PDA

Tam Sürümü Görüntüle : ...:::Karışık ßenden Şiirler:::...


Sayfa : [1] 2 3

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:50 AM
Ali Hüsnü NAGRAS ve şiirleri..

..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:50 AM
1400

1400'e bir yıl var, yaklaştı zamanımız;
Bu asırda gelir mi dersin kahramanımız?..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:51 AM
40 Derece

Dizilirler ayakta,
Anne, baba ve kardeş.
Hayal, uzak, uzakta,
Eder fillerle güreş.

Başından kayar yastık,
Nura döner karanlık;
Sırlar çözülür artık,
Kırka çıkınca ateş...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:51 AM
Aç Kapıyı

Aç kapıyı, haber var,
Ötenin ötesinden!
Dudaklarda şarkılar,
Kurtuluş bestesinden.

Biz geldik, bilen bilsin!
Gönül gönül girilsin,
İnsanlar devşirilsin,
Sonsuzluk destesinden...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:51 AM
Açıklarda

Bir ağızdan çalınan düdükler, kalın kalın,
Boşlukta tos vuracak nokta arayan çığlık.
Koşup, yılanlar gibi üzerinden suların,
Arıyor teknemizi oturacak bir sığlık.

Omuz omza şahlanan dalgalar, büyük büyük,
Bir ses işitip ürkmüş, sürülerle canavar.
Gözlerinde kıvılcım, ağızlarında köpük,
Birbirinin üstünden atlayıp geliyorlar.

Gittikçe boşluklara düşmekteyiz enginde;
Arkadaki sahilse, fosfor bir iz halinde,
Her ân bir parça daha uzaklaşıyor bizden.

Deniz, bu yerde ölüm korkusu kadar derin;
Kocaman bir kuş gibi geliyor peşimizden,
Ruhu, bu kapkaranlık suda can verenlerin...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:51 AM
Affet

Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:51 AM
Ağlayan Çocuklar

Kafesli evlerde ağlar çocuklar,
Odalarda akşam olurken henüz.
O zaman gözümün önünde parlar,
Buruşuk buruşuk, ağlayan bir yüz.

Ne vakit karanlık kaplasa yeri,
Başlar çocukların büyük kederi;
Bakınır, korkuyla dolu gözleri:
Ya artık bir daha olmazsa gündüz?

Gittikçe kesilir derken sedalar,
Gece; bir siyah el gözümü bağlar;
Duyarım, içime sığınmış, ağlar,
Bir ufacık çocuk, bir küçük öksüz...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:52 AM
Ağzımı Dikseler

Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı;
Tek ses duysalar; ALLAH... Yoklayanlar nabzımı.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:52 AM
Ahşap Ev

Tek tek kalktı eşyamız, ahşap ev bomboş kaldı;
Güneş gözünü yumdu, has odamız loş kaldı...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:52 AM
Akıl

Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu;
Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:53 AM
Akıl

Cüce akıl, bilmece salıncağında çocuk:
"Bir ufacık fıçıcık, içi dolu turşucuk"...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:53 AM
Akşam

Güneş çekildi demin,
Doğdu bir renk akşamı.
Bu bütün günlerimin,
İçime denk akşamı.

Akşamı duya duya,
Sular yattı uykuya;
Kızıllık çöktü suya,
Sandım bir cenk akşamı...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:53 AM
Allah Derim

Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!

Ey akıl, nasıl da delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
Allah derim, başka hiçbir şey demem!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:53 AM
Allah Diyene

Her şey, her şey şu tek müjdede;
Yoktur ölüm, Allah diyene
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene

Akıl, kırık kanadı hiçin;
Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
Bağlı, perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:54 AM
Allah Dostu

Allah dostu odur ki, nefsine tek pay biçmez;
Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:54 AM
Allah Dostu

Allah dostunu gördüm, bundan altı yıl evvel;
Bir akşamdı ki, zaman, donacak kadar güzel.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:54 AM
Allah ve İnsan

Seni aramam için beni uzağa attın!
Alemi benim, beni kendin için yarattın!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:54 AM
Allah’ın Sevgilisi

Düşünüyorum: O'ndan evvel zaman var mıydı?
Hakikatler, boşluğa bakan aynalar mıydı?

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:55 AM
Aman

Aman efendim, aman!
Galiba Âhir Zaman!
Manzarası yurdumun,
Tufan gününden yaman!
Göz görmez aydınlıkta;
Asümanedek duman.
Yer dumanmış ne çıkar,
Duman dolu âsüman.
Türk evi delik deşik;
Yıkı dökük hânüman.
Duraksız itiş kakış;
Süresiz karman-çorman.
Anne çocuk doğurur,
Köpek soyundan azman.
Beyinler zıpzıp kadar,
Mideler koskocaman.
Aziz fikir buğdayı,
Katıra mahsus saman.
Boş lâf, hep dalga dalga;
Uçsuz bucaksız umman.
Hayvanlık orkestrası:
Eşek, birinci keman.
Orman keleş, nebat kel;
Nebat adamlar orman.
Midelerde ihracat,
Günde beş milyon batman.
Bilmem kaç milyar harman.
Yangın evinde satranç;
Plân, reform ve uzman.
Tam bir buçuk asırdır,
Maymunlardan eleman.
Bizdeki hale nispet
Maymun taklitten pişman.
Hangi yol Türke uygun,
Hangi parti tercüman?
Çıkamaz meydanlara;
Camide mahpus iman!
Silah küfrün belinde,
Küfrün elinde, ferman.
Cehle sorarsan ilim;
Zehre sorarsan, derman.
Rahmet, meçhul kelime;
Bilinmez isim, Rahmân.
Kutsal kitaptır fuhuş;
Ahlâk, okunmaz roman.
Tarih, kontra gerçeğe;
Hürriyet hakka düşman.
Millete kasdedenin
İsmi milli kahraman.
Yere batsın bu dünya,
Bu dünyadan hayr uman!
Genç adam, at yorganı!
Sana haram, uyuman!
Aman, efendim aman!
Efendim, aman, aman!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:55 AM
Anayasa

Perde düşse ve her şey olduğu yerde donsa;
Görünse yıldız yıldız, fezada Anayasa...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:55 AM
Anlamak

Anlamak yok çoçuğum, anlar gibi olmak var;
Akıl için son tavır, saçlarını yolmak var...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:55 AM
Anneciğim

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:56 AM
Anneme

Anne girdin düşüme!
Yorganın olsun duam,
Mezarında üşüme!

Anlamam anlatamam;
Düşen düştü peşime,
Artık vadeler tamam...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:56 AM
Anneme Mektup

Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.

Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.

Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:56 AM
Apartman

Sır vermeye alışkan
Pencereler aydınlık.
Duvara şüphe çakan
Gölgelerde şaşkınlık.

Üst üste insan türü,
Bu ne hayat, götürü!
Yakınlıktan ötürü
Kaçıp gitmiş yakınlık...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:57 AM
Aralık Kapı

Bu dünya bir kuyu, havasız çömlek;
Daralıyorum!

Kelime, manayı boğan bir gömlek!
Paralıyorum!

Allah ismi varken lûgat ne demek!
Karalıyorum!

Kapımı, buyursun diye o Melek;
Aralıyorum!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:57 AM
Aşk

Rabbim, Rabbim, bu işin bildim neymiş Türkçesi;
Senin aşkın ateştir, ateşin gül bahçesi...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:57 AM
Aşk

Allah, Resûl aşkıyle yandım, bittim, kül oldum!..
Öyle zayıfladım ki, sonunda herkül oldum.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:57 AM
Aşk ve Korku

Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde,
Allah'tan nasıl korkmaz, insan O'nu sever de...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:58 AM
Ateş

İçimde bir fırın var, ateşi yakan ateş,
O ne alev deryası, çiçek bahçesine eş.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:58 AM
Ayak Sesleri

Hep bu ayak sesleri, hep bu ayak sesleri,
Dolaşıyor dışarda, gün batışından beri.
Bu sesler dokunuyor en ağrıyan yerime,
Bir eski çıban gibi işliyor içerime.
Ey şimdi kara haber gibi bana yaklaşan,
Sonra saadet olup yanımdan uzaklaşan
Sesler, ayak sesleri, kesilmez çıtırdılar!
Bana gelen müjdeyi galiba caydırdılar.
Böyle adım atarlar, ayrılanlar eşinden,
Böyle yürür, gidenler, bir tabutun peşinden.
Kimsesiz *******im, bu kesik sesle doldu,
Artık, atan kalbim de bir ayak sesi oldu.
Bir gün, sönük göğsüme düştüğü vakit başım,
Benden ayrılıyormuş gibi bir can yoldaşım,
Gittikçe uzaklaşan bu sesi duya duya,
Yavaşça dalacağım, o kalkılmaz uykuya...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:58 AM
Aydınlık

Uyan yârim, uyan, söndü yıldızlar,
Gün karşı tepeden doğmak üzredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.

Uyan yârim, sesler geldi derinden,
Karanlık oynadı, koptu yerinden;
İlk ışık, kapının eşiklerinden,
Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir.

Sevgilim, kapımı çaldı aydınlık,
baygın gözlerimi aldı aydınlık,
İçimde tıkandı, kaldı aydınlık,
Bu aydınlık beni boğmak üzredir.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:59 AM
Aynadaki Hayalime

Akmayan yaşlarla sıcacık yüzün;
Yavrum, bugün seni pek ölgün gördüm.
Gözünde bir küçük noktadır hüzün,
Neş'eni ne bugün, ne de dün gördüm.

Eğri dallar gibi halsiz, yorgunsun,
Birikmiş sulardan daha durgunsun,
Görünmez bıçakla içten vurgunsun,
Seni öz yurdunda bir sürgün gördüm.

Geçti bir cenaze peşinde ömrüm;
Bilemem, vardığın neresi, bugün?
Hergün yürüdüğün kadar yürüdün,
Arkasından kendi ölünün; gördüm.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:59 AM
Aynalar

Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?

Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:59 AM
Aynı Nokta

Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım;
Nihayet döne döne aynı noktaya vardım.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:59 AM
Ayrı Ayrı

Ne kadar göz bebeği varsa üst üste gelse
Yine ayrı manzara, ayrı görüş herkese.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 10:59 AM
Ayrılık

Hep ayrılık; isteğe erince istek ölür.
Bir anda ölseler de insanlar tek tek ölür...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:00 AM
Azap

Azap, saçlarıma ak,
Yüzüme çizgi serdi,
Ruhumu, çırıl çıplak,
Soyup çarmıha gerdi.

Bağrım, çizgi çizgi kan;
Beni seyretti hayran.
Bir kadın oldu o ân,
Kendini bana verdi...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:00 AM
Azgın Deniz

Hangi hissin parmağı dokundu ki, derine,
Düştü bir gizli alev salkımı içerine?

Hangi kabus bastı ki, seni uykularında,
Birdenbire cehennem kaynadı sularında?

Örtüldü baştan başa tenin beyaz bir terle,
Duman duman yayılan incecik köpüklerle.

Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen,
Hangi ölüm şarkısı, bu dilinden düşmeyen?

Hangi öfkeyle yüzün, böyle karıştı yer yer,
Sana yan mı baktılar, bir şey mi söylediler?

Bir şey dinleme artık, artık bir şey dinleme!
Çağır, bütün günahkar ruhları cehenneme!

Karşına, sahil, kaya, insan kim çıkarsa vur!
Vur başına, alemde, kör, sağır, ne varsa vur!

Sal her taraftan, dağdan, gökten, pencereden sal!
Nihayet kala kala dünyada tek kişi kal!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:00 AM
Aziz Eşya

Sırma renginde pislik, dünyanın süsü püsü;
Bende tek aziz eşya annemin baş örtüsü...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:00 AM
Babadan Oğula

Eve dönmez bir akşam;
Ve gün yüzlü çocuğu,
Sorar: Nerede babam?

Bakarlar, oldu, bitti;
Gelir, derler çocuğa,
Baban attaya gitti.

Uzar gider bu atta;
Ve neler neler olmaz
Ve kimbilir ve hatta;

Bir mahşer gerisinde;
Babası döner bir gün,
Oğlunun derisinde...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:01 AM
Bacalar

Görürüm, çıkmışlar kararmışlar çatılardan,
Kemik bir kol nasıl fırlarsa mezardan.
Her ân, bir haberi kollar gibi yukardan,
Dipsiz maviliğin esrarını kurcalar,
Bacalar...

Kimi ince, kimi uzun, kimi de kısa;
Dalmışlar başbaşa afyon çekerek yasa.
Onlar, insanların gözünde bir kartalsa,
İnsanlar, onların gözünde karıncalar,
Bacalar...

Kimbilir, belki de evlerin cinleridir;
Kolları bir dâvet gibi göğe yükselir,
Ölüler, ölüler, arka arkaya gelir,
Ruhların mehtaba daldığı taraçalar,
Bacalar...

Azap kuleleri, cüceleşmiş devlerin;
Kör mazgallarında raksı var alevlerin.
Öyle evciller ki, tepesinde evlerin,
Kopuyor içinde görünmez facialar,
Bacalar...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:01 AM
Bahçedeki İhtiyar

Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.

Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Alnında akşamın ince kederi,
Sessizliğin sırrı,dudaklarında.

Yanan bir kağıtta küçük bir satır
Yazı gibi akşam onu karartır;
Artık o,silinen bir hatıradır,
Bu ıssız bahçenin uzaklarında...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:01 AM
Baş

Eklense de başıma dünyada kaç baş varsa,
Başım, onların hepsi için secdeye varsa...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:02 AM
Başıboş

Vatanımda sular akar, başıboş;
Herkes, birbirini kakar, başıboş.
Bozkırlardan topal bir tren geçer;
Çocuk, merkep, öküz bakar, başıboş.
Yanmaz da yürekler, güneşe atsan;
Bir kibrit, bir orman yakar, başıboş.
Tarih, kutuplara kaçmış bir fener,
Buz denizlerinde çakar başıboş.
Yirmi dokuz harfte sözde aydınlar,
Yafta yazar, isim takar, başıboş.
Allah'ım sen acı bu saf millete!
Akşam yatar, sabah kalkar, başıboş...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:02 AM
Başım

Zonklayan başım benim, kan pıhtısı, cerahat;
Ona yastıkta değil, secde yerinde rahat...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:02 AM
Bayrak ve Sultan

Baktım, renk yağarken akşam üzeri,
Her şey ölü yüzde düzgün ve boya.
Nesi varsa yoksa bu harap dünya,
Bir büyük hayalin sade benzeri...

Her şey bir gölgecik o görünmezden,
Visal başlayınca ölüyor visal.
Vatan bir hatıra, kadın bir misal;
Sen ulaşmaya bak, sonsuza, tezden!

Ev insan, sığdığın çizgiden utan!
Başlangıç noktası, bir de son durak.
Her zerrecik ondan arma ve bayrak;
Bayraklar topluma, bana da sultan...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:02 AM
Bayram

Ölüm ölene bayram, bayrama sevinmek var;
Oh ne güzel, bayramda tahta ata binmek var!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:03 AM
Beklenen

Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:03 AM
Bekleyen

Sen, kaçak bir ürkek ceylansın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.

Kimsesiz odanda kış *******i,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgar değil, odur haykıran!

Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü.
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir.
Bana kalacaksın yine son günü.

Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye
Toprağında bir taş olur, beklerim...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:03 AM
Belâ

Ne var, ne var âlemde,
Belâ kadar çekici?
Örse benzer kellemde,
Belâların çekici.

Çiçeklik, bana ateş,
Bana pınar, karbelâ,
Koynumdan çıkmayan eş,
Suyum, ekmeğim belâ...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:03 AM
Ben

Ben, kimsesiz seyyahı, mechuller caddesinin;
Ben, yankısından kaçan çoçuk, kendi sesinin.

Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı.

Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların.

Ben kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda.

Ben başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir.

Ben, Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
Ben bugünküne mazi, yarınkine istikbal.

Ben, ben, ben; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş.

Hep ben, ayna ve hayal; hep ben, pervane ve mum;
Ölü ve Münker-Nekir; baş dönmesi uçurum...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:04 AM
Bendedir

Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,
Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,
Süslenmiş gemiler geçse açıktan,
Sanırım gittiği diyar bendedir.

Yaram var, havanlar dövemez merhem;
Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem.
Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem;
Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:04 AM
Benim Nefsim

Ruhuma bir kefen bezi yeter de,
Yetmez aç nefsime sırma ve ipek.
Çare yok, yüzünden düştüğüm derde;
Yesem de "toprakla karışık kepek..."

Güneşle bir tutsam girmez hizaya;
Dar bulur, sığmam der, dipsiz fezaya.
Kuyruk sallar, sonra hırlar ezaya;
Benim nefsim, benim nefsim ne köpek!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:04 AM
Beste

Halim, açık denizde düdük çalan bir gemi;
Kim duyar, ötelerden haber veren bestemi?..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:04 AM
Bir

Varlık yalnız Bir'dedir, toplam bölüm hep birde...
Devam eden yalnız bir, sayıda dört tekbirde...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:05 AM
Bir

"Bir"i deşerken her ân beynini yiyen adam,
Sayılar köpürdükçe "Allah bir!" diyen adam...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:05 AM
Biter

Kalkılır bir yerde, kalır oyuncak,
Kurgular biter.
Ölüm... O geldi mi ne var korkacak?
Korkular biter.

Fikir, açmaz artık beyinde kuyu;
Burgular biter.
Unuturuz hayat adlı uykuyu,
Uykular biter.

Biter, her şey biter; ses, şekil ve renk,
Kokular biter.
Kabir sualiyle kapanır kepenk,
Sorgular biter.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:05 AM
Bitmez

Bilmezdim, iş bütünde;
Bu ömür derdim, bitmez.
Bir yuvarlak üstünde
Git, git, giderdim, bitmez.

Bir deli kafacıktım;
Sonsuzluğa acıktım.
Farzet denize çıktım,
Su biter, derdim bitmez.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:05 AM
Bizim Yunus

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Okunu kör nefsin, kılıçla çelmiş...
Bizim Yunus,
Bizim Yunus...
Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Ölüm dedikleri perdeyi delmiş...
Bizim Yunus,
Bizim Yunus...
Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Eli kaatile de kalkamaz elmiş...
Bizim Yunus,
Bizim Yunus...
Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Zaman, onun kemend attığı selmiş...
Bizim Yunus,
Bizim Yunus...
Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Toprakta devrilmiş, göğe çömelmiş...
Bizim Yunus,
Bizim Yunus...
Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Sayıları silmiş. BİR'e yönelmiş...
Bizim Yunus,
Bizim Yunus...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:06 AM
Boş Dünya

Gittiler...Bana dünyam
Birdenbire boş geldi.
Seçilmiş oldu eşyam.
Odalarım loş geldi.

Gözlerim müebbette,
Günü gelir elbette...
Gelir Melek nöbette,
Safa geldi, hoş geldi.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:06 AM
Boş Odalar

Şu karşı evin boş odalarında,
Duvarlara sinmiş bir hayâlet var.
Elinde mum, gece ortalarında,
Bucak bucak gezer, birini arar.

Camlar tutuşurken, eski kafesler,
Beyaz duvarlara aksetmiş, durur.
Dağınık sürüyü toplayan sesler,
Kapıya sokulup tokmağı vurur.

Sonra işitilir sert bir hıçkırık,
Basar odaları belirsiz cinler.
Karanlık avluda döner bir çıkrık;
Sanırsın, kundakta bir çocuk inler.

Akşam, dağılırken yerli yerine,
Bu evin önünde ürperiyorlar.
İçlerinden, kendi kendilerine:
Şu karşı ev tekin değil, diyorlar.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:06 AM
Boş Ufuklar

Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti,
'İyi insanlar iyi atlara binip gitti.'

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:06 AM
Bu Dünya

Bu dünya bir tamam'dan eksiklikler âlemi;
Kopuşlar, ayrılıklar, kesiklikler âlemi...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:07 AM
Bu Yağmur

Bu yağmur... Bu yağmur... Bu kıldan ince,
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur.
Bu yağmur... Bu yağmur... Bir gün dinince,
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak,
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.

Bu yağmur, delilik vehminden üstün,
Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün
Sulardan, seslerden ve *******den.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:07 AM
Büyük Doğu Marşı

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Avlanır, kim sana atarsa kement,
Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.

Allah'ın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.
Nur yoklu izinden git, KILAVUZ'un!
Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!
Şahit ol, ey kılıç, kalem ve orak!
Doğsun BÜYÜK DOĞU, benden doğarak!

Aynası ufkumun, ateşten bayrak!
Babamın külleri, sen, kara toprak!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:08 AM
Büyük Randevu

Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta?
Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:08 AM
Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:08 AM
Cansız At

Bilmem, kaçı kaç geçe,
Bilmem, kaça kaç kala,
Ya erkence, ya geçce,
Sıram gelir hoppala!

Altımda gacır gucur,
Kişner durur cansız at...
İşte servili çukur;
Ve ölümsüz hakikat!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:09 AM
Cehennem

Ateş benim yıkayan, yuyan, emziren annem!
Bir arınma kurnası olsa gerek cehennem...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:09 AM
Cinler

Ne derlerse desinler,
Yakın dostlarım cinler...
Havanın ve alevin
Kemiksiz çocukları;
Yüzbir odalı evin
Haşmetli konukları,
Rüzgârdan topukları,
Yakın doslarım cinler...

Kum gibi kalabalık,
Bin şekil ve bin kılık;
Suda bir gümüş balık,
Postacı güvercinler,
Zümrüt yüklü hecinler,
Yakın dostlarım cinler...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:09 AM
Çan Sesi

Odamda yanan mumu üfledi bir çan sesi.
Gözlerim halka halka gördü bu uçan sesi.
Önümden bir hız geçti, aktı ateşten izler;
Açıldı kıvrım kıvrım toprak altı dehlizler.
Şimşekler yanıp söndü, şimşekler sönüp yandı;
Derindeki sarnıçta durgun sular uyandı.
Sağa sola sallanıp, dan, dan, dan, çaldı çanlar,
Durmadan çaldı çanlar, durmadan çaldı çanlar,
Sular ürperdi, eşya ürperdi, tunç ürperdi;
Çanlar, kocaman çanlar, korkunç korkuç ürperdi.
Gördüm ki, adım adım, gölge gölge keşişler.
Ebedi karanlığın mahzenine inmişler...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:09 AM
Çek Perdeyi

Evler döşemekti bendeki tasa,
Yaptım, ettim, nöbet mezara geldi.
Yeter bana, üç beş arşın bez olsa;
Beklenmedik mallar pazara geldi.

Penceremde bir gün günlerden bir gün:
Ses baygın, renk dalgın ve ışık süzgün;
Belirsiz bir semte insanlık sürgün...
Çek perdeyi güneş nazara geldi.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:10 AM
Çırpınır

Dinle, kulağını ver de mezara!
Ölüler evlattan yana çırpınır.
Nesiller arası korkunç manzara;
Domuz yavrulayan ana çırpınır.

Kalbten kazıdılar iman sırrını;
Her günün bugünden beter yarını.
Acı rüzgarlara vermiş bağrını
Türk Bayrağı yana yana çırpınır.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:10 AM
Çift Kanat

Biri aşık biri nefret; bizim kanadımız çift...
Ateş saçmalı ki nur, erisin kapkara zift...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:10 AM
Çile

Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye

Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

..........
..........
..........
..........

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu öğrensem asıl?

Bir fikir ki sıcak yarada kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selam sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.

Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci kat gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

Uyku, kaatillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep nokta nokta ruhumu sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateş de, cımbız da yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

..........
..........
..........
..........

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehir kıymık gibi, beynimde.

Lügat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan muhacir; eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

..........
..........
..........
..........

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmiş zamanın, hem geleceğin.

Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mavera dede.
Yandı sırça saray, ilahi yapı,
Binbir avizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
İçiçe mimari, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte Samanyolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:11 AM
Çocuk

Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...

Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa "niçin, nasıl?" ve hayret...

Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür.

Allah diyor ki:"Geçti gazabımı rahmetim!"
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...

Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın!

İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:13 AM
Dağlarda Şarkı Söyle

Al eline bir değnek,
Tırman dağlara, şöyle!
Şehir farksız olsun tek,
Mukavvadan bir köyle.

Uzasan, göğe ersen,
Cücesin şehirde sen;
Bir dev olmak istersen,
Dağlarda şarkı söyle!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:13 AM
Dalgalar

Sarmış deniz kızları gibi dalgalar bizi,
Uzun saçları gümüş, şeffaf tenleri fosfor.
Yumuşak başlarıyla sarsarak teknemizi,
Yolcu, gittiğin sahil nerde diye bağırıyor.

Ne bir kıyıdan eser, ne bir ışıktan eser,
Sulardan daha derin, yolun karanlıkları.
Dalgalar, yürüyünüz, arayalım beraber,
Başımızı dövecek yalçın kayalıkları!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:13 AM
Davetiye

Telli pullu, anlı şanlı bir gelin;
Aynalar, gelin!
Bir güzel ki, en güzeli güzelin;
Gönüller, gelin!
Sonsuz gerçek, habercisi ezelin;
Kitaplar, gelin!
Ey karanlık, gelmektedir ecelin;
Işıklar, gelin!
Toplanın hep, derlenin hep düzelin;
Yığınlar, gelin!

En güzeli, en güzeli, güzelin;
Habercisi, habercisi, ezelin;
Tellerinde şafak söken bir gelin;
Anneler, babalar, çocuklar, gelin!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:14 AM
Dayan Kalbim

Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.

Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:14 AM
Değişen-Değişmeyen

Sofrada değişir her şey, ekmek değişmez;
Ne kanun! Değişmez'e hasret çekmek değişmez.

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:14 AM
Deli

Mayın tarlasına düşmüş bir deliyim, hudutta;
Gözüm, sekizinci renk ve dördüncü buutta...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:15 AM
Destan

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!
Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırtılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekun hattını afet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir laf var, buyurunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodrum!
Bir şey koptu benden, şey, Herşeyi tutan bir şey.
Benim adım bay Necip, babamın ki Fazıl bey,
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kralın buyruğu:
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allah'ın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilaç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilaç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah! küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:15 AM
Dev

Öyle bir devim ki, ben, hakikatte pireyim,
Bir delik gösterin de utancımdan gireyim...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:15 AM
Devrim

Devrim odur ki, kalbten fâniliği devirsin;
Yaşamaktan murad ne, hesabını bildirsin!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:15 AM
Dipsiz Kuyu

Ağzıma soğuk kurtlar dolacak, gözüme kum;
Dipsiz kuyu, sürdükçe zaman, sürecek uykum...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:16 AM
Divane

Düşün o divaneyi 'her şey içimde' diyen;
Ateş denilse yanan, su denilce eriyen...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:17 AM
Dönemeç

Bir gündü, hava ılık
Ve cadde kalabalık...
Bir kadın sapıverdi önümden dönemece;
Yalnız bir endam gördüm, arkasından, ipince.
Ve görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim,
Çarpıldım sendeledim.

Bir gündü mevsim bayat
Ve esnemekte hayat....
Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam;
Yalnız bir âhenk sezdim, çerçevede bir endam.
Ve tabutta, incecik, o kadın var, anladım;
Bir köşede ağladım...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:17 AM
Dövün

Ben ölünce etsin dostlarım bayram;
Üstüste tam kırk gün, kırk gece düğün!
Açı doyurmaksa kabirde meram,
Yemeğim Fatiha, günde beş öğün.

Hey gidi, gölgeler ülkesi dünya!
Bir görünmez şeyin gölgesi dünya!
Boşlukta ayrılık bölgesi dünya!
Bu dünyada yeme, içme ve dövün!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:17 AM
Dua

Bende sıklet, sende letafet...
Allah'ım affet!

Lâtiften af bekler kesafet...
Allah'ım affet!

Etten ve kemikten kıyafet...
Allah'ım affet!

Şanındır fakire ziyafet...
Allah'ım affet!

Âcize imdadın şerafet...
Allah'ım affet!

Sen mutlaksın, bense izafet!
Allah'ım affet!

Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet!
Allah'ım affet!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:17 AM
Dua

Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...

Ağlayın, su yükselsin!
Belki kurtulur gemi.
Anne, seccaden gelsin;
Bize dua et, emi!

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:18 AM
Düşmanıma

Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın;
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:18 AM
Düzen

Doğan güneşler her gün aynı da her gün yeni;
Ezelden ebede dek, işte İslam düzeni!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:18 AM
Ebedi Taze

Bir yer var ki, orada sayı üstü endaze;
Ne solmak, ne yıpranmak, her şey ebedi taze...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:18 AM
Ecel

Yetişir boğuştuğum gece gündüz ecelle;
Allah Rahim ve Rahman, Allah Azze ve Celle...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:19 AM
Eksik

Göz attığım her şeyde işte o şeydir eksik;
Mekân kopuk kopuktur, zaman da kesik kesik...

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:19 AM
Emanet

Bir anlık emanetle ne türlü övünelim;
Gel, rahmet kapısında ağlayıp dövünelim!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:19 AM
Emanet Olsun

Ey genç adam, bu düstur sana emanet olsun:
Ötelerden habersiz nizama lanet olsun!..

F.S.Mehmet1453
06-23-2007, 11:19 AM
En Yakın

Bütün insanlığı dövsen havanda,
Zerre zerre herkes yine yalınız.
Boşlukta yol alan uçsuz kervanda,
Her şey tek başına, dağ, taş ve yıldız.

Herkes bir vücutsuz hayal peşinde;
Eşini kaybetmiş herkes eşinde.
İçinizde yiv yiv derinleşir de,
Çıksın karşınıza en yakınınız

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:00 PM
Cool Karişik Benden şiirler...
DOSTLAR BENİM DE BİR GÖNLÜM VAR

Nedir beni kendimle kendim kılan

azarlayan beni

bu hain pusu nedir.



Esenlik içinde miyim yoksa çaresiz miyim

hiç aldırmıyor bana aldırmıyor çünkü

içimde taht kurmuş o acımasız zemheri.



Ama n olur kalmasın artık

kalmasın uzaklarda yüreğini çatlatan biri

acıyla inleyen biri ukdesi olan biri.



Peki yetiyor mu bana bu çınar ağacının

müntesip serinliği Müslim aydınlığı

kuşları azad edelim su verelim yolcuya.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:01 PM
A NIN ŞİİRİ

Upuzun bir ayrılığın rengindeydi

bakışlarındaki hayali şehrin

az bir zaman mıydı gece miydi

ateşe düşmüş bu çarpıntıyı

çığlıklara karıştıracak

öyle bırakacaktı avazını.



Bir haykırıştı mutlaka

dağlardan esen rüzgârdı

şehre gül kokularıydı

aşkın bir nefes ve

ince hünerli oynak

deniz dalgasıydı.



Yani ah vadisinde

ya hu nidalarıyla

nihayetinde hayat

aşk ile gülbahri

değil midir ki işin

başında rıza-i bari.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:02 PM
A ve Ş ve K

Bir garip mengene yüreğimi sıkar
Bir kuşun kanadının gölgesi düşse yüreğine
Kıskanırım ….
Ben mavzerde fişek
Ben ki kını da bıçağım
Gökyüzünü paslı bir maviye
Yeryüzünü kızıla boyarım
İsterim ki mutluluk gölgen olsun
Gözlerinin gülen tılsımı hiç bozulmasın
Ben bir bedevinin su aradığı gibi
Arıyorum şimdi seni
Ve nasıl özlüyorsa yarasalar geceyi
Bende seni öyle özlüyorum
Eylülün geldiğini
Sızlamasından anlıyorum dizlerimin
Bilirimsin karanlık bir gecede
Yalnızlığın insana nasıl koyduğunu
Bilirimsin kara bir karıncanın
Beyaz kalbi gibi bir hisle sevdiğimi seni
Bilirimsin içinde aşk geçmeyen şiirleri yazmadığımı
A
Ve
Ş
Ve
K
Harfleri
Mazi urganın ucuna bağlıdır, benim gönlümde
Bir tren penceresinden el salladığım gün
Siyah saçlı bir kıza
Bir otogarda bıraktım bu harfleri
Sol göğsümün üstünde muska gibi
Sakladığım resmi uzayıp giden
Yollara bıraktım

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:03 PM
A Y I Ş I Ğ I N D A

Bak şehrin ışıklarını kapatmışlar,
Sokak lambalarının bir tanesini açık bırakmışlar,
Ay ışığında tam takır boş sokaklar,
Efkarlı *******den bir dahalar,
Sokakta dolaşan aşk sarhoşları,
Aşk acısı var her adım atışları,
Ay ışığında bir başkadır muhabbet telaşları,
Sanki gündüzündeki güneşi gecede unutmuşlar,
Her ferde bir yıldızı gökyüzüne bırakmışlar,
Ay ışığında cümbüş de denizde martılar,
Gök yüzüne varırcasına kanat çırparlar,
Sanki denizdeki dalgalarla yarış dadırlar,
Ay ışığının denize iz düşümleri,
En dipteki yosunları kucaklar,
Bir başka renklilikte dans eder balıklar,
Tam yanı başındadır ay ışığı ve yıldızlar,
Gökyüzüne kanat çırpar denizdeki martılar,
Ay ışığında deniz uçlarını,köşe başlarını,
Mesken tutmuş aşıklar,
Sessiz denize olta atıyor balıkçı tayfaları,
devamlı kulakları öpüyor ayışığı kelebekleri,
Issız gecede gökyüzüne dikleniyor,
Taşlı tarladan cılız buğday başakları,
Ayışığında toprak işleyen ırgat kadınlar,
Gözleri öpüyor yıldızlar iri cüsseli aya inat,
Filizlenme devresinde ana yemi bekleyen,
Ay ışığı cümbüşünde tüy döken kara guguk,
Gecenin derinliklerinde tabiata baş kaldıran,
İştahlandıkça iştahlanan mor sümbül,yaban gülü
Hep ısıtırsın baharın karanlık *******ini
Dağılır sıkıntıları,sevda ışınla tatlanır
Durgun deniz ışığınla parlar,
Gündüz gibi öter kuşlar ayışığında,
Sende mutluluğu ta o zaman gördüm,
Denizi ayna yapıp güldüğünde,
Durgun denize ay ışığı,
Şekli güzelliğin iz düşümünde.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:03 PM
Aaaaaa !...

Bir Süleyman gördüm hiçbir yanı kımıldamıyor
Oturmuş bir iskemleye
Pek de oturmuşluğu yok iskemle ayaksız
O nasıl şey, bu adam soyut mu ne
Baksan bir ilgisi var elleriyle
Uzamış uzamış uzamış doğrusu elleri
Sevmeye domuzlanıyor gittikçe
Konuştum konuşmuyor
Dürttüm dürtülmüyor
Kızdım, bir bıçak salladım karnına
Aaaa!
Yok yahu bana mısın demiyor

Şaşırdım, yokladım kendimi iyice
Bir çağ mı değiştik sabah sabah ne
Artık ölüm insanlardan olmuyor.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:03 PM
Abarttık

tamam sus artık,
anladık,
abarttık,
anlamadık,
anlaşılmadık,
sus artık,
bu son anlarımızda,
sus artık,
yılandan dilin,
akrepten elin,
sus artık,
bizde insanız,
yeter artık,
sus artık,
en azından,
ben giderken,
saygılı ol biraz,
sus artık,
susmak nedir ,
bilmezmisin sen,
sus artık,
tamam anladık,
sen hiçbir şeye değmezmişsin,
abarttık,
sus artık,
ben gidiyorum,
allah'ını seversen
sus artık...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:04 PM
AÇILIR KAPILAR

Alır seni korum damla damla
suyuma, ekmeğime, aşıma,
kaygıma, sevincime, acıma,
umuduma, sabrıma, gücüme

Alır seni bölerim parça parça,
dağıtırım topraklara, denizlere, geceye,
Açılır her sabah kapılar gözlerinde,
girerim ışıltılı, yemyeşil bir bahçeye

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:04 PM
BEN SENSİZ BURDA

Yaslanıp omuzuna gecenin
sabahı karşılar gibi,
ama dünyaya günaydın diyemeden.

Yatar gibi çimenler üstünde,
ama çimenlerin kokusunu alamadan.

Koşar gibi denize doğru,
ama denizde kulaç atamadan.

Uzanır gibi bir çocuğun başına,
ama çocuğun başını okşayamadan.

Tırmanır gibi gürbüz bir ağaca,
ama ağaçtan bir meyve koparamadan.

Kavuşur gibi eski bir dosta,
ama eski dosla kucaklaşamadan.

İş başında türkü söyler gibi,
ama sesimi ben bile duyamadan.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:04 PM
BEŞİKTAŞ TRAMVAYI

Bahçemdeki dut ağacı
vurdu ince dallarıyla penceremin camına,
bir Beşiktaş tramvayı geldi aldı beni,
bir Beşiktaş tramvayı götürdü sana.

Çemberlitaş, Şehzadebaşı, Saraçhane.
Almışım parmaklarını ellerime,
Beşiktaş tramvayında giderim yane yane.
Terzi Adem, berber Ali,
dikimaneden Emine teyze
ve Makbule.
Üç sarışın birader,
Kapalıçarşı terlikçileri.
Bir küçücük simitçi çocuk,
levent bir hizmet eri.

Hep iyi insanlar bunlar.
Dert yüzü görmesinler.
Eksik olmasınlar.
Vatman ağabeyimiz de eksik olmasın.
Her akşam böyle götürsünler seni evine,
bir elinde gönlüm benim,
bir elimde sefertasın.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:05 PM
BU SU ÇOĞALA ÇOĞALA

Yaşlılara saksılar dizdim, bahçeler yaydım.
Yorgunlara diri beden verdim, taze yürek.
Döşekler serdim hastalara, rahat, yumuşacık.
Nerde yalan dolan gördüysem kızardım.
Yiğit yüreklere, dedim, canım armağan.
Ardına kadar açtım çocuklara kapıları.
Dostluklar boy attı yeryüzünde,
dostluklar orman orman.
Ebemkuşakları gökyüzünde fır dolandı.
Yürüdü dağlardan ovalara doğru
gümbür gümbür bir deli su,
yıktı bu su önüne geleni,
bu su, çoğala çoğala.
İnsanlar insanları aldı götürdü.

Ne kavga kaldı, ne zulüm, ne korku.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:05 PM
BULUŞURSAK

Sizinle aynı yemeği yedim senelerce,
aynı türküyü söyledim talim dönüşü,
ve aynı rüyaları gördüm *******i, ot yatakta.
Gün oldu cömerttim,
canımı verecek kadar.
gün oldu esirgedim
tek asker cıgarasını sizden.
Fakat bir akşam buluşursak eğer
herhangi bir yol ağzında,
namusum hakkı için öpeceğim
toprak kokan ellerinizden!

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:05 PM
BİR İNSAN

Seni bir gün
çekip aldılar topraktan,
benzedin köksüz bir ağaca.
Önce öğrettiler sana uygun adımı,
sonra büyük şehirlerini gösterdiler Avrupa'nın.
En muazzam saraylar karşısında bile sen
evini unutmadın.

Varşova'da kaputun kaldı,
Dunkerk'te arka çantan.
Düştü bütün fotoğrafların Sivastopol'da.
Bir şafak vakti Paris'te bıraktın zavallı yüreğini,
kurşuna dizilenler karşısında.

Lanet okusunlar sana bırak,
iyi bir asker olamadın diye.
Ölmesini bildin ya sen arkadaş kurşunuyle,
iki çürük patatesi
ekmek torbanda unutarak!

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:07 PM
CİBALİ

Cibali dendi mi,
aklıma siz gelirsiniz, kadınlar
kiminizin beş çocuğu,
kiminizin nar gibi yanakları var.
Kiminiz kocasız kalmış,
kiminiz ihtiyar,
kiminiz daha körpe henüz.
Bana umulmadık,
eskimiş türküler düşündürür
siyah başörtüsü altında yüzünüz.

Parmaklarda tütün kokusu.
Tütün kokusu pazen entarilerde.
Biriniz ekmek alır fırından,
biriniz durmuş öksürüyor ilerde,
geçiyor bizim mahalleden biriniz.

Cibali dendi mi,
aklıma siz gelirsiniz, kadınlar.
Çarpık ayakkaplarınız gelir,
kahraman elleriniz

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:08 PM
ÇİÇEKLERİ UMUDUMUZUN

Çok olun, çocuklar, çok olun,
yüzlerce olun, binlerce olun, onbinlerce.
Daha çok olun, daha çok olun,
yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun.

Bu dünya ne tek tek yaşamakta,
bu dünya ne rakının, ne şarabın içinde,
bu dünya ne parada, ne pulda,
ne kalleşlikte, ne zulümde.
Bu dünya aşkın içinde, alın terinde.

Çok olun, çocuklar, çok olun,
el ele verin, çocuklar, el ele,
yaşayın dünyayı doya doya,
açın kapıları, camları güneşe,
ne yeise kapılın, ne korkuya,
çok olun, çocuklar, çok olun,
el ele verin, çocuklar, el ele.

Mutlu olmak varken bu dünyada,
******* geldi dayandı kapımıza,
olduk acımızla sarmaş dolaş,
bekledik düşümüzle koyun koyuna.

Çok olun, çocuklar, çok olun,
yapraklar kadar, balıklar kadar çok olun,
el ele verin, çocuklar, el ele,
bütün gündüzler sizin olsun,
yaşayın dünyayı doya doya.

Çocuklar, çiçekleri umudumuzun.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:08 PM
ÇİLE

Bizim hiç bir hürriyetimiz yok,
Hiç bir hürriyetimiz,
Ne çalışmak, ne konuşmak, ne sevişmek,
Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi,
Ben burda en büyük çileyi doldurayım,
Ekmeğe muhtaç, hürriyete muhtaç, sana muhtaç.
Sen orda dalından koparılmış bir zerdali gibi dur,
Ben burda zerdalisiz bir dal gibi durayım.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:09 PM
DAĞ BAŞINDA

Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
senin etinden, tırnağından ayrı,
senin kokundan uzak.

Benim güzelim,
benim ceylan bakışlım,
benim kafamın ateşi,
yüreğimdeki.
Mümkün mü şu anda rüzgar olmak, kuş olmak,
şu anda üç dört portakal almak, getirmek sana,
sana tuzlu badem,
kabak çekirdeği.

Şu anda hiçbir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzağım ben.

Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.

Hayır, güzelim,
hayır, ceylan bakışlım,
hayır, kafamın ateşi, hayır,
hayır, yüreğimdeki.
Şu anda mümkün en güzel olan tek bir şey vardır:

Yanarak sevmek seni.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:09 PM
DEME

Bu ne bitmez yolmuş, deme
bitmedik yol yok.
Bu ne aşılmaz dağmış, deme
aşılmadık dağ yok.
Bu ne erişilmez ülkeymiş, deme
erişilmedik dağ yok.

Kendini kapıp koyverme.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:09 PM
DÖN GERİ BAK

Kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç,
insan mısın, bu pazarda mısın, iki pula mısın,
kaç bu kokudan, kaç bu pislikten, bu sürüden kaç.
At denize kendini, git boğul.
Düş bir kör kuyuya, ordan çıkama.

Bir kere dön ama, bir geri bak,
şu kolu gör bir kere, şu kolu,
pisliğin, sürünün içinden uzanan şu kolu,
durur dimdik, bembeyaz havada,
budaklı bir ağaç gibi güzel.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:10 PM
ELİMDE KALAN

-Karıma-

Yirmi yaşında hapse düştüm.
Yirmi beşimde sürgün oldum.
Yıllarca gençliğimi saçtım
Anadolu topraklarına.
Bir yokuşu yıllarca indim çıktım
döke döke kanımı
bir ekmek parasına.
İşte bugün altmış üç yaşındayım.
Bakıyorum gökyüzüne bugün gene
demir parmaklıklardan.

Bir senin yüreğin
ak bir güvercin
elimde kalan.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:10 PM
GECE İÇİNDE

Sıcacık bir yağmur siner
kara gecenin içine,
toprak somun gibi kabarır.

Tak tak vurulur kapıma,
kişner kapımda kır atım,
dünyam gümüşler kuşanır.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:10 PM
INSAN

İnsan kuş kanadında gelen yazı.
İnsan arı su, insan ak süt.
İnsan yemyeşil uzanan bahçe.
İnsan kum, insan çakıl taşı.
İnsan yiğit, insan dost, insan sevdalı.
İnsan kancık, insan ödlek, insan hergele.
İnsan kocaman, dağ gibi.
İnsan parmak kadar, küçücük.
İnsan alın teri, insan lokma, insan kan.
İnsan solucan, insan sülük.

İnsan kuş kanadında gelen yazı.
İnsan gül fidanında yanan konca.
İnsan umutların kapısı.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:10 PM
ISTANBUL..

Orda, adamı düşündüren
denizler vardır
- ışıltılı ve berrak -,
şurda gemiler durmuş,
kimbilir,
zincirleri ne ağırdır.
Sarayburnu,
Kızkulesi,
Haydarpaşa...
Bak işte Köprü,
Böyle ayak altında bütün gün.
İşte yollar gıcır gıcır,
İşte Sultanahmet Meydanı şu gördüğün
Nihayet, ilerde deniz,
Mis gibi balık kokar.
Daha sonra Adalar
Ve hep çam ağaçları.
Oranın mehtabı tatlı olurmuş,
Öyle derler,
Rüyadaymış gibi yaşar insan.
Galiba böyle görülür İstanbul
Bir kartpostal önünde durup
İştahla bakarsan.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:11 PM
SEN BENSİZ ORDA

Kim anlatacak sana akşamları,
dışarıda nasıl geçti günüm,
Cağaloğlu pazarında nasıl atlatılıyorum,
kimlere rastladım yolda, neler konuştum,
kim anlatacak sana?
Arada bir kim tutup sıkacak o minik pembe burnunu senin,
o bembeyaz çileli saçlarını kim okşayacak *******i?
Kim şakalaşacak seninle sabah kahvaltısında,
seni kim ağlatacak şiir okurken?

Hele bir süre daha
bensiz baksın dursun
acı aydınlık yüzün
orda karanlıklara.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:11 PM
SENİ ARIYORUM ..

Hasretim sana
Tam üç koca kış geçti aradan,
koskocaman üç asır.
Önca Aydın, Muğla, Balıkesir.
Önce bizim yiyemediğimiz bal gibi üzüm, incir.
Önce bizim yemeğimize girmeyen bal gibi zeytinyağı.
Sonra gene bir sıra dağ.
Sonra Konya ovası, Adana.
Sonra hiçbir vakit gülmemiş olan Orta Anadolu toprağı.

Bilmem, tanır mısın yanında olsam,
taş gibi sertleşti yüzüm,
bıyıklarım uzadı.

Hasretim sana.
Ilık bir su,
bir demet gül
ve bir lambanın ışığnı arar gibi arıyorum seni.
Bazen yüreğim kabarıyor,
sanki yüzünü bir daha hiç görmeyecekmişim.
Bir anda dünyadan çekilip,
bir nada yoksun kalmak düşünmekten,
geldiği yollardan insanın
bir daha geçememesi.
Elimin hiç dokunamaması eline.

Taze yaprak kokusu dolar genzime birdenbire.
Bakarım birdenbire karşımda başaklar insan boyu.
Ayağımın altında toprak boyanır çağla rengine.
Birdenbire çıkıyorum yalnızlıktan,
giriyorum birdenbire beraberliğe.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:11 PM
YALNIZ

Bir taş üstüne oturup
dağlara baktım.
Üzerine güneş vurmuş dağların.
Nedense birden,
bakıp bakıp dağlara,
türkü söylemek geldi içimden.

Ama ne bir dost var yanımda dinleyecek,
ne bir yolcu,
ne bir düşman.
Hem pek acıklı olur benim türküm,
böyle bir ağlayıp
bir güldüğüm zaman.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:11 PM
YOL

Tekmil haklar alınır.
Tekmil hürriyetler kısılır.
Tekmil köşe başları, tekmil kapılar tutulur.
Gökyüzü tıkılır dört duvar içine.

Bütün bunlara karşı,
dümdüz, apaydınlık kalır
seni bana getiren yol.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:12 PM
BİR GİZE UYANIŞ

Beyninde dolaşan sorulara
Yanıt
Kalbinde çarpan aşklara
Kanıt
Değilse yaşadıkların
Hükmü tarihtir artık
Kanla yazacakların

UYANIŞ

I

Biliyorum
Üzerimde yükselen bu gökyüzü
Asırlardır bulutu ve yağmuru
Bağrında taşıyan bu gökyüzü
Sabırsız

Biliyorum
Üzerinde dolaşıtığım bu yeryüzü
Beni bağrına basacak olan bu toprak
Sessiz ve telaşsız yürüyüşümden
Rahatsız

Yer ve gök
Hava ve toprak
Nicedir bir insan kılığında yaşayan
Emsalsiz kayğısızlığıma
Misli görülmemiş bir ceza
Biçecek

Kendimi
Gece ile gündüzün bitiştiği çizgiden
Gece ile gündüzün ayrıştığı çizgiye
Mahkum edişim
-umarım sanmıştım-
Yanılsamaydı
Şimdi apaçık bilinen günahım
Bütün mazeretlerimi unuttum
Zehrini emerek beslendiğim yalnızlıklar
Güneşten sakınarak gizlediğim gövdem adına
Bir yalın hakikat olarak
Yeniden doğuyorum sabır taşından

Aşklar ve acılar ağırlasın beni
Umutlar ve düşler
Döktüm gizimi
Tarihim kalmadı
Geri döndüm ve seçtim
Bu serüvende ben de varım
Yazgıma razıyım
Yatağını şaşıran ırmaktım belki
Gölgesini yitiren gezgin olmadım

II

-Kuyuya atılan bir taşın
Geri dönmeyecek yankısını bekleyerek
Harcanan ömür
Irmağın ve rüzğarın yabancısı
Dağların tedirginidir
Ki ancak
Vadilerin ezberlenmiş kıvrımlarında
Ve asırlık sukunetlerde teselli bulur-

Dağların
Irmakların sırrına eriştim
Sustum ve rüzğarın dilini öğrendim
Yanıtı gizlenmiş sorular sorandım hep
-Varolmak var kılmaksa eğer
Neden kanla sulanıyor toprak-
Neden diyordum
Neden
Neden
Lanetlendim bu yüzden
Münkir sayıldım

Acılar ve çığlıklar çekti beni
Kanın izini sürdüm
Bir Karmat Dai'sinin
Şahmaran zehriyle efsunladığı yüreğime
Geceyi ve zulmü boğacak
Ateşten ve sudan
Bir gövde yarattım
Ve artık
Çeliği eriten direncim
Aşkı yeşerten inancımla
Tanınmak isterim

Çünkü ben
Gözbebeklerimdeki karanlığı yıkadım
Avuçlarımdaki çakıl taşlarına
Birer birer
Yeryüzünün bütün lanetlilerine
Nöker bildiklerime pay ettim
Tükenen sabrım
Dinen öfkemle
Yaşamak ve yaşatmak hakkı için
Haykırdım
Erdem isyanda saklıdır
Erdem isyanda saklıdır

III

Yoksul ve yoksun bırakılan da bendim
Bu yüzden lanetlenen de
Çünkü konuşmamak koşuluyla dilime
Görmemek kaydıyla gözlerime bağışlanmıştım
Çünkü sağduyumun ve sessizliğimin emrine uyup
Buyuranından başka dost
Görevimden başka iş edinmediğim için
Yaşamakla ödüllendirilmiştim

Acının hüznün ve yanlızlığın
Rengine boyanmış dört mevsimi
Kum tanelerinin telaşıyla yaşıyordum
Boynumda imal tarihim ve seri numaram
Elimde güneşten yararlanma iznim
Cebimde metal çadırlara manyetik kahırlara
Piramit desenli
Giriş-çıkış kartlarımla
Kentin dokusuna uygun düşmeyeceğim
Semtlerden uzak durarak
Suratıma her bakanın
Normal bir antropoz olduğumdan kuşku duymayacağı
Sıradan sönük bir bakışı ısrarla taşıyarak
Bir sukunet halinde yaşıyordum

Yasakları çiğnemeden
Dengemi bozmayıp sıramı aksatmadan
Mazi hal ve istikbalde
Sukute davet makamlarla
Daralmış mekanlara resmedilecek gövdemi
Talimatlar eşliğinde
Tatbikat alanlarına taşıyordum

Zamanın
Parçalanan bünye
Dağılıp savrulan organlar
İnsanlığın
Çöküşe doğru kasri meyil devinimi
Kendine son arayan bir hikaye
Olduğuna şaşıyordum

İstilacı yanıtlardan müzdarip
Tahripkar beynimle
Yürekte sıkışan aşklar adına
Betonların örtemediği topraktan
Ve saçlarımı tarayan rüzgardan
Aldığım cesaretle
Nerede insan orada isyan çığlığıyla
Hükmedeni hükümsüz kılacak
Sorular çoğaltıyordum
-Bu beden ve bu ömür kime zimmetli
Kim için ve neden yaşamalıyım
Lutüf diye dayatılan bu zulmü-

IV

Gezgin oldum bir zaman
Çıplak ayak elde asa
Durdu duracak bir yürekle
Yollara vurdum kendimi
Dünyaya sırtımı dönüp
Araladım gecenin zifiri karanlığına açılan kapıyı
Yıldızları gözledim
Rüzgarı dinledim
Issızlığa gömülmüş ayışığıyla söyleştim
Son kez baktığım ceylanın
Gözlerinden şavkıyan lanetin
Hakettiğim günah olduğunu bilerek
Gölgemi dağlarda
Sesimi çağlayanlarda bıraktım
Her gece kendi okumla yaralanan yüreğime
Melhem olsun diye
Bulutlardan günışığı dilendim

Kuluk sıfatını haketmek için
Sırat belleyip
Yere serdim insanlığımı
Sürdüm azap diyarlarına kendimi
Kölelere karıştım
Kendimle yarıştım
Cefa çektim
Sefil oldum
Yargıç ben suçlu ben
Bir sırdaş gibi sarılıp hicrana
Gönüllü sürgün oldum
Ruhumu arındıracak nehir
Gövdemi gizleyecek bir şehir aradım

Hıçkırıklarımı çığlığa dönüştürecek
Sur diplerinde biriken ahaliyi umursamayıp
Suratıma kapanan kapıların sırrını anlamadan
Tapınaklar aradım
Putlar
İkonolar
Ayinler
Beynimde uğuldayan karanlık sözler
Sırtımda kabaran kırbaç izleriyle
Bir sığınak bulmak için harcadığım ömrümü
Mahşerin gizi sandığım
Vebalimle teselli ederdim

Zaman tükendi
Sura üflendi nefes
Yay gerildi
Hevesle donandı ok
Ricat hallerim müstesna
Tepeden tırnağa isyan menzilindeyim

V

Işığa yabancı
Renklere düşmandım
Varlığımdan tereddüt eder
Ruhumdan hicap duyardım
Bana kuçak açan bu dünyaya
Kapardım da gözlerimi
Kabirde çürüyecek bedenime
Lamekan cennetler bulabilmek için
Dara durur
Çile çekerdim

Aah...
Benim takatsiz bahtım
Aah...
Mecalsiz kalbim
Sığındığım bütün tekkelerden
Edindiğim sabır taşları
Mürşid bildiğim şehlerden
Kuşandığım karanlık ayetler
Ne tesselli oldu
Azap dolu ömrüme
Ne sızılarımı dindirdi
Perde düştü
Gün vurdu
Kendimden bile sakladığım
Kabuk bağlamış yaralarım
Yeniden soyuldu

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:12 PM
HÜZÜN

YANKI

I

Silemediğim bir sırrı tarihin
Avuçlarımda bir damla civa
Anı ve yankı olarak kaldı bende

II

Anıların yankılanmayacağı
Sığınaklar aradım
Issızlıklar
Unutuluş
Göç ettiğim her mekana
Geç ulaştım
Tüten ocaklar
İzi belli çadır yerleri
Kurtulamadığım aynı döngü
Biriken ürperti
Cahhıraş çığlıklar

III

Bütün sırlarımı
Görünmez bir mürekkeple
Boynumdaki hamaylıya yazdım
Sanki yalnızca dilsizler
Bir sırrı saklarmış gibi
Dilimin ucunda biriken ürpertiyi kestim
Kül bastım yarama
Ve yeniden bir göçe dönüştüm

IV

Bana çöl sessizliğinin dilini
Sabrın alfabesini öğreten
Rüzgar tanrıçası
Boynumda koparıp hamaylımı
Kırık bir ok olarak veda etti

V

Gözlerinden dokunamıyorum sana
Göçmen kuşlar uçuyor gözlerinde
Gözlerinde ayrılıklar yankılanıyor
Ayrılık hüznü
Hüzün aşkı örtüyor

VI

Giden birinin ardından
Kırık bır ok atılmaz
Direndin
Vakit doldu ey kalbim

VII

Aah...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:12 PM
YAKARIŞ

Çağlar boyunca acıya ve sevince
Şahitlik eden bu nehir
Enki'nin bereketiyle döllediği Dicle
Bana bir yankı olsun diye
Destanımı sunsun diye kendi dilince
Adının yazıldığı bütün tapınaklara kurbanlar adadım
İnkara gelinmez atalarıma layık olabilmek için
Dağlara mecbur ayaklarımla
Söz yorgunu dillerimle geldim sana
Diz çöküp günlerce yakardım
Sordum ve bekledim
Sen ki
Yeşertensin çoğaltansın çöle can katansın
Koruyansın saklayansın
Tarihsin
Tarihim kadar eskisin
Yoksayılmam Marduk'un da reddi değil mi
Ma'yı vebale İştar'ı günaha koymak reva mı
Boğulmasın sesim duy
Zerdüşt'e Yezdan'a ulaştır çığlığımı
Emeği berhava nasibi kıtlardan eyleme
Al beni eriştir sırrına bahtlı kıl
Mazi sende biriksin
Sende yunsun gölgesi köleliğin
Bedele razı göreve hazırım
Yetsin sukutuna esir olduğum
Ölme beni
Zincire vur çekicini
Zulme vur

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:12 PM
ZAMAN

Akışı olmayan bir göl sanıp
Her sabah serin dokunuşlarına uyandığım
Z a m a n
Sana dur demeyeceğim

Parça parça değiştirdin
Yollara
Yılara böldün beni
Seni sesleniyorum
E e y z a m a n
Belleğimde biriken anıları
Tarihle kirletmeyeceğim

Gövdemde
Paslı hançerlerin açtığı yaralarla
Beni bu yolayrımına bıraktın diye
Yüreğime sapladığın dikenden
Kanımı emerek
Sahte bir cennet yarattın diye
Hançeremi yırtan çığlığa sarılarak
Ölmeyeceğim

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:13 PM
Varsayılan
ÖFKE

I

Damla damla eridim
Hüzne biriktim
Karardı aydınlık sözler
Aydınlık yüzler
Yığılıyor
Öfke kin kaygı
Ne gelecek günler bir müjde saklıyor
Ne bir ilerleme halindeyiz
Hep bir kılıç üzerinde
Hep çapraz ateşlerdeyiz

II

Kardeşlik denilen bir oyunda
Yaprak yaprak soyuldum
Pay edildim
Parçanın bütüne üstünlüğü gibi
Taş katılığında bir yalana döndüm
Dalga dalga yayıldım
Söylendim dilden dile
Bulut oldum
Yağdım
Bir toz kalmadı benden sanıldı
Yalnız bir giz sakladım kendime
Gözde ışık
Dizde fer
Patladı patlayacak bir öfkenin
Hem ilk hem son haliyim

III

Öfke patladı
Cam kırıldı
Kesildi arter
Yufka bir yüreğin sonudur bu denildi
Ne çabuk unutuldu oysa
Kesile biçile insanlaştığım
Normal birey kimliğim
Yalıtılmış hicran
Ve nevroz
Yani kuşku götürmez varlığım
O ince
O uygar halim

IV

Bağıra çağıra
Bir çağ daha devriliyor
Çığ gibi büyüttüğü suçunu bana yükleyerek
Silinerek anılardan
Bir enkaza dönüşen bana
Hayatla ölümün
Düşle ideailin
Bir intiharla paylaştığı bana
Yani parça parça
Öfkeye sürüklenen bana

V

Sıyrıldım bütün kozmik düşlerden
Tabiatıma döndüm
Hiç bir korkum kalmadı
Tabii afetlerden
Yalnızca kendim için
Şiire sakladım intihar lüksünü
Asıl burjuva dayatmalar
Ve cinayet fikri çıldırtıyor beni

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:14 PM
AĞLADIM

Hüzün yildizlari parliyor bugün gökyüzünde,
Bu gece yine için için yaniyorum,
Oturmus seni düsünüp agliyorum,
Seni, gidisini, sevisini, herseyini...
Unutamiyor iste seni su yarali kalbim,
Yaptiklarini hatirlayip, pisman oluyor...
Seni düsünüyorum bu gece, karanlik gökyüzünde...
Simsiyah gökyüzünde parlayan yildizlari seyrediyorum,
Onlari sana benzetiyorum,
Kararmis kalbimin bir kenarinda yanan mesale misali...
Dedim ya, seni düsünüyorum bu gece,
Beni sevdigini, bana nasil baktigini, bana nasil güldügünü,
Ellerimi nasil tuttugunu, ellerini nasil tuttugumu,
Büyüyen bir ates gibi sevgimizin nasil çogaldigini
Ve birgün ansizin birakip gidisini...
Son vedani hatirliyorum, gözlerime aglarcasina baktigini,
Gözlerini kalbime gömdügünü hatirliyorum,
Bir daha çikamasin diye...
Çikamadilar zaten kalbimden gözlerin,
Ölüler dirilirler mi ki gömülenler çiksin, gitsin?
Gittin son bir veda ile gözü yasli,
Elimde kolyen, ardindan dakikalarca baktim, aglamakli,
Sikildim, üzüldüm, perisan oldum ama aglamadim...
Aglayamadim, engel oldu gururum, engel oldu askim,
Uzaklara gittin, belki birdaha asla geri dönmemecesine,
Özledim seni deliler gibi, özlüyorum hala...
Sen bir yerde ben bir yerde, yinede sönmedi sevgimiz,
Aksine çogaldi daglar gibi oldu hasretimiz...
Hep seni hayal eder, hep seni düsünürdüm,
Sesini duyunca yasar, duyamayinca ölürdüm,
Aradin beni aylarca bir sevgi ugruna,
Ne yazik ki, ihmal edildin bir hata ugruna,
Kirildin, agladin, affettin ama hep sevdin,
Beni sevdin gülüm beni, kalbi kirik bir vefasizi,
Yine ihmal edildin yine unutuldun bir hiç ugruna,
Yine kirildin, yine agladin, yine affettin...
Bir daha unutuldun, sevdanla basbasa birakildin,
Yine kirildin, yine agladin ama bu sefer affetmedin...
Sevdigini en mutlu gününde öldürdün,
Ve ardina bakmadan gittin...
Beni benle basbasa biraktin, yikildim, üzüldüm, kirildim...
Senden ayrilinca kaldim çaresiz, sevgisiz ve birde sensiz,
Hep sensizdim zaten ama simdiki kadar asla degil...
Parçalanmis bir kalbe sahip oldun mu sen hiç?
Parça parça edilmis, yikik ve virane,
Bir o kadarda vefasiz...
Önceleri üzüldüm, yikildim ama asla aglamadim...
Geldi geçti deyip senide gözlerin gibi kalbime gömdüm...
Unuttum dedim, unutacagim dedim,
Unutamiyorum dedim, UNUTMAM dedim...
Önce gözlerin sonra sen çiktin kalbimden,
Bir vicdan azabidir basladi ölü yüregimde,
Hiçbir sey kalmadi, senden baska kalbimde,
Hatiralarin, gözlerin ve sözlerin...
Siirlerini getirdiler bana,
Beni öldüren siirlerini...
Vefasiz dedigini duydum, yikildim,
Düsündüm seni *******ce daima tek basima,
Siirlerin öldürdü, hasretin yakti yüregimi,
Kirildim, üzüldüm, yikildim ve en sonunda agladim...
3 kisi agladik sana; ben, kalbim ve gözlerim...
Sana yandim, seni sevdim, seni hatirladim heryerde...
Belki birgün sesini duyarim umuduyla
Telefon bekledim günlerce,
Telefon gelmeyip sesine hasret kalinca
Agladim agladim,
Sana yaptiklarimi ancak o zaman anladim...
Duydum ki kalbini vermemissin kimseye,
Olurda içinde görürler beni diye...
Benim kalbimide istediler, ama vermedim kimseye,
Olurda içinde seni görürler diye...
Gökyüzü yildizlar ile doluydu, ben hep seni düsünürken

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:14 PM
AŞKA DÖNÜŞ

Dönebilmek o dönüsü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanis bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek *******den bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan
Konusmak konusmak gözlerle fisiltilarla
Duymak büyülü sicakligini beyaz ellerin
Her geçen dakika var oldugunu anlamak için
Yasamak arzu dolu dudaklarda, sarkilarla
Unutmak ne varsa kötülükten yana
Inmek sevilen gözlerin derinligine
Öyle mutlu, öyle sarhos, alabildigine
Bin yil içmek o sulardan kana,kana
Her gün ona kosmak daglardan tepelerden
Her yerde, her zaman onsuz edememek
O en tatli hayal, en büyük gerçek
Anlarsin tasan o günlerden *******den
Sonra bir gün o bütün karanliklari yirtasin gelir
Basini alip gidesin gelir uzak denizlere
Artik her sey bos ve yalan sevdin ya bir kere
Her yerinden bir bugu halinde o yükselir
Sen yoksun artik anla yeryüzünde bir o var
Onun elleri var, gözleri, dudaklari
Anlarsin tenin besledigi zaman topraklari
Ve hala seversin zaman bitinceye kadar
Yeniden var olustur ya da bir baska türlü olustur bu
Nice aldanmalardan sonra bir aska dönüstür bu.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:14 PM
BİR GÜN KAPINA GELSEM

Bir karanlik geliyor yoklugunun ardindan
Ne zaman günes batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanin köhne saltanatindan
Yetisir bunca keder, bunca elem diyorum

Her sey sagir içimde ne siir ne musiki
Dünyadan bezginligim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüs, öyle dagilmisim ki
Bu ne bitmez ayrilik bu ne özlem diyorum

Beni çagirdigini bir defa duyabilsem
Avuçlarimda ates, yorgun gözlerimde nem
Asarak denizleri bir gün kapina gelsem
Basimi duvarlara vurup ölsem diyorum

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:14 PM
DURMA

Durma, daha da saril bana,
Birak akan yagmur gibi devam etsin,
Süzülsün gözlerinden dansin büyüsü
Aksin bedenimizden mutlulugun islakligi,
Sorma, sadece dans et basimiz dönüyorken asktan
Arama siginacak bir yer yüregimden baska
Askin yagmurunda islansak da ...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:15 PM
Dört Duvarı Camekanlarla Kaplı

dört duvari camekanlarla kapli
sanirsin ki mahpushane kislasi
kararir karardikça duvarlari
koyu renkli gri camlari
bogar ruhunu
sanki Azrail gibi
bir rehavet çöker üzerine
yere düser gözlerin çaresizce
bir kosu dersin
ferahlik bulayim ruhuma
dolanir durursun labirent yollarinda
bazen de kaybolursun karanliginda
evhama girer yüregin
çekilmez oldugunda dakikalar
bu yüreklere zindan
Mahpushane kislasinda
sogugu kutuptan gelir
sicagi çölden
yagmurun sesiyle islanirsin
brandayla örtülü çatisindan
bir siginak ararsin kendine
yüregine bagli bir baska yürekte
seher vakti günesi müjdeler güne
******* gebedir elbette
umudu günesle dogan günlere
bilirsin ki zaman akip gidecek irmak gibi
bu gri duvarlarda açacak bahar çiçekleri
sarisi beyazi ve daha niceleri
kurumus topraga düsen bir damla su gibi
uçurumlarinda karanligin mum isigi gibi
kara *******inde kislarin kor atesi gibi
isitamadiktan sonra umutlarin yüregini
etten kemikten bu beden için zindan dedigin nedir ki
çaresizlik en büyük zindan degil mi

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:15 PM
Varsayılan
Gecenin Bir Vakti

Gecenin bir vakti
saatin en önemsiz oldugu bir zamanda
düstün yine aklima
uykusuz ya ******* nasil olsa
sen en güzel rüyalarinla sevisirken
ben yari uyanik sersemliginde
ve sen kurulu düslerin sarhoslugunda
seher vaktini bekliyorum
gecenin en uykusuz
ve sensizligin en karanlik zamaninda
ve umursamazcasina
ve sanki bana inadina
ne gece bitiyor
ve nede sensizlik

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:15 PM
GÖKYÜZÜ

yıldız kaydı karanlık gökyüzünde
bir dilek tuttum hep yanımda ol diye
kapadım gözlerimi sonsuzluğa seninle
aşkım hala bekliyor
o karanlık gökyüzünde

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:15 PM
HEP SENİ SEWECEĞİM

Kimbilir hangi aksam günes'le birlikte
Ben de sönecegim
Kimbilir hangi ellerden
Son suyumu içeçegim
Fakat yine de ebediyenn
SENI SEWECEGIMM...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:16 PM
KALBİM SENİNLE

Bazı ******* gökyüzüne baktığın zaman
Ay'ı göremezsin
bilirsin ki;
Ay gecenin içinde bir yerlerde saklıdır
Tıpkı senin benim yanımda olmasan da
Her zaman kalbimde olduğun gibi!!!

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:16 PM
PAPATYA FALI

Bir gün kirlarda dolasirken
eline bir papatya al
ve "sewiyor sewmiyor"
yapmaya basla
'sewiyor' çikarsa ona inan
'sewmiyor' çikarsa inanma
çünkü o sadece bir papatya...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:16 PM
Seni Çook Sewiyorumm

Seni; gülümsemek kadar zor
gözyasi gibi wazgeçilmez
ALLAH gibi tek
yildizlar gibi erisilmez
Bir o kadarda özel oldugun için;;;
SENI ÇOK AMA ÇOK SEWIYORUMMM

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:16 PM
SENSİZ HER ŞEY BİR HİÇ

sensiz gececek ömrüm gecmesin,
sensiz yasanacak mutluluklar yasanmasin,
sensiz bitecek bu yollar bitmesin
ve sensiz gelecek ömür gelmesin cünkü
sen yoksun ya varsin oda onlarda olmasin.
gözleri okyanus saclari cicek kokan ayrim.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:17 PM
Ümidi Sönmüs Bir Aşk Bu


ümidi sönmüş bir aşk bu

ümidi sönmüş bir aşk bu
sevdadan artakalan
bos yere söylenmedi ya atasözü
davul bile dengi dengine…

oysa ben
sanmıştım ki aşkın dengi olmaz
gönül bu, severse denk aramaz
zenginmiş, fakirmiş, güzelmiş
seven için sıfatlar halt etmiş

anladım ki
ben bir hülyaya dalmışım
aşk diye bir rüyaya kapılıp
ne umutlar ekmişim toprağına
ve ne hüzünler biçmişim
hasat zamanında

biliyorum artık
vuslat, zamanın öbür ucunda
zaman, sensizliğin ortasında
sensizlik, mahşerin telaşlığında
cehennem zebanisi gibi başımda

ve biliyorum artık
filmlerde yaşanır böylesi aşklar
ve güftesi hüzün kokan tüm şarkılar
bestesinde arar tesellisini ayrılığın
ve biliyorsun ki
tesellisi yok sensizliğin

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:17 PM
İnatçı Damla

Camdan kayan damlalara bakarken,
Anlıyorum yağmur yağıyor...

Camda kaymak istemeyen inatçı
bir damla gibi...

Hayatta herhangi bir şeye
Zorlada olsa direnmek gibi...

Nafile bir çaba
Doğanın kanunu
Yer çekimine yenilen inatçı bir damla gibi...

HAYATA, İNSANLARA,
DOĞAYA YADA KADERE yenilmek...
Çoğu zaman seçme şansın olmadan...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:17 PM
BİR ÖMÜR YETMEZ

Bahtı teninden yanık bir serencamdı
Bir ömrün bana giydirdikleri
Kaçamadım şerrinden şamarından feleğin
Daha tüysüz bir çocukken dilim dağlandı
Yasaklarla korumaya alındı bütün düşlerim

Ardımsıra kurallar devriyeler gezerdi
Başım üç numara traş trahomlu gözlerim
Babamın ters-yüz ceketi gibiydi hayat
Acısı bol bir ağıt gibi dururdu bedenimde
Ya da sokaklarıma dar gelirdi.

Parçalanmış bir aynada büyüttüm kendi kendimi
Kurşun eritilirdi başımda okunmuş sular içerdim
Boynumdaki muskaya havaleydi bütün hâllerim

Hem takdir hem tekdirlik bir mektepliydim on beşimde
Yağmurlar ve şarkılar kardeş gibiydi
Şarapla tanıştığım rüzgâra bulaştığım bir takvimdi
Hepsi bir şiirin eskizleriydi belki
Sonraki yaralarıma sargı bezleri

Ten çıra olmamıştı yazgım henüz bakirdi
Giz yüzle tanıştı sonra boynunu sıktı muska
Bir tren yolculuğunda bozdum bekâretini

Sonrası âhir zaman kahır mevsimi
Yenildiğim yıllardı kapılar kilitliydi
Rüzgârsız kaldım dilim paslandı otuzumda
Tezgahlarda boylu boyunca ertelendim yarına
Gözlerinin düsturuyla kırdım gecenin çemberini
Kaç arkadaş daha silindi kütüğünden
Notalara söz oldular şiirlerle kutsandı isimleri

Kırk kere bozmuştum tövbemi kırkıma geldiğimde
Sığınacak bir dergâhım da yoktu üstelik
Biraz daha büyütmüştüm yaramı
Bende gözlerin kaldı o şarkının sözleri
Bu biraz da kendimi seninle tanımlamak gibidir
Orda saklıdır dünyanın bütün hazineleri
Kutlu bir mirastır elbet
Bir ömür yetmez anladım
Yazmak için bütün sen'leri

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:17 PM
ÇIĞLIK

Bana kanlı mühürler kaldı
O tarih tacirinden
Uçurumlar çığlıklar ve ölüm tarifleri

Bildiğim tüm masallardan topladım acıları
Yakama iliştirdim
Yaşamak dedim adına sığınaklar emzirdim
Bütün sözcükleri yüzleştirdim ateşle
Anlatamadım günlerin cehennemini

Ajans haberlerinde kirleniyor insanlık
Bütün sevinçler çarmıhta hızla yaşlanıyor
Çocuklar
Bozguna uğramış aşk düşürmüş bayrağını
******* unutmuş sevişmeleri

Tanrılara bulaştırmak için bu cinneti
Deliyorum aşkın ambargosunu
Yeniden yollara vuruyorum kendimi

Teninden soyunsun artık çığlıklar
Şimdiki zaman'a çekiyorum bütün fiilleri
Bakışlarında köprüledim uçurumları
Uyak olup düşüyorum dünyanın gözlerine
Taze bir çığlığım artık bu kontra mevsiminde
Herkesin biraz "faili" olduğu
"Meçhul" bir cinayetim şimdi

Bana katliamlar kaldı
O tarih tacirinden
Ağıtlar sürgünler ve muhbir suretleri

Bütün yenilgilerimi temize çektim
Ölüm boy veriyor artık
Düşlerimle suladığım topraklarımda
Gözlerine ayarladım tüm imgeleri

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:18 PM
HÜSRAN SOKAĞI

Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum
Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi
Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına
Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli

Bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye
Saçlarımın ıslaklığından anlıyorum
Orda bir çocukluğun yağmuruna varılır
Yarpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz
Her sokak aslında bir patikadır

Yüzümde bir yama gibi duruyor zaman
Bütün aşkların kan grubu aynı olsa da
Ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı
Gözlerinin rengine uymaz intiharları

Zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı
Küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi
Güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu
Hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:18 PM
KILIÇ ARTIĞI POE-TİK-LER

I

Masallarımız aynı düşlerimiz bir
Aynı ateşin yaktığı ağıtlardan geliyoruz
Kentin en uzak köşeleri
Hüznün ele verecek seni
Öyle mahzun bakma çocuk
"Devletin ve milletin bekası" zedelenir

Orda aşka yardım ve yataklıktan
Sabıkalıdır şiir

II

Acı ata yadigârıdır
Bin yıllık bir tarihi var
Beni bana kırdırır
Kehribar bir tespih gibi
Çek çek bitmez
Kimi zaman yaşayıp yaşamamak
Birbirine eşittir

Orda zembereksiz bir saat
Kırık bir keman gibidir şiir

III

Hüznü bir bohça gibi vurup sırtına
Söyle hangi acısıydın viran evlerin
Kanlı bir mendil kaldı geride
Serin bir su yavru bir kuş gibiydi
Meçhulümüzdür nasıl bir ölüme gelin gittiği

O mendilin kokusunda
Kanın dördüncü halidir şiir

IV

Maskeler atılmış roller ve replikler
Derin bir uykuya dalmıştır
Bir şarkıda ağlarken
Bir çiçeği sularken
Onlarla konuşur görürsem seni

Demektir
Şiir yeni çığlıklara hazırlıyor kendini


V

Hepsi de yaralı bir cerenin resmidir
Açılırsa bir sayfası unutulmuş defterin
Orda herkes kendi payına düşen
Bir yangınla karşılaşacak
Ve görülecek
Kaç kadın ezilmiş ayak altında
O canavar evlerin

De ki
O defterin dipnotlarıdır düşünde düş görür şiir

VI

Piyasa şartları nedir
İstatistik yasaları ne söyler bilmem ama
Bir avuntu bulunur her zaman
Peşin fiyatına taksitle
Biraz etik estetik
Biraz kolesterol biraz turnusol
Vazife ulufe biraz felsefe
Bunca havar hiç rayting yapmıyor demek
Vatanperver bir münevver olarak
Sizin bu konuda bakışınız kaç amper

Belki de
Turnusolün sudaki rengidir şiir

VII

Daha yirmi dört saat
Hayati tehlikesi var diyor doktor
Durmadan morfin yapıyorlar
Kurtulsa da izi kalırmış
Yüreğini ezmiş aklının paletleri

Bir saatin tik-taklarıdır orda
Beşinci mevsimin adıdır şiir

VIII

Biz mi taşırız aşkları
Aşklar mı bizi
Şimdi hangi kentte
Yağdığını unuttuğum bir yağmur
Ertelenmiş bir aşkın saçlarını yıkıyor

O günden beri
Öznesi yaralıdır şiirin



IX

Orda yıldızlar daha parlaktır
Aynalar daha ayna
Yaşamaya başladığın an
Biraz daha koyulaşır ağaçların yeşili

Orası
Şiirin kendini göndere çektiği yerdir


X

Sensiz paslı bir çivi gibi duruyorum
Bir duvarın yüzünde
Ateşe ve rüzgâra dair bir dize kuşan
Bu geceyi teslim al
Bir selam uçur bana
Hâlâ bir sabah serinliği ise adresim

İnsana dair her çığlık
De ki şiirdir biraz

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:19 PM
KOD ADI AŞK

Bir istisnayım artık kuralı bozuyorum

Mışlı geçmiş bir şark çıbanıyım
Şimdi yaşamın yüzünde sızlıyor izim

Gündemde ilave tedbirler var, infaz bildirileri
Ecelimi bir hamaylı gibi boynumda taşıyorum
Potansiyel suçluyum, yasa da ceza da benim

Lanetlidir artık gözlerine mil çekmiş
Kurşun damlaları akıtmış kulaklarına
Kösnül kasıklarında yalaz, üstü başı kan
Şimdi isterik bir ******yu oynuyor zaman

Bütün kapılara ayrılığın suretini astılar
Derme-çatma aşklar onarmaktan bitkinim
Dün erkendi, yarın gecikmiş sayılırım
Bir parça uçurum alıyorum terkime
Kutsuyorum yolları bir iklim bulmak için

Bozdum tüm oyunları şimdi satırbaşıyım
Sıcak uzun yazlardan, kış uykulardan
Sustukça derinleşen büyüyü bozdum
Karlar içinde yorgun bir selam gibi
Vakitsiz ve davetsiz giriyorum gecene
Gözlerinin sıcağına konuk et beni

Sonunda öğrendim konuşmayı, yürümeyi öğrendim
Geçtiğim tüm köprüleri yaktım, dönüş yok
Yollarla artık uğraklarla anlatırım kendimi
İçime akmıyor kanım, yaramı sevdim
Tazeleyin çoban ateşlerini ey ateş ustaları
Kavallarınıza yeni delikler açın
Emzirin sığınaklarımı uyak bulsun koyaklar

Yeni bir sayfa açtım işte ömrümü çiziyorum
Sensiz hiçbir şeyin hükmü yok benim için
Ölüm durmadan tazelese de hünerini
Yeni bir sayfa açtım kanımla yazıyorum artık
Kod adım aşk'tır
Ömrüm bu uzun hecenin ömrüne kayıtlıdır
Çünkü miladı yoktur kod adı aşk olanın
Ateşten gömlek giymiş bir şiirdir ülkesi

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:19 PM
ORDA BİR KÖY YOK UZAKTA

Düşlerimi kanatıyor her gece
Dudaklarında donmuş gülümsemesi
O muhacir evde asılı duruyor hâlâ
Yitirilmiş bir arkadaş sureti

Anılar mı yakın bana acı mıdır en eski
Bir sağnak yıkasa yaralarımı belki
Yumuşayacak gecenin mimikleri ağrılarım dinecek
Ya da korunak olacak karanlığın kendisi

Hava su ve toprak kirlendi artık
Tuz ve ekmeğe karışıyor yüksek gerilim
Yeryüzünün bütün koordinatları
Barınacak bir yer arıyor
Haritadan silindi yüreğimin meskûn yerleri
Her gün kütüklerden aşklar düşüyor hayat
Artık "ölü sayısı..." belirliyor gündemi

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:20 PM
Parça Tesirli

Mührü kazıdım dağıttım sihri

Bir dildim sende aksanımı yitirdim

Tarif ve tanım hükümsüz artık

Bende kaydın silindi

Gören yaksın her kimse o anı defterini

Bu hayata bir intihar borcum var biliyorum

Yarım kalmış bir yürüyüş oldum hep

Açıyorum yeniden kapının çengelini

Gören hayra yorsun beni



Çok örseledim demek hayatı yordum

Eski bir meselden esinlenmiştim oysa

Karın güneşe mağdurluğu gibi oldu hep

Bir düşe telefim yine

O malum heceye hep-yek geleyim şimdi



Önce söz vardı şimdi yok

Aylardan yağmur olsun istedim takvim ikindi

Belki doğru okuyamadım silikti ayak izleri

Bir keder uyak istedi benden

Aşktan sızmış bir makama

Heder ettim kendimi



Sabıka kaydım sorulmasın ne olur

Ben hep telaş oldum cinnet yazıldım sana

Hepsi bu işte belki bir körün gözleri gibi

Biz seninle iki mutlak kaderiz artık

Kuş dili bir zamana bütünlemeli



Kim demiş ömür kısa külliyen yalan

Varsın keyfe keder bir darbe olsun

Yeter ki doruktayken vurulsun parça tesirli

Bir rüzgâra gömülsün her aşk şiiri



Bir karşı-devrim gibi

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:21 PM
Parya

Bütün masalları tutuştu çocukluğumun

Acıyı bir mayın gibi gömdük toprağa

Şimdi alevlerle yazılıyor güncemiz

Göçüyoruz

Yürek bir yangın yeridir artık

Kalmadı ardımızda su dökenimiz

Korku bir mevtadır artık gecenin kollarında

Bir eylül dolunayına defnolunur



Göçüyoruz

Bir çocuk gibi elinden tut

Yıkılmış ve yakılmış anıların

Bir tutam kuş sesi sür damarlarına

Git kendi rüzgârını bul



Yüreğini yokla bir parça umut kalmıştır belki

Yolların nabzını dinle dağların uğultusunu

Koyaklar yankımızı saklar dönüşümüzü bekler

Kırlangıçlar unutmaz adresimizi



Tarihin tabanları sızlıyor artık

Sararmış o kirli belgelerle yaşıttır gurbet

Yollar çok eskiden tanıyor bizi



Göçebe bir paryayız sanki

Nerede konaklasak kesik bir kol gibiyiz

Kimseler bilmiyor bu susuşlar nereli

Bir kilim deseni anımsatıyor çocuklara

Nüfusa kayıtlı oldukları yeri



Bir çağın son çeyreği yanlış kurmuş denklemi

Patikayla dağları ayrı şeyler sanıyor

Acıyı unutuyor hesaba katmıyor toprağın belleğini

Ey yaraları sağaltan zaman ey kalbim

Tez elden hükümsüz kıl kalıcı olmasın bu şiirim

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:21 PM
SUSKUN

Susardın ve kar yağardı

Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
Kırılmış aynalardı

Susardın, durmadan susardın
Ve kar yağardı

Ocak ağaran saçlarımdı
Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı
Ve uzaktı yaz bir anaydı
Mart'ın izlerini taşırım bedenimde
Aynı masalın ikizleri gibiydi günler
Nisan saçlarımda ıslanırdı hep

Susardın, durmadan susardın
Ve yağmurlar başlardı

Çok bekletti bizi,
Hiç vaktinde gelmedi mayıs
Haziran Aram'dı ya da öyle biriydi
Temmuz bir düştü belki

Yaraları sarar gibiydi
Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi
Bir gül suçüstü yakalanırdı
Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı

Susardın, durmadan susardın
Ve rüzgârlar başlardı

Yolunu yitirmiş bir gezgin gibiydi ekim
Sürgünlere uğurlardık kendimizi
Kalan mı bizdik, giden mi
Bilinmezdi
Kasım rüzgârda bir yapraktı
Ve biraz ıtri
Kendi sesiyle irkilirdi
Aralık günlerin son neferi

Soluk bir düş geçse de
Hiçbir mevsim gözlerin kadar
Acımasız kullanmadı neşteri

Susardın ve kar yağardı

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:21 PM
UZAK

Herkesin bir yağmuru vardır ve bir rüzgârı
Aşk biraz ıslanmaktır
Al götür beni o uzak yağmurlara

Herkesin bir şiiri vardır ve bir şarkısı
Aşk biraz çoğalmaktır
Al götür beni o uzak şarkılara

Herkesin bir akşamı vardır ve bir masalı
Aşk biraz yorulmaktır
Al götür beni o uzak akşamlara

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:21 PM
YORGUN

Ne zaman dağılsa sesim
Şakağıma dayardın gözlerini

Oysa adınla başlamak istedim bu akşama
İstedim ki bir ayrılıkta bitmesin buruk
Günlerdir bir tek dize düşüremedim
Bu kaçıncı sürgünüm bütün renklerimi götürdün

Kanayan bir öyküdür içimizdeki bozgun
Hergün yeni bir hüznü takıp koluna
Bütün saatleri acıya kuruyor sanki
Şarkıların hüzzam makamındayız
Kanıyoruz göçebe yollarda yılkı atlar
Bir acı kahve hatrını unuttuk
Her köşe başında bir maskara

Tuzun ve şarabın tadı değişti
Nasılsa eskidi yüzün -değişmedi gözlerin-
Alevler yakmıyor artık inceltmiyor buzları
Üstümüzde sağır ve dilsiz bir gökyüzü
Her şey ayrıksı sanki bulutlar paslanacak
İşte solan bozkır akşam ve zaman
Sessizlik -sensizlik daha ne kadar
-Aşksa aşk işte nabzım-
Bütün sağnaklarını yağdır haydi yağdır
İster bir cehennem aç ister bir mayıs getir
Her vurguna hazırım nasılsa her şey pusuda gibi

Bu bungun akşama yazdırarak adını
Dal gibi serin yine gözlerin

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:22 PM
ZEYL

Soluğu rüzgârlardan derlendi
Yollar o çingeneden bulaştı bana
Tek gerçek düşlerimdi belki de
Bir masaldan aldım rengimi

Tutku yaşından büyük gösteriyorsa
Sağır ve dilsiz ******* sorumludur
Gözlerin
Ve şer iklimi

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:22 PM
ADAGIO

Yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
özgürlük türküleri de söylenir bu dudaklarla
sevda türküleri de
vişne rengi dudakları vardır sevdanın
gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı
okyanus olur sarar dünyayı
ölümün vişne rengi dudakları kimi kez
dudaklarınca içten ve inançlı
ölüm asude bahar ülkesi değildir o zaman

ölüm:
yiğit ve sevecen bir yaşamın
mutlu günlere sunulmasıdır
canlı bir gül gibi somut
ayrılık yoktur artık zaman içinden
yaşamın ve sevdanın, ölümün kimi kez de
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
vişne rengi dudakları vardır sevgilim...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:22 PM
Varsayılan
AKINTI

Üflerim
Şiirin tüm gizini kulaklarına
Havalanır birden aklın
Akşamlar akar dudaklarına
Oturursun ortasına akıntının
Tut ki bir aşklığına çıldırdın.

Sokul yanıma
Çoğul mudur etin,
Gerçeklerden mi süzüldü
Kolunda duran cinnetin?

Haydi gel tedirginliğe
Son çağrımdır bu
Çıkarıver tüylerini
Bahar geldi.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:23 PM
ALLEGRO

Birgün başımızda sevda rüzgarları eserse
deli deli yıldırımlar düşerse yüreğimize
"al bir yudum pınarından özgürlüğün,
rüzgarından sevdamızın çek bir soluk"
yaşamın vişne rengi dudakları vardır sevgilim
öpüşün kadar sıcak ve tatlı
"seni benden ne bu duvar ayıracak, ne bu kapı
seni ne bu kara kara gelen ölüm"
çünkü ölüm;
yiğit ve sevecen bir yaşamın
umutlu günlere sunulmasıdır.

Canlı bir gül gibi somut
ölümün vişne rengidir dudakları kimi kez
gülümser dudakların gibi titrek ve dokunaklı
bu gece
ne bir yıldız ne ay var
hüzün dolarsa bu gece yarısı içine
"çek bir soluk rüzgarından sevdamızın"
çevir gözlerini güneşin doğacağı yere...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:23 PM
birgün başımızda sevda rüzgarları eserse
deli deli yıldırımlar düşerse yüreğimize
hızlanır kan dolaşımı
babil'in asma bahçeleri değildir artık
dünyanın bilmem kaçıncı harikası
karanlığın bahçesinde açan gülümüzdür.
hüzün dolarsa içine bir gece yarısı
çevir gözlerini güneşin doğacağı yere
çek bir soluk rüzgarından sevdamızın,
"kapı"yı, "duvar"ı
"kara kara gelen ölüm"ü düşünme
çevir gözlerini güneşin doğacağı yere.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:23 PM
Ay ıŞıgı

AYIŞIĞI

Ay ışığı kutsal sevgilim
Fısıltıların yumuşak toprakta
Ayak izlerime doluyor
Sen de terkedip gitme
Sularla oynaşmaya
Doğur beni ışığınla
Lekeli yüzüne
Bulaşmış gibi yeni bir iz
Şarkımızı çalıyor dağlar
Haydi dans edelim özlemle
Çakışsın bedenlerimizdeki giz
Mırıl mırıl büyüsün başaklar
Barış içinde çoğalsın sevgimiz.

A. KADİR BİLGİN

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:24 PM
AYRI AYRI

Kaçamak bakışlarımız dokunurdu birbirine
suçlu suçlu yürürdük
gülmeyi konduramadan dudaklarımıza
acılarla delik deşik
bir olgunluk izlerdi gölgelerimizi
yağmur ıslatırken kaçak evi
kimsesizliğimiz ayrı ayrıydı.
Aslında yakamıza yapışmasaydı aşk
sahtekarlar cennetinde çakışmasaydı yollarımız
sen ve ben
pekala kandırabilirdik kendimizi
mutluluk oynayarak ayrı ayrı
yas
içimizde uzun yolculuğa çıkmış olurdu
ve bitmemiş olurdu takas.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:24 PM
Varsayılan
AYRILIK

Tüm umut yollarını kapayan
aşk da bir isyandır.
Nerede kimbilir o fırtına,
beni yüzyıllara savuran
yüzü yırtık kan.
İşlediğim zamansız sevdanın
cılız kemiklerini sayıp,
özgürlük adına soyunuyorum
uykunun karesine aşk kafesimde.
Ey duru bestesini dinlediğim gökyüzü!
Kiminle o ihtiras denizi,
kimi boğuyor dalgalarıyla,
nedir bu uğultu,
Kimdir tanık?
Sussun sularını aşınmış yatağımdan
alıp götüren deli yel,
umarsız dalgaların uzandığı hiçbir kuyuyu bağlamayan
köprünün üstünde
Kral Lear gibi güçsüz ve deli
düşsün elime ayrılık

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:25 PM
Varsayılan
BAŞKA İŞ

Hep merak ederim
Nasıl sevişir kardelen çiçeğiyle kar
Ve kar damara nasıl akar,
Uzatıp başını ak yorgandan
Nasıl sessizce ortaya çıkar?
Oysa geldi de denemez
Şenlikleriyle bahar.

Benim bildiğim bahar
Çiğdemle başlar,
Bu işte belli ki
Başka bir iş var.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:26 PM
BİR AKŞAMLIK

Sevgilim kimsesizliğiyle övünmesin ellerim
efkar dağıtalım bu akşam
kabuklu meyvalar al
içkimize arkadaş olsunlar
şu cırlak satıcıdan
içimde titreşen suları alıp sakla
ağaçların ve gökyüzünün hamağında
labirentleri boş kalsın biraz ülkemin
Ankara kalesinden seyrederken kenar mahalleleri
kibrit kutusu evlerde konuk olup
radyasyonlu Karadeniz çayları içmeliyim
gecekondu sakinleri
bu akşamlık affetsinler bizi
Güney Afrika madenlerinde
kurşuna dizilen işçilerin
Filistin'de katledilen dostların
hoşgörüsüne sığınalım bu akşam.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:28 PM
BİR SEVDA TÜRKÜSÜ

Sokul yanıma,
çığlıklar dolarken kentin sokaklarına
yirmidört ayar yankılar düşer dağlardan.
Üşürüm kar giyinmiş ağaçlar gibi
sımsıkı tut ellerimi
ki,
bir kır çiçeği
korkusuzluğuna ulaşayım.
Tuz ekmek ve şarap kadar kutsal,
okunması düşlenen bir kitabın
el değmemiş koyakları kadar gizemli,
sevdaya ait ne varsa içimde
sırtımda taşıyorum akşamları.
Rüzgarın baştan çıkarıcı çağrısına kapılıp
ipini koparan uçurtma gibi
çılgın olmak istiyorum,
bu yüzden,
görmüyor musun kollarım
sana uzanıyor savaş alanının
tam ortasından
Peşimde kanıma susamış canavarlar var,
gecenin sabaha yakın olan kısmında
çalı ol
yapraklarının arasına al beni,
dikenlerin batmasın ama.
Çocuklar kadar berrak pınarlar
olsun avuçlarında,
bir yudum içtiğimde
ay kanatlarını tak
gözlerime gözlerinle
yak beni yüreğindeki ateşle.
Karınca gölgesi olsan bir öğle üstü,
uyusam uykuların en derininde,
mermer yontular görsem düşümde,
kılıfından çıkarsam ölümü
rasgele öpsem ağustos gibi yanan göğsünden,
uyandığımda sen yoksan
haykırsam, haykırsam, haykırsam...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:28 PM
DÜŞMEK

Ölüme düştü akşam
tülbentten süzdüler bataklığı
öksüz bir arı kuşu kaldı.
Dalgaya düştü deniz
unutup tuza döndü
koynundaki balığı
Maviye düştü kırlangıç kanadı
bulutla oynuyor düşler
ışık yokluğun öbür adı.
Sevgi çağırınca düşmez
savur umutlarını yele
göğe yükselsinler hele.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:28 PM
DÜŞÜNCELER

Pınarından özgürlüğün al bir yudum,
çek bir soluk rüzgarından sevdamızın
seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak,
seni ne bu kara kara gelen ölüm.
al bir yudum pınarından özgürlüğün
rüzgarından sevdamızın çek bir soluk
gelir bir el kırar birgün kapıları
karanlığın bahçesinde açar gülüm.
seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak
seni ne bu kara kara gelen ölüm.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:28 PM
ELLERİN

Ellerimden çıkmıyor ellerinin izi
Yalnızlık çalarken sirenlerini,
Sensiz duygular da anlamsız
Nasıl yığdın aramıza
Bunca dağı ovayı denizi
Ayaklarıma dolaşıyor gözyaşlarım
Özlem yine dizi dizi
Sular akmıyor
Sevişmeler yakmıyor tenimizi.

Ben hüzün avcısıyım bilirsin
Bu yakınmalar kendime
Sen üstüne alınma
Yalnız da çoğaltırım gizi
Gece beni çağırıyor bak
Şimdi dalarım cadde sokak
Yüreğimde gecikmiş boşluk
Ellerimde ellerinin izi.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:29 PM
GECE

bu gece ne bir yıldız, ne ay var yaşlı gecede
hüzne yer yok yüreğimizde hüzne yer yok
nasıl olsa kıramazlar filizlerini
mutluluk pınarından kaynaklanan sevgimizin
çabuk gelir geçer yaz yağmurları
bu gece ne bir yıldız ne ay var yaslı gecede
yine de hüzne yer yok yüreğimizde

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:29 PM
GECENİN NAMLUSU

Kollarından tutup akşamın ıssızlığını
damarları kurumuş atın sırtında
her akşam-ya da gece-eve döndüğümde
cam saydamlığındaki ellerini
******* boyu öptüğüm kadının
komşusu bir kızı sevmişliğim vardı.
umarsızlık saatlerinde
sabahın fırçalanmış dişleri arasında yürürken
at kestaneleri görünmezdi.
Aşk,
kadının erkek cinselliği altında ezilmesiyle
pelte olmuştu aşkımız
ama hala sisli bir ufku gösteriyordu güneş.
Yok olmanın bataklığında bebek
sonsuzluğa çivilenmiş bir
yürek
demektir.
Toplama kampı toplumda yürek ise,
mavi bir kardır
süslüyor ellerimdeki dağı.
İçinde ağaçların boğulduğu
o uzak patika ikimize dardı
******* boyu öptüğüm kadının
komşusu bir kızı sevmişliğim vardı.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:29 PM
GÜN BOYUNCA

gün boyunca damladı
güneşin altın saçlarından
doyumsuz bir ezgi
kavakların uzunluğuna
gün boyunca
terledi yapraklar
hışırdadı dallar boynuma
başları dönerek eriştiler buluta
avuçlarım yapıştığında aydınlığa
seninle bir nefes sessizlik
bir fısıltı yağmuru
okyanus dolusu özlem ektik
dağların duvarlarına
gün boyunca
ipek kuşlar uçurduk
bir küçük pencereden
doğayı öğüttük
umut değirmeninde
kucak dolusu
zamanlara uçtuk
gün boyunca
gün boyunca göğsümüze
yeniden dolsak
tan, gül ve ışık
pırıl pırıl günlere
ardışık
sevgi duşuyla başlasak

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:29 PM
GİTTİN İÇİMDE KALDI AYRILIK

Gittin
Ayrılırken buz tutmuş bıyıktı gözlerin
Kaçamak ellerimiz komutsuz sallandı
Dudaklarımızda sıradan sözcükler
Vedalaşmayı bile beceremedik
Son bir bakış kaldı arkanda
Kalabalığa karışan
Her şey düzmece bir dinginliğe gömüldü
Gittin.

İçimde
Yığınlarca kitap kaldı uçuşan
Sözcükler beynimin köşelerinden
Çıkıp korkuttular *******imi
Peşimden geldi gölgeler
Aynalara bakamaz oldum
Hiçbir oyun avutmadı beni
Yaşamıma sığmayan bir şey kaldı
İçimde.

Kaldı
Yeni bir kent işkenceye hazır
Ödeşemedim gittiğin mevsimlerle
Belleğimi silkeleyip anılardan
Tik tak çaldın uzun zaman
Alışamadım yarımlığa
Düşlerimde intihar tutkuları
Sırtımda hançerinin oyduğu boşluk
Kaldı.

Ayrılık
Çoğalarak giriyor günlerime
Senden başka kim bilebilir
Geçmişin dökümünü yaptığımı
Ağır ağır pulsara dönüşürken güneşler
Sonbahar hüznüne benziyor pencerede
Artık konuk beklemeyen gözlerim
Sayfalar da bitti ışık da her yanı kapladı

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:30 PM
RÜZGARDA VAR

Bütün rüzgarlara açıl
Sana dokunan aşklar savrulsun
Çölün kum tepelerine
Yüreğinle uç
Ve uçur dostlarını
Göğün derinliğine
Ara verme durmasın duygular
Kanatlı beyaz at
Aşsın bulutları birer birer
Yitik değil yaşam
Orada düşüncelerinde her şey var.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:30 PM
SANA GELİYORUM

I.
Benim sabah keyfim
yeni açmış bir gülü
insanların gülücüklerine yerleştirmektir.

II.
Sana karlı bir günde geleyim
saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla
üşüyen dudaklarımı ısıt, tenimi kurula
uzun bir şarkıda susalım farkında olmadan
sobanın çıtırtılarına dalalım
sana küçük törenlerimizde şarkı söyleyeyim
içki içelim güneşle başbaşa
saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim
gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar
bir gece şelalesi gibi
damarlarıma akıp yankılan yüreğimde.

III.
Sana yağmurlu bir günde geleyim
parkta ıslanalım birlikte
gürültüller toprağın kokusunda erisin
kentin görüntüsü değişirken bulutlarla
duraksamadan parlayan gözlerin
ve ıslaklığınla sar beni
en koyu kızıllığında dudaklarının
kıralım demir parmaklı pencereleri
önlerine ortanca saksıları yerleştirelim
ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza.

IV.
Sana güneşli bir günde geleyim
ışıklı yollara halılar serelim
birlikte aşkınlığa yükselelim,
okyanus sularının ortasında altın kumsallarıyla
mücevher gibi parlayan adada,
ben hep iskeleye demir atmış
beyaz bir yelkenlinin düşünü gördüm
tuzlu dudaklarını yakmak için
sana kendi yaptığım güneşleri getireyim.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:31 PM
Sevgi Öldü

SEVGİ ÖLDÜ

Sevgi öldü duydunuz mu
Sevgi öldü insanla sevişirken
En önemlisiydi aykırı düşlerden
Tozlarını silkeliyordu güneş
Her kayan şiirin ardından
Çocukların kışkırttığı sendikalı işçi arılar
Çiçekleri solluyordu tutsak günde
Gömleğinden pul pul türküler dökülen
Bir çocuk koşturdu haberi
Kaldırıp taa uzaklara hatta sonsuza
İnsansız=düşmansız yerlere attı ismini
Çınladı derin uçurumlar dağlar
Sevgi öldü, öldü sevgi.

A. KADİR BİLGİN

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:31 PM
TUTSAĞIN OLMAZSAM

TUTSAĞIN OLMAZSAM

-Özgürlük için-

Tutsağın olmazsam senin
bu gece de tüm ******* gibi
kıyısız okyanuslara düşerim
dalgasız denizlere.

tutsağın olmazsam senin
kanayan kanatlarımla
enlemsiz boylamsız gezerim
ülkesiz atlaslarda.

Tutsağın olmazsam senin
yaşadığım uçlar arasında
çılgınlığı ararım
sığamam küçük kalıplara.

Tutsağın olmazsam senin
çıktığım yazılarda
ismini ve ismimi kazırım
duvarlara yanyana.

Tutsağın olmazsam senin
yaşayamam
tutsak et beni
yoksa savaşamam.

A. KADİR BİLGİN

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:31 PM
YALNIZ KADIN

YALNIZ KADIN

Gün ışığından güzel kadın
renklerin koynunda
çiçeklenmiş duruyorsun terasta,
kızıl saçlarını sallıyor
çapkın
bakışların
Hırsız gözleri yakalayan karanlık
sana sessizce dokunuyor
çitle çevirdiğin bahçende,
Adonis bu
yıllardır beklediğin ışık
yitik sandığın ülke
ve ezberlediğin koku,
aryalarla parlayan ay
çıplaklığına vuruyor leke.

Bir yudum daha al kadehinden
alevlensin kanın
papatyalar gibi bir aklaşsın
bir sararsın yüzün
sar bırak
sar bırak
avuçların ıslanarak,
kasıklarındaki yükü koparıp at
gece yorulsun koşturmaktan
uyku gözlerinden aksın,
Büyük Sahranın kumlarına baksın
sevişmelerini saymak isteyen
boşalıyor teninden
Erosun sunduğu kadınlığın.

A. KADİR BİLGİN

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:32 PM
YALNIZLIK

Yalnızlığımı büyütür kalabalık
Gökdelen'in gölgesine siner
Karanfıl Sokak kalınlaşır
yoksul kadın çocuklarıyla
çöplerin üzerine konar
gözleri cam kırıkları
sevgilim gelir yalnızlığım büyür
çocukken gökkuşağına düştüğüm
gökyüzü gelir kirli güvercinleriyle.

Kimin öznesiydi mevsimler
işkence öyküleri kimindi
ayrılığın sesi miydi adımlarım
suyu bekleyen uçurum mu
kanatlandım yalnızlığımla son mevsime
içimde bir kedi yavrusu.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:32 PM
İHTİYAÇ

Bu akşam içimde
Tuhaf bir sıkıntı var
Dünyada sanki bir ben kalmışım.
Sanki herkes nerde keder varsa bırakmış
Ben nerde bulduysam toplamış almışım.
Önümde söğüt ağacı
Her zamanki haliyle, çaresiz
Havuzda su rahat
İnsanlar susmuş
Sessiz bir yağmur gibi başladı bende
Konuşmak ihtiyacı.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:32 PM
ÖZGÜRLÜK İÇİN

Tutsağın olmazsam senin
bu gece de tüm ******* gibi
kıyısız okyanuslara düşerim
dalgasız denizlere.

tutsağın olmazsam senin
kanayan kanatlarımla
enlemsiz boylamsız gezerim
ülkesiz atlaslarda.

Tutsağın olmazsam senin
yaşadığım uçlar arasında
çılgınlığı ararım
sığamam küçük kalıplara.

Tutsağın olmazsam senin
çıktığım yazılarda
ismini ve ismimi kazırım
duvarlara yanyana.

Tutsağın olmazsam senin
yaşayamam
tutsak et beni
yoksa savaşamam.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:33 PM
ŞİİRLERİN GÖĞÜSLERİ

Korkuyorum şiirin göğüslerini emerken.

Mavisi silindi gökyüzünün ırmağın ötesinde
hızlı adımlarla el sallayamadım dudaklarına
seni bıraktığım kente kızıyorum şimdi
ay ışığında yürüyemediğimiz kale kapılarına.

Sahne:
korkuyorum göğüslerini emerken şiirin.

İmgeler duyun terk ediyorum kenti
yaratmak için en büyük kalabalığı
menekşe çoğaltıyorum martı seslerinde
yeniden maviye boyuyorum göğü.

Sahne:
göğüslerini emerken şiirin korkuyorum.

İçiyor geçmişin kuyusu seni de
aşka dönüyorum o en büyük şiire
yalnızlık bin damla kumsala düşen
su eski bir yosun göçmen gölgede.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:34 PM
Varsayılan
Ben Bir Seni Sevmişim

Kim olsa yanımda
Sen yokken yapayalnızım
Ben bir seni sevmişim
Sen hiç kimseyi

Güllerin hatırına
Dikeni sevmişim
Gündüzlerin hatırına
Geceyi sevmişim
İyilerin hatırına
Kötüleri sevmişim
Leyla ile Mecnun'un aşkına
Ben bir seni sevmişim
Sen hiç kimseyi

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:35 PM
Enkaz

sensizliğin hüküm sürdüğü
yine yapayalnız bir gecede,
seni düşündüm de cigaramı
bir başka çektim ciğerime!
ne olurdu benim için atsaydı
o zalim yürek,
lüzumu kalmadı artık;
çilekeş enkazımı kaldırmaya
yeter bir kazma...
bir kürek..!

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:35 PM
Gülüm

Bana sordular
Sensiz kalir miyim diye
Ölümlerden ölüm begenir
Dizlerine yaslanirim
Sensizlik bana yakişir mi
Gülüm

Sen çiçekli bir dal
Ben yapragim
Sen bir can
Ben topragim
Ayrilik bize yakişir mi
Gülüm

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:35 PM
Nice Dost

Nice nice dost
Tuttu elimi
Nice nice dost
Yıktı beni
Küs kendine
Dosta küsme
Nice nice kötüleri
Dost belleme

Dost dediğin
Hem güler yüzü
Hem güvenilir
Her bir sözü
Kötülerin çirkin yüzü
Küs kendine
Dosta küsme
Dost diyerek
Nice kötülerin
Peşine düşme

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:36 PM
Unutamadım Seni

Ölümler kaç ellidir
Bilir misin sevdiğim
Tutuverseler beni
Üzülür müsün sevdiğim

İnsanlar iki yüzlüdür
Hep ağlatırlar seni
Ağlatıp ağlatıp
Ağartırlar saçlarını

Sevgiler kaç dillidir
Bilir misin sevdiğim
Doya doya sevemedim seni
Anlıyor musun sevdiğim

Aşk dediğin
Tutunulacak dal mıdır ki
Hiç tutamadım
Ben seni

Umut dediğin
Sonsuz deniz midir ki
Hiç unutamadım
Ben seni

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:36 PM
BEDAVA

Dağ başında karaçalı,
Çaput bağlamak bedava.
Felek gözün kör olsun,
Oturup ağlamak bedava.


Kısmet vermiş aşktan yanı,
Seven kim, sevilen hani?
Sözün kısacası yani,
Gönül eğlemek bedava.


Üzülmesi yoğa vara,
Zaten talihçeğiz kara,
Kuru kuru bulutlara,
Umut bağlamak bedava.


Emreyliyor ayak başa,
Söz getirme göze kaşa,
Müjde olsun dağa taşa,
Derdin söylemek bedava...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:37 PM
BİZİM ŞİİR

Bir cefa toprağı olduk,
Her yağmurun seli bizim.
Bahar vakti bahçelerin,
Kuru kalmış dalı bizim.


Dünya kaldı berbatlara,
Çıktılar hep üst katlara,
Bu kavganın feryatlara,
Terkedilmiş teli bizim.


Sonu yok dünya yasının,
Kuluyuz nân kavgasının,
Sofra erkan başkasının,
Eşiklerin çulu bizim.


Peşinde hayat göçünün,
Mestiyiz dünya hiçinin,
Şu dağdaki kel keçinin,
Uzayacak kılı bizim...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:38 PM
GÖRÜNMEDİN

Gözüm boşluk, dünya nokta,
Görünmedin, görünmedin.
Olmuşumda, olacakta,
Görünmedin, görünmedin.


Kuru taşa renk yürüdü,
İpek kurdunu arıdı,
Denizde sular çürüdü,
Görünmedin, görünmedin.


Geceyi dal dal ışıttım,
Camda güneşi üşüttüm,
Bir ses ki senin, işittim,
Görünmedin, görünmedin.


Yel yel esen nefesimdi,
Boşlukta gezen isimdi,
Gel diyen benim sesimdi,
Görünmedin görünmedin.


Çabam, gücüm kul hükmünde,
Boş boş geçti bugün, dün de,
Herkes gibi göründün de,
Görünmedin, görünmedin...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:38 PM
KİLİTLERİ KIRILMIŞ KAPILAR

Üşüyorum,
Çevir sıcak bakışlarını üstüme
Erisin boşluktaki beyazlık.


Bu yalnızlık üşütüyor içimi,
Oynuyor yerinden köşe taşlarım,
Öyle bir gariplik sardı ki yüreğimi,
Dokunsalar boşanacak gözyaşlarım.


Hiçbir düşünüşe dur diyemiyorum,
Ben benim olmaktan çoktan çıkmışım,
Kapalı bir kapı sanıyordum kendimi,
Meğer ardına kadar açıkmışım.


İçimde iki başlı bir adam var,
Biri beni, biri seni düşünüyor,
Üstelik ben de seni, ben de seni anıyorum,
Üç dünya birbiri peşinde dönüyor.


Üşüyorum,
Hasret ağır bastı üstüme,
Oynuyor yerinden köşe taşlarım,
Öyle bir gariplik sardı ki yüreğimi,
Dokunsalar boşanacak gözyaşlarım...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:40 PM
RUBAİ

Ocaklar yansın her dem, bacada is olmasın.
Gökyüzü mavi kalsın, ufukta sis olmasın.
Kötülük yansın yıkılsın, lale gül kesilsin dünya
Herşeyde terhis olsun, aşkta terhis olmasın...

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:40 PM
AĞAÇLAR

Kuru dallar uyanmışlar uykuda,
Uykular ebedi değilmiş gördüm.
Kimi kıyamdadır, kimi rükûda,
Kimini secdeye eğilmiş gördüm.

Bir çekirdek dağın yamaçlarında,
Can bulur toprağın avuçlarında,
Çiçekler gülümser dal uçlarında,
Kokusu vadiye yayılmış gördüm.

İhlas ile göğe kalkmış elleri,
Hûşu ile ırgalanır dalları,
Hazan iklimine düşmüş yolları,
Yaprakların boynu eğilmiş gördüm.

Yaşları bellidir budaklarında,
Zikir eksik olmaz dudaklarında,
Bereket taşırlar kucaklarında,
Dalların eli boş değilmiş gördüm.

Her bahar bir haşir, her kış kıyamet,
Her canlı ölümü tadar nihayet,
Yeşil dallar olur birer iskelet,
Ağaçlar ayakta ölürmüş gördüm.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:41 PM
ALLAHIM

Aczimi anlayıp kapına geldim,
Ağlayan yüzümü güldür Allahım.
Senden başka kim var, kime gideyim,
Başka kapı bana züldür Allahım.

Emellerim sonsuz, ömrümse çok dar,
Mahiyetim ancak bir zerre kadar,
Fakat dağdan büyük günahlarım var,
Affer, mağfiretin çoktur Allahım

Şaşkın ırmak gibi dolanıyorum,
Çağlayıp aktıkça bulanıyorum,
Kapından hidayet dileniyorum,
Şu gönül kâsemi doldur Allahım.

Yıllarca dolaştım gurbet elinden,
Sürüklenip durdum günah selinden,
Bıktım kör olası nefsin elinden,
Aradığım nuru buldur Allahım.

Gönül erlerinin safına girsem,
Muhabbet yoluna postumu sersem,
Günah işlemekte devam edersem,
Yaşamak istemem, öldür Allahım.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:41 PM
Varsayılan
ASIL GELECEK

Seyir defterine yazılan emir,
Kim bilir nerede, nasıl gelecek.
Hayat limanından alınca demir,
Beklenen son usul usul gelecek.

Aradan kalkınca hayat perdesi,
Yakın olur ötelerin ötesi,
Gördüklerin hakikatın gölgesi,
Gölgeler gidecek, asıl gelecek.

'Gelecek' denilen zaman gelince,
Ruha yol görünür inceden ince,
'SON' yazar perdeye filim bitince,
Perdenin ardında asıl gelecek.

Alnına konunca ecel bûsesi,
Yüreklere siner sükûtun sesi,
Ağıtlarda kalır firak bestesi,
Ondan sonra başka fasıl gelecek.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:41 PM
BAHAR

Bahar mevsimlerin nazlı gelini,
Cennetten yollanmış bir çiçek gibi,
Salkım söğüt suya sokmuş elini,
Sanki avuçlayıp içecek gibi.

Ağaçlar yollarda zafer takları,
Bir kutlu misafir geçecek gibi.
Gülerek karşılar gül çocukları,
Masum gözlerinden öpecek gibi.

Vadiler yeşerip tomurcuklanmış,
Renkli bir yelpaze açacak gibi,
Kuşlar yapraklarla sohbete dalmış,
Çiçekler sevinçten uçacak gibi.

Sonsuz bir özgürlük diyarı dağlar,
Ufuklara bağlı salıncak gibi,
Bağrında şifalı pınarlar çağlar,
Şefkatle açılmış bir kucak gibi.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:41 PM
BAHAR GELİNCE

İlkbahar gelince çıksan bağlara,
Bülbül sesi gelir, su sesi gelir.
Tefekkür gözüyle baksan dağlara,
Dinlesen derinden Hû sesi gelir.

Vadileri arındırır sisinden,
Yamaçları dumanından pusundan,
Uyandırmak için kış uykusundan,
Ilık rüzgarların bûsesi gelir.

Kuru dallar çiçek açar canlanır,
Boz yamaçlar yeşillenir allanır,
Sanki cennetten bir çiçek yollanır,
Mor menekşelerin kokusu gelir.

Her yıl haşrin bir misâli görülür,
Sur üflenir cenazeler dirilir,
Sanki yeryüzüne mahşer kurulur,
Toprakta canlılar ordusu gelir.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:42 PM
BAHAR GÜZELDİR

Kâinat kitabı herkese açık,
Okuyana her hecesi güzeldir.
Günde iki sayfa yazılıyor bak,
Hem gündüzü, hem gecesi güzeldir.

Seherde sallanır dal yavaş yavaş,
Esen yelin her nefesi güzeldir.
Tekbirle açılır gül yavaş yavaş,
Gül kokusu, bülbül sesi güzeldir.

Gönül gözünü aç, rahmeti seyret,
Hem yağmur güzeldir, hem kar güzeldir.
Güzele bakması sevaptır elbet
Bak işte bahara, bahar güzeldir.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:42 PM
BULUTLAR

Rüzgarların kanadına tutunmuş,
Bulutlar pürtelâş, nere gidiyor.
'Yağmur başına arş' emrine uymuş,
Katar katar, sıra sıra gidiyor.

Rahmetini damla damla indirir,
Yeryüzünün çehresini güldürür,
Bahar vagonuna erzak dolduru,
Bir bahardan bir bahara gidiyor.

İmdadına koşar ovanın dağın,
Dal ucunda titreyen bir yaprağın,
Hararetten bağrı yanan toprağın,
Yarasını sara sara gidiyor.

Bulutlar var, perde olmuş tül olmuş,
Bulutlar var, bir vadiye oturmuş,
Yamaçların eteğine tutunmuş,
Zirvelere doğru kara gidiyor.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:43 PM
Varsayılan
BULUTLAR

Rüzgarların kanadına tutunmuş,
Bulutlar pürtelâş, nere gidiyor.
'Yağmur başına arş' emrine uymuş,
Katar katar, sıra sıra gidiyor.

Rahmetini damla damla indirir,
Yeryüzünün çehresini güldürür,
Bahar vagonuna erzak dolduru,
Bir bahardan bir bahara gidiyor.

İmdadına koşar ovanın dağın,
Dal ucunda titreyen bir yaprağın,
Hararetten bağrı yanan toprağın,
Yarasını sara sara gidiyor.

Bulutlar var, perde olmuş tül olmuş,
Bulutlar var, bir vadiye oturmuş,
Yamaçların eteğine tutunmuş,
Zirvelere doğru kara gidiyor.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:43 PM
BİRLİK OLALIM

Gönülden gönüle muhabbet aksın,
Söyleşelim, hallerimiz bir olsun,
Gözler birbirine sevgiyle baksın,
Kenetlensin ellerimiz bir olsun.

Sevgi olsun içimizde çağlayan,
Birleşmedir bütünlüğü sağlayan,
Bir çok bir var bizi bize bağlayan,
Ayrılmasın yollarımız bir olsun

Kökümüz, dalımız, yaprağımız bir,
Vatanımız birdir, bayrağımız bir,
Ayrı akmayalım, kaynağımız bir,
Birleşelim, sellerimiz bir olsun.

Hâlıkımız birdir, Resûlümüz bir,
İbadetimiz bir, usûlümüz bir,
Toprağımız aynı, mahsulümüz bir,
Bhçemiz bir, güllerimiz bir olsun.

Yükseltelim bu ülkeyi bir elden,
Ayrı ayrı ses gelmesin her telden,
Dede ile torun hep aynı dilden,
Konuşalım, dillerimiz bir olsun.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:43 PM
BİRİ BİNE DEĞİŞMEM

Hak'kın cemalini görme hissini,
Ne bu cana, ne cânana değişmem.
Bekâ âleminin bir meyvesini,
Fâni olan bin cihana değişmem.

Tûba yaprağının bir gölgesini
Saraylara, şehirlere değişmem.
Kevser ırmağının bir zerresini,
Irmaklara, nehirlere değişmem.

Neyleyim cihanın saadetini,
Bir taneyi bir harmana değişmem,
O nur ikliminin bir saatini
Bin asırlık bir zamana değişmem

Bekaya meyletmiş Mevlâm gönlümü,
Bir bâkiyi bin fenâya değişmem.
Ebediyyen solmayacak bir gülü,
Bir mevsimlik bin bahara değişmem.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:44 PM
DALLARI GÖRDÜM

Hayat yollarında seyrana çıktım,
Uzaktan uzağa halleri gördüm.
Hikmet gözü ile şöyle bir baktım,
Rahman'a götüren yolları gördüm.

Dereler hep bir ummana akıyor,
Toprak tazgah kurmuş, hayat dokuyor,
Zerreler vecd ile zikir çekiyor,
Tekbirle açılan gülleri gördüm.

Hayata hayattır imanın nuru,
İnsan iman ile bulur huzur,
Anladım ki her şey Hak'kın memuru,
Zehirli arıda balları gördüm.

Her canlının rızkı hazırlanarak,
Günü geldiğinde veriliyor bak,
Sebepler halketmiş Rezzak-ı Mutlak,
Tablacı hükmünde dalları gördüm.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:52 PM
DAVRAN GÖNÜL

Sönmeye yüz tuttu gençlik ateşi,
Gafil gönül, neye güveniyorsun.
Gûruba yaklaştı ömür güneşi,
Kızıl ufuklara şafak diyorsun.

İki fare gibi gece ve gündüz,
Kemirdikçe aşınıyor ömrümüz,
İlkbahar, yaz geçti, mevsim şimdi güz,
Sayılı günleri tüketiyorsun.

Fani dünya cazip geldi, aldandı,
Hazır lezzetlerin zevkine daldın,
Kervan uzaklaştı, geride kaldın,
Davran gönül, daha ne bekliyorsun

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:52 PM
DEMET DEMET

İlkbahar gelince bak yeryüzüne,
Çiçekle bezenir kır demet demet.
Gaflet perdesini çekme gözüne,
İbret gözüyle bak, gör demet demet.

Ağaçlar zikreder kendi diliyle,
Kucağında meyve var demet demet.
Uzatır insana dalın eliyle,
Elma, armut, nar demet demet.

Kuru dal başında açar çiçekler,
Kopar yavaş yavaş, sar demet demet,
Güllerin yüzünden gülümser renkler,
Beyaz, sarı, yeşil, mor demet demet.

Katran ağacında nur çiçekleri,
Bismillah diyerek der demet demet.
Muhabbet eliyle sar çiçekleri,
Dostlara hediye ver demet demet.

Kur'an bahçesinde dikensiz güller,
Her bir yaprağında nur demet demet
Nur derer Kur'anı okuyan diller
Gönül vazosuna kor demet demet.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:52 PM
DURMA GÖNÜL

Madem bekâ istiyorsun,
Fenâya yüz verme gönül.
İşte geldin gidiyorsun,
Hiç bir gönlü kırma gönül

Hayat kısa bir seyeran,
Bâki hayal kurma gönül.
Ne tez geçti bunca zaman,
Sorma gönül, sorma gönül.

Yollar çetin, geçitler dar,
Sırtına yük vurma gönül.
Arkamızdan gelenler var,
Yol üstünde durma gönül.

Fırsatlar elinde iken,
Nedamet et durma gönül.
Henüz bu can tende iken,
Fırsatı kaçırma gönül.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:53 PM
Varsayılan
DUYUYOR MUSUN

Gençlik gitti, yaş kemale dayandı,
Kaç mevsim eskittin, sayıyor musun.
Bedeninde türlü dertler uyandı,
Gafil gönül, hâlâ uyuyor musun.
Erkenden kalkıp da sessiz seherde,
Ruhuna bir ışık yayıyor musun.
Huzura davet var minarelerde,
Ezan seslerini duyuyor musun.
Misafir olduğun fani dünyada,
Rabbinin emrine uyuyor musun,
Hani söz vermiştin Kaalû belâ'da,
Şimdi o sözünden cayıyor musun.
Hem ahiret, hem de dünya işinde,
Sırtını Rabbine dayıyor musun,
Ecel adım adım gezer peşinde,
Ayak seslerini duyuyor musun.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:53 PM
Varsayılan
ELDE ARADIK

Müzminleşen derdimize devayı,
Kendimizde değil, elde aradık.
Havale eyledik milli davayı,
Saçın ilacını kelde aradık.

Bütün kapıları açtık Batıya,
Cıvıklık bulaştı bir çok katıya,
Baykuşlar tünedi kutsal çatıya,
Kısmeti yıldızda, falda aradık.

Boşa koyduk derdimizi dolmadı,
Doluya koyalım dedik almadı,
Bu elbise bünyemize olmadı,
Kusuru bedende, belde aradık

Alimi, arifi, bilge eyledik,
İlkesizlikleri ilke eyledik,
vatan mevhumunu ülke eyledik,
Çağdaş uygarlığı yolda aradık.

Fasıkların fitnesine aldandık,
Sahte aydınları münevver sandık,
Güneşin nurundan faydalanmadık,
Işığı fenerde, pilde aradık.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:56 PM
ELLER ÜSTÜNDE

Âlemleri tezyin eden nakkaşın,
Nakışını gördüm güller üstünde.
Hâlıkını zikreyleyen bir kuşun,
Bakışını gördüm dallar üstünde

Nice sultanların, nice erlerin,
Dünya ikimize dar diyenlerin,
Devirlere hükmeyleyen devlerin,
Çöküşünü gördüm yollar üstünde.

Ne yiğitler verdik kara toprağa,
Kimisi paşaydı, kimisi ağa,
Sessiz gemi ile son yolculuğa,
Çıkışını gördüm, eller üstünde.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:56 PM
EY GÖNÜL

Zihnimde sorular dolaşır düğüm düğüm,
Nerden geldin, nereye gidiyorsun ey gönül.
Hasret midir, vuslat mı musallada gördüğün,
Istıraplar ruhunda inleyen bir ney gönül.

Dünya gurbet ahiret, bir ukde içimizde,
Sermayemiz hiçliktir, yok elde bir şey gönül.
Günleri tesbih gibi zaman ipine diz de,
Şu gurbete geleli kaç yıl oldu say gönül.

Gökyüzü akşam kızıl, gece lacivert olur,
Gurbet akşamlarını yüreğinde duy gönül.
Solmuş bir çiçek görsen, içerine dert olur,
O çiçeğin yerine yüreğini koy gönül.

Emeller uçar gider, elemler bâkî kalır,
Sırtındaki ihtiras libasını soy gönül.
Dünyayı parsel parsel paylaşsalar ne olur,
Elbet sana da düşer bir mezarlık pay gönül.

Hayatın yollarında hem diken var, hem de gül,
Dikenlerini hoş gör, derdi derman say gönül.
İşte gam, işte sevinç; ister ağla ister gül,
Ne kedere doyarsın, ne sevince ey gönül.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:56 PM
FIRSAT VER ALLAHIM

Yarab, nurun ile yıkansın kalbim,
İlim ver kendimi bilecek kadar.
Gönlüm genişlet, genişlet Rabbim,
Bütün mahlukatı seveek kadar.

Metanet ver, sabır olsun ilacım,
Kanaat servetim, namaz miracım,
Hem narına, hem nuruna muhtacım,
Işık ver önümü görecek kadar.

Selavatı eksik etme dilimden,
Şefaat eylesin, tutsun elimden,
Sevdir Habibini can-ı gönülden,
Yoluna canımı verecek kadar.

Günahan arındır, çıkar temize,
Azrail konmadan penceremize,
Ne olur Allah'ım fırsat ve bize,
Son nefeste ALLAH diyecek kadar.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:57 PM
*******

Gün battı ufuklar kızardı yine,
Bir kâbus misali çöker *******.
Kan kırmızı tepelerin üstüne,
Siyah saçlarını döker *******.

Karanlığın zincirleri çözülür,
Uzaklardan hayaletler sezilir,
Gözlerimden ağır ağır süzülür,
Gelir düşlerime akar *******.

Siyah kollarıyla sarmış her yanı,
Ormanlar esniyor, uyku zamanı,
Yıldızlarla yaldızlanmış yorganı,
Dünyanın sırtına çeker *******.

Çeşmelerden akar zikir bestesi,
Bir ilâhi olur suların sesi,
Kararınca arzımızın kubbesi,
Nurlu kandilleri yakar *******.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:57 PM
Varsayılan
GEÇİYOR

Şu fâni dünya bir kudret aynası,
Her gelen bir kerre bakıp geçiyor.
Her nefis geçici, yoktur bekası,
Hayat bir su gibi akıp geçiyor.

Gençliğe hayatın baharı derler,
Her bahar yerini güze terkeder,
Nihayet yapraklar sararıp gider,
Mevsimler boynunu büküp geçiyor.

Kudret eli ile dönüyor devran,
Gökte bir kaç yıldız sonüyor her an,
Vücut sarayını yıpratan zaman,
Her gün bir taşını yıkıp geçiyor.

Bir kararda kalmaz dünyanın hali,
Kışın fırtınası, baharın seli,
Hayat dediğin bir serap misali,
Ömür şimşek gib çakıp geçiyor.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:57 PM
GURBET

Bir seher vaktinde düştüm yollara,
Çekti uzaklara yol yavaşyavaş.
Dağları aşınca kayboldu sıla,
Sardı hasret denen kol yavaş yavaş.

Kapıldım gurbetin azgın seline,
Tutunacak bir dal geçmez elime,
Gam mızrabı değdi gönül teline,
İnledi derinden tel yavaş yava.

Derman kalmayınca ayaklarında,
Oturdum ellerim şakaklarımda,
Gözyaşım süzüldü yanaklarımda,
Aktı iki koldan sel yavaş yavaş.

Çiçekler yüklenmiş gelirken bahar,
Yollarımı kesti dumanlı dağlar,
Dedim bu dağları postacı aşar,
Kaleme uzandı el yavaş yavaş.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:57 PM
GURBETTE BAYRAM

Bayram sabahında şafak sökmeden,
Kaldırır insanı gurbette bayram.
Herkes sılasına doğru giderken,
Soldurur insanı gürbette bayram.

Dostlar kucaklaşır, öpülür eller,
Bir selam getirmez sıladan yeller,
Garip diyarıdır şu gurbet eller,
Çürütür insanı gurbette bayram.

Bayram günlerinde kanar yaralar,
Yollara bakarak ağlar analar,
Garibin halinden garipler anlar,
Çürütür insanı gurbette bayram.

Taş yürekli dağlar kesti yolumu,
Kimselere diyemezdim halimi,
Şu sıla hasreti çözdü dilimi,
Söyletir insanı gurbette bayram.

Akşam oldu gün ufuktan aşıyor,
Hüzün damla damla kalbe düşüyor,
Kurtlar kuşlar bile bayramlaşıyor,
Ağlatır insanı gurbette bayram.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:57 PM
GÜLLER AÇILSIN

Gönül kapısını açık tutalım,
Perde aralansın, tüller açılsın.
Kalpleri sevgiyle aydınlatalım,
Barikatlar kalksın, yollar açılsın.

Erenlerin meclisine girmeli,
Yunus'un izine yüzler sürmeli,
Hak'tan aldığını halka vermeli,
Mevlâna misali, eller açılsın.

Sevgisiz yürekler kuru çöl olur,
Sevgi kalbe damladıkça göl olur,
Gönüllerde gonca olur, gül olur,
Muhabbetle saran kollar açılsın.

İstiyorsan gönüllerde kalmayı,
Gönül meslek eyle gönül almayı,
Bırak saraylarda mermer olmayı,
Toprak ol, bağrında güller açılsın.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:58 PM
GÖNÜL

Ömür sermayesi bitmek üzer,
Senin arzuların bitmiyor gönül.
Emellerin uzanıyor her yere,
Hiç birine elin yetmiyor gönül.

Hergün eksiliyor gücün kuvvetin,
İşe yaramıyor malın, servetin,
Hudutları aşan şanın, şöhretin,
Kabirden öteye gitmiyor gönül.

Çıkurlar açılmış yanaklarında,
Beyazlar belirmiş şakaklarında,
Tebessüm donuyor dudaklarında,
Gülmeye de gücün yetmiyor gönül.

İbret nazarıyla çevrene bir bak,
Her yerde ıstırap, her yerde fırak,
Fâni sevgilerin peşini bırak,
Sevmeye bir ömür yetmiyor gönül.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:58 PM
GÖNÜL PINARI

Severim pınarı öteden beri
Gönlümde şakıyor Bülbül Pınarı
Her pınarın bende ayrıdrı yeri
Şu Sümbül Pınarı, şu Gül Pınarı

Yamaçlarda yankılanır su sesi,
Avcı dinler, yolcu dinler bu sesi,
Şoföreler Çeşmesi, Çoban Çeşmesi,
Şu gördüğün pınar, Sebil Pınarı

Kurnası kırılmış, kemeri göçmüş,
Kimbilir başından ne dertler geçmiş,
Hazret-i Ali'nin atı su içmiş,
Şu mübarek pınar Düldül Pınarı.

Pınarlar var, kurnasından nur akar,
Aktıkça kalplerin pasını yıkar,
Zikir nağmeleri semaya çıkar,
Gece gündüz zikredere Dil Pınarı.

Kalbim gönül dostlarına seslenir,
Kalemim var, yazmayınca paslanır,
Hazan yağmurları ile beslenir,
Hazin hazin akar Gönül Pınarı.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:58 PM
GÖZLERİM

Hayalim maziye uzandı bir an,
İslâm tarihine daldı gözlerim.
O nur ikliminde gezdim bir zaman,
Saadet asrında kaldı gözlerim.

Zaman tezgahında tarih dokunur,
Nakışları bazen zulmet, bazen nur,
Baktım dört kıtada ezan okunur,
Yüreğim kabardı, doldu gözlerim

Acı mazaralar gördüm bir ara,
Kalbimi dağladı yanan Buhara
Talihsiz Gırnata geldi nazara,
Ağladım, bir pınar oldu gözlerim.

Her ne zaman çıkmış ile ikilik,
Bozulmuş saadet, kalmamış dirlik,
İmanla, ihlasla sağlanır dirlik,
Tarihten çok ibret aldı gözlerim.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 03:59 PM
HAYRET İÇİNDE

Şu fani dünyada bekâ ararsan,
Kalırsın sonsuz bir dehşet içinde,
Nura karşı gözlerini kaparsan,
Boğulur gidersin zulmeti içinde.

Teneffüs edersin çekmeden zahmet,
Her nefes alışta bin kerre şükret,
Sana yakışır mı küfran-ı nimet,
Yüzersin sonsuz bir rahmet içinde.

Bak ipek dokuyor elsiz örümcek,
Şifalı bal yapar zehirli böcek,
Dikenin koynunda açılır çiçek,
Akıllar kalıyor hayret içinde.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:00 PM
HER ŞEY GİDER

Zaman bir su gibi durmadan akar,
Hafta gider, mevsim gider, yıl gider.
İlkbaharda renkler seyrana çıkar,
Sarı gider, yeşil gider, al gider.

Hasretlik içimde dinmeyen sancı,
Şu dünya hanında ben bir yabancı,
Hem han ihtiyarlar, hem de hancı,
Hancı gider, yolcu gider, yol gider.

Kâinat bir ağaç kudret bağında,
İnsan bir meyvedir dünya dalında,
Her şey akıp gider kendi yolunda,
Ağaç gider, meyve gider, dal gider.

Elbet bu nizamın var bir sahibi,
Sonsuza uzanır göklerin dibi,
Arzımız yürüyen merdiven gibi,
Deniz gider, nehir gider, göl gider.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:00 PM
Varsayılan
HÜLYASI DA GURBETTİR

Bir gönle gariplik çöktükten sonra,
Hanesi de, sılası da gurbettir.
Hasretlik boynunu büktükten sonra,
Rüyası da, hülyası da gurbettir.

Farketmez gurbette ne yokuş, ne düz,
Görmeyene birdir gece ve gündüz,
Yokda çevresinde tanıdık bir yüz,
İki kaşın arası da gurbettir.

Şah damarı kadar yakın da olsa,
Uzaktır arada bir perde varsa,
Gönül arzuluyor, göz görmüyorsa,
Şu duvarın arkası da gurbettir.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:01 PM
Hülyası Yeter

Lüzum guruba sitem etmeye,
Gönlüme gecenin rüyası yeter
Karanlık gecemi aydınlatmaya
Gelecek sabahın ziyası yeter

Gökten hüzün yağsa yağmur yerine
İşlese ruhumun iliklerine
Işık vermek için ümitlerime
Gökte dolunayın siması yeter

Nasıl her gecenin sabahı varsa
Ve nasıl her kışın sonu baharsa
Hasret perde perde ruhumu sarsa
Kavuşmak fikrinin hülyası yeter

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:01 PM
KALACAK OLANLAR

Fânisin, gaflete dalma ey insan,
Baharın gidecek, kışın kalacak.
Saçlarına karlar yağdığı zaman,
Gözünde biriken yaşın kalacak.

Bel bağlama bir gecelik rüyaya,
Sım sıkı sarılma yalan dünyaya,
İndirir sırtandan, kalırsın yaya,
Geride evladın, eşin kalacak.

Ecel davet eder, yaşlı geç demez,
Kimse bu davete hayır diyemez,
İnsan nasibinden fazla yiyemez,
Belki de tabakda aşın kalacak.

Dostların kabre dek eşlik ederler,
İmam 'nasıldı' der, 'iyiyidi' derler,
Toprağın bağrına koyup giderler,
Başucunda mezar taşın kalacak.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:02 PM
Varsayılan
KÖYDE SABAH

Ezan sesi ile yırtılır perde,
Ufuktan aydınlık dolmaya başlar.
Bir damla ışığın olduğu yerde,
Karanlığın rengi solmaya başlar.

Seherde zikr ile açılır güller,
Bülbül gözyaşını silmeye başlar.
Rızkını arayan nasırlı eller,
Rahmet kapısını çalmaya başlar.

Kuşlar şarkı söyler, horozlar öter,
Köye bir canlılık gelmeye başlar.
Ocaklar yakılır, dumanlar tüter,
Artık köyde sabah olmaya başlar.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:02 PM
NE GÜZEL

Renk renk çiçeklerin masum yüzüne,
Tefekkür gözüyle bakmak ne güzel.
Vurulmuşum bir serçenin gözüne,
Bana bakar çakmak çakmak ne güzel.

Hû çektikçe ormanların nefesi,
Ruhuma akseder zikir bestesi,
Gönlümü sürükler suların sesi,
Dereler boyunca akmak ne güzel

Ezan sesi davet eder Tek Bir'e
Dağlar durur, kulak verir Tekbire
Seccadeye binip günde beş kerre
Rabbin huzuruna çıkmak ne güzel.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:02 PM
NE SANDIN

Rahman olan Rabbim rahmet etmese,
Yağmur damla damla iner mi sandın.
Yer yüzüne rahmetini sermese,
Damlalar toprağa siner mi sandın,

Bilirsin bir iğne ustasız olmaz,
Dağ başında bir köy, muhtarsız olmaz,
Küçücük bir tekne, kaptansız olmaz,
Bu dünya sahipsiz döner mi sandın.

Sorular iç içe, niçin ve neden,
Gezegenler çıkmaz yörüngesinden,
Şu nurlu kandiller kendiliğinden,
Arzın tavanında yanar mı sandın.

Bindörtyüz yıl evvel bir Nebî geldi,
Parmağıyla ayı ikiye böldü,
Yıldızlara bastı, arşa yükseldi
Ayda yürümeyi hüner mi sandın.

Gafil gönül, karanlığa saparsın,
Nura karşı gözlerini kaparsın
Gündüzü kendine gece yaparsın,
Güneş üflemekle söner mi sandın.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:03 PM
NUR DİYOR

Zalim nefsin hilesine kananlar,
Meşru yoldan yürümeye zor diyor.
Ölümü ebedi yokluk sananlar,
Bu dünyada ne yaşarsak kâr diyor.

Sevkiyat var, yolcular hep sırada,
Burası gölgedir, aslı orada,
İhtiyaçlar tatmin olmaz burada,
Bu arzular başka âlem var diyor.

Gönül sevgi ister, emeller bitmez,
Sonsuz taleplere ömrümüz yetmez,
Zalimler zulmüyle göçüp de gitmez,
Hesap için bir mahmeke var diyor.

Devran döner bir Kudretin elinde,
Bulut bir süngerdir O'nun elinde,
Cemîl ismi her âşığın dilinde,
Hep gönüller hece hece NUR diyor.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:03 PM
NUR ÜSTÂDIM

Destur ver ya Nur Üstadım,
Müjdeler getirdim sana.
Aç gözünü gör Üstadım,
Bak neler getirdim sana.

Nurla doldu bütün vatan,
Çiçek açtı her bir fidan,
Adı NUR ve SAİD olan,
Meyveler getirdim sana.

Hikmetli SÖZLER'i duydum,
Benlik libasını soydum,
Gönül vazosuna koydum,
Çiçekler getirdim sana.

Okuduğun her risale,
Koyar beni halden hale,
Menekşe, karanfil, lale,
Leylaklar getirdim sana.

Nesiller var Nura koşan
Hizmet aşkı ile coşan,
Sevgin ile dolup taşan,
Yürekler getirdim sana.

Mezarın olsa da meçhul,
Sana mezar her bir gönül,
Dualarla ördüm tül tül,
Çelenkler getirdim sana.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:04 PM
ONLAR GELSİN

Kemirir beynimi binbir düşünce,
Yanıma bu derde düşenler gelsin.
Nasreddin Hoca da damdan düşünce,
Demiş, bana damdan düşenler gelsin.

Milletin derdidir bizim derdimiz,
Bu yükün hamalı herbir ferdimiz,
Fikir çilesini çekenlerdeniz,
Bu dikenli yoldan koşanlar gelsin.

Gözünü ihanet bürüyen değil,
Gaflet çukurunda çürüyen değil,
Husûmet yolunda yürüyen değil,
Birlik potasonda pişenler gelsin.

Akıl mihengiyle cevheri seçen,
Kalp düşüncelere bakmadan geçen,
Yanan bir insanı kurtarmak için,
Eliyle ateşi deşenler gelsin.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:04 PM
RAHMET YAĞIYOR

Yine duman çöktü gönül dağına,
Sağanak halinde hasret yağıyor.
Tutuldum ayrılık fırtınasına,
Yufka yüreğime sıklet yağıyor.

Dertli aşıkların şiirlerinden,
Istıraplar hissedilir derinden,
İnleyen neylerin nağmelerinden,
Ayrılıklardan şikayet yağıyor.

Fani aşklar cüz'i bir lezzet verir,
Gelir bin mihnetle karşımda duru,
Bir üzüm yedirir, yüz tokat vuru,
Bir zevkin peşinden bin dert yağıyor.

Geçmiş zaman ölü, gelecek muhal,
Ne mazi tad verir, ne de istikbal,
Ruhuma sıkıntı veriyor bu hal,
Düşüncelerime zülmet yağıyor.

Bir süre hayata bu gözle baktım,
Aldığım dehşetten çıldıracaktım,
İman gözlüğünü gözüme taktım,
Gördüm ki âleme rahmet yağıyor.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:04 PM
Varsayılan
RAMAZAN AŞKINA

Rahmetinden mahrum etme Allahım,
İman ve kalbime, Kur'an aşkına.
Âciz bir kulunum, çoktur günahım,
Affet Rabbim, iki cihan aşkına.

Rahmansın, Rahimsin, Kerimsin Haksın,
Şerikin yok, bir Kadir-i Mutlaksın,
Gözümüzde gaflet perdesi kalksın,
Habibim dediğin Sultan aşkına.

Münezzehsin zamandan ve mekandan,
Hazır ve nazırsın her yerde her an,
Saadete erer ismini anan,
Mağfiret et, zaman mekan aşkına

Mübarek orucun lezzeti için
Kadir gecesinin izzeti için,
Gönlümü aç, iman hizmeti için
Recep, Şaban ve Ramazan aşkına.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:04 PM
SANA GELDİM

Rabbim bana hayat verdi,
Cansız idim cana geldim.
Vücut verdi, nimet verdi,
Sonra bu cihana geldim.

Yolum uzun, yüküm ağır,
Tabiat kör, eşya sağır,
Dedi bir ses 'Hak'kı çağrı'
Hak ismini anageldim

Arıyordum saadeti,
Buldum sonsuz bir serveti,
Attım fâni muhabbeti,
Bu aşk ile yanageldim

Aşkından oldum divane,
Gönül yıkık, kalp virane,
Nuruna oldum pervane,
Döne döne sana geldim.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:05 PM
SULTANIM

Üç ayların nurlu kandillerini,
Gönül fanusuna koydum da geldim.
Kur'an bahçesinin sünbüllerini,
Kokladım, ruhuma yaydım da geldim.

Şükür mahyalarda gördüm adını,
Temcit davulunu duydum da geldim,
Özlemiştim iftar sofralarını,
Hamdolsun Rabbime, doydum da geldim.

Sultanım, yürekten vurgunum sana,
Onbir ay gününü saydım da geldim.
Gönlümü kapattım dünyadan yana,
Fani sevgilerden caydım da geldim.

Ayların da sultanısın, benim de,
Kölelik gömleği giydim de geldim.
Âcizim hiçbir şey gelmes elimde,
Benlik libasını soydum da geldim.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:05 PM
SÖYLETEN VARDIR

Kürreyi, zerreyi yaratan vardır.
Başını kaldır da bak yavaş yavaş,
Göğü yıldızlarla donatan vardır.

Zamanı gelmeden düşmüyor yaprak,
Tesadüf tanımaz, şu nizama bak,
Kameri şaşmaz bir saat yaparak,
Arzın tavanına bir takan vardır.

Elsiz böcek dokur ipekten halı,
Zehirli bir böcek yapıyor balı,
Ya bir böcek bin insandan akıllı,
Ya da bal yapmayı öğreten vardır.

Gök gürültüsüyle haber veriyor,
Muhtaca yardıma hazırım diyor,
Rahmetle anılan yağmur geliyor,
YILDIRIM'ı böyle söyleten vardır.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:05 PM
TELLER ÜSTÜNE

Bu sene de sensiz geldi ilkbahar,
Kuşlar yuva kurdu dallar üstüne.
Su gibi akıyor haftalar aylar,
Mevsimler biniyor yıllar üstüne.

Yanardağ misali yanıyor yürek,
Volkan dedikleri bu olsa gerek,
Haber gönder 'geliyorum' diyerek,
Gönlümü sereyim yollar üstüne.

Yollar var gurbeti sılaya bağlar,
Geçit vermez taş yürekli şu dağlar,
Her seher vaktinde bir bülbül ağlar,
Gözyaşı dökülür güller üstüne.

Sogun güneş ufuklara indikçe,
Hüzün çöker gün akşama döndükçe,
Hasret yüreğime çöreklendikçe,
ALO der yüklerim teller üstüne.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:05 PM
TER OLMAYINCA

Nefsimize esir olmamalıyızi,
İnsanca yaşanmaz hür olmayınca.
Hedefe varmadan yolda kalırız,
Ayrılığı atıp, bir olmayınca.

Koşmalıyız, yol üstünde durulmaz,
Bu gidişle o menzile varılmaz,
Görünen köy kılavuza sorulmaz,
Karanlık kaybolmaz, nur olmayınca.

Yeise gerek yok, bırak elemi,
Ağlayıp sızlamak derde çare mi? ,
Gözyaşıyla kurtarılmaz bu gemi,
Alınlardan akan ter olmayınca.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:05 PM
TOPRAK ANA

Nimet senden çıkıyor, rahmet sana iniyor,
Hilkatimin hamuru, mayası toprak ana,
Sevgi dolu sinende canlar filizleniyor,
Şefkatine muhtacım, beni de bas bağrına.
Ufalandın, çiynendin hep ayaklar altında,
Yaralı yüreğini her geçene yol ettin.
Dünyanın elemini taşıdın da sırtında,
Usanmadın, halinden hiç şikaşet etmedin.
Kimine sadık bir yar, kimine anne oldun,
Emzirdiğin çocuklar yara açtı göğsünde.
Mü'min, fasık demedin, her muhtacı doyurdun,
Sıcak tebessümünü eksiltmedin yüzünde.
Rızkımın tarlasısın, nasibimin sofrası,
Senin tablanda buldum binbir türlü nimeti,
Bütün dertler acılar, ikimizin tasası,
Beraber taşıyalım, mukaddes emaneti.
Ninnilerle uyudum, türkülerle uyandım,
Yılların arkasında yoruldum toprak ana,
'Taş olsaydım erirdim, toprak idim dayandım'
Açıver kollarını, al beni kucağına.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:06 PM
TOPRAKTA KALIR

Ana kucağında başlar yolculuk,
Okunan ilk ezan kulakta kalır.
Gönül saksısında çiçektir çocuk,
Sevgiyle beslenir, ayakta kalır.

Yaşanası yıllar ne de tez geçer,
En güzel rüyalar kundakta kalır,
Çığlıklar kesilir, oyunlara biter,
Öksüz oyuncaklar sokakta kalır.

Gurûba inerken ömür güneşi,
Emelleri, arzular, uzakta kalır,
Söner gönüllerde sevda ateşi,
Eski nakaratlar dudakta kalır.

Son ışıklar son tepeyi aşınca,
Göz ufukta, gönül şafakta kalır,
Başaklar sararıp olgunlaşınca,
Toprağa düşer de toprakta kalır.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 04:07 PM
VERMEYENİ İSTEME

Yolcuyum şu menzilde, bir nefeslik durmuşum,
Bu anahtar kapıyı açmak için verilmiş.
Beden denen kafese sığmıyor gönül kuşum,
Bu kanatlar sonsuza uçmak için verilmiş.

Vücudum bir fiskeyle yıkılacak bir konak,
Ölüm yeni bir hayat, kabir yeni bir durak,
Bu çileli hayatın yükünden kurtularak,
İstirahat yerine geçmek için verilmiş,

Ömür sermayesi az, ihtiyaçlar bitmiyor,
İktidarımın eli, hiç bir şeye yetmiyor,
Ruhumun isteğini dünya tatmin etmiyor,
Eldekiler numune, tatmak için verilmiş.

Bir kerre tatmak için bu sofrayı sermezdi,
Başka sayfa açmasa bu sayfayı dürmezdi,
Vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi,
Ölüm,ölümsüzlüğe geçmek için verilmiş.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 05:40 PM
YAKIN TARİHİM

Ne sırlar saklıyor yakın tarihim,
İçini dökerdi dili olsaydı.
Vatan haini kim, vatansever kim,
İşaret ederdi eli olsaydı.

Hangi odaklardan alıp dersini
Ayasoyfam, kim susturdu sesini,
Üstüne örtülen sis perdesini,
Eser dağıtırdı yeli olsaydı.

Hor görüldü 'milletin efendisi'
Efendiliğinden çıkmadı sesi
Açılırdı cumhuriyet gemisi,
Yelkeni rüzgarla dolu olsaydı.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 05:40 PM
İÇ İÇE

Âlemler hep iç içe yaratmış,
Neleri halk etmiş neyin içinde.
Her zerreyi bin hikmetle donatmış,
Her şey çıkar tek bir şeyin içinde.

İpek gibi kökler taşı deliyor,
Kudret gizli âcizliğin içinde.
Yerden yemi, gökten suyu geliyor,
Hayat var bir damla suyun içinde.

Ağaçlar dizilmiş yol kenarına,
Kiminin dalları suyun içinde.
Kimisi yaklaşmış göl kenarına,
Yeşil etekleri suyun içinde.

Yıldızlar ki, bir nur ordusu gibi,
Kaç neferi vardır sayın içinde.
Gökyüzü mülkünde bir tas su gibi,
Arzımız yüzüyor göğün içinde.

Düşündükçe düşüncemi aşıyor,
Bir bahar var bir çiçeğin içinde.
Dallar kucağında meyve taşıyor,
Bir ağaç var çekirdeğin içinde.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 05:40 PM
İÇKİNİN YÜZÜNDEN

Aklının sesine kulak vermedi,
Daima nefsinin sözünden gitti.
Mü'minlerin meclisine girmedi,
Her zaman şeytanın izinden gitti.

Her sabah el âlem giderken işe,
Koyardı cebine beş altı şişe,
Bulursa ne âlâ bir kuytu köşe,
Midesi şarabın közünden gitti.

Nihayet göç etti çok genç yaşında,
Boş şişeler mâtem tuttu başında,
Şunlar yazılıydı mezar taşında:
'Bu mevta içkinin yüzünden gitti'

OrDeRPrOs
06-23-2007, 05:41 PM
YIKILIR GİDER

Ömür caddesinde ilerledikçe,
Yollar kıvrım kıvrım bükülür gider.
Hayat çarkı ağır ağır döndükçe,
Anılar maziye dökülür gider.

Kervan yol alırken ıssız seherde,
Yolculuk bitecek kim bilir nerde,
Oyun sona erer, kapanır perde,
Aktörler sahneden çekilir gider.

Öyle bir nizam ki, inceden ince,
Zerreler zikreder kendi dilince,
Ruh sultanı kalp tahtından inince,
İnsan denen saray yıkılır gider.

Gölgeler kaybolur güneş batarken,
Kor gibi bulutlar ufku tutarken,
Karlı dağlar son ışığı tutarken,
Takvimden bir yaprak sökülür gider.

Ey insan âcizsin, dayan Allah'a,
Bu fırsat eline geçmez bir daha,
Bu dünyada yüz verirken günaha,
Kabirde peşine takılır gider.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 05:41 PM
YOLCU

Ruhlar âleminden gelir bir sultan,
Tahta geçmek için sıraya girer,
Saltanat sırası geldiği zaman,
Etten ve kemikten saraya girer.

Zaman akan sudur, yıllar bir oluk,
Ömür çok kısadır, sanki bir soluk,
Deli rüzgâr gibi geçer yolculuk,
Ecel bir dağ gibi araya girer.

Her an bir kaç yolcu eksilir safta,
Her ruh veda eder saraya tahda,
Bir menzil açılır kara toprakta,
Her yolcu mutlaka oraya girer.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 11:36 PM
YOLLAR

Yolcular muhtelif, yol çatal çatal,
Gurbetin yolunu tutan yollar var.
Orada güvercin, burda kartal,
Yüreğime pençe atan yollar var.

Yolcular geliyor kim bilir nerden,
Kimi bir akşamdani, kimi seherden,
Ufuklar doğru uzanıp giden,
Güneşle birlikte batan yollar var.

Bütün yollar bir mekanda bitiyor,
Ya bir garda, ya limanda bitiyor,
Beklenmedik bir zamanda bitiyor,
Kabir kapısında bitenb yollar var.
Yeşil ovalarda gezinir kimi,
Kimine yataktır bir dağın dibi,
Kimisi uyuşuk bir yılan gibi,
Kıvrılıp bükülüp yatan yollar var.

Geçitlere ölüm korkusu sinmiş,
Yürüdükçe gördüm, yollar çetinmiş,
Yamaçların eteğine tutunmuş,
Zirvelere doğru çıkan yollar var.

Yollar nehir gibi durmadan akar,
Aktıkça gönlümün bendini yıkar,
Kim demiş ki 'her yol Roma'ya çıkar'
Kâbe'nin yolunu tutan yollar var.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 11:36 PM
YOLLAR SANA AÇILIR

Yüzler soluk olsa da,
Kollar sana açılır.
Yolcusu olmasa da,
Yollar sana açılır.

Çiğdem, menekşe, zambak,
Her türlü çiçek, yaprak,
Kayaları yararak,
Güller sana açılır.

Önünde boyun eğen,
Rahmetini dileyen,
Seherde amin diyen
Eller sana açılır.

İnsan çekse de çile,
Hak ismin gelir dile,
Günahkâr olsa bile,
Kullar sana açılır.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 11:36 PM
İZ KALMAMIŞ

Gönül aynasından maziye baktım,
Aynaların eski yüzü kalmamış.
Bir demet hatıra toplayacaktım,
Hafızamda dünün izi kalmamış.

Bir göz attım arkamdaki yıllara,
Düşe kalka yürüdüğüm yollara,
Şiir yazıp kalp çizdiğim dallara,
Şekiller kaybolmuş, yazı kalmamış.

Çiçekler kurumuş sevgi bağında,
Volkanlar durulmuş gönül dağında,
Keremi kül eden aşk ocağında,
Eski ateşlerin közü kalmamış.

OrDeRPrOs
06-23-2007, 11:36 PM
ÖĞRETMENİM

Yüreğime bir çekirdek bıraktın,
Açıldı gönlümde gül öğretmenim.
Karanlık dünyama bir ışık yaktın,
Aydınlandı birden yol öğretmenim.

Uygarlığın meşalesi elinde,
Kelimeler çiçek açar dilinde,
Sevgi diyarında, nur ikliminde,
Gönlümü okşayan el öğretmenim.

Sensin geleceği aydınlatan nur,
Çok hakkın var helal eyle ne olur,
Bir harf öğretene köle olunur,
Sana olmak gerek kul öğretmenim

Yirmidört Kasımlar bayramdır gerçek,
Bu bayramı candan kutlamak gerek,
Bulamadım sana layık bir çiçek,
Gönlümü getirdim, al öğretmenim.

Bayrağa sevdalı ezelden beri,
Canından kutsaldır yurdun her yeri,
İrfan ordusunun yiğit erleri,
Kimi şehit, kimi dul öğretmenim.