![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8778
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Yeter Yalınkılıç - Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsündeki genetik kaynaklar parselinde yapılan ıslah çalışmaları sayesinde, Türkiye'deki 270 kayısı, 100 dut ve 60 kızılcık çeşidi korunuyor.
Meyvecilik Araştırma Enstitüsü Müdürü Yaşar Zengin, yaptığı açıklamada, 1960 yılında Dünya Tarım Örgütü'nün (FAO) aldığı kararla, genetik kaynakların korunması için yapılan çalışmaların desteklenmesinin amaçlandığı, bu çerçevede de 1974 yılında da Malatya'da hâlâ işlevini sürdüren genetik kaynaklar parselinin faaliyete geçirildiğini hatırlattı. Enstitüde bazı meyvelerin korunmasına yönelik melezleme çalışmalarının ilk olarak 1974 yılında başladığına dikkati çeken Zengin, şu bilgiyi verdi: "Meyvecilik ıslah çalışması zor bir iştir aslında. Kısa vadede çözüm almak şansa bağlıdır. Uzun yıllar çalışma yaparsınız ama sonuç alamayabilirsiniz. Ya da aldığınız sonuç istediğiniz sonuç olmayabilir. 1974 yılında kayısı, 1980'li yıllardan sonra da dut ve kızılcık için ıslah çalışmalarına başladık. Amacımız Türkiye'nin farklı yerlerinde üretimi yapılan kayısı, dut ve kızılcığın neslini korumaktı. BİN 35 MELEZ KAYISI TÜRÜ, 270 KAYISI ÇEŞİDİ VAR Hâlâ ıslah çalışmasına devam edilen bin 35 tür melez kayısı türünün olduğunu ifade eden Zengin, "Doğal koşullar nedeniyle kaybolma riski taşıyan meyve türleri çalışmalarımız sayesinde neslini koruyor. Örneğin İzmir ve çevresinde yetiştirilen bir kayısı türü kuraklık nedeniyle kaybedilirse, bizde çeşidi var, alıp tekrar yetiştiriyorlar. Ya da Malatya'da don nedeniyle kaybolan bir kayısı çeşidi bizdeki örneği sayesinde korunmuş oluyor. Genetik kaynaklar parselimizde 270 kayısı, 100'e yakın dut ve 60 civarında kızılcık çeşidi koruma altında" dedi. Malatya Meyvecilik Araştırma Enstitüsü'nün Türkiye'nin kayısı, dut ve kızılcık konusunda genetik kaynaklar parseli olduğuna belirten Zengin, son zamanlarda badem, nar ve böğürtlenle ilgili de ıslah çalışması yapmaya başladıklarını, yaptıkları ıslah çalışmaları sonucunda elde edilen böğürtlen türlerinin gelişiminin iyi olduğu ve Silifke'deki böğürtlenlerden dahi iyi gelişme gösterdiklerini ifade etti. ENSTİTÜ ZİRAAT ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜNE Mİ ÇEVRİLECEK? Meyvecilik Araştırma Enstitüsü'nün ziraat araştırma enstitüsü olarak kapsamının genişletilmek istendiğine değinen Zengin, şöyle konuştu: "1937 yılında kurulan enstitümüz 1980'li yıllardan önce kayısı araştırma enstitüsüyken Hüsnü Doğan'ın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yaptığı yıllarda ismi Meyvecilik Araştırma Enstitüsüne çevrilmiş. Bütün meyve türleri ile ilgili çalışma yapma şansı olduğu ve kayısıyı destekleyici ürünlerin de yetişmesine imkan verdiği için enstitünün kayısı araştırma enstitüsünden meyvecilik araştırma enstitüsüne çevrilmesi daha yararlı olmuş. Aslında günümüzde enstitünün içeriğinin daha da genişletilip ziraat araştırma enstitüsüne çevrilmesini düşünenler dahi var. Çünkü bakıyorsunuz, Malatya'da su bol, iklim uygun. Ancak ihtiyaçlar ve yapılabilecek çalışmalar açısından bakarsak enstitünün meyvecilik araştırma enstitüsü olarak kalması daha uygunolur." ALIÇ DA KORUNACAK Melezleme çalışması yapılan kızılcıkların oldukça verimli olduğunu anlatan Zengin, "Genetik kaynaklar parselimize son olarak alıcı aldık. Kahramanmaraş ve Malatya çevresindeki alıç çeşitlerini topluyoruz. Halihazırda yaptığımız melezleme çalışmalarından 20 tane tip var. Hemgenetik kaynaklar parseliyiz hem de kızılcık ve alıçlarda Atatürk Üniversitesi'ne gönderdiğimiz nümunelerin antioksidan içeriğine baktırıyoruz. Çünkü antioksidan kansere karşı vücut direncini artırıyor" diye konuştu. İLKBAHAR GEÇ DONUNA ALTERNATİF BADEM Malatya'da kayısıya alternatif değil, kayısıyı destekleyen ürünaradıklarını ifade eden Zengin, şunları kaydetti: "Yaptığımız ıslah çalışmaları sırasında, Fransa'dan getirilen badem çeşitlerinin kayısıdan 1 ay daha geç çiçek açtığını fark ettik. İlkbahar geç donuna karşı bademin alternatif olacağını, don riski taşıyan bölgelerde badem yetiştirilmesi gerektiğini tespit ettik. Don riski taşıyan yerlerde üreticilerimiz badem |
![]() |
![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|