk adamına biz zarar vermemeliyiz” diyerek, şairi affeder.

Ahmet Paşa bundan sonra Saray’daki eski yerini alamaz. Bir rivayete göre de Fatih tarafından Tuti Hatun biriyle evlendirilmiştir.



muhit-i kerem:Cömertliği ile etrafı kuşatan

katreamla

umman-ı kerem:Cömertlik denizi

bağ-ı cud:Cömertlik bağı

ebr-i kef:Yağmur bulutu

baran-ı kerem: Cömertlik yağmuru

cevher-i iksir-i hayat:Hayat iksirinin özü

astan:Eşik

sürme-i ayan-ı kerem: Cömertlik meclisinin sürmesi

hulk-ı nesim: Rüzgarın tabiatı, huyu

gül-i gülşen-i cud: Cömertlik bahçesinin gülü

lutf-ı zülal: Soğuk, güzel suyun lutfu

gülistan-ı kerem: Cömertliğin gül bahçesi

ta’n: Yerme, ayıplama

ağsa:Yükselse , çıksa

çü:Çünkü

cevgan-ı kerem:Cömertlik değneği, bastonu

kanı:Hani

şem:Mum

ruşen:Açıkça









Bu bahsi, daha sonra Fatih’in de nazire yazdığı Ahmet Paşa’nın güzel bir dörtlüğü ile bitirelim:







Bizi hak etti heva yoluna sevda nidelim

Pay -mal eyledi bu zülfü seman-sa nidelim

Kul edinmezdi güzeller bizi illa nidelim

Vay gönül vay bu gönül vay gönül ey vay gönül..



hak:Toprak

heva:Heves, istek

pay-mal:Ayak altında kalmış, çiğnenmiş

zülf-i semensaevgilinin yasemin kokulu saçı
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 12:00 PM   #8
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

MİHRİ HATUN (15. yüzyıl)


XV. yüzyılın hanım şairlerinden Mihri Hatun, şairlikte Necati Bey’i kendisine örnek almış, ona benzemek istemektedir. Her yazdığı şiiri şaire gönderir fikrini almak ister. Bir rivayete göre Necati Bey, bundan hoşnut değildir. Kızdığını ve şu mısraları yazdığını Latifi söyler:

Ey benüm şi’rime nazire diyen

Çıkma rah-ı edepten eyle hazer



Dime kim işte vezn ü kafiyede

Şiirüm oldu Necati’ye hem-sar



Harfi üç olmağ ile ikisünün

Bir midür filhakika ayb u hüner







diyen: Söyleyen, yazan

nazire:Örnek , karşılık

rah-ı edeb:Edeb yolu

hazer eyle : Sakın, çekin, dikkat et

hem-sar :Arkadaş, yakın

filhakika:Hakikaten, gerçekten, doğrusu

ayb :Ayıp



II. Bayezid’in oğlu Şehzade Ahmed’in Amasya Valiliği sırasında Amasya’da yaşayan, güzelliği ve şairliği ile ünlü Mihri Hatun’un Necati Bey’e hissi yakınlığı olduğu ve duygularını mısralarla ifade etmeğe çalıştığı bilinir.



Ben umardım ki seni yar-ı vefa-dar olasın

Ne bileydim ki seni böyle cefa-kar olasın



Reh-i aşkında neler çektüğüm ey dost benüm

Bilesin bir gün ola aşka giriftar olasın



Beni azade iken aşka giriftar itdün

Göreyim sen de benim gibi giriftar olasun



Beddua etmezem amma Huda’dan dilerim

Bir senin gibi cefa-kara heva-dar olasun



Şimdi bir haldeyüz kim, ilenen düşmanına

Der ki, Mihri gibi sen dahi siyeh-kar olasun





yar-ı vefadar:Vefalı sevgili

cefa-kar:Cefa, eziyet eden

reh-i aşk:Aşk yolu

giriftar:Tutulmuş, yakalanmış,esir

heva-dar:Yar, dost, aşık

ilenmek:Beddua etmek

siyeh-kar:Günahkar, günaha giren

azade:Hür, serbest



Necati Bey’in de Mihri Hatun için “Mihr u Mah” adlı bir mesnevi yazdığı söylenir ise de eserin hiç bir nüshası ele geçmemiştir.
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 12:00 PM   #9
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

AŞIK PAŞAZADE (15. yüzyıl)


F a t i h’ i n Ö l ü m ü



Fatih Sultan Mehmed çağ açıp çağ kapayan, sanatkar, alim ve büyük devlet adamı. Bu büyük padişahın hayatıyla olduğu kadar, ölümüyle ilgili rivayetler var. Aşıkpaşazade, Fatih’in suikaste kurban edildiğini şöyle anlatıyor:

“Vefatına sebep ayağında zahmet vardı. Tabipler ilacından aciz oldular. Sonra bütün tabipler toplandılar. Oy birliği ile karar verdiler. Ayağından kan aldılar. Sancısı daha da arttı. Şarab-ı fariğ verdiler Allah’ıh rahmetine vardı.



Tabibler şerbeti ki verdi Han’e

O han içti şarabı kane kane



Ciğerin doğradı şerbet o hanın

Hemin dem zari etti yane yane



Didi neyçün bana kıydı tabibler

Boyadılar ciğer-i canı kane



Isabet etmedi tabib şarabı

Tımarları kamu vardı ziyane



Tabibler hane çok taksirlik ittü

Budur doğru sözüm düşme gümane.



hemin:Hemen

zari etmek: Ağlayıp sızlamak

isabet etmedi :Iyi gelmedi, fayda vermedi

tımar:Yara bakımı

kamu:Bütün

taksirlik etmek :Kusur etmek

güman :Şüphe

şarab-ı fariğ akinleştirici

şarab:Ilaç
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
Old 05-15-2007, 12:00 PM   #10
M@D_VIPer
Forum Kalfası
 
M@D_VIPer Kullanıcısının Avatarı
 
Üyelik Tarihi: Dec 2005
Konum: BeyCoast
Mesajlar: 7,003
Teşekkür Etme: 26
Thanked 333 Times in 269 Posts
Üye No: 4853
İtibar Gücü: 3002
Rep Puanı : 16800
Rep Derecesi : M@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond reputeM@D_VIPer has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Varsayılan

CEM SULTAN ( 15.yüzyıl )


Şehzade Mustafa vefat ettiğinde Şehzade Bayezid 34 yaşında Isstansul’da tahta oturur. 23 yaşındaki Konya valisi Şehzade Cem , Bursa üzerine yürüyerek adına hutbe okutup sikke bastırır ve ağabeyine elçeler göndererek kendisinin Anadolu’da , onun da Rumeli’de hükümran olmasını teklif eder. Sultan II. Bayezid devletin taksim kabul etmeyeceğini söyleyerek teklifi reddeder.

Sultan II.Bayezid Bursa üzerine yürür , Cem Sultan yenilir ve Konya’ya çekilir. Daha sonra Kahere’ye geçer . Orada iken hacca gitmeye niyet eder. Hacı olan ilk Osmanoğlu’dur.Duygularını şiirlerinde şöyle ifade eder.



Olsan şahenşah-ı Rum olmazdı hacc nasibin

.................................................. .....................

Kabetullah’a varıp bir kez tavaf itdüğin

Bin Karaman bin Acem bin mülk-i Osman’dur



şahenşah-ı Rum :Anadolu’nun hükümdarı

Acem:Iran

mülk-i Osman:Osmanlı ülkesi



Cem Sultan böyle söyler ama , devlete sahip olma iddiasından da vazgeçmez.Konya’yı Ankara’yı kuşatır. Sultan Bayezid “Kudüs’te otur , tahsilatını vereyim, saltanat davasından vazgeç.” Diye elçi gönderir. Kabul etmez . Daha sonra Rodos’a geçer.Şövalyeler onun Fransa’ya götürürler.Rodos şövalyeleri , Sultan’ı Fransa kralı ile anlaşmış olan Papa’ya teslim ederler. Roma’ya getirilir.Papa Cem Sultan’a Hıristiyanlık teklif eder . Büyük bir Haçlı ordusunun hazırlandığını, Istanbul üzerine yürüyeceğini , kendisini de padişah yapacaklarını, bunun için onlara yardımcı olması gerektiğini söyler. Cem Sultan “Ben dinimi , değil Osmanlı Sultanlığı için , dünya padişahlığı için bile değişmem. “Cevabını verir.Yaptığı yanlışın farkına varan Sultan , varlığının Osmanlı aleyhine kullanılamasına engel olmak için , öldüğü haberini etrafa yaymağa çalışır. Bu hazin hikayenin bilinen yönü. Bir de iki düşman kardeşin birbiriyle mısralar vasıtasıyla mektuplaşması vardır.Cem Sultan, Bayezid Han’a



Sen bister-i gülde yatasun şevk ile handan

Ben kül döşenem külhan-ı mihnette sebeb ne



diye sorar. Hakan ağabeyi cevap verir.



Çün zur-ı ezelde kısmet olınmuş bize devlet

Takdire rıza vermeyesün böyle sebeb ne



Haccü’l-haremeynüm deyüben davi kılırsun

Bu saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne







Birbirleriyle atışmaları da kavgaları da nezaket içinde.Elbette saray ehline yakışan da budur .



bister-i gül:Gül gibi yatak

şevk:Keyif, neşe, sevinç

handanevinçli, gülen

külhan-ı mihnet:Gam, keder, dert ocağı

ruz-ı ezel:Başlangıç (kaderin yazıldığı gün)

Haccü’l-Haremeyn:Zamanında şeri merasime uyarak Mekke ile Medine’yi ziyaret eden kimse

diyübeniyerek

davi kılmak:Iddia etmek

saltanat-ı dünyevi: Dünya saltanatı
__________________

M@D_VIPer Nickten Öte..Bir Markadır...


Her Gidişin Bir Dönüşü,Her Bitişin Bir Başlangıcı Vardır..!!!
M@D_VIPer çevrimdışı   Alıntı ile Cevapla
CevaplaCevapla


Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yayınlama Kuralları
Yeni konu açamazsınız
Cevap gönderemezsiniz
Eklenti ekleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz

Kodlama is Açık
Smilies are Açık
[IMG] code is Açık
HTML code is Kapalı


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Halk Edebiyatı... styla45 Edebiyat 7 04-30-2010 08:52 PM
Divan Edebiyatı... styla45 Edebiyat 9 04-30-2010 08:49 PM
Divan Edebiyatı ve Kavramlar GooD aNd EvıL Eskiler (Arşiv) 0 02-02-2008 06:25 PM
İslam Öncesi Türk Edebiyatı kısa emsaller KoJiRo Eskiler (Arşiv) 0 10-28-2007 01:57 PM
Halk Edebiyatı KoJiRo Eskiler (Arşiv) 0 10-28-2007 01:56 PM

Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:28 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.