PDA

Tam Sürümü Görüntüle : Ufuk Nazım


Sayfa : [1] 2 3

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:06 AM
17Ağustos

Uğulduyor dünya,
Bütün kapılar çalınıyor.
Bu sefer kapıda değil misafir,
Ve bütün kapılar çalınıyor.
Bu sefer dosttan değil misafir,
Ölüm çalıyor kapıları.
Ölümün rengi gözlerimde,
Kapkara bir çığlıktır ölüm,
Kulaklarımda uğuldayan.
Bu sefer ölümü hissediyorum.
Kırk beş saniyeyi,
Kırk beş seneye sığdıramıyorum.
Gökyüzünde ışık,
Karanlığa inat yükseliyor.
Ölüme inat gülüyorum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:06 AM
Açacak

Her gizemin
Bir anatomisi vardır.
Her sessizliğin
Bir gizemi.
Ne yücedir
Bilinmeyenin çekimi.
Anlayamadan
Kapıldığın anaforun
Sahteliğini.
Açacak ayrık otları
Açacak:
İnat inat
Yaşam yaşam
Açacak
Sevda sevda
Türkü türkü
Maddenin en sert
Teninde
Tutuşmuş bir yalımın
En sıcak anında ki gibi,
Tutunacağız yaşama.u

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:06 AM
Ağlama

Ağlama sevgilim;
Göm acını göğsüme.
Hadi gel;
Sarayım seni,
Kollarımla.
Acını emeyim;
Dudaklarından.
Ağlayıpda yıkma;
Göğü yüzüme.
Yağmur yağmur yığılma;
Çaresiz uzaklığıma.
Gül hadi gülümse.
Yüzünde gene çiçekler;
Gönlünde sevdamız açsın.
Sesin uzak değil sevgilim.
Ve göz yaşlarının tuzu;
Dudaklarımda.
Dudakların ürkek bir ceylan;
Sesin titrek bir;
Mum ışığı.
Benmiyim sesini titreten;
Deli poyraz.
Bilmezmisin değerini;
Zümrüt gözyaşlarının.
Ağalayıpda kabartma;
Gönlümün nehrlerini.
Başını omuzuma yasla;
Yüreğimde taşıyayım seni.
Seni yüreğinde taşıyan biri var;
Unutma sevgilim.
Umutlarım gözyaşlarında;
Ağlayıpda azaltma umutlarımı.
.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:06 AM
Ağrı Dağı

Şimdi Ağrıda kar var
Upuzun başında bulutlar
Çabanlar evlerinde kaval çalar
İnce bir ses yayılır karın yuzune.

Bir çocuktur Ağrı Dağı
Küçük kardeşinin elinden tutmuş
Bir türlü yol alamamış
Heybetinde donmuş çocukluğu saklı

Ve asidir Ağrı Dağı
Eğmez başını anlamaz dinlemez
Bir çocuk gibi coşkuludur
Her bahar aşar gider

Sanki Nuh un Gemisinden inmiş de
Gözlere hürmet edip
Öğlece kalmış yükseltilerde
Yüreklerin baş tacı olmuş Ağrı.

Ağrı kimin çocuğudur bilinmez
Kimedir bakışlarındaki öfke
Yenilmezliğindeki giz
Ve sakladıği destanlar kimindir bilinmez.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:06 AM
Ah O Sokaklarda

Geçmişin
Büyülü sokaklarındayım
Şimdi günlüğümden
Derin çığlıklar yükseliyor
Gözlerim takılmış
Geçmişin gizemli sokaklarına.
Dostlarla kahkahalarla
Yan yana omuz omuza
Hayatın içine akıyoruz.
Bir kadın
Yoksulluğunu asıyor
Çamaşır iplerine
Balkondan bize bakıyor
Gülen gözleriyle.
Yanımızdan geçiyor
Yaşlı bir işçi
Çürümüş meyveler
Yapışmış gömleğine
Omuzları sanki
Gövdesine çekilmiş
Ceplerimizden yayılan
Taze yemiş kokularını duyup
Bakıyor bize gıptayla.
Mutluluk oraların
Çok uzağında büyüyen
Bir bebek gibi
Çok uzaklarda aranan
Bir cennetti.
Ah o sokaklara
Bir daha çıkmak
Kahkahalarımızla
Çamaşır asan kadınımızla
Yorgun işçimizle
Dargın umutlarımızla.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Ak Buluta

Göğümde gezinen;
Ak bulut.
Gölgenle hüzünleniyorum,
Şu ışıklı günümde.
Ne mümkün;
Yanına çıkmak.
Pamuk tarlanda,
Bir ırgat olmak,
Ne mümkün.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Akarken

Şimdi kitaplarınla uzandın;
Yeşilin en güzeline.
Koynunda günün sıcaklığı,
Gönlün de ben varım.
Unutma;
Her gün bir ufuktan doğar.
Sonsuzda ki ufuk;
Sanma ki,
Uzak sana.
Sen akarken bana;
Ben doyarken sana.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Akbaba

Akbabaların koynundaki haç.
Bu ölen kaçıncı çocuk aç.
Ey iyilik sever leydi;
Dudağındaki kıpkızıl kan.
Ve sırtındaki deri,
Ölen çocukların derisi.
Tırnaklarında açların et parçaları.
Cesetlerle dolu bankaların,
Ceplerinden yayılan leş kokusunu,
Duymuyor musun?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Akıyor Düşleri

Dalgalar dalgın
Vapur nazlı nazlı
Köpüğüne katıyor
Yaklaşan ayrılığını
Mavi bir söylencesin şimdi.

Martılara dargın
Kaçırıyor gözlerini.
Bakışları ürkek
Martılar gibi
Çırpınıyor yüzünde.

Yüreğin kabarmış
Denize karışmış düşlerin.
Dalga dalga
Köpük köpük
Akıyorsun denizine.

Gülüşlerin
Dalgın bir mavide
Dalıyor uzaklara.
Dost ufuklara uzanıyor,
Gülümseyen gözlerin.
Dostum uğurlar olsun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Aldanma

Aldanma;
Suskunluğuma.
Sakın unutma;
Umutlarını.
Suskunluğum;
İnancımdır gülüm.
Umutlarımın doğacağı ana.
An ki;
Bir ezginin yükselişi,
Ve senin bana gelişin gibi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Amansız Kuş

Bakışında bir dünya.
Sevecen bir kuş;
Çırpınırken camdan.
Candan bir yürek;
Çarpıyor göğsünde.
Sevgi denilen;
O büyük o amansız kuş.
Yürek ve yeniden yeniden;
Çırpınışları.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Anadoluya

Yazgısını arayan ülke
Ey güzel ülke! ! !
Denizlerin;
Soluğunu alıp uzakların
Sana ufuklardan
Güneşler taşırlar.
Yüreğinde ezilip
Uğruna destanlar yazar
Tarihin içinden
Haykıran yiğitler.
Ve sen;
El bağlamışsın önünde
O en büyük düşmanın.
Kederin yalan.
Yüreğin gibi
Olmasın ayaklarında yalın.
Umudun değil uzaklarda
Taa içinde
Ey güzel ülke! !

04.09.05

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:07 AM
Anlamsızlar

Bir insanın;
Ömrü kadardır zaman.
Ey anlamsızlar!
Ölüm ve yaşam arasında;
Çırpınışınız boşuna.
Ölümü anlayın,
Zamanın boşuna lığına aldanmayın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:09 AM
Anlaşılmak

Anlaşılmak sevilmektir.
Sevmek gizin sessizliğini.
Bilmeden olacakları
Derin uykulara dalmaktır
Sevmek.

Sevmek doyumsuzluktur.
Bir orman doyarmı
Yapraklarına
Ya gece
Yıldızlarına doyarmı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Anne

Bir gün ölürsem;
Sevgi olup,
Dolarım gözlerine,
Ağlama anne.

Umut olup,
Dönersem yüreğine;
Her şeyde kendi parçanı,
Beni görürsün anne

Umudumu ararken öldüm;
Aydınlık yollardaydım,
Pusularla kestiler yolumu,
Umudum şimdi sende anne.

Beni nasıl yarattıysan,
Umutlarımı da yarat anne.
Çükü umutsuz bizler.
Ölü bedenleriz.

Bulursan umutlarımı,
Bulut olup yağarım,
Kurak topraklara.
Güneş olup doğarım,
Gülkurusu ufuklara.

İşte o zaman,
Her şeyimle dönerim sana.
Ben sen,
Biz siz oluruz,
Kurtuluruz bu ayrılıktan.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
ApansızGiderdi

Apansız giderdielbet,
Zamanı gelince giderdi.
Yollar,
Değişik güzelliklerin kaynağı,
Büyük umut sunakları.

Önünde sıralanan dağlar,
Yolların kah üstünde kah yanındaydı.
Beceriksiz bir acemiydi.
Suçlu bir aziz kirden arınmıştı,
Bulut kümeleri gibi bembeyaz uçtu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Aradığım

Süzülen bir damlaydım
Dalgın ömründen
Namelerin şakırken ruhumda
Cana yürüyen o büyülü şiirdin sen.

Issız koyaklarında yurdumun
Dalgalarla kardeş dümensiz bir sevda takasıydın
Beklerken emeğimizin hakkını meydanlarda
Sıralara saklanmış bir gençliktin sen.

Engereğin diliydi saatin akrebi
Milyonlarca kez verdi zehirini
Her gün belleğimi donduran
Bir damla zehirdin sen...

Aradığım sendin ey aşk
Dünyanın her köşesinde zamandan sürülendin
Tamda bulmuşken seni şiirlerde
Bir şafak vakti kitap kitap kurşuna dizilendin sen...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Asi

Küçük;
Elleri narin.
Ve ellerim,
Kaba kıran.
Gözleri yumuşak,
Sevecen.
Gözlerim asi;
Yaralayan.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Asildir Emek

Asildir emek
Öyküler ve şiirler kadar asil
Diyetlerini öderken emekçiler
Irak fabrika karanlıklarında
Tarlalarda ve billur denizlerinde
Bu eşsiz yaşam dünyasının içinde
Kendilerine bir yer bulamadılar
Bir öykülere birde şiirlere sığınabildiler
İktidarın cücelerini sırtlarında yükseltirken
Birilerinin öykülerinde
İsyanların başında direneceklerdi
Yahutta bir şiirde emekleri için
Bir şafak vakti kurşuna dizileceklerdi
Habersizdiler satılan geleceklerinden
Ama asla yüreksiz değillerdir
Batıya peşkeş çeklilen herşeylerini
Günü geldiğinde geri alacak kadar
Cessur ve umutludur onlar
Asaletlerini avuçlarında saklarlar
Ve emeklerinin asilliğini
Kalemleriyle sayfalara işlerler
Şiir şiir öykü öykü yayılırlar geleceğe...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Aslanlar Vurulsada

Geçmişimiz
Benzer üçgenler gibi.
Vurulan bir aslanın
Ardından
Yüreği burkulan
Ürkek iki maral gibiyiz.
Daha anlamadan
Düşünenlerin gizini
Erken yorumlarda
Düşenlerin ardında
Erken tükenen
Ölümsüzlük ayyaşlarıyız.
Gözlerindeki hüzün
Yüreğinden yansırken
Kelimelere.
İçinde bir şeyler
Hala diriyken
Ve sorgulamaktan uzakken
Yaşamının gizlerini
Belli uyuyorsun
Şimdi cin gözlerin
Derin uykularda.
Çiğdemin evriminde
Bir ayçiçeği vardır
Güneşine bakan.
Şimdi ufkun sonsuzunda
Salınan güneşine sadık
Uğur böceklerinin
Cıvıl cıvıl uçtuğu
O sessiz ve sakin kırda
Güneşine dönmeyi unutma.
Kendine çekil sende
Günün ardından
İçinde doğur güneşini
Unutma çiğdemlerin
Evriminde
Den den
Çiğdem çiğdem
Günün ışığı vardır.
Sevdalı bir böceğin kokusu
Issız bir ufkun
Sarı sıcak gülüşü vardır.
Çiğdemler hep açsın
Aslanlar vurulsa da
Maralların hep
Yüreği burkulsun…..

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Aşamazsın

Ülkeler,sınırlar,
Diller aşılır
Ama;
Kendini aşamazsın.
Kırlangıç fırtınası başlar
Kendi duvarlarında boğulursun.
Emeğinin alnında
Bir damla ter misali
Soğrulursun.
Yorulur;
Bir çepere oturursun
İçinde geçmişin tortusu
Tonlarca hurda misali
Doğrulup yol alamazsın.
Sen muhtaçsın sevgiye.
Şehirler bıraktın ardında
Sevdiğin için bir kadını
Ama sevginin şehrini
Kuramazsın.
Bir gün;
Unutursun rüzgarları
Açıp şiirden yelkenleri
Yol alırsın şairler diyarına.
Vardığın liman
Yedi tepeli bir şehrin
Kıyısında
Ama sen çıkamazsın
Karaya.
Atarsın kendini denize
Sevginin oltasında
Çırpınırsın balık misali
Adını unutursun
Dünyanın;
En güzel şehrinin
Istanbulun.
Sonra;
Sende unutulursun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Aşk

Aşk;
Kaygan bir zeminde
İnatla yol alma uğraşı.
Ve düşmenin
Acı çekmenin vereceği
O amansız korkuyu
Hazza dönüştürme sanatı.
Ve olmazların
Önü açıldıkça artan
Tutku,korku
Daha çok üstüne gidilen
Hızla çarpan kalpler
Her sabah düşülen
Buhran kuyuları...
Özgürlüğünü
Benini aldığını sanar
Çekilirsin geri.
Düşlere düşer
Geleceğini düşünür
Atılırsın ileri paradoks
Ve alıcı kuşlar
Mekik dokumaya
Düşün denizini didiklemeye başlar
Gece gündüz...
Zamana asılmış bir sarkaç gibi
Bir geceye bir güne düşersin...
Mavi kalplerin
En kuytusunda
Bir yerlerde saklanır aşk
Bu eşsiz bir dengedir
Artık baktığın gözler
İçtiğin su
Akan nehirler
Sessiz ve sakin
Sonsuza yayılan denizler
Senin değildir.
Beninin içinde
O eşsiz ve bin kollu
Bir çınar gibi yükselmiştir.
Ne kökü kopar
Ne yaprakları solup düşer
Kabul etmelisin.
O senindir artık
Olmasada yanında
Ekilmiştir ayrık otları
Mavi kalplere
Sökemezssin...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:10 AM
Aşk Sonesi

Sen masmavi denizler kadar güzelsin.
Zor ve güzel sevgilim.
Mutluluk haberi taşıyan;
Mektuplar aldığında,beni unutma.

Kapını çalan karayel benim;
Aç kapılarını,gönül denizinin.
Sevda fırtınaları,
Çıkarmaya geldim.

Zorluğun kadar güzelsin.
Unutulmaz bir sonesin sen,
Yükselen bir ezgisin.

Sonsuz yalnızlığımı dağıtan,
Tatlı bir busesin sen.
Zor ve güzel sevgilimsin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Aşka Dair

Aşka inandı
Ama aşk başkadır
Soluklar yanıltır,öpüşlerde
Kalbin hızındaki titreklikte.

Sabahın yalağuz saatlerinde
Gözlerinden göruülen acıda
Ayrılıklardır aşkın toprağı
Suyu umuttur direncin kabında.

Aşk savunmasız bir kuş değildir
Sevginin bencil kafesinde tutamazsın.
Kanatları kırık bir kırlangıç değil
Aşk özgür bir kartaldır engince.

Ve sen önce
Kanatlarını açacaksın
Uçmayı öğreneceksin
Sonra düşeceksin aşkın göğüne.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Atlılar

Gümüş savatlarıyla,
Dört nala koşuyordu zaman.
Ansızın atlının savatlarından,
Parladı güneş;
Gözlerime aktı huzme huzme.
Sanki ovaya yayılmış gibiydi;
Binlerce at.
Sürenler hep değişirken.
Nallar izlerini kazıyordu;
Zamana.
Zaman aktı gitti;
Güzellikler dalgalara,
Umutlar bulutlara takıldı;
Ve bir daha dönmedi atlılar.
Gözlerime ağan ışıklar,
Saçlarıma takıldı
Kaldım zamanın gölgesin de.
Ağaran saçlarımla.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Avare Yollar

Yüreğimin kıyılarında,
Aradım seni boşuna.
Duyuyor musun yüreğimden,
Sana sesleneni.
Yüreğimin kuytusundan;
Beynimin tümseğine yollar açtım.
Seni aramıyorum;
Avare yollarda.
Arada bir seni kusuyorum;
Yeşil ve acı bir şeyi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Ay Soğukdu

Zaman doldu;
Gecenin içine,
Dopdolu bir ay doğdu.
Sen yoktun gene,
Ve ay soğuktu.
Zaman doldu;
Ay ayrılığa doğdu.
Zaman doldu;
Vakit uzak bir geminin,
Güverte sonsuzluğunda dondu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Ayaklandı Umutlar

Ayaklandı umutlar.
Karanlığın ordularını;
Ateşe verip,
Aktı sonsuza.
Yayıldı karanlığa umutlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Ayı Ürkütmeden

Kokular sürün;
Öyle gel.
Sessizce;
Ayı ürkütmeden.
Ve kaçırmadan,
Serçeleri.
Parmaklarının ucunda;
Parmaklarını;
İncitmeden gel.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Aynalar

Aynalardan,
Kaçıncı yansıyışım.
Kaçıncı kez,
Sanaldan kaçışım.
Şimdi bin parça suratım;
Sanal da binlerceyim.
Aynam kırıldı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Ayrılık

Son kez bak dünyaya,
Gidişin ne kadar acı.
Son kez bak dünyaya,
Ağaçlar, kuşlar nasıl üzgün.
Gidişine dayanamayıp,
Gökyüzünden çekilmiş güneş.
Bir ben gülümsüyorum sana.
Seni tayininin çıktığı yere,
Uğurlar gibi.
Bir ben gülümsüyorum ardından.
Seni, umudumuza kavuşacakmışsın gibi,
Korkmadan gülerek uğurluyorum.
Ölürken dirilenlerin bahçesinde,
Kızıl güllerin hiç solmasın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Azimle Bak

Baktıkça güneşe
Gözlerin kamaşacak ilkin
Sonra ayan beyan
Açılacak gözlerin dünyaya.

Azimle bak güneşe
Dostum
Gittikçe küçülecek gölgeler
Gözlerin erecek umuda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:11 AM
Azminde Boğulsun

Azminde;
Boğulsun zaman.
Haydi asıl küreklere.
Ulaşalım zamanların,
En güzeline.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:12 AM
Bahar Geldi

Uykular derin
Gülüşler yeşil
Günler uzun artık.
Bahar geldi
Dağsız ve denizsiz.
Yarımca bir ay
*******i dolanıyor
Üstümuzde,
Uzak yakın
Bütün dostlarımızla
Yeniden boy veriyoruz
Ciçek cicek.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:12 AM
Bahara Hasret

Kar yağdı,
Gene hasretin gölümde.
Büyük şehirlerde yaşadım,
Büyük okullarda okudum.
Büyük aşklar yaşayıp,
Seni tanıdım.
Ve şimdi,
Bir dağ başında,
Yaşamı tanıyorum.
Dünyanın en zor okulunu,
Halkımın okulunu okuyorum.
Kar yağdı,
Yine hasretin gönlümde.
Umutlar sevgiler,
Ve bahara dair her şey,
Nakışlarında,
Emek kokan ellerin.
Ah onların sabrı,
Peygamberlerle eştir.
Onların yüreği konuşur,
Gözleri, elleri konuşur onların.
Yaşamı öğreniyorum,
Bir şeyleri almadan,
Ve satmadan.
Hasreti nakışlara gömdüm.
Öğrendim baharı beklemeyi,
Seni baharmışsın gibi;
Bekliyorum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:12 AM
Baharı Beklerken

Kar yağıyor
Baharı bekliyor
Binlerce çocuk.
Kapılarını kapatan
Beyaz bir yorgan gibi
Çiçekleri saklayan
Beyaz düşmandan
Bıktılar.
Harmanların yeşilinde
Koşmak istiyorlar.
Çocukluğumdan beri
Ardahan da
Kar altında benimde
Bir yanım.
Baharı beklerken
Birden büyümek
Ve unutmak baharları.
Sonra bulmak
Eşelediğin bir yığının altında
Sevgi denilen
O eşsiz yanını.
Ve yeşertmek
Bütün güzelliğiyle
Çocukluğunun baharını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:12 AM
Bakamaz ki

Umut molozlarını
Sırtlamış gidiyor.
Habersiz gökteki yıldızdan.
Kaldıramaz ki başını
Mavi göğün yüzüne.
Bakamaz ki
Sırtında
Umut molozları
Yürür eğik başıyla.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:12 AM
Bakışlarında

Kırları görüyorum
Senin bakışlarında.
Rüzgar olup
Bütün güzel kokuları
Saçlarına taşımak sevgilim.
Yağmur olup
Bereketli koynunda
Buram buram
Toprak kokmak.
Çiğ olup
Teninde buharlaşmak sevgilim.
Sana bulanmak
Zamanı unutmak
Budak budak
Yaprak yaprak
Sana uzanmak sevgilim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:12 AM
Barış

Barış için;
Dalgalanıyor deniz.
Deniz barış için,
Taşıyor hammaddeleri.
Tüm silah taşıyan,
Tabutlukları batırıyor.
Dalgalar barışa yöneliyor.
Barışa hasret;
Sevgilidir Anadolu.
Zeytin ağaçlarını büyütüyor.
Barış için;
Çınarları yalvarıyor,
Yaprak yaprak gökyüzüne.
Anadolu diz çöküyor;
Önünüzde.
Ey insanlar!
Barıştan yana,
Çalışın diye.
Barış yüklü;
Bu sefer bulutlar.
Kurşun değil;
Yağan.
Bakın göğe;
Kurşunların deseni,
Değil bu.
İnsan bedenindeki;
Ölümün,
Ressamı değil bu.
Bu renklerin kardeşliği;
Güneşin,
Bütün damlalarla çizdiği;
Gök kuşağı bu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:12 AM
Barışı Yaşatmak

Bir zaman değişimidir
Yazmak
Biraz kaçmak
Aklın huzursuz labirentlerinden.
Kimler düşecek
Kurgularının zayıf ağlarına.
Bir gün kaçıp
Gerçeğin sillelerinden
Zenginliklerini yazarsın varsılların.
Bir gün
Parçalanmış bir çocuk cesedidir
Kurgularından haykıran.
Olüm gerçektir yaşam da
Ama zenginlik yalan.
Kurgular ağır
Şimdi iki minare arasına
Ramazan yazıldı.
Ramazana varamadan
Cocuklar öldü bir park içinde
Parçaları bile bulunamadı.
Cellatlar kanlı elleriyle
İntikam tohumlarını ekmekte
Ve yeni çocuklar seçmekteler
Cellat yüzlerini
Kanla saklamak için.
Ramazanlar geçecek ülkemde
Yarınları örecekler
Zayıf ağlarıyla medyahanelerinde
Rasathanelerden izletecekler
İmrendikleri büyük birlik ülkelerinin
Sahte yıldızlarını.
Ve ülkemde çocuklar ölecek
Adı konulmamış bir savaşta.
Anadolunun en güzel yıldızlarının
Işıkları söndüğü vakit
Televizyonlardan geçecek adları
Ağır ve acılı birer bayrak gibi
Yüreklere nefret ekecekler
Kasalari için
İki kelimede
Patron için soyleyecekler
Bir amerikan filmi gibi
İzleyeceğiz umarsız ve zevkle
Mizgin bahara ulasamayacak
Barış sakat kalacak
Ve dağlarda kurşunlar sıkılacak
Gecenin en ürkek yerine
Kafa tascılar kazanacak gene
Eğer zayıf kurguların
Ağlarına kapılırsak
Kaybedeceğiz Mizginleri
Ve Bariş asla ayağa kalkamayacak...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:13 AM
Başkalaşım

Ey şeytanı yaratanlar;
Sizinle dost olmak değil mi?
Şeytanla dost olmak.
Pusun ey sefiller.
Zamanı gelince;
Bir volkan gibi,
Bütün sefilleri yakacak,
Lavlar yayacağım.
Ve çürümüş bedenlerinizi,
Başkalaştırıp;
Kıpırtısız,
Daha zararsız kayalara,
Dönüştüreceğim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:13 AM
Başrol

Akıyordu zaman
Ve değişiyordu zamanda.
Evirilip erişiyordu zirveye.
Sonuydu söylencelerin
Anlamsız laçkalaşan
Muhabbetlerin.
Ve söz yenildi
İradeye
Yıktı bedenini
Yeniden yarattı kendini.
Yıktı imajların dünyasını
Sıyrılıp yitik rolünden
Yazdı senaryosunu
Oynadı başrolü.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:13 AM
BatıEkspresi

Acı dolu bir;
Çığlık gibi,
Geçiyor Batı Ekspresi.
Anadolu kayıyor,
Ayaklarımın altında.
Dört yandan;
Uğultular geliyor.
Soluklar kesiliyor.
Sarsılıyor dünya.
Yıkılıyor Anadolu’m.
Gökten ateş yağıyor.
Ah uyanmasaydım hiç;
Hiç inmeseydim,
Batı Ekspresinden.
Ölüm kokuyor;
Dört yan.
Gökyüzü;
Dolu yıldız,
Gökyüzü uzatmış elini;
İndirmiş,
Işıktan merdivenini,
Çağırıyor beni.
Dört yanda;
Ölümün rengi.
Kapkara bir canavar,
Sallıyor beni.
İradem, sabrım;
Dayanamıyor kırk beş saniyeye.
Koşuyorum gökyüzüne,
Şimdi sizi izliyorum.
Anadolu’mu geri istiyorum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:13 AM
Batıyor Gemi

Batıyor gemi
Yarıp karanlığını diplerin
Yelkenden kanatlarıyla
Uçuyor gemi
Bembeyaz yelkenlerinde
Hasret rüzgarları.
Uzak artık ona
Yorgun iskele babalarına sürtünen
Yaralı halatların hışırtısı
Tozu dumana katmış gemi.
Ağzına vermişler gemi
Koparmış dizginlerini
Zamanı alıp güvertesine
Uzamış okyanus sonsuzluğuna.
Dalgalar üstünde
Dört nala gemi
Damlalar iniyor yüzüne
Damlalar çıkıyor göğe
Gemi ilerliyor kendi içine
Uzuyor boyunca maviliklerin
Adı belirsiz kıyılarda
Arıyor onu yaratan ustasını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:13 AM
Bekle

Bekle beni;
Yarın şafaklar kadar,
Güzel gözlerine doğacağım.
Sessiz bir buseyle,
Konacağım yüzüne.
Emek kokan ellerinde;
Buket buket çiçek olacağım.
Sonra akacağım,
Kanınla yüreğine.
Taşıp taşıp,
Gönlünün nehirlerinden.
Sulayacağım bütün,
Sevda bahçalerini.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:13 AM
Bekle Bizi

Ölüm bekle bizi
Senin yüzünden kayan
Kaçıncı yaştır bu.
Susuşların derin
Gülüşlerin hayın
Kaçışların sonsuz.
Ölüm bekle bizi
Gözlerimizde hüznü
Boşuna arayacaklar
Ellerimizle yapışıp
Umudun kaftanına
Öylesine inatçı
Öylesine savaşçı
Tutunacağız yaşama
Ölüm kork bizden
Sonra sağrındaki sancı
Ya yüzündeki
Yara izi
Kimden kalma düşün
Ki onlardır
Bize olan kinine sebep
Sağ ayağındaki kurşunla
Ağır aksak sekerken,
Yaşam senden hızlıdır
Umut senden diri
Ölüm bekle bizi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:13 AM
Bekleyiş

Bekleyiştir yaşam
Sınanırken ırmaklarda
Taşların sağlamlığı.
Uğuldarken zamanın
Göğe ırayan kayaları
Susmak
Sessiz ve sakin
Bakmak lazım
Bütün ıssızlığa....

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
Bekliyorum

Bir bahçede;
Ulu çınar ağaclarıyla
Gürgenlerle dolu
Bir bahçeydi.
Okumaya başladığımda
Kelimelerinin
Hüzünlü destanını.
Sınırların ardında
Tatlı bir güneşin altında
Şimdi o bahçe.
Bir dostu bekliyordum
Okumaya başladığımda.
Şimdi sevgilimi
Karımı bekliyorum
Güneşli bir parkta.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
Belki de her zaman açılmaz kapılar şiirlerle

Belki de her zaman açılmaz kapılar şiirlerle...
Fırtınanın bile çozemedigi bir kaos vardır
Elbet üstünden yılların geçtigi
Ve dindiremedigi.
Saganakların icinde
Meşhur bir damla vardır
Elbet kendini saklayan
Ve hatalarıyla tanınan...
Düzülen ovgülerden sonra
Her son gibi
Yer altına oykünen
Oyküler yazmak bize düşmesede
Oradada bir hayat var
Bekleyen orselenen ve bilenen bir hayat...
Ofkesinde bir deniz saklıdır
Dalgaları yumrukları.
Belki de bir agustos hüzünüdür
Onu ateşleyecek kıvılcım,,,
Buhranlardan sonra unutulan
Her hak gibi unuttuklarınızdan sonra
En keskin hafızasızlık anında
Yeniden dirilecek berrak hafızalardan gercek...
Iste o zaman namlulardan degil
Dillerden beyinlere isleyecek
Kurşunları bilginin
Ellerden topraga yonelecek emek
Topraktan serpilecek sogütlerle
Zamanın tarlasında
Ve akacak su ozgürce
Bütün dünya topraklarında...
Sogütlerin yapraklarında rüzgarın hısırtışı
Bayraksız bir insanlık ormanında
Baltasız bir eşitlik
Hasrete erecek gonullerde ki karanlık bitecek
Yer altındakiler yer yüzüne cıkınca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
Benlik Kaçağı

Ben bir benlik kaçağıyım
Küçcük işlere bakan
Ve yanan dilsiz bir kaçak
Gemilerle uzaklara her gece
Daha uzaklara açılan bir kaçak.
Bir realistin yaşamla geçtiği dalgadır bu
Gemisiyle dalgaları geçerken
Ütopyalarının çaparisine takılmasını bekliyor
Kaygısız uzak sırtı dönük bizlere
Geçmişini unutanlara
O kendini avlıyor denizinde.
Karışan bir zaman değil
Etkin ne varsa o dur
Yaşayan ne varsa odur.
Olgusal uzamlara açılan bütün uzuvlar gibi
O da gerilimin acısını duydu içinde
Düşlerinden kaçarken
Kendi uçurumuna düşen insanın çıkmazı
Ve o hazin çığlıkları.

19.12.05

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
Bereketlidir

Düşlerinde yaşar umut
Sanrılı bir ay doğar
Belki yarınların göğünde.
Yada erer doruğuna yaşamın
Mutlak bir doğrudan
Uzak!
Sade ve yalın ırar güne
Bereket düşer toprağa
Sağılır ince ince
Narin bir
Bahar sızısı gibi
Kanar sessizce.
Aydınlığın ustası
Tuğlası güneş
Harcı umuttur
Sonlarını şafağın
Kanlı gözlerinden izlesekte
Yurdumun en namuslularını
Doğuran karında
Berketlidir hala...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
Bır Dost Aranıyor

Bir dost aranıyor
Ağıran başını taşıyacak
Yağmurlar altında
Birlikte ıslanacak.

Bir dost aranıyor
Uzaklara daldığında
Senide taşıyacak
Bakışlarıyla okşayacak.

Bir dost aranıyor
İsçi bulma kurumunda
Devlete kadrolu memur
Garanti emeklilik yaninda.

Bir dost aranıyor
Yaralı bir geyiğe
Su verecek,gerekirse
Böğrüne boynuz geçirecek.

Bir dost aranıyor
Başaklarla arkadaş
Bir sonsuzda
Sarı sıcak bir dost.

Bir dost aranıyor
Unutmayacak.
Bir ırmak misali
Yüreğe akacak.

Bir dost ki
Çamurdan çamur
Olsada batakda
Batırsada batağa aranıyor.

Bir dost aranıyor
Şiir kardeşliğinde
Mısranın berrak ayarında
Şaşmaz bir kurşun gibi.

Bir dost ki
Dünden gelen
Haykırışında
Zamanı eriten.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
Bırak

Bırak;
Parçalasın yüreğini.
Ağlasın gene.
Kendini zincirlere bağlasın.
Usansın da yeniden,
Karartsın masmavi,
Mayıs göğünü.
Biz yaratmaktayız,
Şiirlerle umutların,
Kararmaz göğünü.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
Bırak Rüzgarlar Anlatsın

Beni rüzgarlar anlatsın
Günün yürüyen kızıllığında
Büyüyen gölgemin
Kazdağlarından bulutlara karşı
Nasıl uzandığını
Sen anlatma
Bırak ruzgarlar anlatsın.

Ağrıdan süzülen ellerimin
Sıcacık dokunuşuyla
Damlaya eren
Kar suyundaki yüzümü
Ve karda kalan hüznümü
Sen anlatma
Bırak rüzgarlar anlatsın.

Gecenin içinde
Yalnızlığımı asıp
Gecenin saçlarına
Yıldız yıldız ağladığımı
Işık ışık yureklere ağdığımı
Sen anlatma
Bırak rüzgarlar anlatsın.

Beni rüzgarlar anlatsın
Nasıl savurdularsa beni
Zamandan toz misali.
İşte o rüzgarlar anlar
Benim bu halimi.
Sen anlatma şair beni
Bırak rüzgarlar anlatsın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:14 AM
BileyTaşı

Acının biley taşında;
Keskin bıçak ağzıdır,
Öfkem.
Karanlık bir noktayım;
Yeni sahtekarlıklara başlayan,
Bütün cümlelerin başında.
Öfkemin ateşiyle yanıyorum.
Gururumun kafesine düştü;
Sevgimiz son zerresi.
Gidiyorum;
Var mı bundan ötesi?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bilmem ki

Sana tutundum;
Ellerim beceriksiz.
Ben bilmem ki;
Koca ellerimle,
Sana küçücük,
Dallarına tutunmayı.
Tutunup da;
İncitemem,
O canım gövdeni.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bilmezdimki

Gece yalın
Soğuk ve aysız
Heleki denizsiz
Gece kapkaraymış.

Sanki bu ömürdür
Benim yarılanma ömrüm
Pil misali
İnsanda tükenirmiş.

Nöbetlerde dalardım *******e
Bilmezdimki
*******in derininde
Kapkara deryalar varmış.

Aşk
Alevleri üstünde
Gittikçe küllenen
Yaşayan bir ormanmış.

Ve sen, benim umudum
Kavgamın en asil yanı
Sevdam;
Tatlı bir baharmış.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bir Agustos Günü

Bir agustos gunu bugun
Tatli bir tebessumun kirildigi
Yagmur damlalari
Dusuyor zihnimize.

Bulutlar yogun
Gok yuzunde gri durgun
Akiyor bulutlar ruzgarlarla
Dogdugum topraklara.

Simdi tatilden sonra yani
Bir huzunki suruyor atini
Bir Ören kiyisi sakinligi
Ve sonrasi Örenin ozlemi

Buyuyor yasim
Adimla ayni bakisim
Yoruldum sanmayin sakin
Gunes ulkesini arayistayim.

Pasaportta kacinci muhur
Ulkesini sevenlerin
Kacinci ayrilisi
Sebepsiz hasretlere acilisi..

Bir giz mi bu
Pasaportta sade bir izmi
Sari sicak ulkenin
Kara cocuklari nereye simdi.

Tuttu dizginleri zaman
Cekti geriye
Agzimizda bir metal tadi
Bu bas bizim kisrak basi.

Uzadi gunler altinda grinin
Yaman oldu isler
Felekten kacamadi gurbet
Yollara dustu gene hasret...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bir Balkondayız

Bir balkondayız
Evimizin balkonu
Önümüzde bir yol
Ciçekli;
Bahar dallarının içinden
Uzanıyor.
İnsanlar neşeli
Kuş sesleriyle şenlenmiş
Bir baharın içinden
Geçiyor arabalar.
Tarih öncesinden kalma
Manolya ağaçları
Coktan çiçeklerini
Bıraktılar yollara.
Bembeyaz bir halı gibi
Kaldırımlar.
Kapladı çin kirazları
Pembe pembe sokakları.
Ciçeklerin kimi
Düştü kaldırımlara
Kimi hala
Dallarda salınmakta.
Ve iki sevgili
Baharın içinde
Evlerinin balkonunda
Cay içmekte.
Yabancı gözleriyle
İzlemekteler
Tanıdık renkleriyle
Dünyayı süsleyen çiçekleri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bir Gül Gibi

Yaşamak
Ağır aksak.
Sessiz sedasız
Yok olmak.
Sessizliğin içinde
Unutmak
Unutulmak.
Anlamsızların arasında
Hiç bir şeye
Tutunamamak
Öylesine solmak:
Bir gül gibi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bir Güldü

Bir güldü
Uzatılan güle.
Uzak bir iklimin
Ayaz kokusuydun simdi.
Sert rüzgarlarla sınanmış
Hıncında yüzen
Berrak gözlerinle
İsyanın bulaştığı
Eşsiz güzelliğinle
Yanımdaydın işte
Zoraki mi? gülümsüyordun
Olsun ben sana sarıldım
İnadına kavradım seni
Kollarımla inadına.
Ve bir gül uzattım güle
Dikenleri içinde
Özgürlüğünü arayan
Kıpkızıl bir gül.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bir Gün

Bir gün sağalacak dertleri insanlığın
En güzeliyle dermanların
Bütun yolların sonunda
Artık aşka varılacak bir gün...

Noktalardan noktalara dosdoğru
Işıyacağız yaratmak için yeniden
Yeniden karanlığında savaşların
Ortasında güller büyütmek için...

Bir toplama varabilmek için
İnsanlığın kayıp hafızasında
İnsanca bir yer bulabilmek
Bir gün gercekleşecek...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bir Tutam Yalnızlık

Bir tutam yalnızlıktır,
Uzaklardan sunulan.
Ve çenkirirken köpekler,
Uzaklardan;
Soluk soluğa kalan,
Yorgun bir atlıdır,
Zaman.
Ve sonda,
Belkilerin sonunda ki;
Nokta kadar karadır.
Göz bebeklerinin;
Korkudan küçülen,
Dut karası.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Biter Elbet

Biter elbet
Her yaşam sonunda.
Sonun da;
Tatlı bir
Gözyaşına girer
Bütün sevgiler
Umut denilen
Her sevda fırtınası
Diner elbet.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Bize Düşer

Yaşamda değişen
Ne varsa.
Ardında bir gölge taşır...
Sağır bir ayazda
Sessiz sedasız dolanır ay.
Ve karanlık gecede
Rüzgarlar uğuldar
Saçaklarında evlerin...
Her rüzgar
Bir gölge saklar içinde
Ayda karanlık olursa
Geceyi aydınlatmak
Bize düşer.
Şiir şiir ağarız
Göğün yüzüne...
Ardımızda bir nefes
Ve soluğumuzla
İleriye doğru yol alır
Şiir gemisi,
Ay karanlık olsada
Biz var oldukça...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:15 AM
Boğuldukça

Gözlerindeyim,
Ey sevgili.
Masmavi gözlerinden,
Yol alıyorum yüreğine.
Umutlu ve bulutsuz,
Masmavi gözlerinde,
Boğuldukça diriliyorum.
Daldıkça derinlerine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Borsalar Yükselirken

Sesleri uzak ve yalın
Bir matlıkla yankılanıyordu
Hepsi evlerine hapsolmuş
Devasa kalabalıklardı...
Kah bürolarında kah arabalarında
Yada internet ve televizyon başında
Ömür törpüleme saatlerini tüketiyorlardı...
Yaşamak daha cok kazanmaktı
Gözler uzak bir ufukta donuklaşmış
Ve eller kelepçelenmişti
Ekonomik endekslerle...
Kuşlar ölmüş, ağaçlar kurumuş
Dünya sapsarı bir çöl sıcağında
Eriyen bir kar tanesine dönüşmüştü...
Yok olan koca bir dünyaya tezat
Borsa Hisseleri yükselmekte
Ve insanlar ekranlara taşınmaktaydı...
Her şey sahte
Ve herkes herkese yabancıydı
Bir gün bütün ışıkları söndü
Mavi dünyamızın
Bankerler çoktan
Başka gezegenlere göçmüşlerdi
Ve borsaları hala işliyordu...

16.03.07

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Boş Deniz

Yürüyorum;
Bir yokuştan aşağı.
Boşalıyor bütün kıyılarım.
Artık boş bir denizim.
Bana kalan tuzlardır.
Çekildi işte sular,
Savruldu tuzlar,
Kavruldu içimdeki canlar.
Yürüyorum kendi içimde;
Arıyorum hayatı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Boşunamı

Sonsuz bir okyanusta;
Boşuna mı?
Kürek çektik.
Nuh’un gemisinden;
Hiç inmedik mi?
Belki de:
Hafızalarımızı kaybettik,
Ve hiç uğramadığımız,
Yerlerdeymişiz gibi.
Yarattığımız şeylere;
Tapmaktayız.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Bozkırda

Solda deniz gülümsüyor
Sağ yanımda
Alabildiğine bozkır
Ufka uzanıyor.
Kapkara bir yorgan gök
Yığılmış toprağa
Ve gecenin gülleri
Yıldız yıldız açmış
Gönlüme.
Deniz gülümsüyor
Bozkırın mutsuzluğuna
Dalga dalga
Tebessümler saçıyor geceye.
Dengemi sınayarak
Yürüyorum kıyı boyunca
Doğan ayın
Soğuk ışığıyla.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Brükseli Tanıyorum

Brükseli tanıyorum
Kaldırımlarında gezmişliğim var
Metrosuna binmişliğimde
Yağmurlarında ıslanmış gülüşlerimde.
Peki Brüksel de beni tanıyor mu?

Sanıyorum o da tanır.
Kurslarında vakit öldürdüğümden
Tramvaylarında kitap okuduğumdan
Ve inadına kararan göğünün
Sokaklarını arşınlayışımdan tanır beni.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Bu Kenti Kanatmışlar

Bu kent yalnız kalmış dostlar,
Adlar kazınmış duvarlarına,
Umarsız aşk sözcüklerini
İşlemişler suratına çakılarıyla.

Giderken bu kenti yakmışlar.
His ve toz içinde suratı.
Duvarlara asılmış umut,
Sloganları kara çığlıklar gibi kalmış.

karanlık duvarlarında sonlanmış,
En güzeli yaşamların.
Bu kent mahpus olmuş insanlarına.
Seveni kalmamış dostlar.

Damla damla ağlamışlar duvarlarına,
Dertler tasalar duvarlarda.
Bu kent yalnız kalmış.
Sevdalıları çoktan uzaklar taşınmış.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Bu Yara

Çınladı kurşun namludan
Uzak bir kinken
Yüreğini bulan dava
Ölüme uğurlar seni bu yara...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:16 AM
Bugüne Bakmak

Yaşamak hayat duraklarının
Yıllanmış peronlarında.
İnmek inadına akan zamanın
Yok olan umut sunaklarında.
Bakmak göğe gri mavi yeşil
Bakmak bugüne pırıl pırıl
İnadına bizi bizden çalan zamanın...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:17 AM
Buğulu

Bilmiyorum oraları,
Nasıl yaşadığını,
Neleri sevdiğini.
Sokaklarını bilmiyorum.
Saçlarını savuran;
O rüzgarın adını bilmiyorum.
Büro yalnızlığın da;
Çalışkan ellerinin,
Kırmızı dudaklarının,
Buğulu gözlerinin,
Halini bilmiyorum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:18 AM
Bulutlar

Apak bulutlar,
Hep kaldılar orada.
Beklerken,
Kurak topraklar.
Ne yağdılar.
Nede,
Güneşi kapatmaktan,
Yıldılar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:18 AM
BunalımdanKaçarken

Bakıyorduk,
Kaldırım taşlarının düzenine.
Gözlerimiz batan iki güneş gibi,
Batıyordu.
Kaldırımın altındaki karanlığa,
Akıyordu gözlerimiz.

Çığlıklar atan doğanın önünden,
Sessiz sedasız geçiyorduk.
Sonra su susuyordu,
Güneş susuyordu.
Hep beraber kanımızı içip,
Susuyorduk.

Uzak ufuklarla birlikte giden,
Güneş uyuyordu.
Biz ak döşeklerde,
Kara düşlerle,
Orman kapkara kömür kesilmiş,
Yanık fidanlarıyla uyuyordu.

Bunalımlarda boğuluyorduk,
Tek tek bunalımın bombardımanında,
Öldürülüyorduk.
Susuyorduk, uyuyorduk,
Uyanıp aval aval bakıyorduk.

Kulaklarımızı kapatıp,
Çığlıklar atıyorduk.
Su çağlı yarak katılıyordu,
Fabrikalarda makinalar,
Trak truklarıyla.
Arabalar klaksonlarıyla katılıyordu bize.

Gökten sicim yağıyordu,
Kör düğümlerle,
Sırılsıklam hayata bağlanıyorduk.
Gene de susuyorduk,
Su yerine yağmuru içip,
İçimizi sicimle kaplıyorduk.

Gönlümüzün damarlarını,
Kördüğümlerle bağlıyordu sicim.
Ve bizde binlerce biçim.
Savruluyorduk.
Sahte sahte seviyor,
Öylesine zevksiz sevişiyorduk.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:18 AM
Bürünmüş

Bürünmüş;
Yüce düşüncelere.
Issızlığında bir kıyının;
Kendinden bile uzakta.
Sulardan geliyor;
Kayık misali.
Mecalsiz süzülüyor;
Maviye.
Artık ıssız dalgaların;
Vurduğu kıyıda,
Çaresiz yatıyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:18 AM
Büyüyen Yürekdi

Sulanan neydi
Susayan zamanda
Susan neydi
Eskirken çığlıklar.
Çığlar büyürken
Çağıldayan neydi.
Gölgesinde günün
Büyüyen yürekti.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:18 AM
Camların İçinde

..............
O vakit döküldü
Ceplerinden misketleri
Saklamıştı onları yıllarca
Ömrünün en gizli köşelerinde
Renk renk aylar
Yarım aylar şeklinde.
Sanki camların içinde
Koskoca bir bahar
Camların içinde memleket
Özlem duyulan mutlu bir çocukluk
Bilyelerin içinde
Cocukluğum hala ceplerimde...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:19 AM
Canınız

Canınız ne tatlıdır.
Ey yenikler!
Suskun sızılarınızı
Nasılda abartırsınız.
Unutmayın
Yaşayan acı da çeker.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:19 AM
Cemile

Karayollarında işçiydi.
kapkara asfalta aşıktı.
Yaşamını
Ellerindeki nasıra işlemişti.
Gözü karaydı,
Kararan vücudu gibi.
Bir asfaltın kokusunu
Birde cıgara içmesini severdi,
Cemilenin dışında.
*******i şantiyede
Küçük bir kulübede,
Sabaha kadar uyurdu hayallerle.
Yüreği daralırdı,
Dayanamazdı gurbete.
Hele her sabah gelen yelle
Gelirdi Cemilenin hasreti de.
Çekilip bir köşede
Ağlardı kaderine.
O hep sevmişti de
Onu hiç sevmemişti Cemile.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:19 AM
Cevapsız

Cevapsız bir mektup
Sonsuzda dolanan
Bir çığlıktır oysa
Suskunluk.
En acı işkencedir
Bilene.
Sussun kelimelerin
Olmasın mektubun
Bırak kalemi
Bırakda kanasın yaram.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Cevizli Durağında

Cevizli durağında
Paslı bir rayım.
Banliyö geçti üzerimden
İçimde derin bir sızı.
Paslı çığlıklarla
Uzanırım zamana

Cevizli durağında
Bir söğüdüm.
Saçlarım emanet rüzgarlara
Ayrılığın sarkacında
Salınırım
Bir sabaha bir geceye

Cevizli durağında
Boyacı bir çocuğum
Gözlerim asi
Rengim yabancı
Ve uzak gülüşlerim
Boyalı ellerimde saklı

Cevizli durağında
Ufka açılmış
Bir bakışım
Aşıkların gözlerinde
Susan yeşil yeşil
Bir ceviz ağacıyım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Charleroi

Madenlerden;
Çıglıklar yükseliyor.
Sene bilmem kaç
Bilmemki kaç yüz insan
Sıkışmış hala çıkmaya
Çabalayan ellerle uğrasta
Bacalardan;
Yükselir hala çığlıkları.

Maden daha cok
İnsanlar yer altından
Çıkar kömür.
Yarına bir parca umut
Var mı asansör?
Çıkarmıyızki acep
Günün alnına
Yarına asansör.

Belkide kapandı madenler
Ama bacaları
Yükselir hala göğe.
Anısına ölen dostların
Bir mezar taşıdır
Yükselen bacalar
İçinde kalanlara
Gökyüzünü taşıyan bacalar.

(Belcika da calismis olan
Turk maden iscilerinin anisina)

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çakırcalı Efe

Çakırcalıydım
Nazilli dağlarında vurdular anam...
Fakirinin fukaranın efesi vurulurmu
Hiç hakkın kurşunu
Efeyi bulurmu buldu...

Otları yoldu efe
Yarası ağır kanı gidiyor
Zalimin kurşunu aman vermiyor
Hainin kara dinlinin
Hesabını soramıyor efem.

Yollar gene kesildi
İmansız ağalar beyler
Düzüldüler ovaya
Fukaranın boğazını sıkmaya
Başladılar efem ses ver...

Yatakların yaltaklandı
Ağaya beye
Kabirinin yanından geçmek
Zulüm oldu
Çakırcalı Efe yol ver bize...

30.01.2007

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çelişkilerin Rahmi

Çelişkilerin rahminden;
Doğurdu kendini.
Kanlı elleriyle kesti,
Yaşamın ve tutsaklığın;
Hazin bağını.
Yol aldı yalnızlığa;
Ulaştı sonuna.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çengelköy

Sinanla oturduk kıyısında;
Çengel köyün.
Konuştuk dalgalardan.,
Kulağımızda uğuldarken,
Dalgaların çırpınışları.,
Bulduk kaçışın yolunu.
Sinan ve ben Çınar altında;
Oturmuşuz;
Kulaklarımızda dalgalar.
Gözlerimizde bilinmeyen;
Bir sevdayı bekleyen,
Özlem.
Dalgalar kulaklarımızda,
Kıvılcımlar çakıyor yüreğimizde,
Kıvılcımlar dalgalara,
Biz uzaklara
Yol almaktayken,
Özlemler gerçeğe;
Ve umutlar uzaklara,
Göçmekteydi.
Birden dalgalar sustu.
Çengelköy artık;
Uzak bir özlemdi.
Ve dalgalar;
Yankılanırken,
Uzak biryerlerde;
Çengelköyün çengelinde,
Asılı kalmıştı umutlar.
Özlem dalgaya karıştı;
Dalgaları özlediler.
Mülteci yalnızlıklarında.
Sevda bahçelerinden,
Bir gül koparıp;
Savurdular,
Uzak bir denizin kıyısından,
Dalgalara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
ÇığlıkÇığlığa

Taptaze bir çığlıktın,
Gözlerinde kıpkızıl iki güneşle,
Çığlık çığlığa doğardın göğüme.
Sonra yağmurlar yağdırdın;
Umutsuzluğunun hüznüyle.
Oysa ben senden;
Umutlu gülümseyişler,
Bitmeyen öpüşler isterdim.
Sen gene çığlık çığlığa;
İki kızıl gözle,
Yapışırdın göğüme.
Ben berrak gönlümde;
Işıl ışıl olsun isterdim,
Mas mavi gözlerin.
Sen ağlarken,
Benim umutlarımı boğarken;
Ben çökerdim.
Karanlığından pılımı pırtımı toplayıp;
Güzel gülüşlere göçerdim.
Ama sen;
Hüzünden koparılamaz,
Ağlarla örmüştün hayatımı.
Ve ben kopamazdım;
Sinsi ağlarından.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çınarlar

Sığınmıştık gölgesine
O ulu çınarın.
Zaman kurcalayadursun gövdesini
Kökleri tarihi kavramıştı çoktan.
Şehirler düştü gözlerinde
Yeniden şehirler kuruldu gölgesinde.
Ama insanlar değişmedi
Her gün bir parçasını kopardılar.
Bir gün devrildi oyuk gövdesi
Baltalarla parçalanıp taşındı sobalara.
Gölgeler ıradı kaldı insanlar sıcakta.
Kökleri kavrulurken geldiler
Karıncalar kadar çoktular
Devcesine avuçlarıyla su taşıdılar
Anadoluluydular yürekleri hürmetle
Bilekleri emekle dolu sel gibi geldiler
Bir sabah kuşluk vakti
Çınar fideleri sürdü başlarını topraktan göğe
Öylesine umutla büyüdülerki
Başları bulutlara değecek sanıp eğildiler
Anadolu halkının önünde
Hürmete hürmet ettiler
Anadoluyu baştan başa çınar çınar
Emek emek kapladılar
Gölgeleriyle çeşmelere serinliği taşıdılar
Cami avlularında huzura el açtılar
Elleriyle kaldırdılar göğün gönlünü
Bir Nazim'a yoldaş olamadılar
O yüzden oyuktur yürekleri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çiçekten Halılar

Başka bir yol var elbet
Yağmurun toprağa
Dokunduğu.
Başka iklimler var elbet.
Mesela;
Güneşli bir sonbaharında
İstanbul un
Br de kar yağar
Üşümüş yüreklere.
Ahşap evlerinin çatısında
Alnı parlarken
Yalnız İstanbul evlerinin.
Sen br de
Bir apartmanın
Üst katlarından birinde
Beklersin
Çiçekten örülü
Halıların serilmesini.
Ve kanaryaların
Şen kahkahalarıyla
Balkonuna dönmesini.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çiğ Damlaları

Yaprakların hışırtısında;
Ormanın soluğu.
Uzak bir yamacın;
Son ağaran dalıyım şimdi.
Bu baharda;
Kar yağdı dallarıma.
Yollar ıradı.
Ya olmasaydı;
Çiğ damlaları;
Ne kadarda;
Yalnız kalırdı,
Yapraklarım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çiğ Gibi

Çiğ gibi
Düştün yüreğime
Her sabah senin serinliğinle
Uyandım sevgili.

Unutkanlığın soğukluğunda
İnat ettin
Serinleteceğin bir dalı kaybettin.

Hikayeler şiirler yazdım sana
Kesinlikten arınmış
Mükemmellikten uzak.

Seni çok sevdim sevgili
Anlatamadım sana yüreğimi
Eridim zamanda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:20 AM
Çocuk Elleri

Yırtılırken;
İki nehir arası,
Mezopotamya’nın suratı.
Tarihin yarasıdır,
Kara kara kanayan.

Çocuk elleri ki;
Parça parça.
Çocuk gözleri ki;
Ayaklar altında,
Bir bir dökülür.

Fısıltılarını duyuyor musun;
Gürül gürül akan nehirlerin.
Amansız hüznünü,
Kızıla dönen yüzünü;
Görüyor musun?

Bir çocuk takmış barışı;
Dudağının köşesine,
Gülümsüyor ölüme.
Göğü yırtan akbabaların gölgesinde;
Paramparça gülümseyişi.

Ap ansız bombaların sağanağı,
Uzatma boşuna elini;
Ellerini tutamazsın.
Param parçadır artık;
Çocuk elleri.

Senin olmayan bir savaşta;
Geçersin,
Ölüler tarlasından.
Koşarcasına akarcasına;
Utançla geçsin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:21 AM
ÇocukGibi

Çocuk gibi olmalı.
Mesela;
Yaptığın resimde,
İki güneş.
Yahut şiirinde;
Yersiz gülümsemeler,
Olabilmeli.
Yada eskiyen,
Kumbaranda;
Umutların saklana bilmeli.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:21 AM
Çocukluğum

Sarılı bir buluta
Çocukluğum.
Domur domur
Bir ter damlası
Güne karşı.
Sessiz sedasız geçen
Ağır aksak
Bir leylek kanadı
Çocukluğum.
Uzak bir coğrafyanın
Heybetli yükseltisinde
Soluklanan
Sonsuzca mutluluk
Çocukluğum.
Her yalana kanan
Hiç bir oyunda yanmayan
Bir düş sağanağında
Sırılsıklam,yapış yapış
Tatlı sıvırcık karası
Çocukluğum.
Dallarda erik erik
Ekşi.
Yapraklarda
Hüzün hüzün çiğli
Çocukluğum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:21 AM
Çöpçü

Çöpçüyüm,
Kaybolmuş umutları toplarım.
Çöpçüyüm ben,
Hani güzel çöplerinizi,
Parasız toplayıp mutlu olan.
Siz görünce beni,
Neden buruşursunuz kağıt gibi.
Kendinizi de çöpe atacaksınız,
Bir gün.
Ve ben toplamayacağım sizi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:21 AM
Dağsın Dağ

Yatmakta upuzun,
Dört mevsim altında.
Ve beklemekte,
Bütün heybetiyle,
Doruğuna konacak kartalı.

O bir salkım üzüm gibi,
Öyle taze öyle tatlı ki.
İnsan o heybetine rağmen,
Onu avuç avuç,
Yemek ister.

O saklı umutları,
Öyle güzel saçar ki.
İnsan onun teninde,
Umutların doruğunda,
Ölmek ister.

Onun heybetinden,
Öyle korkar ki, alıcı kuşlar.
Konamazlar alaca doruğuna.
Öyle umutsuz çırpınırlar,
Bulutların arasında.

O bir dağdır dostlar,
Bundandır onu vuramazlar.
Balyozlarıyla yıkamazlar.
Çalıp,
Parça parça satamazlar.

Dört mevsim altında,
Bir onun rengi değişmez.
Bir ona geçmez,
Zamanın sözü,
Sen dağsın dağ.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:21 AM
Dalga Kıran

Dalgaların katiliyim,
Suçum karalarla işbrliğimdir.
Anadolu’dan nehirlerle gelen kumdum,
Denizin kıyısında delta oldum.
Dalgalarla özgürleşecektim,
Engin deniz diplerinde.
Deltadan taşıdılar bizi;
Artık dalgaları kıran beton yığınının içindeyim.
Umarsızdım, dalgaları böldüm,
Martıları ağlarken gördüm.
Güneşi doğuran kızıl anayı gördüm,
Ayın gidişine ağıt yakan
Dalgaların sesini dinledim,
Kahroldum kahroldum.
Yıkılmak için yalvardım tanrılara,
Engeldim umudun savaşçılarına.
Dalgalar soğuruluyordu.
Deniz celladına doğruluyordu.
Martılarsa denize ağlıyordu.
Bense dar ağacıydım, denizin dalgalarına.
Halaya durdu dalgalar.
Kol kolaydı deniz bir uçtan bir uca,
Dertleri yoktu umutları vardı.
Suyu toprağı ve güneşi birleştirip,
Sevgiyi ve emeği üleştireceklerdi.
Şarkı söyleyerek çarptılar bedenime,
Sesleri gömüldü derinlere.
Suçum umudu bölmektir.
Saltanatım ihanetimdir.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:21 AM
DalgasınaVurulduğum

Kıyısında durduğum,
Dalgasına vurulduğum deniz.
Bir yosunum kıyında.
Mavine büründüm;
Ey deniz!
Berrak ve temiz,
Masmavi entarinde,
Yeşil bir noktayım.
Sana aşık bir nokta;
Ne rengine nede sesine,
Berraklığına,
Cömertliğine aşığım,
Ey deniz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:21 AM
Damla

Süzüldü bir damla,
Dudağın da takıldı.
Al al yanaklarından,
Akıyor damlanın kardeşleri,
Çekimindeler yerin.
Yarışıyorlar belli.
Sona varmadan,
Soğuruluyor damlalar.
Ve iki kıpkızıl güneşten,
Süzülüyor iki kor,
Yüreğimin ta içine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Damlalarında

Damlalarında bir değirmenin
Una eren serinliği.
Damlalarında unu
Hamura deviren bereket.
Damlalarında tarihi doyuran
Emeğin eseri ekmek.
Damlalarında iki hüzünlü nehir
Yüzünün bereketli deltasında uzanan.
Damlalarıinda nehirlerin belleği
Zamana mendereslerle uzanan.
Damlalarında birleşen bir deniz
Devinimlerin direngen dalgalarıyla örülü.
Damlalarında bir hayat
Umut dolu ana Anadolu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Darıcada Bir Ev

Darıcada bir ev
Yolu taştan
Sokağı yiğit
Numarası on dokuz.

Kat üç
Kapısı kapalı
Bahçesi dargın
Sesleri kayıp.

Ufuk
Bir çizgide saklı
Yıldızlar
Çekilmiş göğe.

Nusret
Bir mayın gemisi
Ulaştırıyor mayınları
Düsmanın yüreğine.

Yıldız
Göğün tarlasında
Sevgi dolu sarısıyla
Bakmakta penceremizden.

Ulaş bir uğraşta
Kendince derin.
Ve ulaşmakta
Umutların en güzeline.

Semiramis mezopotamyalı
Bir kraliçe
Gözlerinde kızıl;
Bir ufuk saklı.

Sakin bir gece
Ulaşıyor yıldızlar
Ufkun kollarına
Nusret dönüyor mayından.

Yil 1915
Mayınlar patladı
Sessizlik dağıldı
Yıldızlar ufka ulaştı.

Yıl 2006
Brükselde güneş;
Semiramisin gözlerinde
Kızıl bir ufka tırmandı

Yıl 2006
Ankarada;
Ulaştı Nusretin sesi
Yıldızların en güzeline.

Yıl 2006
Darıcada bir ev;
Bakmayın sessizliğine
Bahçesinde güleç gülleri saklı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Denge

Dengeli ol.
Söz dinlesin kalbin.
Susmayı da bilsin.
Sessizliğim;
Sevgim olsun.
Ne kadar susarsan;
O kadar içersin,
Aşk pınarının damlalarını.
Ne kadar susarsan;
O kadar iyi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Deniz

Bir gemi kalkar
Halatların hışırtısında
Bir ömür of çeker
Ama umuttur
Dalgaların ışıltısı.
Bir martı sesidir
Uzayan zaman
Denizin örtüsü boyunca
Yığınla hüzündür.
Artık ayrılığı
Yalnız iskele babası
Yalnız hüzün.

Yorgun deniz
Pervanelere dolanmaktan
İnsanların tenine
Dokunamamaktan.
Uzak artık
Geceyi aydınlatan
Aysız yakamozları.
Hele o balık bekleyen
Lüks lambaları;
Nasılda dargın şimdi
Köhnemiş
Kahvehane köşelerinde.

Dalgakıran boyunca
Dizilmiş karabataklar
Yosunlu kayaların yüzü
Dönük Haydarpaşa İskelesine
Boylu boyunca
Uzun bir;
Sedire uzanır gibi
Uzanmışlar ufkun sonsuzluğuna.
Ardlarında
İki tarih çığlığı
Sultanahmet ve Ayasofya.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Denizler bilirim

Denizler bilirim
Kurşunlanmış yunusları birer birer
Sağılmış ellerinden cellatların
Kanlı denizler.

Denizler bilirim
Kendi balıklarına kurban gitmiş
Dayanamamışta içine çökmüş
Düşün fosillerinde boğulmuş denizler.

Denizler bilirim
Eşsiz enginlerde mavileşip donan
Kardeşliğin, eşitliğin limanlarına
Umudun sürgünlerini taşıyan denizler...

18.02.2007

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Derdim

Seni düşünüyorum gene
Seni
Yaşamın bütün güzelliklerini
Taşıyan o eşssiz gövdeni.

Seni düşünüyorum gene
Gönlümün fırtınalı sularında
Seni sözlerimle yaralamam
Değil boşuna.

Seni düşünüyorum gene
Gönlümün sevda denzinde
Batırıp yüreğimde saklamak
Seni sevgilim.

Seni düşünüyorum gene
Sevgilim düşün ışkınları
Boy verdikçe kafamda
Battıkça batan bir gemisin yüreğimde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Derince

Bir apartmanın
En üst katından
Dalıyorum gıri bir denize.
Derince bir zamanda
Ada ekspresi
Geçiyor düşlerimden
Oturmuş rayına
Kendinden emin
İlerliyor
Gebze ufuklarına.
Takılıyor gözlerim
Park eden gemilerin
Körfezdeki sessizliğine.
Bir martı çığlığında
Tam bir kanat dairesinde
Tükenirken sessizlik
Ben tükenmekteyim
Uzak bir denizin
Hiç görmediğim
Yosun sessizliğinde
Ermekteyim
Kuzeyin en yeşiline.
Yalnızlığım
Sessizliğin şerbetini içmiş

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Dertlere Düşme

Dertlere düşme güzel
Yüzünde ışıl ışıl gözler
Dudaklarında
Sınırsız gülüşler olsun

Dertlere düşme güzel.
Suskunluğun kadar
Umudun
Ve bedenin diri olsun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Dilberim

Mittani tepsilerde;
Hayatı sunuyorum sana.
Ey güzel dilberim.

Ayın donuk halesinden,
Güneşe taşıyorum seni.
Ey güzel dilberim.

Maraş mintanı giyerim,
Seninle ölüme giderim;
Ey güzel dilberim.

Yalındır ayaklarımda sevgim gibi.
Sevgimiz kadar mahkum olsak da yoksulluğa;
Biz ölümüne severiz ey güzel dilberim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Dingin

Benim gönlümde
Yeri yok
Ölü denizlerde
Dingin kalanların.
Benim gönlümde
Dalgalara düşenler
Fırtınalarla boğuşanlar
Depremlerle savaşanlar
Ve kavgayı
Yaşamla bir tutanlar var.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Dinle

Düştüğün yerden
Görünüyor
Uçsuz bucaksız deniz.
Sarmaş dolaş dolanmış
Kelimelerin,
Ulu sedir ağacından
Göğün mavisine bulanmış.
Renkler bambaşka,
Diller başka;
Şimdilik sadece
Gören gözleri olsada,
Şakıyacak bülbül gibi
Gebedir cümlelere,
Göğün yüzünde uçuşan
Renkten kelimeler.
Belki düştüğün yer
Bir gecenin içiydi.
Suskun tarlasında
Sonsuz gibi geldiyse
Beklemen günü.
Rüzgarın okşadığı
Başakların sesini dinle.
Değilsin yalnız!
Yüreğindeki sevginin
Sesini dinle.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Dipdiri

Gül kurusu, çimen;
Taş, ıslak toprak,
Hangisi senin adın.
Sen adısın ıpıslak toprakta;
Dipdiri yatan çimenin.
Ve gül kurusu ufuklardan;
Şafağı söktüren;
En güzel sözcüksün sen.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:22 AM
Diploma

Yarım bir dairede
Notlara karışmış
Anılar yumağıydı
Zaman.
Yarı çapı yedi yıl.
Karşıda
Heybetli bir oda.
Kare kare
Işık ışık
Bir pencere.
Ve sen dostum
İnatla istiyorsun
Yedi yılını.
Sekizinci yılında
Çapa ermeye
Altı kala
Diploman hala uzakta.
Zamanın kırsalında
Mecburi hizmettesin.
Kafeste bir diploma.
Rektörlükte
Heyetlik bir hasta.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:23 AM
Doğurdum Sabahımı

Zaman doldu;
Kalk gidelim.
Attım gecenin içine;
Geçmişten kalanları.
Ve başladım,
Yol almaya.
Zaman doldu;
Ulaşmak için sana.
Geceden doğurdum;
Kendi sabahımı,
Kan ter içinde.
Açtım gözlerimi;
Kanlı şafaklarda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:23 AM
Doksanda

Çalışıyordu;
Bir buçuk metrekareydi,
Bütün dünyası.
Duruşunda;
Bir kentin yıkık,
Duvarları saklı.
Doksanda;
Dik sanılan,
O yalnız açıda.
Ağıyordu düşleri.
Akustik metalin ritminde;
Uzuyordu sanki boyu.
Elleri uzuyordu…

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:23 AM
Dost

Yıldızlı bir gecede,
Şiir çekerken;
Denizin derinliklerinden.
Sen düştün serime.
Selam var sana dost,
Yedi tepeli şehirden.
Kız kulesine konan,
Apak martılardan.
Selam var sana dost,
Ufukların masmavi;
Yüreğinden.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:23 AM
Dost Olmalıyız

Yaşanması gereken bir hayat,
Ellerimizde dostum.
Biz bütünün parçalarıyız,
Dost olmalıyız.

Yalnızlığın çeperlerine,
Takılmak değil senin istediğin.
Öznelliğin türevleri,
Gene sensin.

Yüreğinin kuytusundan,
Beyninin tümseğine,
Yollar açmak,
Senin ellerinde.

Umutların rüzgarına,
Açıp bembeyez yelkenleri,
Özgür limanlara yol almak,
Bizim elimizde.

Yolculukların sonu yok güzelliklerinde.
Çakılmak bir kalbe,
Acıtıp yürekleri çekip gitmek,
Değilki sevmek.

Dostum yoğrulduğumuz umut hamurundan,
İnsanlığın ekmeğini yapmanın zamanıdır.
Karışıp sokakların akışına,
Umudun ekmeğini dağıtmanın zamanıdır.

An eskiyeni kılıçtan geçirip,
Şimdiyi yaratmanın zamanıdır.
Haydi kuşan umudunu,
Umudu köhnelerden kurtarmanın zamanıdır.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:23 AM
Dönme Geriye

Gurur ışıldarken
Teninde bir şamatadır
Ne varsa ala kayan.
Gözlerindeki
Hırçın karada
Dolanır durur
Işıltılı bir umut.
Dönmekten daha iyi
Dilenmek sevgiyi.
Sokaklarda
Son ışıltıların altında
Herkesten
Sevgi sadakası dilen.
Ama dönme.
Umudun ışık olsun
Sevgine.
Kalsan da karada
Dönme geriye.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:23 AM
Dörtlükler

Yırtılan yüzünü,
Hangi rüzgar dikecek.
Şu bulutu kim gönderip,
Mavini geri verecek.
2
Yalım sarmış,
Yarım kalan romanları.
Yanlarında külleriyle,
Yalnız kalmış umutlar.
3
Uzun bir yokuş,
Bitmez bir düş.
Tam dört notalık ezgi,
Dört dişli bir gülüş.
4
Kırılgan bir kiraz dalımısın,
Temmuz da güne karşı.
Meyvalarından boyun bükmüş,
Yorgunmu düşmüşsün?

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Dudaklarınla Sar

Bir bilsen;
Kaç yol geçtim,
Ulaşmak için adına.
Göğün karanlık dehlizlerinde;
Kaç umut tükettim.
Şimdi sarıl bana.
Uzaklarda yalımlar sarmış;
Dudaklarınla sar beni.
Ve istersen karanlığın içinden;
Ay gözlerinle süz beni,
Sonsuzca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Durak

Bir yol
Uzun.
Üstünde serili
Bir ömür.
İçinde;
Ne ararsan bulacağın
Bir düş denizi.
Kenarında
Uzak sağanaklar
Umutla bekleyiş durakları.
Trenler
Otobüsler
Uçaklar
Ve sen varsın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Duruldum

Öykündüm rüzgarlara;
Estim fütursuzca.
Seni gördüm,
Duruldum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Dùsler Sokagi

Sonsuz düşler sokağı
Gözlerimiz ilk
Ne zaman düştü
O sokağa;
Yolumuzda
Şatolar yükseldi
Umuttan yüce
İş işten geçmeden
Dirildik yeniden
Düşler sokağında.
Yürüdük sevişmelerimizle
Yeşerdi dünya
Şehirler
Kahkahalarımızla şenlendi
Ve daldı
Aydınlığın orduları
Zorbalığın içine.
Düştü
Kapakları gözlerimizin
İçimizde kuruyan sevgi
Yürüdü
Bahar dallarınca.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Dut

Bir dut ağacı gibi,
Dutların düşerken;
Sen büyüme telaşında,
Yükselensin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
DuvardakiResim

Bir resme vuruldum.
Bakışlarında hüzün,
Umut aşk tutku.
Bakışlarında ben varım.
Güzelliğiyle dünyayı kıskandıran;
Benim dünyamı,
Dört köşeli,
Bir çerçeveye sığdıran.
Güzelliğiyle hapsetti beni;
Bu küçük evrene.
Dar geliyor artık dünya,
Resim gerçek mi bilmem?
Var mı resimdeki gibi biri?
Yoksa benden çok önceleri mi?
Geçmiş buralardan.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Duymuyorsun

Duyuyor musun sesini?
Sesin;
Bir salıncağın,
Paslı gıcırtısından,
Daha eski ve cılız.
Ve duymuyorsun,
Lanet gıcırtını.
Göz yaşların;
Binlerce hançer,
Acıtmıyor tenini
Kanın bitmiyor.
Susmuyorsan susma.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Düğüm

Dolanası bir düğüm.
Sevgi dolu bir nehir.
Kör düğümleri çöze çöze
Akıyor nehir.
Damar damar
Katıyor canını cana
Öylesine duru
Öylesine mavi mavi
Akıyor altında günün.
Akıyor sevda sevda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:25 AM
Dünyadan İnsana

Kar yağıyor bağrıma iyice soğudu bedenim
Yaşamak sokakları ev bilenler için
İyiden iyiye zorlaştı.
Yaraların kanıyor mu başın yine ağırıyor mu?
İnsanoğlu yaşamak sıkıyor artık seni
Sıkılmak yaşamak acılarının ucunda
Tüten bu duman sosyal bir olgu gibi tırmanıyor
İçinde isyan dört bir yanından
Şekilsiz görüntülerle uzaklaşıyor
Hasretin kıyılarında kaldın.
Uzak kıyılarımda boğulanlardan anlıyorumki
Ben bir denizim acılarıyla
İnsanları boğan bir deniz
Umutlar uzak bana içimden geçen gemiler uzak
İnsanlar uzak sıcaklığımı kaybettim
Kıyılarım leş kokan bir bataktır artık
Yaşamda ağıran yanlarımı taşıyan gemiler yorgun.
Anlaşılmamak uzaklıkları sonsuzcasına katlarken
Kültürlerin çatıştığı yada uyuşamadığı
Bu göç fanuslarında
Sonsuzca bir tasa kapladı yüreğimizi
Göçlerde kalmak sonsuzda asılı kalan benim gibi
Bir gezegen misali
Salınmak ve uzaklaşmak
Evrende dünya gibi
Dünyada insan gibi
Aynı hasreti aynı yürekte taşımak
İşte yaşamak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Dünyanın Dilleri

Yaşam en büyük öğretmendir
Yaşamın içinde
Bir öğrenci gibi yaşamak
Ve öğrenmek elimizde.
Başka dillerle
Yamanan umutlar
Belki kolay bir mutluluk sunabilir.
Her zaman eksilten yaşamın
Bu hırçın döngüsünde
Biraz olsun
Yeni doğan bir çocuğun
Diliyle ve keşifleriye
Kendimizi bulabilmek.
Birer duraktır
Dünyanın bütün dilleri
Uğramadan sonsuzluğun ormanına
Yangınları söndürebilmek için
Sessiz bir savaş belki
İnsanlık ormanının
Bu yok oluşunu durdurmak icin
Dünyanın bütün dilleriyle yaşamak.
İşte geldik ağır ama emin
Ve başımız dik
Olsakta tek başımıza
Yüreğimizde iyi insanlarin sesleri
İşte gidiyoruz yüreğine insanlığın
Bütün kapıları açacak
Bir şiir yazana kadar
Zulmün ordularını
Durduruncaya kadar
Kalemin ucuyla
Dillendireceğiz umudu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Dürtüler

Yalnız başına,
Kaçıncı kalışı.
İçindeki arzuyu,
Kaçıncı bastırışı.
Karanlığın içinde,
Yalnızlığın kollarında;
Kendiyle sevişiyor gene.
Gene kendini seviyor.
Dışarıda bastırılmış,
Yalnızlık ayyaşı,
Milyonlar.
Acılarla sevişiyorlar,
Bastırıp dürtülerini,
Sapıtıyorlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düş

Sokuldu bir düş
Üşüşüp kokusuna
En güzel günlerin
Taşındı en iğrenç böceklerle
Dünyanın yüzüne
Tüketin ne bulursanız
Diyordu düs
Böcekler yiyordu
Düş büyüyordu
Bir gün tükendi yiyecekleri
Ama bitmedi düş
Lakin yaşam çoktan bitmişti.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düşerken

Şatolar düşerken
Yalnızlığının içinde kendisi yok
Uzak kalmış yıldızlar goğe
Uzak sevgi
Bir tutam inci gibi
Kayıp deniz diplerinde.
Tanınmayan milyonlar
Kimsesizlik gibi yalın
Boğazına dolanan düğüm.
Şimdi gecenin içinde
Ne işi var?
Sonsuzluğun ortasından
Cekilmesi gerek.
Yoksa susmak ve unutmak
Ve sonra unutulmak mı?
Yalnız ve yalın ikilemlerde
Bilinmezlık kadar derin
Uçurumlar büyüyor içinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düşlere Düşme

Düşlere düşme;
Düşüp de üşüme.
Her şeyin;
Bir hikayesi
Ve sonu vardır.
Düşlere düşme;
Düşüp de üşüme.
Hayallere kapılıp;
Unutma yüzümü.
Kırlangıçların;
Kapkara yüreklerindeki
Hüznünü bilir misin?
Göç edip ıraklara,
Uzaklardan sever;
Kırlangıçlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düşmüş Denize

Akıyor su
Ayın kavsinde;
Kim oturur.
Oltasını salmış,
Denize;
Çekiyor şiir.
Düşmüş denize;
Sonsuz bir tebessüm.
Yansır durur,
Yakamoz yakamoz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düşten Gerçeğe

Bir orman düşlüyorum,
Büyük küçük,
Binlerce yüz binlerce ağaç,
Binlerce ayrı cins,
Binlerce ayrı renk ayrı yaprak.
Biri yaprak döker,
Biri dökmez.
Biri göklere çıkar,
Biri çıkmaz.
Ama hiç biri;
Diğerini yıkmaz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
DüştenGerçeğe

Bir orman düşlüyorum;
Büyük küçük,
Binlerce yüz binlerce ağaç.
Binlerce ayrı cins,
Binlerce ayrı renk,
Ayrı yaprak.
Biri yaprak döker,
Biri dökmez.
Biri göklere çıkar,
Biri çıkmaz,
Ama hiçbiri,
Diğerini yıkmaz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düştü Göğe

Düştü göğe gün
Hırçın kızıl
İnadına alev alev
Gözlerinde kan damlaları;
Ağlıyor gün.

Denize düştü gün
Ağır ağır yayıldı
Dalgaların köpüğünde
Kızıl bir vals başladı
Maviye daldı gün

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düştü Gün

Iradı uzak bir sarıya
Sarıda balkıdı gün
Denizin üstünden indi
Geceye düştü gün...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düşünmek

Düşünmek
Neleri değiştirmez ki.
Şimdi gecenin bir yarısı.
Martı sesleri arasın da
Sabahı beklemekteyim.
Dışarıda serin bir yaz.
Gecenin florasından
Ritmik ve ahenkli
Sesler yükseliyor.
Şimdi
On metrekarelik
Bir gökyüzüne sığamıyor
Düşlerim.
Olgun bir mahpus gibi
Gün ağardığında
Usulca süzüleceğim
İnsanların arasına.
Renklerden kamaşan gözlerimi
Ova ova yürüyeceğim
Işığın büyülü dünyasında.
Ağustos böcekleri
Gecenin içinden
Sesleniyorlar
Bildik şarkılarını.
Düşüncelerim
Düşlerimden uzakda.
Derinlere dalmakda
Devire devire
Uzaklarlara ağmakda
Yırtılan ne varsa geçmişde
Umuda dair
Onları yamamak da.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Düşüyor aklıma

Yollar yollar
Düşüyor aklıma.
Seni unuttum diye mi?
Dostum
Her gün böyle yağmurlar
Düşüyor aklıma.
Nerede nerede sesin
O hırçın nefesin.
Toprağa niye bakıyorsun
Böyle sessiz nedensiz.
Yarın doğacak
Soylu guneşimiz
Yıkayacak ışık ışık
Senin toprağını
Dostum nereye
Nereye gidiyorsun.
Süphan dağında
Kürtçe bir türkü söylüyorsun
Siphan siphane....
Sen ağır ağır
Irayıp göğe
Ufka hüznünü
Niye takıyorsun
Dostum nereye
Nereye bakıyorsun...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Ekimler Gridir Artık

Müzikler dinliyorum
Ortasında bir masanın
Aylardan ekimdir
Yoksulların kızıl devrimine inat
Gri yavaş ve asil
İnmektedir pencerelerden.
Yakın bir okyanus etkisidir
Yüreğimi kabartan
Sana sözlerin en yücesini
Dağlar gibi sarsılmaz
Ve devcesini yazardım
Lakin bir bellek ihanetidir
Sözcükleri unutturan
Büyük patronlara çalışan
Kalemler saltanatında
Yoksullar sadece
Ramazan ayında anılır.
Ekimler gridir artık
Patronların manşetlerinde
Kıziıllığı uzakta kalsada ekimlerin
İşçileri hala ayakta devrimlerin...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Elbet

Şimdi ağır ağır
Ağarıyor gün.
Ağır aksak dirilen
Bu doğada
Sessizce yükselen
Günün ardında
Elbet gece bakir
Gece asil ve yorgundur.
Bozkırlar ortasında
Yapayalnız bir yankıdır
Sesi artık.

Uzaklardan süzülen
Bir çığlık gibi
Işıyor inadına.
Yaşamak inadına diyor
Genede dalgalar ortasında
Mutludur.
Çünkü dalgasız bir sefillik
Yapayalnız bir umarsızlık
Ona göre değil.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:26 AM
Elveda

Son damlasıda düşdü
Son yalanla
Yerle bir oldu
Işığın orduları
Elveda!
Sana gün.
Yarım kalan bugün
Elveda!
Aşk.
Son saçakdan düşen
Sevdalı çocuk
Elveda!
Rüzgarlarla taşınan
Soluk ay
Gezginlerin soluğu
Elveda!
Deniz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Emanet Dalgalara

Sefil bir omurgasızlık
Dik yürüyen yok sayılır.
Güneşin onurlu çocukları
Sürüngen organizmalara
Nasıl dönüştü.
Ellerinde çelikden ikonalar
Düşlerinde
Korkak ikircikli rüzgarların
En ufak esintisinde
Savrulan çelişkiler.
Susmak lazım
Onları görünce sessizce
Kaçmak lazım
En uzak köşelere.
Dünyadan habersiz
Yalan yanlış oyunlarda
Sessizce yaşamak.
Gözlerden uzak bir
Sıradanlık içinde
Kendine varmak.
Geçmek en ötelerine
Denizlerde fersah fersah
Yol kat etmek
Sınırsız bir düzlük de
Eylemsiz
Ve emanet dalgalara
Gidişin..

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Eridim

Sevdim
Kızıl şafaklarından
Ağan ışığını
Bal eyledim de
Damla damla emdim.
Bereketli pınarlarında
Zamanı eritip
Kana kana içtim.
Soylu güneşinin alnında
Emek emek
Damla damla
Eridim.
Buhar oldum
Göğe erdim.
Rüzgarlarının soğuk nefesiyle
Kar oldum
İnce ince sağıldım
Gök ananın
Buluttan memelerinden
Yarin teninde eridim.
Mavi mavi
Aktım
Kattım acımı
İyotlu bağrına
Denizlerinin
Duruldum.
Gözlerimi kapattım
İçimde seni buldum.
Bunca yıl
Boşuna yoruldum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Eriyen Zamana

İpleri kalın ve sıkı sıkıya bağlı.
Beynindeki damarlar kılcallara ayrıldıkça,
Büyüyordu sorun yumağı.
Sorunlar yumağını koyuyor yastığa,
Ve başlıyor örmeye hayellerle kazağını.

Onu umutsuz *******de,
Karanlıktan koruyacak,
Onu yaşatacak.
Ona sarınıp umutla tutunacak,
Yaşamın en sekter dalınada olsa.

Kaldırımlar ah ayaklarımızın altından,
Geçip giden zamanın eridiği kaldırımlar.
Yürürken kaldırımların düzenine bakarken
Ve kaldırımların altına akarken zaman,
Boşunamıydı adımların çabası.

Seni seviyorum,
Ey hayat.
Tırnaklarım sarardıkça
Ve ufkun kızıllığı tenimden yansırken,
Gözlerimin altındaki morluklar kadar seviyorum.

Yaşamak,
Hiç bir zaman tamamlanmamış bir ilişkiye,
Eksik bir sevişmeye benzeyen yaşamak.
Hangi ressam bitirebilmişki tablosunu,
Hangi şair bitirmiştirki şiirini.

İşte ne zamanki kara nefesiyle,
Simsiyah bir yansı gibi kaplansa,
Ozaman biter tablolar şiirler.
Ve şimdi siyah beyaz bir resmin önündeyim,
Dolaşık bir sorun gibi renklerin oyunu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Ersem Sana

Bu akşam;
Kan kırmızı,
Şarap istiyor canım.

Bu akşam;
Dünyanın bütün nehirleriyle,
Akmak istiyor canım.

Uzak dağ başlarında;
Bembeyaz bir,
Kar tanesi olsam ah…

Suskunluğunu dağıtan;
Yüreğinin dalgalarını kabartan,
Tufan olsam.

Sonra ersem bir çınara;
Dayayıp sırtımı,
Sessizce ölsem.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Esin Perim

Soruyorlar bana;
Ne yapmaktasın.
Hızıma hız katmaktayım;
Diyorum soranlara.
Göğün yüzünde;
Yol almaktayım,
Duyun beni.
Bir yelken;
Özlemle beklerken,
Ulaşacağı limanı;
Ben nasıl dururum dostlar.
Esmekteyim;
Katarak tozu dumana.
Geçmekteyim sınırları.
Sorsanıza hızımın sebebini.
Çünkü sınır tanımaz;
Rüzgar.
Zincir vurulamaz;
Kartalın kalbine.
Ben böyleyim işte.
İçimden geldiği gibi;
Eserim deli deli.
Kayıp giderim;
Uzak ufuklara.
Seçerim.
Kuzey denizinin kıyısında;
Esin perimi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Eskici

Eskiciyim;
Kaybolmuş umutları toplarım.
Donmuş yüreğimi çözecek;
Büyük korlar ararım.
Sabahları;
Eskimiş bir gün ışığını soğurur,
Akşamları;
Savururum karanlığa.
Eskiciyim;
Kaybolmuş umutları,
Ben toplarım.
Umutlarını kaybedenlere;
Umut dağıtırım.
Satılık umutlarım var;
Gülümsemedir paramın birimi.
Gülümseyin yeter bana.
Çünkü ben;
Yani eskici:
Bir gülümseyişleri toplayamam.
Çünkü:
Eskimez gülümseyişler.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Eskihisar

Eskihisar Kalesinin kenarında
Sessizce oturmuş
Güneşden saklanıyor
Gölgede sıyrılmış düşlerden
Hesaplıyor gelecek günlerin
Neler götüreceğini.
Umutları ışıyor gene
Çekirdek kabuklarını
Telaşla toparlıyor karıncalar
Amaç gelecek.
Gemiler sessiz yüklü ağır
Demirlemişler yalnızlığa.
Tek kıpırtı yok güvertelerinde
Ve gölgelerinde
Balık tutuyor kayıkçılar.
İşte bu kıyıda
Serin bir günde
Demir atmak yalnızlığa
Uzak herşeye
Yalın sade ve devingen deniz
Ilık ılık esen rüzgarda
Hoş bir koku.
Karıncaların telaşında
Bir sevinç ve yüzünde
İnadına bir tebessüm...
Şimdi burada sonsuz olmak
Göğün sonundan
Bu güzel vahaya düşen
Damla olmak.
İşte bu hisarın kenarında
Bu kıyının
Eşsiz manzarasına karşı kalmak
Zamanın sarkacında
İnatla giden gelen dalgalara karşı
Uzak olmazlardan kendince yaşamak.
Eskihisar yorgun mavide
Eşsiz bir tını
İnsanların kargaşasından uzak
Gözlerindeki kibirden riyadan
Yabanlıktan uzak kendince oturmuş.
O hayatını ne mesajlara bağladı
Nede uzaklardan yankılanan
Anlamsız titrek sözcüklere.
O kendine sığınacak
Taşa toprağa
Sonsuz mavide buluta sığınacak
Ama sığınmayacak insana....
Kıyıda klarnet çalıyor
Ve keyiflerine içiyor birileri
Solukları hızlı
Gözlerinde gömülü arzu.
Sessizliği tırmalayan
Gürültülü eğlencelerinde
Derin bir hüzün
Uzaklara yamanmış umutlar saklı.
Karıncalar yavaşladı
Gün düştü yüzüne denizin
Eskihisar;
Kıyıları kıpkızıl
Günün son ışıkları
Rengarenk boyuyor denizi
Siyah fularını
Ağır ağır örtüyor üstüne deniz.
Gözleri ağır ağır kapanıyor güne
Hoşgeldin gece
Aşkım akşam hoşgeldin.
Varoldum senin çelişkili gecenden
Günü bekledim
Işığın gözlerime üşüşmesini bekledim.
Yeniden doğdum senin kıyında
Eskihisar
Senin akşamlarından
*******inden hayata doydum.
Kıyıların dalgaların
İstavritlerle taşınan lezzetin
Ne güzel
Eskihisar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Esriklik

Fırtınalar çıkacak.
Yıkılacak,
Esrikliğin duvarları.
Çıkılacak güvenin doruklarına.
Varılacak,
En yüce zirvelere.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Essin Ruhunca

Ruhun resmini çizen
Esin perini kırma
Essin ruhunca sonsuz.
Rüzgarlar ortasında
Sus derin derin.
Rengini bilmediğin
O güzel gözlere
Eğil
Çölün ortasında ki
Gözeye eğilir gibi.
İç kana kana aşkı
Gene yaz mısraları
Çiz yüzünü mutluluğun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Evrenin Sığdığı

Anlamak
Yada anlamaya çalışmak
İzmirin yaşlı bir yurt odasında
Uğultusunu dinlerken
Gece poyrazının.
Brükselde
Kapalıyken penceren
Tüllerinin nazlı salınışına
Takılır gözlerin.
Yaşam bir bütündür
Bütün kütlesiyle
Dönüyor dünya
Ve gidişin bir ömur sürer
O kadar kısaki derken
Birden biter.
Yamalı bir ömür kaftanıyla
Sararlar seni
Bembeyaz uzanırsın toprağa
Güneşin her gün
Uzanışı gibi.
Gözlerinde açar iki gül
Dilindeki kırılan sözcüklerle
Uzanırsın göğe
Erisilmez bir sedir ağacına
Döner çığlıkların.
Evrenin sığdığı
Tek yer
Bir canlının beynidir.
Beynin sığdığı tek yer
Evrenin kalbi
Uzak bir sessede
Sana gelen
Dinle ve düşünki
Yarın senin sesinde
Uzaklaşabilir.
Zayıflığın kadar
Gebesin güce.
Kinin kadar
Olmazssa sevgin
Ayrılığın kadar
Düşersin dibe.
Yalnızız;
Kendi içimizde
Bekliyoruz bir şafak
Erken öten bir horozun
Büyülü sesini.
Şafakla kalkıp
Süreceğiz atları;
Dörtnala varacağız
O mutlu ülkeye.
Sonraki günler
Düşünün bugünü.
Artık düşünmek yok yarını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:27 AM
Evril

Yavaş yavaş büyür insan.
Ve evirilir yaşam gözlerinde.
Evirilirken sende dünyayla,
Evirilen dünyaya,
Küsmen niye.

Ellerinle tutabileceğin bir dünya,
Ve paylaşabileceğin bir ömrün var.
Küskünlüğün kime.
Haydi türküler söyle,
Derin okyanuslarda boğulman niye.

Bak karalarda gerçek hayat.
Haydi gel aramıza.
Hayata küsülmez dostum,
Umutsuz yaşanmaz.
Kavgasız umutlar yaşamaz dostum

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:28 AM
Ey Doktor

Ziller suskun
Bir köpek çenkirir amansız.
Bir korna böler
Genç bir kızın uykusunu.
Düşlerinden kalkar yarım.
Yarısına dalma derdinde
Uykunun.
Ve sen
Ey doktor
Uykun hafif buluttan
Pamukdan yumuşak düşlerin.
Sen ey doktor
Derdine dertler ekip
Geldin yaralar sarmaya.
Sevdalın yalnız yatar şimdi
Senden uzakda.
Ey doktor
Yarım uykuların
Yaşamın yarım
Yazdığın şiir yarım.
Hadi çekil geceden.
Tedirgin etme geceyi
Yayılsın korkusuz karanlık.
Gene inatsın ölüme
Işıl ışılsın gene.
İnat ölüme
Korkusuzca
Meydan okurcasına
Dikilme öyle.
Uyu ki unutasın sevdalını
Sevdalı bir bulut
Dolanıyor gökde
Yüreğinde ılık bir lodos
Doktor gülümse hadi
Gülümse ki
Sevdalın dalsın hayellere
Hadi uyu doktor
Bulutlar sevgini taşıyacak
Sevdalına uyu hadi uyu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:28 AM
Ey Gün

Gölgeler düşer saçlarına ey gün!
Senlemi batar benimde bu tahtım?
Göğün yüzünden bana düşen bugün;
Saçlarımda ağaran yalağuz bahtım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:28 AM
Ey İstanbul

Düşlerde kaldı
Uykunun derin yanı.
Ve şehirler sakladı
O amansız düşler sağanağını
Ölümle işin ne
Sen yaşamı düşle
Ey mavi kuşaklı gelin
Ey İstanbul.
Ürkütmesin seni
Bu bombalar.
Bükülmesin boynun
Hep Galata gibi
Kız kulesi gibi
Dimdik dur.
Ey umutların kalesi
Ey İstanbul.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:28 AM
Ey Nehir

Ey nehir!
Sen uzandıkça uzaklara.
Tatlı tatlı mavini taşıdıkça;
Biz griye boğulduk.
Tatsız sevişmelerde,
Aynılığın çölünde kavrulduk.
Sen mavini kaçırdıkça,
Biz gride yetim kaldık.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:29 AM
Ey Şehir

Yıktım duvarlarını;
Ey şehir.
Suratındaki derin yaraları,
Ben açtım.

Ben astım;
En güzelini umutlarının.
Sessizliğini sokakların;
Umarsızlarını ben boğdum.

Düş deki duvarlarını;
Sokaklarının sonundaki,
Suskun duraklarını ben yıktım.
Ey şehir.

Açlarının gözlerine;
Ben baktım utanarak.
Ve onlara açtım duvarlarını,
Ey beton yürekli.

Karanlık bahçelerine;
Ben ektim umudu.
Sıcak bir rüzgarın gölgesinde;
Büyüdü umutlar.

Dünyam değil ki;
Dört duvarın.
Dünyam doğadır;
Ey şehir.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:30 AM
Ezgi

Yükseliyordu ezgi.
Bulutlara sarılıp,
Yağıyordu ezgi.
Akıp akıp,
Yayılıyordu ezgi.
Yeşile karışıp,
Eriyordu ezgi.
Varıp toprağın karasına,
Ölüyordu ezgi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:30 AM
Ezgilerimiz

Göğün harmanında;
Maviye belenip yağacak,
Ezgilerimiz.
Yürekten doğaçlanıp,
Tamamlanacak,
Ezgilerimiz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:30 AM
Fısıltı

Orman kuytuluklarında;
Zamana öykünen.
Duyuyormusun fısıltılarını;
Rüzgarın gölgesinin.

Kozalaklarınla umudu taşıyorsan;
Ve onlarla ısınacaksa,
Küçük çocuklar;
Durma yak umutlarını.

Zamanın gölgesinde kalma,
Köklerine tapıp karanlıklara akma.
Haydi sende katıl,
Ormanın fısıldayışlarına.

Şehvetiyle büyümenin,
Apansız sabırdan çürüyeceksende.
Unutma gövdenle ısınacak,
Küçük çocuk elleri.

Duyuyormusun susmuş bir orman,
Bekliyor yangını.
İşte ufuklar tutuşmuş kıpkızıl yanıyor,
Ormanlar geceyi tutuşturmuş kanıyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:30 AM
Gamsız Kaktüs

Sokak lambaları,
Karanlığın en iyi dostlarıdır.
Zamanın koynun da arsız bir sürtüktür,
Taptığınız yelkovan.

Aynalar da birleşen,
Kum taneleri:
Sahteliğin,
Milyarlarca birleşimi.

Kırık bir ayna da,
Mana arayan.
Dikenleri için de,
Çiçeğini arayan kaktüs.

Gamsızdır kaktüs,
Yüzünde ne tasa nede hüzün.
Sempatik bir papatya dikensizdir ama,
Dikensizliği kadar yakındır sona.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:30 AM
******* Derin

******* derin
******* kara derya.
Korku yüklü gemilerle
Yanaşırım karanlık gecenin
Issız yalağuz kıyılarına.

******* derin
******* kara derya.
Duygu kareleri geçer
Katar katar
Dolun ayın üzerinden.

******* derin
******* kara derya.
Artık yaralı bir yüzüm var
Herkesden saklı bir sevgim
Anla beni artık sevme.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:30 AM
Gecenin İçinde

Gecenin içinde dolanıyorum
Sessizliğin soluğunu
Duyuyormusun?
Bütün halatların
Koptuğu anlar vardır.
Bol demir
Bol çelikli raylardan
Hızla geçen trenlerde
Sıkışan canlar vardır.
Şimdi onlar kadar
Sıkılıyor içim.
Yaşamı zorlaştırmak
Çıkmazlara sokulup
Mucizeler beklemek.
Zorlaştırma zanaatı
Ey acı severler
Ya zorluklar biterse
Ya zincirler yiterse
Ne kıymeti kalır yaşamınızın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Geçemedim

Boya sandığıma
Kurşun doldu
Boğazımdan geçen
Degil ekmek kurşun.
Bir parktaydım
Adım Abdullah
Diyarbakır içinde
Yüzümde bir gülüş kaldı
Boğazımda kurşun
Ve çocuk kaldı yaşım.
Belki salıncağa
Bir daha binerdim
Paslı gıcırtısında yaşamın.
Belki okurdum
Adam olurdum.
Ama geçemedim
Üçüncü sınıfa.
Ben taş atmamıştım
Panzerlerinize.
Ben kırmadım camını
Karakolun.
Daha geçen gün
Okulun bahçesinde
Ezbere okudum andımızı
Duygularınızı somürüyorum
Haklısınız amcalar.
Ama bende Türktüm
Bende doğruydum
Öğrenmiştim Türkçeyi.
Hayat bilgisi dersinde
Fasülye yetistirmiştim
Pamukların arasından.
Onun gibi yeşermek
Yaşamak istemiştim.
Sadece biraz daha
Sallanmak istemiştim
Salıncağında hayatın.
Beni niye vurdular?
Öğretmenim.
Boya sandığımda
Boyalarım kaldı.
İsteseydiniz
Boyardım yine postallarınızı
Parasız.
Ama haklısınız amcalar
Babam beni bırakmasaydı
O parka.
Böyle olmazdı
O kurşun boğazımı
Bulmazdı.
Ama açlıktan
Yokluktan mı ölürdüm?
Öğretmenim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Geçiyordu

Geçiyordu,
Yılların tarlasından.
Uzak doruklarına;
Takıp bulutları.
Bakıyordu ufuklara;
Yalnız yalağız.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
GeçmişteKalan

Geçmişinden kalanı yaktı.
Yırttı attı,
Ona dar geleni.
Adını unuttu
Ve aktı;
Deli bir sel oldu.
Yıktı köhneyeni,
Ulaştı denizine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gel

Ses ver;
Yırt canım geceyi;
Işıl ışıl gel.
Gören olsa da;
Olmasa da.
Usulca değil;
Hızlı hızlı gel.
Zincirlerinle gel.
Sessizce değil,
Şangur şungur gel.
Yüreğ, ndeki;
Odla gel.
Saklamadan alevini;
Geceyi tutuştur,
Öyle gel.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gerçek

Uçuşan düşünceler
Bahar kelebekleri gibi
Kaybolup gittiler
Saf gerçek kaldı
Ellerinde.
Gerçeklerin ayırdında
Yalansız sözlerle
Kazıdı sevgisini
Yeşeren ne varsa
Ona.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gerisi

Gecenin içinde
Sen uzak iklimerde
Yağmurlar altında,
Soluyorsun şimdi
O kara göğün
Nemli buğusunu.
Ben düşmüşüm
Bir denize;
Kulaçlarım sana doğru.
Gerisi yalan
Gerisi yarım kalan.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Giden Dönmüyor

Gidenlerin ardından
Sessiz bir çığlıkdır
Doğan gün.
Yağmur yağıyor
Yol uzun
Kaygan zeminde
Sonuna ulaştırmak
Sevgiliyi!
Zamanında ulaşmak
Ayrılığa!
Yan koltukda
Geçmişe dönmüş
Kaygılarda boğulmuş
İki göz ki:
Gözleri
Biribirine yabancı.
Genede sabırla bekliyor
Ulaşmayı
Kurguları ağır
Adımları temkinli.
Bıraktı yükünü göğe
Dönüyor!
Usanmış gelgitlerden,
Kandırmış kendini
İnadına inat etmiş de
Hasrette karar kılmış.
Şimdi biliyor
Giden gelmez geri.
Artık çalan telefonları
Kalkmıyor!
Zaman:
Neşeyle uzanmıyor
Ve giden
Dönmüyor!

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gidenler

Bir adam ki;
Bir yerden bir yere,
Durmadan gidiyor.
Ardında ne çamaşır;
Ne bulaşık bırakıyor.
Dertleri onun;
Umutları da.
Sadece kendinin sahibi;
Birde eskiyen kitaplarının.
Bir adam ki;
Seviyor,
Uzaklaşan zamanı;
Ve mekanda farka varan,
Ne varsa onu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gidişi

Zincirleri ayaklarinda mi?
Hala bakiyor
Ayaklari özgür akli hür...
Ve elleri kavramaya hazir yüregini...
Gidisi halaylarda sakli kalacak
Agitlarda belki
Belkide yildizlardan
Sonsuzluga agacak gidisi....
Tarih elbet onada
Güzel bir sayfa açacak bu dünyada...
En azindan bir ugrasta,çabada,dirençte
Yada bir dalgada adi olacak....
Gün agariyor iste
Kaç sefer agardi gün
Yasaminda umutsuz susuz bir yaz gibi
Sogruldu zamanlarda
Yaralariyla acilariyla varligi varlikmiydi...
Yürekleri yakmis olsada
Sözü sözdü gidecekti...
Kimin için,
Günü serefiyle agartmak için mi?
Bu topraklar üzerinde
Kimler söz vermistir kimbilir.
Ne savaslar olmustur
Kanla kaç kez sulanmistir bu topraklar...
Simdi gece yorgun ve agir gözlerine çöktü
Iste yaklastilar son siginak mi?
Acaba bu son sansi mi?
Geçmisine dönmek için
Indi ayaklari uyusmus yolculuktan
Soguk ayazmi ayaz
Daha simdiden üsüyor
Ya üzerinde yorgan yerine
Gökyüzü oldugunda ne yapacakti.
Dar agacinda cirpinan
Bir ciglik mi olacak
Onunda son cigligi
Zenginler viskilerini yudumlarken
Gencligine serefli bir kursun sikilacak
Resmi bultenlerde adi gececek
Safaga varmadan yuvarlanacak
Kimsesiz bir kuytuya
Halbuki simdi universite siralarinda
Fikirleri tartismaliydi
Dunyayi kitaplarla asip
Dusuncelerine saygi duyan bir toplulukta
Yasama saygiyi ogrenmeliydi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gidişin

Gidişin,
Kurusunda günün,
Yoruluşudur.
Karanlığa çöküp,
Kurşun kurşun göğe,
Yıldızların oturuşudur.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gidiyoruz

Kalk gidiyoruz,
Sefaletle örülmüş duvarlardan,
Yıkılmış umutlardan,
Sahtelikler sunan tanrılardan,
Bıktım artık.

Gidiyorum;
Avuçlarım da dünyam.
Emeğim ve sevgimle,
Baştan kuracağım hayatımı.
Hayatımız satılık olmayacak.
Siz gelmezseniz de,
Biz gidiyoruz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Git

Al başını;
Git uzaklara.
Sana zincirler takan,
Baskılar yapan,
Yoktur uzaklarda.
Ve sen gidince,
Bil ki;
Ardında yıkık bir kent,
Ve yurtsuz şiirlerin kalacak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Git Uzaklara

Git uzaklara
Sözlerinide götür
Yüzündeki tebessümü
Sat bir buluta
Git uzaklara
Aklımıda götür
Bırak kalsın gözlerim
Yollar bana kalsın
Git uzaklara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gitme

Elmalı Sağlık Ocağı doktoru
Bu gün gelmedi
Bir daha gelemeyecek.
Hastalar evlerinize.

Bir soba içinde
Geçmiş yanıyor
Dumanında niye?
Benim dostum kalıyor.

Yalnızlık dumanında
Tütüyor hasretim
Can dostum gitmiş
Ben neyleyim?

Yarın Elmalı da
Bir dua okunacak
Hepsi bu kadar mı?
Dostumda mı unutulacak?

Seni kim bilmezki?
Delikanlı dostum
Ekmeğini bölüp
Yüreğiyle sunan dostum.

Bir türkü daha söyle;
Bir şiir daha oku
Necip Fazıl'dan
Gitme!

Sigaranda tütsün zaman
Ama dumanlarda
Kaybolma böyle.
Erkenden nereye?

Daha bahar gelecek
Sağlık Ocağının bahçesinde
Ektiğin ağaçlar
Çiçek açacak gitme!

Şiir kitabımı istemiştin
Gönderemedim
Belki şiirlerim
Ayık tutacaktı seni.

Belki postacı
Çalacaktı kapını;
Gecenin bir yarısı.
Uyanacaktın dumanlı uykulardan.

Gitme dostum!
Erciyes Dağı öksüz,
Hasan dağında günler yalağuz.
Niğde bomboş gitme!

(Dostum Dr.Oğuzhan YILDIRIM'ın anısına)

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Gittiler

Güneşle gittiler.
Ufuklar kıpkırmızı
Renkler darmadağın
Gittiler sessizce.
O güzel insanlar
Uzaklara taşındılar
Bütün güzellikleriyle
Ve sustu zaman.
Soyu tükenen
İyi insanların ardından
Sustu dünya.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:31 AM
Göçmen

Göçmenlerin taşıdığı
O sonsuz kaos...
Dik yürüseler bile
Gözlerinde yıkık kaleler saklarlar.
Adları değişik
Tenleri farklı olsada
Göçmenlerin sırtındadır şehirler
Ve en güzeli dillerin
En özlem duyulanı şarkıların.
Bende bir göçmenim
Anlaşılmaktan çok
Anlamaya çalışan.
Uyum kurslarında törpülenen
Kanatları her gün
Biraz daha yonulan
Göçmen bir kuş.
Avrupa denilen
Bu sömürge krallığında
Aparatif olarak iş anlaşmalarının
Dostluk gunlerinin kokteyllerinde
Kırmızı şaraba sokulup yenilen
Cıtır,acı,ekşi
Yahut tatlı bir göçmenim.
Göçmenlik istekli yada isteksiz
Basit bir yolculuk değildir.
Varolmanın dayanılmaz
Sarhoşluğuna kapılıp
Sınırları aşan bir cesaret
Ve sonrası anlaşılamamanın sarsıntısı.
Dönme duygusunun amansız çekiminde
Tükenen yıllar
Ve geçmişin özlemiyle devrilen bugünlerde
Fabrikaya kaptırılan
Bir ömürdur göçcmenlik.
Göçmenlerin sırtındadır dağlar
Her an aşılması gereken
Ve gittikçe büyüyen heybetleriyle
Sevdiklerini saklayan yollar.
Unutmak unutulmak
Göçmenin en büyük korkusu
Gecmişi küçücük bir köyde olsa
O asla kabul etmeyecek
Bugünün devasa şehirlerini
Bir kere çocukluğunun adımlarıyla
Aşmıştır tozlu koy yollarını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Göçmen 1

Yeni bir dünya kelebekler başka
Suyu çiçeği kaldırım taşları başka...
Ilk bakış açıların saklandığı
O ilk an...
Bir kabin sapsarı yüzünde
Yüzlerce çil olan
Ve karşılama sözcüğünün önünde
Uzunca bir geğirti bulunan memurdan...
Şaşkın bakışlarıyla amacımı soruyor
Kimbilir kaçıncı yabancıyım
ÜUlkesini kirletmeye gelen...
Sınırların önünde tanıştığım bir dost
İki kelimeyle beni geçiriyor karşı kıyıya
İstanbuldan İstanbula gelmiş gibiydim
Renkler aynıydı başta
Yürüyen merdivenler ışıklar aynı
İşte bagaj bandı
Geçmişden bana kalanları taşıyor
Ona bütün sevdiklerime sarılır gibi
Sımsıkı sarılıyorum
İşte bir çıkış kapısı yabancılar için
Bana yabancılığımı öğretiyor yazılar
Ama ben hala İstanbuldayım...
İşte elinde çiçeklerle benim sevgilim
Iki yıldır aklımı sınırlardan uçuran
Güzel sevgilim...
Saçları yine açıktı
Dalgaların arasında
Umutla gülen iki gözden
Yine İstanbulu anlatıyordu
Burasıda bizim kentimiz
İstanbulumuz diyordu...
18.08.2005

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Göçüyor

Göçüyor ufuklar
Kanlı gözleriyle
Uyanıyor gün
Sonsuzda bir gül gibi
Kızıl ışkınlarıyla
Göçüyor bulutlar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Göçüyorum

Yürüyorum
Zaaflarımla yan yana
Ellerim de
Dünden kalma okşayışlar
Dilimde tadın
Öykünüp zamana
Geçiyorum
Çağların gölgesinden.
Kan ter içinde
Bir parça emek
Bir parça sevgi ekliyorum
Elimin ulaştığı
Her yere.
Öyle çıkarsız
Öylesine ak
Bir bulut olup
Göçüyorum ufuklara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Göğe Bak

Karaysan her şeye.
Ve yıkılmışsa;
İnsandan kuleler.
Göğe bak.
Bir yudum mavi çek;
Göz pınarlarına.
Geç karanın tarlasından;
Mavi göz yaşlarınla.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Göğün Tortusu

Göğün masmavi tortusu mu;
Birikmiş gözlerine.
Ayın saçakları mı?
Sinmiş tenine.
Yüreğinin kızıl deltasında;
Yatan,
Hangi aşkın tohumu?
Haydi sula aşkını,
Masmavi gök gözlerinle.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Gök Nar

.Bilinmez bir uğraş.
Amaç ki;
Çok uzaklarda,
Yıkılan gök narların,
Soyulan teninden.
Tomruklar ki her biri;
Uzun uzun yatan cesetler.
Otopsilerinde çıkan;
İki kurdun,
Dar ağacı olmaktan öte;
Ne işe yarar tomruklar.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Gönlüme

Rüzgarla esiyor;
Gönlüme gönlüme.
Kıvrım kıvrım,
Eritiyor teninde.
Dilsiz, kör, sağır ediyor.
Buram buram kokuyor.
En güzel çiçeklerin;
Tükenmeyen dilinden,
Binlerce name söylüyor.
Bilmiyor bilmeyecek,
Geçip gidecek.
Bir fırtına gibi;
Silip süpürecek.
Anaforlarla büyüyüp;
Yıkacak aşktan kaleleri.
Durdurup yürekleri,
Boğulacak anaforunda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:32 AM
Gönül Nehirleri

Karanlığın içinde;
Bir nehir akıyor.
Kıyısın da söğüt ağaçları;
Uzaklardan esen yelle,
Bir sağa bir sola bakıyor.
Ve yaşıyor uzaklar da;
Bir yürek.
İnadına akıyor;
Yürek nehirlerinde aşkı.
Kanına kanını katıyor;
Büyüyor kabarıyor,
Gönlünün nehirleri.
Yıkıp aşıyor sınırları;
Ve boğuyor bütün,
Kararan umutsuz duvarları.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gözler

İki tramvay arası
Kısacık anlar vardır
Anlık belleğe takılan
Hani gözlerde hüzünse hüzün
Yada mutlak bir mutluluk.

Tramvaydan inerken
Sağanaktan kaçan
Telaşlı iki göz
Ve sendeki
Sağanak telaşı.

Esaslı bir sağanakta
Ağırlaşan geçmişin tortusudur
Gözlerindeki durağanlık
Ve sonsuzdan
Daha düşmemiş olan yağmur damlası.

Kapısından girerken
Bir dil kursunun
Dilin ağırlığı kadar
Heyecanlı tatlı
Ve tedirgindir gözlerin.

Ve öğretmen farkındadır
Sırılsıklam olusşunun
Yüzünde artan çizgilerin
Gözlerindeki sıfırdan başlayan
Hırçın ivmenin.

Farklı ırklar
Kaynaşmalar tanışmalar
Devingen dalgalar gibi
Kaygılı gözlerin
Boşlukta dolanışı.

Ve gördün gözlerindeki telaşı
Globallesşen dünyada
Dağılmamak icin
Saklanıyor globalizm denilen
Bu emperyalist başlık.

Gözlerdeki yalan
Satılmış beyaz adama
Gözlerdeki ışık.
Sistemli bal dağıtışları
Ve ballı parmakların yalanışları.

25.01.2006

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gözleri Çakır

Şafakalarda ne ararsın,
Ey gözleri çakır dilber.
Gözlerini yatırıp bulutlara,
Ne ağlarsın şafaklara.

Bulut bulut yağarsında,
Her sabah şafakaları,
Kanınla kızıla boyarsında,
*******i niye karartırsın saçlarınla.

Sokak sokak dolaşıpda,
Kimi ararsın.
Gözlerini kim çaldı?
Niye uzaklara dalarsın.

Çıkar mendilini
Sil gözlerini.
Çıkar yüreğini,
Sıkki gücü artsın.

Ceplerini doldur umutlarla.
Gece gündüz yağ bulutlarla.
Çizemezssen yüzünü toprağa.
Korkuluk olda dikil tarlalara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gözlerinden

Gözlerinizden
Üç çarpı bir
Verebilseydim
Şu hasta dünyaya
Hastalık mı kalırdı.
Ama inanın
Tek hastalık kalırdı.
Gözleriniz
Bağımlılık yaratırdı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gunes

Yer altında
Sana öykündü nehirler.
Soluğunla savruldu
Bulutlar.
Ve sevgisini taşıdı
Toprağın altındaki
Patetes yumağına.
Ey gölgeleri
Isıtan güneş
Sevgililer seninle mutlu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gül Kuruyordu

Kuruyordu;
Gül uzaklar da.
Ve kırıyordu rüzgar;
Başak tarlasını.
Ufuklarda güneş;
Gülümserken,
Kuruyan güle.
Gün ırıyordu;
Uzaklara.
Ve rüzgar kırıyordu;
Umudun tarlasını.
Gün soluyordu;
Gülün kuruyan teninde.
Ve rüzgar susuyordu;
Gülün kuruyan,
Sessizliğinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gülkurusu1

Bir halay ki;
Kol kola,
Asırlardır dönüyor insanlar.
Ve sen narin,
Ürkek bir ceylan gibi;
Birden bire,
Yanımda bitiyorsun.
Gülüşüme sığmayıp;
Yüreğimden taşıyorsun.

Kollarından tutup;
Koşmak,
Uçsuz bucaksız bozkırlarda.
Karışıp bir ırmağın suyuna;
Ulaşmak denizlerin,
En güzeline.
Zamanı bırakıp denizin kıyısına;
Yol almak zamansızlığın,
Kızıl ufkunda.
Ötelerde bir masal ülkesinde;
Kendi ellerimizle kurmak,
Yeni dünyamızı.

Ellerimiz inadına çalışkan;
İnadına sevdalı,
Ve sevgi tuğlalarıyla;
Örmek evimizin duvarlarını.
Sonra bir eskiciye satmak;
Eskiyen tüm yanlarımızı.
Sevgimizi bulaştırıp;
Tüm dünyaya,
Yol almak gül kurusu;
Bulutların dünyasına.

Sonra bir kemanın;
O eşsiz tınısında bulmak,
Sevdamızı;
Yahut feribota konan martıların,
Bitmeyen çığlıklarında.
Ağlardan çıkan hamsinin;
Pırıldayan pullarında.
Kızıl ufuklarda;
Eriyen zamanda.
Bulmak seni sevgilim.

Ve taşmadan yüreğimizin ırmakları;
En büyük ayak izlerini bırakmak;
Toprağın bağrına.
Yüreğinin kızıl deltasında;
Sevgi tohumlarını büyütmek;
İşte sevmek.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gülkurusu2

Sen gittin ya,
Dudakların dururmu,
Onlarda gidiyorlar.
Ya gözlerin;
Yüreğimdeki nehirleri,
Taşıran gözlerin.
Onlarda gidiyor.
Ellerin ellerimde;
Deniz gözlerimde,
Uzak bir diyar var,
Sözlerinde.
Gözlerin de ben varım.
Ve amansız sevdamız.
Yaralı bir şahin olmuş yüreğim;
Bir ağustos ayında,
Sana doğru;
Kanat çırpıyor sevgilim.
Uzak sınırları aşmak;
Ürkütmezde;
Sensizlik koyuyor adama.
Atıp iki kıyısına zamanı;
O kuzey denizinin,
Sana yelken açmak.
Gözlerine tutunmak.
Bir kilisenin oturaklarında;
Sana dönüp yüzümü;
Umut çıkarıyorum gözlerinden sevgilim;
İnadına gotik mimarinin,
Ve inadına manasız yüzlerin.
Karanlıklar içinde;
Deniz feneri gibisin.
Sana yol almaktayım.
Selam sana;
Bana yol gösteren ışık,
Kuzey Denizinin dalgaları,
Vız gelir artık.
Yaklaşmaktayım sana.
Aç gönlünün kapılarını bana.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gülkurusu3

Ey sevgili!
Toprak kadar dinginken,
Koynun.
Ve gözlerin;
Çakılıp kalmışken,
Mıh gibi yüreğime.
Çekip gittin uzaklara.

Ey sevgili!
Tekrarlarında ayın;
Her gece doğdun;
Gönlüme.
Her sabah boyadın;
Ufukları kızıla,
Ve doğdun,
Yeni umutların üstüne.

Ey sevgili!
Vurulmuşken;
Yüzünün kızıllığına;
Ve dudaklarında bulmuşken;
En serin ırmakların,
Berrak sevgi damlalarını.
Uzak denizlere aktın;
Yüreğimle.

Ey sevgili!
Öylesine derinsin ki;
Ve senin enginliklerin de;
Öylesine mutluyum ki.
Zamanın anlamsızlığını;
Ve evrenin senin çekiminde,
Sana doğru aktığını,
Senin kıyında keşfettim.

Ey sevgili!
İşte bir kıyı;
Dalgalar ve sen,
Yani kız kulesi.
Açtın koynunu;
Ufkun kızıl dalgalarına.
Ve devinimlerle,
Sana ulaştım;
Binlerce kez.

Ey sevgili!
Şimdi seninle;
Dalgalara düşmek vardı.
Ufukta batan güneşe doğru;
Akmak.
Dalgalarla kıpkızıl;
Ufka bakmak vardı.

Ey sevgili!
İşte gene başladı;
Kalemim binlerce dokunuşla,
Kağıdın koynuna,
Seni çizmeye.
Sen gecenin kapkara saçlarında;
Pırıl pırıl bir tokasın sevgilim.
Gece saçlarını savurarak geçerken;
Sen hep,
Benim göğümde kalansın.

Ey sevgili!
Ve ben sana aşığım;
Sana yani yıldızıma.
Gülme öyle,
Hiç ulaşır mı insan?
Yıldıza deme.

Ey sevgili!
Uçurum kenarlarunda;
Binlerce kez,
Ayak uçlarım da yükseldim.
Avuçlarımla binlerce kez;
Tırmaladım göğün;
Kararan göğsünü.
İnandım sevgilim;
Sana ulaşacağıma.

Ey sevgili!
Ve kendimi bıraktım;
Kızıl ufukların sonsuzluğuna.
Ulaştım işte sana.
Takıldım ufkun kızıllığına.

Ey sevgili!
Acın acımdır;
Göğsünde ki,
Umutlu ve küçük yüreğin;
Benimde yüreğimdir:

Ey sevgili!
Ve her sabah.
Demli bir çayın buğusunda;
Senin kokuna rastlıyorum.
Taze bir biber fidesinin,
Dalında senin tadını buluyorum.

Ey sevgili!
İşte görüyorsun;
Yazdıkça yazıyorum.
Kalemin arsız dokunuşlarıyla;
Seni çiziyorum sayfalara.
Sen o kadar yakınsın ki;
Yüreğimden kalemime akan;
Gül kurusu renkli,
Mürekkepsin sen.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:33 AM
Gülü Sev

Beni sevme;
Seveceksen,
Gülü sev.
Ben dikenim.

Beni sevme;
Seveceksen,
Günü sev.
Ben bulutum.

Beni sevme
Seveceksen;
Bülbülü sev.
Ben kafesim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:35 AM
Gülüm

Kırılan gururumdur gülüm,
Gözlerinin mavisin de boğulan;
Umudum.
Gözlerime doldurdum;
Yıldızları.
Ve ağladım geceye.
Göz yaşlarım yıldızlardır gülüm.
Karanlığa bile saklanamayan,
Yıldızlardır göz yaşlarım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Gülümse

Gülümse
Güneş gibi sıcacık.
Üzülme
Güneşi ararken gökte.
Gülümse.
Güneşi saklayıp cebime
Getireceğim sana
Yeter ki
Sen gülümse.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Gülüşleri

Çıktı evden
Ağır ağır adımlarla yürüyordu
Issız bir adada gibi
Sanki etrafında kimseler yok
Adımları emin
Boynu eğik
Belli çoktan
Kaldırımlara akmış düşleri.
Gülüşleri
Taşlar kadar eski
Ve soğuk.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Gün

Ağlamaya başladı gün
Yoktu düşeceği
Toprak tanesi,
Tutundu güneşin ellerine...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Gün Gün İçinde

Gün gün içine saklanır.
Ve susar insan,
Gün içinde.
Yaşar insan gün içinde.
Gün gün içine saklanır.
Ve susar insan,
Gün içinde.
Yaşar insan gün içinde.
Gün gün içinde;
Hep aynı karaya çarpan,
Dalgalar gibi,
Devinerek yaşar insan.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Gün oldu

Gün oldu zaman durdu
Soramadım halini
Yüreğim burkuldu.

Gün oldu oturdum yeşilce
Bir denizin kıyısına
Sustum derince.

Gün oldu yürek durdu
Varamadım evine güneşin
Umutlar toz duman oldu.

Gün oldu göçtü dostlar
Yamacına kara bir dağın
Irak oldu göçler üşüştü düşler.

Gün oldu gündüz geceye sevdalandı
Alaca kaldı dost gülüşler
Seçemedim yüzlerini geçip gittiler.

Gün oldu bir siz kaldınız yanımda
Kalemimin ucunda umut
Birde başımdaki sevdalı gök.

Gün oldu gök degişti gözlerimde
Birde sayfalarda şiirlerle
Can suyuna ışık yürüdü.

Gün oldu vardık güneşe
Umutlar doğdu
Ateş toplarından.

Gün oldu
Bütün düşün buhranlarının sonunda
Işık gülleriyle yayıldık uzaya.

Gün oldu
Işık ışık ağarttık karanlığı
Umutlar ışık oldu...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Güneş

Işığını öptüm;
Seni avuç avuç içtim bugün.
Sen hayatın anası;
Anamız.
Sen içinin en sıcağını paylaşan;
Eşsiz kadınsın.
Kutsal anasın.
Sen ne iyisin;
Çünkü sen,
Karşılıksız paylaşansın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Güneşe Gömülenlere

Kaybolup gidiyor gene bir umut,
Tek tek yok olan günler
Ve sönen yıldızlar gibi.
Her nefeste dahada yaklaşıyor ölüm.
Birde sen olmasan ya gülüm,
Her saniye bana zulüm.
Bak bir yıldız daha sönüyor,
Dar ağacının mat rengine bürünüp.
Ayakları daha yeni çıkmış prangadan
Elleri hala bağlı.
Gözlerinde hala kavgasının ışığı saklı.
Ve sloganları yankılanıyor,
Korku dağlarından.
Sahte bir matem dökülen suretlerden.
Yıldızlar kayboluyor.
Güneşe gömülecek,
Sönen bir yıldız daha.
Pencerelerinizden girecek evlerinize,
Kapılarınız kapalı kalsada.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Güneşli Yüzün

Sevgilim
Otomobiller geçiyor
Güneşli bir günden
Seni düşünüyorum gene
Güneşli yüzünün
Kavsindeki ter damlasını
Buram buram
Sen kokan
Bereketli tarlalar gibi
Uçsuz bucaksız uzanan
Başak tenini düşlüyorum
Dışarıda gün düşmüş
Açmış kapkara bir gece
Gecenin içinde
Ayrılık
Zor bir bilmece
Soğukta delikanlı
Bir atlıyım
Dörtnala geçip zamanı
Sana geliyorum
Kapını rüzgarımla çalıyorum
Senin koynunda
Uzak bir esintiyim şimdi
Küçücük göğsündeyim
Ellerini kavramışım
Gözlerine dalmışım
Asi bir rüzgarım
Teninde saçlarındayım
Sevgilim benim
Pencerem sana açılıyor
Otomobiller
Sana doğru akıyor
Ben sana doğru akıyorum
Umuttan ordularımla
Ezerek sınırları
Feth ediyorum
Gönlünün
Bütün şatolarını

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Günle Gülüp

Yaşamın soluklandığı
Bu mevsimlerde
Ağır adımlarıyla
Bir kaplumbağaya benzeyen
Sonsuz gibi
Geçmeyecekmiş sanılan
Yıllar değil
Aslında günlermiş...
Sessizliğin saçağında
Fırtınalardan korunan;
Yaşam bedenimizi,ruhumuzu
Ne kadar acıtırsa acıtsın
Bir yerlerde
Dirilmeyi bekliyor
Ayrık otları...
Rüzgarlar ve gölgeler
Geçtikten sonra
Doğan günün ardından
Çıkaracağız başlarımızı
Topraktan.
Yeniden yeniden
Günle gülüp
Suyla gülüşeceğiz....

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Günlük

Sevgili günlük
Sayısı unutulan
Nice insan
Güzellikleriyle göçtüler.
Bir sen kaldın bize miras.
Dertlerimi ekip
Buram buram
Bir yaz akşamı
Sarıya evrilen
Sahanda kavrulup
Helva helva yiyilen
Emeğimsin.
Ah uzaklar
Düşmeye görsün aklına
İnsan bir dile gelirki
Değmeyin efkarına.
Bir demli çay olursun
İşte o an
Sen insana.
Yazası gelir insanın
Bütün yaşayan yanlarını
Yorgunluktan düşer kalem.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Güz Sabahı

Bir güz sabahı;
Sırılsıklamdı yaprakları.
Öylesine yalnızdı;
Ya olmasaydı,
Çiğ taneleri.
Nasılda kurudu;
Yaprakları.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Güzelliklerin Kaynağı

Bir tohumun;
Düştüğü gibi,
Düştün ömrüme.
Ömrüm ömründür,
Bedenim bedenindir.

Büyü alabildiğine,
Canlı ve diri.
Ve gözlerinle;
Tara gülkurusu ufukları.
Kalbinde sıkıntı olmasın hiç.

Dağlara çıkarsın seni ayakların,
Denizler aşırtsın seni kolların,
Yüreklerden;
Taşırsın seni sevgin.
İnsanca yaşatsın seni emeğin.

Ey sevgilim;
Sevginin bahçesinden,
Eksik olmasın güneşin,
Küs kalmasın;
Dünyaya yüreğin.

Ve bil ki,
Doğan gün,
Yeşeren doğa,
Yaşayan her şey;
Senin gücündür.

Yaşam kardeşin olsun,
Çürüyen bedenim aşın olsun.
En büyük yanın,
Hiçbir zaman eğilmeyen;
Başın olsun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:36 AM
Güzün Çiğleri

Sen git
Gülüşlerin kalsın.
Gülüşlerini takdım
Dudaklarıma.
Güzün çiğleri
Üşütmesin yüreğini.
Umutlarını iyice sarmala
Öyle çık
Rüzgarlarla şenlenen
Sokaklara.
Unutma her sonbahar
Düşen yapraklarla
Denkdir
Yüreğimiz,hüznümüz
Doğayla kardeşdir.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Halbuki

Unutulan
Bir günün ardından
Sabah oldu gene.
Yalnızlığı kanıksamış
Gözleriyle
Kendi içine bakıyor.
Derin bir
Okyanusta kaybettiği
Gülüşlerini arıyor.
Dargın umutlarıyla
Sessiz sedasız
İşine gidiyor.
Düşük omuzlarında taşıyor
Mutsuzluğunu.
Kıpırtısız gözleri
Takılmış yere
Yüreğinden düşen
Değerli bir şeyi
Arar gibi.
Halbuki
Yaşamalıydı inanarak
Umutlu günlere.
Gözlerinde
Mutlak bir ışık taşımalıydı.
Yaşadıkça
Daha dik bakmalıydı
Kararan her şeye.
Gebe bir canlının
Soylu yaratma
Heyecanıyla
Umutla beslemeliydi
Bedenini.
Ve sancılar içinde
Çabalamalıydı.
Bugünden doğurmalıydı
Çelişkilerin rahminden
Kendini.
Gerçeğin
Sınırsız ufuklarında
Nazım’ın
Duygu yüklü bulutlarını
Taşımalıydı sabırla
Umutla
Yarının saklı tohumlarına.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Hangi Zerresi

Yamaçlarında dolanan;
Gözlerinde boğulan,
Hangi zerresindedir,
Zamanın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Hasan

Karaya cephane çıkarıyorlar.
Yük vagonlarına yüklenen;
Kaçıncı namludur bilmiyorlar.
Hasan;
Başında makinenin.
Hareket yakın.
Anadolu’yu;
Kaçıncı geçişi?
Kaçıncı iç çekişi?
Oda bilmiyor.
Hasan;
Şu makin ada yorgun yatan,
Yanı başında,
Kazana kömür atan,
Senin yaşlı baban.
Hasan;
Taşıdığın yük ağırdır.
Gideceği yer,
Uzak değil yakındır.
Kazana kömür atan babanın,
Ve sen makin ayı çalıştıranın,
Kısaca emeğin yüreğidir.
Hasan;
Taşıdığın ölümdür.
Dağlardan aşırıp götüreceğin,
Anadolu’nun bağrına;
Umuduna sıkılacak kurşundur.
Hasan;
Makineyi çalıştırdın,
Basıncı ayarladın,
Suya baktın.
Babanın yüzüne bile bakmadın.
Emektir senin baban.
Seni yaratanda,
Büyütende emektir.
Hasan;
Kurşunlar emeğin hakkı değil.
Zulmedenin hakkı.
Ellerinle kavra zamanı,
İndir kolu,
Durdur şu ölüm taşıyan,
Makinayi,
Hasan;
Makinanın değil,
Yüreğinin sesini dinle,
Bir kez olsun.
Sen insansın,
Makine değil.
Ölümün değil;
Yaşamın hamalı ol.
Hasan;
Altında sessiz,
Ve sakin uzanan,
Seni doğuran Anadolu’n.
Anadolu senin gibi,
Milyonları doğurdu.
Milyonları doyurdu.
Bu kurşunlar;
Ananın bağrına sıkılacak,
Ve senin duyduğun,
Sadece makinanın sesi olacak.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Hasankeyf

Dicleden dirilen
Kökleriyle
Taşların dile geldiği
Medeniyet.
Yeşilinde
Gelincikler dolanan
Kış buğdaylarının diyarı.
Kartal yuvasıyla
Yanyana yuvaları.
Hasankeyf
Unutulmuşluğa isyan
Suya hasret
Doruklarında
Kardeşliğin
Taşdan sunağı
Hasankeyf.
Dicle
Nazlı bir gelindir
Ağır ağır sular
Mezapotamyayı
Medeniyetler kurar
Yeniden yeniden
Can verir aşıklara.
İnadından geçilmez bazen
Yol vermez zalime
Boğar kininde zulmü
Dicle.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Hasret

Hasretmi dedin,
Uçan kuşlara nasıl baktın.
Karınca yuvasına giderken,
Kıskandınmı onuda.

Aktın işte bir sonbahar akşamında,
Gözlerimden içeri.
Şişede şaraptın seni yıllarca yudumladım.
Rolünü ezberlemiş bir figürandın.

Aynı olmak yada olmamak,
Neyi anlatırki.
Aşarken aynılık içinde sedir ağaçları,
Binlerce yılı değişimi rüzgardan beklediler.

Biz şu kısacık ömrümüzde,
Değişmek için ateşe dokunduk.
En hızlılarımız yananlarımızdır.
Ve ben ateşe kanatlarını sunanlardanım.

Bir yazar yalnızlığında,
Zamanın yarısında yazmaktayım.
Geçen sağnağı hatırlamaktayım,
Çağrışımlarla çözülüp,
İçselliğimi çeperlerime vurmaktayım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Hasrete

Sevgilim,
Hasretin kemikleşti gönlümde.
Kağıtlara sığmıyor dertlerim.
Sırasını şaşırdı,
Geceyle gündüz.
Senle dolu sanki bir ömür.
Ve sanki sana ulaşmak içinmiş,
Bütün yaşadıklarım.
Sevgilim,
Memleketimin bahtı gibi kara,
Saçların ve gözlerin de.
Sevdiğimiz ozanımızla,
Hasretimizle birlikte hala yanıyor,
Gözlerimizdeki aşkımızın ateşi.
Özgürlüğe tutkunluğumu bilirsin,
Dışarıya çıkmaz oldum.
Seni düşünmek bana yetiyor,
Aramızda kilometreler olsa da.
Sen benim içimdesin artık.
Yıldızımıza bakıyorum,
******* boyunca,
Sanki yıldızımızı korumak için,
Sabahlara kadar nöbet tutuyorum.
Yıldızımızı güneşe teslim etmeden
Uyumuyorum sevgilim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Hasrete Bahaneler

Yollardı sebep
Sanki bu hasrete
Hasret senin yüreğinde
Yollar saçma birer bahane...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:37 AM
Hayaller

Yangın yüreğimde,
Kurulmamış bir ülkede,
Hayallerle yaşarım.
Cesaret edilememiş,
Bir sevgiyle;
Sevememenin kahrıyla yanarım.
Milyonlarcayım ben.
*******i ağlarım,
Gündüzleri gururlu,
Ve alabildiğine mağrur,
Bir kavak gibi,
Dimdik dolanırım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Hayır

Hayır diyebilmek;
Aynılığa hayır.
Çöldeki;
Kum taneleriyiz.
Bizi dağıtacak,
Büyük fırtınaları,
Beklemekteyiz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Hedo

Dışarıda kar yağıyor
İçeride Hedo
Yeşil gözlerinde keder
Elleriyle kor atıyor
Sacın üstüne.
İki eli belinde
Kendine zor yeten nefesiyle
Harlayacak birazdan;
Ussulca üfleyerek kora
Can verecek Hedo.
Avluda;
Mahsun bir çocuk
Nenesinin gülen gözlerinden
Hayatın içine akıyor.
Şosede bir otobüs
Onbaşı elleri dolu dolu
Kasketi terlemiş geliyor.
Ömür gibi tükenen
Bir o kadarda güzelleşen
Zamana küfürler ediyor.
Hedo bir sigara sardı
Dumanında gençliği tütüyor
Bir seni seviyorum torunum
Bir seni diyor.
Pağaç pişti işte
Buram buram tütüyor,
Sarıyağı ekmeğe çalan
Ellerinde eriyor zaman.
Şimdi bir manidir
Eriyen zamanda
Sevdiğinden ayrılamayan:
“Evlerinde
Lambaları yanıyor
Göz göz olmuş
Ciğerlerim kanıyor.
Beni gören
Deli olmuş sanıyor.
Ölürümde;
Ayrılamam yar senden.”

(Ninem Hediye Kaya’nın anısına)

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Her Şey Sende

Yer,gök
Bulutlar nehirler ve sen
Güneş,dağlar,buzullar
Ormanlar ve gene sen.

Yollar,çöller
Deniz ve sen.
Issızlık,bozkır
İnsanlar ve gene sen.

Devrimler,totemler
Dinler ve sen
Ölumler,yangınlar
Şarap ve gene sen.

Sonlar başslangıçlar
Buluşlar savaşlar ve sen
Yaratişlar,kopuşlar
Sevdalar ve gene sen.

Kadınım;
Yollar hep sana çıkıyor
Toprak ve her şey sende
Senin kokunda güzeldir.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Her Yer Sis

Her yer sis;
Göremiyorsun önünü.
Yavaş yavaş;
Acı sızıyor içine.
Ve içinde büyüyen boşluk;
Anlamsız.
Göz yaşlarınla doldurabilir misin?
Büyüyen bu boşluğu.
Sanma ki eskir;
Yürüdüğümüz sokaklar.
Oturduğumuz sıralar;
Umutlar,
Düşler,
Sanma ki eskir,
Gülüşler.
Verdiğimiz sözler;
Eskimez dostum.
Sende hatırla;
Güzelliğinin,
Yüreklerden yansıyan;
O eşsiz suretini gör ki;
Yüreğinin gücünü kavrayıp,
Yüreğinin ırmaklarından,
Taşıp taşıp,
Daha iyi denizlere ulaşasın..
İnsanların tükenmişliği içinde;
Umut saçan,
Bir vaha olarak,
Sonsuza kadar var olasın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Hırçın Ol

Hunhar hırpani hırçın ol,
Yarala yık devir.
Öyle savurki kalkamasın.
Seni arkandan yaralamasın.

Öyle sıkı olsunki çalıların,
Dikenleri öyle çok.
Girmesin içine,
Aşkının celladı.

Baltasını tutamasın.
Kanasın elleri kanasın.
Hunhar hırpani hırçın ol.
Seni yıkamadan,
Sen yıkan ol.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Hırçınlaştıran Ne?

Zamanı hırçınlaştıran ne?
İnsan insan savuran
Emek emek sömüren
Sevgi sevgi çürüyen ne?
Bir sebebi var elbet.
Her savruluşun.
Kök kök kopuşun
Bir sebebi var.
İşte zifiri
Bir sokakda
Düşer
Kendinden derin
Dipsiz kuyulara.
Susar karanlığın ortasında
Kıyı kıyı dolanır
Yalnızlık adasında.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Hüznün

Hüznün,
Titretir yüreğimi;
Hüznünden geçemem,
Yarının umut iklimine.
Takılır kalırım;
Akarsuyun,
Dingin taşlarına.
Ulaşamam denizime.
Hüznün gülüm;
İsyanımdır doğan güne.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Hüzünbaz

Sen;
Hani o,
Müthiş acının,
Hüzün baz çocuğu.
Büyüdün;
Hüzünlü bir güzel oldun.
Ve yüreğimi çalıp;
Hüznünle boğdun.
Kalbini kırmışım meğer;
Nerden bilirdim ki,
Sen konuşurken;
Susmam,
Ve o güzel gözlerinde,
Batmam yetermiş.
Nerden bilirdim ufkum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Hüzünde Eriyen

Hüzünde eriyen neydi?
Mevsimlerin erişemediği,
Zamanın değiştiremediği.
Büyük aşkların kaşifi;
Kimdi?
Kaybolan bir güneşti;
Kim bilir?
Nerelerde battı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Insan

Rüzgarlarla savrulan
Toz misaliydi insan...
Kah karaları kah denizleri aşan
Ezgi misali yayılandı insan...

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Insanlik

Uzun sokaklar boyu
Halayda çiçekler
Renk renk çığlıklarıyla
Rüzgarın nefesinde
Halayda çiçekler.

Uzun sokaklar boyu
Sessiz bir beklentidir
İçinde dönen zamanın.
Ve farklı olanı anlamak
Bütün perdeleri açmak.

Ön yargılarınız size kalsın
Farklı olan
Her sey anlaşılmalı ki
Yaşasın insanlık
Ve kurulmasın savas düzeni.

Çocuklar ağlamasın
Ta Afrikadaki
Asyadakide
Çocuklar ölmesin
Renkleri kara diye.

Elinde bir buton
Kuş beyinli bir adamın
Olsada bütün dünyayı
Yıkma ihtimali
Hep halayda olacak çicekler.

Çünkü değişti devir
Bilgi hızla akıyor
Kıtalar hızla karıştı
Ve insanlık
Dostunu duşmanını biliyor.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Irgalanan

Irgalanan bir atlı,
Dört nala aşıyor karanlığı.
Terkisinde zaman,
Ardında umudun izleriyle,
Irıyor atlı.

Şimdi uzak ona
Umudun yokuşları.
Bıraktığın izlerde
Ulu sedirler büyürken
Artık ırgalanan düşlerin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:38 AM
Islık çal

Islık çal
Küçük kız
Karanlığında gecenin.

Islık çalki
Yüzünden güneşler geçsin
Dağılsın kara bulutlar.

Sokaktan geçerken
Dalmadan düşüncelere
Islık çal küçük kız.

Okula giderken
Girmeden o kara sınıfa
Islık çal.

Unuttuğunda zamanın
O en güzel isimlerini
Islık çal yeter onlara.

Sıkıldığında canın
Islık çal
Ben hemen geleceğim.

Baban kızdığında annene
Gözyaşları gelmeden evine
Sen ıslık çal.

Seni uykularından
Uyandıracak belki
Bu ıslıklar.

İzlediğin bu hayat
Senin değil bil
Ve ıslık çal küçük kız.

Yaşamak lazım
Kulaklara
Islıklar çalıp;

Derin uykuları
Islıklarla
Dağıtmak lazım.

Bırak saçlarını
Islıklar tarasın
Buklelerine bir güneş asılsın.

Bir gün rüzgarlarda
Islıklarını çalacak
Uyandırmak için insanlığı.

O güne kadar
Sen ıslıklar çalacaksın
Karanlığa karşı küçük kız.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:39 AM
Işık

Gün tutuşmuş;
Toprağa vurur aksini.
Yanan bir tohumdur,
Güneşin alnı.
Alnında ki teri;
Damlarken ışık ışık.
Tedirgin mavide,
Deniz serinliğinde,
Kayboluyor ışık.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:39 AM
Işıyana

Bu kaçıncı boğuşun,
Işığınla lime lime bedenimden,
Kaçıncı ışıyışın.
Kanımı kurutup;
Kaçıncı kez soğuruşun.
Belki anlam arayanlara.
Kafasından zincirli,
Bilgi ayyaşlarına anlatırsın.
Yaratırken yeşertirken,
Nasıl yıktığını, kuruttuğunu.
Zıtlıklarla yaşattığını,
Ve karşıtlıkla yaşadığını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:39 AM
İç

İç Sinan iç
Hayatı koymuşlar
Şişenin içine.
İç Sinan hayatı iç.
Sonra bir güzel
İşe gecenin içine
Bütün olmazların için ede.
Bir güzel devril yatağa
Sızda unut dünü
Bu resimde çizdiğin hüznünü
Yıkacak uykun
Yarın dupduru bir gün
Pencerenden
Yüreğine dalacak.
Sen berraklığında
Sevdalara dalacaksın
Mutlu olacaksın.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:39 AM
İç Şarapçı

İç iç şarapçı,
Kok pis kok.
Muhabbetin bol olsun yeter.
Şarapçı iç iç.

Koymuşlar hayatı şişeye,
İçer şarapçı içer.
Bir ağaç gölgesinde,
Sızar şarapçı hayat içinde.

Karmış renkleri yüzünde,
Çizgi çizgi kederlensede,
Muhabbetinde sözünde,
Mutlak hayatın izinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:40 AM
İğdir

Tülün rüzgarda
Amaçsız salınışı
Zamanın hiç bitmeyen
O dairedeki çırpınışı
Soğukta karın amansız
Bembeyaz işgali gibi
Benim bekleyişim
Evrende aşılmaz
Bir nokta
Beynimdeki sonsuzun
Hazin paradoksu…
Halbuki
Ellerim
Ne kadarda hünerlidir
Göğsümden
Sonsuza ırayan
Doğrular çizebilirim
Küçük yalın pencerede
Tül salınıyor hala
Şimdi karşıda akan çay
Mavi mavi uzuyor
Denizine
Sağında ve solunda
Yükselen dağlar
Yeşilin dinginliğinde
Sessizce uyuyor
Ve yazın
Penceremi kaplayacak
Dut ağacım yapayalnız
Üşüyor
Uzaklarda yeşil
Belenmiş beyazına karın
Sabırla duruyor kozalaklar
Bağrında o ulu göknarın
Ve ben
Beklemekteyim
Yaklaşan fırtınanın
Sessizliğinde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:40 AM
İnadına

Direnmek;
İnadına inadına,
Sonuna kadar,
Ölene kadar,
Direnmek.

Kırılana kadar,
Mızrağının temreni.
Kanın miğferinde,
Çalkalanana kadar,
Direnmek.

Rüzgarda;
Koskoca bir çınar gibi.
Son yaprağın düşene kadar,
İnadına inadına,
Direnmek.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:40 AM
İnanıp

Şimdi ve sonrası;
Yalın ve dingin bir denizin,
Serin suların da.
Göçmek gül kurusu ufuklara.
Yalansız bir denizin;
Hırçın dalgalarıyla boğuşarak,
Yol almak.
Bir güzele inanıp;
Düşmek kör kuyulara.
Tamda bölmüşken;
Yüreğini ikiye.
Yüreksiz kalmak.
Karanlığın bağrında;
Sessiz bir hüzünle,
Yıldızlara öykünmek;
Öylesine yalnız,
Öylesine uzak.
Birden raslamak;
Yüreğini çalan hırsıza.
Oturup aynı sofraya,
Bölüşmek yalnızlığın,
Kararan kahrını.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:40 AM
İnanmıyorsun

Yardım istiyorsun
Sana uzak gülüşler
Taşıyamam
Yoruldum!
Bu kent arkamdan kaçıyor
Soluk soluğa sokakları
Ben uzak iklimlerde
Sırılsıklam susuyorum.
İnanmıyorsun!
Güne,yeşile,geceye
Sana umutlarımı
Taşıyamam!
Yetmez yılgın düşlerim
Ve değmez artık sana
Çocuk gülüşlerim!
Çekil ufkumun önünden
Dar açılarda boğulan
Her neyse
Sanalda kesişen
Artık herşeye paralel
İçimden sonsuza
Irayan doğrular
Sana değmez
Ufkun kızıl soluğu
Aynalarda takılır kalır
Yaban iki göz.
Gene de
Dolanırım dünyada
Başım bulutlarda
Süpürürüm kıırntılarını
İhanetin.
Rüzgarlarla ekerim
Ta Kuzey Denizine
Sevda sözlerinide
Sana dönemem.
Bilirim
Sahtekar teninde
Maya tutmaz söz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:41 AM
İnsanlık Uyan

Rahat uyu insanlık;
Açık kalsın
Kapıların.
Gözleri gülen
Çocukların resimleriyle
Süsle duvarlarını
Ceplerinde katil resimleri.

Elleri boyalı
Kürt çocukları
Unutun boya sandığını
Sizlere silah verecekler;
Dağlara çıkacaksınız
Yüzünüzde kan.
İnsanlık uyan!

Afrikalı çocuklar
Yaşayanlarınıza
Su yerine
Sunacaklar zehirini
Emperyalizmin.
Ugandada iki milyon ölü
İnsanlık uyan!

Filistinli çocuklar
Taşları toplatıp
Duvarlar ördüler üstünüze
Atacak bir şey kalmadı
Gayri yürekten başka
Tükendi umutlar.
İnsanlık uyan!

Bir sabah şafağı
Kanla buladılar
Uyanamadı
Iraklı çocuklar;
Bombaların altında
Çığlıkları.
İnsanlık uyan!

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:41 AM
İskele

Bir iskeleyim,
Çengelköy de,
Boğaza karşı.
Yosunların hüzünlü,
Yeşiliyle kaplıdır yüzüm.
Bu kaçıncı tekne,
Yorgun yenik,
Boğazıma asılan.
Kaçıncı okşayışı dalganın.
Devinimlerde,
Kaçıncı boğuluşum.
Kayalara tutunup,
Kaçıncı susuşum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:41 AM
İstedim

Sevmek istedim;
İçinizden birini.
Yanınıza gelmek istedim,
Ama yıldızlar kadar uzaktınız.
Üstelik güpegündüz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:41 AM
İstersen Dönerim

İstersen dönerim.
Ardım da bırakıp,
Günün kızıllığını
Yanağının alın da öleyim.

İstersen dönerim,
Dalgaların hırçınlığını unutup.
Fersah fersah denizleri geçerim.
Rüzgar olup dudağın da sönerim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
İşçiKadın

Solgun yüzlü kadın,
Zor işin.
Sabahtan düşmek yollara.
Kollarını çekemeyen gövdenle.;
Vardiyalarda güneş beklemek zor.
Bitecek nasılsa ölünce.
Sevdada zulümde.
Kuru bir gövde;
Issız bir bozkır kalacak geriye.
Nasılsa yok edecek güneş;
Yarattığı yaşamı.
V e birileri,
Gene gülümseyecek;
Kansız gözlerinde,
İki damla yaşla.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
İşçiler

Ard arda dizildiler
Sıralarından dökülen paçavralarıyla
Elleri yüzleri ve açık gönülleriyle
Taşlı yollarda yırtılmış tabanları
Ve inadına işleyen beyinleriyle
Dünyanın asıl efendileri işçiler
Onlardır günü yürüten
Saati işleten mekanizmayı kuran
Onlar durursa dünya durur
Ve böyledir düşlerindeki gelecek
Makinların durup
Hakların alındığı ve geleceğe
Eşitliğin yürüdüğü bir dünya.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
İşine Gidiyor

İşte memur oldu
İşine gidiyor
Düşün ufukları daraldı
Soluğu azaldı İşte memur oldu
İşine gidiyor
Düşün ufukları daraldı
Soluğu azaldı
Ve inancı yaşama
Bir masanın
Soğuk zemini kadar donuk.
Dar bir kalıpda yoğrulan
Ekmeğe erecek
Hamur gibi.
Ama bitecek
Çabucak tükenecek
Düş gibi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL
05-30-2009, 11:42 AM
İşporta Aşklara

Geçenlerde Kadıköyde buldum,
İşporta bir aşk.
Deniz yakın gök mavi,
Ve dalgalar gibi narindi.

Oysa birazdan oda satılacaktı.
İşportada güzel bir aşk,
Sokak sokak aranacaktı.
Bulunup kaybolacak buluttular.

Yakın bir zamanda,
Bulunacak bir mısradır onlar.
Gelip geçen boğazın mavisini,
Pasa bulayan hurdaydı onlar,
Geriye dönmemeyi öğretendi onlar.

Ufuk Nazım