Tam Sürümü Görüntüle : Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:05 AM
Yaşamak
Kelimeler ışığıydı hayatın
Düştüğünde bir çocuk yere
Onu kelimelerle kaldırmaktı
Benim için yaşamak.
Yaşamak karlı bir havada
Yürümekti kelimeleriyle şiirlerin
Her kar tanesini bir şiirmişcesine
Pür dikkat okumaktı yaşamak.
Duymakti daralan bir damarin
Agrili enfarktini yureginde
Ve yeni yollar aramakti siirlerle
Insanligin yuregini yasatmak icin...
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yaşamaya Dair
Bilirmisin,
Suratlardaki,
Taşa kesilmiş hüznü.
Yazıp yazıpta,
Unutulan düşünü.Yarını beklerken,
Kahrolan bugünü.
Ben hepsini bilirim;
Yaşlanmadan ölmeyi,
Bilirim bilirim dost,
Taştan ekmek çıkarmayı,
Nasırlı ellerle avrat okşamayı,
Gülerken ağlamayı,
Bilirim de;
Ellerimi açıp yanlara,
Korkuluk bile olamam.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yaşamda Ağrılı
İlk insanlar değiliz.
Milyarlarca;
Nakarattan biriyiz.
Ve ayarlıyız ölüme.
Yaşamda ağrılı,
Buhranlarda ezik,
Ve dört mevsim altında,
Renk değiştireniz.
Buzullarda, ekvatorda,
Yahut Anadolu’da;
Aç gezeniz.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yaşamdasın
Bir tramvaydasın
Akordeondan akan
Ezginin içinden
Bakıyorsun Brüksele.
Bir tramvaydasın
Bir cami avlusundaki
Guvercinlerin kanadından
Tasıyorsun İstanbula.
Bir tüneldesin
Kısacik geçiyorsun
Yokuş yukarı
Yolun sonu İstiklal.
Bir tüneldesin
Yerin altından
Uzunca koşuyor tramvay
Montgommery’e.
Adi İstanbul olsun
Ya da Brüksel.
Yaşamdasın kardeşim
Bin bir duraklı yaşamda.
Yolun şose olsun
Ya da ray
Bir ezgi gibi
Akmalısın arkadaş.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yaşamsın
Akan akan,
Aktıkça coşan,
Coştukça aşan,
Aştıkça taşan,
Ellbet bir denize ulaşan:
Yaşamsın yaşam.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
YaşamTüneli
Karanlık bir tüneldeyim,
Bu tüneller,
Kapkara bir ölüme gidiyor.
Burada gölgeler yok;
Sahtelikler gurbetinde,
Yansılar,
Uzak suretler var.
Ah anamın ak sütü;
Ah sabah güneşinden çaldığım;
Bir tutam gün ışığı,
Ah masmavi entarili gök;
Nerdesiniz nerdesiniz?
Bu karanlık tünelde,
Kendimi arıyorum.
Sonsuzlukta;
Güneşle gülümseyen yüzüm,
Nerdesin nerdesin.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yaşar
Yaşar beş aylık
Adaparından bir bebek
Mosmor yüzünde
İki damla yaş gibi
Küçücük gözleri.
Nefesini yarım alıyor
Sanki parasızlığından
Yarım ekmek alır gibi
Bakkaldan.
Ve hastaydı yaşar
Belki yaşardı yaşar
Kalbi dayansaydı
Anasının
Yoksulluğa dayandıgı gibi.
Belkide
Elinde çırpındığı
Doktor amcanın teriydi
Onun ilacı
Lakin hiç damlamadı
İnsan teri yüzüne.
Yaşamın bekçileri yoksul
Yaşar yoksul
Ve yaşayanla yaşatan
Aynı tarafta değersizdi
Parasızlıktan.
Anasına söylediler
Yasar öldü diye
Kolaymıydı
Anaydı o ana.
Yoksul gövdesiyle
Taşımıştı yaşarı dokuz ay.
Doğurmuştu kan ter içinde.
Yaşar ağlayamamıştı bile
Doktora koşmuştu
Parasız pulsuzdu
İşte şimdi yaşarsızdı.
Yaşar yaşamadı diye
İnsanlık öldü diye
Yaşarın yaşamı
Satın alınamadı diye
Anası yatağından
Kalkamadı yıllarca
Rüyasında yaşar büyüdü
Simit sattı
Ayakkabı boyadı
Okul okudu
Doktor oldu yaşar
Yaşasın diye çocuklar
Yoksulluklarından
Ölmesinler diye
Anası büyüttü
Rüyalarında yaşarı
Yaşarlar çıktı rüyalardan
Yaşama daldılar
Anadoluya yaşam saçtılar
Bir gün satıldı yaşarlar
Paralı patronlara
Unuttular değerini yaşamın.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yavan
Yavan bir tattın,
Umutsuzluk.
Oysaki sen yoktun,
Ve sen hiç var olmayacaktın yaşamda.
Kırarken ezgilerle karanlığı,
Bir solukluk,
Mısralar yazarken.
Seni yıkmaktı amacım.
Ve dağ başlarında,
Köpüren derelerle,
Yazdım umudu yemyeşil dağlara.
Sil silebilirsen.
Kırılgan bir maviyi,
Bulutlarla boğarken,
Estim rüzgarlarla,
Hızımı kes kesebilirsen.
Karanlığın ordularına karşı doğdum,
Ufkun sonsuzundan,
Işığımı boğ boğabilirsen.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yelkenleri Açın
Ey sonsuz çağrışımlar;
Sonsuz devinimler içindeki,
Zavallı insan.
Bakın uçlardan bakan,
Ulu insanlara.
Uyanın zavallılar.
Zamanın en büyük düşmanları;
Kırın bütün saatleri,
Yol alın.
Bütün çapaları çekin.
Bütün yelkenleri açın.
Haydi ininizden çıkın.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yeniden
Sonbahar
Yapraklar dökülüyor
Ömrümün
Bu yeni sayfasında
Düşen ilk yapraklar
Ağır aksak,değirmi
Bir kağnı hızıyla
Zaman ilerliyor.
Yeniden alfabetik çocuk
Yeniden öğrenci
Yeniden yeniden
Çarpıyor yürek
Ve sevgilinin dudaklarında
Yeniden yeniden
Bulunuyor umut.
04.09.05
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yeniden Yeniden
Yeniden yeniden,
Çarpmak kıyılara.
Ve yeniden ıramak;
Doğup ufuklardan,
Göğün düzüne.
Yıkmak yeniden yeniden;
Yıkmak.
Ve ıramak;
Uzak ufuklara.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:06 AM
Yeryüzünce
Yaşa
Dünya dillerince.
Dilincedir
Vardığın yer.
Yeryüzünce uzun
Yabancı dillerce renkli.
Yaşamak
Anadilinden çıkarıp
Dilin kabuğunu
Yalın dilinle
Hece hece
Kelime kelime
Yayılmaktır yeryüzünce.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:08 AM
Yeşer
Sarsıldığını görüyorum çağların,
Zalimler dönemecinde.
Bir cehennem barut kokusunda,
Ta can evinden vurulmuş zincirlere;
Promete.
Beynindeki karamsarlığın,
Ta içinde;
Yeşeren bir umut;
Haykırıyor ta Urgakinadan.
Kan damlayan zaman süreci,
Yıkılmalıdır;
Hür insanlık dünyasından.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:08 AM
Yeteriz
Sevgilim
Toprağa yığdım gözlerimi
Yeşerecek tohumlar için
Sustum
Bulutlar akarken ufuklara
Sen bana doğru akarken
Yığılma öyle heyecanınla
Yaşlanmasın gözlerin
Ağma ıraklara
Gel bana yavaş da olsa
Gel bana
Yıkılsın kararan bahtlar
Sen bana bak
Dağlar gibi
Sonra sus
Gül sussun kurusun
Gül kurusu toza
Toz sonsuza
Sonsuz ufka aksın
Sen bana ak
Irmak ırmak
Damla damla
Dol gönlüme
İnsanlar
Sessiz sedasız geçsin
Telaşına uyup zamanın
Unutsunlar konuşmayı
Umut etmeyi bize ne
Sen ve ben
Yeteriz bu ömre
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:08 AM
Yıkılma Öyle
Yıkılma öyle geceye.
Sanma ki saklanırsın;
Sen o pırıl pırl gözlerinle;
Saklanamazsın geceye.
Rimeller içinde,
Tutsak mı gözlerin.?
Ah o;
Kapkara zülüflerin.
Amansız gülüşlerin.
Kaç benden,
Kapkara geceye.
Yarın olur;
Dönersin göğüme.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yıkıyor Yel
Yıkıyor yel;
Bizi ayıran sınırları.
Ufuktan güneş;
Gülümsüyor yele.
Uçuyor yel,
Yel süzülüp güneşten;
Saçlarında bitiyor.
Sevgilim.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yıldız
Yıldız;
Gecenin çarmıhında,
Ağlar yalnızlığına.
Meydan okuyarak karanlığa;
Güneşi arattırmaz dostlarına.
Tutunamayıp düşerken biri,
Samanyolu’nun sırtından.
Onu çekemeyenlerdir,
Dilek tutanlar.
Ve karanlığa yenilmiştir yıldız.
Artık soğuyan,
Soğudukça soğurulan,
Bir kaya yığınıdır yıldız.
Şimdi uzaklardan;
Yerini alan yıldıza bakıyor.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yıldızlar
Yıldızlar
Gecenin çarmıhında
Yalnızlıklarına ağlarlar.
Karanlığa meydan okurlar
Işıktan gözyaşlarıyla.
Tutunamayıp
Düşerken biri
Büyük ayının sırtından
Onu çekemeyenlerdir
Dilek tutanlar.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yırtılan Gök
Yırtılan göğün;
Kızıl tortusu kalmış,
Ufuklarda.
Ve güneş;
Renk ahenk,
Kahkahalarla boyamış,
Tutuşan bir gök kuşağını,
Ancak yağmurlar harlar.
Unutma su;
Her an yaratandır.
Ve renklerin maviden aksini;
Tayf tayf yayandır.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yitik Gemi
Yitik bir gemi,
Dalgalardan yorgun bedenini,
Kıyıya vurmuş.
Yorgun alnın da kuruyor,
Denizin suyu.
Ve denizden ona kalan,
Tuzlu ve kırık bir gövdedir.
Kaybettiklerini düşünüyor,
Son dalga da bile.
Direnen bedenini,
Ve şimdiki dalgasız sefilliğini.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yoğunluğuna
Doğruların kıyısından,
Geçtiler yoğunluğuna.
Ve uzaklardan geçen;
Güneşin atlısına,
Verip selamlarını.
Su içtiler;
Özgürlüğün pınarından.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yokluğunda
Yokluğunda gülüm;
Küsüyor toprak.
Yürümüyor filizleri;
Umutların.
Sürmüyor güneş;
Gök tarlada atını.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yolcu
Kan doldu gözlerime.
Seni bekliyorum,
Ey şafakların,
Kızıl saçlı yolcusu.
Haydi doğ gözlerime.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yollar
Yollar hiç bu kadar;
Darmadağın.
Hiç bu kadar dolaşık;
Gelmedi gözüme.
Bir ırmağın düğümü;
Kendi denizinde çözülür.
Şu yolların düğümü;
Sana varınca çözülecekti.
Yollarımı benden çalan;
İşte gidiyorum...
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yolların Şiiri
Karlı yollar
Kristallerinden
Bakıyorum hayata
Ey kar!
Her koşesinde
Başka bir yaşam
Her koşesinde
Ayrı bir tat
Ayrı bir dil.
Ardahan da
Karlı bir akşam
Ay dolu dolu yağıyor
Yüzümüze.
Brükselin karlı
Aysız bir akşamı
Bir trendeyiz
Sevgilim ve ben.
Sevgilim karşımda
Kitap okuyor
Dünyanın en güzel
En bereketli
Memesini emer gibi
Ben düşünüyorum
Her köşesinde
Bir ışık gülü yanan
Avrupalı bir şehirde.
Göçen bir kuşun
Derin hüzünüyle
Ağır ağır
Aşıyoruz yolları.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yoruldum
Yoruldum
Yabani bir hayvan gibi
Kaçmaktan...
Soluklanmak
Gelmiyor aklıma...
Bana benzeyenlerin sesleri
Beni dahada bağlıyor...
Her yanım gri
Her yanım yeşil...
Boğazımda bir acı
Dünden kalma soğuktan
Soluklanmak
Ah sonsuzcasına gerilip....
İnanmak
Bırakıp benini kaybolmak...
Cakılmak
Zamanın hırçın çarmıhına...
Açılmak
Gricede olsa bir denizde...
Durulmak
Insanlığın bulanık yüzünde...
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:09 AM
Yurdumuz Kitaplar
Bir düştü
Belki bütün gördüklerimiz.
Biz uzak yamaçların
Haylaz çocuklarıyız.
Adımızı çağıran
Herkese doğru
Doludizgin
Koşan ve ulaşanız.
Zamanın hırçın çocukları
Bu çağın üvey evlatlarıyız.
Adımız şiir
Yurdumuz kitaplardır.
Yürümek zihinlere,
Bir Anadolu sabahından
Uzamak uzak ufuklara;
Sevgi ışkınlarıyla
Güne verip selam
Dalmak yalnızlığın
Dev yüreğine.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Yüceler
Ah ağaçlarından biri olabilseydim,
Kar yağan teninde;
Ağaran bir dalın olabilseydim.
Hiç alçalmadan;
Yücelerden sevebilseydim.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Yüreği Burkulana
Yalnızdık...
Sığınmıştık,
Haz dünyasındaki;
Toz bulutlarına.
Kaçarken dünyadan;
Gözü yaşlı,
Aç bir çocuğa yakalandık.
Ve çocuğun göz yaşların da,
Eridi tozdan bulutlar.
Bir ceylan vurulmuştu işte,
Ve aslanların yüreği burkulmuştu.
Mutluluğumun sebebi,
Ardımdaki çocuğun;
Nasırlı elleriymiş,
Nerden bilirdim.
Döndüm arkama,
Baktım çocuklara.
Hep arkada kalanlara,
Unutulanlara.
Gördüm,
Yüzlerindeki gülümsemeyi;
Yüzümden yansıtıp,
Yaydım yaşamıma.
Ve hep gülümsedim,
Yaşama.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Yüreğimde
Biricik sevgilim
Karım
Nazlı gözlerinde
Bir sevinçki
Dolanır durur
Lodosun sıcağı gibi
Yüreğimde.
Calısıyor
Evimiz için
Ekmek parası kazanıyor
Küçük elleriyle
Kuruyor soframızı
Zamanın
En parıltılı damlası
En solmaz gülü
Benim sevgilim
Gülkurusu sevdiceğim.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Yüreğimin Kıyıları
Yapraklar oynuyor;
Rüzgarda.
Alına salına;
Bir vapur geçiyor,
Yüreğimin kıyılarından
Dalgalar kırılıp,
Akıyor uzaklara.
Ve bir gün daha;
Sönüyor ufuklarda.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Yüzün
Uzak bir busedir;
Dudaklarındaki tebessüm.
Ve yüreğimin,
En taze dalıdır.,
Yüzün.
Sakın ha yüzüne;
Takılmasın hüzün.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Zalimler Dönemeci
Cesaret bir kültürdür
Madalyonun arkasında
Her an parıldayan.
Bize sürekli
Son imgesi veren
Buluşlar;
Bir şeyleri
Gizleme uğraşındalar.
Sunulan yalanları
Tükete duralım
Lakin;
Sofralarımızda eksik
Bir şeyler var artık.
Eksikliğini hissettiğimiz
Fakat anımsayamadığımız.
Savaşlara
Övgüler düzen ırkçılar
Modellerini dayatan
Birlik ülkeleri
Ve ellerinde
Köle kanları kurumadan
Hümanist naralar atıp
Mahkemeler kuran
Varsıl devletler.
Karışıp dönüyor
Zamanın buklelerinde
Anlamsız yıllara dönüşüyor
Bu saçma sancılar.
Yapay bir sistemin
Yapay sancıları
Ve halklar gittikçe
Daha karanlık
Bir noktaya çekiliyor.
Sanki tarihin yolunda
Bir dönemeçteyiz
Zalimler dönemecinde
Ya savrulup gidecek
Bu zalimler.
Yada son hızla
Sürecekler tanklarını
İnsanlığın yüreğine.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Zaman
Çay deme eriyor;
Baharın izi gibi.
Elle silinen bir zaman;
Sözde akıyor.
Ve demli bir çay;
Buğusunda eriyor;
Zaman.
Telaşsız yudumlanıyor;
Tatlı zamanların çayı.
Ağır ağır;
Aşılıyor zaman.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Zaman Ayyaşları
Zaman;
Aşma bizi.
Biz ki;
Senin en iyi dostlarınız.
Sana takılan;
Saniye saniye sayan,
Zaman ayyaşlarıyız.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Zamanda Ufalanan
Nedir ölümün sebebi?
Kohrolası zülüm mü?
Yoksa ömürlerini,
Mahkümiyet gibi geçirip,
Cenneti ölümde arayan bizler mi?
Bozkırlarımızda su yerine,
Akarken kan.
Çelişkilerde yoğrulurken insan.
İnsan kardeşine kurşun sıkan,
Senin sevgiyi yaratan ellerin.
Düşün kapkara postallar,
Senin ayaklarında insan.
Neden üzerimizde kapkara postalların?
El uzatıyorum karanlığa,
Ne olur tutun elimden.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Zamanın Esirleri
Anlamı arayan,
Binlerce gözdendi.
Sayfalar da kaybetti,
Umutların en güzellerini.
Esrik esti zaman da.
Bir böceğe benziyordu,
Masanın soğuk zeminin de.
Bilgi kırıntılarını kemiren.
Her seferin de unutan,
Bir balık gibiydi.
Kendi denizin de
Çürüyen.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Zamansız Söylence
Zamansız bir söylence bu.
Kar altın da saklanan doruklar da
Yahut bin yıllık bir çınarın kabuklarında
Saklı kalan bir söylence.
İlk öpüşün verdiği o buruklukta.
Belli bir boşunalığın çekiminde ki
Tasasız bir katilin,
Bütün canları aldığında ki gibi.
Kıvrımların da salınan entarinin,
Ona hiç bir hayırı yoktu,
Halbu ki
Anlamıydı katilin gözün de kanın yıkımın.
Yaratmak ve yıkmak iki tanrısal olgu,
Bahşedilen ve yaratımın bedeli sayılan kanama.
Günah sayılan ve iç güdünün eseri olan,
Yıkımın ve yaratımın hazzı iki saklı bilmece.
Kabilin kanlı baltası ve söylencelerin yarattığı,
İnsanlık soyunu yaratan bereketli rahimler.
Gene de yaratma içgüdüsünde ki haz,
Saklanıyor yaratanın kan kaybın da.
Yaratıcı olmazlara karşı dikilir,
Ve hiç bir zaman tanrılardan olmaz yarattıkları.
Onlar ereği alınan erkillerdir,
Bedelli köleliğin yaratım hazzı ANA.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:10 AM
Zerdüşt Gibi
Yaşamak
Bir deli ugraştı.
Sürekli eksilmek
Küçülmekti.
Sonlu sayıları sayan
Sonsuzunu
Sayamayacağı
Sayılara bağlayan
Küçüklerdik.
Bir gün
Zerdüşt olup
Çıkardı bizi ayaklarımız
Dağların doruklarına.
Bütün hayvanlarla dertleştik
Sakallarımızda
Yuvalar kurdu örümcekler.
Güneşe sarıldık
Her sabah.
Her akşam
Ayla koklaştık.
Ruhumuzda gökkuşakları
Yağmurla günle gülüştük.
Kana kana içtik
Yaşamın gözelerinden
Hayatı.
Doğayla kardeştik
Ve uzaktık
Namlularından zamanın.
27.01.2006
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:11 AM
Zifiri Yalnızlık
Zifiri bir yalnızlık.
Tuzdan keskin;
Gülden dikenli.
Hepyek bakıyor;
Yalnızlığa atılan,
Bütün zarlar.
Çok uzaklarda;
Bir orman yangınıyken,
Dudakların.
Ve ben;
Sarnıçlar altında,
Saklanırken karanlıklardan.
Göğün mavi dehlizlerinde;
Kızıl dudaklarını ararken.
Gene uzak yamaçlarda kaldın;
Ve ben uzak ufuklardan,
İzledim senin eşsiz kızıllığını.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:11 AM
Zihnimde Kara
Uyandım
Gökte bulut
Zihnimde kara...
Aylardan haziran
Tatlı bir tebessüm gibiyken
Bu kıtada hava çığlık gibi...
Ders çalıştım
Penceremden içeri giren
Sen değildin güneş...
Sıkıntım dağılmadı
Şiir yazdım üstüne göğün
Gri işlemez mi işledi...
Yazık iki günmüş
Bu ülkenin yazı
Genede umutla bekliyorum..
Kendim için değil
Kuşlar ve ağaçlar beter oldu
Bu sebepden dertliyim.
Neresindesin evrenin
Ey güneş
Unutma bu soğuk kıtayıda.
Biliyorum kızgınsın
Güneş hayinlerine
Kendini göstermiyorsun.
Ama ben asyalıyım
Kırma beni
Doğudan bir parça göster kendini.
Ufuk Nazım
GooD aNd EvıL
05-31-2009, 08:11 AM
Zihnimin En Berrak Anına
Korkular nedendirki?
Acep sende yırtılırmısın?
Diğerleri gibi.
İçimde büyüttüm seni
Kelimeleri harmanlayıp
Kalıplara vurdum
Düşlerimi sana kattım.
Sen zihnimin
En berrak anısın.
Göçeceksin sende
En güzel anında
Takılıp kanadına
Bir şiirin.
Kendini pazarlayacaksın
Vitrinlerde
Şekillere gireceksin.
Adlar takacaklar sana
Vesikalı bir ****** gibi
Kalacaksın
Köşelerinde şehrin.
27.01.2006
Ufuk Nazım
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.