"Alışık olmadığımız puan kayıpları yaşadık

[[мα∂ℓιηє]]

Fenerbahçe Televizyonu'nda Takım Kaptanımız Alex de Souza'nın gündemi yorumladığı ve yaşananlarla ilgili düşüncelerini dile getirdiği "Kaptan Köşkü" isimli yeni bir program başladı. Her hafta salı günü saat 23.00'da FB TV ekranlarına gelecek programın ilk bölümünde Alex, Fatih Demirkol'un sorularını yanıtladı. Alex, programda Şampiyonlar Ligi, Süper Lig ve bir çok konuda değerlendirmeler yaptı.
Alex Şampiyonlar Ligi ile ilgili olarak, "Ben en baştan beri maç, maç gitmemiz gerektiğini söylüyorum. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde bu böyle olmalı. Anderlecht maçından itibaren de biz bu bakış açısıyla hareket ediyoruz. Anderlecht maçlarına iyi hazırlanarak, Anderlecht'i eledik. CSKA ile deplasmanda iyi bir oyunla berabere kaldık. Inter maçında bir daha tekrarlanması belki zor olabilecek bir oyun ortaya koyduk Takım olarak her şey yolunda gitti. Herkes ayrı, ayrı üzerine düşen görevi yaptı. Kalecileri gününde olmasaydı tarihi bir fark atabilirdik. Yaptıklarımız ortada ama, hiçbir şey bitmiş değil. O yüzden biz önümüzdeki maçlara hazırlanıyoruz. PSV maçına hazırlanıyoruz. PSV maçı bizim için önemli ve zor olacak. Deplasmanda oynayacağımız bir maç. Oradan olumlu bir sonuç çıkartabilirsek, guruptan çıkma adına önemli bir şans yakalarız. PSV güçlü ve zor bir ekip. Kaliteli oyuncuları var" diye konuştu.
Fenerbahçe'nin Turkcell Süper Lig'deki durumunu da değerlendiren Alex, "Kötü bir başlangıç yaptık diyebiliriz. Alışık olmadığımız puan kayıpları yaşadık. Özellikle bazı maçlarda iyi olmamıza rağmen puanlar kaybettik. Bunların sonucunda şu anki durumdayız" dedi.
Alex, Şampiyonlar Ligi ile ligdeki farklı görüntüyü, "Bunun için bir çok sebep sayabiliriz. Bir defa oynayış tarzınız bu farkı ortaya çıkartıyor. Özellikle Türkiye'ye özgü şeyler var. İlk başta söyleyebiliriz ki hakem farklılıkları çok fazla ortada. Türkiye'deki ve Avrupa'daki hakemler farklı, farklı kararlar veriyorlar. Aynı şekilde Türkiye'de her zaman favoriyiz ama Avrupa'da her maçta favori değiliz. Türkiye'de her maçta rakibinizin üzerine gitmelisiniz. Çünkü siz favorisiniz. Avrupa'da rakibinizi bekleyip, onun ne yapacağını görebilirsiniz. Oyun içinde böyle bir seçeneğiniz var. Fakat Türkiye'de bunu yapamazsınız. Her zaman rakibin üzerine gitmelisiniz. Oyun içerisinde rakip takımın anlayışı da farklı. Avrupa maçlarında daha açık bir oyun ortaya konuluyor. Hiçbir rakip sahaya çıktığında sizi faullerle, darbelerle durdurmayı düşünmüyor. Fakat Türkiye'de bu fazla. Bir de benim anlayamadığım maç boyunca darbeler yiyebilirsiniz, ama bu darbeler hakkında tepkinizi maç içinde hakemle konuşamazsınız. Yanına giderseniz cezalandırılıyorsunuz. Ama maç boyunca size darbeleri yapan oyuncu hiç ceza almıyor. Bu anlayış olmadığı için bu farklar ortaya çıkıyor. Ben bunları şikayet amaçlı söylemedim. Siz bana farkı sordunuz. Ben de farkı anlattım. Bu benim şikayetim gibi algılanmasın. Kimi oyuncu oynamaya, kimisi oynatmamaya çıkar. Kimisi gelir vurur, cezalandırılır ya da cezalandırılmaz. Bizim yapmamız gereken bunlara karşı da mücadele etmek ve iyi oynamak. Tabi puan kayıplarının tek sebebi bu sert oyunlar değil. İyi oynayamadık ve bu puanları o nedenle de kaybettik" diyerek açıkladı.
Alex, Kezman'ın eleştirilmesini ise, "Kezman bu takımın 9 numarası, forvet oyuncusu. Forvetler gol atamayınca eleştirilir ve üzerlerinde baskı oluşur. Kezman'ın ihtiyacı olan şey, kendine olan güveni. Bunu yakaladıktan sonra atacağı birkaç golden sonra, kendini bulur. Atamadığı ve kaçırdığı goller üzerindeki baskıdan. Çünkü daha önce bu tip pozisyonları attığını biliyoruz. Bana göre Kezman'ın kendine güvene ihtiyacı var. Bizim ona olan güvenimiz sonsuz. Biz ona takım arkadaşları ve teknik ekip olarak o güveni vermeye çalışıyoruz. Manisa dönüşü uçakta kırmızı kart pozisyonunu onla konuştum. Bana anlattı. Sonradan izledikten sonra, bu kararı abartılı buldum. O anda topa giderken oyuncunun kendini frenlemesi zor olabilir. Ben şahsen o pozisyonu abartılı bir karar olarak buldum. Bu benim biraz önce söylediğim şeyleri doğruluyor. Kezman bir müdahaleden kırmızı kart görebiliyor. Ama öyle futbolcular biliyorum ki, amacı top oynamak değil, rakibi durdurmak, sertlik yapmak. Bu oyuncular bazen maçı sarı kart bile görmeden tamamlayabiliyor. İşte bu olay benim söylediğim şeyleri doğruluyor" şekilnde değerlendirdi.