PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Ali Arslan


Sayfa : [1] 2

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
A Be Ce

Tarih,
Kendi bilincini kaybettiğinden beri;
Önünde zıplayan bir deli
Ve el ele tutuşan sivri akıllılar
Güya alkışladılar.

Her başın tam da aynasındaki orta yerinde
Bilinç aranırken,
Yardıklarında;
Sararmış bir sayfanın içinde kan lekeleri
Tarihten keramettir sandılar.
Aman ne de çok ritüel yarattılar;
Bir ağacın dalında asılı kalan çaputtan
Saklı kalan bilinçle,
Kendi tarihinde.

Deli bu akşam da bir tarih düşürdü
Kendi a be ce hesabıyla.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
A ş K

An an saklanır;



o birer anlık -zamansız- anlarla,



damla damla



sessizce gelir;



çoğalır ve koşar birdenbire



konar duyguların yapraklarından,



insana.







Sunulan



her bir emekle köpük köpük,



kristal çanaklardan



yudumla,



ve yücelir gidersin birlikte.







İşte böyle…





Su gibi



bir serinliğin içinde,



sanki kocaman bir nehirde;



şaşırtıcı



ve bir o kadar tuhaf renklerine



çiçek çiçek tutulduğun;



hep aynı denize doğru,



-zamansız- akmaktır galiba aşk! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
Acele Etmek Lazım

Sevmek ve sevişmek için,
Acele etmek lazım sevgilim.
Seni sevmek,
Sevişerek diyorum herhalde dünyanın en zor işi olmalı.

Hadi koştur benimle dört nala kısraklar gibi,
Ben her şakladığımda bedeninde,
Sen,
Şaha kalkmalısın kucağımda.
Dudaklarında biriken söylenmedik,
Şehvetin alev dalgaları.

Hadi ürpert sözlerinle içimi! ..

Gagasından bırakmamak için çırpınan,
Yüreğindeki o ürkek kuşla;
Dökül de bir damlacık aşkla,
Gel! ..

Acele etmek lazım sevgilim.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
Açıldı Dilim

Açıldı dilim,
Çözüldü halim.
Biliyorum artık:
Vazgeçilmezimin,
Ruhunun derinlerinde
Şimdi bir yangın! ..
Tutuşturduğum.
Takılıdır artık,
Günlerdir,
Israrla,
Ona çizdirmeye çalıştığım,
Hayalim.

Kalktım,
Bütün kapalı musluklarımı açtım.
Şimdi, her şey gürül gürül! ..
Akan köpüklü sularında,
Ben bir aşkın,
Haberiniz olsun
Meşgulünde
Ve hatta sefasıylayım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
Açma

Açma zamanın yapraklarını
Her açmanda
Bana kim bilir ne hüzünlerin damlayacak
Her yaprağının arasına sakladığım
Sonbaharın
Birikmiş anıları ağlayacak
Açma
Açtığın her yaprağın şimdi sararmış uçlarından
İnan,
Dokunsan
...
Kan damlayacak.

Şimdi sen kendi güllerinin rengiyle avunmaktasın
Benim elimdeyse
Yapraksız bir
Gül dalı kaldı
Ancak.
İçimi
Seninle biteviye
Ağlatacak…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
Adeta Ölüyorum

Durdurduğun güzelliklere
Dönüp
Şöyle bir baksan! ...
Neler;
Sevda veren,
Süzülmüş düşüncelerin,
Yüreğinden
Sabırla biriken
Müstesna duygular! ..
Beyaz köpüklerle
Yatağından kıvrıla kıvrıla
Neredeyse bir şelale! ..
Hatalar doğasında var
Olmalıydı da
Anlamak için her şeyi;
Eğrilmeler sapmalar.
Bitti demek kolay
Bitmesinler önemliydi! ..
Neden
Çabucak silinmeye bırakılıyor
Yazık olmadı mı şimdi?
Biliyorum;
Acılarla kalbin benden kaynaklanan.
Üzgünüm demek bağışlayıcı değil.
Başka nasıl çözülecek?
Yokluğa bırakmaksa kararın
Ne yapabilir insan
İçini kanata kanata
Öyle olsundan başka! ..
Yine de
Bir tatlı hüzünle anımsamalıydık
Sevince dönük güzellikleri.
Olmadı...
Ne kadar da arzulamıştık! ..
Şimdi artık
Her şey kavururken içimi
Dışarıda bir yangın tutuşuyor.
Yüreğim kızıl gülden
Dökülen bir alev! ..
Ben ise yaşıyorum derken
Utancımı yükleyerek
Kahrımla karşındayım
Adeta ölüyorum! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
Adı Bir Aşk

her hatırasıyla
izi
düşerse peşimize
elimizde değil
değil asla onu yadsımak
tuhaf
ve belki de tüm ayıbıyla
bir erdemdir
cesaretle onu kendine yakıştırmak
burnumuzda tütüyorsa kokusu
bak
geçmişte kalsa da
için için hala
alev alev
ve an an
yanan
hadi de ki yalandı
değil mi ki
bir zamanlar var oldu
şimdi kabulenmesek de
mazeretsiz olan
adı bir aşk

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:33 AM
Adı Sende Ne Olur

Her dalganın gelişinde artarda çoğalması,
Irmağın denize ulaşması,
İnsanın insana karışması gibidir,
İlmik ilmik dokunuşu,
Her dokunuşunla parmak uçlarından bana,
Söz olup örülmesidir yüreğimde.
Senin her bir gelişin,
Bundandır kabarır;
Kabarır cümle bedenim adı sende ne olur?
Mesafelerin kısalması,
Zaman bulutlarına yüklenmesi,
Yağmaya hazır yağmur damlalarında saklanır durur hüznün.
Denizin üzerine ay ışığı gibi dökülürler.
Dans eder yüreğim o uzak iklimlerinde
Bundandır koşar gelirler,
Bundandır rengarenk kır çiçekleri gibi derlenir ellerimde;
Coşar cümle duygularım adı sende ne olur?
Ellerinin ellerime her kenetlenişinde
Sıcak bir Akdeniz gecesi sokulur içime,
Aklım senle karmakarışık.
Yüzüne yansıyan ikilemlerle döner durur
Ruhunu sarmalayan o şaşkınlık.
Bir pırıltıdır içimde senden bana bırakılanlar,
Bundandır ağlar durur içim;
Kavrulur cümle yapraklarım adı sende ne olur?
Şimdi,
Özlemini tam karşı yamacıma almışken,
Yüzündeki gülüşünle,
Gülüşündeki o bükülüşle öyle sarmaş dolaş
Anlamına vurgun kaldığım o bakışta mısın hala?
Ben desem ki
Bundandır ırmağın denize bu keyif veren seyri;
Akmaya başlamışsa cümle sularım sana doğru
Söyler misin adı sende bunun ne olur? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Adıdır Aşk

Yaşansaydı olur muydu? ..
Yaşamadıklarının,
Adıdır Aşk.

Yakaladığın anda başlayan değil,
Kaybettiklerinin,
Adıdır Aşk.

Bedenle tadılan değil,
Ruhuna bırakılan kıvılcımın,
Adıdır Aşk.

Yüzyıllardır sürdüğünden belli ki
Kadınla Erkeğin yüreğindeki yakarışın,
Adıdır Aşk.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Adım Bir Deli

- Ben seninle gözlerimizle sevişmemizi seviyorum
Ben seninle dudaklarımızla öpüşmemizi seviyorum
Ben seninle ellerimizle elleşmemizi seviyorum
Ben seninle……………………………………….?
Ben sen......
Ben..


- Utanıyorum ama,
Deli misin sen? ..

- Evet Benim adım: Bir Deli! ..
Ne söylersem yeri...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Adın Neydi Senin?

Senin sevmelerin gittikçe birikiyor tuhaf

Elini her sallayışında gülüşünden dökülen

Ve gözyaşlarında damladır saklanan hüzün

*******imin derinlerinde şarkıındır yayılan

İçimde işte bu an senin sevmelerin birikir.



Daldığın her gecenin sessizliğine bırakırken

Aldığın her sevdanın ataşiyle mi demlenirsin?

Masmavi rengindir birikir bende sevmelerin

Lakin neden meydan okur gibi aşk salıncağına

Aldığın her acının anılarını katıyorsun?

Leylanın alamadığını mı istersin benden?

Aşkın kör kuyusundan su çekmek midir?

Resmedilen bir aşkın son demi midir?

Işığınla yansıyan ince bir alevsin sanki.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Ağlar Durur

Tomurcuk tazeliğinde

Gelişinle,

Yüreğimde bahar var.



Kışı karların içine gömdüm.

Eriyen her şeyimle.

Beyaz sevda çeşmelerinde;

Yaşanan zamanlara

Sürgün,

Şelale köpükleriyle aktı gitti...



Şimdi içimde

Biteviye tutuşur;

Gülüşünden bırakılan yangın,

Kapanmayan bir yara.



Her göz açıp kapamamla

Devamlı,

Ağlar durur! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Ağlarım

Göz yaşların ummanıma düşünce gözlerini ararım
Bir katre alevdir dudağından alır dudağıma sararım.
Sunduğundan beri sen bana o mahmur çiçeklerini
*******im uykusuz gündüzleri hayalinle ağlarım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Ah Ne Numara

Bandaj çözüldü
Ve ellerim zincirli,ayaklarım/Zincirli
Ah ne numara.
Üstümde ince kirli ve kan bulaşığı
Bir kat incecik pijama/Çizgili.
Elime tutuşturulan bir dikdörtgen/Teneke
Sicilimmiş güya
Alt tarafı işte bir numara
Nasılda hatırladım/ 4578 Numara
Tutuşturdular göğsüme
Kendi ellerimle/ Yorulmasınlar
Çektiler kelaynaklar gibi /Fotojenik
Sakal uzamış
Saç sıfır numara/Saçlarım
Görmeyeceğim bir resimle
İbret etmek için güya el aleme.
Yıl 972
Mevsimin bitişi Sonbahar/ Kasım
Ayazın soğuğu ve kar taneleri
Bahçedeydi sanırım
Baraka hücreler/ Ahşap çerçeveli
Demir kafes bir pencere
Ziverbey köşkü
Kadıköyde bilmem kaç numara
Kaç kez eklendi
Kim bilir
Bilmem kimlere kimlere
Teneke teneke/Numara
Ah ne Numara.”

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Akdeniz Kıyısında Yoksul Duran Nice Taş Mezar

Bir geçmişi tutup yakasından eğer silkeleyebilseydi zaman
Ölümü asude mi kılardı onlara kırık dökük ve sessizce ağlaşan
Akdeniz kıyısında yoksulca duran nice mahzun taş mezar
Yok başında ağlayanları bir kaya koruğudur dibinde bekler
Beyaz köpüklerinden çaldığı rengiyle lacivert sularında denizin
Atlıların geçtiği şen şakrak nice kadın çığlıklarının tanığıdır
Tarihtir yaşanandır acı sevdalarıyla unutulur hep gidenler
Şimdi ne atlılar ne yazgıları vardır başka başka şarkılar çalınır
Başka aşkları dinlemekteler içindedir her bir mezarın ölüdürler
Gelenler gidenlerden bihaber küflenen zamana bakar gibidirler

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Akıl

Birbiri ardına sıralasalar akılları
Üst üste,
Alt alta farketmez;
Seri de bağlansalar
Paralel de
Direnç ve akımın şiddetiyle ne farkeder ki.


Yaratıcı akılda mıdır
Yada olan biten midir doğada
Asıl olan?
Maddeden yansıyanı görüyorsa
Akıl,
Ayakları üzerine yekinir.
Yoksa
Bağlanmadılar mı birbirine sanki seri akıllar
Ne gördüler! ..
Ne yazdılar tarihin bilincine kalıcı?
çer çöp
Ve muska kağıtlarında solgun birer mürekkep yazısı.
Oysa,
Yaşayan ve değişen koca bir tabiat
Devamlı kalıcı
Ve devinerek.

Sevmesini,
Sevişmesini de bilerek
Becerebilen
Deli kadar bile olamadılar
Nice akıllılar;
Ha paralel,
Ha seri,
Ne farkeder

Şimdi üstte bir deli
Ve bir yığın akıllı da aşağıdan yukarıya bakarak
Damlatıyorlar
Güya akıllarını.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Akılla Yoğrulan Duygularımız

Şiir tahrik edicidir.
Kışkırtıcıdır.
Duyguları kışkırtır! ...
Kışkırtma oranıncadır etkisi.
Düşüncenin billurlaştığı bir kârdır insan olana.
Emeğidir yüreğin.

Şiir hayata ve her şeye dair bir bakıştır
Erozyona uğramış muhtelif bakışlara isyanı,
Anlamlı ve cesurane bir tepkisidir.
Karmaşık değilse yüreğin ve düşüncelerin o kadar berraksa,
Dökülüyorsa,
Hüzün… Sevinç..Nostaljinin kabarması...
Şiirdir.

Unutma! ..
Külün altı hala sıcaksa! ..
Döktürecek çok şeylerdedir
Yüreğin kadardır yüreğindedir
Şiirle,
Onlar durur,
Hala sımsıcak! ..

Her şey insan içindir anlayana,
Şiirdir.
Aşkda ve düşüncede,
Akılla yoğrulan duygularımız.

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Akide Şekeri

Erimek için,
Her kanatlanışında,
Döndürürken kendini dudaklarımda,
Ne şeker şeydin sen.
Akidem! ..

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Aklım Sen

yakınına uzak
uzağına yakın
çelişkilerine kapanır insan
buza tutunan bir hayatın içinde kaymak
bir ucunda ölüm
aklım
sen

soğuğa kuşanan toprak
toz duman
havalanan kar
düşer gecesine bu iklimin
gözlerin neminde bir ışıltı var
renk cümbüşü üşümeler
saklanan guruba akar
aklım
sen

bir insan
bir insana böyle mi yansır?
bir insan
bir insanla bu kadar mı kaynaşır?
eğilen dal uçlarında
son yaprağına tutunmak
son yeşillik bir tatlı hayal midir?
kalan
aklım
sen

gözlerini çevirir gecenin derinliklerine
tükenen bir yüz
yüzde üç beş çizgide ince bir kan
sızan
kar beyazlığında sevda
ıslık seslerinde melodisi eski bir şarkı
yalan
aklım
sen

bir adam
bir kadın
kenarına tutunur uçurumuna biri
diğeri tuhaf bir telaşla düşer elleriyle
solgun yeşiline aynı iklimin hazan
takılan
aklım
sen

iskeleden uzaklaşan bir vapur
denize dalar çıkar bir martı kanatlanır
sabahın tazeliğinde
buğulu soluğun kısrak gülüşlerinde
yok olan
aklım
sen

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Aldanış

Bizi korkutan gözlerde aradık
Kurtuluşumuz,
Güçlü ellerde olacakmış,
Ne de çok kendimizi aldatmıştık.
Bir serçenin kanat çırpışı kadar kısa çeken
Bir hayat,
Bir gülün dalından koparıldığı
An,
Bitiyor.
Dağlara sığınan eşkıyalar kadar bile olamadık
Bir solukluk can için
Hesaplıydık,
Kıyametler kopardık.
Bir dudağı emziren memelere düşen,
Gülümseyişi bile içimizde saklayamadık.
Mecbur bırakılan yaşamlarla biz ne de çok
Beyhude alkışlarla aldatıldık! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:34 AM
Alıştırıyorsun

Bu gün artık tam,
Söyleyecek hiç bir şeyim yok diyorum,
Sen bir daha,
Bakıyorum da her seferinde bir daha aklıma,
Neden böyle zamansız düşüyorsun? ..

Duygularıma üşüşen bir yağmur,
Başımda duman duman bir asi bulutsun,
Belki de bir deli bir fırtına.
Sahi,
İçimden çekip de sen beni nerelere savuruyorsun? ..

Beni allak bullak ediyor,
Dönüp duruyorsun içimde sanki sudan bir pervane;
Bir gelip bir gidip,
Bir dolup bir taşıp acayip nasıl şaşırtıyorsun? ..

Beynim,bedenim, yüreğimle,
Ne tuhaf! ..
Bu günlerde biliyor musun,
Alabildiğine kendine alıştırıyorsun? ..
Yoksa sen beni,
Acısını saklayarak içine bir türlü tüketemediğin,
Bir başka aşkla mı karıştırıyorsun? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Anlam

Evrenin kalabalığında
Kimbilir
Neler düşündürüp
Hüzün biriktirdiğinde yüzün
Anıldığım geldi aklıma.
Verdimse o anlamı açık,
Gözbebeklerinin pırıltısına;
Biliyorum artık
Bir yarım sende.

Görmediğim gülüşlerine
Özlemim var
Susuzluğum senden
Bırakma elimi sakın
Mutlaka var emin ol
Bir parçan
Bil ki bende.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Anlamadılar

Adına Aşk dediler
Önümüze koydular.

Aç içine bir bak dediler
İçimizi yangınlarla bıraktılar

Neden sevdik ki bu kadar? ..
Anlamadılar.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Anlamayanlar

Beni anlamayanlar,
Yüreğim yüreğinize takılı kalacaktır.
Yaşam ağlamakla başlar güzelliklere
Bir bebeğin göz bebeklerinde.
Damlayan her şeyim,
Çocuk kalan ruhumdan düşenlerdedir.

Anlayın.

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Anlaşılmak

Şiir tutan ellerini uzat
Yakaladığın her yaprağındaki hüznü sar arasına,
Satır ağlasın.
Kelimenin içine harfleri doğra.
Ağlasın cümle şarkılara söz olan iç kanamalarım.

Keyfim yok bu gün;
Dilini çıkardı bu gün bana şeytan,
Kulaklarını sonuna kadar uzattı ne varsa sonuna kadar.
Utandım
Gün boyu içime attığım tutkularımla depreşmekten.
Şimdi zaman mı ağlamaklıdır,
Yoksa bendeki şeytanın mı tepinmesidir?
Hadi,
Uzat ellerini,
Başımı arasına alıp sıcaklığına dokun yanaklarımın.
Alevi sarsın seni,
Bendeki şeytanın hırsı dinsin.
Bu gün seninle doyasıya sevişmek istiyorum
Sakinleşmek için.

Anlaşılır olmaktan ne kadar uzağız değil mi?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Anlatamıyorum

Bir ucunda kalemimin akan mürekkebindesin
Düşen her kan damlasında seninle kanarım
Kalbimin attığı noktalara her düştüğünde sen
Ben seni bir türlü kendime anlatamıyorum

Yaşadığım her ânımdadır bendeki tüm varlığın
Seni sevmek çok kolay şeydir hattı zatında da
Kalbimin attığı noktalara her düştüğünde sen
Ben seni bir türlü kendime anlatamıyorum

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Anne

sessizliğin içinde nefesi hayatın,
düşer
süt memelerinden
can;
gözbebeklerinde gülümseme çiçekleridir
düşer gamzelerine
bir bebeğin.
öpücükleriyle
bir annenin,
acılarının izdüşümü olan
yüzündeki hüzün.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Annesizlik

Bir bebeğin gözbebeklerini
Bedeninde,
Tohumsuz bırakan her rüzgâra;
Çığlığıdır,
Yankılanır durur şimdi,
Bir kadının.

Ne kadar açsa da
Çimlendiremediği bağrını,
Zaman geçmiştir;
Rüzgâr başka iklimlerde dolaşır,
Aşk,
Hep körpe baharlara koşar...

Verimsiz kalan her bir dölyatağında
Sitem,
Zamanın acı bir oyunudur,
Yüreğinden kan damlatan
........Ve acısıyla,
Bir kadını,
Bir bebeğin gözbebekleri için ağlatan! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Arınma

Bakışların
Arkasına saklanan her günah
Aslında,
Kendini yıkar da,
Arınır
Başka bir gözbebeğinin her bir damlasıyla.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Armağan

“dillenir
sessizlikte
arzular

dinlence de ruhum

eylül
sen
ben
sonbahar.... ÇT“

Sesin armağan
Kalbin ulaştığı yerdedir buluşmalar
Duygular
Sen biliyor musun hep böyle zamanlarda
Bir kırlangıcın kanadına
Aniden konarlar
Pırıl pırıldırlar
Gökyüzünde güneşle alev alev
Kucaklaşmalar
Böyle zamanlarda
Gelir birden bire ahengi sesinin
Bir armağan
Biliyorum mevsim bende sonbahar
Solgun çiçeklere saklanıyor rengim
Böyle zamanlarda birikiyorsa
Arzular
Bırak nehirlerimi taşsın sularım
Sen
Ben
Kış nedir ki bize gelir geçer
Bak aha şuracıkta tomurcuklanan bir bahar
Kucaklayıp koşsak mı beraber? ..

Kısık gözlerinden bana sağılan sevdanın uçurumunda
İnan
Sen gülünce bir başka sevinç bu coşuyor
Bilsen
Şimdilerde bir de sen olunca
Daha bir “dinlencede ruhum”
Sesin,
Bir armağan
İçime düşüyor
İçime düşüyor.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Artık Ağlamayacağım

Artık ağlamayacağım,
Doğayla kucaklaşmanın yolcusuyum
Dağların alevinden yansıyan alnımdaki terlerle meşgul;
Suların akıtılacağı alanları keşfe bir baştan bir başa
Yelken açacağım;
İşimle barışık,
Sadece kendi içimde kendimle dolaşığım.
Artık ağlamayacağım,
Siz öksüzü olacaksınız artık;
Her gün,
Her An,
Sizler için akıttığım,
Göz yaşlarımın.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Arzum

Avuçlarımda sıcaklığını tutacağım bir güneş
Ve dokunup,
Dudaklarımda bir gül! ..
Olamadın.
Ama,
Asla;
Yüreğimden koparılmayacak hep o mahzun çiçek sensin,
Kokun bendedir.
Arzum,
Sendedir sanadır bu gönül
Bil.
Ay sana güneş bana,
Sen serinlet ki gecemi ışığınla ben şafağın alevinde pervane
Dönebileyim aşkınla.
Yanmak ne ki? ..
Kor olsam …
Kavrulsam da çaresi yok ki! ..
Arzum,
Sendedir sanadır bu gönül.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Asi Dilberler

Dallarından suya dökülen gölgeleriyle İri iri damlarlar,
Düşüverirler birer birer gözbebeklerinden
Akar giderler...
Suyun aynasında beliren camdan düşlerinde gizili gizli aklanır,
Yıkanırlar.
Apak her bir bedenin göğsüne kurularak sallanır dururlar.
Salkım salkımdırlar,
Düşün içine kıvrılan kırmızı güller gibidirler.
Suyla hayasızca her oynaştıkça kışkırtılan memeleri,
Aklımıza düşerken;
Sularında bir düş sıcaklığında,
Süt kokulu dudaklara sokularak aşıklarını,
Damla damla emziren bu asi,
Bu pervasız dilberler! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:35 AM
Aşk

Gözlerinden
Süzülecek
Aşk olup
Dökülecek

Kadife
Bir gül! ..

Kan kırmızı
Rengi.

Fısıltılarım ulaştı mı? ...

Doludizgin

Yüreğin bahar! ..

Şarkımdır
Bilsen
Dilinde
Ahengi
Rüzgarımla coşar

Bu

Aşk.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:36 AM
Aşk Bahçelerinde Kokulu Güller

Aşk bahçelerinde kokulu güller
Zamana biçerler ömürlerini
Yaprakları arasında sakladıkları her soluk
Ve her çekilen kokuya
Yağmalanmış yaşamlar eklerler..

Birikir göğsünde güllerin
Yüklendikçe ağır ağır
Kısacık günlerinde koparılan,
Yarası rengine benzer,kan kırmızı
Dokunan sıcaklıkla sargılı yürekler.

Kestiklerinde gül bahçelerini bir bir
Geride kurumuş dallar
Ve ölgün renklerinde can çekişen
Yüzlerce birbirine takılmış
Aşk ölüsü,merasimsiz terk edilenler.


Şimdi kışa direnen bedenleriyle
Issız aşk bahçelerinde,
Sızısıyla sallanırken rüzgarda,
Güllerin hayaliyle ağlar,
Yanık aşk türküleri söylerler.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:36 AM
Aşk Çıngırağımsın

Sen,

Heyecanla,

Verdiğim sözlerimi mühürleyen,

Dudaklarıma bıraktığın öpüşlerinle;

Tazelenen her günün başında

Sevgi çıkrığıma sarılan,

Gülüşlerinde saklı

Anlam döken bakışlarınla;

İçimde şenlenen kuşların

Kanat şıkırtılarında,

Bende hala

Çalan

Aşk Çıngırağımsın! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:36 AM
Aşk Damlası

Sana ben
Şiirlerimle;
Eğer kendin olarak okursan
Hep Aşkı damlattım...
Zaten ne sen hazırdın
Ne de ben
Kıyamazdım
Sadece,
Kelimelerle oynadım...
Yüreğinde
Çarnaçar
Bıraktığım yangını,
Bedenine Aşk edip
Dolayamazdım...
İşte aşkı ben,
Sana
Böyle damlattım...
Adı bende saklanan sevgili su
Şimdi,
Bu Mübarek Şehrin;
Kocaman Güneşindeki
Işıkları,
Biriktirmekle meşgulüm...
/Yeni yangınlara kıvılcım olsun diye su
Peygamber kokan,
Tarih kokan
Taşlı,
Daracık sokaklarında...
Bilsen! ..
İçin için
Ne yalnızlıklar yaşamaktayım
Her yanım
Mahşeri bir hengame de olsa...
Sen üzülme sakın su
Yine yüreğini
Sevdamla,
İşgal etmek için
Nice
Yeni seferlere hazırlanmaktayım...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:36 AM
Aşk Hüzün

Beni benle sızlatan,
Yüreğimin içine salınan rüzgarlarım,
Neler bırakırsınız ki?
Neden böyle ağlatırsınız?

Beni sevdiğini söylemeye,
Kıyamayan sevdalım sen,
Söyler misin?
Söyler misin nedendir,
Korkuların mı benden,
Korkuların mı var?

Aşk hiç sönmeyen bir yangın mı ki kalsın;
Avuçlarımızda alev alev sürekli bizi yakan?

Mavi kelebekler bir daha,
Hiç kanat çırpmayacaklar mı?
Söyler misin hangi Bahar,
Hangi Baharımızla,
Nisan çimenlerine üşüşecektir onlar?

Bak zaman tesellisi değildir hiçbir şeyin,
Artık kaybolup gidiyor;
Mor renkli sarmaşık çiçekleri gibi azalan yaşam;
Bende seni tüketirken ve benimle tükenirken yüzün,
Neden aşka bırakmazsın ki hiç kendini? ..

Yüreğimde kıymık kıymık takılı mı kalacak? ..
Hep,
Senden kalan bu
Aşk Hüzün! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:36 AM
Aşk İlanı

Muhteşem tadına;

Yüreğindeki yangını katıp,

Dudaklarının ucunda

Birikerek

Bana dökülen

Sözcüklerinde ulaşıyorum.

Duygularını

İfade etmesen bile

Onları;

Dilinin titreşimiyle

Oluşan,

Harflerin birleşimden

Kelime,

Sonra da cümle olunca

Farkediyorum.

Gözbebeklerin büyüyor,

Biliyorum

O an içinde

Fırtınalar eserken;

Bunu aniden,

Kirpiklerinin yarattığı

Deli rüzgârdan

Anlıyorum.

Ne kadar sade,

Ne kadar doğal

Öylesine

Kendiliğindensin ki

Yağmurun serinliğini,

Gecenin sessizliğini

Ben hep

Sen

Sanıyorum.

Bu akşam

Sana aşık olduğumu

Fısıldayarak da olsa

İlan etmek için

Çırpınırken

Eski bir şarkının

Sığınarak melankolisine,

Kendimi defalarca

Sarhoşluğa vuruyorum:

.................................................. .
'I love you more than ı can say'
.................................................. .

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:36 AM
Aşk Kokulu Meleğim

Bulutsuz bir şehrin beyaz görüntüleri
Ellerinde rengarenk sihirleriyle dolanırlar…
..

Sana benzemeyi ne çok isterdim;
Bir dost şöyle demişti:
Büyüyen bir yeşilliğin renkleridir onlar,
En güzel dostudur çiçeklerin.
Muhtaç olduğum bir tek nefes
Yalvarışlarımın nedeni belki de aracı dualarımın
En tepede olan,
En güçlü yığınların arasında,
Bulanık bir nehrin en temiz dalgası
Ve içimdeki “Meleğin” sayfaları.
Şiirlerimin en iyimser dizelerini seninle yazdığım,
En çirkin cümlelerini seninle sildiğim,
Biricik kalemim,
“Meleğim”.
..

Resimlerin içinde,
Yeni doğan bir bebeğin gülüşü belki
Ya da sessizce hıçkıran gözyaşları.
Sen,
Yakaladığım yerde,
Dokunamadığım.
Ama seninle beraber düşündüğüm her gündesin.
Her gece,
Geriye attığım günlerin “Meleğisin”,
Her anımın içinde bir “Meleğim” var hep seninle..

Öyle uzun bir yolculuğun sonunda
Yeni geldiğin şehrimde var olansın.
Kim bilir kaç güneşler devirdin,
Kaç hüzünlü portreleri üst üste,
Bir daha bir daha çizdin
Bir 'meleği' daha arkanda bıraktın? ..
..

Pişmanlıkların ardından geldin bana o gün,
İçimi,
Derinlerimden sızlatan;
Tesellisi bile imkansız bir duygudan
Düştün yalnızlığıma,
Uyuttun,
Bir 'meleğin' aşk kokan ruhunda beni.



' Aşk kokulu meleğimden'

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşk Olsun Mu? ..

- Aşkolsun mu? ...

-Olsun.

-Nasıl olsun?

-İki Kişilik olsun.

-Bir ucunda sen bir ucunda ben olsun mu?

-? ........

-Aşkolsun! ...

-Olsun.

-Nasıl olsun?

-İki Kişilik olsun.

-Bir ucunda sen bir ucunda ben olsun mu?

-? .....

............Suskunluk............

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşk Olur

Kanatlanır uçan bir kuş
Şakırtısından
Çıkardığı her sesi;
Verir çırparak
Yayılır evrene
Dağılır,
Her şeye.
Gider
Sevdiğine,
Adı aşk olur

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşk ve Çiğdem

Aşk kısacık anların sesi
Sessiz bir fısıltı
Tanıdık bir yüzün gölgelerini kımıldatışı belki
Beraber yaratıldıkça
Çoğalan her müşterek iç çekişle
İsyanı insanın hayatla
Acı bir soluk mu
Yoksa
Tadını almasını bilene armağanı mı yaşamın:

Bir çiğdem çiçeğinden için için yayılan...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşk Ve Ölüm

oysa ne kadar da sessizce çoğaltırdık kendimizde
ölümü
bir elin omzumuza dokunuşunda
kimi zamansa sıcacık bir öpüşünde sevgilinin
ve bir bağbozumu hüznünde çökerken üzerimize
ne kadar da yakışırdı bize böyle bir ölüm
galiba imkansız bir sevdanın bizi her aldatışında oluyor bunlar
nedendir hep çok sevdiğimizi sandığımız anlarımızda
ve birden bire kaybettikçe
daha
daha da çok severiz
ölüm ve aldanışla iç içe
ve onlar bu kadar yakınımızdayken
vazgeçmediğimiz tek şey oluyor bu aşk bizde böyle

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşk Zamansızdır

Aşk zamansızdır sevgili,
Bakarsın yörüngesinden çıkan yıldızlar gibi
Süratle kaybolur gider.
Bazen bir bedene dökülen binlerce öpücük sağanağıdır,
Tarifsiz yağmurlarla aniden çıkar gelir.
Tuhaf hüzünlerini biriktirir,
Müstesna bir gözbebeğinin süzülen rengarenk ışığında,
Çıplaklığının mahcubiyetine kapanır.
Aşkın zamanı çoğaltmaya hiç mecali yok ki sevgili,
Zamansızdır aşk,
Bir o kadar da sabırsız! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşkın Gül Suyuydu Adı

Aşkın gül suyuydu adı
Damladı...
Sandım ki yüreğim bir şelale! ..

Köpük köpük
Kahve kokusundaydı.
İçmediğim
Sigara dumanındaydı
Savrulup giden.

Bir aldanış! ..
Bir hayal! ..
Uzanıp da
Yakaladım derken,
Tutamadığım.
Damladı...
Halka halka
Büyüyerek silindi
Kalan son izleri de...

Kiraz çiçeklerinde geldi
İlk yaz,
Rengi soluk kırmızı
Tazelenen,
Acemi baharlara inat
Buruk tadıyla
Meyveye durdu.
Dudaklarında,
Öpüşün gülüşü oldu bir
Bir de,
Etine dokunulduğunda
Kalan lezzeti
Damladı...
Unutuldu bu da
Önceki sevdalardandı sanki

Biliyorum
Herzamanki kokusuyla adı:
Aşkın gül suyuydu.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşkın Maddesi

İnancın;
Erdem katıyorsa insana,
İnsanca,
Yakışanca,
Kalıcıdır insanlığa.

Yoksa dönüyor dünya ve değişiyor devamlı hayat;
Tarih,
Ne adaklar yazılmış,
Ne püsküllü çaputlar bağlanmış,
Ne çöplüklerini gömdü toprağa onların!

İnanç adına kör düğüm edilen insan,
Ancak gözünü ve aklını ve dahası yüreğini katarak;
Egemen olunca tabiata,
İnsan oldu.
Ve hakikat o zaman,
Ortak paydasında kaldı insanlığın.

İnanın,
Bir gün aşk'ın da maddesi keşfedilecektir! ..
Yakındır.
Aşkı elle tutunca ve gözle görünce insan,
Asıl o zaman kazanacaktır en yüce armağanını! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Aşkın Resmi

Aşkın resmini yaptığım zaman bir gün
İçine sesini de bırakacağım,
Sevgilinin.


Göze şifa geliyor! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:40 AM
Ateşin Aydınlattığı Bir Oda

Ateşin aydınlattığı bir oda
Uçları kahve koyusu nohut irisi kar beyazı rengi
Her inip kalktığında ve çimdiklendikçe kabaran
Ateşin aydınlattığı bir oda
Bir kırmızı karanfil yaprağı bacak aralarında sere serpe
Gülümseyen bir tomurcuktan
Her soluk alıp vermede bir devri alem
Mest edişiyle sanki her şey,
Hiç bir şey tadında kalmış bir tufan! ..
Ateşin aydınlattığı bir oda
Dahası
.....................saklanılası bir rüya! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ay Ve Ten

Ay dolandığında yırtarak karanlığı,
Işık yağdırarak denizin,
Koynunda saklandı...
Muhteşem gece aniden,
Nasıl da anlam kazandı! ...
Suyun pırıltısında sanki,
Gökyüzüyle sarmaş dolaştı...

Ten hissederken yüreğindeki isyanı,
Hüzün oldu ağladı.
Sonra gülüşe bıraktı kendini,
Bir çift göz uzaklaşırken hızla,
Düşüncelerde tutuklu kalan,
Utancını gördü.
Kanat çırptı! ..

Ve Ay,
Aşk olup Tenin,
İçine döküldü...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ayak Sesleri

Gecenin içinden sızan,
Bu kasvetli uğultu,
Çok uzaklardan gelen ayak sesleri midir?
Dört nala koşan cehennem atlılarının.
Küheylan yelelerinden tutarak koşturanlar,
Sökerlerken bir geçmişi bağrından,.
Sağanak yağmurlar altında çiğner dururlar
Peşleri sıra yetişmeye çalışan zamanı.
Bulutlarım
Hadi boşaltın,
Hadi kaçın,
Hadi yer açın;
Sofrası kurulacak misafirler var!
Vakit dar,
Hesabı verilecek an,
Bu an,
Dört nala geliyor bakın!
Sabredemiyorlar ölüme susamış bu atlılar! ..
Şeytanın gülücükleri kapladı
Atlılar dağıldı birden bire dört bir yana.
Şimdi zaman ağlamaklı,
Şimdi bir karmaşa,
Akıl kendini bilmez bilmecelere daldı.
Yüreğin damlaları şimdi daha kan kırmızı
Soluk alıp veren ne ki?
Kalmadı,
Bir fırtınanın kesip biçtiği gibi
Basıp giden atlılardan kalan;
Sırtlarında,
Yükledikleri boş, keşmekeş bir yığın hayal…
Dönüp dönüp yeniden başlayan zamanda
Kaç kez aynı kısır döngü…
Uyandırın
*******e tahammülüm yok! ..
Bulutlarım
Hadi koşun,
Hadi gelin,
Hadi bırakın yağmurları,
Küllerini dağıtsın,
Yangınlarından arta kalanlardan,
Kurtarın geçmişinden bu şehrimi.…
.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Aynı Noktalarında

aynı noktalarına dokunmuş olacağız şehrin
bir gün,
belki bir gece,
belki de güneşin ilk ışıkları düşerken denize;
aynı maviden,
aynısından gülümseyeceğiz birbirimize
gözlerimizle;
o görmediğimiz yüzümüzle
kim bilir? ..

işte o zaman
nüksedecek aşk buram buram içimizde;
hasret
ve
hakikat
çoğalacak,
aynı şehrin sokaklarından alınan bu hazla.

bir palmiye ağacının göğe uzanan
görkeminde,
çok uzaklarda denizin içinde tutuşan bir ışıkta;
sen farklı bir denizde,
ben
Akdeniz kadar uçsuz bucaksız bu gönlümle,
aynı kokunu alacağım hep o şehirden;
her gittiğimde
ve dokunduğumda sıcaklığına
kim bilir? ..

aynı noktalarına dokunmuş olacağız aşkın;
tıpkı,
aynı noktalarındaki gibi bu şehre.

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Aynı Yöne Bakınca

Aynı yöne bakınca
Sanki gecenin karanlığında aynı bir yıldızın ışığına
Dalınca aynı anda,
Başlar gözlerin buluşması dokunur insana
Zaman aynıysa,
Mesafeler kısalır tam da bu zamanda gökyüzünde.

Aynı yöne bakınca
Aynı bahçedeki çiçeklerin kokusu
Aynı meyvelerin tadı akar gelir insana.
Beraberce ve aynı çizgi üzerinde
Düşmeden,
Emek vererek çabalamak birbirine.

Sevdalanmak,
Tutunmak el ele.
Başlar gözbebeklerinin ışıldaması,
Sevişmenin hazzıyla
Yayılır bir dudaktan bir başka kalbe.

Seninle de sevgilim
Diyorum ki:
Seninle de bir başkadır her şey,
Aynı bir çiy damlasından beraberce,
Aynı yöne bakınca.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Bahar

kırılmış dal uçlarından
çıtlayan bir fidanla tutunur hayat
kanar damarından sağılarak toprak
gölgelerinde çığlık çığlığadır
rengarenk soyunur
çıplaklığına asılıdır
her bir kadının memesinde
çiğdemin süt kokusudur şimdi
baharla dökülenler

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Bahara Tutkun İki Yürek Çığlık Olmuş Ağlıyor

bir sen olmalıydın bir ben
söğüt dalları arasından uzanan bir cennet vadinin yeşillikleri içinde
kızıl yamaçlarından nefes nefese birbirimize sokularak
huzuru olmalıydı içimizde ilk yaprağın ilk tomurcuğun
sen sende bana adanmışlığınla
ben zaten çoktan yitik olandım kendimde
dokunmalıydın tüm çiçeklerime ince ince
ve düşmüşken bir alemin esrikliği içine ben
her kılıç darbesinde keskin ölmeliydin içimdeki bu zehrin etkisiyle
ben dudaklarında gömüldüğüm noktalarında
mümbit bir ülkesinde sana dair olan o her şeyin
sana koşuyor bak tüm nehirlerim
istiyorum ki ruhum yok olsun bu gidişle
sen bende bana bir o kadar yakın
her zerresinde bin beter
içimdeki buz kırıkları içinde kıvrım kıvrım dolanırken bedenin
ben sana çözülmüş olmalıydım çoktan
..
birazdan yok oluşunu da izlemeliyim bu aşkın...

bahara tutkun iki yürek çığlık olmuş ağlıyor bak! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Bayram

............./Gecenin sesine konuk olunca rüzgârın


...

İçimdeki küskün yılların yorgunluğuna
Dökülüp duran rengarenk bir baharsın

&

Yüreğimin dallarında esen her rüzgârla,
Senden bana gelen aşk kokularındasın.

&

Sevgilim hissediyor musun acaba sen,
İçimde onarılması çok zor bir yarasın.

&

*******imin hüzne boğulan derinliğine,
Girişinle bile zaten bana bir bayramsın

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ben Anlamazdan Geliyordum

Anlattıklarından
Sanki bir aşk birikiyordu avuçlarında.

Ben anlamazdan geliyordum.

Hatırladım seni.
Eskiden bir tanıdığım.

Kavak yelleri estiği o günler
Nerdeler şimdi?
...
Dönüp baktığında,
Arkasına
Ne çok şarkının nağmesi kalmış.
Kalabalıklardan yükselen o alkış,
Aslında adı şimdi yorgunluğa dönen
Bir aşkmış.

Ben anlamazdan geliyordum

Yürüdüğün yolların tozlarında mı kaldı,
Ucundan tutup süpürdüğün
Geçmiş? ..

Aynalara bakınca mı
Anlaşılır
Zamanı aşkla harcadığımız?

Ben anlamazdan geliyordum.
..

Artık
Gül yok.
Gül'ün renginden kalan,
Kirpiklere nem veren
Bir damla,
Kokusu bile,
Çoktan unutulan.

Ben anlamazdan geliyordum.

Kadın her yeni bir aşkı biriktirdiğinde,
Gecenin derinliğine.
Sürüklenir,
Bir çıkmaza sapar.
Çözüm nerede
Şimdi boşyere aranan?

Ben anlamazdan geliyordum

Çığlıklarda mı?

Ne gelen ne giden ne dönen

Şimdi dudaklarına bırakılan bir öpüşün
tadıyla avunan.

Ben anlamazdan geliyordum.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ben Aşk Yazarım

Ben aşk yazarım

Aşkla oturur

Aşkla kalkarım

İşim Aşktır benim

Aşkla sarılırım ben her işime


Böyleyim

Darılmaca

Kandırmaca yok bende


Benle oturan

Ve kalkan da

Benle

Aşkla yarışmalıdır


Çünkü

Ben Aşk yazarım...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ben Sana Hilafsız Tapacağım

Seni bir gün alıp kendimle,
Yıldızlara kaldıracağım.
Kim bilir,
Belki şimdi yok olsalar da hâlâ,
Işığını ağlayarak sızdıran o mahzun yıldızlara.

Bir eşkıya zulmüyle soyarak seni,
Cümlesiyle bedeninden pervasızca,
Soluk soluğa kalman için benimle,
Seni tutup kendime zülüflerinden asacağım.

Karanlık *******ine saklanan
Bu kocaman kâinatın sonsuz derinliğinde,
Yeniden doğmakta olan bir yıldız gibi,
Yamacına geçip hayasızca ben sana hilafsız tapacağım.

Ağlayacaksın sen
Tam da işte bu anlarda,
Bunu adım gibi biliyorum.
Sen,
Çaresizliğe mahkum,
Bir esir kampının tek müdavimi,
Ben ise,
Ters çevirerek duvarlarımda asılı duran bütün takvimleri,
Zamansızlığın içinde,
Bir bir en ücra köşelerine kadar rengini,
Bedeninden sağmaya başlayacağım.

Bu aşk;
Çok çok yükseklerinde hayatın,
Dal budak salan görkemli bir yangını gibi kendimde,
Seninle alev alev yaşanacak,
Ömrümün en müstesna bir baharı olacak ve yaşlı bir çınarın,
Belki de senin yüreğinden son kez emdiği,
Berrak bir su damlası gibi hep benimle kalacak.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ben Seni Hep Yanaklarından Öpeceğim

Ay geceye düşer..sökün eder bir güzellik
Binlerce yıldızla misafirlerini karşılar gökyüzü.
Bir seyrinde dolaşırım ben bu âlemin....aklım bilmece;
Kaldırıp kendimi baksam... farklı bir yüzüne
Ve içine gözlerinin....dalsam,...sislerinde...bir çiy'de tutunmak
Sende tutulmak,
Bir derin sevda...Bir uçurum bilmez miyim.
Utancım mıdır seni sevmek...söz verişlerim...aklım senle karışık.
Korkuyorum,
Böyle sen her seferinde ağlamaklı...yağdığında bin parça yağmurla.
Demiştim ben sana ya...çocuğum,
Ben seni hep
Ta ki
Dudaklarına;
güneşin harareti dolana,
... gül kırmızılığı..çiçek çiçek... tomurcuklanana,
Meyveye durana,
Alev alev....bir Haziran sıcağı tutuşana değin senin yüzünde,... bak
Ben seni hep
Yanaklarından öpeceğim...seni bekleyeceğim... bak.
Aklıma düşmeyecek kiraz rengi dudakların...kıyamadığım o dokunmalar,
Bir dinlencede,
Bir dinginliğinde...sanki bir baharın,...ve hatta gözlerim kapandığında,
İstisnasız yüreğimle beraber gömülecek...bu imkânsız aşk.
Ben seni ben hep o bildiğin yanımla,
Evet hep aynı aceleciliğimle yanaklarından öpeceğim.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ben Senin Aynı Zamanlarını Bekleyeceğim

Köklerine asılmayı öğrendiğimden beri içime bir damla su düşer.
Rengin beyaz ince çizgilerinle tutunur dal uçlarında yaprak yeşili,
Müjdelediğin baharınla ışıldar,
Kısık gözlerinin uzak doğusunda senin o Japones yüzün.
Düşlerimde hala ıhlamur kokuların var
Karlar eridiğinde olacak biliyorum gelişin! ..
Karıncalanır şafağın süzgünlüğü uyku düşkünü kirpiklerinde kımıldar,
Çatallanan sesinde bir avuç sevda türküsü.
İklimine düşen bir yangın misali,
Ben senin aynı zamanlarını bekleyeceğim.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:41 AM
Ben Seninle Her Seferinde Bir Daha Ölürüm

Sen bana böyle,
Gözlerine sarmalayıp sararmış yüzündeki hüznünle,
Durdukça hayatımın yamacında;
Ben çok uzaklarda bir hasret türküsüyle içine dökülür,
Dilim dilim sana bölünürüm.

Biliyorum sen,
İstanbul’a olağan dışı küskünsün bu ara.
Oysa ben sana,
Bir İstanbul hasreti gibi vurulmuştum;
Birlikte gemileri limanlarından kaldıracak,
Açılacaktık gökyüzünün enginlerine seninle,
Boyanacaktı bulutlar bir bir maviliklere
Kar beyazı örtüsünde çam kokularından İstanbul’u
Birlikte koklayacaktık seninle hani? ..
Olmadı.
Avuçlarımızda,
Bir türlü bırakamadıklarımızın,
Fırtınalarıyla düşüp durmaktayız biz bir birimize,
Bu hayatın içinde seninle devamlı...
Şimdi senin sislenen ıslak kirpiklerinde mevsimsiz bir aşk nasıl da üşür,
Sallanıp durur buzdan damlaların üstünde.
Çok uzak iklimlerin saklanmışlığında ben,
İstanbul’u ve seni düşünürüm,
Bir de içine çöken kendine dair suçlamalarını.
Bir çocuğun gözlerinden düşen korkular
Çizerken gamzelerine o mahzun gülüşü,
Bir daha,
Ben seninle her seferinde bir daha ölürüm.

Bir kış günü,
İstanbul’da sen belki de bir adım ötemde
Doğuşunla yaşama müjdelendiğin gün,
Parmaklıklarına asılmış bir uzun mahpusluğun,
Karanfil kokan günlerini sayardım.
Bilir miydim? ..
Bir bebeğin göz bebeklerinden bana bir gün
Zamansız bir sevdadan tomurcuk olup,
İçime yürüyeceğini,
Bilir miydim ki ben seninle olacakları?

Sen bana böyle,
Gözlerine sarmalayıp sararmış yüzündeki hüznünle
Durdukça hayatımın yamacında,
Bir daha,
Ben seninle her seferinde bir daha ölürüm

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Beni Böyle Ağlatmayın Türküler

Buralarda,
İnce bir sızı olur dolanır içime bu türküler.
Bir bakarsın yel olur birden bire gelirler;
Bir bakarsın el olur da kaybolup giderler.
Sevda yüklü,
Bir gelip bir giden sevgililer gibidirler.

Ağlatmayın beni böyle türkülerle,
Ağlatmayın siz ey türküler.

Kösepınarı’nda Ay,
Neden her akşam böyle doğar erkenden? ..
Sisli bir karanlığın içinden kıvrılarak,
Düşer.
Kırık bir parçadır kapanır üzerime.

Dilerinde şimdi yanık türküleri var,
Yılların susamışlığıyla tutuşur,
Düşer her bir türküden.
Düşer damla damla kanayan yüreğimin içine,
Her gece buralara,
Ve her gece bu Gökten,
Üzerime üzerime dökülür.

Bu dağlarda,
Aniden ağlar bir geçmiş bu kayalardan,
Işığa hasret kalan,
Nice hayatlarda çoğalır yok olup giderler.
Bir fakir çobanın kavalından çıkan sesle,
*******i benim yüreğim infilak eder;
Uzaklaşır birden hüzünlerim,
Gider de,
Anavarza ‘dan ta Kozan’a başka bir zamana doğru havalanırlar.
Bir kadının bir zamanlar cana can katan sütüyle dolan,
Şimdi bir tarih olan,
Taş heykellerde şehvetle sunulan memelerine üşüşürler.
Yükselir dururlar hep beraber;
Eski bir aşk hikayesini bırakarak arkalarında,
Göğün mavi kafesinde masumiyetle aklanarak yücelirler.

Ağlatmayın,
Burada beni yalnız,
Beni buralarda bırakmayın ıssız.

Ağlatmayın,
Beni böyle türkülerle yüreğimden,
Ağlatmayın siz ey türküler.

Bir hatıralar yumağıdır geçmiş,
Kamaşır ve şavkır bir bulmaca.
Tüm ihtişamıyla,
Uzanır karşımda bir tarihtir Karatepe.
Sıra sıra kitabelerde dizilirler,
Yansırlar ince yaprakları arasından,
Yemyeşil çam kokulu dallardan,
Suyun üzerine süzülen kuğular gibidirler.
Kendi kendilerine mırıldanırlar.
Yaprak yaprak tarihin sayfalarından,
Saklanan geçmişlerini her bir yüreğe açarak,
Eklenir zincirlerine halkaları.
Pırıl pırıl parıldarlar *******in kör karanlıklarında.
Gökten Ay doğdu sanır işte o an insan,
İçimi alev alev kavururlar,
Birer birer dökülenler bu türkülerden,

Ağlatmayın,
Ağlatmayın beni şimdi.
Üzerime üzerime devrilen,
Serin yayla yağmurlarına hasret,
Çukurova’nın nemli bulutlarına sararak beni,
Savrun’un kıyısında her gece tam da bu vakitler.

Ağlatmayın beni böyle türkülerle,
Ağlatmayın siz ey türküler.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bıçak Kesiği

Bir bıçak kesiği,
Mavisi boydan boya gökyüzü düşer Yusufçuğun gözlerine rengi;
Gecenin içinde
Bir gül,
Bin Siyahta şimdi.

Türkülerin ağlayan yüzüdür
Mazlumun ahı,
Zulmün ilmeğinde düğümlü.

Gülümseyen bir canın varlık nedeni kadar,
Aldatıcı mı?
Bir adamın sevinci.

Bir gül,
Bin cam beyazında şimdi kelebek kanatlarında ışıldar.

Aşk fasılasız bir demdedir
Ağlar,
Boynunda durur bir bıçak kesiği.

“Türküleri yakmayın
Türküler çiçektir en umutsuz zamanlarda açar”

Diyor Yusufçuğun dilleri.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bırak Bana Gökyüzünü

Bırak bana gökyüzünü

Sadece,

Soluk almak istiyorum seninle

Yüklenmek beraberce sevdayı

Göz kamaştıran! ..



Nakış nakış

Aşk dokunan

Yumağı sen,

İpin son ucunda

Gidip gelen mekikse ben.



Bırak bana gökyüzünü

Sadece,

Gül koklamak istiyorum seninle.

Goncası sen,

Yeşil yaprakları arasından

Dalında,

Acıyı alıp veren dikeni ben



Bırak bana gökyüzünü

Sadece,

Sessizce paylaşmak istiyorum seninle.

Gecenin içindeki parlayan ay sen,

Geride artık canı solmuş

Işığıyla kıvranan yıldız ben.



Bırak bana artık ne olur

Senin olan gökyüzünü.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bırakma Artık Beni

'Birlikte çıktığımız doruklarda şimdi
Yıka beni dalgaların şarabıyla
İpeğine sar beni öpüşlerinin
İşle beni yeniden bitmeyen *******de

........................................

....................................' (*)




Alevimin gökyüzüne vuran yüzüne

Bak! ..

Ve düşün beni.

Ateşim sarmışsa seni

İşte o zaman,

Asıl o zaman de ki bana sevgili:

' Bırakma artık beni...'



Güneşin yakıcılığı

Kristalleşen kar tanelerinde

Dokunursa çıplaklığına;

Başlarsa düşlerin dansı

Ve dölyatağına düşmüş ise huzur içinde;

Sözün,

Fısıltıya her dönüşünde;

Gecenin sessiz derinliğinde,

Su'yun yakaran çığlığıyla buharlaşırsa; .

İşte o zaman,

Asıl o zaman de ki bana sevgili:

'Beni yıldızlardan ayırma...'



Şarap,

Öpücükler

Ve burun kanatlarında titreyen korku

İpek gülüşlerinde kırılırsa;

Tam da -biz- olduğumuz,

Bulutla kanatlandığımız o anlarda;

İşte o zaman,

Asıl o zaman de ki sevgili:

Ey! .. Bir yüzü kötülük, bir yüzü iyilik olan aşk,

Bizi bırakma! ..



(*) Furuğ Ferruhzad

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bırakmadık Mı Her Seferinde? ..

Birikir
Sevdadır içimizde.
Zaman ve koşullar
Dolanır,
İmkansızdır.
Gerçeğimiz olur;
Nice gönüllerde,
Bırakmadık mı her seferinde?

Kımıldar
Anılarımızdır.
Sakladığımız her kovukta
Bir adı olur,
Gün ışığına kapatıp;
Nice sessizliğe,
Bırakmadık mı her seferinde?

Şarkıdır
Nağmesinde
Sesi gelir.
Duygularımızdır.
Yüreğimiz yara da olsa;
Nice kahırla,
Bırakmadık mı her seferinde?

Gül rengi
Dudağıdır.
Gülüşleri olur saklanır,
Tadıdır aldığımız;
Nice bedenleri,
Bırakmadık mı her seferinde?

Unutulur
Acısındadır.
Farklıdır kolay anlaşılır,
Tanıdığımızdır dediğimiz;
Nice aşkları,
Bırakmadık mı her seferinde?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bingül

Başını alıp da aşk rüzgârlarıyla her savruluşunda,
İçinden dökülen B i N lerce G ü L' le renklenir etrafı.
Nasıl bir gönül koşusu yormuş ki bu koca adamı,
Güneşe el sallamasına bakın belli olmuyor mu?
Üşüdüğünden midir? Her aşksız kalışında yüreği;
Leyla’sını çöllerde muttasıl arayan Mecnun gibidir.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bir Bir

Bir kadının,
Ruhuna dolanan şeytanın iİntiharıdır,
İyiliğim.
Görünen her anlamımdan,
Anlayan bu bir'i
Bilir.
Şimdi yazdığım İrticalen bir şiirdir.
İşte ben aniden böyle şiire dönüşürüm arada bir.

İstanbul,
Bir kadının gözlerinde,
Bir çocuğun ellerini tutuşundadır.
Kim bilir varsa bir gül,
Bin katlı cam beyazı yapraklarından sırlarıdır
Düşer dibine bir bir.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bir Damla Sudaki Lezzet

Bir Kuş kanat çırptı! ..
Bayıldı gagasının ucuyla yakalayıp kaçırdığına,
Bir serinlik, bir hafiflik biniverdi aniden kanatlarına
Kabarınca birden tüyleri,
Havalanıverdi! ..
Bulutlar yelkenlisi gibi
Göklerle kucaklaşırken,
Gagasının keyfiyle boşlukta coşuverdi.
Belki bu bir damlacık suyun içinden
Damlayacak bir yaşam öpücüğü
Kim bilir
Ne zaman?
Hangi anda bırakılacaktı
Bir talihsizin çatlamış susuz dudaklarına?
Yazgısını çevirip de
Bahtında çiçek açtıran anlarına.

Bir damla sudan,
Bırakılan,
Bir talihten,
Lezzet aldığınız oldu mu?
Sizin de
Hiç içerken,
Kana kana.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bir Damlacık Aşk Damlası

Kanat verdim bir damlacık
Aşk damlasına serçem oldu kanatlandı.
Gagasındaki lezzeti kaldı bana! ..
Bir damlacık aşk damlası
Damlaların içinden göz kırptı damladı.
Koştu geldi dillendi
Yaralı geçmişi saklandı bana! ..
Yeşildi Meleğin gözleri
Bir damlacık
Aşk Damlasında.
Badem ağacının yaprakları hışırdadı
Çağlası rengini kıskandı!
Hırsından dalına astı kendini
Zümrüt gülüşü küstüm oldu ağladı bana! ..
Bir damlacık aşk damlası
Minnacık bir damla bıraktı kendini
Koca bir denizin kucağına
Halka halka büyüdü dağıldı
Tükenmedi yüreğimin kızıllığı
Eleğim sağma şimdi dolandı kaldı bana! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bir Garip Aşk Bu

Ben sana,
Gündelik aşka yasaklanan
Bir garip yolcuyum galiba içinde
Ya gider ya giderim boyuna.
Duraklarında inemem
Frenleri tutmayan,
Boşlukta bir aşk bu.

Hiç görmeyeceğim demek
Memelerinin karlar gibi beyazını;
Kırmızı uçlarından,
Süzülmeyecek ak sütün helal bana.
Kokunsa bir hayal dünyasında mavi bir gül gibi,
Dokunmadan sev diyorsun ya.

Garip bir aşk bu
Everestler kadar zirvelerine,
Ulaşılması imkansız;
Buzulları altında kim bilir kaç kurbanından miras kalan,
Bir evrensel aşk

Kim bilir belki beraberce,
Soluk da alıp vermeyeceğiz;
Tenlerimizden dökülmeyecek birbirine
Sevişirken terimiz.
Dudaklarım hiç değmeyecek kiraz rengine dudaklarının,
Senin çıplak bedenini görmekse ömür boyu yasak! ..

Yani her şey cıs cıs…Cıss

Neden sevdim ki o halde ben seni?
Ay deli kız,
Aklım karıştı! ..
Ne garip bir aşk bu? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:42 AM
Bir Garip Aşk Mahkumu

Beni göz bebeklerimden kurşunlayın
Gördüğüm her şeyden suçluyum ben.
Beni kulaklarımdan tutun asın,
Duyduğum her şeye yataklık etmekten
Mahkum edin hadi beni.

Gördüğüm, çırılçıplak bir kıvrak beden,
Duyduğum, kulaklarıma bıraktığı
Şehvetli aşk sözcükleriydi.
Beni ölüme yazın,
Onunla olmanın sanığıyım ben.

Şehrin orta yerine kurun darağacımı
Kalemini kıran yargıç bile,
Yazdırırken kararını,
Tutamamıştı zaten gözyaşlarını.
Bir yasak gecenin kurbanıyım ben.



Derler mi benim için de kim bilir:
Hiçbir şeyden çekmedi çektiği kadar,
O aşk gecesinde gördüklerinden,
Bir de duyduklarından,
İnfazı yapılan bir garip aşk mahkumu.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Kadın

Bir kadın
Denize düşürür gözbebeklerinin rengini.
Orada geçmiş iklimlerin tarihi
Yaşanan anın içine saklanmıştır;
Tutuşturulan hayat içinde
Bir damla gök mavisi,
Başka bir göz kapağının altına bırakılmıştır.

Yaşamak bir tek onunla
Ve maharettir aşkı böyle kendine yakıştırmak,
O bir damla maviye dokununca güneş,
Ağlamak.

Bir kadın
Sesinde titretir yaşanacakları.

Bir zamanlar atlılar koşardı kavgası bol zamanlardı
Şimdi sükunet içinde bir koca limanda;
Bir kadın,
Yüreğinin ışıltılarında demlenir
Çok uzaklarında,
Bir zamanlar ona el sallayan bir adamın..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Kadındır Su

Yakınlaştıkça içini,
Uzaklaştıkça dışını saran rengine koşar,
Yanılsamasında sallanır yeşilin mavinin.
Bir an,
Ruhunu saran yosunlarına,
Bir bakarsın,
Göğünün aldatan desenlerine,
Vurgundur.
Yavaş yavaş,
İç içe geçen halkalarının kuytuluğuna saklanan,
Bir kadındır
Su,
Çelişkileriyle dalgalanır durur.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Kekre Lezzet Kaldı

apollon tapınağında alın yazgısını esarete açan nice kadın
şimdi gökyüzünde gözbebekleriyle gülümserken
birer yıldız olup geceye
kölelerine yapay ışıktan masklarıyla bakan tanrılarının
yüzleri neden utançlarıyla birer yangın bulutudur şimdi? ..
bir kadeh şarabı çıplak ayağıyla taş zeminlerinde barın
bir kuğu güzelliğinde süzülerek sunan o müstesna sakinin
gözbebeklerine dökülür
halikarnastaki balıkçıının asaletinden soyuna
Bir damla şarap alır götürürken gecenin derinliğinde
dalgaların içinde oynayan her hayata.
seninle sevişmelerin büyüsünde salkım salkım
bir kekre tutku kaldı geride
kaldıysa dokunuşlarımın parmak uçları titreyen bedeninde
yüreğin hala atar ve kımıldarsın sanki içimde
side'de her gece ve senle geçen her anın lezzetini
içilmemiş vişne şarabının şişesinde bıraktım
bir katresi bile şimdi kimbilir nice kıymette.
gece aheste içilen her bir yudum şarap
gözbebeklerinde yıldızları gülümseten
köle kadınların yazgısı mıdır saklı kalan şimdi
kimbilir her gece kimlerle side'de? .
Unutulmaz o sevişmelerine hala özlemim var

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Masumiyet Uğruna

Ay ‘ın gümüş rengi sularında yıkanacaktık
Gök kubbemiz,
Yıldızların raksıyla rengarenk oynaşırken *******i,
Çıplaklığın mahrem çizgilerinde pervasızca,
Aynı âsi düşlerle kaynaşacaktık.
Kızıl ağlamaların
Kristal ışıltılarında takılı kaldı sevdamız.
Bizi sarmalamaktan vazgeçmeyen hatıralarımız,
Hangi gün yorulacak bırakacaklardı da kendimizi,
Yaşanan bu anla yansıtacaktı sırlarından bize aynalarımız
Bir ruh eşin,
Gülüşünden düşen bir masumiyet uğruna,
Buzdan cam bir fanusta,
İmkansızlığa hapsettiğimiz aşk nerdesin? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Mayıslar

dışarda rüzgar
çağırıyorlar
haydi toplanın diyor arkadaşlar
birikmiş kalabalıklar
ellerinde karanfiller
çizgili yüzlerinden düşen
gülüşlerde
binlerce ölünün acısından süzülen
bahar tazeliğinde
bir mayıslar

kalabalıklar
kol kola
kolayca vuruldular

meydanlarda

şimdi
ölü göz bebeklerinden
binlerce karanfille düşer
kalabalıklara
bir mayıslar

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Mevsim Yanılsaması

Hiç bir şey unutabilmenin çaresi olmuyor bir türlü seni.
Yakılan her ateşin kötülüğü, iyiliğin külleri içinde kıvranıyor; İnsan bunun farkına varmaksızın daimi bir sessizlikte kaldıkça…
Ateşle yürümelerinin belki de bendeki yansımaları…
...

Tutku, sonsuz tükenişin ıssızlığını betimleyen; düşen yaprakların ölüm kuruluğunda yapışıyor insana:
kadife dokunuşlarıyla kışkırttıkça içten içe imkansız sanılan bu aşkı.
Karanfil ormanlarının rüzgârları biçerken dal uçlarında gülümseyen baharlarımı;
erkencil kuş ötüşleriyle düşüyor birden bire içime sanki senden bir iklim.
..

Acaba, bendeki kabaran yalancı bir mevsimin mi yanılsaması? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Sen

Ben şiirlerimi yüreğime astım
Yüreğim gülistandır benim.
Ne güller ne güller geldi geçti de bu bahçeden
Bir sen,
Bir sen gönlüme bahtiyar kaldın.
Bir sendin ki benimle,
Aşikâr ağladın …

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:43 AM
Bir Tad Alımlıktır Yaşamak

Akıp giden zamanda gün bitiminde miydik?
Savrulup dönerken avuçlarımızda,
Küçülen bu dünya! ..
Sonsuzluğun ufkunda kızarırken yok oluşlarımız;
Yeni gün,
Yeniden doğuşa müjde veriyor tan pembeliğinde üstümüze.

Yüreklerinizde büyütmeyin
Dağlardan sellerce boşalan geçmişin hüznünü.
Süzülen berrak bir suya bakar gibi bakın! ..
Kendinizi gördüğünüz zaman,
Bilin ki;
Hiç bir şey durmuyor yerli yerinde.
Bir tad alımlıktır yaşamak

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Bir Zamanlar Bir Alevdin

Bir zamanlar bir alevdin
Kavurgan,
İçime düştün! ...
Bardakdan boşanırcasına çiçekler yağdırdığında,
Göğsümde sağanaktın! ..
Biliyorum acımasızdır zaman
Kırılmış düşlerimde bile kalmadı
Şimdi
Ne bir külün
Ne de bir İzin! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Biz

Biz rüzgârları doldurup doldurup da içimize her çığlık atışımızda;
Dağlara,
Ovalara,
Akan her suyun binlerce damlasına,
Bir sevda coşkusuyla akıtmadık mı? ..
Kavrulurken,
Çöl kumlarının susuzluğunda,
Özlemle göz kırpmadık mı Güneş’e? ..

Yıldızları sayarken gökyüzünde *******i,
Ay’ın ışığını her yudumladığımızda,
Yazdığımız her şeyi fısıldamadık mı,
Koynunun sıcaklığını yaşarken sevgilinin kulağına? ..

Biz şiiri,
Kendi rüyâlarımızın renginde,
Yüreğine yosun bağlasın diye her insana,
Bir armağanmış gibi sunmadık mı aşkın gül suyu tadında? ...

O halde,
Neden ağlarız? ..
Neden her seferinde,
Yeni baştan göz yaşlarımızla;
Çırpınır dururuz ve sevda türkülerimizi,
Yeniden yazmak için hep bir başka sevgiliye? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Biz Bahçıvanız

Biz birbirimize kucak açtığımız günleri unutmadık! ..

Aynı sevdalardayız

Koşar adım her gelişinle,

Bir daha kucaklaşır bir daha koklaşırız.



Yeter ki açma arayı;

Uzak da olsa mesafeler,

Dert etme

Biz biliriz yolunu çaresi vardır,

Kısaltırız.

Biz birbirimize gönül koyduğumuz anları unutmadık! ..


Aynı baharlardayız

Bir işaret verişinle,

Bir daha dudaklaşır bir daha yaklaşırız.

Yeter ki kapama bağrını,

Solsa da elimizdeki güller,

Kederlenme

Çünkü bize gülistan kolaydır

Biz bahçıvanız.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Böyledir Aşk

Aşk susarak yaşanmaz;
Şartlara da bağlanmaz aşk.
Yolda beklenmekle de olmaz;
Varsan var,yoksan yoksundur
Böyledir aşk…

Beklentisiz, tüm hücrelerinle
Dudaklarında öpüş olabiliyorsan,
Ve teninde kayboluyorsan
Soluk soluğa ve iç içe.
Böyledir aşk…

Kendine hapsedip, bencilce
Sen beni sev ama ben bilmiyorum değil;
Ayağı yere basan
Adam akıllıdır, dört başı mamur.
Böyledir aşk…


Başkalarına göstermek için değil;
Korkusuzdur çekincesiz,
Her şeyiyle açık kuşkusuz
Özgürce kapılıvermektir,inadına.
Böyledir aşk…

Hayallerle kurulursa imkansızdır;
Ondandır olmaz hiç sürgit
Kaybettiklerine değmesi gerek.
Her insanın harcı değildir yürek ister.
Böyledir işte aşk…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Bu Gül Bir Hayalle Mi Dans Ediyor? ..

Bu gece şehir
Üstüme üstüme geliyor
Boğuluyorum
Yoksun
Yok ki senin sesin
Ağlıyorum
Ağlıyor cümle bedenim
Ellerim
Yağmurla yıkanan avuçlarım açık
Yalvarıyorum
Yakarışım hiç çare değil
Olmuyor

Bu gece şehir
Ve hatta tüm kâinat
Üstüme üstüme kapanmış da
Senden,
Sana ait her şeyi
Neden benden saklıyor? ..

Işık olup konduğun dudaklarım şimdi alev
Ve öptüğün O gül artık ben değilim
Solan kadife yaprağımdan
Süzülerek içime
İsyan eden bir aşktan
Bak! ..
Kan damlıyor! ..

Bu gece şehir
Bulutlarla kararmış
Üstüme üstüme ağlıyor
Bir zamanlar senin için çalan çıngırağım öksüz
Dudaklarınsa cevapsızlığa kilit vurmuş
Kim bilir hangi bilmecelerle
Hangi aşk iklimlerinde
Bensiz
Yol alıyor

Ey yar
Sen yoksun
Ve ben
Ölümün ne kadar ucundayım.

Son nakaratındayım
Tüm şarkıların
Nağmesi bak devamlı bana ağlıyor! ..
…………
Yoksa bir rüya mı?
Bu gül bir hayalle mi dans ediyor? ..

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Bu Kadar Kolay Mıdır Aşk

Güzelliklere dadanan hayasız bakışlara aldırmam,

Aklın ve yüreğin içinden damıtılan sevdalara hayranım ben.


Aşk kıyacaksa,böyle bir denizde boğulmalıyım.

Balık olsam eğer ben,sevdasının ağırlığını

Oltasının ucundan,

Çekerken dayanabilene koşmalıyım ben.


Aşk böyledir;

Birbirine saklanan sözler,

Eller,

Gözlerdedir.

Dokunmakla başlar;

Kokusuyla,

Aklın ve yüreğin içindedir.

Aşk;

Erbap işidir,

Acılarla yıkanan özveridir.

Fısıltısı dahi sakıncalı,

Kolay değildir.


Aklın ve yüreğin içinden damıtılan sevdalara hayranım ben

Aşk kıyacaksa,böyle bir denizde boğulmalıyım.

Güzelliklere dadanan hayasız bakışlara aldırmam.


Aşkla yaşıyorsam,koşuyorsam kime ne?

İçimde biriktirilmiştir.

Sevmişsem,

Sevilmişsem kime ne?

Aldırmam.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Can canan

Susunca;
özüne sözüne bin can kurban
Can geliyor…
Şelalesiyle köpük köpük,
Ruhumda estirdiği rüzgarla...


İşte o anda da
Elimde değil;
Aklıma,
O canan geliyor...


Biliyorum:

Can karışık canan 'sa karma karışık...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Canım

O benim canım
En güzel yarım
Anasıdır pırlantalarımın
Canına can kattıklarımın.
Hala özleminde saklıdır haykırışım
Yüreğinin derinlerindeyim biliyorum
Ona ölümüme kadar mahkum,
O benim Uzatmalı Aşkım.

/Şimdi İlkbahara başlamıştır Mersin’im
Kışın içinde ışıyanı gibidir mevsimin
./


O benim canım
Yalnızlığında saklanırım,
Suskunluklarındayım
Hangi armağan ki ona nasıl da yaraşır! ..
Akdeniz kokan
Muhteşem bahçemizin
Havuz kenarında fır dolanan
Rengarenk eleğim sağma çiçeklerini,
O iyi bilir ki
Hepsi de kokularıyla
Hepsi de kırılganlıklarıyla
Yalnız Ona adanmıştır.

O benim canım
Canımsın benim.
Senin yanında olmayışım
Anlıyorsun
Elinden tutmayışım
Kabahatım! ..
Biliyorum benim mahzun şarkım.
Bu on dördüncü gününde de Şubatın
Sadece,
Kulağına
Ayrılığımızın sevda şiirleriyle fısıldayacağım! ..


O benim canım.
Onda var diğer bir yarım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Çağ

Yavaş yavaş üzerimizden
Dökülüyor zaman.
Bir sonbahar renginde sarartıyor bizleri,
Neredeyiz?
Her baharda gelen rengarenk çiçekler,
Kan kırmızı güllerle mi açıyor?
Tülden bir pencereden seyrediyoruz sanki yaşamı
Görmek istemediklerimiz hızla uzaklaşıyor
Anladıklarımızla yetinmek mi üzereyiz?
Çocuklara bırakmıştık baharı,
Ve sevinmeyi bahar şenliklerinde;
Acıları kan tutsa da yüreklerimizde,
Bir parça soluk almalarının derdindeyiz
Ağır ağır üzerimize döküldükçe geçmiş,
Aynasını devamlı bize yöneltiyor zaman
Ve hesabını bizden soruyor gelenler.
Gidenler ne kadar unutuldular ki?
Oysa neleri ne kadar da çabuk unutur aslında onlar;
Dönüp bakmasını,
Dönüp yaşamasını bilmediklerinden.
Her şey kendi çağında anlaşılır
Ve asıl insan.
Böyle gidecek,
İstemesek de dönecektir,
bu devran.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Çakıl Tanelerinde Kaldı

Bazen kıyıda oturursun sere serpe
Ve hafiften bir güneş vurur
Belki ikindi vaktidir
Güneş uzaklaşırken ışıkları uzatır gölgeleri.
Hani
Ve deniz hafif bir esintiyle gider gelir kıyıya
Yer eğer Bodrum da Akyarlar
Yada Akdeniz' de herhangi bir sahilde
Kim bilir ya da daha nerelerinde
Yaşanmıştır bunlar
Bunlarla
Kumsaldaki çakıl taneleri ışıl ışıldırlar
Ne zamanki su yaladığında ve ışığın pırıltısı uzadığında üzerlerine
Eleğim sağma gibi ortaya fırlayıverir
Ve şakırdar dururlar suyun sesiyle
Rengarenktirler ve şakır şakır şakırdarlar
Her şey bir düş gibidir süzülür gider
Kirpiklerde nemdir biriken
Ağlarsın
Ağlar insan o an ‘ın sonunda
Dahası bir kadın ağlar
O muhteşem an’ın lezzetinden kalanlar
İşte öyle bir şey
..
Çakıl tanelerinde kaldı tüm o şakırtılar....

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Çam Kokusu Yüklendi Buluta

Andırının dağlarında
Kar
Çam kokuları saklanmış
İçimde
Bahar
Geldim gelecek! ..
Dışım üşüyor
İçimde bir şey var
Sımsıcak! ...
Isıtan Candır
Aklımda
Çok uzaklarda bir masmavi deniz
Çalkalanır
Köpüğü köpüğe
Karışmış
İçinde bir heyecan
Soluk soluğadır! ..

Buluta yükledim
Avucumun ucunda
Yüreğimin kımıltılarından damıtılmış
Sevgimi
Özlenen
Çam kokularıyla süsledim
Üfleyip
Yolladım
Bu sabah.


/Aldın mı? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:44 AM
Çekincelerin

Senin çekincelerin
Bir büyük yasağıdır ikimizin

Birbirimize
Hoş gelmişliğimiz
Sabahı beklerkenki gözlerimizde saklı

Sen çekincelerini
Yamayarak göz bebeklerime
Engeli oluyorsun
Vazgeçilmezliğin bataklığında
Saplantıların kalıyor oysa
Başaramıyorsun
İmkansıza oynuyorsun.

Bilmiyor
Ya da anlamıyorsun
Senin çekincelerin
Engeli değil de
Çengeli oluyor
Aşkımızın.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Çekip Alma Yâr

Beni göz bebeklerimden çekip alma yâr,
Göz pınarlarım şimdi buzdan bir bahar.
Damla damla akardı bir zamanlar,
Bende başka,
Sende başka bir baharın tadı var.

Zamana ağlayanlar değil,
Yüreğinden ağlayanlardır asıl aşka yananlar.

Beni göz bebeklerimden çekip alma yâr,
Bende başka,
Sende başka zamanların aldanışı var.

Çekip alma beni yâr.
Göz yaşlarım şimdi buzdan bir bahar.
Bakarsın sağanak olur,
Ansızın akarlar.
Beni kendi zamanınla aldatma,
Çekip alma,
Alma yâr
Alma,
Yüreğim şimdi benim buzdan bir bahar.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Çiğdem

Sevinçle suya dokunan ellerin oynaşması gibi asi,
Sürgün verir derinlerden bir çiğdemcik mevsiminde düşünce.
Dişlenen apak bedeninden,
Dişiliği sütünün kokusundan verir,
İki tutam dalına asılan kökü,
Yumuşak toprağından zalimce çekilir bir damla gözyaşıdır çiy olur konar,
Başka bir dalın yaprağına tutunur erkenci sabah kuşlarının gagasında
Bir tadımlık lezzeti şafağın baharı müjdelemesidir.
Doğaya sökün eder o an işte bir aydınlık
Yaylaların esintisinde üşür durur
Üşür.
Yüreği tek atımlık bir sevdadır gelişiyle sevdiğine armağan,
Ölümü,
Bitişidir baharın kısacık,
Başka baharlara bir tohumcuktur başka yürekleri için için,
Kim bilir hangi zaman çarpacak bir çiğdemcik! ..

Masumiyetin...
Hani arada bir an susuşun...
Bir şey diyememen....
Söyleyeceklerini bir bir dilinin ucuna getirip de hiç bırakamadıkların... Söyleyemediklerin....
Utanırım sandığın şeylerde hep gizlenenler...
Nedenlerini...
Mazeretlerini bile paylaşamadığım...
Soluk alışlarında gezindiğim...
Konuşurken soluğunu hissettiğim sanki.
Ah sevdiğim...
Senin o kırlangıç makaslı yüreğin..
Bahtiyarlığın...
Ağlamaların
Ah gönlümün nazenin ve ince sevgilisi..
Arkadaşı.
Hasılı her neyse..
Sonra anlamsız kaçışın! ..
Ve Tükenişin...

Çiğdemi bilir misiniz? ..

Baharda, Martta belki de Nisanda...
Üzerindeki hafif kırmızı toprağında,
Nemli çimenlerin kır çiçeklerinin arasında,
İki yada üç dalıyla ince şerit gibi...
Şeritlerinde hafif beyaz düz çizgili başı hafifçe bükülmüş
Yeşil ince uzun iki dal görürseniz,
Bu çiğdemdir.
Hafifçe tutarsınız ince belinden…
Dalının alt ucundan toprakla birleştiği noktasından.
Çekersiniz.
İçiniz acır o an…
Kıyamazsınız…
Sanki onun toprağından sökülüşünün acısı saplanmıştır,
Yüreğinin derinliklerine.
Kahverengi yuvarlak bir nohuttan iri kahverengi kabuğuyla,
koparıldığında,….İnsanın içi üşür.. Acır..
Kabuğunu istemeden soyarsınız...
Bu bir sevdadır.
Bir tomurcuk güzelliğiyle çıkar bembeyaz meyvesiyle...
Kamaşır gözleri güneşten.
Bu çiğdemin özü
Gevrek,sütünden kendine özgü kokusu yayılır.
İnsanın içi açılır...
Kımıl kımıl bir heyecanla dolar insan…
Tadı ağzında.
İçiniz acır.
Öyle güzeldir ki.
Kıyılmaz..
Yenmeye doyulmaz...
Bu çiğdemdir.
Sahi siz hiç onu böyle dağlarda, kırlarda,
Tarlalarda gördünüz ve dokundunuz mu ona? ..
Biz gördük.
Toplamakla geçerdi onu her bahar çocukluğumuz
Ve o ki bizim en güzel meyvemiz.
Çiğdemimiz.
Şimdi asla bir daha koparılmayacak o! ..
Asla örselenmeyecek! ..
İncitilmeyecek! ..
Gözlerindeki gülüşüyle...,
Dudaklarının gamzelerine bükülüşüyle,
Masum ve zarif yüreğine her gün bıkmaksızın ısrarla dokunduğumuz, Seslendiğimiz,
Ses aldığımız,
bazen sesizce kulağına fısıldadığımız…
O vefalı! ..
O mahcup! ..
Her şeyinden onu …,
Anladığımız tüm güzellikleriyle…,
Şimdi O kaldı soluksuz...
Onu sevmemiz,
Aşk kokularını koklamamız için,
Hayat,
Cömertçe bağışlamıştı oysa bize onu.
Sahi şimdi o dağlarda,tarlalarda,kırlarda……
Baharla beraber,
Açmaya hazırlanan,
Tohumunu toprağına sürgün versin diye çabalayan,
O masum,
O boynu bükük, ne der acaba? ..

'Çiğdem Der Ki Ben Alayım
Yiğit Başına Belayım
Hepisinden Ben Alayım
Benden Ala Çiçek Var Mı Çiçek Var Mı Hey'

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Çizgi

bir çizgi var arada
ışıktan
üzerinden ne benim
ne de senin atlayıp
geçemediğimiz incecik bir çizgi
kavurur ikimizi
saklı tutarak
çekindiğimiz
sınırlarımızda durmadan hapseden bizi
bazen küçücük çocuklar gibi
bilmeden sanki yasakları
bir oyunun çizgisi
aşarız
işte o zaman
egemen olur akıl
hayallerimize saklanırız
birimiz bir yanında
öteki yanında diğerimiz
aynı bilmecenin
büyülenmiş tarafı gibiyiz
bir çizgi var arada
ışığı
gözlerimizi ürperten
sırlarla dolu
bir ince çizgi

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Çocuk

Çocuk! ..
Kırıntılar arasında işin tıkırındasın.
Biliyorum sen her şeyin,
Nasıl da farkındasın? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Çocuklar Ağlamasın

Yaşam takılı kalmamaktır geçmişe
Güneş gelecekte daha da parıldayacak.
Görebilmektir asıl değişimin rüzgârını...

Karartmayın
Soluk almak istiyorlar artık! ...
Göz göre göre heba oluyor
Farkında değil misiniz?
Neden ama?

Babalar! ..

Bakın
Çocuklarınızın gözbebeklerine nasıl da hüzün damlıyor...

Siz avuçlarınızı açmış;
Parmaklarınızın arasından süzülen,
Kan damlalarıyla mı sulayacaksınız toprağını hep mezarlıkların? ..
...
Aldanışlarla geçti bu ömür? ...
...
Bırakın da çocuklar ağlamasın! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Çok Uzaklarında Olacağım

Farzet ki yazdım suskun dudaklara.
Gülüşünü vermedikten sonra,
Nasıl bakarım karanlıkta gökyüzüne? ..
Yıldızları toplayabilir miyim?
Sağanakken kayıp gitmesin diye ellerimden.
Ve bir dizi hayale aldanmakla
Nasıl okunabilir ki aşkın duası.

Gülüşün anlatıyor oysa çelişkilerimizdeki
İnkâr edilmez bir dramı.

Bir gün bir zil çalacak içinde! ..
Ve sen uyanacaksın.
Baktığında yollara,
Ben çok u z a k l a r ı n d a olacağım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Çölünün İçinde

Çölünün içinde senin,
Benim yüreğime saplanan
Senin aşkın var..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Damla

Hışırtılı dokunuşlarımla usulca dokunarak,
Kadife yapraklarının arasına,
Sarılan her damarında senin,
Akan ip incecik bir suyum ben.
Bir sana,
Bir kendime karışır giderim.
Su olurum da gelir gözlerine dökülürüm.
Damla damla
Bir damlayım ben.
Bir damla sevdanla,
Bin damla türkü olur,
Katmer katmer açılırım dillerinde.
Bir damla da sen bırak,
Hadi sen bana.
Güneş’ten aldığın parlak ışığından,
Kirpiklerine süzülen her bir damlanla,
Hadi damla,
Damla ki bana,
Kucağıma dökülsün gökyüzü maviliğin,
Damla damla.
Adı,
Bir damla acı,
Bir damla gözyaşı da olsa;
Yeter ki seni bana müjdeleyen bahtiyârlığın,
O bir damlacığın her zerresinden aksın bana,
Damla damla.
..

/Gizemli bir noktasında her insanın, mutlaka bir “Damla” sı vardır; /
Ulaşsa da ulaşmasa da ona /
Belki bir dantel inceliğinde örülmüş,/
Belki de bir sarmaşık gibi sarmıştır/
Ruhunu./
Platonik bir aşk ironisi halinde/
Saklar durur yüreğinin bir köşesinde devamlı./
O da hisseder,sezer bunu. /
Birikir birikir. /
Dilinin ucuna kadar gelir../
Kalır…/
Her şey kendi damlası içinde…/
İşte o bir damladaki büyünün lezzettir ki /
Bir yaşam sevinci halinde damlar biteviye/
İnsana… /
Hayata…/
Ve Doğaya…/

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Değer mi Yaşamak

Sessizliğin ortasına dikilen adam
Alnını,
Güneşin kafatasını bile eriten,
Işığına dayayarak,
İntihar kokularına bırakıyordu bedenini.
Uçarcasına bakarak etrafına,
Döküldü o an işte geçmişinden sızan acı türküleri,
Rüzgarla yol alan bulutlara.
Islık çalan bir serseriydi artık
Özgürlüğünü damıtarak beyninden,
Tuhaf bir sessizliğin
Dörtnala gidişine gülüyordu.
Atlılar çok gerilerde kaldı
Şimdi zaman modern,
Duyguları söndüren itfaiyecilerin köpükleri dahi katkılı,
Yok
Eski sokakların tadı.
Yargılar
Değişiyor gün be gün,
Yaşamsa,
Ne kadar ağlamaklı?
Şen şakrak kahkahaların yükseldiği
Bir masaldı;
Düş kırıklarına halka halka geçercesine
Yaşananlar.
İnsan,
Bu kadar mı değişmeli?
Elbette ki
Değişim,
Ama değer mi kendini,
Kendi içinde her şeyiyle yok ederek
Böyle yaşamak?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:45 AM
Değişim

Dün dünde kalsa
Dün dünde bırakılan noktasından ya da başlasa
İkilemin
Bir kaçınılmazlığında yaşar durur insan
Eylemin
Dönüşü yok ki
Biten bitti ise kalanda tutuşmak neden? ..
İşte böyle sarar insanı yine de tuhaf hüzünler
Duyguların kabına sığmazlığında
Budur
İnsanı var eden.

Yarın yarında yaşanacaktır
Yarın dün olduğu zaman bile
Her dün
Çok farklı olacaktır bir önceki dünden
Değişimin
Uyumunda yürümek gerekir
Yoksa
Devamlı kendini tüketen bir bedende
Kendisiyle mi savaşacak beyninde insan? ..

Ölüm varsa
Doğumla da kendisini var edendir
Bilmeli insan
Dün dünde kalacak gün gününde yaşanacaktır durmadan
Çünkü
Yaşamın her bir ânı
Aslında
Bir farklı zaman.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Delinin Yakarışı

Kurumuş kekik dallarının,
Elimize yüzümüze bulaşan kokusuyla,
Ağlatır dururuz geceyi hüzünlendirerek.
Birazdan ay ışığında yıkanan bir peri,
Çıplak memelerinden dökülecek balı cömertçe sunacaktır;
Yontulmuş taşın
Sanata soyunmuş elllerine.

Sabahları çok erken kalkarlar bu ülkenin mezar kazıcıları;
Daha işe başlamadan,
Elleri kelepçeli bir mahkumun
Son sözleri kazınacaktır dikdörtgen mermere:

'Bal aklımı aldı
Aklımsa,
Yontulan memeleri yaladı'

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Denize Özlem

Şarkılar geçip gidiyor önümüzden bu gece birer birer
Geçiyor bütün şarkılar
Salınarak yüreğimize
Dalgası vurur gibi
İçimiz bir deniz coşuyor
Ne kadar özlemindeyiz
Ki
Şarkılar
Şimdi daha dokunaklı,
Anlatır gibidirler
Bize hep denizi.

Bu gece ay ışığı ve deniz
Sanki
Biz,
Bu şarkılarla birlikte dans ediyoruz
Deniz kokuyor yüreğimiz.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Dinlen

Sessizce
Sessizliğimi dinle! ..
Kalbimin sana olan ateşini hisset
Sükunetimi al benim
Benimle dinlen! ..
Sen ateş pırıltılı bir aşkın ey o masum kızı
Kokulu çiçeklerinle gel
Gir bahçeme
Sakinleş
Durul
Haydi dinlen! ..
Bak bahar güneşi
Yavaş yavaş ikindisine doğru kayıyor kendisinin
Senin gözlerin
Senin gözlerinle
Bak perde perde kapanıyor bende bir koca hayat
Kirpiklerimin altına saklanan bir damla gökyüzü maviliğine sokul gözlerimin
Haydi dinlen! ..
Yüreğinin sessizliğini kat kat can yap sessizliğime
Sırlarınla saklan
Yüreğimde haydi dinlen! ..
Sen mavilikler içinden şavkıyan gökyüzünün o ışıklı yıldızı
Ve aşk muharebelerinin kahraman kızı
Uzat ellerini uzat ve sarkıt parmak uçlarından bana o mavi alevi
Ve dinlen ufkumun sahillerinde
Gül bağımın bin gülü benim
Çocuk gözlerinden düşen masumiyetinle soyun
Göz bebeklerindeki aşk tortularından bırak ve bereket saç gülşenime
Bahçelerimde dinlen! ..
Mahmur gözlerinde bir öğlen uykusu keyfi var senin bu gün
Her taze baharla saklambaç oynayan
Günahkar düşlerimin yalnızlığına kapanan kızı
Saklan
Haydi saklan yüreğime
Uyurken
Seni uyurken
Seni seyretmek
Bir başka âlemde sanki dolaşmak gibi
Bu seninle ne muhteşem bir hayal! ..
Haydi gel! ..
Suskunluğun bile senin
Her şeye değer
Bir sevgilinin ruhundan sağılarak bana doğru seyrediyorsa
Her şey eğer
Dinle kalbimi
Ve
Haydi bende dinlen! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Diren

“- g ö z l e r i m / k a r a n l ı k ş i m d i / d i r e n e c e k / t e k b i r / h ü c r e m y o k
t i t r e k... / y ü r e ğ i m d e n...b a ş k a...-.............................................”


Oysa bir Çiy damlasında
Bir alaimi sema dan yansıyan
Ne varsa
Renk cümbüşünün
Pırıltısını düşürürdü dalgın
Ve
Kısık aralığında müstesna o gözlerin.

Kirpiklerinde bir Çiy,
Demlenen Güneş’in süzülen rengini içer
Endişeli anlamları
Bir bir çeker alır
Gölgelenen yüzünün kıvrımlarından.

Sanırım anlıyorduk
Birbirimize aslında ne kadar da vurgunduk
Gözbebeklerinde işte o zamanlar öyle yırtılırdı karanlık.

Gücün yüreğinde kesin
Biliyorum
Kımıltılarında
Bir şeyler oluyor
Dönüyor bir pervane,
Kuşlar şimdi bir başka bir başka kanatlanıyor sende
Serin rüzgârların fasılasız esiyor
Ben başka sen başka dağlara yaslanmış
Asmışız
Günahları boynumuza;
Gülümsemene oturan o hüzünle
Donan her karesinde fotoğraflarından
Beynime izini düşüren bir sen varsın artık
..

Diren
Gel yüreğimle diren.
Bak,
Fırtınaya beraber “ D i r e n e c e k ” her şeyde ne kadar da çoğalıyoruz

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Direnmek

bir suskunluk

tam da konuşurken oluyor seninle bu tuhaf hal

bir anda ve birdenbire bitiriveriyorsun

hani

bu anlarda sanki o kocaman eski hayalin

cümle bedenimde keskin bir bıçakla

beraber yürüyor

ağlamayı çok istediğim

ve tamam dediğin zamanlarda

bilmiyorum sen nasıl hallerlesin ki

yaşadığımda bu tükenişi

senin sen olmadığın zamanlarınla


bende olduğun o günleri

bilsen

çok istiyorum

aynı sular bir daha asla öyle akmayacaklar

biliyorum

işte ondandır

sen bana bakma

direnemiyorum

sesindeki bu buyurganlığa

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Dokun Bana

Dokun bana
Gözlerime dökül
Kirpiklerinden süzülen bakışlarınla gel
Sıcaklığıma karış kanım kaynasın senle
Dokun bana
İçime seril
Teninin kokusu yayılsın her bir şeyime
Nisan çiçekleri tazeliğindeki bedeninle
Dokun bana ki
Kalbin kalbimin ritminde tıklasın
İçine işlerken senin
Kendimi seninle doldurayım
Bir kadeh vişne şarabını dudağıma alır gibi
Yudumlasın bedenim seni.
Dokun bana
Canını kat kat can yap
Kıvrım kıvrım katıl canıma.
Hadi artık dayanılmaz hafifliğinle sokul bana! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Dokunmak

Gül'e nasıl dokunulur?

Ben bilmem ki...

Gül'ümserim sadece.

Bu dokunmak mıdır?


Ne zaman yeşil bir çift Gül görsem

Düşlerimde…

Gözbebekleri sanırım.

Ağlarım...

Dokunmak bu mudur?


Şiir gözlüme
Aklımda kalan

Bir Bilge Aşktan

Eflatun Güller derlemek isterdim.

Yapamadım...

Dokunamadım,

Aslında dokunmaya bile kıyamadım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Dost

Zaman zaman
Yakaladığın da olsa;
Yıllara bağlanmayan,
Mekana aldırmayan,
Ölçülere sığmayan
Bir yakınlık hissi verendir.
Belki bir anda gelendir
Belki ömür boyu sürendir.
Sevgili gibi heyecan,
Arkadaş gibi sadakat,
Daraldığında ruhuna su veren
Seni güldürendir.
Yüreğini hoş tutmasını bilen
Belki bazan gelendir
Hataları affetmeyen
Doğruları anlatan
Kim olduğunu sana ilk fırsatta
açıkça söyleyendir
Seni hiç yanıltmayan
Belki de
Seni en iyi bilendir

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Dört Köşede Dört Renk

Eflatun

Söylemlerin yüceliğinde boğuldu gitti
Bilge kim? ..
Kimin elinde kaldı kimin hasadı?
Sen ey suya yazılanlarla akan hayat
Nerelere saklandın?
Neden bıraktın ağlamaklı her şeyi?


Kızıl

Kapanmayan bir yara gibi takılıdır ömre
Renginde saklar durur zamanı
Bu gözler hiç aldanmadı ki
Ve bilir içinde türkülerle coşan fırtınayı.


Mor

Bıraktı kendini kapıldı gecenin rüzgarına
Uçurumlar başında bekletirken yaşamı
Bir tavşan zıpladı çiçeklerden bir mine
Güldü fışkıran bahardı kıyamadı kendine


Yeşil

Bir mabed yüceliğinde mübarek olan
Zümrüt gözlerinde soldu gitti bu aşk
Benek benekti her biri yeşile çalardı
Soğudu kaldı kristal tükenen ağlamalarda

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Düş

Süzülüverdi bir perinin gözlerinden
Gözlerime,
Yaprak hışırtısı gibi
Yeşili gülümsemesine dolanan
Yüreğime kendi tadıyla konan.
Dokusundan hüzünse de damlayan
Bir türkünün yanığından beslenen sözleri
Sanki,
Kana kana içtiğim bir çeşmeden gürül gürül
Bir serinlikte kaldım.
İlk defa kan ter içinde uyanmadığım bir sabah,
Şimdi bir altın damlası,
Yüreğimi hoplatan.
Şimdi aklımın ucunda
Takılı kalan.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:46 AM
Düşün İçine Kıvrılan

Yanar mısın? ..
Bir bedenin tazeliğine tüm ruhunu sarıp onun gamzelerini yalayan gülüşüne,
Gözlerine,
Gözlerindeki pırıltıların şavkına kapılınca,
Alışıp,
Bir çift alkışla mutluluğu koyabilir misin kucağına.
Serinliğinde bir deniz kenarının,bir akşam üstü,
Sıcaklığını avuçlarına alıp okşayabilir misin? ..
Kadife bir gülün yapraklarını yavaş yavaş kokusu içine yayılırcasına kat kat açıp da
Yudumlayabilir misin soluksuz.
Bir yarımı sende,bir yarımı onda bırakılan bir tomurcuktan,
Sana bin çiçeğin hüznüyle dökülen,
Altın sarısı kamaşan sevdasını,
Kabul eder misin iki yüreğin sırlarıyla kendi bedeninde? ..
Söyle,
Yanar mısın harlı bir ateşin aleviyle,
Sana aşk fısıldayan mübarek dudaklarının kızıllığında? ..
İşte o zaman,
Bir kış günü ve bir akşam üstü,
Bir büyülü camda karşılaşan bir adamla,
Güzelliğini kalbine dolayarak,
Ruhunu,
Sana bir bahar serinliğinde,
Bir sevda çeşmesinden akarcasına,
Pervasızca sunan,
Tanrıçaları kıskandıran,
Bir ay bakışlı,çağla tazesi bir kızdan,
İnan,
Aşktır bu düşün içine kıvrılan,
Her şeyin adı bu akşam.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:47 AM
Ele Verilemeyen Duygular

Ele verilemeyen duygular
Kendi çizgilerinde
Yaşar.
Saklanan rengidir saklanan,
Ahengi gül yaprakları kadifesinde;
Kışkırtır,
Her soluk alışına tutunur
Ne kadar söylenmese de
Takılır
Bir hıçkırığa,
Dilin ucuna yapışan kocaman bir dünyadır.
Halka halka zincirlenirler
Birikirler.
Bir gün ele verdiğinde hayat,
Saman sarısı bir yüzün,
Gerisinde kalabalık bir uğultudur
Hüzün,
Ele verilemeyen duygularla
Bir bir düşerler.

.
Sessizliğin göz bebeklerinde şimdi aşk
Bir alev.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:47 AM
Ellerimiz

Ellerimiz
Toprağı her yoklayışımızda,
Yaşamdan güç aldığımız;
Sevdiğimize dokunuşumuzda canımız sandığımız;
Her açtığımızda havaya,
Yıldızlardan kutsallığını sağdığımız
Ellerimizdir aslında;
Doğayla sımsıkı bağımız.

Ellerimiz;
Kimi öpülesi,
Kimi tükürülesi;
İnsanlığımızdan utandığımız.

Ellerimiz,
Yanaklarını avuçladığımızda sevgilinin,
Sıcaklığını,
Yüreğimize gül diye taktığımız
Parmak uçlarımızın gökyüzünün mavisine her dokunuşunda,
Zümrüt gözbebeklerini sevgilinin
Onlardır;
Devamlı arayan,
Elerimiz.

Ellerimizdir,
Göz yaşlarımızı sessizce içine saklayıp,
Kucaklaşır gibi göz kapaklarımızda bizi ölüme uğurlayan
Ellerimiz.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:47 AM
Elveda

Hoş bir gönül fırtınasıyla başlayan bir masal mı?
Kalplere heyecan dolduran
Anlatılması zor dirhem dirhem yaşanan bir macera mı?
Ruhları sarmalayan
Bir rüya mıydı?
Yoksa bir kutuda saklı kalan
Bir hayal yığını mıydı hepsi?
Her neyse;
Ne yenildi, ne içildi, ne de dokunuldu
Zerrece masumiyetine...
/Meydan okurcasına! ../
Süre giden yaşamın.
Aniden varıldı
Yürekleri burkarcasına sonunda
Böyle
Her hikayede olduğu gibi;
Beyaz bir sayfa içinde noktalanan
Üç hecelik bir hüsran:
El - Ve - Da...

(ÇizgiÖtesi/Paylaşım/Ankara Dergisi 13.12.2000/34 de yayınlanmıştır)

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:47 AM
En Farklı Tarafına Tutunduğunda Aşk

En farklı tarafına tutundum
Oradaki sessizliğine
Sen susunca
Ve ikimiz birden aynı anda susunca
Birbirimizde
Soluksuz kalmak
Ve birbirine karışırken bunu düşünmek
Yeşil bir elmanın gevrek sabah tazeliğinde üstelik
Bir başkasında kalakalmak
Ve bir başkası olabilmek
Kadife dokunuşlarınla başka geliyordun sen
Ve hiç mümkün değildi bana iyi gelmemesi bunun
Kumsalın
Ay’ la dans ettiği o sessizliğindeyse deniz
Ve Karanlıksa
Gece
Ne kadar kısa
Zaman nasıl devamlı akarsa
İlk dokunuşlarımla
Ve ilk okşadığımda saçlarının arasından seni tel tel
İçine bir kurşun gibi düşmüştüm! ..
En farklı tarafına
Ve o en olmadık noktalarınla isterken seni
Yavaş yavaş
Utancının altında ezilen yüreğimden beni
Sensizlik korkusu sardığında
Terk edişinle
Üşüten bir yığın hüzünle içimi
Sessiz
Ve tuhaf şaşırtıcılığında
Ben seni bir başka yaşamıştım o gece
En farklı tarafına tutunduğunda aşk! ...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:47 AM
Eski Bir Nisan Aşkı

Eski bir Nisan şarkısı çalınır
Geçmişin sana geliyor sanırsın
Bir kahve kokusunda
Bir sigara dumanındasın
Uçar gidersin
Acı yüreğine dolanır
Müstesna bir geceyi
Yana yakıla
Anarsın…

Eski bir Nisan şarkısı çalınır
Dökülür üstüne tüm geçmişin
Sağanak yağmurlar gibi
Bir anda
Karışırlar
Göz yaşlarına
Onlarla
Ağlar
Durursun…


Geçmiş zamandan
Çalınan bir eski Nisan şarkısı
Neler neler getirir aklına
Sarılırlar sana
Depreşir
Eski günlerden bir Nisan aşkın
Alev alevsin
Yanar
Kalırsın…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:47 AM
Etkileşim Mahareti

Bir etkileşim maharetidir karşılıklı şiir,
İnce tellerinden süzerek her yüreğin türkülerini.
Keskin dillerin,
Birbirinin potasında eriyen sözleridir
Naif durur çimdiklerken dahi,
Kanayan doğrulardan sızan,
Yaşamın ince çizgilerini.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:47 AM
Ey Aşk Sen

Torbalarımız sırtımızda
Kadınlarımızı neden bırakırız hep yarı yollarda?

Ey aşk sen ne mene işsin ki
Hep nal toplattırırsın aşk aşk diye yananlara…

Bak sızlananlar senin adına
Kıvranır dururlar…

Gül kokusu katarlar bir de aşk azıklarına
Aşk bahçelerinde çığlık çığlığa

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Fotoğraf

Ne çok güneşleri pırıl pırılken toplayıp attım
Buzlarla kışkırtarak aşk yangınlarının içine
Eriyen güllerimle ne çok döktüm kırmızıları
Onlar ki masum ihanetlerin kabuklu yalanları
Utanç takılarıyla saklanırlar kendi karelerine
Mahrem bir leke gibi düşer sadece fotoğraflara

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Gamzeler

Bir garip damlalar gamzeler.
Bir yüzünde tek,
Diğer yüzünde çift.
Her açılışında
Birinde bir bahar,
Diğerinde
Yüzlerce defa dökülür başka baharlar.
Esasında kusurdur onlar
Adele kusuru.
Bazen kusurlar da güzeldir
Nesilden nesile geçerler.
Gülüşün rengidirler,
Bu mübarek kusurlar
Gamzeler.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Geçmişin Çocuklarıydık Biz

.Kızıl türküler söyleyerek çıktık yangın bahçelerinden

Yakamızda karanfillerle daha çocuk yaşlarımızdaydık,

Yiğit coşkuların kıvılcımlarıyla tutuşurdu yüreklerimiz

Cesareti bedenlerimize işlemiş kurşunlar sanıyorduk

Dar ağaçlarında çınlıyordu cesur haykırışlarımız! ..

Sevdiklerimiz uzağımızda türkülerimizle ağlaşırken

Bedenlerimizi ölüme gülümseyerek çiğnetmiştik

Adlarımız geleceğin defterine işte böyle yazıldı! ..

Değişen fırtınalar kardan boranlar sildi belki bizleri

Unutulduk sandıkça düşüncelere durmadan biçim,

Yüreğini umuda açanlara daima hayat vermiştik

Takip edenleri peşimizden asla utandırmadık

Yok olsak da biz, ilk adındaydık doğan her çocuğun,

Zaman bizi yargıladı ama tarihin altın sayfalarındaydık! ..

Yaşam eğrilerimizle doğrularımızla bizi yoğurmuştu

Zamanın içinde değildik ama her yerde izlerimizle vardık

Dostlarımız içleri burkularak her andıklarında bizleri

Ölümün kucağında kim bilir hangi mezarlarımızdaydık! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Gel Git

Mahrem bir gecenin sessizliğiydi.
Derin derin bir iç çekişindeydi.
Soluk alıp vermelerin hızlandığı anlardandı.
Sonra birden bire ne olduysa,gök kubbe yarıldı sanki! ..
Binlerce yıldız boşanıverdi.
Akışa durdu.
Boşalttı içini tüketircesine.
Bitiresiye kendini.
Gecenin morluğunu ışıklar aklarken;
Yolunu şaşırmış öpücüklerle sarsılıyordu göğsü denizin.
Her silkinişinde dalgaları kıyıya kaldıraç gibi
Kalkıp inip savruluyordu;
Önüne katarcasına her şeyi.
Ve çekilirken kıyıdan çakıl tanelerinin şakırtılı sesleriyle
Sürükleniyordu kendi iç alemine.
Birbirinin içine kıvrılan köpükleriyle ıslatıyordu kendini.
Rengarenk taşların pırıltısıyla adeta
Büyülenmiş gözlerin şaşkınlığındaydı.
Birbirine dokunan bedenlerin nefes alışı.Sanki.

Deniz bu gece kendini yaşıyordu.
Gökyüzünden aldığı hazla kendini kanıtlamanın keyfinde,
Coşkun ve bir o kadar da hırçın.
Pençesine taktığı yıldızdan alevlerle
Tohuma durmuştu gece.
Bir sonraki yıldız seline kadar.
Şimdi sessizliğe bırakılmış yorgun ve uykulu gözleriyle.
Kalakalmıştı.
Solmakta olan dev bedenine bakarak
Ürkek ve şaşkın,
Kanatları kırılmış bir kuş gibiydi! .. Adeta.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Gelincik

Hüzün,

Senin türkülerinin

Dokunuşunda mıydı? ..

Yoksa dokusunda mıydı

Gözbebeklerinin? ...

Her açıp kapanışında,

Kirpiklerinden

Esen rüzgârın nağmesiyle

Bana koşan

Kırmızı,

Boynu bükük duran

Nazlı gelincik! ..

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Gelsin de,

Sevgilim senle gelecekse bahar,
Varsın her bir şeyiyle gelsin.

Olacaksa Aşk delecekse içimi,
Kevgire döndürsün de gelsin.

Razıyım her mihnetine yeter ki
Ruhunu İçime sersin de gelsin.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Geriye Ne Kaldı

İki dallı bir sarmaşığın birbirine dolanışına benzerdik.
Şarkıların birbiriyle dans edercesine oynaştığı,
o yaz *******inde gönüllerimizden akan damlalarla
Koyun koyuna,
Birbirimizi gül yaprakları gölgesinde nasıl da aldatmıştık.
Şimdi kokusundan geriye kalan ne?
Neden yaşamıştık ki seninle beraber bu baharı?
Biliyorum vişne zamanı derler
İşte o bir aşk zamanı.
Şarabın verdiği kekre tadın,
Öpücüğüyle sarhoş kalan dudaklarımız şimdi,
Hatıralarımıza saklanan,
O aşk şarkılarıyla,
Biteviye kımıldar…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Gök Delik

Şimdi yıldızlar vardır göklerde
Ve gri *******in derinliklerine yaslanmış;
Onların içinde bir kara delik,
Delikten hiç içeri baktınız mı siz?
Orda kocaman bir ayna var gördüm,
Ne kadar büyük gösterir;
Kendinizden korkarsınız! ...
İnsan o zaman anlıyor işte
Ne kadar miniminnacık olduğunun farkındalığıyla.
Bir deli aklıyla bile
O kadar aşikar ki
Akıllıların şaşkınlığına şaşırıyorum.

Hadi tutun ellerinizi
Kenetlenme zamanı.
Hiç aşağıdan yukarı yıldız yağmuru olur mu?
Newton elmayı yedi.
Parmağını kaldırıp söz almak için;
Lordlar kamarasının çatısından yağmurun damladığı o gün.
Herkes döndü onu alkışladı:
Ne büyük adam! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:48 AM
Gökyüzüne Yazmak İsterdim

Gökyüzüne yazmak isterdim kadınları
Ellerimi dua eder gibi açarak
Parmak uçlarımın
Her birinde birer yıldız gibi
Pırıl pırıl parıldayabilselerdi! ..
Ve her dolanışında avuçlarım;
Değişik adlarıyla birer ışık kümesi olsaydılar,
Şaşırabilseydim! ...
Deseydim ki
Hanginize, hangi birinize koşabilsem?
Neden aynı anda hepiniz birden sevilmezsiniz ki? ..
İlla sıraya mı koymak,
Ya da biri bitince bir diğerinden yeniden başlamak? ..
Biri bitmeden diğerine koşamamak! ..
Bunca kıskançlığınız neden?
Bir çiçek bahçesine girdiğinizde
Nasıl Gül ise koklanacak,
Lavanta ise, Papatya ise adı çiçeklerin
Onların da birer adları olmalıydı
Yüreğimizde aynı anda,
Korkmadan sığdırabildiklerimiz.
Tutkusuz bir sevda olabilselerdi! ..
Bağırabilseydim.
O da olsalar,bu da olsalar şu da olsalar
Hepsini birden aynı anda özleyebildiğimi.
..

Neden rengarenk çiçekli bahçelerinde dolaşmak varken,
Yangın alevlerinde
Bırakır da giderler devamlı bizleri?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gözler

Gözlerin gözlere yansıttığı kadar hiç,
Anlatabildiler mi? ..
Her dökülüşünde gözlerden gözlere,
Bırakılanlar kadar
Berrak olabildi mi?
Hiç bir söz..



Neden yorgun düşeriz?
Bir an yeşil,
Yada birden bire
Maviye çalan gözlerden süzülen
O bir damlanın anlamını çözerken.


Aynı gözlerdir hep,
Donmuş bir fotoğraf karesindeki gibi
Yaşar dururlar,
İlk bakılan anın tazeliğiyle.


Gözlerin verdiğini
Neden hep arar dururuz?
Neden gözbebeklerinin pırıltısında
Kamaşır durur her aşk?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gözlerimin Sana Bir Borcu Var

Gözlerimin sana bir borcu var.

Senin gözbebeklerine aşk pırıltısını ilk onlar
Bıraktılar! ..

Seni aldattılar! ..

Damla damla,
Kirpiklerinden süzülen damlalarınla,
Tüketirken seni;
Uçtu uçacak derken dalından,
Ürkek,
Serçecik yüreğinde,
İmkansız bu aşkın ateşini onlar
Yaktılar! ..

…….

Gözlerimi düşürürsem şimdi ben gözlerinin içine
Biliyorum,
Çaresiz;
Seni bir daha asla,
Görmemek
Var! ..

Bağışlanmak için
Başka ne yapabilir insan?

Söyler misin?

Bir ucunda ölüm de olsa,
Değmez mi bu dilâsa gözlerine
Ey yar? ..

……

/ İşte hulâsat-ül hulâsa.





___________________________
D i l â s a : F. s. Avutan
Hulâsat-ül hulâsa: Sözün sonucu

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gözlerinde Tükettim

Sözlerimi gözlerinde tükettim

Kimi anlamdı neleri çekip çıkardığım

Belki de boş bir çığlığın sesi.

Kirpiklerinin pırıltısındaydı yakarışım.


O gece gözyaşınla sessizce,

Sözlerim damla damla aktığında

Yanaklarına;

Dizinin dibinde uykuda

Düşlerimin kan teriyle çalkalanmışım.


Faydası yok iç çekmelerin,

Ne gözlerde ne de sözlerde

Boşuna aramak;

Nağmesi tükenmiş bir şarkıda

Kalan son izimizi.

Tılsımı bozulmuş bir aşktan

Bil ki kavuran kızıl alevler! ..

Yakmakta ikimizi.


Her ağlamanda sözlerimi


İşte uğruna can koyduğum

Gözlerinde tükettim...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gözlerinde Bir Ölebilsem

Bir defacık da olsa
Sen,
Gülümse/Sen
Ve
Gamzelerinde bir ölebilsem o an keşke;
Ölümüm,
Senin
O göz bebeklerinin
Derinliklerine yerleşebilse...

Dilerdim;
Ki
Gözlerini,
Ben gibi
Aşkla her sevebilenine
Her zaman,
Tatlı
Bir ürperiş olabilsem! ..


Gözlerinde bir ölebilsem
Sol yanağında birer
Diğerinde ikişer
Bahar
Açtıran,
Her bir gamzelerinde bir ölebilsem! ..

Ey
Yâr! ..
İşte sende,
Böyle
Seninle kalabilsem,

Sonsuz
Ve
Bahtiyar! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gözlerini İstiyorum

Gözlerini esirgiyorsun benden,
Ben gözlerin siz edemem ki senin.
Konuşmadan,
Her gün her saat,
Her an bana bakan gözlerini istiyorum…

Neden senin bende başka-başka gözlerin yok? ..
Başka anlarda ve başka yerlerde,
Baktığın,
O siyahi ve buğulu
Halka –halka,
Birden bire ve gittikçe,
büyüyen gözlerini istiyorum...

Kısılan kirpiklerinin arasında
...Ve bazen damlalar akarken
...Ve bazen sevinçten kamaşırken,
…Ve kızdığında ki bakışlarınla,
Birbirine dolanan Gözlerini istiyorum...

Gözbebeklerini,
Evet senin,
ama sende kalan,
Sana emanet edilmiş,
Bana ait gözlerini istiyorum...

Her şey içimden nasıl da birden
Gözlerin olup dökülüveriyor! ..
Bundadır ki mutlaka bundandır.
Hani seni her görünce nedensiz
Heyecanlanır da,
Bir başka hal olurum,
İşte o zamanki bakan gözlerini istiyorum...

Kimsin sen?
Neden beni benden gözlerinle alırsın?
Alırsın da götürürüsün.
…Ve söylesene.
… Ve seslensene.
… Ve sessizce de olsa,
Bir ses veren gözlerini istiyorum…

Hadi
Hoş geldin! ..
De ki bana.
Bende kalan düşlerinle,
Gecemi sabaha,
huzurla açan,
Ben senin O gözlerini istiyorum…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gözlerinle Sevebildin mi

Sen bir kadını,
Gözlerinle sevebildin mi?
Dokunmadan,
Kırpışan kirpiklerinde nemlenmiş bulutları
Rüzgarına katıp,
Islanmış dudaklarında gezdirebildin mi?
Akşamları her çöküşünde içine bir hüzün,
Hatırladığın oldu mu
Yanaklarından süzülen damlaları?
Okşarmış gibi onu,
Çok uzaklardan yüreğinin kafesinde var olabildin mi?
Bir kadına verilebilecek en güzel lezzeti,
Tenini sağarmış gibi incitmeden
Ona yaşatabildin mi?
Gecenin bir vaktinde
....Ve en arzulanan o anda,
Ağlayışlarında bulundun mu?
Kulağına 'Seninim' diye fısıldayan
Bir kadın,
Gözlerinde salkım salkım dökülen
Bir sevda çiçeği gibi açtı mı hiç sana

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gül

Sesin düşünce,
Yani senin sesin birdenbire düşünce,
Dağlarımın arasında köpük köpük akan çağlayanlar oluyorsun;
Sesin ve sen kırmızı bir gül,
Bin zamanların ey kadife seslisi,
Seni sevdiğim
O aynı mevsimlerimde
Hep sen olacaksın biliyorsun.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:49 AM
Gülle Dans

Kırmızı/Yeşil/Mavi dallarda açan her gül

Dans eden rakkasenin vücuduna dolanır

Gülle dansın bu hazin öyküsündeki bülbül

Çalınan şarkının nağmeleriyle soluk alır

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Gülümseme

soluk aldıkça
kabaran kuşun gagasından
düşer bir damla
çiçeğin yapraklarına
bahar tazeliğinde
şen şakrak
bir gülümseme
merhaba
ve hoş geldin
denir
yeniden döndükçe
insan şiire
soluk aldıkça
çoğalır
söz
çoğalır cümle dört mevsim yedi renkle
evren bir bilmece
..

kadın adama bakar
adam arkasına bakmadan yürür
yüzü
utancında kırılan
gülümseme
soluk aldıkça şiirle

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Gülümserine

Hüznün darağacındaydı
Oynaşır dururdu muttasıl,
Zaman.

İlim yürüdü

Su 'ya şimdi,
Güller atmalar
...Ve rengarenk çiçekler.

Gülümserlerdi.
Zamanın art yamacında yoksul kaldı hüzünler
...Ve paramparça edilen darağaçları! ..

Su 'ya şimdi,
Güller atmalar
...Ve rengarenk çiçekler

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Gülünce de Gül ' ü Verince de

Kavruluyor
Yüreğimin ışığı! ..
Sen yoksan...

Bir gül oluyorsun
Birdenbire! ..
Geldiğinde...

Gülünce de...
Gül'ü verince de...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Gülüşün Kaldı Derin Bir Uçurumda

Duygularının sarsılışında ben
Darmadağın etmişsem her şeyi
Bir kanayan yaradır içim neyleyim
Sensiz olmanın avuç içi yalnızlığında
Hak ettiklerimizde kaldı bir ince sızı.

Senin yargılarınla hala içim yanar! ..

Bir mavi dünyayı yıktık kendi ellerimizle
Bıraktık enkazını kocaman bir boşluğa
Artık dağ başlarını tutmuş haydutlar
Kim kimden neyin hesabını sorar
Mağrur aşk zedeler kaldı tek başına

Senin zulmünden hala içim kanar! ..

Duygularının ince fikrine bağlanmasam
Bilmesem sevişmelerindeki bunca tadı
Gözlerinin büyüsüne kapılmasam
Dayanılmak mı buna hiç sanmam
Gülüşün kaldı derin bir uçurumda

Kalbim öyle acıdaki hala seni arar!

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Güneş Toprak Ve İnsan

Güneşten geldik ışığıyla uyandık.
Yokluğunda,
Uğursuz nerden nasıl belirsiz;
Kara bir kedi gibi saldırgan.
Güneşin önünde olmalı öyleyse hesabımız.

Güneşin ısıttığı toprak armağan etti bizi.
Çizgisiz ve sınırsızdı.
Her bölüşümüzle;
Karıştırdık varolan aklını.
Toprağın aklı sıra olmalı öyleyse hesabımız…


Güneş toprak ve insan aynı şarkıyla kaynaşırsa;
Güneş kızarınca gülümser
Topraksa sürülür beraber.
İnsana yakışanla olmalı öyleyse hesabımız…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Güneş Ve Gül

Bıraktığın kırmızı bir gül
Güneş’le güldüğümüz o günden
Solmadan hep duran bir hatıra;
Senin kokundur,
Adın,
Saklanır durur bir gönülden.
Sen;
Güneş’le her seferinde gülerken,
Koparılan dalları arasında her bir gülün;
Kızıl aleviyle yanarsın.
Güneş’le gülen dudak uçlarında
Beni sevdiğini neden saklar durursun?
.
Sevgilim sen Güneş mi toplamaktasın? ..

Güneş’le gül,
Dudaklarınla ver ki Güneş’i bana,
Dokunduğum,
O hoyratça sevişen,
Apak bedeninde,
Bıraktığım her damlam;
Vişne renginde Güneş’in suyuyla mayalansın,
Ve derinlerine,
Halka halka işlesin,
Tohumlarıyla Güneş’in.

Güneş’le gül,
Gül ki sen sevgilim;
Gülşeninde senin İçin için tomurcuklanarak yeşeren;
Gözbebekleri Güneş pırıltısında,
Sevincimizle gülümseyen,
Gamzelerinde seni,
Aşk kokularını benden alan,
Her biri bir çiçek kadar güzel,
Binlerce,
Güneş'e aşkla gülen çocuklarımız olsun! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Haberin Var mı

Yüreğimden süzülen sevdanın

Acı türküsünü anlatacağım ben şimdi.

Sakın ağlama...



Beklenmeden geliveren

Bir aldanışla mı oyalandık ki?

Bir çizgiyle tükenişini istedin...



Farklı zamanlarda mıydık?

Düşüncelerde mi yaşadık.

Sadece...


Tüm güzelliklerimiz;

Tazeliğinin intikam alışı mıydı?

Yaşanmışlıklarından kalan yasak bir anıdan...


O halde rastlantılar yumağındaki hedefine

Konulan neden ben oldum?

Şimdi bu oldu mu?


Sen mutlusundur şimdi.

Sevdanın bedenini yakan o alev

Yağmur hüzünleriyle solmaktadır artık...


Bense şimdi yüreğimden süzülen sevdanın acılarını

Yüzlerce kez daha

Yaşamakla meşgulüm.

Haberin Var mı? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Hakikat

Uzaklarda
Yüksek dağların zirvelerinde
İnce bir sızıyla çökelir
İçime her türküde sen bir hasret! ..

Yamaçlarında
Derin vadilerin tam ağzında
Kaya oyuğu bir mezardan
Bakar durur tarihten bir hakikat! ..

Dumanlı soluklarımız
Bulutlara sarmaş aynı çizgi aynı gülümseme
Hüzünlenir düşer
Olur
Çiçekçe yüzünde aşk bir felaket! ..

Titrer sesin
Dudaklarının kıvrık cümlelerine
İşler gülüşlerin
İçime yayla serinliğinde
Baharın yaza bu her çevriminde
Kana kana içimlik sularınla
Çoğalır bende seninle hayat! ..
..

Sıra dışı
Bir o kadar aykırı
İmkânsız düşlerimizle koşarken birbirimize
Kaçınılmaz bir engel önümüzde
Zulmüyle bizi saran hakikat! ..

Heyhat! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Hançercesine Yüreğime Sapladıklarım

Benim görüp de gideceklerim var.
Bir şeyler söylemeyi isteyip de söyleyemediklerim.
Mesela kalsın dediklerim.
Türkülerimi ağızlarında bırakıp da kaçıp gideceklerim.
Bakışım kalacak belki geride,
Neleri anlatmaktı deyip de neleri yutkunarak sakladıklarım.
Göz göze gelemediklerim.
Bir lokmayı bile paylaşmayı beceremediklerim,
Hep bir ucundan tutup da olduğu gibi bıraktıklarım.
Benim görüp de gideceklerim var.
Düşlerime kâbus gibi girip de her döndürüşümde kendimi,
Aklımdan çıkaramadıklarım.
Benim görüp de gideceklerim var.
Kurşunu hep inadına doğrultmak isteyip de her seferinde kendi bedenime,
Çaresiz Bıraktıklarım.
Kıyamadıklarım.
Benim görüp de gideceklerim var.
Ölümümle ağlatıp da dolu dolu gözlerinde,
Gözyaşı bile akıtamadan merasimsiz terk ettiklerim.
Benim görüp de gideceklerim var.
Bir yangın yerinde alevlenen bakışlarıyla baş başa bırakıp da
Konuşturamadıklarım.
Bir selamım bile kalmadı dediklerim
Ve hançercesine Yüreğime sapladıklarım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:50 AM
Hatıralar

Seneler acımak bilmez seneler! ..
Doğan her gününde başka bir günün sevinci var.
Yaprak yeşil,
Mevsim belli biten bir şey var.
Bitmeyecek bir çok şeyler:
Hatıralar! ..
Arzular! ..
Kabına sığmaz arzular! ..
Gelecek aydınlıklara,
Sevgi susamışlığıyla yol arar.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hayat

Hayat
Rüzgar olup gidiyordu
Hayatın her bir eşiğinde,
Aman pür dikkat! ..
Sanma ki umudum
Ölüm
Durdururum
Umuda rağmen döner durur
Hayat

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hayat Mutlaka

Toprağın özelliği;
Sıkıştırıla sıkıştırıla taşlaşır.
Hayat da,
En naif bir yüreği toprak gibi alır,
Sıkıştıra sıkıştıra katılaştırır
Ve çaresi yok,
Onu kendisine benzetir mutlaka.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hazan Mevsiminde Gelen Sevgililer

Birer birer

Hazan mevsiminde gelen Sevgililer

Birer kelebek gibiydiler! ..


Süt yüzlerinde bir damla deniz mavisi

İhtişamla girdiler,gönüllerde eridiler

Ağladılar

Sırılsıklam bir hüzündü tenleri,

Yağmur olup döküldüler

Gül yaprağı tadında,

Dudaklara öpüş olup güldüler! ..


Birer birer

Hazan mevsiminde gelen Sevgililer

Birer kelebek gibiydiler! ..


Yelken açıp rüzgar verdiler

İlham olup yürek deldiler

Soldurdular

Acı bir türkü gibiydi yüzleri

Nağmeleri bıraktıkları dillere

Aşk diye imkansızı verdiler! ..


Birer birer

Hazan mevsiminde gelen Sevgililer

Birer kelebek gibiydiler! ..


Solgun yaprakları kucaklarında

Bırakarak nice Sevgilileri

Yine bir hazan mevsiminde

Geldikleri gibi bizleri

Terk edip de gittiler! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hazar

uzak iklimlerin
öylecene yakın bir yüreğidir
ki yüreğimize inceden inceye dokunan
Hazar
deyişlerinde hep
müstesna bir aşkın
özü var.
derim ki
ona değmesin hiç bir kuldan
kem bir nazar
çünkü onun bize baldan bile tatlı
şefkatli bakan
gözleri var

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Haziranda Gelecektim

Annem
Benim ellerim bir sıcak yaz! ..
Yangın alevlerinde süzülür çocuk gözlerim.
Zamansız kurumuş bir daldayım,
Açmamış bir çiçek,
Daha benim on sekizinci baharım.
Bir meyvendim dallarına asılacak,
Haziran'da gelecektim.

Annem
Ellerim donuk öyle bir beyaz,
Altımda yumuşacık bir toprak,
Üstümde güller kokar benim,
Her gece bir başka yıldıza düşerken gözbebeklerim
Ölüm şimdi bende soğuk öyle bir ayaz.

Annem
Daha benim on sekizinci baharım.
Bir meyvendim dallarına asılacak,
Haziran'da gelecektim.
Gülümseyecekti gözlerim gibi
Kim bilir hangi dallarında bir çift taze kiraz! ..

Annem
Bir meyvendim dallarına asılacak,
Haziran'da gelecektim.
Şimdi üstümde çiçeklerle donanırken mezarım,
Kanar benim on sekizinci baharım,
Yürür içime yürür damlar bir sıcak yaz! ..

Annem
Zamansız kurumuş bir dalda,
Açmamış bir çiçek gibiyim,
Daha benim daha benim on sekizinci baharım.
Bir meyvendim dallarına asılacak,
Ve Haziran'da gelecektim! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Helaline Emanet

Çatallanan yüreğine damla damla düşerken
İhanetin sarı çizgilerinde kırılan ağıtları.
Gölün mayasıyla yıkandıysa bir kez
Keyfine kadeh kaldırılan herhangi bir vaktinde de olsa,
Çözülür sıkılmış yumrukları,
Hayasızdır artık;
Dökülür yavaş yavaş üzerine karanlığın yüzü
Süzülürcesine kendi utangaç gözlerinden.
Her bir sabahının günahkar serinliğinde
Başka bir boyutuna düşer
Rengarenktir.
Gülümser yeni gölgeleriyle,
Yeniden kurulur işte o an ve her seferinde,
Farklı bir tazelikle,
Düşlerinden sıyrılarak uyanır.
Artık o bir bakirenin masumiyetine bürünmüştür
Kendince apaktır.
Şimdi tekkesinde,
Şeyhinin helaline emanettir.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Her Biri Bir Çınar

Ne zaman bir ölüm haberi alsam,
İrkilirim.
Bu gün
Üç kez irkildim.

Tanıdık yüzleriyle geçmişimizden geldiler.

Eskiden “gece gelen telgraflar”,
Şimdi bilgisayarlar
Var;
Anında
Dökülüyor ölümler…

Nice güzel yüzleri
Bırakmadık mı arkamızda? ..

Onlar;
Rüzgarıyla sallanır,
Gölgesiyle avunur,
Her biri,
Yaşlı bir çınarın.


Şimdi yüreğimizde
Kıpırdar dururlar;
Devrilen,
Gönüllerimize saklanan
Her biri kocaman bu üç çınar! ..

6 Mayıs 2004

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hesaplaşmalarım

Şimdi sessiz bir bekleyişteyim
Tuhaf
Ve bir o kadar da fevkalâde,
Karanlığı üzerime devriliyor gecenin
Bu şehirde
Sabırsızca
Tutmak için gelecek bir sabahın ilk pırıltılarını
Her seferinde
Yutarak bir daha ve bir daha
Öteliyor yalnızlığımdan,
Doğacak sancılarıyla beynimin yorgun köşelerinde
Fırtınaya tutulan dalgalar gibi beni
Bir o yana bir bu yana ve aheste
Bazen
Bir kadının arsız bir gülümsemesinde
Asi ve inatçı
Üstüne üstlük tüm kibrini saklayarak asaletine
Hayasızca meydan okuyor! ..
Bütün zamanların o kahredici yazgısına.
Sessizliğin içinde
Sabırlı bir bekleyişteyken ümidim
Bana en büyük kötülük olarak dönüp ve hiç utanmadan
Yanıldığımı haykırıyor! ..
Hıçkıran her şarkının hüzne sarılmış cümlelerinde
Ve her gece bir daha bir daha
Tarihin o köhne kokusu içine sinmiş
Ve aşınmış kaygan,
alaycı yüzüyle
Taş kaplamalı yollarında gezinirken
Bu şehirde
Kendimle olan tüm hesaplaşmalarımın içinde
Bulduğum tek gerçektir:
İmkansızlık.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Heyhat

Yazdığım her şiirimin kırıntılarında verebiliyorsam sesimi
/Alıyorsam/
Demek ki her yürekten bir şeyler koparabiliyorum! ..

Bir damla yaş geldim gelecek! ..
/Ağlamaklı/

Ey yüreğini bana asmak için çırpınanlar!
İmkansızlıklar içinde kıvransa da hayat;
Söyleyin,
Hadi söyleyin söyleyeceklerinizi! ..

Zaman fırtına gibidir! ..
Biçer ve keser atar gecikmişlikleri
Kopardığım her parçanız bende
/Kalandır/
Gözlerinizdir sözlerinizdir
/Saklanandır/
Coşkularıyla arzularınız bende
/Bırakılandır/

Neden;
Bu kadar,
Sevdiğimden midir? ..
Söylersem…
Demediklerimle de anlar mıydınız?

Cevapsızlıklar içine
/Kırılganlığıma/
Bırakılırsam? ..

Heyhat! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hiç

Her çığlığımda,
Soluğun kesilircesine,
Heyecan fırtınası her dolandığında bedenine,
Bir serçenin göz bebeklerine tüneyen ürkek titreyişi,
Sen de yaşadın mı?
Gülümserken sen,
Sana her gülümsün der,
Derlerken seni kadife yapraklarından,
Kokusunu sardırarak kat kat bedenime,
Aklına düşüp de,
Düş kurdun mu her gece bana dair,
Sen dedin de kucağımda tüm dişil hayallerinle,
Uyudun mu hiç?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hüznüne Kıyamadığımsın

İçimde bu gün öyle başkasın sen akan zaman gibisin
Baharın kekliği nedir ki sen gönlüme ceylan gibisin
Her gelişinle şakır şakırsın sen içimde gülümsersin
Gülümsemene bile dolan hüznüne kıyamadığımsın

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:51 AM
Hüznünle Büyülendim

Sözlerinin üzerine döküldü gözlerin..
Gül yaprakları arasında,
Yeşeren
Sevincinin,
Çizgileri arasında bir derin hüzün,

Ben senin hüznünle büyülendim sevgilim.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:52 AM
Hüznünün Rengi

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
:
.
.
.
.
.








Hüznünün rengiyle kendimi sanki sende kayboluyor sanmıştım
Büyüleyen o esrarına söyler misin ben nasıl olup da kanmıştım?
Hani bir yaz akşamı sarmaşıklar gibi sarmıştı ya beni gözlerin
Şimdi bir kurşun yarası gibi kanatır durur içimi senin o sözlerin

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:52 AM
İçimdeki Çocuk

Senle,
Senin çağında olmak vardı..
Olsaydım,
Senle el ele…
Çimenlerde şimdi sarmaş dolaştık…
Kim bilir,
Baharı aynı gülüş
Aynı kahkahalarla nasıl da karşılardık? ..
Zaman sende başka,
Bende başka başka geçer şimdi.

Neyleyim! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:52 AM
İhanet

Sarı çizgilerin arasında,
İçimize düşen bir mevsimde solar hüznümüzün rengi;
Sanki kırılan her bir ihanetin açmazına dolanırlar.

Kucaklardık oysa
Bir daha bir daha koşabilseydik,
Kucağımıza dolan çiçeklerimizle kim bilir.
Yaprak yaprak kanatlanarak,
Göğüs uçlarının tazeliğinde açan her bir baharla.

Salkım salkım yayılırdı saçları,
Rengi buğdaya çalar
Gülüşü aynı ahenkle hala yaşarken
Bu hatıralarla,
Uzaklaşan bulutların içine
Yağmur doldurmaya koşarlardı.
İnce bir sicim gibi durmaksızın düşer,
Bir su gibi peş peşe gözyaşları,
Sarı çizgilerin arasında.
Yaşamı çizgileriyle sınırlar ihanet,
Ağır bir yükle binerek sırtına,
Yazgıdır gelir yapışır alnından her insana.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:52 AM
İki Kadına Aynı Bir Ölüm

düşerse akıl
kendi kalemine
çoğaltır ölümü
onun için aynı cesaret yazgılarında birdir
iki kadında
kırılan iki kalemdiler sözün tükendiği noktalarda
iki kadın
tam da o aynı çizgide
yamacında sanki aynı denizin
ve içine atladıkları aynı ölüm
kimlere - neyi ispatladı? .
Sylvia Plath kadar cesur
bir daha yazılmayacak olan şiirlerle:

'bir ölürüm ki, cehennemden gelir gibi olurum.
bir ölürüm ki, adeta hakikaten olurum.
sanki gider gibi bir davete. '(*)

kimi bilincinde düşer ölüme
kimi siperinde
kimine yağmur gibi gelir
kurşunlar
ölümdür bu
kucakladığında o da
sessiz bir çaresizlikle yada
cesurca
Nilgün Marmara
şiirle
birikir
şiir
kadının hep bu çözülmeyen yanı mıdır?

'Kuşum ve ben bir aynada
uyuyoruz, kafesimiz yatağımız'(**)

kadın şiir yaratır mı?
..

İki kadına aynı bir ölüm
son nefeslerinde
şiirle dökülür

,,
kadın şiirle mi yaratılır?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:52 AM
İki Sevgiliydik

Nerede

Nasıl başlamıştı?


Gönüllerde

Birbirimize saklanmış

Birer canandık

Suskunduk,

Başkaca bir şey soramamıştık! ..


Birimiz Akdeniz

Kocaman,

Yaşlı ve sükun içinde bir deniz;

Sıcak iklimlerde

Güneşin altında

Kavrulmuş bir bedendik.

Diğerimiz

Coşkulu fırtınaların

Sağanak yağmurlarıyla ıslanmış,

Uzaklarda dalgalı bir deniz;

Gülümseyen bir yüzdeydik.

Sözlerimizle büyülenmiş

Birbirimize nasıl da kaynaşmıştık! ..


Hüzünlü akşamlarında zamanın

Fısıldaşır,

Damlalarımızı

İçimize saklayarak akıtır,

Kimi zaman da sessizce ağlardık! ..


Bir gün arkadaş

Bir başkasında sırdaş,

Satır aralarında sevdalanırdık.

Kara bir kedi gibi

Aramızda bir tuzaktı

Hep Aşk,

Söz verir ve her seferinde,

Sorgulamaktan bile kaçınırdık! ..


Hele *******i

Ayın her şavkı vuruşunda

Denizlerimize,

Bakarken

Aynı gülüşlerle gökyüzümüze,

Birbirimizi düşlerimizle paylaşırdık! ..


Bütün duyumlarımızla

Arzuladığımızda birbirimizi;

Hatırlarsın,

Ne kadar da içimize kapanır

Kendi kendimizden utanırdık! ..


Mesafelerin arasında

Sözlerimizi,

Karıştırarak yüreğimize;

Yaşamak isterken birbirimizle,

Sonunda farkına vardık,

Yanlış zamanlarda karşılaşmıştık! ..


Bir anda

Nasıl oldu nedendir?

Dehşete düşmüş korkulu gözlerle,

Ürkerek birbirimizden uzaklaşmıştık! ..


Birbirimizle sanki hiç tanışmamıştık! ..


İki sevgiliydik meçhul! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:52 AM
İmge

Şimdi ben
Durup durup da sana
Kelimelerle oynaşarak,
İmgeleri mi katacağım içine her yazdığımın?
İmgeler,
senin o tomurcuk gözlerindir.
Gözlerini sarmalayan kutsal kırpışmalarıdır kirpiklerinin.
Hani o yüreğimi devamlı içten içe kanatarak
Hançerleyen sözlerindir.

İmgelerle
Bulacaksam seni
Sensiz olan şiirlerde,
İmge var olsa
Neye yarar?
Var olan senle
Ancak,
Varılır derinliğine şiirin,
..
Bir damlası bile,
Rengarenk süzülürken yanaklarından,
Her bir gamzelerinde
Suya dolanan kırıklarına asılır durur hüzün.
Pırıltısı gözbebeklerinden yansırken
Dökülür iç içe geçmiş hatıraların yaprakları bir bir;
Solan birer mevsim gibi
Hayatın içine kıvrılıp kalır.
Damlalarında devamlı bir sevdadır adı
Sevişen o tomurcuk gözlerin,
Kim bilir şimdi nerelere biçare takılır?
..
Bulutlar seyreltiyor olsa da geceyi
Karanlığın buğusunu yükselterek yukarılara,
Sabahın ilk ışıklarıyla tükenecek içimdeki bu sessizlik.
..
Yaşam kendi dalgasında yürüyecek biliyorum
Apaydınlık.
Ama,
Her şey kendi görünürlüğünde
İmgelere nasıl böyle kendi dar alanında bir sığınak olacak?
..
Benim eteklerimden şimdi sen mi dökülürsün
Söyler misin?

Sen imge misin?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:52 AM
İnadına Sevebilmek

Kendini

Uzaklara çekmektesin...


Ağır hüznünle

Kaçışın bundan

Ölüme çeyrek kalmaların iç acısıdır bilirim.

Utancın mıydı bu senin? ..


Gül olduğun günlerin

Kutsal kokusu

Hala içimizde.

Soluk alıp verdiğimiz

Zamanları unutmadık

Nankör yaşamı beraber

Nasıl da kucaklamıştık! ..



Kabullenmekte bir sanattır

Kör bir tükenişe

İsyan etmek boşuna.


Bak! ..


Her gün

Nasıl yaratıyor doğa kendini.

O halde,

Dik durmak gerek

Ve her şeye katlanmak.

Yiğitlik savunmaktır sevdanı

Ölümün karanlık kollarında bile

Hiç unutmamak



Sevebilmek inadına! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
İstanbulda Bir Sevgili

Ne garip! ..
Yıllar yıllar sonra,
Istanbulda bir sevgili durmuş durmuş da şimdi
Bana göz kırpıyor! ..
İstanbul İstanbul olalı ne sevgilililer nice sevdalılar,
Boğaziçinde ne çok gözyaşları döktüler.
Ne akıntılara,
Nice zamanlarında tarihin karışıp gittiler.
Kurbağalıderede fakir bir kayıkçının kürekleriyle
Bilmem kaç kez sallandılar.
Şarkılarında çalındılar
Bir aşığın gözlerinde hüzün çiçeğiydiler Kalamışta.
Galatada bir akşamcının kadehine doluştular
Salacakta küçücük balıklar oldular da
Kırmızı Marmara şarabına hasret
Aşk sarhoşu gibi Kızkulesine üşüştüler
Şimdi İstanbulda bir sevgili bana,
Neden bilmem kaç yıl sonra durup dururken,
Göz kırpıyor! ..
Eskiden ben yıldızlarına bakıp bakıp ağlardım,
Haydarpaşa rıhtımından gökyüzüne İstanbulun,
Bir sevgilinin hayalimdeki birer gözbebekleriydi onlar benim.
Ben bu kadar uzaktan neler fısıldayabilirim ki?
İstanbulda şimdi mahzun bakan bir sevgiliye.
Her şey ve bilhassa da zaman benden
Bu kadar uzakta durur ve ben bu yaşlı bedende saklanırken,
Bahar bende şimdi ne gezer! ..
Ne verebilirim ki artık,
İstanbulda bu aşk! .. aşk! .. diye çırpınan,
Gözbebekleriyle yıldız yıldız olup
Bende zamansız doğan taze bir sevgiliye? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
İsterdim

Damlarken bu gece sen
İçinden kopanlara takıldım kaldım:
Neler geldi bir bir aklıma?


Sana en güzel bestelenmiş
Aşk şarkılarını
Söylemek isterdim./Söyleyemedim…

Bir kır bahçesinden
Senin hoşlandığın gelinciklerden
Getirmek isterdim./Getiremedim…

Taze bahar kokan bedenini
Bende kalan lezzetinle
Saklamak isterdim./Saklayamadım…

Yıllar önce,
Yüreğim bir yelpaze
Ve sen esen bir gül
Aslında ben seni o zaman
Sevmek isterdim./Sevemedim…

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
İsyan Eden Bir Aşk

Seninle sakladıklarımız
Farkına varışımız mıydı
Asıl olan hayatlarımızın dışında kalan aykırılığı? ..
İspatıydı sanki bulutlardan yağmur olup
Bazen de bir gece sessizliğinde yıldızlardan dökülen ışık seli gibi
İçimizde biriktirdiklerimiz.
Her seferinde utancını tattırırken bana,
Sadece kalıyordu her şey direnen sözcüklerinde.
Oysa,
Bedeninin her zerresinde yeşeren fısıltılarımla nasıl da coşuyordun! ..
Bu birbirine saklanmış iki yüreğin,
Adeta varoluşuydu,
Yeniden dirilişi herşeye inat.
İsyan günlerinin,
Olmasın diye kendimizi bile kandırdığımız;
İsyan eden bir aşkıydı belki de.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
İşte O Anlarda

Senle yakaladığımız
İşte o anlarda
Munis ahengiyle sesin dokunurken bana;
İçimde bıraktığın hazla nasıl da kaçıp gittin birden çok uzaklara
Kanatlana kanatlana sevdamdan kaptığın rüzgarla.
Ey gözümde tüten müstesna sevgili
Gel,
Koklaş demiyorum ki sana asla benimle.
Yüreğime çizdiğin her çiziğin içinde kördüğüm bıraktığın o yarayı çöz yeter.
Bırak,
Damlasın kanı içime;
Ben yaprağına bulaşan kan- kızıl rengimle,
Beyaz bir gül tomurcuğunu,
Konuşmayan kırmızı dudaklarına hep asacağım.
Sır olarak sakladığımız o büyü,
Bozulmasın diye
İşte o anlarda.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
İyi ki Sen bana Yeniden Doğuyorsun

Sen bu gün mü doğduğunu sanıyorsun..
Nasıl da aldanıyorsun! ..
Sen bana her gün her bir güneşinin gelişiyle
Biliyor musun senede bilmem kaç gün doğuyorsun? ..
Sen her gülüşünle
Ve her bana dönüşünle,
Gamzelerinin her bükülüşüyle biliyor musun?
Zaten içimde binlerce doğuyorsun…
Senin doğuşların işte böyle çoğalıyorlar bende…
Her dokunuşunda toprağıma
Her koklayışınla toprağımda yeşeren güllerimi
Dallarıma her konuşunla
Biliyor musun kokunu her alışımla senin
İçime her yayılışınla sen öyle bir bir doğuyorsun…
Yüreğime damlarken de,
Sağanaklar gibi ağlarken de,
Bana şarkılarını söylerken de doğuyorsun…
Senin doğuşların işte böyle çoğalıyorlar bende…
Her şiirin ağlatan her cümlesinde
Her kelimeyi sıralarken peş peşe
İçinde sessizce biriktirdiklerinle
Ve O güzel ay yüzünün tazeliğini
Bazen benden saklarken bile,
Sen söyleyemediğin o sevdaların;
İçini sızlatarak ruhuna dolaşırken de doğuyorsun
Senin doğuşların işte böyle çoğalıyorlar bende…
Sen daha iyi biliyorsun ki
“Seni Seviyorum” larımı duyuyor iken
Baharın başına konup da doğduğun bu gün,
Ve belki de işte Nevruz'unda baharın
Bana aşk bu mu diye ağlarken bile doğuyorsun…
Sen biliyor musun işte böyle bir gün de;
İyi ki sen bana yeniden doğuyorsun! ...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
İzdüşümün

halkım gibidir yüzün
halkım
salkım salkım
düşer hüznün
öyle düşer izdüşümüne kızları halkımın
utangaç sıkılgan
dudaklarında şavkı durur acıların bir gül pembe
söz bilmezliğe vurur saklanırlar
dillenmeyen yazgılarında
suskun bir hayatın içinde kanarlar
halkım gibidir yüzün
halkım
salkım salkım
düşer hüznün
öyle düşer izdüşümüne kızları halkımın
senin esmer yüzünde
bir çiçektir
açar her bir şafakla
kokar her bir baharla
belki bir çiğdemin dalında
ya da bir su kenarında
salkım salkım
bir çobanın yanık türkülerinde
öyle düşer izdüşümüne kızları halkımın
halkım
halkım gibidir yüzün
ve hüznün

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
K a D ı N

en karanlık yanımdır içimdeki baharım
kanatıldıkça kabuğum
zaptedilmez bir fırtınayım
kırbacının ucunda
hükmeden süvarimin
hesapsız üretken
asi
ve vahşi bir kısrağı
sonsuz
ve susuz çöllerin doyulmaz vahasıyım

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
Kaçış

Haykırdı! ..
Bu kalkan son saatin
Son gemisi;
Güneş’le beraber battı,
Kayboldu o uçsuz ve kızaran ufukta,
Cümleler “elveda” yla çoktan selamlaştı
Istırabını estiren rüzgâr şimdi saçlarında dalgalanıyor,
Kim bilebilir? ..
Belki de bunu bekledi;
Kaçışına ortak ettiği
Gökyüzüne misafir,
Ona kanatlarını açan kuşlar şahididir,
Kim bilebilir? ..
Belki de vasiyetini onlara bıraktı.
Gözlerine vuran o gün batımı,
Eteğini bir uçtan bir uca kımıldatarak sürükleyen
“Gitme” diyen yalvarışları,
Gözyaşlarını denizin dalgalarına armağan etti.
Kim bilebilir? ..
Kime ağladığını,
Bir mektuba sığmış onca hayat,
Gidişine emanet,
Kaybediş ve terk ediliş denen o iki kavrama sitemdir.
Sitem ona değil,
Belki de
Bir sevgiliye olan isyanın bizzat kendisidir.
Dudaklarından o hiç dökülemeyen
Titrek sözlerini,
Dalgalar kendi kendine artık birer birer tamamlıyor;
En hızlı,
En yıkıcılığıyla
Kim bilebilir? ..
Lâl olduğunu sana.
İsminin her harfinde odur diye bulduğu sevgili
Kim bilebilir? ..
Bunun aslında sen olduğunu,
Kim anlayabilir,
Kim görebilir ki bu mutsuzluğu? ..
Sekteye uğramış,
Gidebildiği o tek limanda ayaklanmış olan asi bir kaçkından! ..
..
Her adımında bile ismi olan,
“Sen”lerle varsın orasında kalsın
Arasında yaprakların ve....
.....O
Gül -
Bin zamanlarında açsın dursun o bilinmeyen bir limanın.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
Kadın Kokusu

Tomurcuk tazeliğinde kırmızı bir gül
Açılan her dudakta sevinçli bir çığlıktı
O doğarken her yeni bir günün eşiğinde
Sanki bir başka yaşam gülümserdi
Bir bahar sabahı kurşun ağırlığında
Sözlerle ateşe verildi tutuşturuldu
Yaktılar güneşle doldurarak içini
Vurdular gittiler bu kırmızı gülü
Önce kanı çekildi yapraklarından
Birer birer zamandan soldu gitti
Saklandı dalları arasına kapandı kaldı
Geçmişe ağlayan yüklü bulutlardan
Ne sarı ne mavi ne de yeşildi damlalar
Yağmurlar kan kırmızıydı dökülen
Soluk kan renginde hüzünle sallanan
Bir kucak dolusu gül kurusuydu kalan
Gül bahçelerinden alınan her soluktan
Terk edilmiş her bir anılar yumağındadır
Teninde bırakılan bir rayihadır sadece
Aşkından son damladır bu kırmızı güle şimdi.
Mübarek sayılan aziz bir kadın kokusu

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
Kadının Yüzü Bir Camdır

Düşlerinde kırılan bir camdır
Gözbebekleri kadının,
Nehir çiçekleri sinen kokusunda,
Mavi,
Pembe, mor renginde yansır bu dağların.
Bu dağların,
Kayalıklarından dökülen sularında yıkanır.
Yıkanır,
Köpük köpük apak bedeni.
Ay nasıl gülümserse her gece,
Yüzünde,
Eski zamanların günahları aklanır.

Şimdi kadının yüzü bir camdır.

Derinlemesine her kesitinde yaşamın,
Elma tazeliğinde hep nasıl verir?
Ağza sunulmuş bu sudan doygun tadını,
Kadın,
Çıplaklığını bir tülün inceliğinde üstünden bırakır,
Soluksuz,
Alan her yüreğe sevdasını
Damlatır,
Bir içim candır,
Nardır.
Ağlatır.
Tapılır.

Şimdi kadının yüzü bir camdır.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
Kadınlar

Ne varsa bu güne değin kadına dair elimizde
Doğru söyleyelim hiç mi değilse arada bir.
Hepimiz,
Bizzat kadınlarımız da dahil,
Sevişmelerinde sevmedik mi önce kadınları?
Elde başka neleri var?
Hadi söyleyin.

/.....İçlerinde kendilerinin dahi dillendiremedikleri;
İçin için kanayan insanlık sızıları fark edildi mi ki hiç? .../

Namus dediler
Utandılar! ..
Utandırıldılar! ..
Aşk diye tarih boyunca hayali bir serüvenin peşinden kısrak gibi koşturulup,
Kandırıldılar! ..
Gül sandılar kendilerini
Kucak dolusu güllerle;
Menekşe,papatya,lavanta her neyse her çiçekle,
Koparıldıklarını bilmeden köklerinden.
Koklarken gülleri,
Baygın baygındılar.
Aydırılmadan,
Koklandılar! ..
Daha doğmadan istenmeyendiler,
Doğduklarında hadi neyse diye razı gelinerek kenara bırakıldılar.
Yapma bebekler tutuşturularak ellerine,
Mübarek ana doğurganlığına hazırlandılar
Evciliği ne de çok sevdiler,
Daha minnacık çocuktular!
Çabucak serpilip gelişsinler güzelleşsinler de
Kolayca alınsınlar diye beslendiler,
Beyaz atlı prenslerle başlayan oyunlarda,
Masal dünyasının hayalleriyle oyalandırıldılar
Hoşlarına giden cicili bicilerle gözlerine perdeler çekilip;
Ruhlarına şırınga edilen kirliliklerle,
Giydirildiler! ..
Oysa;
Elde başka neleri var?
Hadi söyleyin.

/...İçlerinde kendilerinin dahi dillendiremedikleri;
İçin için kanayan insanlık sızıları fark edildi mi ki hiç? /

Ve hala,
Aynı tas aynı hamam:
Al gülüm ver gülüm!
Eğriye eğri doğruya doğru;

Değil mi ki ……………..?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:53 AM
Kadınlar Ağlıyor

Siz biliyor musunuz? ..
Ben şiirlerimi hep ağlayarak yazıyorum.
Belki,
Yaş damlamıyor gözlerimden.
......ki aslında biz,
istersek.... göz yaşlarımızdan sağanak....yapmasını da biliriz! ..
İçin için
Acıyor içi yüreğimin.
Yüreğim ağlıyor…

Siz biliyor musunuz?
Gözümün önünde hep bir çok kadın
Neden bana devamlı mendil sallar gibi
Ruhlarını kırık aşklarının yoksulluğunda satıyorlar? ..
Gözümün önünde duran her kadın
İçimi dağlıyor,
İçin için yüreği ağlıyor...

Siz biliyor musunuz?
Ben *******imi hep düşlerime saklıyorum
Belki
Kendime saklanmışsa da yüreğim
Öylesine aşikârdır ki bu yorumum
İçin için
Acıyor içi düşlerimin.
Düşlerim ağlıyor…

Siz biliyor musunuz?
Gözümün önünde hep bir çok kadın
Neden bana devamlı
Taze bir çiçek gibi
Zamanı geçmiş yıkık hayallerini anlatıyorlar? ..
Gözümün önünde duran her kadın
Duruyorlar,
Yaşanmamış yaşamlarında.
........süklüm büklüm.....paramparçadırlar! ..
Yüreğimi dağlıyorlar.

/…Ve yazdığım her şeyin içinde aslında onlar ağlıyorlar…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kan Kelebekleri

Kar taneleri gibi uçan kelebeklerdi
Beyaz gümüş sırlarında bu dağların.
En nazenin,
Gencecik bir yüreğin gerdanına verilmiş...

Düştü
Kan damlaları,
Bir halkı için için öldürerek.
Karlar üzerinde duran kırmızı bir acı şimdi
Bu dağlar,
Hiç böyle tatmamıştı
Zulmü.

Bir kış karanlığının kavgasında tükendi,
Çiçek çiçek serpilen
Kan damlalarında o yiğitler.
Binlerce yüreğin üşümelerinde uçuşur
Şimdi ölüm,
Buzdan bir bahar.

Ağla sen ey Ulusum! ..
Yüreğine düşen o her kan damlasında
Rengini acıtan ahengiyle,
İçin için ağlayarak! ..

Gümüş beyazına saklanan
Sırlı dağların içinden
Gelen
Her bir kokusuyla şimdi ölüm,
Gencecik şehitlerin kan kelebeklerinde damlar! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kanatlan Sesini Duyacağım Noktalara

Kanatlan sesini duyacağım noktalara
Rüzgâr ol martı ol
Kanatlan.

İstanbul bir lacivert deniz bu gün
Ardı ardına gelir şimdi dalgalar
Kısılmış gözlerini örten kirpiklerinde birikir bir çiy
Damlar.
Ağlar İstanbul
Bir sen bir de ben.

Keskin bir çizgi gibi yürür içimize
Yokluğuna kan damlar.
Kanatlan sesini duyacağım noktalara
Rüzgar ol martı ol
Kanatlan.

İstanbul bir hüzünlü kadın yüzü bu gün
Peş peşe düşer ağlamalar
Kırılır peş peşe özlem
Damlar
Yağmurun suyuna bin parça bulutlar.

Hadi
Kanatlan,
Rüzgârım ol sesim ol.
Martım ol
Saklan kanatlarımın altına,
Düşür kendini,
Sesini duyacağım noktalara.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kapasite

Görüntülerden ve seslerden,
Damıtılan bir gülüş mesela.
Değerli olan neyimiz varsa,
Saklar dururuz.
Yoksa kaçıp giderken her şey kalır mı aklımızda?
Ne varsa içimizde;
Akıl şaşar da yürek bırakmaz,
Takipte.
Sevdiklerimiz için eşi bulunmaz,
Sınırsız bir kapasite.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kar Çiçeğim

.
.
.
.
.
.
.
.



Bana göz bebeklerinin rengini gözlerin dillendirsin
Hangi bademin çağlasından çaldığını onlar söylesin
.
.

Harlı yüreğimin dallarında dolanan güzel kar çiçeğim
Bilsen verdiğin serinliğinde hep senin için eriyeceğim

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kar Karşılamaları

Salacak'ta ve Şubat'ta,
İnan karın soğuğunda denize girerdik.
Çocuk gözlerimize,
O zamanlardan doldurmuştuk biz bu cesareti ve o pırıltıyla;
Hayata ve insana dair,
Düşmana inat.
Kelepçeli ellerimizle bile ve kar tanelenirken üzerimizde,
Selimiye'de,
Yıllar önce bırakmıştık biz,
Gençliğimizi demir parmaklıklar arkasında;
Rüzgâr ekip de fırtına biçtiğimiz zamanlarımızda ve İstanbul'un,
İstanbul olduğu o *******de,
Bir farklı bahardı yüreklerimizde aşk.
Şimdi ne kadar dalga dalga geliyor üzerimize her şey ve her an,
Bir o yana bir bu yana
Dönüyor felaket bir devran.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kare İlişkiler

Kareler,
Peş peşe birbirine zincirlenen kareler;
Her köşesi bir başka.
Kesiştikçe,
Köşelerini çoğaltır dururlar.
Karelerin arakesitlerinde birikir,
Birliğin sırları.
Bir olmanın iç içe olmanın sancısı nükseder;
İttirirler birbirlerini
Sünen bir tel gibi uzarlar,
Dizilir birbiri peşi sıra bozulur kareler.
Dönüşür kareler,
Olur:
Eşkenar dörtgen.


Böyledir,
İnsanlar arasında da ilişkiler;
Birbirini kesen kareler gibi birbirleriyle kesişince insanlar,
Kesişen çizgilerdeki ortak noktalarının farkında olmadan,
Birbirine ittirerek uzaklaşırlar.
Bozuşur dönüşür insan,
Olur:
Eş kenarlarda eş bir düşman.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Karşı Pencereler

Karşı Pencereler
Ruhlarımızı serinleterek okşayan;
Bilinmez büyülerle süslediğimiz,
Umutlarımıza yüklediğimiz,
Kendimizi içlerinde bulduğumuz,
Kendimizmiş gibi sandığımız karşı pencereler.

Her perde aralanışında
Bir tebessümle,
Açılsın diye beklerken;
Her seferinde hayal kırıklığıyla,
İçindekilere kırgınlıkla baktığımız,
Hayallerimizin derinlerindeki karşı pencereler.

Kendimize anlatmaya bile
Korktuğumuz,
Her şeyi pervasızca fısıldadığımız,
Yalnızlığımıza bir damla su serper mi diye,
Aklı sıra
Kendimizi kandırdığımız karşı pencereler.

Bir şeyler bulamasak da;
Umutsuzluklarımız
Ve kandırılmışlıklarımızla
Vazgeçmeden, her seferinde bir yenisini,
Daha da yenisini açmaktan
Asla bıkmayacağımız karşı pencereler.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kavak Gibisin...

Masada alevlerle
Yansırken buğulu yüzün,
Sanki yıllardır sana hasret
Bir sese kulak,
Verir gibisin…
Uzaklara bakarken
Mağrur gözlerinde hüzün,
Bir şeyler düşünür de
Mırıldanmak,
İster gibisin...
İçinde bir deli aşk
kışkırtırken seni,
Ansızın
Patlamaya yüz tutan,
Volkan gibisin...
Saklanırken arkanda
Vefasız o yıllar,
Çılgın gönlünü
Yeniden açmaya hazır,
Ceylan gibisin...
Dökülse de sarı yaprakların
Başında esen rüzgarla,
Yeşile tomurcuk açıp
Gönüllerde sallanan,
Bir kavak gibisin.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kendimle Dolaşık

Seni seyrediyorum vişne gülüşünü,
Geliyorlar...
Önce bana gözlerin,
Gözlerin gamzelerinle sarmaş gülüyorlar.
Bir bir oluyorlar sonra çift çift ve üçüz doğuyorlar ardından
Ve dudakların dökülüyorlar salkım salkım kırmızı,
Sanki ilk yazın körpe kirazları;
Daha çiçeğe durmamış.
Kıskanıyorlar sabırsızca onları,
Meyveye duruyorlar.
Seni seyrediyorum,
Seni seyrediyorlar,
Zaman duruyor.
Sana hiç kıyamıyorlar
Kıyamıyorlar sana,
Bense hiç! ..
Ki
Şimdi aklımdan senle beraber ve sen olmasan da her zaman,
Her gece sen karışırken kendi düşlerime,
Geçiyorlar bunlar;
Aklıma sen sen olup takılıyorlar,
Bense muttasıl,
Kendimle dolaşık.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kendini Kendi Gölgesiyle mi Aldatıyor

Boşlukta kendi kendine
Kanat çırpan
Bu kadın,
Yıllanan yorgunluğunu taşıyor bedeninde.
Soluğunun ritminde hala yaşayan
Aşklar mı var?
Bekliyor,
Bir zamanlar bir bir tutunduğu,
Kırpışan kirpiklerin kıvılcımından
Dökülen,
Yüreğinde bıraktığı izlerle oyalanırken.
Zaman şimdi ne kadar pahalı,
Kadına geçmişini hatırlatırken
Ağlamaklı,
Gözünün bebeğinde gümüş rengine boyanıyor tüm hatıralar.
Neden aşklar
Bir bir bırakıp bırakıp da
Giderler?
Hangi rüzgârla esiyorlar ki gelmiyorlar! ..
Yapraklarının hiçbir büyüsü kalmadı.
Kafeslerine kapanan kuşların
Ne mavi,
Ne yeşil,
Ne de eflâtun renginden bihaber,
Özlemsiz,
Durağanlığına kapanıyor bu kadın.

Dalgaların üst üste yığıldığı
Her yalayışında bu kadını,
Ne kadar da beyazdı köpük köpüktü yüreği
Denizin.
Artık Eylül zamanı,
Sükunet içinde sarı yaprakların doldurduğu bir limandan
Gelmiyorlar ki birer birer terk edenler.
Her biri,
Birer gül’düler;
Tomurcuk tomurcuk açarlardı bahara koşarlardı,
Boynu bükük kaldılar,
Soldular,
Kadının suskun yapraklarında şimdi kaybolanlar.

Bu kadın hep bu mevsimde mi,
Hüzünle doluyor;
Kokusundan ne kalıyorsa ki
O güllerden? ..

Kendini cimrice içine saklayan koca deniz bile,
Kendi âlemindeki bu kadına
Dalgasıyla,
Lacivertten bir çelme daha atıyor.

Neden,
Bu kadın kendini,
Hep kendi gölgesiyle aldatıyor? .

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:54 AM
Kent Ayaza Düştü

Kent ayaza düştü
Savruldu gitti yazdan kalan son umut
Direğini tasını tarağını kestiği parmak uçlarında damıttığı elekten süzdü
Soğuktu çığlık gecenin içine düştü
Külün griliğinde savruldu
Bir yürek sızısıydı sürgülenen yaşam kalabalıklarında çiğliğe karışan
Kent ayaza düştü

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Keşiş Suyu

Keşiş hep Haziranla yağmura doyar;
Suyuyla kokusu akar gelir
Geben dağlarının,Çokak yaylasının.
Apak bedeniyle,
Dokunduğu her bir damlasına bırakır gider
Bir dağ kızının kabaran hayallerini.
Kayalıklara her bir vuruşunda
Ne seller olur,
Gözyaşlarının her yağışında bir bir,
Yürekler bir çarpar bir çarpar,
Akıl öyle bir korkar…

Ah keşiş! ..
Biriktirdiğin her bir bataklığında
Katman katman balçığınla,
Sen ki hangi inançları kaç kez yıkadın bu azgın sularında,
Doldurup götürürken tarihi.
Önünde zapt olmaz nice hayatlar kucaklanıp ötelendi,
Nice aşklar yıkandı kan kızıl suyunda senin,
Bereket saçarken yazgısına şimdi Çukurovanın.

Ah keşiş! ..
Karnından yararken biz seni
Önünde dimdik,
Durup durup ant içmedik mi her seferinde;
İnatla,
Seni durdurmaya? ..
Kan kırmızı suyunu yükseltip
Gelinlik bir kız gibi seni beton elbiselerle,
Mavi rengine boyarken
Ve yeşiliyle kavuşturmak için Andırın dağlarının.
Bir gülümse,
Bir soluklan istedik.
Sen sakinleşirken,
Suyunun dibinden biz binlerce ışığı hayata verip
Akıtacağız,
Kucaklaşsın diye gökyüzünde
*******i yıldızlarla.
Ay senin göl olan koynuna saklanacak,
Gözbebeklerinin her bir yeşiline yansıtacağız aşkı,
Sevişirken,
Kargılık köyünde sevdalı bir köylü kızın yüreğinden.

Ah keşiş! ..
Evcilleştirirken bir gün seni
Sıcak nem ve toz içinde bin bir emekle,
Kulaklarından bükerken senin
Biz de gülümseyeceğiz bir gün,
Seninle beraber,
Mutlaka emin ol.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kımıltılar

Düşlerin ıslaklığını taşırken kendi ikliminin;
Kıyısından kendi içine doğru ağlayan kocaman bir şehir,
Şehirde bir insan.
Her bir yıldızın soluk renginde saklar durur *******i,
Gözlerini,
Terk edilen sevgilinin.

Köhnemiş kayığına tüneyen balıkçı,
Işığını gözyaşı yapıp dökerken dalgaların bağrına,
Kaçışan hayalleri midir kim bilir?
Şehrin kuytularında devamlı aklanır,
Bir acıyı aşka dönüştüren bu kımıltılar.

Hüznüne renk veren kirpiklerin esintisine takılı kalmıştır,
O anın lezzetinden şehrin sularına,
Bir adamın yüreğinden bırakılan bu kımıltılar.

Şimdi kanat çırpsın hadi,
Engin denizini yalayarak
Şehrin dudaklarını saran tebessümüne rüzgâr! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kırlangıçlar

Kırlangıçlar kanat çırptığında
Makaslandı önce hayat
Üç beş kırıntısı gagasında
Uçtu gitti
Leylim bir baharla.

Kim kimin rüzgârını kovalar?
Süzülen bir seyyaredir şimdi o dengesini bulan
Aklı havada.

Aşk hep tılsımlı cümlelerle kendi tavasında kızarır
Yer sıcaktır
Gök yüzü bulut üşümelerine takılı
Yağmur düşürmelerde.

Kadının gözleri bir mavi boncuk nazarlıktır
Eski zamanlardan bir hatıraya saklanır
Uçtu gitti kırlangıçlar gibi
Makaslanan bir aşkla
Şimdi o hangi başka rüzgârlarda asılıdır?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kış Gülleri

Kış gülleriydi derdi buza kesmiş yapraklarında kokusunu,
Zehir zemberek vermekti
Ve rengini, beyazsa Kırmızıysa da
Kar ışığından şavkı vursun hep demek istercesine Güneş'le inatlaşmada! ..

Ne gül ne de rengi kaldı şimdilerde Yaz'dan kalan bu hatıranın camlarında,
Gözyaşlarıyla damla damla soğuğun ve ayazın yamacındaydı! ..

Ağlamaları yıkanırken yaşam eğrisindeki çeşmelerde
Üşüyen yaşlı bir serçenin dalga geçen bakışlarıyla irkildi.
Asla taşıyamadı çok istediği Kış güllerini kucağında! ..

Derlediği en güzel renklisi de olsa kokulusu da mevsimler örtemiyordu,
Bulmaca kareleri aralarında saklanmış hatıraları.
Sancıları biriktirdikçe çözümsüz bir yansımadaydı cevabı! ...

Doğanın bir armağanıydı,
Kabullenmekle sebat edecekti çaresizliğe kılıç kuşanmak boşuna.
Kucağında ne hatıraları kaldı ne de Kış gülleriydi artık onun derdi.
Defterinin biten yaprağında,
Kalan son satırındaydı! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kıvrak Bir Gecenin Yalnızlığı

Kıvrak bir gecenin yalnızlığı düşlerimde hep ağlardı
Düşlerim ki hem yiğitlik hem de ağlayış ufkunda sızlar
Tarih kokardı geçmişim gibi sararmış sayfalarda
Alıp sattıldıkları yazgısında tükenen kadınların
Bir alıp bin vermenin uçurumuna kıvrılan öyküler
Susamış balıklar gibi didikliyordu her şeylerini
Dolandı bulut salladı kendini içine eriyen iştahıyla
Beynini zonklatan ince bir tül ağırlığı altında
Çırılçıplak bedenlerden sağıyordu zehirlerini
Kara sularına bıraktı örülen tül kafeslerinin
Ak bedeni körpe memeleriyle okşatırken kendini
Nefes nefese kalışının nağmeleri çınlıyordu
Kadınlar güleç yüzleriyle kahkahalarını yankılatır
Erkenci kuşlar gibi durmaksızın ötüşe doğurgan
Erkeklerinin kollarında sarınarak çıplaklıklarına
Bir gözü aldatan mavi denizler gibi ağlıyorlardı.
Olmayan şafak çiçeklerinin kokusuyla geride
Tohuma saklanmış sakince duran döl yatağına
Nar çiçeği güzelliğinde yapışıp kalakalmıştı aşk

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kıyılarına Hiç Dokunmadan

Kıyılarına hiç dokunmadan,
Bulvarların sessiz ara sokaklarında dağılıyorum
Kalan son pırıltıları çözülürken yıldızların
Mahremliğinden dökülen
O masum yumuşaklığı soluyorum senden
Diken diken birbirine geçiyor içim
Ve o dolgun kadın dudaklarından düşen
İspanyolca lezzetli bir şarkının
Sözleri kanat çırpıyor şafağın ilk ışıklarında bana
Gecenin bütün enkazını sanki bir ben topluyor
Kahroluyorum kendimde
Senden üzerime çöken hüzünle
Kıyılarına hiç dokunmadan
Bulvarların sessiz ara sokaklarında dağılıyorum

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kimlik

sessizliğinde büyütür
asıl kimliklerini,
damlaları birbirine zincirlenen
gözyaşlarının içine aktığı;
zaman zaman çağlayan,
çoğu kuruyan bir ırmak;
deli deli akan,
gizlice suyundan içilen kana kana,
çiçek çiçek alınan farklı her kokusunda büyülenilen,
kimi zaman arsız,
kimi zaman asude,
masumiyetlerinde yaşanılan
kadın.

I
başarı,
mevkii,
güzellik
ve endam:
imrenilecek
anne - eş - evlat;
görüntüye giren her filminde şimdi hayatın.

II
yüreğinden aşağısı
buz üşümelerinde,
içine çoğaltır
nefreti;
suskun bir serçenin ürkekliğinde kanatlanır.

III
oynak,
kıvrak bir dansın
pervasız bir tanrıçasıdır;
gözlerindeki ateşle,
acımasız bir rüzgâra kapılmıştır.

IV
uzaklarda
bir yalnızlık düşünde,
terk edilen sevgiler pahasınadır oysa
mutluluk;
başı dumanlı bir özgürlüktür
çelişkileri.
...

V
korkularıyla,
kafeslenmiş hayatın içinde erir her kimlikte
kadın.


anayasal çıplaklıkla gelmekte olan
ey köleleştirilmiş özgürlük! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kirliliğimiz

Zaten çırılçıplak doğmadık mı?
Çırılçıplak gideceğimiz gibi.
Bizi giydiren
Terzilerimiz!
Müsebbibisiniz
Sizden gelir kirliliğimiz

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Kopardılar Dalından Baharını

güneşi göstermediler
bir ızgara arasında akardı hayat
karanlık bir gecenin aralığından ansızın süzülen azraile inat
kızıl rengine kıvrılır gülün yüzü
hasadı kaldırılmış bir kış bahçesinde
kar üşümelerinde
sağanak halinde beklenen
bir yağmur damlasına düşer özlemi
beyaz bir kelebeğin kanatlarında öldürüyorlardı
dikenleri çıkarılmış bir yarayı
acısından ovuyorlardı
göğüslerine saplanmış bir mermi sıcaklığı
*******in ıssız ışıklarında yol alıyordu
incecik parmaklarında her atılan adımla sunulan şehvetin arzusu
dudakların yangın sıcaklığına yürüyordu bir yolcu
aynı şarkının melodisi bir daha hiç çalınmıyordu
kapattıkça ötekisi bir taraftan kutuyu
hâlâ aynı güzelliğiyle duran memelerin ucunda bir sızının
dişlenen kesiklerinde sütleğen kokusu
korkuların….kaçışların….sessizliğin içinde birikiyordu
zamanı üst üste düşürememenin sancısı
incecik bir yağmur
dönemecinde ılık bir sevda rüzgârı
birbirlerine güneşi hiç göstermediler
avuç aralarında sakladıkları bir aşkın
kopardılar dalından baharını.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:55 AM
Korkarsınız

Siz benden değil,

/Nedir ki benim cism-i âlim;
Nihayet ummanda bir zerreyim. /

Siz asıl benim yüreğimden seller gibi sağanak olup
Arkamda coşan koptu kopacak! ..
O baş edemediğiniz,
Bir deli,
Bir de âli,
Duygularımdan korkarsınız?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Kristal Parçacıklarını Toplayacak Zaman

Yalnızlığın çevriminde tutuşurken yaşam
Kim ne arar? ...
Kim ne bulur? ...
Sakladıklarımızda kalsın bırak.
Yaşandı mı yaşanmadı mı?
Ne çıkar.

Gittim
Gördüm
Akıyordu tarihin kirli sayfalarında dökük bir şehir
Farkında bile değil
Bıraktım kendi mecrasında.
Artık ne şehir ne su

Aklımda üşüyen bir sevgili
Ayak uçlarında birikir
Birikir buz.
Kim ne arar?
Kim ne bulur?
Yüreğim dondu kaldı.
Erirken,
Kristal parçacıklarını toplayacak zaman.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Kumsal

Süzülen gülüşlerinden arındırılan,
Bir damla can suyunun yüzünde kırılgan bir çizgisidir yansıyan.
Satır aralarına gizliyorum devamlı seni ben.
Sanırsın bir çırpıda ele geçen bir kolay aldanış;
Sol yanımın sancısına iliştiğinden beri,
Billur küresinde şaşkına dönen gözbebeklerinden
Beklenmedik zamanlarda düşüyor
Bir ömrün içine korkusuzca sokulan,..çoğalan
Kararlı cesur bir sevdaya dokunan kadından,
Bir adamın ömrüne takılan,.... tuhaf bir aşk mucizesi.
Sesinin arasına saklanan soluk alışlarınla seviyorum ben,
Her günün akşamı,...eve dönüşlerde,..sabırsızca,
Birbirimizi beklediğimiz o sevişme saatlerini.
..
Kavgam şimdi benek benek açılan bir dolu anlam hayatla,
Dalgaların köpük köpük yaladığı bir kumsaldır senin gözlerin.
Çivit mavisi renginle,….içinde yürüyen, büyüyen kımıltılarını
Seviyorum ben.
..
Kum taneleri gibi birikir senle beraber bize yakışan bu aşk.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Kusursuzdur Her İzdivaç

Ay,

Işığına muhtaçlığındandır,

Bakar devamlı

Güneş' e karşı.

/.

Bundandır,

Ay'ın sevdası

Yürür

Güneş' e karşı.

/.

Günahı var mıdır?

Ay'ın altında yitiirilen her masumiyetin,

Güneş' e karşı.

/.

Kusursuzdur her izdivaç,

Parıldarsa Güneş Ay'a;

Ay da vurgunsa

Güneş 'e karşı.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Kuşların Gözbebekleri

Kuşların gözbebekleri
Açıldıkça büyüyen kendi etrafında dönen bir küre.
Yangın mahallerinde şimdi bir sıcaklık var! ..
Üflesen,
Kanatlanacak gökyüzüne üzüntüleri sıvayarak alevine.
Şehir uykulu durur düşlerinde;
Mavi boyalı oyuncak bebekler sayıklar,
Düşen kendi gölgesidir içine.
Atlılar geçerdi bir zamanlar ne kadar çoktular
Hepsi alevinde yakıldı tükendi bir yangının.
Kuşların gözbebeklerine takıldılar;
Yeni yaşamlar eşliğinde aşklarının derinliklerine saklanır dururlar,
Çalınan bir musiki kadar kısacık.
Kuşların gözbebekleri şimdi derin bir yara;
Kanatlanırken düşüyorlar bir bir,
Kalmadı uçsuz bucaksız ovalar işgalciler çok güçlü;
Koydukları bir bir,
Kuşların gözbebeklerine yanar döner ışıklar.
Şehir suskun,
Kapanık alın yazısına,
Denizini yalayacak bir rüzgâra kalmıştır,
Avuntusu.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Künye

Birbirinden ayrı da olsalar
Kış' la Yaz,
Gündüz'le Gece gibi.
Bedenim bedeninle de
Öyle iç içe ki
Bir düşte.

Acısı ölümümün
Bir gün
Düşerse içine,
Gümüş papatyalarımı boynuna tak,
Beyazla;
Çiçek çiçek beni kendinde süsle.

Aşk işte;
Düşündükçe,
Beynine çizilsin bu hevesle
İsimsiz bir künye

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Küresel

Hiç değişmemişti her şey
Son zamanlarda olduğu kadar
En çok da kafaları
Zaten önce
Kafaları karıştırarak başlıyorlar
Palavrayla yüklü bu kutsal avcılar
Ne kadar ortak
Ve ne kadar birleştireni varsa insanı insanla
Kozmik- ekonomik -demokratik nice süslü lafla
Parça bölük
Un ufak yutmaya bir o kadar iştahlılar
Bir adım ileri iki adım geri
Tersine dönüyor sanki
Eksenine konulmuş bir tuhaf manivela
Buz dağlarında eriyor bu dünya
Çivisi çıktı derlerdi ya hani eskiler
İnsanlığın ucuca
İlmek ilmek
Bin zahmetle yücelttiği onca değerler
Düşüyor bir bir
Kâğıttan bir kaplanın doyumsuz sivri dişleri arasına
Düşüyor
Zapt edilen kalelerinden
Şimdi neresinden baksan her şey bir modadır
Gidiyor
Döndür döndürebildiğin kadar
Adı Küresel.


02.07 2007

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Küs

Gözlerinde
Bir Nisan çiçeği
Sarı göbeğinin etrafında beyaz yapraklı
Bir papatyaya tutunan
Hangi zemherinin vurduğu
Kılıç kesiğinde
Durur
Bütün zamanların utancıyla
Bana hayalin

Gözlerinde
Meyveye duran bir gülücük
Kıvrık gamzelerinde
Devrik cümlelerine takılı
Bir kan damlası
Dillenen dudaklarında
Vurur
Bütün zamanların kahrıyla
Bana vebalin

Gözlerinde
Uçuşan bir kelebek
Suskunluğun sesinden
Çeker alır
Çaresiz acısını
Kanat çırpınışlarına
Saklanmıştır rengi
Tutunur
Bütün zamanların sevdasıyla
Bana helalin


Küs gözlerinde
Aramak mı seni? ..
İçinde
Hep bu aşk masalının

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Mahcup Bir Sevda Türküsü

Sen,

Halkımın mazlum yazgısından

Yüzüne dökülen hüznünle,

Saklanarak kendi aynasının içine,

Çok uzaklardan,

Hasret türküleriyle yakaran

Ey memleketimin kızı.

Şavkın her vurduğunda,

Baharlarında çiçek çiçek kokan toprağına ülkemin,

Bir başka akardın sen içime.

Işıl ışıl ışıldayarak dökülen akşam yıldızım.

Büyülendiğim hüznünle o an

Dağlar gibi kabartırken yüreğimi;

Çatlamış ovalarına soluk vermek için,

Şelalelerin köpüklü sularında eritip tükettin karları.

Ben,

Islak göz bebeklerime asarak

Senin kırık yüzünün rüzgarlarını,

Şimdi

Bu toprakların kara yazgısına kapanarak

Seni düşünüyorum.



Yıllar bizden dirhem dirhem alıp

Götürürken geçmişimizi,

Maviliklerinde

Dolandık kaldık seyrinde hep dalgaların.

Bir gün inan ve mutlaka bir gün,

Hafif esintilerimle sana bir kıyıda bir akşam üstü

Yanık türkülerimle dolarak koşacağım.

Ve baharı işte o zaman,

İşte asıl o zaman ben de yüzünde

Bin çiçeğin bereketiyle açtırarak yaşatacağım;

Hüznünle kamaşan gülüşlerin,

Dalga dalga birbirine dolanırken,

Kokularını toprağının bağrına süreceğim memleketimin.

Sen,

Göz bebeklerinde alev alev yanmakta olan utancını

Kadife yapraklarına sararak bedeninin

Yudum yudum içeceksin türkülerini,

Benden sana biteviye akan

Böyle bir mahcup sevdanın.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:56 AM
Mahpus

Neden beni yirmi beş yıl öncesine götürdünüz ki? ..
Ne güzel unutmuştum.
Kabuk bağlamıştı yaram
Bir sivri hançerle ortasından yarıverdiniz! ..
Şimdi her taraf kan revan.
Ne pansuman edecek sargı bezim,
Ne de yeşil gözleriyle üzerimde gülümseyen,
Körpecik bir hemşire.
Gecenin bu kör vaktinde amansız bırakıverdiniz!
Bu kez de eski acılarıma,
Beni mahpus ediverdiniz! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Mahrem Bir Masal

hayallerimiz
varoluşumuzla yürür gecenin düşlerine
atların çıplaklığında dörtnala koşarlardı bir masala
yıkandığımız suların rengine bürünür
aykırı gülüşler yasak dokunuşlarda masalımız
bir serçenin kanatları gibi çırpınan
bir masumiyetle iç içe bedenlerimiz
dokunduğunda dölyatağına yaradılışın sırları dökülürdü masala
uzanır hayallerimiz
yakalar
alır
alınan verilen her şey bir mahremiyetti
dokundukça birbirinde kutsanırdı yücelmişliğimiz

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Mavi

Fırtınalı bir savaşın yorgun bıraktığı gözlerde,
Saklambaca dönen hayatlar oynaşırdı sayısız.
Avuçlarına her dokunuşunda parmak uçları,
Rengin serinliği akardı,
Kendi bedeninin gölgesinden kayıtsız.
Yorgun bir mavinin maviliğinde başladığı hayata,
Acı bir gülüşle dökülen o bir damlasında,
Soldu gitti şimdi her şey bir vefasız.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Mavi Dondurmalar Ülkesinde

Bize mavi dondurmalar ülkesinden
Üşüyen bebeklerin ağlamalarını dinletiyorlardı
Konçerto çalınırken piyanosundan
Hafif hafif
Parmakları tuşlara değen bir kadın
Oldukça naif
Süzülen bir kuğu gibi salınıyordu
Bir o yana bir bu yana
Bir bahar ülkesinde
Martılarla kanatlanıyordu adeta denizin üstünde
Musikisiyle dönerken kendi iç aleminde
Bir adam bir kadını düşlerinde
Nasıl hayal ederse
Bir masal nasıl kurgulanırsa ve o hayalin gölgesinde
Mavi dondurmalar ülkesinde
Üşüyen bebeklerin ağlaması gibi dökülüyordu her şey içimize
Şimdi buza kesmiş bir hüzün
Nağmelerin sıcaklığında bir uzayıp
Bir kısalarak
Erimiş birer damla göz yaşıydı yüzünde kadının süzülen
Adam
Oturmuş kıyısına denizinin
Balık sürülerinin kaçışmalarına dalmış
Gidiyordu.
Mavi dondurmalar ülkesinde artık
Üşüyen bebeklerin sesleri yoktu
Hiç duyulmuyordu
Musiki
Kendi ölümüne koşan bir yangın aleviyle
Tuşlarına dokunan kadının
Parmak uçlarının kavuran sıcaklığında
Adeta
Büyülenmiş kalmıştı bu mavi dondurmalar ülkesinde

Üşüyen bebeklerin ağlamaları
Musikinin yazılmış buzdan notalarıydı artık
Mavi dondurmalar ülkesinden
İçimize
Şimdi
Bizimle birlikte bir bir erimekte.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Mavi Gül

Gül,
Dudaklarını her öpüşümde
Etinden lezzetini sağdığım,
Yanaklarına her sarılışımda
Teninden kokusunu aldığım.

Gül,
Her gülüşünle;
Bir yanın bir yarım Ay,
Diğer yanında iki yarım Ay,
Üçüz yarım Ay’larla dökülsün gamzelerine.

Gül,
Tomurcuğu sende açılsın,
Yaprakları benle solsun.
Gül,
Rengin
Gül,
Gülüşün
Gül,
Tadın
Gül,
Kokun
Gül,
Varsın senin her şeyin olsun.

Gül,
O sendeki,
Gül,
O bendeki,
O mavi gül olsun..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Maviliğini Özlüyorum

Kavgaların,sevdaların kızıl,
Süzülmüş rengidir acı türkülerde.
Yaşamak mı devamlı bununla? ..
Özlüyorum gökyüzünün buluta sarmaş, denizin köpüğüne kıvrılan,
Kutsanmak için tapınağında ruhu bedenine dolanmış,
Yüreğinin sessizliğini dinleyen bir kadının maviliğini.

Dökülüverdi akşam bir kadife yumuşaklığında,
Akıverdi tülün hafifliğinde titreşerek üstüne,
Çivit renginde ve boydan boya.

Acaba hala dinleniyor mu?
Sükunet limanında rüzgârla kanatlanan bir o yana,bir bu yana
Kendine yeten şarkılarında.

Artık gözlerinde bir zümrüt pırıltısı
Ve yüreği heyecan kıvılcımı! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Mayısa Düştü Gün

mayısa düştü gün
hüzün sıcak
sımsıcak şimdi yüzünde
gülüşünde mayıs karanfilleri
gezinir
kalabalık kollar
kol
kola yürüyorlar.

Düştü mayısa gün
mayıs
şimdi sıcak
sımsıcak! ..

nisanın mayısa düştüğü gün
yürüyor
kalabalık kollar.
acılarını taşıyarak yüreklerinde! ..
her bir gözbebeğine
bir
karanfil
atmak için
şimdi mezar olan o meydanlara! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Mecburiyetim Oluyorsun

Gözlerinden bana kalan
Her şey şimdi bir seyir
Ve bir ay tutulması oluyor;
Gözbebeğinin içinden yansıyan
Her ışığından derin bir soluk alıyorum.
Kehribar renginde,
Salkım salkım saçlarının arasından
Aniden dökülen çingene gülüşünle,
Dudaklarının ucunda çelme atan
Kırmızı kıvrımlarına takılıyorum,
Donuyorum kalıyorum.
Olmadığın o anlarında bile
İşte öyle;
Yetimliğinde sensizliğinin,
Biçâre kalıyorum.
Sessizliğin karıştıkça suskunluğuna
Mecburiyetim oluyorsun da
Senden,
Bir türlü vazgeçemiyorum.

Yaşanmış her bir yüzünün çizgilerinde
Tek tek seni arıyorum.
Her yüzün bir başka, her ömrün bir bahar sanki.
Yanaklarına düşen hüzünde bile,
Biliyorum,
Tanıdığım o buğulu gözlerini buluyorum.
Ama asıl kor alevi yakıcılığında,
Düştüğünde sen içime,
Mecburiyetim oluyorsun da
Senden,
Bir türlü vazgeçemiyorum.

Zamansızsın
Sabırsızlığım bundan biliyorum.
Her kayboluşun bir tükeniş oluyor,
Belki de ölümü mü bu, çoğalan bir aşkın
Farklılığımızdan doğan benzerliği,
Senle yakaladım dediğim bu seferde,
O bir damlan buhar olup uzaklaşıyor,
İşte esasında tam da o zaman,
Mecburiyetim oluyorsun da
Senden,
Bir türlü vazgeçemiyorum.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Mevsimsiz Gelen Bir Aşk

Biliyorum senin işin başından aşkın,
Ev bark işlerin var bir de.
Bir o kadar da benim.
Bunca telâşenin ortasında hayatın,
Üstüne üstlük,
Büyüsüne kapılmış iki ara bir dere misali şaşkın,
Farkında mısın?
Deli divânesi olduk senle biz bu aşkın.
Bilmiyorum
Farkında değilsindir nerden bileceksin,
Burada kışlar âniden geliyor apansız.
Aklıma işte o an düşüyor iç kanamaların,
Alıp başımı vuruyorum sokaklarına kendimi bu şehrin,
Islanabildiğim kadar ıslatıyorum yağmurla.
Senin burun kanatların,.. her kımıltısında,..sokulgan bir kedi gibi,
İstanbul olup benimle,.. kokuyorsun sanki her bir defasında.
Orda çok uzaklarda gözlerin mahmur dalıyorsun,
Biliyorum,..ağlıyorsun.
Üşüyor,ellerin,gözlerin,.. yüreğinle içten içe üşüyorsun,
Boğazında bir müteharrik ağrı,..hiç durmuyor.
Bir kuş gibisin her çırpınışınla yükseliyor ateşin
Soluk alışlarında bile zorlanıyorsun, …üzülüyorum.
Bu aralar erken bir baharla mı aldanıyoruz sevgili? ..
Galiba mevsimsiz bir aşk bu ve tam da ortası kışın;
Ne sen, ne ben nerden bilebilirdik? ..
Hele bir de hızla çarpacağını,
Bu kadar bize alesta, böyle bir sevda fırtınasının.
Mevsimsiz gelen bir aşk işte bu.
De ki
Zamansız yakalandık! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Minnacık Bir Aşk Kuşu

Minnacık bir aşk kuşu her gün
Penceremin camında;
Ağlıyor ağlıyor…
Yüreğindeki bu yangın neden içimi bu kadar
Dağlıyor? ..
Bu aşk kuşu kendi hayalleriyle mi
Oyalanıyor?
Aynı bahçenin güllerinden,
Aynı denizin dalgalarından,
Aldığımız günden beri
Kokusunu birlikte bir sevdanın.

Ah minnacık aşk kuşu
Hadi,
Bırak kanatlarını benim rüzgârıma;
Kafesin sonsuz gökyüzü,
Yüreğinde esen hep aşk coşkusu olsun.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:57 AM
Muamma

Gülümsediğinde,

Masumiyetine karışan bir mahzunluk

İstisnasız çöküyor gamzelerine.

Bir papatyanın tam da göbeğine tutunan

Kabarık tohumları renginde,

ve sarı bir hüzünle.

Bakınca,

Her defasında farklı bir yüzüne

Ağlıyor cümle bedenim.

İmkansızlığını haykıran bu sevdanın,

Kızıl alevleriyle tutuşurken,

Bütün bunlar illa da

Sen gülümseyince nüksediyor nedense,

Aynı vaktinde her bir akşamın.



Gülüşüne kıvrılan çizgilerinde

Okunan bir geçmiş açıyor içini hilafsız,

Her cümlesi kan renginde,

Sararmış bir defterin yapraklarında.

Anlatma boş ver şimdi

Söyleyeceklerinde değildir,

Ben de git gide çoğalan senin değerin;

Senden sağılan hazzın,

Suskunluğuna dolanan muammasındadır aslında

Bu aşkın.

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
Muradım

Seni aklımdan çıkarırsam aşkım
Eğer darağacında astıklarında beni
Veda ederken hayata ve sana
Gecenin karanlığında kanım donsun!
İlk sen bak olur mu beyaz giysilerime
Lekesi kalmışsa celladın ilmeğinin
İlk sen yıka onları olur mu aşkım
Muradım senden tek bu olsun.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
Mutluluktan Ağladılar

Memelerini avuçlarımla her okşamak istediğimde,
Hep birbirini kıskandılar! ..
Küsmesinler diye,
Sol memeni bir yanına,
Sağ memeni öbür yanına sakladım
Ve bir ondan bir bundan,
Konuverdim uçlarına gizlice.
Aldatırken seni kendi bedeninle senden habersiz.
Ağzımda salkım salkım
Dökülünce içime memelerin
İnan,
Mutluluktan ağladılar! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
N a R

kabuğunu çatlatan nar
rengini saçar bir yüreğin
bin kristal birden ışıldar
sevincin huzmeleridir yansır yaşama
suda
şimdi gölgelerin serinliği
var
bir kavuşmaca telaşı başlar
kavşağa bir adım kala
dönüm noktalarının ucunda
birikir heyecan
sancısı dibe vurunca
köpüğüne dolaşır şaşkın şelale
bir baş dönmesinde hızla düşer yatağına

haydi
açın bütün kapaklarını aklın
içinden fışkıracak dolu şey var

kabuğunu çatlatan nar
suyuna doygun zarından açar,
tadından almasına mahir her dudakta
aşkla ıslanınca

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
Nafile

Boş bir yakarışın ne anlamı var
Söz karşılığını almadıktan sonra? ..

Beraberse güzeldir
Birlikte ulaşılmaz mı eğri ancak böyle doğrulara? ..

Benim doğrum bende
Senin doğrun sende
Çabala çabaladığın kadar öyleyse! ..

Nafile...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
Nar Kırığı

Nar kırığıdır gözlerim

Kızıl alanlara düştü karanfili

Sevdamın

Ve ellerim çiçek toplar

Yüreğim bahardır benim

Dağlarıma geldim gelecek! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
Ne Güzeldi A ş k O Zamanlar

Senden kokladığım güllerin kokusu kaldı
Aşk o zamanlar içimizde pembe kanatlı bir rüzgârdı.
Uçuşur giderdi…
Kirpiklerinin arasından esrarlı bir bakış;
Bir rüyadan henüz çıkmış da,
Gülümseyen yüzüne şaşkın şaşkın dolanırdı.
Şimdi dumanlı dağların yanık türküleriyle,
Bir adın bir de hayâlin kaldı,
Akşam kızıllığının ucunda beliren
Hüzün tepelerimin.

Hala parıldıyor mu?
Denizine düşen her bir yağmur damlasıyla,
İç içe halkalarla gittikçe büyüyen
Bir zamanlar içimi ürperten
O yeşil gözlerin.


Kızıl kanatlı fırtınalarla şimdi ömrümüze dolanır
Senden bana,benden sana
Bir gidip bir gelen,
Aşk o zamanlardı dedirten
Bir sende bir de bende saklanan
*******i bedenlerimizde erittiğimiz
Hatıralar.

.
Ne güzeldi
Aşk O zamanlar? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
Ne Aşktı

ufacık kadın
uykusuzluktan benzi solmuş koca adamın irkilmiş ve yorgun suretine
her bırakışında kendini şaşkın şaşkın
bu bir aşk sandı
küçücük bedeni bir kuş ürkekliğinde kanatlandı heyecanlanarak
koca adam
tüm dehşetiyle kapanarak üstüne ve her gece
mütemadiyen sızılarını yolarak geçmişinden
ağladı
yalvardı çekerek devamlı
yalandan kendine doğru uzamakta olan burnunu
kendini birdenbire kocaman sanan
bu küçücük kadın,
alkışlanan yüreğine aldandı
bakakaldı şaşkın şaşkın
bu bir aşk sandı
bu kocaman gizil ve masalsı düşlerin adamı
çok aşkların bu mahir aldatıcısı
bir kanadını yoldu kopardı.
parpazlanarak önünde sürünerek
açılmış kocaman gözbebekleriyle korkularıyla cebelleşen
utancını bedeninin yapraklarına sararak
saklanan bu küçücük kuşu
küçük kadın
tuhaf bir cesaretle
bir daha korkularından sıyrıldı
silkinerek
bu kez kendini ciddi ciddi şovalyesinin bir meleği sandı
devamlı bal çalmaya müptelâ
dilindeki şeytan tüylerine aldanarak bu kocaman adamın
yürüdüler
şimdi beraberce yürüyorlar el ele! ..
her bir beyaz sayfa açıldıkça önünde küçük kadının peş peşe
kirli ruhların kabarmasını yine
bu bir aşk sandı.
..
/ne önemi var/
bir yaşlı çınarın çatır çatır kırılsa onuru/
sallansa da /darağaçlarının kalın ilmeğinin ucunda/
ve yapışıp kalsa da bilinçlerindeki tarihe/
..
haydi alkış! ..

ama,
ne aşktı.! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:58 AM
Ne Garip Bir Şeydi Bu Aşk

Sessizliğine terk edilen
Alaca bir yazda
günbatımının derin hüznüyle bana,
Gözbebeklerinde
Yeniden doğuşu müjdelerken;
İkilemler içinde kıvranan yanmış bir yüzde
Gördüğüm,
Kendime kendim olarak yansırdı.
Her karşılaşmamızda,
Birbirimizi alabildiğine kışkırttığımız;
Saklambaç oynarcasına
Birbirine çelme atan kelimeleri tutarak avuçlarımızda
Sarmaşık yaprakları gibi
Dolaşık,
Ve askıda kalan iki aşık;
Adı hüzün,
Adı gülüş,
Adı sessizliğimizde saklanan bir sevda.

Gümüş parlaklığında kaldı sanki hep o gece
İçilen her bir yudumunda
Tortusunu biriktirip de,
Söylenmeyecek her sözü dilimizin altında
Bırakmadık mı? ..

Adı
Her neyse;
Elleştiğimiz her şeyimizde
Şimdi var olan,
Tazeliği hala o gündeki gibi
kızıl rengini,
ve kokusunu,
Saksısındaki suyunun tadından alan;
Aleviyle,
Yüreğimizden bizi bize hayasızca tutuşturan
Ne garip bir şeydi
Bu Aşk? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:59 AM
Nedir Aşk?

Hayattan âzade olanlar
Aşktan mümkünü yok anlamazlar.
Başka alemlerde hayal kuran,
Sabundan balonlarla suda oynaşanlar
Boşuna kürek çekerler;
Beşerle varolan ilişkiler yumağındadır aşk

Dokunan her insanın sıcaklığında,
Gülün baş döndüren kokusundadır.
Bir damlacık sudaki hakikatte,
Verilen her nefesin buharındadır.
Yaşayan bütün canlılar için,
Yaşamın sürekliliğindeki adımlardadır aşk

Başka alemler yoktur aşk için alem budur,
Ruhani kabuklara dolamayın aşkı.
Bir kahve cezvesinde köpüren keyifle,
Bir bebeğin gözbebeklerine can veren;
Dişi ile erkeğin çekimindeki sırlardadır aşk.
Gerisi lâf ü güzaf.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:59 AM
Nerelerdesin?

Hangi şarkılarda dillenirsin?
Dinlediğim nağmelerin hiç birinde şimdi sen yoksun.
Rüzgarların kanatlarında mı
*******in sessizliğinde,
Yıldızların parlaklığında mı
Dolanırsın?
Sen
Nerelerdesin?
Nerelerde kaybolur durursun?


Dağlara bak
Artık yavaş yavaş soğuyor yükseklerde hayat.
Yüreğim üşüyor
Sıcaklığına hasret.
Bir aşk yarası kanıyor bende için için
..
Bir şarkı,
Çok uzaklardan azalarak
Sıcaklığını saklıyor
Küllerine,
Zamansız alevlenen
Bir aşkın.

Tükeniyor.

Sahi
Sen nerelerdesin?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:59 AM
Niyet

Aklın ucunda yuvarlanıp duran şu şey? ..
Bir kadının beyaz teninden,
Bir gül yaprağı tazeliğinde kokusuyla baş döndürerek dökülen,
Hayasız bir fikrin,
Boşalan hayalleri mi?

Ya da ne yenildi ne içildi kâbilinden,
Saf aklın bir çeşit güzellemesi mi?
Kim bilir?

Niyetine sual sorulmaz ki insanın! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:59 AM
Nokta

Bir nokta bırakmak istenirse yaşamda;
An ve yer birlikteliğinin,
Mükemmelliğinde olmalı.
Dalgaların sendeki her salınımında bile,
Koordinatları değişmemeli asla o noktanın
N
o
k
t
a

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:59 AM
Noktalarında

her dokunuşunda
düşer
üzerimize ki ne tuhaf
.....ve düşer yasaklılığında
camdandır zaten öylesine de kırılgandır
yorgun yaşamın içinde tutuşan
.....ve bir o kadar
tatlı bir hayalden ibaret olan bu aşk
belki de yaşanmamışlığın bir günahı mıdır?
solgun ve uçuk dudaklarının tebessümündeki o hüzün
......ve asıl gözlerindi
sevgili senin gözlerindi.
......ve ne kadar güzeldi ki sana hiç diyemediğim
istemeye kıyamadığım göz bebeklerine saklanmış düşlerin mi
olacaktı daha kim bilir
......ve asla karşılığını veremediğin
Ay 'ın altında süzülürken müstesna ışıklı yüzün
hangi gün
gelecekti kadifeden
......ve bir o kadar da buğulu sesinle er geç vereceğin sözün

..

müsadesi olan noktalarında kıvılcımlanır aşk
.......ve yürür odağına külleri arasında hiç sönmeyen bir közün.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 10:59 AM
O An

Yaprak yaprak kan kırmızı
Soluk soluğa bırakır ya hani! ..
Dökülür kalır insan,çaresiz...
İşte hani bilirsin ya,
O muhteşem an! ..
./.........Bir o yana sen,
./........ Bir bu yana ben,
Yan yana can
Can cana yan! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:00 AM
O Gece Bir Aşk Ağladı

O gece bir aşk ağladı.

Yana yana sularını bırakırcasına ağladı.


Döndü dolaştı,durdu baktı

Ve gülümserken bile ağladı.


Kayıtsızlıklara ağladı.


İçinin sonsuzluğuna,

Bırakıp da kendini,mutlu sananlara ağladı.

Kaderine saplanan yüreğin anlayışına ağladı.

Reddedilişine bir aşk ağladı.

Çözümsüz çaresizliklere ağladı.


O gece,

Yok oluşuna masalın,

Ağladı Bir Aşk.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:00 AM
Oyalanmışım

Alev alev dağılırdı kasıklarının arasında soluğum,
Susardık birlikte o anlarımızdan kalan
İkimize ait bu naif bilmeceden,
Damlardı sakladıklarımızın büyüsü bir bir düşlerimize.
Dokun dediğimde hilafsız dokunur,
Soyunuk bedeninle,*******ime gümüş renginde
Ve bir Ay masumiyetinde,
Yüzünden, birden bire dökülürdü olanca yaramazlığın.
Arsız gülüşlerine takılınca kalbim,
Bil ki işte seninle tam da o vakitler bir mutluluktum,
Depreminin şok dalgalarında gelinceye kadar bir ölüm.
...

Rüzgâr söyler oysa şimdi o mahmur çiçeğin şarkısını,
Bir dağın yamacına çarparak dönen sızının her bir çizgisinde biçâre.
Memelerinin körpecik uçlarında,
Her bir damla sütünden hazla aldığım o gül’ ün yapraklarında
Beyaz hayallerde saklıymış meğer tüm aldanışım
Kimliksiz ve kırılgan gülüşlerinde.
Söyler misin? ..
Ben böyle seninle nasıl oldu da çaresiz oyalanmışım? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:00 AM
ö L ü M

iki karanlığın arasında
bir kıvılcımdır
yaşamım
iki boşluk arasında bir nar kırığı rengi
neden en çok da son karanlığa takılı
bu günlerde
aklım
oysa yüreğim serin bir doğum
ah! .. beni
ümitsizliğimle buluşturan
sen misin bu
ey ölüm! ..

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:00 AM
Ölü Aşklar

Haydi Kalk
Kalk gidelim dostum
Bir zamanlar
Zil takıp da oynadığımız
Şimdi eteklerimizden dökülmüş
O ölmüş aşklarımızı
Kalk da gidelim toplamaya.
Sararmış aşk yaprakları
Ve sonbaharın sarı gülleri
Dururlar döküldüklerinden beri
Kim bilir kimlerce bırakılan
Kimlerce içilen her suyunda
Buruk bir acıda saklı adlarıyla
Ağlaşan bu Aşk Ölüleri…

Haydi Kalk
Kalk bakalım dostum
Hazırlayalım artık tabutları
Her birinde bir beyaz
Birer solmuş kırmızı gül kalsın.
Ölü Aşkların gülllerinden
Kokusudur kalan.

Dikeni bağrına saplı
Başı eğik suskun diller
Ve kapkara toprağında
Mekanı kırık birer yürek olsun.
Ağlaşan bu Aşk Ölüleri...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:00 AM
Ölüm Yanılgısı

Bir yanılgı mıdır
Ölüm,
Zamana direnerek kendi tülden kafesinde yayılan? ..

Yaşamdan kesebildiğin her şeyde bir çizgin kalıyorsa,
Ne önemi var?
Bırak,
Oyalansınlar.
Yalanı
Doğru sanarak,
Ölümü cennet diye sunmayı beceren aklın,
Büyüsüne aldananlar…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:00 AM
Ölümle Kalım Arasında Bir İnce Çizgi

Ölümle kalım arasında bir ince çizgi
Bir çocuğun uykuya düşünce gözleri.

'Annem
Ellerinin kokusunu ver,
Parmaklarının sessizliğini saçlarıma.
Ölümün soğukluğu içime yürüyor,
Alev alev kavruluyor bedenim,
Serinliğini ver bana.
Yeni yılın bu ilk karanlığında,
Lapa lapa kar taneleri yağdır üstüme,
Koşmak istiyorum düşe kalka sokaklarda.'

Yüreğinde bir kâbus,
Sızılarını düşürür bir anneden
Çocuğa.
Adamın biri çok uzaklardan bakar
Gözleri dalar
Birbirlerinde buza keserler zamanı.

Güller atmalar
Gülümser güne döner doğa.
Çocuğun göz bebeklerinde fışkıran bir hayat,
Bir korku;
Ölümle kalım arasında bir ince çizgi.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:01 AM
Ölümün Düşüyor Aklıma

Gökyüzünün maviliklerine yerleştirdiğinde kendini
*******i göz bebeklerini arıyorum,
Her kayışında ışığıyla yıldızlar dökülüp geçerken yanımdan,
Aklıma ölümün düşüyor ağlıyorum.

Kayboluyorsun sanıyorum.
Ne zor bilememek
Nerede nasıl ne zaman? ..

İçimde acıların birikiyor
Bedenini kavuran yangının külleri sanıyorum
Bir an kendi bedenimden utanarak kahrediyorum.
Issız karanlıklarında yeryüzünün
Bulutlara dolanmış dağların yamacına yüklüyorum
İnadına direnen anılarımızı kaç kez.
Senin adın oluyor birden her şey sanki öyle sesleniyorum.

Yoğrulurken düşlerim hayalinle,
Sabahı karşılayan kan çanağı gözlerimden çaresizliğim dökülüyor.
İşte o an bir daha ölümün düşüyor aklıma
Nerede nasıl ne zaman? ..

Ölümün düşüyor aklıma hep
Göz bebeklerin her gece gök kubbemde bir türlü,
İnanamıyorum! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:01 AM
Ölümün Ucunda

Az daha gidiyorduk...
Kuzey Doğu Akdenizin
Binsekizyüzlü rakımlarına tırmandığımızda,
Kar yolları kesmişti
Bir biz vardık bir de dağlar
Alabildiğine kar
Kayıyorduk Kayıyorduk...Kayıyorduk...
Ölümün Ucu görünmüştü sanki.
Işte aklıma O an, ilk sen düşmüştün.
Sesin düşmüştü...
Sesindeki hüzün buğulanan.
Tipilenen kar
Ve sisler arasında,
Senin gözlerin geldi aklıma:
Bir an,baktım:
Yaşıyoruz! ..
Ve karla,gözlerinle,sesinle...
Yaşıyorduk hep beraber.
...
Arkamızda bırakırken karı
Önümüzde pırıl pırıl bir güneş
Uzaklarda Çukurova
Dağların tepesinden
Ve çok daha uzaklarda ışıklar içinde masmavi bir göl
Üstünde yüzüyorduk sanki gökyüzünün
...
Serin bir ilkbahar sabahı
Aklımda gülümseyen
''Benim'
Diyen sesin.
Senin sesindi;
Bize 'Yaşama Merhaba ' dedirten...
...
Suskun,utangaç
Ve benden 'Kopan',
Yaramaz.
' Bebeğim'
Derken
'-Hayır. Ölme sakın.'
Diyen sesindi bana,
Son seslenişin...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:01 AM
Ölümünün Ardından Yıllar Geçti

Bu gün
Harun’u (*) kaybettik! ..
Kanserdi.
Paslı tel örgülerden miras.
Bir kolsuz
Gitti...
Gencecikti
Diğerlerinden farksız.

Karanlığın perdesini araladığımız
Günlerde
Işıktı! ..
Sönmedi! ..
Sene
Ağustos
Bin dokuz yüz yetmiş beş ti...







(*) Harun Karadeniz. İnşaat Y. Mühendisi (İTÜ)

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:01 AM
Öyle Bir Sevmek

Fedakarlığın
Bir uzun sevda yolculuğu
Bir soluk alış
Kadın yüzüne dökülen
İnsan yüzün
Vazgeçilmezlik hudutlarındayız
Nöbetimiz bu seninle
Rağmen sevişiyoruz
..

Birbirimize geçen ey hayat
Yüz yıl önce olsaydık
Ya da yüz yıl sonra
Bu kez bilerek
Öyle bir sevmek
Dünyanın bütün sevişmelerine inat
Aklın ve duyguların oynaştığı
Bir dans
Gül kadifesinde hışırdar
Çiğdem sütünde
Beyazlık
Bir masumiyetin tülünde
Gelinlik
Kırmızı bir çizgi
Düşler içinde kıpırdar
Yeniden alevlenirdi hayat

..
Dünyanın bütün sevişmeleri
Açılın
Biz geldik.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:01 AM
Özet

Sen şimdi

Ve artık içimdeki hakikat.


Cesaret;

Asıl şimdi,

Sana,

' Seni Seviyorum ' diyebilmek ise,

Evet.


Bu da bir hakikat.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:01 AM
Özlem

Başını
Dalından öne sarkıtan
Bir gül’den,
Damla damla
Dökülen,
Kar çiçeğimin bembeyaz yapraklarının
Damarlarına,
Kan damlaları yayılır
Nedendir?
Bu gece vaktinde neden?
Üzerime üzerime gelir,
Bu dağlar.
Daracık aralığından bakarken gökyüzüne,
Dans eden bu yıldızlar mıdır beni avutan?
Düşünüyorum
Ne işim var şimdi benim bu dağlarda?
Gecesi çok serin bu mevsim buranın
Üşüyor kollarım.
Aşağıda düğüm düğüm
Birbirine eklenerek şelaleler halinde,
Apak kayalardan yuvarlanarak
Birbirini ağlatarak yürüyen bir mahzun su,
Keşiş,
Ay ışığıyla yıkanarak
Seyrediyor devamlı ovaya doğru.

Kül renginde akıyor şimdi
Balçık kokusunu sarmış bedenine
Karnından sancılı akar bu aylarda su.
Ağlıyor bu gece
O da,
Benim gibi yanarak geçmişine.
Andırın'ın dağlarında;
Meşe ağaçlarının
Geceye,
Ay’dan yansıyarak düşen gölgelerinde.

Ağlarım.
Şimdi çok uzaklardadır kim bilir?
Özlemimi kendi içine
Bir su duruluğunda saklayan,
Sevgilinin gözyaşlarından
Düşüveren hüznüne,
Ağlar,
Yanar durur şimdi benim yüreğim.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:01 AM
Özlemi Var

.................................... /Canım Arkadaşıma/



Her yüzün farklı bir bahar
Sende sevda çiçeklerinin kokuları var.

Bir çocuk gözleri masumiyetiyle dolar taşar
Kanarlar.

Üşürler yapraksız kış dallarında yoksul
Ürkek bir serçenin gözlerinde ağlarlar.

Dönüp dururlar,
Karanlığın izini süren gölgeleri sessizliğinde
*******in.

Sen aynamızdan düşünce
Yokluğunla başlar böyle bizde kırılmalar.

Her yüzün farklı bir bahar
Bizde şimdi her baharının ayrı bir özlemi var

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:02 AM
Özleminle yudumladığım

Ben seni kokladım
Sarıldım *******in ıssızlığında tenine Tuna 'nın;
Bu koku basbayağı senin kokundu.
Ve gözler yeşil ağlıyordu sahiden senin gözlerindi,
Damla damla ben vardım bir yerlerinde bu anın.
Geller Tepesi'nden Peşte'ye her bakışımda
Ay ışığında yıkanan bir tarih düşerken aşağılara,
Neden içimde bir karanlık birikir? ..
Neden çok üşürüm sensizken böyle Eylül *******inde? ..
Şarabını özleminle yudumladığım saatlerinde
Ben bu eskiyen Şehrin.


(Budapeşte 4 Eylül 2005)

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:02 AM
Özlüyorum

Seni neden ben gözlerinin içinden çekip alıverdim
Ve gözlerimin içine seni her zerrenle beraber sokuverdim ki?
Neden gülücüklerin bana hoş geliyor da her seslenişinle
Beni benden…..alıyorsun?
Bana güzel gelişin …senin içsel duruşunda mı?
Yumuşak dokunuşundaki seslenişinde mi gizlisin?
Bedenine sinmiş koku mudur seni çeken bana
Sevişmelerini bundan mıdır hep özlüyorum…..anlatılmaz
Akıyorsun farkında mısın..?
Bir şeyler bırakarak geride …..yanıyorsun.
Bana dolanışını yaşıyorum….anlıyor musun?
Göz bebeklerin beni anıyorlar hissettim şimdi….bilmiyor musun?
Çaresizlikler dökülmüş üzerimize……yaramıyor muyuz? ....yakıyorlar.
Seni sevdim ya ben….çoğalan bunlar mıdır?
Bir başka dökülüyor…bir bakıyorsun aşk diyoruz….aldanıyor muyuz?
Kokun yıllardır sinmiş bana sanki bir kekre vişne oluyor…..seviyoruz ikimiz de bunu..
Bir bakıyorum kollarımın arasındasın da…….birden uçuveriyorsun
Sonra birden kalakalıyorsun…..sen orda mahzun……..üzülüyorum.
Biliyorsun değil mi? Seni öylesine çok……özlüyorum.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:02 AM
Özüm

Benim şiirlerimden dökülenler,
Geçmişimden süzülen hiç saklamadığım,
Damla damla gözyaşlarımdır.
Aşk bende,
Evrensel her güzelliğe adanan,
İçsel bir armonideki sarmaş dolaştır.
Her Bahar bir farklı Bahardır bende;
Her Baharda başka bir Yıldız açar içimde.
Her Yıldıza şavkım vurduğunda,
Kendinleyim sanırsa aldanır.
Ne ondayım ne bunda,
Ben Güneş'i sıcaklığında, ışığında,
Gül'ü varsa renginde,kokusunda,
Dallarında aşk için toplarım.
Damlayan her şeydeyim.
Benim şiirlerime serpiştirdiğim imgelerimde,
Anlamı öznelleşen sözcük oyunlarına asla gerek yoktur.
Beni kendinde bulan herkese aşikârım.
Hangi çiçek beni kendi için'im sanırsa aldanır.
Ben kâh o çiçekte kâh bu çiçekteyim.
Yüreğindeki aşkla tutuşan her şeyin derdindeyim aslında.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL
03-30-2009, 11:02 AM
Papatya

Aşkın arasında bir mesafe olmalı
Sıfır mesafe
Mesela.
O mesafeden bakabilmek
Sabırlı bir bekleyiş
Ve umutla.

Biz seninle sıfırlandığımızda da
Bil ki sevgili;
Aşk,
Şimdi yüreğimizde olan aynı
Yapraklarla,
Kutsal
Apak
Bir papatya.