PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Ufuk Nazım


Sayfa : 1 [2] 3

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
İzmir

Unutulmuş,
Bir İzmir akşamı.
Yanılıp da unutulmuş.
Karanlıkta ışığı arayanlar,
Yan yana yürüyenler.
Soluk bir akşamda,
Aya tutunanlar.
Yaşamın son dönemecinden,
Zulme uçanlar.
İzmir de kaldı bildik çocuklar.
Yamalı umutlarla,
Yaşam urbasına dolananlar.
Umutlarına takılıp,
Tepe taklak düşenler,
İzmir de kaldı.
Bildik dalgalardı boğuştuğumuz.
Bir solukluk anlardaydı,
En güzeli yaşamın.
Zaman geçmiyor diyorlar ya,
Yalan.
Bak;
Nasılda geçti zaman.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
İzmir Ve Ben

İzmir ve ben
Gevrek yerdik
Susam susam kokup
Nar çiçeklerine
Takardık gülüşlerimizi.

İzmir ve ben
Bornova dan çıkıp yola
Bayraklıda kapayıp pencerelerimizi
Geçerdik kemer altının
Büyülü sokaklarından.

İzmir ve ben
İncir altında
Denize karşı
Aşklarımızı meze yapıp
İçerdik rakımızı.

İzmir ve ben
Konak meydanında
Haykırırdık umutlarımızı
Dalgalar bize hayrandı
Bir o kadar uzakken sevdamız.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
Kabuslarda Kaybolana

Yok bir nefes
Alışılmış bir mutsuzluk
Yada asabi bir havanın
Kışkırtıcı etkisi.

Yıl 2006 aylardan ekim
Hakkını yememeli havalar iyidi
Ama bu gün bir garip
Terelelli oynuyor gök.

Sabah yine uyandım
Kabuslarla.
Terden fanilam ıslak
Ağzım ekşi.

Yüzümü bile yıkamadım
Ve unutmamak için
Bu acı tadını rüyamın
Ağzımı bile çalkalamadım.

Zihnim bomboş
Olup olmadığını bilmediğim
Belleğimde bir eksiklik ki
Dolanıyor sessiz bir çığlık gibi.

Belki anımsarım diye
Uykulu uykulu oturdum
Başına masamın
Sonsuz bir denizin kıyısına oturur gibi.

Aradım kelimelerle
Zihin denizimin
Karanlık diplerinde
Yok yok.

Aynı günler altında
Kurulu zaman saltanatında
Kayıp bir düşü aradım
Boşuna.

Anlamadılarki
Oturdum o kayanın başına
Umudun sarı sıcaklığını bekledim
Boşuna.

Vurdum kendimi yollara
Sustum yağmurlarla
Kıyıları kara denizlerde tükettim zaman
Boşuna.

Bir iksirdi mutluluk
Uykularda unutulan bir ruya
Kitaplarda sokaklarda aradım
Boşuna.

Bir tılsımdı bu
Yalın usturuplu bir küfür gibi
Açtım kulaklarımı yıllarca dinledim
Boşuna.

Belki unuturdum adımıda
Dağlarla birleşen gök çizgisinde
Saklandım bulutlarla unutmadım adımı
Boşuna...

Dostlar soyleyin bana
Ben kabuslarda
Neyi kaybettim?
Boşu boşuna.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
Kaçak

Atının terkisinde;
En güzel kaçak.
Sınırları aştı mı,
Kurtardı,
En güzelini meyvelerin.
Unutulmuş bir ürperti.
Sınırları aşan arzu.
Dört nala gidiyorlar;
Dağların nehirlerin üzerinden.
Başakların arasında;
Keşfediyorlar vahaların en güzelini.
Güneş ufuk da;
Sapsarı gülümserken.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
KaçıncıGeçişi

Kaçıncı geçişi bu yolu.
Kaçıncı iç çekişi.
Halbuki oda biliyor.
Anlamsız bu ışıklar.
Telaşlar boşuna.
Yavaşlıyor;
Düşün kıvrımlarında Akan,
Milyonlarca kaygı.
Boşuna kaçışı anlıyor.
Kendi yolunu kurmalı.
Başkalarının senaryolarında,
Küçük rollerle avunmamalı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kaçış

Bugün,
Kendimiz için bir şeyler yapalım,
Yabancılaştığımız, uzaklaştığımız.
Kendimize bakalım bugün.
Hüzünden kemiklerim sızlıyor,
Ellerim bomboş,
Yüreğimde yıkılmışlık.
Vazgeçmişiz,
Bu güzel dünyadan.
Beynimdeki sokaklar,
Karatılmış,
Umudun aydınlık bombardımanına karşı.
Saatler,
Ölümü çağrıştırıyor.
Zaman,
Hayat denen ulu ve yalnız dağın,
Üzerinde birikip.
Aykırı haykırışlarla,
Bizi boğmaya hazırlanan,
Büyük bir çığa gebe her an,
Ve her saniye;
Üzerimize örülen duvarın taşlarıdır.
Ölümün çığlığı kulaklarımızda,
Kaçıyoruz, her şeyden kaçıyoruz,
Hovarda rüzgarlar gibiyiz;
Her yönden her yöne esen.
Beyin çöllerinin,
Güneşsiz karanlığını görmüyoruz.
Kör olduğumuzu bile,
BİLMİYORUZ.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kaçıyor

Kaçıyor
Kendinden kaçıyor.
Işıl ışıl gözleri
Korkularını tutuşturmuş
Bir avuç kül kalmış
Kendinden geriye.
Savruluyor
Yel değirmenleriyle
Dalıp dalıp
Rüzgarlara
Dağılıyor zerre zerre.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kadın

Topuklarının çatlağında
Kaybolmuş bir gençlik acır.
Ellerinin nasırında sızlar
Kaybettiğin ilk yavrun.
Ve gözlerinde balkır
Emeğinle çalkalanan berrak gün.
Kalçalarında ırğalanır
Sanki koca bir yaşam denizi.
Dilinde ağıda döner yaşamın
Gecenin sarı yıldızları gibi
Ağanın, kocanın, patronun
Yüzüne elbet bir gün doğar
Çektiğin bunca kahır.
Umursamazlar seni
Yataklarının dışında
Analıktır senin en değerli yanın
Ama neden unuturlar
Her ana bir kadındır aslında.

28.02.07

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kaldı Dikenleriyle

Sığındıda kaldı yücelere
Öyle mahçup, mahsun
Sessizce geceye sağıldı ellerinden
Kızıl bir gül
Dikenleri kaldı ona yadigar
Dikenlerden koca bir duvar gibi
İçinde büyüttü umudunu
Yaklaşanı kanattı
Ve öyle yalağuz ağılı
Sarıda balkıyıp
Mavide köpürdü
Kaldı dikenleriyle
Yalın yürek...

14.02.2007

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kaldırımlar

Güneşli bir gün
Yürüdüm kaldırımlarda
Her adımda
Tasları tıkırdayan
Ağaç kökleriyle
Kardeş kaldırımlarda.
Bir park içinde yeşil
İçinde ağac ağaç umut
Ve aydınlık kanallarda
Buldum kendimi.
Çöktüm;
Ulu bir göknarın dibine.
Kitabımı okudum
Ve zaman akarken
Sırtımda tanıdık
Bir gün ısığıydı sevgilim.
Siyahi bir tamburinin
Tam tamlarında
Yüreğimi isittim.
Bir roman daha bitti
Uzak ve acılı
Ve gün tükendi.
İzi kaldı günün
Tenimde;
Ve zihnimde
Fransız ihtilali.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kalem

Kalem kaçıncı;
Arsız dokunuşun.
Kağıdın koynunda,
Kaçıncı okşayışın.
Masum boşluğunda,
Bembeyaz tenli hoşluğunda;
Kalemi çeken kağıt.
Bilmez miyim;
Kaç ağacın kesimine sebepsin.
Kirlenmen baştan,
Tenin kandan senin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kanatarak Göğü

Bir devrim gibi;
Kanatarak göğü.
Karışıyor ezgilere.
Resimlerde kanlı bir gün.
Ve ortasında kavganın.
Kızıla beliyor zulmü.
Elinde bir bayrak;
Ve göğsünü emiyor halk.
Uçuyor göklerden bulut gibi;
Saçlarını savurup geceye.
Tokalarını takıyor;
Yıldızlardan.
Bir devrim gibi;
Kanatarak göğü;
Doğuruyor günü.
Sessiz ve sakin göçüyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kanatmayın

Ey!
Bembeyaz;
Teninden yansıyan,
Kızıl gün.
Kıyma ona.
Zamanın kara delikleri;
Huzme huzme yayılıp,
Karartmayın,
Bembeyaz tenini.
Kanatmayın savaşlar;
O güzelim.
Bembeyaz,
Canım dünya,
Entarisini.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kanayana

Kanıyordu bir yolun kenarında.
Sonsuzdu sanki akan kanı,
Her yeri kana beliyordu.

Düşündü bu kuşu kim yaraladı diye.
Teke indi bilinmeyen ve bulundu avcı.
Yaralı bir kuştu kanayan ve çırpınışı boşunaydı.

Kanatları avcısının ellerinde kalmış,
Kanatlansada bir daha
Konamayacak toprağa.

Yoksa bu kuş,
Başkalarının acılarına tünemiş,
Bir acı severmiydi.

Bilinmez değildi sorular,
Anlam çok uzaklarda kalsada,
Kuş kaptırmıştı kanatlarını uçamazdı.

Gözlerinden krokiler geçti,
Yıllarca üzerlerinde uçtuğu,
Belirsiz yığınların şekilsiz çizgileri.

Hava boşluklarındaki amansız uğultu,
Ve devinimin acı yalınlığı,
Onu göğe bağlayan.

Zincirlemişler onu göğe,
İnemez yuvasını kuramaz.
Özgürlüğün celladından kurtulamaz.

Hala süzülür enginliklerinde mavinin.
Sonsuz ufuklarda belirsiz bir nokta,
Yankılanan bir çığlıktır o.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:43 AM
Kapadok'ya

Sus
Zaman dursun
Yalnız şu derenin
Şırıltısını
Ve göğe ağan
Şu söğüd yapraklarının
Hışırtısını
Duyuyorum.

Sus
Gölgeler küçülsün
Derede çimen
Şu yeşil dalların gölgesi
Nasılda serin
Nasılda dingin.
Sessizlik ve göğün çığlıkları
Sudaki huzur dolu mavide saklı.

Sus
Büyülü bu an
Üzüm bağlarından
Sağılan şıralar
Süzülsün peri bacalarına
İlahiler yayılsın Kapadok'yaya
Erciyes'e selam versin
Hasan Dağ'ı,sussun volkanlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:44 AM
Kar

Kar altında,
Bembeyaz bir;
Kar tanesi gibiydim.
Kara karışıp,
Büyük bir çığ olacağım sanırdım.
Öyle büyüyüp gidecektim.
Bembeyaz olurdu;
Ardahan da kar yağınca.
Sanırdım ki bütün dünyada;
Kar yağıyor.
Memur un tayin hüznüyle,
Yollara dökerek hasretimizi;
Yol almaya başladık yalnızlığa.
Digor dan Karasuya giderken;
Birden bire,
Yükselirdi dünya.
Bende boy atarım sanırdım.
Sonradan öğrendim;
O bir dağmış,
Adı Ağrıymış.
O günden sonra;
Hep o dağı özledim.
O dağ gibi insanlar gördüm;
Heybetlerinden;
Dağların gözükmediği insanlar.
Artık Ağrı Dağının;
Yamaçlarından indim.
Büyük fikirlerin;
Yamaçlarına tırmanıyorum
Bembeyaz bir kar tanesiyken;
Eridim.
Denizime doğru akıyorum..

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:44 AM
Kar Tanelerine

Tükenmiş düşlerden.
Çocuk yanağında
Tuzlu bir damla
Sıcacık
Bir gülüşle uyanıyor
Her gün.
Ellerinde hüneri
Yüreğinde
Bitmeyen heyecanıyla
Bakıyor
Dertli yüzlere.
Bembeyaz bir
Kar tanesi gibi
Eriyerek
Çalıyor ateşini
Çocuklarının.
Her gün tükenen
Binlerce insanın
Dertlerini dinliyor
Dünyanın en güzel
Mısralarını
Dinler gibi.
Ekerek umut tohumlarını
Irıyor uzaklara
Sessiz ve sakin
Bir ırmak gibi
Mavide kayboluyor.
Ateşli düşlerin
Kar tanesi.
Aşı aşı
Köy köy
Çocuk gülüşlerinin
Mimarı.
Tanrının
Yer yüzündeki
Temsilcileri
Umudun
Beyaz orduları.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:44 AM
Kara ve çan sesleri

çanlar çalıyor bu gün pazar
İnsanlar evlerinden çıkmıyor
Kutsal pazarlarında dinginler
Yollar boş hatta bomboş
Sonbaharda hala yeşil dallarda
Rüzgarın cıvıltısı kulaklarımda
Beni rüzgarlar taşıyor
İşte şimdi çocukluğumun
Ardahanındayım
Koridorlarında kara bir okulun
Yoksul çocuk cıvıltılarıyla
Kara önlükler içinde
Kara zemin üstünden
Kara tahtaya bakıyorum
Aklımda Karagöl Mahallesinin
Karlı yolları
Kulağımda tenefüs zilinin
çınlayan tatlı sesimi bu
Yoksa bu ses
Brükselde kara bir kilisenin
Kuşları ürküten
Karanlık sesimi
Göçer bir kavim
Yoksulluğun kavimi
Koridorlarında rüzgarların
Savruluyorlar toz misali
Bir daha ki sefer nereye
Bilmiyorlar...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:44 AM
Karaca

Karacaoğlan aşka
Aşk zamana akar
Yollarda dizili güzeller
Yarım yamalı zamanda.

Kaldı oturdu
Kayalara Karaca
Misali sonsuz kara
Sazına asıldı Karaca..

Ağa durmuş örümcek misali
Sazın üstünde örüyor ağın
Karacanın ağı kaydeden
Avı güzelden yana...

Susda geçsin güzel
Duymasın sesin
Vurulmasın yüzen
Sus Karaca sus...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:44 AM
Karanlığın İçinden

Gözlerine doldurdu,
Yıldızları:
Ve ağladı,
Geceye.

Bakın ölüyor,
Karanlığın içinden,
Giderayak çalıyor,
En parlağını gözyaşlarının.

Gök yüzün de yıldızlar,
Bir bir sönüyor.
Yüreklerde ki koru harlayıp,
Gözyaşların da sönüyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:45 AM
Karanlığın Kıyıları

Karanlığın kıyılarından geldim;
Sahte ışıklara aldanmam.
Sunaklarınızda yanan mumlara,
Yahut giden ve dönen güneşinize
Kanmadım kanmam.
İnancım sadece yıldızlara;
Çün ki onlardır,
Hep gökyüzünde olan.
Ve karankılta belirip,
Gün ışığında kaybolan.
Göktedir onlar her daim;
Korkularımız gibi.
Gün ışığına saklanıp,
Karanlıkta belirirler.
Ve manasız gökyüzünün karanlığına,
Manayı çizen samanyoludur onlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:45 AM
Karanlık Ölüm

Sırıklar dikmişler,
Çadırların orta yerine.
Bir sırık taşır,
Üzerlerindeki gökyüzünü.
Anadolumun göçebe halkı,
Tekrar çadırlarında;
Ama korkudan, zorunluluktan.
Depremi bekliyorlar,
Ölümü bekler gibi.
Uykular haram,
Karanlık ortağı olmuş depremin
Ve uykuda geliyor ölüm,
Uykudan korkuyor Anadolu’m.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:45 AM
Karartma *******i

Kurşunlar,
Nakışlarını çizerken bedenlere;
Umudun desenlerini,
Mutluluğun mısralarını yaratırdı,
Bombardıman altında,
Hiç karartılamayan yüreğinde.
Karartılamadı odası,
Evine kurşunlar yağdı,
O yinede yazdı.
Nazım' dan öğrendi
İnsanı sevmeyi,
Ölümü satırlara gömmeyi.
Her satırla daha da sağlam bastı yere.
Karartma *******inde
Öğrendi ağlamayı,
Sonraları savaşla hep savaştı
Ve hiç ağlamadı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:45 AM
KardanUrgan

Yolları kar dolamış;
Yüreği hüzün.
Soluğu buz dondurmuş,
Umudu ölüm.
Mevsim kapkara bir güzdür,
Sevda ocak da kıpkızıl bir köz.
Yar uzaklarda,
Solmuş bir gül.
Bekler baharı;
Yolları çözecek,
Hasretin ilmeğini kesecek,
Günü bekler.
Nasılsa keser;
Bu kardan urganı.
Ve açar umuttan yolları.
Güneştir bu güneş.
Nasıl doğuyorsa her gün;
Öyle dirilir.
Öyle kavuşur kara,
Öyle doğurur umutları.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:45 AM
Karga

Korkuluklardan korkma karga.
Dal tarlalara,
Hiç olmazsa sen ye.
Yemesini bilmez bu çiftçi.

Korkuluklardan korkma karga,
Sen yemezsen korkarsan,
Doyamazsın ki,
Aç kalıp eylem yapamazsın ki.

Korkuluklardan korkma karga,
Dal tarlalara.
Doğa senin malındır,
Doldur mideni.

Korkuluklardan korkma karga,
Korkuluk bile olamayanlar;
Korkulukları sana,
Tanrı yapamasın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:45 AM
Karınca

Duvarlar;
Nasıl anlasın beni.
Ya saatler;
Ağırlığındayken saniyelerin.
Nasıl beklesin beni.
Dört günlük bir dünyada;
Dolu dolu yaşamışken,
Uzaklardan geldi;
Fırtına bulutları.
Darmadağın etti;
Sevda bahçelerini.
Masamda bir kitap;
Uzak soğuk;
Öylesine ağlamaklı.
Lambanın altında;
İnatla yaşayan bir deli.
Değil antenlerinin farkında.
Birazdan ezilecek,
Önce evrimine varıyor,
Şekilleniyor böceğe eriyor.
Kafası;
Kilometrelerce uzakta.
Karınca adımında;
İnatla yürüyor sonuna.
Karınca yürüyordu;
İnatla ezilmeden.
Karınca durmuyordu,
İnatla yürüyordu.
Devler uykudayken,
Karınca yürüyordu.
Karınca varıyordu ezilmeden;
Kendinin farkında,
Bilincinde inadının.
Ve aşılan dağın başında.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:45 AM
Karıştı Düş

Soluklan sende gül
Ey şafaklarında
Güneşi bekleyen ülke.
Karıştı düş geceye
Uşüştü düşler heceye
Gülüşler uzak yalın
Salın dur
Sevgili güneş
Sarkacında uzayın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Karşı Kıyı

Karşı kıyının insanlarını;
Hiç görmedim.
Onların görünen yüzleri;
Dağları ve geceyi aydınlatan,
Işıklarıydı.
Bütün sefilliğimle;
Denizin kıyısına çöktüğüm de.
Karun kadar zengin oldum.
Dalgaların sesiyle dolardı;
Bütün kıyı.
Balıkların bile uyuduğu;
Bu saatler de,
Bu kıyıda seninle olabilmek.
Güzel.
Belki umudunu;
Denizde yitirenlere.
Umutsuzluğu anlatmanın;
En iyi yolu.
Karanlıkta kaybettiğin;
Bir sevgiliyle.
Dalgalardan dinlemektir;
Ayrılığın,
Acı dolu haykırışlarını.
Oturmuşuz denizin kıyısına,
Karanlığın gözü üzerimizde;
Devinimler de boğulmaktan,
Acı denizinin;
Dalga kıranı olmaktan bıktım.
Yanımdasın gene de;
Gözlerim karşı kıyıda,
Altınova’nın,
Parıltılı yalnızlığın da;
Arıyor seni.
Gülkurum dön geri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kaybolan

Bir trenin camından,
İzliyorum sizleri.
Kulaklarımda uğuldayan sesleriniz.
Yaralı bir av gibi kaçıyordunuz.
Bilinmez bir anaforda,
Dönüp dönüp boğulan,
Siz değil misiniz?

Bel ki o trenin camından bakarken,
Tanıdım akıp giden zamanı.
Yalın ayaklarımla sonraları,
Çok koştum ardından.
Anlamlandırabilmek için zamanı;
Nice güzelliklerin peşinde,
Geçirdim yılların en güzellerini.

Ve niceleri kapıldı o yaşam seline.
Kopye çekip yaşama tutunanlar.
Yanılıp düştüler derin kuyulara.
Ordular kurdular,
Karanlık dehlizlerde anlamı,
Boşuna aradılar.

Ey başında miğferi,
Sırtında zırhıyla dolanan.
Savaşmayacaksan zırhla dolanman niye?
Boşuna yaşamı ağır bir zırhın içinde,
Ve kafanı miğferin içinde hapsedişin.

Tutunduğun dala,
İyice bak.
O dal;
Bir ağacın dalıdır.
Ya sen,
O ağacın meyvesi misin?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kaygı

Kaygı büyüyor,
Yollar artıyor.
Nerde başladı bu oyun,
Nerde bitiyor.

Ve yığınlar böcek sürüleri gibi,
Masanın soğuk zemininde,
Bilgi kırıntılarını kemirmekte,
Kemirdikçe unutmakta.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kaygılar

Kaygılar paylaşılmaz dostum
Yalın bir gerçektir bu
Sudaki duşünen aksin gibi
Paylaşırsan kaygılarını dahada üşürsün...

Boşver zaman uçup gitsin
Ellerinde kaderci bir kütlenin.
Seninde ellerin
Bir gün kavrar kütlesini yaşamın...

Savrulmak köşelerine zamanın
Anlamsız gibi görünsede
Her saniyede yaşarsın ömrünü
Anlamsız olan ölümdür dostum...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kelebek

Yalımlarla sarılı;
Bir ormanken,
Çok uzaklarda dudakların.
Ve kokun;
Bütün bahar çiçeklerinden,
Daha güzelken.
Yalancı baharlarda;
Nasıl mutlu olur kelebek.
Kısacıkken ömrü;
Ve ürkekçesine çırparken,
Tülden kanatlarını,
Yalancı baharlar üzerinden.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kendince

Tutkundum
Yitirdim anlamları.
Işık kendince ışır
Su kendince akar
İnsan aşkınca
Yaşarmış.
Işık,su ve aşk
Üç yoldaşmış
Geçen zamanda.

Kendince kardı hamuru
Ekmeğini yoğurdu
Ateşin yalımları
Kendince ışıdı.
Karanlıkda
Sessizce tutuldu
Aşkların en zoruna.

Kendince göçtü
Uzaklara.
Öylesine yavan
Yabancıydı hisleri.
Sığmazlığı kendince.
Öteydi olmazlara
Anlamlardan öte.

Baktı ki
Yalağuz
Uzak deniz kıyılarında
Sızdı içine
Işıkla ve aşkla
Nehirce aktı
Zamanda

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Keşif

Bütün keşifler;
Kıyılar dan başladı.
Ve yorgun gemiler;
Yanaşıp kıyılara,
Bitirdiler keşiflerini.
Keşifler;
Kıyılardan kıyılara,
Bir dalga boyu umut,
Bir adam boyu,
Sevgi için miydi?
Kimilerinin sonuydu keşifler;
Kimilerinin doğumu.
Yırtılırken toprağın bağrı;
Bir kez bile af dilemediler.
Kaşif acımasızdı;
Sancakta karayı arayan,
Gözlerinde batarken,
İnsanlığın erdem güneşi.
Kara göründüğünde;
Bilediler kılıçlarını.
Ve bulandı kana,
Karalar.
Artık göğün kızıllığına sebep di;
Kaşifin döktüğü kan.
Gözlerindeki kibir;
Ceplerindeki altınla,
Bakir karalara;
Yelken açtılar.
Binlerce seferle talan ettiler;
İnsanlığa dair,
Ne varsa.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kezban

Susmuş gece,
Karanlık donmuş.
Çığlıklarla dolu orman,
Fısıltılarla konuşuyor ağaçlar.
Ve zaman boğulmuş
Gözlerin de,
Anlamsız bir ışık,
Ve sorular.
Ölüm oturmuş sazını çalar.
Neye yarar sorular,
Çığlıklar,
Savcılar yada doktorlar.
Kanlı upuzun yatıyor Kezban;
Gözlerin de hala umut.
Ve ellerin de direncin izleri.
Saçlarındaki örükleriyle bağlanmışken,
Canım hayata.
Göçüyor Kezban usulca.
Celladın izlerini sürüyor,
Acemi bir doktor.
Kezban üşüdükçe üşüyor.
Avuçların da celladın saçları,
Ve o amansız bıçağın yarası.
Kezbanın beynin de arıyorlar,
Celladı yok.
Göğsünde arıyorlar celladı,
Gene yok.
Namusuna bakıyorlar,
Kezban namuslu.
Peki nerede namussuz,
Nere de?
Aşkının celladı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kırmızı Gül

Gidiyorsun
Her şeyi koyup bir
Göz yaşına
Gidiyorsun işte.
Bir yudum çay kadar
Zamanım kaldı,
Gidiyorsun işte.
Göçmen kuşların hüzünlü
Kanatları gibi
Sarılası kolların.
Uçuyorsun bir
Kontrol kabininden
Usulca süzülen
Bir kırlangıçsın.
Ve şimdi
Dizginlerinden boşanan
Duygu yüklü bir arabadayım
Gün ağarmakta
Tatlı bir rüyada
Kıpkızıl bir şafak
Ufkun boynuna atılmakta.
Kızıl bir kement gibi
Sımsıkı sarmakta.
Ve yol kenarında
Kırmızı bir gül
Dolu dolu gözleriyle
Ağlamakta.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kıvır Kıvır

Kıvır kıvırdı,
Up uzundu saçların.
Tırmanırken gözlerine,
Saçlarının kıvrımında kaybettim;
Umutlarımın en güzellerini.
Bak baş ucunda duruyorum,
Yıllardır gözlerinin içine bakıyorum.
Rüzgarlarla entarine dolanan,
*******i ayadn denize;
Yansıyan tebessümüm ben.
Yüreğinin sol kulakçığına;
Yıllardır seslenen benim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kıvrımlar

Dokunsam kavrulurum,
Tenine.
Teninde bulurum hayatı.
Aşarım bütün kıvrımların.
Yayılırım teninin;
Bitmez coğrafyasında.
Yaratıp aşkın örtüsünü;
İklimlerin en güzelinde,
Yeşertirim umutların.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kıyılar

Boğazın ayaklarının altında;
Bir çay bahçesi.
Yudum yudum içiliyor deniz.
Dalga dalga sarılıyor kıyılarım.
Işıklar yansıyor,
Suretimizden.
Sonsuz bir kavganın şahidiyim,
Kıyılarda çarpışan dalgalar;
Suretimizin kıvrımlarında.
Kavgada.
Dalgalar kavgada.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kıyım

Deniz gülümsüyor
Bir kıyıda ikimiz.
Dalgın bir rüzgarın
Esintisinde.
Titreyen maviye
Dalıyoruz.
Sevincim yüreğimde
Çırpınıyor sonsuzca.
Birden rüzgar oluyorum.
Denizimin göğsünü okşuyorum
Tatlı esintilerimle.
Yüzünden yansıyan
Binlerce gülümsemeyi
Kazıyorum
Denizin yüzüne.
Kıyım benim
Binlerce devinimle
Dalga dalga öpüyorum
Bütün tanelerini.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:45 AM
Kıyında

Oturmak kıyın da;
Seni aşmakken,
Sorunlardan kurtulmak.
Bir ömür kıyında oturmak;
İşte sevmek.
Atıp oltanı;
Şiir çıkarmak koynundan.
Ey sevgili senin kıyında;
Tüketmek günün ışığını.
Ufkun kızıl soluğun da;
Yahut dalgaların,
Son yakamozun da.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kızıl Elma

Şafağın dilinde kızıl bir elma
Büyüyor gözünde unutma
Sazını alırsa bir aşık
Susturamaz üstüne gelse
Zalim dolu bir dünya
Adını sorma aşığın
Derdini dinle.
Yaralarından sızan kana bakta
Sonra seyreyle kızıl elmanı
Kızıl elma halkının mutluluğudur ki
Güneşindir seninde halkın
Beşiğini kuranda odur
Ekinin biçende
Toprağını sürüp sürüp
Hasatını toplayanda
Durda düşün bir
Kimin içindir bu kavga
Dinle aşığın sesini
Senin kızıl elman
Halkının yüreğidir tek tek
Önce o yürekleri kazan
Sonra sana ne gerek kalır
Kafdağının ardı Viyananın tahtı....

26.01.07

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kızıl Saçlı

Kızıl saçlım,
Gülüşünde zamanı eritiyorsun,
Kainatın köhne meşalelerini,
Gülüşünle tutuşturuyorsun.
Farkındamısın.

Taştan bir mekanda,
Taşlara taşıyorsun gülüşünü,
Tarihi aşıyor,
Zamandan taşıyorsun.
Farkındamısın.

Sen gülünce yüreğimde anaforlar,
Kulaklarımda uğultular,
Ve baktığım her yerde sen,
Beni koparıyorsun zamandan.
Farkındamısın.

Sonsuza yakınsarken,
Taşlara çizdim suretini.
Kızıl saçlım,
Zamanı ufuklarla boyadım kızıla.
Farkındamısın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kızılderili

Ormanları biz kesip kanatmadık.
Bize vahşi diyenlerdi;
Toprağın bağrında yaralar açan.
Binlerce yılı kesip kesip;
Ağaç ağaç kanatan.
Onlar gelince Ormandaki canlılar;
Ve biz kaçacak yer aradık,
Bulamadık.
Bizi bufalo avlar gibi;
Avladılar.
Rezervasyonlarda ruhumuzu çaldılar.
Rüzgarımız, kartalımız,
Ve gururumuz soldu.
Soluk benizlinin;
Namlusunun önünde.
Bir bir vuruldu savaşçılarımız.
Karanlıklarda;
Acıdan kıvranan gölgeleriz.
Köstebekler gibi;
Çekildi yer altına umudumuz.
Sularımız çekildi kendine.
Kırıldı son dalımız;
Kurudu kanımız.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kızılderili

Kızılderili’yim;
Boyanmadan gezemem.
Suratımdaki kini;
Boyalarla saklıyorum.
Neşeyi sevgiyi,
Kağıtlara değil,
Suratıma çiziyorum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kime ne

Çaresiz bir surum.
Zamanın kıyısına
Mıh gibi çakılmışım
Kime ne.

Heybetime
Kartallar konamaz
Dağların usunda
Bulut bulut dolanır
Bakışlarım
Kime ne.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kimi Özledim

Ben en çok
Annemi özledim!
Yoksulluğun içinden
Fışkıran
Başak misali
Kısacık boyuyla,
Nehirlerin mavisini
Çayırların yeşiline katan
Gülen gözlerini özledim.
Gözlerinde
Hastane koridorları
Zamanın koridorlarında
Annem hemşirelerin
En güzeli!
Gözlerinle
Sağalırken hastalar
Ellerin hala ilaç mı kokar
Ben en çok annemin
Emek kokan
Ellerini özledim.
Yaşamak bir deli boranmış
Oğlun misali
Kah orada kah burada
Sen açtınya
Boranlara kapını
Gerisi boş
Oğlun elbet varacak
Umutların en güzeline
Inanmaktır senin sevgin
Gülüşün güneşte saklı
Özlemlerim sana gebe
Sen umuda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kirman da

Sol yanından yıkılmış
Bir yapı
Ardahan da bir köy
Kirman da
Şosenin kenarında
Devrimci Gençlerin Derneği
Artık ne genç kaldı
Nede içinde demli çaylar.
Serpmiş tohumlarını
Gunesin tarlasına
Zamanın dörtnala giden
Atının terkisinde
Derin bir bekleyişte
Sanki kalan duvarlarıyla
Pür dikkat dinliyor
Gençlerin çığlıklarını
Dünyanın dört bir yanından
Duyuyor
Sinanı, Taylanı
Denizi, Mahiri
Huseyini, Ulaşı.
Şimdi yaralı olsada
Sol yanı
Cimenlerle dirilişte
Her bahar.
Köyün çayırında
Korkusuzca
Tarlalarını biçiyor köylüler.
Ağalar uzaktan
Gözleri yaşlı baksada
Gençlerin sesi
Irgatların kulaklarında
Hala yankılanıyor
Köylüye toprak.......

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Kirpikler

Gözlerimizi,
Kirpikten tel örgülerle,
Biz hapsettik.
Umutsuzluğun yılgınlığın,
Bedenine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Koparılacak Elma

Yaşamdan koparılacak
Çok şey var.
Güneşli bir günde
Elmalar
Sarkarken dallardan.
Elbet bize de düşecek
Alında sonuna ermiş
Bir elma.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Koridor

Koridor uzun
Gebe ölüme çığlıklar
Yırtılan bir gökyüzü
Ağaran bir gün daha
Ölümle uyanıyor.
Doğan güne doktor.
Marmaranın dalgın mavisine
Bir parça umut için
Dalıyor doktor.
Kanlı gözerinde
Tükenmiş ölüm
İnadına
İnançla bakıyor
Doğacak güzel yarınlara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Korku

Korkuyla doluydu bedeni,
Nedense karanlık çökünce;
Korku kuşatıyordu onu.
Çocukluğunun oyunlarını hatırladı,
Köyünün tarlalarını
Babasının klamlarını.
Yıldızlarını hatırladı;
Gözlerini açtı,
Şimdi gökyüzü,
Sekiz metrekare betondu,
Ve yıldızları yoktu.
Ağladı ağladı.
Ölümün soğukluğumuydu,
Bedenindeki soğukluk.Ölümünü düşündü;
Yıldızları düşerken,
Oda bir kuyuya düşüyordu.
Yoksa hayat denilen oyun,
Bu kuyuya kadar mıydı.
Şimdi suskunluk ve yalnızlık,
Şimdi ayrılık,
Şimdi ölüm zamanı.
Ölüm çalıyor kapıları,
Ve beklenen bir misafir gibi,
Karşılıyor ölümü.
Omurgasız bir sistemin hücrelerinden,
Kendi hücrelerini eriterek,
Ölümü hücreye gömerek çıkıyor.
Şimdi yıldızlarının altında;
Onuruyla yatıyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Korku Dağları

Yoksullukla övündün
Köylülükle gururlandın
Kopamadın geçmişinden
Zincirlerinle büyüdün.
Ensende deriin izler.
Beyninde korku dağları.
Atıldıkça ileri
Seni bağladı zincir
Ve korkuların büyüdü
Büyüdükçe yaşın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:46 AM
Köroğlu

Koca Yusuf
Kır atı yoranda
Ali Ruhşeni dağa çıkanda
Yaman oldu beyler yaman.

Namı diyarları aşanda
Nigar Hanımı kaçırıp
Çamlıbele varanda
Dağlar oldu yaman farmana.

Köroğlu intikamını alanda
Dağlara ses verip
Ovaları aşanda
Bolu Beyi paralandı yaman.

Demem o ki
Biçemez tırpan otu
Pasa kesen ağzıyla
Kır atsız Köroğlu gibi.

Soluklar yayıldı şimdi
Bolu Dagğın da kar var
Kır at belirsiz dolanır
Misali milyarlarca kar tanesi.

30.01.07

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Köşedeki Çocuğa

Köşede bir çocuk
Yaralı parmağına sarılı tütün
Ağzında izmariti ölümün
Üstünde eski bir asker ceketi...

Uzanır gider küçük boyu
Acılı bir ilkbahara
Boyundan ve yaşından çok büyük
Zulümle donmuş bakışları.

Babasını dağlar almış
Anasını doğarken ölen kardeşi
Abisini açlık
Ve şimdi kin dolu küçük elleri...

Kaçmak düşüyor aklına
Küçük sınırlarından kurtulmak
Küçük çöplüğünden çıkıp
Büyük çöplüklere yol almak umudunda.

O kara kutunun içindeki
Oynayan resimlere girmek istiyor
Ve en güzelinde ilkbaharların
Diclenin kıyıcığında hayata dönmek istiyor...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Köy

Kayıp bir zaman
Yokuşta bastıran yağmur
Yalnızlığı unutturan
Islak toprak ve ot kokusu...
Tirpanlarını döven ırgatlar
Elinde su bidonu
Çeşmeden dönen küçük çocuk
İşlenmiş eşarbı başında
Elinde sigarası yaşlı bir kadın...
Koyunların çıngıraklı zili
Çıplak bir ezan sesi
Yoksulluğundan habersiz bir köy
Yirmi yaşındaki Memedin
Bütün dünyası.
Engellenemez bir sevda bu
Toprak sevdası.
Biçinden sonra taşınan ot gibi
Yığıldıkça sıklaşan bir sevda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Kuş Kanadında

Göç yolları
Yollar uzundu
Bir kuş kanadında
Kısacık geldim buraya
Yollar uzundu
Oysa ıradıkça uzaklıklar açıldı
Bir kuş kanadı
Evrensel bir sonsuzlukla doldu
Ve yollar kayboldu
Ray asfalt şose
Yerini kara deliklere bırakırken
Bir gülün kurusunda soluklandım
Son aşk seferinin orduları
Hasrete yenik düşmeden
Sonsuza gölgeler üşüşmeden.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Kuşku

Kuşku umudun güvesidir,
Ve ağır ağır
Sızar içine.
Karanlık ordular gibi
Kuşatır hislerini.

Kuşku güpe gündüz
Güneşi saran bulutlar gibidir.
Sarsar aydınlığa güvenini
Yıkılırsın ışık ışık
Akan suyun yüzünden.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Kutsal Mezarlar

Kutsal mezarların da,
Boğdular ışığı.
Manastır güzelleri,
Her gece zincirlendi:
Bekaretleriyle kutsallığın sunağına.

Yalnız yatırdılar.
İsayı beklerken,
Zevk suları sele döndü.
Rüzgar da binlerce kez,
Ürperdi memeleri.

Tenlerini çürüttüler,
Kutsallığın köhneliğin de.
Dingin denizler gibi,
Beklediler tanrının nefesini.
Bir kez bile okşanamadan öldüler.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Lirik Bahçem

İşte buldum;
Umudun lirik bahçesini.
En güzel şiir çiçeklerinin;
En güzel sedirlerin,
Yetiştiği ormanı buldum.
Yaşamdan uzakta;
Çıldırasıya uzakta;
Uçlarda açan,
En güzel şiir çiçeğini,
Sakın ha koparma.
Ben tutundum ona.
O olmazsa;
Tutunamam
Uçurum boylarında.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Lirik Bahçen

Susma;
Karanlıklar bassada,
Lirik bahçeni.
Ve gözlerine insede;
Perde perde,
Zulmün kalkanları.
Susma.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Mahsuniye Ağıt

Ben söylerim,
Bir bir dertlerim.
Aman aman
Bir bir göçenler hani.

Bende göçerim.
Hani bittimi dertlerin.
Bir bir göçenler,
Hani hani.

Mahsuniydin sermayen derdin.
Sende gittin,
Geride bıraktın dertlerin.
Bir bir göçenler hani.

Mahsuni açık kaldı yaralar.
Doktorlar gelmez oldu,
Mahsuni yazmaz oldu,
Dost yaralarım kurtla doldu.
İrini deşip derdimi paylaşan hani.

Mahsuni dertlerin gömülürmü mezara.
Mahsuni ölürmü,
Adı yazılı kalırmı bir kuru saza.
Dertlerin gömüp mezara,
MAHSUNİDE DÖNER
PİRSULTANLAR GİBİ DÜNYAYA.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Masal

Deniz geceye fısıldar,
Bir uzak
Kaf dağı masalını.
Kavuşamayanların
Acı dolu haykırışlarını
Anlatır geceye deniz.
Gece sessiz sessiz dinler.
Diplerine kadar ürpererek.
Dolar balıkların gözleri.
Martılarda bir telaş
Seyirtirler gecenin içinde
Denizin bereketli yüzüne
Balık balık gagalarlar yüzünü
Deniz dalga dalga
Çarpar geceye
Anlatır hikayesini
Kavuşamayanların
Martılar kavgada
Balıklar hüzünde
Gece sırda
Deniz gecede kalır.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Maskeler

Konuştular
Binlerce kez
Hep uzaklardan
İzledim onları
Tatminkar maskelerle
Dostluk rolündeydim.
Her seferinde
Götüren bir sel oldular.
Bana hiç bir şey katmadan.
Hep beni yoldular.
Erozyonlarda
Çırılçıplak kaldım.
Bir daha
Bozkırıma uğramadılar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Mavi Bilye

Derin bir uykudan uyandı.
Perdeyi açtı.
Gökyüzünde güneşi aradı,
Yoktu işte.
İçini derin bir karanlık kapladı.
Yoksa rüyamıydı?
Bir daha baktı dışarıya;
Bu kez dünyayı gördü,
Masmavi gözleri,
Yaşla doluydu.
O da güneşini kaybetmişti,
O da ağlıyordu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Mavi Mavi

Akıyorsun,
Bilmem ki,
Mavi mavi nerelere,
Bakıyorsun.

Süzüldün bir dağın,
Korkusuz yamacından,
Uzandın yeşille.
Masmavi ağdın işte.

Son dönemeci aştın,
Etrafını yeşile boğup,
Sen de masmavi,
Sevdalına ulaştın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:47 AM
Mavi Yas

Mavi bir yas olurum
Yüzünde
Ey dünya!
Mutluluk
Kaçan ne varsa
Onun ardında kalan
Ulaşılamayan
Her şey gibi
İnadına yaşayan
Ve yaşatan
Bir yas.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Mavide Kaybolana

Gözlerindeki yaş,
Hiç kurumadı.
Ve gözlerinin mavisinde çalkalanırken,
Ayrılığın hırçın dalgaları.
Boşalırdı damla damla gözlerinden,
Sevginin berrak damlaları.

Ey soluk soluğa yaşayan,
Delikanlı dedem.
Umarsız bir bahara dadanan,
Kelebek misali,
Nasılda uçardın,
Kınalı kayaların üzerinden.

Çift kayaları öksüzdür şimdi,
Ardahan ovasının.
Şosede çocuklar mahsun,
Bulutlar darmadağınık.
Ufkunda kıpkızıl iki gözden,
Kan damlar Ardahan ovasına.

Figanlar içinde darmadağın kayalar,
Kayaların en büyüğü göçmüş,
Un ufak olupkarışmış,
Mavi mavi akan zamana.
Kura Nehri bulanmış,
Masmavi gözleri Kurada kalmış.

Şosede çocuklar mahsun,
Ardahan ovasın da,
Kararmış çift kayalar.
Ve ırgatların ıslık seslerini,
Ağıda dönmüş.
.
Bir çoban kavalın da takılmış,
Bitmeyen sevdası.
Ve sesi,
Çift kayalardan yankılanıp,
Son kez yayılmış ovaya.

Yüreğine;
İki sevdayı sığdırmış,
Yaralı bir yiğitti o.
Öyle içten dürüst sevmiş,
Küfretmiş.

Devirmiş kaderi de,
Çıkmış kara kuyulardan.
Yaşamayı çok sevmiş,
Mavi mavi bakmış.
Sakallarında zamanı eritmiş.

Demli bir çay buğusunda,
Ömür tüketmiş dedem.
Meşelerden tomruk,
Dağlardan sal taşımış.
Yetimlerin babası dedem.

Berrak hafızasından güzellikler yansıyan,
İzlerinde yuvalar kurulan,
Bir devdi dedem.
O çok sevdiği cana,
Hedosuna aktı dedem.

Diplerdeki huzura,
O amansız sona ulaştı.
Bilmezler ki o bir kayadır,
Ufalansa bile yaşayan,
Yaşam saçan bir vahadır.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Medyaya

Alanlar tutsak kablolarda
Düşünce oynak ekranlarda
Ve herşey doğru sanki
Kalemlerin uşaklığında...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Mekansız

Mekansızdı:
Bir bulut gibi,
Oradan oraya akardı.
Baktımı ap ak bakardı.

Yargısız yaşadı.
Sorgularda dilsiz,
Meydanlarda hatipti.
Işık bahçelerine çevirdi meydanları.

Yollarda geçti ömrü,
Göçtü düşün bozkırlarına.
Kavak misali sallandı,
Hırçın fırtınalarla sarsıldı.

Aşklar yaşadı,
Her biri birer destan.
Şekilden şekile girdi sevdikleri,
En sonunda takıldı güneşe.

Onu görenler,
Parça parça bölüştüler onu.
Aynılık cehenneminde,
Ömrünü çalanlardan korkmadı hiç.

Korkusuz yaşadı.
Bir bulut gibi,
Yağamadan asılı kaldı,
Önünde güneşin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Mektup

Anne
Bir rüyamıydı?
Yoksa
Hırçın bir rüzgar mı?
Derinleştiren gölgeleri.

Soluğumuz içinde
Bir sonsuz
Ama biz
Uzak iki yolcuyuz
Zamanda.

Yolumuz
Sevginin kollarında
Uzamda bilmez mekanda,
Kaygısız
Sevgiye açılır kollarımız.

Bir sevda yontusuyuz
Zamanın kollarında
Sevgimiz engince
Devinir durur
Anadolunun kıyılarınca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Memleketim

Seni düşünüyorum;
Senin gülüşünü;
Susuşunu,
Rüzgarda süzülüşünü.

Seni yani;
Kolları kelepçeli,
Umudu hançerli,
Lirik, epik cesur sevgilimi.

Senin yani memleketimin;
O kara kapkara,
Çığlıklar saçan;
Gözlerini düşünüyorum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Memur

Bir son.
Yaşamda ağrılı;
Buhranlarda ezik.
Duvarlarının altında kalmış;
Bir kent.
Soluk bir sonbaharda;
Tüten bir sobadır memur.

Soluk bir sonbaharda;
Dökülen yapraklarını,
Tutuşturur ve ısınır memur.
Kendine kalır gövdesi.
Ve güne güler;
Açık da kalan kökleriyle.
Uzanır döşeğine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Merhaba Yaşayanlar

Selam sana
Ey güneş!
Selam sana
Dünyanın etrafında
Deli divane dönen
Karanlıklar prensi ay.
Zıtlıklar ortasında
Yerle gök arasında ki,
Sonsuz selam sana.
Yaşanası dünya merhaba.
Bulutlardan sağılan yağmur
Islak ıslak bakan
Bereketli topraklar merhaba.
Yaşam merhaba sana.
Binbir rengiyle
Doğan gün merhaba.
Renkleri çalıp götüren
Aşkım akşam!
Selam sana.
Aynı yöne bakmak
Aynı türküyle efkarlanmak
Ne güzel.
Merhaba sanada
Lay lalala lay
Diye mırıldanan
Güzel insan.
Denizlerin sessiz
Mavi soluğundan
Yayılan huzur merhaba.
Irmak ırmak akan umut
Sanada merhaba.
Sen ey gece gelen misafir
Sanada merhaba
Hiç kimse olanlar
Unutulanlar!
Geçmiş,bugün,yarın
Hepiniz hoşgeldiniz.
Yüzümde hepinize yer var.
Ufukun sonsuza uzanan
Kızıl dudaklarıyla
Öpüyorum sizi.
Güneşin ışıktan kollarıyla
Kucaklıyorum sizi.
Huzme huzme gözlerinizden
Yüreğinize akıyorum
Yaşayanlar merhaba! ! !

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:48 AM
Mısralar

Upuzun bir koridorda;
Asılmışım duvarlara.
Bir durak gibiyim,
İnsanlar bekliyor önümde.
Mısralarımla görüyorum;
Gözlerindeki beni.
Susuyorum.
Uykusu yorum.
Mısralarımdan yansıyan çığlıklarla,
Uyanıyorum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Mülteci Yalnızlık

Sığınmak;
Bir mülteci yalnızlığında.
Senin avuçlarına sevgili.
Issızlığında bir ülkenin.
Tutunmak gözlerine.
Gözlerinde tükenmek;
Damla damla,
Zamana süzülmek.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Nato'ya

Yaşıyor bir çocuk
Habersiz dünyadan
Küçük dünyasında
Taşlardan evler kuruyor.

Kırık aynasın da
Tarıyor yumuşak saçlarını.
Tarlalar boyunca
Koşuyor özgür.

Irak da yıkık bir damda
Unutulmuş çocukluğu.
Şimdi çıkamıyor
Korku sağanağından sokağa.

Nato yıkım,kan,gözyaşı
Savaş satıyor nato
Çocukların ellerinde
Geleceği yıkacak silahlar.

Ölüm satıyor nato
Kan revan dünya
Filistin, Irak
Çocuk çocuk ölüyor.

Eller sahtekar
Eller düşman
Komşudan kalkıp
Vuruyor bomba bomba eller.

İşte bir çocuk
Dedesinin göğsünden
Ta Halep’çe den bakıyor
Yıllardır nefessiz yatıyor.

Büyük orta doğu da
İnsan kalmadı.
Şimdi yiğitler değil
Katiller cirit atıyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Nefesin

Anlamsız tekrarlarda;
Doğarken ay.
Gönlümü açtım sana.
Dolanıp durma kapım da;
Gel gir yüreğime.
Kor alev sevgi odunla,
Harla ateşini aşkın.
Haydi;
Yangınların en büyüğünü,
Ve en dirisini meyvelerin,
Yarat nefesinle.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Nefretim Sana

Soluduğum havadan
Ciğerlerime sen doldun
Belki sildin
Sayfalardan çirkinliğini
Ama kirlettiğin
Bu dünyada kaldi izin.
Eriyen her buzulla
Ozon da açılan
Her santimetrekare delikle
Atılan her kursunla
Ölen her aç çocukla
Bıraktın izini.
Tarihini yazanda bir
Soygun planlarını yapanda.
Bir gün karaya
Balinalar gibi
Sende vurursun.
Unutma nefretini doğanın
Verdiği her seyi
Geri aldığını unutma.
Solan bu gün
Kaybolan mavinin zerreleri
Senin ceplerinde
Yesil kağıtlara donüştü.
Nefretim sana
Ey acınası zalim...
Sattığın her kurşun
İnsanlığın yüreğine sıkılıyor.
Mayınların bombaların
Beyinleri karartıyor.
Gücünün sınırı yok
Sanırsınki senin bu dünya.
Güneşide kopar göğümüzden
Yetiyorsa gücün
Yemyeşil umudumuzuda sök
Yüreğimizden...
Sisteminle kendini pazarla
Rakamlarınıda al
Cek git dünyamdan
Nükleer santrallerini
Kendi bedenine kur
Ey zalim...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Nehir

Yolun düşerse;
Nehrin kıyısına.
Dinle nehri,
Ve unuttuğun,
Dost yüzleri hatırla.
Unutulanlar;
Senin öldürdüklerindir.
Nehire kulak ver.
Çünkü;
Odur zamansız..
Aynı anda doğan, akan,
Ve denize ulaşan.
Nehir dinginlikle kaplı;
Derinliklerin ve değişimin;
Tükenmez akımının anasıdır.
Hayatın gizlerini öğrenmektir;
Nehiri dinlemeyi bilmek.
Akmak karanlığa;
Huzme huzme saçılmak.
Gecenin saçlarında;
Işıktan bahçeler yaratmak.
Bütün karanlıkta kalanlara;
Işıktan bahçelerle ulaşmak.
Elbet ışığıda boğacaklar;
Kutsal mezarlarında.
Sonsuz bir karanlıkta;
Bir ateş böceğinin,
Yaydığı kadarda olsa,
Işımalısın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Nelere Deymezki

Nelere deymezki
Yağan yağmur
İnci inci sağılan
Aşkımdır
Göğün yüzünden.

Dünyaya bulaşan
Damla damla
Yağmur yağmur
Aşkımdır
Kavgamdır yayılan.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Neye Yetmez ki?

Üç günlük dünyada
Neye yetmez ki
Ömür.
Kelebek misali
Uçup uçup
Nereye varmaz ki
Gönül.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Nüsretce

Senli günler bittiğindeydi
Bir şubattı
Olümüne soğuktu
Yalın yürek
Bomboş tarlalarda
Karlar üstünde yürüyorduk.
Uzundu yolumuz
Ufuklar kardı.
Gök;
Tipi borandı
Dolu dolu yağıyordu
Yokluğun.
Etrafımızdaki her şey
Kar altındaydı.
Sonra seni gördük
Kardelendin artık bize
Ayaklarımızın dibinde
İçimizden kopan
Bir umuttun
Bizi yaşatandın.
Adı Ardahandı
O yoksul kentin
Bir evdeydik
Mahallesi Karagöl.
Konuştuk seni umut
Bir demli çaya katıp
Isıttık yüreğimizi
Evin içi doldu yıldız.
Masamızın üzerinde
Ulaşılmıştı sanki
Göklerin en güzeline.
Nüsretce bir gülüş
İnadına karın
Sarı sıcak kardeşce.
Küllenen bir sobada
Tezekleri galar gibi
Korun yüreğine;
Nüsretce bir umuttu
İşleyen yüreklerimize.
Yılları deviren
Cocuklar büyüten
Yoksul köylerde
Issız karlı yollarda
Kimselerin göremediği
İzler açan bir umut.
Yılan yıllardır
Biz değiliz diyor hocamız.
Sözlerinde eriyor
Sanki buzullar.
Yarına inancı
Mutlu, umutlu,buğulu
Demli bir çay kıvamında.
Ardahanda;
Kazım Karabekir İlkokulunda
Tahta zemin üstündeyiz
Karlar ortasında
Kapalı yollar ortasında
Hayatı öğreniyoruz
Bir şeyleri satın almadan
Ve bir şeyleri satmadan.
Hala öğreniyoruz
Kah Darıca da
Kah Bornovada
Kah Brükselde.
Nüsretce gülüp
Nüsretce umut ediyoruz.
Şairce düşlüyoruz
Gelecek güzel yarınları
Kardeşce insanca
Yaşanılası günleri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
O Dev

Yaşar elbet
Çekilip
Dağların en kuytu köşesine
Bekler
Her gün doğan
Kutsal güneşini.
Aşk hiç yiter mi?
Sarmaş dolaş yılanlarıyla
Sağaltır elbet
Kanayan yüreğini.
Dağların serin sularına
Yeni bir güneş doğar
Ve kutsal günün
Sıcaklığıyla
Kendini yeniden bulur
O dev.
Ve yeniden sever
Aşk hiç yiter mi?
O dağın
Ağaran teninde
Bir dal olur
Ve alçalmadan yücelerden
Sıradağlar gibi
Sever güneşini
Sırtını okşayıp
Yükselen kutsal güneşini.
Yeniden yeniden
Sever o dev.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Orhan Veliye Dair

Başka bir şehir
Belki farklı bir pencere
Gerekliydi gözlerine.

Garip bir duruştu
Belkide garipdi
Ama garipliği kimliksizliğiydi.

Uzakları yakın eden
Bir düştü
İçine yayılan bir gülüştü.

Kültürel bir küntlükten
Evrensel bir külte
Uzanan bir bakıştı o.

Evine dönen bir adamdı
Belki uzunca bir adımdı
Onun yolunu bitiren.

Yalandı dolandı
Yalancı bir bahardı
Ciçeklerine aldanıp soyunandı.

Başka bir şeydi
Adı rüyaydı
Düşlerde tadılan bir bakıştı.

Sondu adı konulmamış
Yolunu bulamamış
Öylece kalmış garipce...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Ozi'ye

Dostum nasılsın?
Yollar bölündü
Şimdi Ahmet Kayayı dinliyorum
Aklımda sen
Gülen gözlerin
Sigara arayan ellerin...
Bekliyorum dostum
Anka kuşuna dönen sonundan
Küllerinden doğmanı...
Savrulmak duman duman
Delikanlı bir rüzgar çıksaydı
Şu poyraz esermiydi
Bizi boyle sonsuzcasına
Erkenden gömermiydi küllere...
Bir dostun öldüğü gündür
En güzel yanımızı
Toprağa gömdüğümüz gün...
Işıklı gözlerin gözlerimde
Delikanlı yüreğin yüreğimde
Sesin kulaklarımda dostum
Unutmadım sonsuza akan
Yaşam ırmağın
Ölumsüzdür benim damarlarımda...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Ozlem

Özlem
Yağmurlar yağdı üstüme
Billur bir
Damlaydın sen
Ey yar!
Göğün gözlerinden
Süzülen.
O en güzel
Günler için.
Savrulan insanlardandın
Yaşanılası
Bir dünya için
Acıdan umuda
Giden yolda
Onurlu bir insandın sen.
Doğruları ve umudu için
Yaşamın gözlerinden
Sağılan umuttun sen

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:49 AM
Öfke

Celladının nefesin de söndü;
İçindeki cılız ateş.
Dondu kalbi,
Yenildi öfkeye.

Ayazında dondu umutlar,
Unuttu yüzünü,
Kırdı buzdan kalbini,
Yıktı bedenini,

Neydi sebep öfkesine,
Cellatla savaşan,
Cellatlaşır dedi,
Ve soktu hançeri yüreğine.

Tufanlarda anaforlarda,
Aradılar onu yoktu.
Savaşların en kızgın anında,
Yoktu.

Bulupda yok edemediler öfkeyi.
Öfke senin yüreğinde,
Kopar yüreğini,
Yık öfkeyi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Öküz

.
Dünyayı boynuzlamış;
Uzayı sürüyor,
Öküz.
Dönüyor ha dönüyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Ölümsüzlük Ayyaşı

Telaşım anlaşılır mı?
Dosdoğru
Hedefe gidiyorum.
Dolunay altında bir gece
Kayıkçının sikkeleri
Gözlerimde.
Ateşi verin bedenime
Nehiri geçeyim
Yolum uzun
Hadi dost ellerden
Yayılsın yalımlar.
Küllerim ırasın göğe.
Karışayım
Rüzgarın nefesine.
Hadi kayıkcı
Sikkelerini bul
Küllerimin içinden
Yol alalım kayıkçı
Asıl küreklere.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Örende

Örende bir gece
Kaz daglarindan ruzgarlar
Tasiniyor nefesimize.
Sardalyalar sariyor
Kokulariyla tenlerimizi.
Ege nazli soluyor gogu
Mavi mavi
Temmuzun ortasinda
Buz gibi sakliyor suyunu.
Zeytin agaclari kaplamis kiyilari
Kucuk govdeleriyle
Bakislarinda yesil zeytinler
Yapraklarinda baris
Yaginda altin sarisi saglik
Ve umut isildiyor gununde.
Tasiniyor sicak tenlere
Kum tanelerinin sarisi
Basaklari sahillerin
Serpilmis boy boy insanoglu.
Burada ruzgarlar kardes
Gunesin sicagiyla
Kaz daglarinin hatirina,
Iste bu sebepten
Ruhumuzda bu temmuz gibi
Aydin kalsin sevgilim
Biz gunesi sevelim
Degmez grinin altinda
Tuketmeye yillari
Hicde olmadi
Yuzumuze dogmazssa
Yuregimizle doguralim
Govdemizde altin kumsallar
Zihnimizde masmavi deniz
Ve avuclarimizda dalgalar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Öteki

Öteki sendin;
Beni gözlerinle yendin.
Anlamadım sanma sakın;
Daha da büyüdün aynalarda.
Sanma kazandın;
Ben seni kelimelere döktüm.
Yüzünü eritip,
Mısralarıma mürekkep yaptım.
Hayatımdan çık,
Çıkabilirsen.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Öteki Yol

Yamaçlarda dolanıyor gözleri
Unutulmuş bir yüzü arıyor.
Yürüyüşünün sonu yok
Köylerden kentlere
Kentlerden
Daha büyük ülkelere
Taşınıyor.
Göçmenliğin hüznüyle
Sere serpe çırpıyor
Sonsuz mavide
Güçlü kanatlarını.
Evrende
Bir toz zerresi
Bütün akan kinetiğin
Ta ortasında
Kalamaz kıpırtısız.
Bulaştırarak gücünü
Devinen her şeye.
Arıyor öteki yolu.
Uzak yamaçlarda
Söktü sökecek
Gözlerinin çığlıklarıyla
Hasretinin çığı.
Belki
Hasretin kütlesinde boğulacak
Güçlü kanatları.
Gene de
Bekleyecek inatla
Yamacın sırtında belirecek
Güneşin ışıktan ellerini.
Kim bilir
Belki açılacak
Birazdan bütün
Öteki yollar
Belki ulaşacak
Unuttuğu o güzel yüze
Kim bilir
Belki
Güneş de aşılacak
Gökten daha uzak
Bir sonsuzun içine
Yığılıp
Evrensel doğrularla
Kesişecek.
Bulacak
Görmezliklerin ötesinde
Kara deliklerin
Dayanılmaz çekiminde
Vazgeçip beninden
Ulaşacak ötekine…..

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Ötelere

Öyle solduran
Başakları
Soluğuyla rüzgarların
Ötelere taşınan tohum
Hevesini kıran kim?

Sesine gölge düşüren
Gözlerine
Hüzün hüzün
Tasa bulutlarını
Yığan kim?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Özgür Liman

Yalnızlığın ıssız kıyılarındanım.
Halatının hışırtısıyla ayrıldı,
Son gemide limanımdan.
Son şiiri mide okudum dalgalara.
Bomboş artık limanım.
Denizlere uzağım artık,
Limanım ölüm kokan bir batak.
Gene de umutlarımla
Taşınırım kıyılara.
Denizlerin kıyısında,
Kaldı umutlar.
Kirlenen denizlere inat yaşamak,
İnsanlara özgür bir liman sunmak.
Sevgiyi çalan korsan gemilere,
Açıp limanı,
Sevgiyle ülkeler kurmak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Özgürlük

Sus sus,
Ne olur sus.
Bak gökten süzülen ışığa.
Özgürlük onların.
Biz damarlarımız,
Ve hava arasındaki basınçla;
Sıkışmış tutsaklarız.
Özgürlükten anlamayan,
Asalaklarız.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Paslı Çığlıklar

Geceden yapraklarla;
Kaplıydı ezgilerimiz.
Bir dal kestik;
O büyük ağaçtan.
Çan sesleri yayıldı geceye.
İnadına bir şarkı tutturduk;
Sevdanın şarkısını,
Söyledik kol kola.
Dediğin gibi miydi;
İstanbul un kızları;
Koparırmıydı bilmem.
Ama kopmadık işte...
Uzaklarda karışık bir kafada;
Gene bulduk,
Kendimize bir yer.
Yalan olan neydi;
Bütün hesap kesildi.
O güzel dört güne.
Sevgi tahlillerinde mi;
Aklına geldi,
Okuduğun kimya.
Ey unutan simyacı.
Yoksa sende;
Benim gibi bir metalden.
Altın mı yaratacaktın.
Etrafındaki güzelliklere dalıp;
Sevda formülünü unutan.
Canım simyacım.
Gene de unutma demirin gücünü.
Sessizliğin pasında;
Bir park salıncağından,
Paslı çığlıklarımla;
Haykırırım gene sevgimi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Pencerem

Pencerem;
Karanlığa açıldı.
Ve rüzgar taşıyor;
Gizemli bir fısıltıyı.
Yaprakların fısıltısı bu.
Dut ağacım;
Bu akşam,
Bende onun kadar yalnızım,
O da benim kadar yalnız.
Dut ağacı fısıldıyor geceye;
Bana olan aşkını.
Ben gidince,
Solan yapraklarını.
Kararan bahtı;
Kapkara dutlarını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:50 AM
Potkal

Çırpınıyor mavide;
Kaybolan bir şişe.
Kim bilir neler taşır?
Yüreğinde.

Bir mum söndü,
Bir denizci daha öldü;
Yalnızlık devi,
Yüreğinin güvertesinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Raylar

Tren rayları getirdi bizi
Paslı ve otlarla sarılı raylar.
Güneş çıktı anne
Bizide andı bugun
İlk kez bir aydan beri
Yıkandık günün alnında.
Kah hasretti adı yeşil
Kah umuttu kızıl
Şafak gibi.
Kah ışıl ışıl iki raydı
Metal ıslıklarıyla
Sılaya uzanan.
Dilsizliğimiz daha ağırdı
Sırtmızdaki kömurden
Ve köylerden gelip
Madenlere indiğimizde
Her kazmayı
Yoksulluğa indirdik
Kapkara suratlarımızda
Eski gülüşlerimizi
Boşuna aradılar
Ama bugün dindi yağmur
Ve güneş güldü bize
Bizim yerimizede...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Resim

Bir resim
Neler anlatır?
Yenilgiyle yıkılmış
Talan edilmiş
Bir kenti.
Umutsuzluğun yığıldığı
Bir çift gözü.
Yanlış yollarda
Yanlış acılara belenmiş
Yüreğini boşuna kanatıp.
Acı çekmiş
Bir devi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Rüya

Soğuk bir günde,
Kalın bir yorganın altında.
Sabahleyin kalkmak gerekliliğine,
Yorgana daha da sarılarak,
Muhalif bir tavır sergilemek.
Uykunun derinliğinde,
Sonsuz bir sevgili gibi sarılmak,
O cansız yorgana.
Sonlu yaşamların ve kısıtlı imkanların,
Kara dünyasından.,
Sonsuz imkanların rüyalar alemine kaçmak.
Ve bir daha uyanmamak,
İşte ölmek.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Rüzgar

Karanlık;
Kararlı inat.
Unutkan bir sonbahar;
Topluyor yapraklarını.
Yanlış oyunlar,
Doğru insanlar.
Doğrul hadi sende;
Yarına inan.
Dilsizken;
Kederlenir mi?
İnsan.
Sus uzakta da olsa;
Sus.
İncitme büyüsün;
O bir fidan.
Rüzgarını yollama ona;
Eğme körpe belini.
Sus serpilsin göğe;
O bir salkım söğüt.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Rüzgar Gülleri

Avrupa da;
Binalar
Yığılmış yüzüne
Göğün.
Rüzgarlara
Yol açın
Asyadan
Haberler taşır
Bu rüzgarlar.
Bloklarınızdan
Yankılanan seslere
Kulak verin.
Rüzgar gülleri
Takalım saçlarına
Dünyanın.
Kulak verin
Rüzgarlara.
Afrikalı çocuğun
Açlık kokan nefesini
Taşıyor rüzgarlar
Kızılderili çocuğun
Gözyaşını taşıyor bulutlar.
Ceplerinizdeki
Cocuk cesetlerinin
Kokusunu
Taşıyor ruzgarlar.
Yeter çıkmayın
Güneşin yoluna
Yeryüzü insanlığındır
Nükleer santrelleriniz
Beyinlerinizde kalsın
Yol açın rüzgarlara
Rüzgar gülleri
Takalım saçlarına
Dünyanın.
Uçsun insanlığın
Barış güvercini
Silahlarınız size kalsın.
Kainatta bir yerlerde
Yayılıyor sesiniz
Bu insanlığın sesi
Yeter kıydığınız canlar
Döktüğünüz kanlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Rüzgarda Saklı

Bakısından süzülen
Iki damla gözyaşıydı
Yaşam.
Bu sonsuzu
Iki damlaya siğdıran
Sevgide saklı sır.
Göğe yabancı
Bir bakıs
Savrulur
Kendince dargın.
Kıyıları;
Üstüne kapanmış
Bir denizdir şimdi.
İcinde saklı
Tarihin gülleri.
Zamanın incileri.
Agır agır ırgalanan
Koca bir gemi gibi
Akıyor gözyaşı
Uzak düşlerine
Unutulmus bir başak
Sonsuzun tarlasında
Bekliyor ögütülmeyi
Unun tanelerini özlüyor
Umudu;
Rüzgarlarda saklı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Saklı Tebessüm

Gecekondular boyu
Kokularını duydum
Yoksulluğun...
Camaşır iplerinde
Asılı kaldı
En genç bakışlarımız
Bir varoş kızının
Saklı yüzündeki tebessüme
Takıldı yıllarımız.
Yalın ayaklarındaki
Sızıltıydı yüreğimizi kavuran,,,
Umutlu baharlarda çıkılan
O saklı pastahanelerde
Gülücüklerle serpilen bedeniydi
Sebep sevgimize
Küçük umutların
Ve basit isteklerin dilinde
En saf en temiz sevgiydi
Saklıyan bizi...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:51 AM
Samanyolumusun

Pencereden,
Ilık ılık giren misin?
Masa başlarında,
Soluksuz çalışan mı?
Yoksa
Şu manasız gökyüzüne;
Manayı çizen,
Samanyolu musun?
Sen nesin?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:52 AM
Saniye

Saniye
Dünyanın saf temiz damlası
Seni öldürdüler
Niye?

Saniye
Filistinin küçük kızı
Kaç bomba düştü
Senin küçücük yüreğine.

Saniye
Gözlerindeki ışıkla birlikte
Kalbinide çaldılar insanlığın
Roketlerle parçaladılar umutları.

Saniye
Utanmadılar senin çocukluğundan
Silahlarını saklayıp
Kaçtılar başka bir sefere.

Saniye
Gazzede ölen
Kaçıncı çocuksun sen
Artık yaşayacaksın şiirlerle.

Saniye
Senin bir ömrün vardı
Yarım kaldı
Ve baş örtünde lekeleri zulmün.

Saniye
Değişir ülkeler
Fikirler değişirdi
Ve geri gelirdi güzel günler.

Saniye
Ömründen geriye kalanı
Kim verecek
Kim seni geri getirecek.

Saniye
Bu kin kimin?
Cocuk yüreğinede mi?
Kuracaktılar işgal duvarları.

Saniye
Sen gidince
Bütün çicekleri soldu
Sanki dünya bahçesinin.

Saniye
Gözlerindeki çığlık
Yayılacak şiirlerle dünyaya
Yankılarla yıkılacak işgal duvarları.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:52 AM
Sar Beni

Bir bilsen;
Kaç yol geçtim,
Ulaşmak için adına.
Göğün karanlık dehlizlerinde;
Kaç umut tükettim.
Şimdi sarıl bana.
Uzaklarda yalımlar sarmış;
Dudaklarınla sar beni.
Ve istersen karanlığın içinden;
Ay gözlerinle izle beni,
Sonsuzca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:52 AM
Sardunya

Su susuyordu.
Toprak’ta sardunya;
Yağmura açmış yapraklarını,
Su içiyordu kana kana.
Gece sardunya kokuyordu.
Sonra sardunya susuyordu.
Su çağlayarak akıyor;
Sardunya susuz yapraklarıyla,
Bakıyordu suya.
Suda sardunyaya.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:52 AM
Sardunyam

Damla damla;
Yağıyorsun bedenime.
Ve ben;
Bu yağmurlu havalarda,
Daha bir seviyorum seni.
Açıp bağrımı;
Sırılsıklam
Senle doluyorum.
Sonra seni doğuruyorum,
Sardunyam.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:52 AM
Sarilir Gibi

Havalar soğudu
Yapraklar düşerken
Doyamadan
Dalların sarısına
Rüzgarlar sardı
Dört bir yanımizı
Nice düşmanlar gördü
Bu insanlar
Bir kez bile yılmadılar
Sevmekten insanlığı
Neylersin
Rüzgarlar sardı
Sararan her dalımizı
Bir dökümdür başladı
Irayan sonbaharımızda
Dallarımızdan
Şiir şiir yapraklarımız
Savruldu rüzgarlarla.
Zaman fırtınasında
Bir sen kaldın bana
Sevdam!
Nazlı bir
Anadolu sabahında
Yükselen güneşin
Dağlara sarlıdığı gibi,
Sarıldım sana.
Bütün gecmişime
Sarılır gibi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:52 AM
Sarmalların Katili

Kalıtsallığın savaşıydı,
Yıkmak için genleri,
Binlerce kez girdi,
Sarmalın gizemine.

Uzun ve kısa kolların da,
Yıllarca yonttu kendini.
Kaçıncı kromozomdu o,
Yanlışlıkla kırdığı.

Takıldı kaldı,
Sarmalın gizemine.
Unuttu yüzünü.
Kalıtsallığın kurbanlarından oldu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:52 AM
Sarsıl

Sarsıl ey zulmün havarisi,
Ben sırlarını surlarıyla paylaşan,
O nazlı şehirim.
Sen ey koynunda haçla dolanan,
Akbaba.
Çöreklendin ya can evime,
Bilinmez bir tufanla dağılıp gitmeden,
Bana dokunma yanarsın.
Tarihin aynasında kimse kalamadı,
Benim bağrımda.
Silahlarının gücüyle kimse,
Sefa süremedi.
Ben sırlarını surlarıyla paylaşanım,
Diclenin kıyısında soluklanan,
Ve yok olan binlerce kavim bilirim,
Yırtılan göğün şahidiyim,
Burada tutunamazssın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Satori

Aydınlanıyordu karanlık
Karanlık korkuyordu
İçinde dolanan
Ateş böceğinden.
Sonsuz karanlıkta
Bir nokta olsada
Işıyordu
Ateş böceği.
Ve varıyordu farkına
Karanlığın.
Ve gül daha kırmızıydı
Ağaçlar daha yeşil
Nehirler daha berraktı
Gerçekti ulaştığı
Saf yalınsız gerçek.
Sevgisi gerçekti
Kendinceydi yaşam
Sahip olunması
Gereken değildi.
Akmalıydı
Takılmadan
Yalaklara
Saçarak yaşamı etrafına
Akmalıydı
Ulaşmalıydı kendine
Benindeki gerçeğe
Aydınlanan bugününe.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Savur

Savur seni durduranı.
Durağanlık;
Ölüme yaraşır.
Göğe binlerce avucunla,
Tutunmalısın.
Ve köklerinle dünyayı,
Ayak da tutmalısın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sayfalar Bitiyor

Sayfalar bitiyor elimde
Ama bitmiyor sözcükler
Şimdi telsizlerde
Bir düşme vakası.
Kimbilir
Kim düşüyor yükseklerden
Hala diplere.
Hangi karesinde takıldı filim.
Ve kopuyor işte şerit.
Diplerde bir uğultu.
Gecede asil bir yas saklı
Kapkara giysisine bürünmüş
Yıldız yıldız ağlıyor
Ağaran gök.
Ahenkli bir ağıttır şimdi.
Denizde
Yakamozlara karışan
Uzak vapur düdükleri.
Ey ölüm
Uzak dur ondan
Onu çok sevdim gece
Düşürme aklıma ayrılığı
Dolunay altında
Dolanan ölüm
Daha güzeldir
Ayrılıkdan
Daha ahenkli.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sedire Dair

Yosun asıldı
Kuzeyden sırtıma
Esti rüzgar
Döndü başım
Sallandım
Sarhoş sanıp
Yuhladılar...
Baltalarıyla
Budadılar dallarımı...
Yosunlar
Kanımla bulandı
Yüzüme
Yosunlar dadandı...
Unuttum asırları
Dalsız uzandım göğe...
Köküm sardı dünyayı
Adımı unuttum
Öykündüm dağlara
Taş oldu yüreğim
İçimde buldum seni
Fosillerin dibinde
Ey bulut...
Gözlerimi yıkayıp
Baktım yüreğine
Uzaklardan uzandım
Sana ey umut
Zamanı anımsadım
Devrildim içime...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sefalet Durakları

Aralar
Uzun soluklanmalar
Kendimizi unutmaya yarayan
Sefalet durakları.
Anlamsız uzlaşılar
Ve saçma sonuçların yarttıgı
Sonsuz melankoli.
İnsanlık buhranının çagında
Kendimizi hic aramadan
Ekranlarda bulmuş gibi yaparak
Ufakta olsa bir paranın
Koşesine takılıp
İç cekerek yok olmak.
Yaşananlar ne kadar iyi
Ve bu iyiligin olcusu nedir?
Gelişimler zihnimizde
Kara delikler yaratırken
Ve bizi yaratan her şey
Filim şeritleriyle birlikte
Karanlıga gomulurken
Bu sonsuzcasina sanılan
Tuketimin sonu yaklaşmakta
En azından beyinlerimiz
İmajlar ve kavramlar karmaşasında
İşlevselligini yitirmek uzere.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sen Doğdun

Sevişirken geceyle ay
Denizin yüzünde
Sen doğdun ey aşk.

Salkım salkım
Bir üzümdün dalında
O en kutsal aşkın

Yalımları narin
Nar içi bir
Akdeniz yazında kaldın.

Şimdi gönlümün koridorları
Irak sana,
Nerdesin?

Gene seviş benimle
Denizin yüzünde
Soluklanan aşıkların gözünde

Sonlar,unutulanlar
Her gecenin sabahında
Yeniden kaybolanlar.

Sonbaharlarda toplardım
Aşk çınarının yapraklarını
Yakıp aydınlatırdık geceyi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sen Hiç

Sen hiç
Enjektör kaynattın mı?
Sabaha karşı
Sönen bir ocakda.

Sen hiç
Kat kat kovalayıpölümü
Koridor koridor dolandın mı?
Yaşamın yamacından.

Sen hiç
Eridin mi?
Ateş ateş yanan
Bir çocuğun yanağında.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sen Josef

Derin bir yapı
Dördüncü köşesi kayıp
Bir dikdörtgen.
Uzun iki kolunda
Işıl ışıl
Onlarca pencere.
Ortada ki
Kısa kenarda
Camlar
Gizemli bir karanlığa
Boyanmış.
Üst katlar da
Geçmiş den bakan
Küçük pencereli
Sığınalı sı çatı katları.
Ve önünde
Sen Josefin heykeli
Önündeki havuza bakıyor
Yüzünde uçuk bir hüzün
Elinde zeytin dalından
Bir asayla
Tanrısını gösteriyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sen Şairsin

Son bir dize daha yaz
Sen sairsin
Elbet vardir son bir darbesi
Seninde kaleminin
Boyle noktasiz gitme
Yuzune anlamsizligin
Bir fiske daha vurmadan gitme
Yazmasanda dile yada dusle
Gercekler kalemine varamasada
Anlayacak seni yine
Hayatin koselerindeki birileri
Sen yeterki dusle...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sen Vardın

Bir bahçedeydin;
İçi dolu ağaç
Rüzgarlarla soluklanan
Günün taa içinde;
Sen vardın.
Tanıdık bir ezgi,
Rüzgarın kolunda
Ve Nazım ın resimleri
Asılı duvarların üstünde.
Burası evin seninde
Buğulanan bir camı sildin
Bak içine
Bu seninde için
Ruhunun aynasıdır
Mısralardan seken.
Ve ustan Nazım
Yeniden yeniden dirilen
Milyonların içinde
Küçücük bir mum olana
Ve yurttaşların içinde
Anadoluda
Olana dek
Dirilecek
Duvarların içinden.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Sen Ve Ben

Kuş seslerinde sen.
Dut ağacının;
Hışırdayan dallarında sen.
Sen varsın sevgilim;
Uzak yamaçların sonunda ki,
Kar beyazı ufuklar da.
Gecenin soluğu;
Yıldızların yansısında sen.
Ayın donuk halesinden;
Sunulan tepside gene sen.
Uykuların en derininde;
O eşsiz vahada,
Yalnızca sen ve ben.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Seni Düşlemek

Seni düşünmek;
Yerin fersah fersah,
Altından çıkamayan;
Magma gibi sevgilim.
Fokur fokur kaynarken;
Ta içi yüreğinin.
Sana varamamak gibi;
Seni düşlemek sevgilim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:53 AM
Senin Sonun

Sus duymasınlar sesini
Sesin karışmalı seslere
Sus duyulmasın sesin
Sesin boğulmalıdır kalabalıklarda...

Duyma fısıltıları sende
Duyulmamalı zayıf sesler
Duyulmasın eziklerin sesi
Kulağın tıkanmalıdır eziklere...

Yazılarını okuyamasın yığınlar
Üslubunda derin bir burjava zerafeti olsun
Anlaşılmamalı yazdıkların
Yarın seni anlamasın karala umutlarını...

Yak kendini açlığın ateşiyle
Taşmasın dünyaya aşkın
Eriyen gözlerinde bir daha
Bulunmasın sevdanın ateşi...

Notalarını sal sularına
Hasret denizlerinin
Karışsın ezgiler dalgalara
Ulaşamasınlar halkının şarkılarına...

Uç düşüun göğünde ama alçaktan
Takılsın kanatların telörgülere
Kanasın kanasın zulümden armağan
Gözlerinde iki diken kalsın...

Bunca nasihattan sonra
Genede çıkarsan darağacına
Bak acılı gözlerle seni izleyen yığınlara
Çünkü senin sonun onların sonudur devrimci...

18.02.2007

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Seninim

Dudaklarının;
Serin kıyılarını sevdim.
Seninim ben;
Utangaçlığım kadar.
Kararsızlığım kadar;
Seninim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Senki

Gözlerim kapalı;
Seni düşünerek.
Seni hayal ederek,
Yazıyorum şiirimi.
Sen ki
Dünyamda ki;
En büyük kavgamsın,
İyileşmez yaramsın.
Sen ki
Yarınımsın geleceğimsin,
Gözlerinde boğulduğum;
Gülkurusu denizimsin.
Sen ki
Unutmanın unutulduğu,
Tanrıların yaratıldığı;
Kadınımsın.
Sen ki
Benim çelişkili dünyamın,
En tutarlı ve gerçek anlamasın,
Ve eylemisin dünyamın.
Sen ki
Vazgeçilmez;
Devinimisin evrenin.
Sen beni ben yapansın.
Sen ki
En saf unusun;
Ekmeğimin
Halkların onurusun.
Sen ki
Sevensin, paylaşansın,
Sevgiyi;
Sonsuza taşıyansın.
Sen ki
Anlamısın yıllardır,
Anlayamadığım, dolduramadığım,
Yaşamın ve insanlığın

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Senle Ağarır

Şu akşamın;
Son deminde.
Gene sana düşüyor;
Düşün yolum.
Ufuklarımı kaplayan;
Karanlık.
Senle ağarırken sevgilim.
Çaldın güneşimi.
Yıktın karanlığı yüzüme.
Sonra ay oldun;
Gene doğdun gönlüme.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sensizken

Ayazdayım,
Sensizliğin uykusunda
Yokluğunun gamındayım.
Yok senden öncesi hayatın,
Nede sensiz sonrası.
Güneş doğmuyor sensiz,
Işıksız ve umutsuzum
Yeter bu ayrılık!
Ufuklardaki kızıllığınla
Ve denizlerdeki parıltınla,
DÖN GERİ!

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sesini Soğurmak

Sesin uzaklardan;
Yankılanıyor.
Halbuki sesini,
Soğurmak.
Ve tekrar tekrar;
Duymak.
Ne güzeldi;
Sevgili.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sessizliği Kadar

Buldum ölmez otunu.
Ama varamadım tadına.
Uçtu uzaklara;
Uyku kuşlarımın kanatlarında.
Kalbimin ıssızlığı kadar;
Karışıktı kafası.
Unuttu adımı.
Ağlamadı ardımdan;
Sustu sessizliği kadar,
Büyüktü hançeri de.
Sesini duydum bir akşam;
Yüreğimde anaforlar.
Kulağımda uğultu,
Kapıldım gene girdabına.
Ulaştım sevda sularına.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sevdalı

Yolun uzun
Vakit yaklaşmakda
Kış buğdaylarıyla
Düşeceksin toprağa.
Sende bir gün
Ölümsüzlük ayyaşı
Uykun sonsuz olacak
Bir gün.
Küller içinde yatıp
Dağılacaksın içine.
Sus ve dinle
Güç topla kendine.
Sev ki yeniden dirilesin
Küllerinden.
Sev ki karışasın
En berrak su damlasına.
Karşılık bekleme
Hayatı sever gibi
Soluk alır gibi tutul
İnadına inadına sev.
Sev ki imrensin sana
Dalın daki kiraz.
Kırmızısında duramasun
Aksın toprağına.
Sev ki kininde boğulsun
Gururlu sefiller.
Yaşayamayıp
Gömülsün toprağa.
Sev ki umutların
Gerçek olsun.
Bir bir tohumların ekilsin
Kutsal bağrına
Toprak ananın.
Sev ki gülsün güneşle
Sevdalı.
Gene ana gene yar
Toprak toprak
Yeşersin sevdanız.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sevgi Damlası

Sustu;
Suskunluğu kadar,
Doldu gözleri.
Yüreği gece kadardı.
Elleri uzadı gecenin içine
Büyüdü yalnızlığınca.
Ulaşamadı;
Sabahın gülkurusu bulutlarına.
Saramadı elleri;
Bir sevgi damlasını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sevgi Tortusu

Umut çaylarından geriye;
Bir tutam,
Sevgi tortusu kalır.
Usanmadan iç.
Umudun çayını.
Tortusunda;
Elbet yeşerir,
Çaydan umut filizleri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
SevgiKıran

Seni sevdim.
Ama korkaklığım;
Sevgimi,
Dalga kıran gibi;
Parçalara ayırdı.
Ve sevgim okyanusa yayıldı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sevgili

Çaldığın bu günüm
Bir dünya günü
Bu dünya günü
Değeri biçlemez ki
Feda olsun
Sana ömrüm
Ama derdim
Değil ki
Feda olmak
Derdim gülüm
Sana güzel
Umut dolu
Bir dünya kurmak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sevgiyi Yayabilmek

Sıra dağlar gibi sevdim seni,
Dağlar isyandır zulme,
Zulme direnenlerin yuvasıdır dağlar.
Sevginin esareti altında,
Yıllarımı sana adayamam.
Küçük bir evde,
Sahte mutluluklarla yaşayamam.
Umut dağlardadır,
Dağlar yuvadır umuda.
Ey heybetine alıcı kuşların konamadığı,
Suretini iklimlerin bozamadığı dağ.
Ve bir dağ,
Ancak bir dağı sevebilir,
Ve dağlar dağları sevdiğinde,
Yayılır sevgi ovalara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:54 AM
Sevinçle Gül

Sevinçle gül
Sonsuz olsun gögünde
Yıldızlar
Aklında kalsın
Deniz kıyısında
Dalgalara seslenen
Sevgilinin sözleri
Ayın sedefi tepsisinden
Süzülen yakamozların
Denizin yüzünü okşayan
Ellerinin parılltısını unutma
Olsun koynunda
Gülden narin
İki el
Gecenin içinden uzanan
Sevgilinin kollarıdır
Sarıl onlara
Sarılır gibi yaşama.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sevmek

Sevmek
Bir ekmeği bölmek ikiye.
Güneşi beraber gömmek geceye,
Şiirleri beraber yaratıp,
Savurmak geleceğe.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sığamazdık

Yiten anlamlarla doluyduk
Zaman da.
Geldiğimiz kentlerin
Rüzgarlarından sinen
Boşlukla gezindik.
Her çıkışımızda yollara
Döneceğimiz yerdeydik.
Sonsuz da gezen
Bir gezegen gibi.
Sığamazdık geceye
Usanmazdık
Dalgaların keyfinden
Kayığımız sızardı zamanda.
Sarhoştuk işte
Umarsız rüzgarlar gibi.
Başıboş dolanırdık.
Kıyı kıyı arardık
Kendimize bir koy.
Gene de
Limandan ayrılan
Gemilerde kalırdı
Usanmaz düşlerimiz.
İlla da sığamazdık.
Devasa bir labirentti hayatımız
Dönüp durduğumuz
Aynı duvarlarla örülü.
Şiirler karaladık
Duvarlarına aynılığın
İnanarak yıkılacağına.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sığın

Kendinden başka
Sığınılacak
Saçak var mı?
Taşa,toprağa
Suya sığın.
Sonsuz mavide
Kanadına sığın
Kırlangıcın.
Yada
Ulu bir dağın heybetine.
Ama sığınma insana.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sıkıntım

Molozlarıyla yürüyor umudun.
Sıcak bir gün,
Perde salınıyor
Rüzgarın kollarında.
Sıcak bir gün
Ter domur domur iniyor
Daha aşağılara.
Sıkıntım kaf dağının
Karlı zirvelerini aştı.
Bir umut daha
Molozların arasında kaldı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sınır

Son ülkede yıkılınca,
Son sınırdan,
Son insanda geçince,
Sınırsızların yanında,
Umudun adına,
Güneşe taşınacaklar.
Belki başka zamanda,
Dalgalarda yansıyacaklar.
Belki Dicle de kırılıp,
Yüzünüzü aydınlatan,
Işık olacaklar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sınırlanamaz Düşlerim

Sınırlanamaz düşlerim,
Apansız gülüşlerim.
Ben sonsuz kere sonsuzu isterim.

Bilrim zincirsiz olmaz,
Olursa öksüz olur özgürlük.
Ufuk boğulmuş olur sonsuzda.

Asi olmalı yırtmalı kaybolanı.
Kendi olsada kaybolan,
Yırtmalı yansıyan suretlerini.

Özgür olmalı zincirleriyle,
Zincirlerini gördükçe,
Mutlu olmalı özgür tutsak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sırlı Fesleğen

Cenevizli
Güzel bir kadındı o.
Kocası gemilerde
Kendisi aşığının koynunda

Memelerinde aşkının şehveti
Kafasında
Aldatmanın azabıyla
Öldürdü aşığını.

Bir saksıya koydu başını
Ve sırlı bir fesleğen ekdi
Gözyaşlarıyla suladığı
Saksıya.

Fesleğen dal dal büyüdü
Cenevizli kadın dayanamayıp
Attı kendini
Denizin kollarına.

Ve yayıldı
Ceneviz fesleğeninin yaprakları
Hoş kokusuyla
Ve taze tadıyla dünyaya.

Cenevizli kadının aşkı
Aştı kıtaları.
Ve şimdi Galatadan uçan
Hazerfanın kanadına takıldı.

Galatadan süzüldü
Fesleğen koktu haliç
Sokaklarda yayıldı
Ceneviz fesleğeninin aşkı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:55 AM
Sırt sırta

Geçiyorum;
Duldasından saçakların.
Bin yıllık çınarlar gibi;
İstanbul da rum evleri.
Dar sokaklarda;
Sırt sırtalar.
İnadına eskiyen,
Yılan her şeyin;
Dimdikler hala.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Si Ya Ba (Rüzgarın Gölgesi)

İzmir 'de
Bir devlet yurdun da
Öğrendim paylaşmayı.
Sonraları paylaştıkça
Büyüttüm
Umudun lokmalarını.
On sekizim de asiydim
Hırçın bir dalga gibi
Çarptım umutsuzluğun
Zifiri kıyılarına.
Dalga kıranlarda
Parça parça oldu
Genç bedenim.
Ve bitmez dediğim
Umudum
Yayıldı okyanusun
En ıssız dalgasına kadar.
Paylaştım gönlümün
En karanlık kuytularını,
Ve beynimin en tümsek
Düşün bozkırlarını.
Nafile demedim ama
Şimdilerde açtım
Kollarımı iki yana
Korkuluk oldum.
Bir şeylerin gölgesi
Olmaktansa,
Rüzgarın gölgesi
Olmalıydım.
Bende açtım kanatlarımı
Si Ya Ba oldum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Sierra Leona

Derelerimizden çıkar elmas
Derilerimizden kara kan.
Kan kusan namlu
Seni tutan kim?
Hangi eller kesti
Ellerimi ayaklarımı
Yarına koşan çocuklarımı.
Bilmiyorum nedenini savaşın
Bildiğim taş kıracak
Ekmek parası kazanacak
Ellerimin olmadığı.
Bir sabah kapımı kırdılar
Elleriyle savaşı sundu
Komşsularım sustum.
Kara kıtanın yeşil düşleri gibi
Dilimde kırıldı umuttan sozcükler
Katılmadım diye
Kanlı sofralarına
Kendi kanımla suladılar
Asla yeşermeyecek umutlarımı.
Ellerimi kesip
Attılar bir yol kenarına.
Oğlumu alıp 12 yaşında
Eline silah verdiler ki
Kanatsın babasının
Kesik ellerini.
Yumdu gözlerini
Silahların sahibi efendiler
12 yıl kanlı derelerden
Kanlı elmaslar toplatıp
Değerler biçtiler kıratlarına
Kanlı elmaslar takıldı
Zengin gerdanlara.
Sierra Leona da
Kanlı bir gün günes kıpkızıl
Düşmüş Kongo köprüsünden
Kanlı elmas deresine
Savaşı bitiren komşu ordu
Dostlarımı öldürdü
Kongo Köprüsünde
Gördüm dostlarımın kanlarıyla
Bulandı elmasın keskin hatları
Şimdi sokaklarda
Kolsuz ayaksız
Ve korkulu kaldı gözlerimiz
Ne içindi bu savaş
Bilmiyorum
Bildiğim ellerimin olmadığı
Ve aç olduğum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Silina

Süzüp gözlerini;
Gözyaşı çeşmesine,
Bakıyordu.
Silina ağır aksak;
Yürüyen.
Yürekten,yalın seven.
Yalın ayaklı tatar.
Gözlerinden çizgi çizgi;
Bir hayat akıyor.
Silina;
Öylesine yalnız bakıyor.
Duruşu’nda
Bir nehrin akışı,
Saklı.
Dağların heybetini;
Sırtlamış.
Yol almakta uzaklara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Sokaklar kimsesiz

Sokaklar boştu
Bir hayal ülkesiydi
Evleri çikolatadan koyu
Renklerindeki matlığı
Çicekleri saklıyor.
Her evin saçağından
Renk renk
Çiçekler sarkıyor.
Sanki sokaklar
Bizimle senleniyor.
Adımlarımızla yankılanan
Bu sokakları
Kuran eller mutsuz
Yazık sokaklar kimsesiz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Sokul

Sokul
Bulutların aşığı
Ey rüzgar!
Nefesin derin,
Soluğun yaşam.

Sokul
Kulakçıkların
En sağırına
Sesin yankılansın
Yüreklerde

Sokul
Tarlaların
En bereketlisine
Savur tohumları
Bozkırın ruhuna

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Soluklanıyor Gün

Soluklanan gün.
Bir kuyu dibi.
Karartılmış bir ünlem.
Sağaltılmış bir yara.
Irmak sesinden.
Orman nefesine yayılan
Derin bir soluk bu.
İşte gün soluklanıyor gene
Derin bir kuyunun
Karanlık dibinde
İnadına kana kana
Soluk alıyor.
Ormanların nefesine
Ilgıt ılgıt
Katıyor ışığını
Gün soluklanıyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Soluksuz

Soluksuz geçmeli,
Kapkara *******i.
Aç susuz çırılçıplak.
Fütursuz ve asice.
Arzuyla sevişmeli.
Devinerek yaratmalı,
En güzelini meyvelerin.
Devirmeli geceyi;
Günün en dirisine.
Ten tende erimeli.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Son

Yollara dizildik.
Ardımızda bir yangın
Ve yangının dumanında boğulan,
Binlerce umut.
Ve son kez taradı gözlerimiz,
Hasret ekili tarlaları.
Son kez soluduk,
Umudumuzdan kalan dumanı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Son İsteğim

Sevgilim,
Son isteğim;
Seninle bitirebilmektir,
Son ekmeğimi.
Son isteğim;
Seninle izleyebilmek,
Doğan son güneşi.
Son isteğim;
Bozkırın ağaçsızlığında,
Son fidanlarımızı dikebilmek.
Ve sevgimizi,
Bütün dünyaya bulaştırabilmektir.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Sonbahar Gibi

Ezilen yapraklara benzer
Her sonbaharda hüznümüz
Bir rüyaydı
Belkide çok uzaktı.
Umudumuza sebep
Aşılması zor uzaklıklardı.
Her sonbahar gibi
Uzaklar düştü aklımıza
Düştük içine
Sararan dünyanın.
Kelimeler aradik
Hüznümüzü anlatmaya
Denizler çikti karşımıza
Renkleri gri,
Nehirleri içine alamayan
Yüksek denizler
Sustuk ilkin
Sonra açıp avuçlarımızı
Avuç avuç taşıdık
Hüzün nehirlerini
Şiir şiir karıştık denizlere.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Sonsuz ve Şiir

Şiir ve günlük
Yada günlük şiirler
Hatırlanan bir gün
Yada solan bir gül...

Zaman ve insan
Yada sonsuz ve şiirler
Sonsuz ve bir gün
Yada yarına sürünen eşsiz bugün

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:56 AM
Sonsuzdaki Sevgi

Hey sonsuzun yalnızlığında,
Salınan yaprak;
Düşmeyi bekliyorsun bir gezegene.
Sonunu bekliyorsun.
Bende sana benziyorum;
Sonumu bekliyorum.
İçimdeki sevgi boşlukta salınıyor,
Ve düşmeyi bekliyor bir yüreğe.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Sonsuzdaki Sevgi

Hey sonsuzun yalnızlığında,
Salınan yaprak.
Düşmeyi bekliyorsun bir gezegene.
Sonunu bekliyorsun.
Bende sana benziyorum;
Sonumu bekliyorum.
İçimdeki sevgi;
Boşlukta salınıyor.
Ve düşmeyi bekliyor;
Bir yüreğe.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Sonsuzluğun Güneşle Gülümseyen Tezahürü

Rakı içiyordun,
Türkü söylüyordun,
Sonra susuyordun susuyordun.
Kaçtın bir ömür boyu
Arkandan gelen geçmişinden.
Kafandaki tutsak sevginin acısıyla
Ağıtlar yaktın zaman zaman.
Yalnızlığınla kaldın gene
Gene yalnızlığın güvertesindesin.
Üzülme ufuk okyanus sınırsız,
Güneşin vefalı
Ve sen küçük değilsin bedenin kadar,
Beynin sonsuz.
Ve ufkunda gülümseyen
Bir güneşin var.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Soracaksın

Soracaksın bana;
Nerede uyur uyanık umutlar.
Dağlardan söken bahar suları.
Sözcüklerindeki;
Kan ter içindeki emek.
Nerede;
Sen neredesin diye.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Sözüm Var

Sözüm var;
Sana ey hayat!
Yalnız kıyılarından;
Dört nala geçeceğim,
Terkimde sevgilimle.
Daha derin kazacağım;
Bağrına izlerimi.
Ve varacağım;
Umutlarımın ülkesine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Sözün Olsun

Hüzün;
Sana uzak olsun.
Her sohbette;
Umut dolu bir sözün olsun.
Yüzün güleç;
Başın dik olsun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Suç Düştü

Suç düştü
Yamacımda gün
Üşüdü.
Ben Ağrıyım
Acılarım sağır
Umutlarım derin.
Ben ayazım
Güneşin soluğunda
Ellerim buzul.
Suç düştü
Kuşlar üşüştü.
Düşlerimde
Uyku kuşları
Gözlerimde
Sen kaldın
Suç düştü...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Suratlar

Suratlardan;
Sahte ne var ki?
Dostum yalanlar;
Ve saçmalıklar,
İnsana ait.
Geri kalan her şey;
Dünyanın gerçeği.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
SurdanGörülenler

Eski günler geri gelmiyor.
Ağır ağır kar yağıyor,
Toprağımın üstüne.
Bir çığlıktır rüzgar kulaklarımda,
Bir dalım daha kopuyor.

Ağlasam ne çare,
Dallar hep kopacak rüzgarlar hep esecek.
Hoşçakalın dostlarım,
Yarını birlikte aşamayacağız.
Umudu birlikte yaratamayacağız.

Hoşçakal dostum,
Çelişkilerin büyüyeceğine,
Kopar bu diyardaki,
Bütün zincirlerini.
Özgürlüğe uç dostum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Sus

Kırılgan bir kurulukta,
Beni beklemen niye.
Bilirsinki ben sevince,
Hoyrat severim.

Sorular uzaklaşsın benden,
Kırdım acımadım.
Tutunduğum dalı kırdım
Ve kırıldım.

İçimden yıkmak geldi köhneyeni,
Eskiyen herşeyi.
Ve ilkin beynimde yıktım duvarları,
Sonra çıktım sokaklara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Suskunluğun

Unutulmak ne garipti;
Şafağın en kırmızı yanağında.
Ne garipti unutulmak.
Sevdanın en hırçınında;
Kana belenmişken ellerin.
Duvarlar ardında unutulmak.
Suskunluğunda eriyip;
Yalnızlığında,
Derinleşmen gerek.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Suskunluk

Suskunluk
Sorumsuzlukdur der
Zamanın gölgesinde dinen
Çınar ağacı
Avuçlarıyla hışırdar
Esen rüzgara karşı.

Günün alnından inen
Bir domur terdir
Beyninde büyüyen
Işıl ışıl düşün ışkınları
Denizden esen
Meltemden ürperen.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:57 AM
Sustu

Sustu;
Yalnızlığını unutup,
Daldı gecenin karasına..
Takıldı yıldızın sarısına.
Aktı düşleri;
Ta gecenin içine.
Karadan kara,
Kapkara bir düşte.
Genede sıcak bir gülüş,
Takıldı yüzüne.
Kapkara gecenin,
Saçlarındaki yıldız gibi.
Baktı kendine,
Aktı ışık ışık.
Ulaştı yüreğine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Sustukça

Sustukça;
Yığıldılar yüzüme
Hüznün damlaları.
Yağmurun altında
Toprak bir damdım
Tavan tavan aktım.
Sonra
Damla damla
Sana baktım.
Güzeliğinin saçağından
Kayarken yere
Sona en yakınken bile
Mutluydum.
Sustukça
Gözlerinin içinde
Kendi içine göçen
Toprak bir damdım.
Yıkıp kendimi
Kalıntılarımın üstüne
Bir gök kafes kuramadım
Işıltılı göğüne varamadım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Sustun

Bu yalnızlık;
Senin eserin.
Sen değil misin?
Beni eğen.
Eğilmez bir başım vardı.
Hırçın dalgalı;
Bir denizim.
Sustum artık;
Sessizim.
Senle solan ne varsa,
İçimi kapladı;
Ayrık otları.
Tınılar buldum;
Senle dolu köşelerde.
İnanmadın bana;
Sustun.
Ben sana;
Ezgiler yolladım,
Yüreğimden kopan.
İnanmak budur sevgilim.
Bir Allaha inanmaz insan;
Ben sana da inandım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Susuyorduk

Susuyorduk;
Çığlıklar atan,
Doğanın önünden,
Sessice geçiyorduk.
Susuyordu toprak da.
Güneş usulca kaçıyordu,
Ufkun sonsuzundan.
Yürüyorduk;
Kaldırım taşlarının düzenine,
Bakıyorduk,
Ve gözlerimiz batan,
İki güneş gibi batıyordu,
Kaldırımların altındaki;
Karanlığa akıyordu gözlerimiz.
Su susuyordu;
Dalların gamı üşürken,
Ve düşerken umuttan yapraklar,
Gizemin toprağına.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Sür Umudunu

Gizemle saklı arzu.
İçinde kabaran
Ulaşamadığın
Yüzünün hamurudur.
Yaşam toprağın
Ellerinde
Sür umudunu göğe.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Sürgün

Sende bilirsin
Dünyada bir sürgündür insan
Göçlerle savrulan
Savruldukça arsızlaşan
Bir sürgün.

Bir şey daha
Ne zaman düştü ilk damla
Gözlerindeki pınardan bilmem
Ama unutma azaldıkça göz yaşın
Eksilir merhametin.

Sürgünler ağlar
Sen ağlama acıdan
Çık boş sokaklara ve bağır
Anlamasalarda duyacaklar
Senin yaralı çığlıklarını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Süzgün

Süzgün bir gülümseme.
Gözyaşlarıyla bezenmiş;
Yüzündeki çizgiler.
Işıl ışıl aydınlanmış;
Göçebe bir tebessüm,
Asılmış kalmış yüzünde.
Yabanıl bir şarkı;
Mırıldandı diyaframdan.
Bahardan diri;
Göğüsleriyle,
Derin bir iç çekti.
Göğe döndü yüzünü;
Sınırsız dolanan aya,
İmrendi.
Ve azaplı uykulardan;
Uyanır gibi ürperdi.
Kuşlarla daha özgür;
Gecenin ıssızlığı,
Daha çekilirdi.
Sızdı geceye;
Derin bir uykuya daldı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Süzülene

Uzaklardan Süzülene
Açıp kanatlarını;
Dünya üzerinden.
Süzülüp ulaşıyor bana;
Yalnızlığın.
Zifiri çığlıklarıyla;
Bir evren ki umulmaz,
Kararan ne varsa;
Saklıyor içinde.
Karardıkça yalnızlığın,
Dalıyorum karanlık diplere.
Arıyorum umutlarımı;
Mavinin enginliklerinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Şafağın Gözleri

Yuvalarında kızıl
Kuruyan iki güldü onlar!
Onlar ki
Çelişkili bir ömrün
Yitik gezginleriydi!
Dolanan göğü
Gezgin bir ay misali.
Ve onlardır;
Değiştiren öyküleri.
Merihte beliren
Yaşam zerreleri
Ve Arda boylarından
Yükselen ezgi tınılarıyla
Doğan her günde
Şafağın gözleri oldular.
Aynı yöne bakan
Omuz omuza
Sonsuza akan
Biri diğerinin
Yarısı olan
Bir bütünün
İki parçası gibi
Kavuşmanın tılsımıyla
Duvarların karanlığını
Yıkanlardır onlar.
Değişir elbet öyküler
Kalmışsa içinde
Şafağın gözleri
Ve varmamışsa ölüm
Sevdalının kıyısına.
Öyküler
Değişir elbet!

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:58 AM
Şahanım

Şahanım hala uçuyormusun
Al şafaklarda
Şu ipiltiye kesilmiş sarıda balkıyan
Senmisin Şahanım...

Özgürlüğünü kanat kanat saçan
Dağ üstünden aşıp
Ovaya taşan
Senmisin Şahanım...

Aşmışsın kanatların
Ölüme uçarsın Şahanım
Zulüm ardında bir nokta
Sen sonsuzu aşmışsın Şahanım...

18.02.07

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:59 AM
Şarap

Şarap;
Bir emanettir
Geçmişten.
Kutsallığını
Kırmızısında sırtlayandır
Şarap.
Bağbozumu şaraba erer
Şarap gönüle
Sıra gömülür
Fıçılarda üzüm.
Ve sır şaraba erer.
Şarap
İki gönül arası
Irmağa döner
Çağlar durur.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:59 AM
Şarap

Kıpkırmızı şarap,
Yudum yudum hayat.
Sıyırıp kafanın derdini,
Açar;
Güzellerin tenini.
Ellerinle yaşatır seni,
Okşayışlarınla yırtılır karanlık.
Kıpkırmızı şarap istiyor,
Bu keşmekeşlikten kurtulup,
Tenlerde ter olmak,
Terle yoğrulmak istiyor.
Bu kez,
Ufkun kızıllığını;
Göz aklarından,
Görmek istiyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:59 AM
Şarap Ve Gökyüzü

Şarabın tadını aldın mı?
Nasılda benziyor hayatın tadına.
Rasathanelerden gökyüzüne baktın mı?
Gökyüzündeki yıldızlar,
Nasılda benziyor sana.
Hayatın boşluğunu anladın mı?
Bu boşunalık,
Nasılda evrenimin merkezini,
Senin sonsuz sevgin yapıyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:59 AM
Şaşma

Şaşma o kadar
Binlerce
Bakış açısı saklayan
Binlerce köşeli
Bir evdir
Dünyanın tepesinde.
Her köşesinde
Binlerce pencere...
Önce tırtıllar uyanır
Bu evde
Hisleriyle süzerler dünyayı.
Hislerle beslenip
Kusarlar içselleşen herşeylerini.
Sonra kapanırlar
Kendi ördükleri kozanın içine.
Başkalaşırlar
Her kaygıları bir renk olur...
İşte o pencerelerden yayılırlar
Dünyanın dört bir yanına
Birbirlerinden habersiz...
İşte biz o kelebeklerdeniz
Yıllarca kendi içimize kapandık.
Dertlerimiz döndü renklere;
Ve işte karşılaştık
Rüzgarın gölgesinin içinde
Ruhun gökkuşağında.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:59 AM
Şiir Şiir

Şiir şiir paylaşılan
Bütün zamanlarda.
Duygu yüklü bulutlarla
Geçmek!
Dünyanın üzerinden.
Bir sevda fırtınasında
Yeldeğirmenlerinin
Başı boş pervanelerini
Umutla çevirmek.
Yaşanmamış olan
Geride kalan neyse
Şiir şiir yaşamak
Paylaşmak bütün dizelerimizi
Ekmeğimizi bölüşür gibi.
Şiir kardeşliğinde
Oturup sofrasına güneşin
Doyurmak yüreklerimizi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:59 AM
Tafra

Tafran yerinde yine.
Kalçaların bir abide;
Göğüslerinde öyle.
Gözlerinde bir savaşçının gözleri,
Ezecekmiş gibi bakıyorsun gene
Ve benim,
Hiç niyetim yok ezilmeye.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 07:59 AM
Taksim Maydanı

Taksim meydanı;
Gri bir günün altında
Sonsuz bir hasret.
İmgesini arayan şair
Dalmış dışarıya;
Pencereden.
Geçen tramvaya takmış
Bir yanını
Bir yanı
Akıp giden trafikte.
Sonra uzaklar düşmüş
Aklının taa içine.
Dönmüş gözleri
Geri geri
Dalmış içine
Gölgeleri derin
Umutları yeni
Sevda kuşuna
Konmuş...
Resmi bir binadan
Evraklara takmış
Yıllarıda
Öyle çıkmış.
Kasvetinden günün
Yağmur çiseliyor.
Taksim içinde
Bir şair
Düşleri derin
Gülüşleri
Yemyeşil.
Mutlu,
Umutlu
Dalmış içine
Yaşamın...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tank Paletleri

Paletler geçeli
Yüzümüzden
Tanımaz olduk
Birbirimizi.
Uzak iklimlerin
Masallarında
Ütopik kahramanlardık.
Gözlerimizde hüzün
Dilimizde ağıtlar
Ve sokakda
Tank paletleri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tek Kişilik Ülke

Senin adın neydi?
Rengin neydi?
Bilmiyorum.
Sana dair herşeyi unuttum.
Yüreğime ağan çelikçubuklarla,
Ölüme yaklaşırken,
Yıllardırgurbette,
Ciğerlerim şarabı damıtırken,
Yalnızlığında bir içki olduğunu
Ve karanlığında meze olabileceğini anladım.
Yalnızlık ayyaşıyım artık.
Karanlığa olan tutkum artıyor.
Aranıza dönemem.
Siz gurbettesiniz artık,
Bense ufuk yalnızlığında,
Yalnızlıklar ülkesinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tekrarlar

Kendini aramadan;
Düştü yollara.
Önce verdi kararını.
Sonra daldı;
Soğuk düşün sularına.
Apansız sona varınca.
Düştü tekrarların zindanına.
Neyler ki insana;
Tekrarlar.
İnsan olmuşsa bir su damlası.
Kabilin baltası neyler ki;
Su damlasına.
Bir nişan ki;
Ölümün nişanı,
Kabil nişanı.
Sevgilim uykuda;
Öldür beni.
Görmesin gözlerim,
Ayrılılığı haykıran
Gözlerini.
Sus;
Kanatma yaramı.
Şimdi gübre içinde;
Tohum telaşındayım.
Ağır ağır boy verip;
Emeceğim günün soluğunu.
Doğacağım karanlığına;
Binlerce gün.
Yığılacağım ışık ışık,
Umutsuz sahteliğine.
Işık ışık vuracağım,
Kara düşlerini.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tel Örgüler

Umutlarım gözlerinde.
Umudun güneşte,
O doğuracak umudumuzu.
Öyle acı ki;
Doğan sadece hasret.
Neden tel örgüler?
Neden aramızdasın?
Gücün yetiyorsa,
Güneşi de sakla gözlerimizden

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Titrek Yansı

Ölgün sarıda titrek bir yansı;
Bir deniz üstü yalnızlığı.
Sisli bir karanlıkki;
Sis belirsiz.

İçin de titreyen ışık yersiz.
Ve öykünesin gelir;
O bitmeyene,
Güneşe.

Artık küçük karanlıklarda,
Titrek ve solgun değil.
Koskoca bir güneş,
Korkusuz bir umuttur o.

Ulaşır yüreklerin;
En karanlık köşesine
Ve fısıldar;
Kulakçıkların karanlığına umudu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tortusu Yalnızlığın

Bir yaz akşamı;
Hüznü.
Yüreğinde;
Tortusu yalnızlığın.
Ve gözlerinde;
Yiten ayın,
Son yakamozu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Toz zerreleri

Irayan neydi
Yüreğinin tınısında eriyen
Zamana inat.
Çırpınışların elbet
Bir sebebi vardı.
Uçsuz bucaksız kırların
Eşssizliğinde
Soluksuz koşmak.
Evet amaç ırayana,
Uçana kaçana
Bir amaç lazım.
Her yol bir hedefe varırken,
O yaman bir hızla
Uçarcasına geçtiğini sanıyordu.
Ama oda sıradandı aynıydı.
Peki nedeni neydi
Bu sıradanlığın.
Sonsuzluğun ortasında
Toz zerreleri
Hep aynıydı.
Rüzgarlardı onları farklı kılan.
Asi devingen rüzgarlar.
Savrulan bir toz zerresiydi o
Bulut bulut yayılan uçuşan.
Fark devinimde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tren

Trendeyim
Gri bir yüz karşımda
Camlar çizgi çizgi
Yağmur damlalarıyla
Bölünmüş şehir
Binlerce direk
Binlerce tel
Ve trenler hala
İşleyen zaman hakimleri
İnatlarında ışıl ışıl
İki rayla uzanıyorlar
Zamanın saltanatında.
Tren ilerliyor
İki yanımızdan
Uzanıyor göğe
Bahar dalları
İnatla çiçek çiçek
Duruyorlar rengarenk
Yağmur damlalarının
Güneşsiz gökkuşakları.
Aklımdan sen geçiyorsun
Ey güzel ülke
Masmavi göğünün altında
Yükselen bahar dalların
Kalmasın diye ayazda
Ne yapmalı!

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tufan

Koşuyordu,
Alnın da teri.
Yüreğinde kederi,
Düşe kalka koşuyordu.

Zaman da hırçın bir tufan,
Yahut fütursuz bir ırmak.
Kah aşan, kah coşan,
Akıp akıp bir denize ulaşan.

Sildi alnının terini,
Çekti umuttan hançerini,
Soktu ölümün döşüne;
Uzandı karanlığın döşeğine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:00 AM
Tut ki

Tutki yıldım
Elindeki balta
Devirirken
Sevda ormanlarını.
Tutki yenildim
Yıkıldım ağaç ağaç.
Ne çıkar.

Sevdam bir ormandır
Ateşe versen ne çıkar.
Işıl ışıl
Bir gecede
Yüzüne bulaşan
Karanlık tutuşur
Ayan beyan
Yüzün çıkar.

Zamane çocuğu
Korkuların büyümüş
Sen cüce kalmışsın
Büyüklerle
Filmlere gitsen
Ne çıkar
Salondan
Gözleri dolu dolu
Bir çocuk çıkar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Türkü Dostum

Dağlar ülkesinin
Heybetini sırtlamış
Dağı olmayan ülkeye
Taşınıyorsun
Türkü dostum
Uğurlar olsun.

Gidiyorsun türkü türkü
Sevda sevda
Öyledir türkü dostum.
Bir insanın vatanı
Sevdiğinin yanıdır
Uğurlar olsun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Uçuyordu

Soğuk bir kış sabahı
Uyandı;
Uçsuz bucaksız kırların ayazında
Atını dörtnala sürüyordu
Özgürlüğe.
Ardında geçmişi
Önünde
Bembeyaz örtüyle örtülü
Gizemli bir bahar
Uzanıyordu.
Zamanın gölgesinden
Dört nala geçti
Ufuklar dan yansıyan
Bir toz zerresi kadar kalmış
Güneşe gidiyordu.
Atının ayaklarında dağılan
Kar taneleri
Toz halinde
Serpiliyordu havaya.
Her adımda
Daha güçlü
Daha hırslı basıyordu yere
Sonra tepelerden
Tepelere atlayacak kadar
Güçlendi ve uzadı ayakları
Uçuyordu güneşe.
Bir yamaç da durdurdu atını
Tere belenmiş bedeninden
Buharlar çıkıyordu
Gözleri neredeyse
Terinin tuzunda erimişdi
Ve güneş çok uzaktı.
Siper edip atını ayaza
Uyudu.
Sonsuz düşlere daldı
Zaman aktı aktı
Yüzyıllar sonra uyandı
Atının kemiklerini gördü
Ulu bir çınarın dibindeydi
Güneşin berrak bir bahara
Doğduğu
Yemyeşil çimenler içinde
Kendini buldu.
Zamanın sarkacında
Güneş bir sabaha
Bir akaşama sarkıyordu
Ve güneş çok uzaktaydı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Uğultun

Yıllardır senin uğultunu dinledim;
Ey nehir!
Şimdi uğultunu duymuyorum.
Bu sefer boğduğun benim.
Ve sen büyük bir deniz olmuşsun;
Ben seni dinlerken,
Nice benim gibileri boğmuşsun.
Masum uğultun,
Nice yiğitlerin,
Haykırışlarını bastırmış.
Ah küçük masum bir dereden;
Nasılda önüne geleni boğan,
Kapkara bir deniz oluştu.
Nasılda göz yumduk,
Cesetlerle kapkara bir deniz oluşturduk.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Ulaşır Yüreğine

Sustu;
Yalnızlığını unutup,
Daldı gecenin karasına.
Takıldı yıldızın sarısına.

Ta içine aktı düşleri,
Karadan kara gecenin.
Kapkara bir düş de,
Gene de sıcak bir gülüş,
Takıldı yüzüne.

Kapkara gecenin, Yı
Saçlarındaki yıdız gibi;
Baktı kendine.
Aktı ışık ışık,
Ulaştı yüreğine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Umarsız

Ulaşılmaz bir varlık
Kendinden kaçan
Nasıl bulurki
Sevgiyi
Umarsızlığı kadar
Korkaktır oysa.
Sessizliği kadar zalim.
Suçsuzdur
Bütün umarsızlar
Umarsızlıkları kadar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Umarsız Serseri

Selamlar,
Bugün yalnız ve yalnız sizi,
KItalar da boynu bükük dik mağrur,
Yahut umarsızları yazıyorum.
İçiniz de kaç kez oturdum,

Ey sonlarını düşünen yaratıklar.
Yalanlarınızı zevkle dinledim,
Umarsız bir serseri gibi
Kafa salladım sizlere.

Anlamsızlığınızı pekiştirirken,
En iyi dostunuz oldum.
Yarına ilişkin tasalarınız,
Ve manasız kaçışlarınıza ortak oldum.

Elleriyle boşluğu avuçladı.
Anlamsızlığın devi olan bu sefil.
Kararlıydı kendini yaratmaya,
Genede ulaşamıyordu anlama yolların sonun da.

Şimdi sarp ve dikenli bir yolun başın da,
Ne bekliyordu ki,
Bu kadar güçlümüydü?
Kopan bir çığ gibiydi zaman da.

Zamandan hiç bir şey yontamamış,
Hep yontulmuştu,
Yongalarından, nice sobalar tutuşturulmuş,
Nice yuvalar ısıtılmıştı.

Avuçların da nice avuntuyla,
Geçen yıılarına baktı.
Geçip giden güzel insanları düşündü,
Şimdi birer sızıydı onlar yüreğin de.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Umuda Seğirtmek

Dünyanın;
Bütün akşam üstlerinde
Sobanın kenarında
Mayışmış bir çocuk kalmak
Sessiz ve sakin izlemek
Yalımların arasındaki koru...
Ve dünyanın
Bütün sabahlarında
Bir balık olmak
Mavinin engin serinliğinde
Kanıp kırılgan ışığa
Umut dolu
Bir yeşile doğru seğirtmek
Ve soluksuz kalmak...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Umudun Gibi

Zincirlerin;
Gülleridir özgürlüğün.
Sırtla onları;
Taşı umudun gibi.
Zincirlerin gülüm;
Gülsen sen,
Dikenlerindir.
Taşı onları;
Kurtuluşun gibi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:01 AM
Umudun Yokuşları

Umutla aşdı
Ona giden yokuşları.
Nefes nefese zamanda
Umarsız bir insandı.
Öyle boş boş bakardı
Ağlayan gözlerinde
Umudu boşuna aradı
Yalanlarla avuttu
Kaybolan yıllarını.
Suskunlukla sakladı
Yağmurlar altında
Eriyen bedenini.
Şimdi uzak ona
Umudun yokuşları.
Dağsız memlekette
Yaşanır mı?
Umut süzülüp karanlıkdan,
Işır mı hiç göğe.
Kanatların asılır kalır
Gri bir gökyüznde
Bi haber
Özgürlük senden.
En iyisi
Kırılsın kanatların.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Umut

Kolay mı?
Yıllarca umutla yaşayıp.
Ulaşamadan umuduna.
Sefillik içinde ölmek.

Kolay mı?
Hala çocukken;
Sözlerin umutların,
Ve yılmaz gözlerinle ölmen.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Unut

Unut
Gümrükleri;
Sınırların sonunda ki;
Telden direkleri.
Unut;
Ey sevgili!
Çünkü ben unuttum;
Çoktan umutsuzluğun adını.
Artık vız gelir;
Onların sınırları.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Unutma Umutlarını

Unutma umutlarını,
Hafızanın zerrelerine;
Kazı umutlarını.
Sakla altın gibi.
Unutma umutlarını,
Onlar ki;
Yalnızlığın bozkırını,
Yeşertecek bulutturlar.
Onlar ki;
Seni yaşamın çarmıhına,
Acılarla çakan,
Kapkara mıhtırlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Unutsan

Kurşuni bir gök yüzün;
Yüzünde dolanan
Benim ayaklarım.
Ey yar!

Soluğumla sararım tenini.
Sen uzaklarda olsan,
Ne çıkar ki unutsan.
Sevdam yüreğimde yar!

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Unutulan Bir Düş

Sabah oldu
Unutulan
Bir düş gibi geçmişim
Hep yeni ufuklara açılan
Sonsuzca bir sevgi seliyle
Doğan güneş imparatorluğu.
Perdemin bir el darbesiyle
Açılışıyla doğacak.
Karanlığın hezeyanlarından
Işık ışık sıyrılmak.
Korku molozlarının
Arasına sıkışan
Düşün kısırlığından
Günün ilk ışığıyla
Kurtulmak.
Ey güneş
Bereketin sonsuzca olsun
Işığınla
Yeniden yeniden erisin
Donmuş yürekler.
Ey güneş
Sen ki en kutsal anasın
Seni bekleyenleri utandırma
Dakikliğini bozmasın
Hayin bulutlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Unutulmayan

Değişti gök
Sisli bir ömüre
Çöken bu gride;
Umuttur!
Bir unutulmayan.
Çiçekler üşüdü
Sevgilinin ellerinde
Soğuk bir griyken yaşam
Avuçlarda ısıtıldı,
Umuttan düşler
Sarı sıcak gülüşler.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Usandı

Usandı;
Ellerinde umutları,
Ve gözlerinde,
Parıldayan ışığıyla;
Uzandı upuzun,
Göğün;
Sonsuz döşeğine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Uyan

Şafaklara türkü yakan,
Uyan.
Bu uyku yalan yalan.
Bak güneş doğdu,
uyan uyan.

Karışmış yüzün de renkler,
Sol gözünden bir parça mavi,
Yalnız senden kalan.
İnadına açılmış,
Ağıt yakanlara bakıyor.

Ağır ağır akan yaşlar,
Seni daha da öldürüyor.
Bilinmez bir anda,
Nasılda zamansız,
Seni ölüm çağırıyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Uyandı

Soluk bir bahar sabahı
Uyandı.
Ellerinde
Uyuşup kalmış iki göz.
Ovuşa ovuşa
Kıpkızıl iki güneşe dönmüşdü.
Sessizliği dinledi.
Aynadan yansıyan yabancıya
Uzaktan yan bir bakış fırlattı.
Olağan bir sıradanlıkla
Günlük uğraşlara daldı.
Ve pencerernin perdesini araladı
Yıllarca ona umut olan
Ufkun kızıl tonajları
Kızıl bir kement gibi
Boğazına dolanıyordu.
Soluksuz kaldığını hissetti
Perdeyi kapadı.
Susamıştı
Elleri ne kadarda güçlüydü
Avuçlarında çalkalanan suyun
Berraklığını izledi
Avuçlarından çizgi çizgi
Boğum boğum
Aydınlık içer gibi
Kana kana içti hayatı.
Şimdi ne yapmalıydı.
İnsanların arasına
Nasıl karışacaktı.
Ah beyaz kanatlarıyla
Sonsuz mavinin sınırsızlığında
Süzülebilseydi.
Her şeyin üzerinde
Sade beyaz bir martı
Kanat kanat
Özgürlük ve sadelik içinde.
Gerçekler acı
Puslu bir havada
Sırtlanların arasına nasıl karışılır
Yaralanmadan.

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Uyandık

Uyandık
Gün berrak
Ve çiğ damlalarının
Serinliği altında
Yüreğimiz ferahtı.
Unutmuştuk
Geçen her derdin
Yüreğimize oturan
Tortusunu.

Uyandık
Köhne uykulardan
Ellerimiz hünerli
Ve umutlu gözlerle
Takılmadan
Geçmişin gizemine
Ağdık göğe
Güneş güneş
Işık ışık...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Uyanmamak

Uyumak;
Yokluğunda.
Binlerce kez dalıp dalıp;
Uyanmak
Senin kollarında uyumak;
Uyanmamak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Uyumak Olmaz

İşte akşam oldu gene
Eve dönüyorsunuz
Telaşlısınız...
Ekmek aldınız mı?
Bu akşam
Ne pişecek ocak ta?
Soframız şen olacak mı?
Sevdiklerinize
Bin selam olsun!
O tatlı heyecan dolu
Bekleyişlerini uzatmayın...
Sonra güzel bir çay demleyin
Yüreğinizin oduyla...
İşte uyku düştü
Güzel gözlerinize
Ama durun
Dayanın biraz daha
Can Baba dan
İki mısra okumadan
Uyumak olmaz...
Ve işte son mısra
''Ne kadar yalansız yaşarsak O kadar iyi''.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Uzaklar

Unuttum adını,
Yıllara tutundum;
Sana vuruldum,
Ey dalgasında boğulduğum.

Uzaklardan sesleniyorum sana.
Belki okursun,
Belki yok olursun,
Kendi dalganda boğulursun.

İzlerinde kaybolanlar dönüyor.,
Yırtıp unuttuğum unutkanlığımı,
Gerçeklerle dönüyorum
Bu güne.

Olmayan bir zaman gibiyse,
Yaşadığın an.
Unutkanlığın kapkaraysa,
Gece kadar.

İşte döndüm.
Aç kalbinide sunağıma gel.
Rüzgarla dalgayla,
Şiir şiir akan günle döndüm sana.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:02 AM
Uzaklığın

Sevgilim;
Uzak sessizliğin,
Yağmurlu bir hüzündür.
Sensizliğim;
Uzaklığında eriyen,
Günle tükenen;
Karım benim.
Sus gene;
Beni tüketme.
Çeliş benimle,
Çatış sessizlik,
En iyi cevap.
Sus yeter ki;
Bulaşmasın sana,
Çaresiz uzaklığım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:03 AM
Uzun Uzun

Uzun uzun,
Sıra sıra,
Renk renk,
Göğe ağar,
Gök narlar.
Gök onlara ağlar,
Gök narlar göğe ağar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:03 AM
Üsküdar

Üsküdar da bir apartmanın,
Yedinci katın da,
Gözlerim takıldı kaldı.
Boğazın suların da.
Denizin mavisi,
Çatıların arasından,
Akıyordu griye,
Ve güneş batıyordu,
Gönlümün son perdesin de.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:03 AM
Vaha

Son kıvrımımı bu?
Kıvır kıvır saçlarının.
Kendimi binlerce kez,
Yeniden yeniden kaybettiğim,
Tenin de hangi vaha bu?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:03 AM
Vardık Güneşe

Soğuktu
Başını göğsümde sakladım
Yüzün bir heykel gibi
Sessiz ve özenliydi
Baktım kıvrımlarına
Uzun ve yeşilce
Adını bile unuttum senin
Yoldaşım, arkadaşım
Göçlerin adı kadar
Kırmızı
Akıyoruz tren raylarıyla
İçine hasretlerin
Binlerce durak
Ardımızda kaldı
Dostlar hüzünlü mavide
Bakıyorum sana rüzgarlarla
Bulutlarla bakıyorum
Damlaları saymaktan usandım
Ağlama artık
Bak vardık güneşe
Kaldır ellerini
Güneşi yakalamanın
Vakti geldi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:03 AM
Varlığın

Seni sevdim dedim,
Sadece varlığını istedim.
Akan zaman da kalmanı.
Seher vakti esen yel gibi,
Doğan kızıl ufuklar gibi.
Hep ol istedim dünya da.
Benim ol demedim,
Bana gel demedim ki.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Varoluşun Taneleri

Dere akıyordu
Bir gece
Sessizce sokuldum
Kıyıcığına.
Dinledim
Geceye akan sesini.
İşte o gündür
Doğduğum gün
Su zerreleriydi
Varoluşun
Eşsiz taneleri.
Ve sevgilim
Gözyaşlarının
Tadını anımsadım
Dudaklarımda
Gözlerinde yiten
Ve yerine gelen
Damlalarda
O eşsiz dengede
Yeryüzünün en güzel
Pırıltıları saklıydı

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Ve

Ve tan yerinin sağırlığı kadar,
Derin.
Ve gün batımı kadar,
Körkütük.
Ve bir adam boyu,
Sevgi.
Ve kelimelerin anlatamayacağı kadar,
Mutluluk.
Ve avuçlarındaki emek kadar,
Nasır tutmuş.
Ve anlamı ararken vurulmuş;
Gerçeği avlayamadan unutulmuş.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Vız Vız Zaman

Sıkma canını;
Öylesine geç.
Salına salına;
Küçük ayaklarınla ez.
Seni sıkan;
Vız vız zamanı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yağ Artık

Yeter artık;
Kasvetli bir orman gibi.
Uzakların rüzgarını;
Bekliyorum.
Gizlendiğin;
O sessizlik bulutundan çık.
Yağ artık.
Umutsuzluğun sağanağında,
Boğacaksan;
Boğ artık

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yağmadı

Kıvrıla kıvrıla gidiyor,
Akan mavisinde;
Umudumu taşıyor.
İşte kayboldu,
Bir denizin mavisinde.
Umutsuzluğuyla karıştı bulutlara,
Yağmadı yıllarca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yağmur

Uzak sevgilim;
Gökyüzü ağlıyor.
Ben sessizce bakıyorum,
Damla damla yağıyor.
Acım benim;
Sessizliğin kadar büyük.
Yağan yağmur damlaları;
Neyi anlatır?
Seni sesini huzuru,
Beni acımı sevgimi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yağmurlar Ortasında

Seni sevdim.
Susuşunu,
Yağmurlar ortasında.
Sırılsıklam duruşunu.,
Rakının kokusunda;
Bir dem efkar;
Oluşunu sevdim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yağmuru izliyorum

Yağmur yağıyor;
İcindeyim
Bir bekleme durağının,
Yağmuru izliyorum.
Burada yağmurlar
Sadece yolları yıkıyor.
Toprak parçası kalmamış
Islanıp kokacak.
Yarına umudun surgünlerini
Yaprak yaprak sunacak.

Yağmur yağıyor;
İcindeyim
Bir okulun.
Yağmuru izliyorum.
Her düşen damlaya
Fransızca bir kelime
Bir anlam arıyorum.
Sonra Hayallere dalıyorum
Islak çimen kokusuyla
Anadoluya varıyorum.

Yağmur yağıyor;
İçindeyim evimin.
Yağmuru izliyorum.
İçimde benimle yürüyen
Benimle gezen şehirleri
Yağmurlara katıyorum
Sonra kokluyorum
Toprağımı
Gözlerimde;
Kabarana ekliyorum

Yağmur yağıyor;
İçindeyim
Anadoluda
Bir öğrenci yurdunun
Yağmuru izliyorum.
Toprağı soluyorum
Sonra çamur oluyorum
Karışıp ıslak toprağa
Her düşen damlada
Kendimi yeniden buluyorum.
.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yakamoz

Düşüyor aydan,
Bir tebessüm.
Denizin üstün de takılıp,
Gülümseyişi yayılıyor yüreklere.
Kız kulesini yalayıp,
Uzanıyor Üsküdar sahillerine.
Yürekler dalgalara serilip,
Bekliyorlar buluttan çıkacak tebessümü.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yalanlar

Nasip olmadı bize de.
Çengelköy sahilinde;
Boğaza karşı,
Sevgi yalanları söylemek.
Yani oturamadık bir banka;
Sarmaş dolaş,
Sıralayamadık yalanları.
Ama olsun biz yalanlarımızı,
Hep sakladık.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yalnız Kelimeler

İşte soluk
İşte gerçek.
Yamru yumru yollarda
Yürürken sana doğru.
Işık ışık
Kırılıp tenimden
Yansırken yüreğime.
Sıcacık bir gülümseyiştin
Karanlığın yüzünde.
Bütün ağaçlarıyla
Bana fısıldayan
O büyük orman
Sendin.
Yalnızca sen.
Yalnız kelimeler.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yalnızlığıyla Yatana

Zamanın;
Hangi kıyısı bu.
Ey gemi.
Dalgasız sefilliğini;
İster miydin?
Sen ki yorgun gövdeni;
Atansın kıyıya.
Şimdiyse çaresiz;
Yalnızlığınla yatansın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:04 AM
Yamaçlarda Kalan

Yamaçlarda dolanıyor gözlerim.
Unutulmuş bir dalını arıyorum,
Ağaran teninde;
Kendimi arıyorum.

Sanki birazdan sökecek,
Gözlerimdeki ateş;
Üzerinden çığ gibi dökülecek,
Hasretinin kütlesinde donacak gözlerim.

Belki gözlerim gene aranıp duracak;
Yamacın sırtına uzanacak;
Güneşin ellerini.
Ve güneş kurtaracak gözlerimi.

Ve şair gene diyecek;
Uzak yamaçlarda takılan gözleriyle.
Ah ağaran teninde bir dal olabilseydim;
Alçalmadan yücelerden sevebilseydim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yangın

Bu kaçıncı yangındır?
Teninde.
Bu kaçıncı kavruluşum,
Bedeninde.

İklimlerimi çaldın;
Beni sevdiğin kadar güzeldim;
Yalanmış sevgin;
Ve ben o kadar çirkinmişim

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yanız Ve Yalın

İşte yalnızım;
Yalın derin
Ve kapkara.
Sessiz kederli,
Ve umutluyum.
Gözlerin yanı başımda;
Duvarlara kazılmış,
Sözlerin karşımda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yansılar

Eşsiz yansılar da kaybettim,
Işıyan o eşsiz tenini.
Sana soğuk iklimler taşıyan,
Bir kar havasıydım.
Sana ulaşmak için,
Yağdım ha yağdım.
Tam da ulaşmışken tenine,
Eridim.
Mutluluk ve son,
Aynı tende.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yar

Yok mu seninde sonun.
Ağaçların altında geçer mi?
Biter mi sandın ömrüm.
Ölüm ey yar!
Aşkının toprağında yatıyor.
Atmasa da gönlüm.
Ağaçların dallarında;
Sana doğru akıyor kanım.
Her son bahar dökülürüm.
Binlerce yaprakla savrulurum;
Nefesinde kaybolurum gene yar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yarım Kalan

Yaşamdan silinen
Bir şeyler vardı
Elbet!
Yarım kalan
Herşeyle birlikte
Uçuşan;
Fikirler ve akan
Kavramlar ırmağında
Soluklanan günün alnında,
Yarım kalan
Bir şeyler vardı.
Sebebini aramak mı?
Neden?
Bunca yılımızı
Kendimizi arayarak,
Bulunca da
Kalan yıllarımızı
Kendimizden kaçarak
Geçirmedik mi?
Yarım kalmışlık,
Her sözde
Her cümlede
Ve her farklı anlatımın
Dökülen satırında
Zaten yaşıyor.
Yaşayacak elbet!
Eksikliğin dibinde
Kendinden uzak,
Sevgiden ve yeşilin
En güzelinden uzak.
Sebep ne ola ki;
Sonsuzluğun sınırsızlığında
Kendine sınırlar çizip
Özgürlük naraları atan
İnsanın;
Yaşamı doldurma uğraşına.
Çelişen neydi
Çelişkilerin rahminden
Doğacak mıydı mutlu insan?
Soruları sormak mı istemiyorduk,
Yoksa cevaplarını vermek mi?
Sorular yarınlara atılan
Anlam dilenen yamalardı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yarım Uykular

Seni düşünmek;
Yarım uykulardan uyanıp.
Gizemine dalmaktır;
Ey sevgili.
Günü doğurup;
Denizlere bırakmaktır,
Düşünen kor alev beynini.
Dalgalara düşmektir;
Koşulsuzca.
Seni sevmek;
Bir gonca gülün,
Kuruyan dinginliği gibi;
Varırken ki gül kurusuna;
Rengini bulmaktır,
Sevgilim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yarının Güllerine

Soluk bir ay duruluyor,
Senin tenin de.
Paslı çığlıklarıyla bir salıncak,
Bir park yalnızlığı,
Uzaklardan bir çocuk çığlığı.
Yalnız bir gül,
Fanuslar da soluyor.
Yarının gülleri betonlarla çevrili,
Yarının gülleri soluk.
Ay dan medet umar da solar,
Bir buğulu çay yalnızlığı.
Sabahın bıraktığı çiğler de olmasa,
Ne kadar yalnız kalırdı,
Yarının gülleri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yaşadım

Yaşadım!
En ağu bulutların
En acı buhranların içinde.
Susadım
Kana kana
Yudum yudum
İçtim ayrılığı.
Bilinmezliğin surlarını
Bir adımda aştım
Saray saray dolandım
Geçmişin girdabında.
Sustum
Erip bir çınarın
Yapraklı yalnızlığına
Rüzgar rüzgar fısıldadım
Ayrılığı…
Yapraktan gözlerimle
Seyre daldım
Ağaran geceyi…

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yaşam

Soğuk bir zeminde;
Eşelenen böcek.
Zamanda eğik bir,
Çınar dalı.
Yokuşlarda kambur,
Bir insan mı?
Ezgilerle yayılan,
Bir türkü mü?
Yaşam.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yaşam Gibi

Güle gülen yazar
Bir günün anlamını düşünüyor …
Gözlerini kısmış kandilin ışığında
Trabzonda Sümela Manastırında
Tozlu kitaplara dalmış
Bir papazın çilesi nasılsa…
Yeniçeri Ocağı Bektaşilerinin babası
Hacıbektaşi Velinin çilehanesinde
İçine dalmış gözleriyle karanlığa dalışı aynıdır...
Belkide ince bir çizgide yürüme telaşından
Bunca dert keder ve zorluk …
Pontusların helenizm ideasına giderken
Yitirdikleri bir kanadından kan damlayan
O kutsal kuşun türküsü gibi…
Ya da Kürtlerin Gılgameş Destanında
Yüreğinin sesini davulundan çıkarmayı başaran
Gılgameşin yükselişinden sonra
Ölümsüzlüğün peşinde yitirdiği özü gibi…
Türklerin dünyayı yurt edinen yayılışındaki
Eski günlere olan bir bozkurt özlemiyle
Dalgalanan hüzünlü bayrağı gibi...
Arapların yeryüzündeki şansları
Kara kuyularının içindeki kara su ile
Bahtlarının karartılması gibi…
Yaşamın bir günü yada yarın ne kadardır …
Bir ömür mü bir sonsuzmu?
Yoksa sadece yitik bir gün mü?
Yada yaşam ulaşılması gereken bir ütopyamıdır?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yaşam Oyunu

Yaşamak yalanlarla
Hayat ve yalanlı denge
Sessiz bir ızdırapda olsa
Oyuna devam eder insan...

Ufuk Nazım