![]() |
|
Eskiler (Arşiv) Eski konular |
![]() ![]() |
|
Konu Araçları | Görünüm Modları |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Üyelik Tarihi: Dec 2006
Konum: KoCaELi
Yaş: 40
Mesajlar: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Thanked 162 Times in 97 Posts
Üye No: 23848
İtibar Gücü: 8778
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() 30. HADİS-İ ŞERİF: Resulullah (SAV) Efendimiz şöyle buyurur:
"Misafire ikram ediniz. İsterse kâfir olsun." Bilmen gerekir ki, kula isabet eden kötülüklerden hangisi olursa olsun, o, Hakk’ ın misafıridir. Özellikle hastalıklar. Kula gereken ona ikram etmektir. Ona yapılan ikram cümlesindendir ki mecburi bir durum olmayınca ilaçla def etmeye çalışmamalı. Zira ilaçla giderilmesine çalışılsa da hastalık ancak Allâh'ın takdir ettiği zaman gider. Böyle bir durum ise kulu Allah'ın gözünden düşürür. Allah korusun... Burada Resul (SAV) Efendimiz "İsterse kâfir olsun" şeklinde bir tavsif yaptı. Buradaki kâfir bir manaya göre "kapalı... gizli..." demeye gelir. Çünkü bu misafirin gelişi çoğu zaman saklı, kulun idrakına kapalı durur. Şayet geleni kabul eder, razı olur, Allah'a dönerse perdeler açılır. Kul ise bu durumda işin sırrına vakıf olur. sadreddin konevi |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Konuyu Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
|
|