Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : fıkralar


Sayfa : [1] 2 3 4

Seager
07-16-2007, 07:12 PM
KÜÇÜK BOB
George Bush bir ilkokulu ziyaret eder. Cocuklara:
- Sorusu olan var mi? der. ve kücük Bob sözü alir.
- Benim üc sorum olucak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz? Aniden zil calar
ve cocuklar tenefüsse cikarlar. Cocuklar geri döndügünde bu sefer sözü kücük
Tom alir. Benim bes sorum olacak:
1- Secimlerde daha az oy almaniza ragmen nasil olduda Baskan oldunuz?
2- Hiroshima'ya atilan atom bombasi sizce dünyanin en büyük terör faaliyeti
degilmidir?
3- Hicbir neden yokken neden Irak'a saldirmak istiyorsunuz?
4- Bugün neden zil 30 dakika erken caldi?
5- Bob nerede?

Seager
07-16-2007, 07:12 PM
• Eğer bir berber bir hata yaparsa, bu yeni bir tarzdır...
• Eğer bir şoför bir hata yaparsa, bu bir kazadır...
• Eğer bir doktor bir hata yaparsa, bu bir müdahaledir...
• Eğer bir mühendis bir hata yaparsa, bu yeni bir atılımdır...
• Eğer ebeveynler bir hata yaparsa, bu yeni bir kuşaktır...
• Eğer bir politikacı bir hata yaparsa, bu yeni bir hukuk kuralıdır...
• Eğer bir bilim adamı bir hata yaparsa, bu yeni bir keşiftir...
• Eğer bir terzi bir hata yaparsa, bu yeni bir modadır...
• Eğer bir öğretmen bir hata yaparsa, bu yeni bir teoridir...
• Eğer bir patron bir hata yaparsa, bu bizim hatamızdır...
• Eğer bir personel bir hata yaparsa, bu bir "HATA" dır

Seager
07-16-2007, 07:12 PM
Birgün ac bir tilki ormanda dolasırken birde ne görsün: agacın dalına baglanmıs bi ceylan pudu. tilki actır ama bir düsünür lan der bunu niye assınlar buraya. agacın etrafını dolanmaya baslar bakarki ipin ucu bombaya baglıdır. tilki agacın karsısına gecer ve uzanır aradan biraz zaman gecer kurt gelir bakarki dalda ceylan pudu karsısında tilki uzanmıs yatıyo kurt sorar:
tilki kardes karsında asılı pud duruyo sen burda uzanmıs yatıyosun ne is demis.
tilki:
yasorma ben orucluyum demis.
kurt:
sen orucluysam bari eti ben yiyeyim der. ete atlaması ile bombanın patlaması bir olur kurt az ilerde kanlar icinde kalır. bunu gören tilki hemen kalkar ve eti yemeye baslar. kurt kafasını kaldırır ve tilkinin eti yedigini görür
kurt:
lan serefsiz hani orucluydun der tilkiye.
tilki:
biraz önce top patladı duymadın mı der.

Seager
07-16-2007, 07:12 PM
Gözleri kör yanlız ve yoksul bir Kayserili kırlarda başıboş dolanırken
bastonuna değen sihirli lambayı alıp içinden cini çıkarmayı başarmış.

Bu isten hayli bıktığı belli olan Cin Kayseriliye şöyle bir baktıktan sonra;

- "Senin hayli isteğin vardır; simdi sen gözlerin açılsın istersin, zenginlik
dilersin, evlenmeği arzularsın, ama uğraşamam. Sadece bir dileğini
yerine getireceğim. İyi düşün ve ne isteyeceksen iste." demiş.
Kayserili biraz düşündükten sonra dileğini söylemiş;

- "Çocuğumun saatlerce altınlarımı saymasını görmek istiyorum"

Seager
07-16-2007, 07:13 PM
Bana komik geldi sizinle paylaşmak istedim eğer kurallara aykırıysa operatör arkadaşlar tarafından silinsin lütfen.

Sultan en güvendiği adamını Arabistan'a hünkar göndermiş. Hünkar, Arabistan'da gezerken bakmış, araplar entari giyorlar ama altlarına don giymiyorlar. Bir rüzgar estimi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay farkedilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş; -"Adın?" -"Aptülmecit" -"Baba adın?" -"Aptülleziz" -"Evli misin? -"5 tane karım var!" -"Kaç çocuğun var? -"Ilkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden 13, beşincisinden 18 tane." Kadı kararını vermiş ve söylemiş: -"Aptulleziz oğlu, Apdülmecit'in, don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!"

birtane daha

Temel 70 yaşına gelmiş Fadime ile akşam evde otururken içi gıcıklanmış, Fadime ' ye seslenmiş - Fadime suyu koy, olmazsa çay yaparız...

Seager
07-16-2007, 07:13 PM
10 tane zenci bir geziye çıkmışlar. gezerlerken sihirli bir lamba bulmuşlar. ellerine aldıklarında parlatalım derken içinden kocamaaaaan bi cin çıkmış. cin hepsine teker teker soruyormuş, 1 dilek hakkınız var, diyeyin hemen yerine getireyim demiş. birinci zenciye sormuş, o da beni beyaz insan yap demiş, cin hemen zenciyi beyaz ve yakışıklı bir insana çevirmiş. bu arada onuncu zenci gülmeye başlamış. diğerleri bir anlam verememiş tabii buna. 2. zenciye sormuş cin, o da beyaz ve yakışıklı bi beyaz olmak istiyorum demiş ve cin hemen o zencinin de dileğini yerine getirmiş ve 2. zenci de çok yakışıklı bir beyaz insan olmuş. 10. zenci daha da çok gülmeye başlamış. 3.,4.,5., derken hepsi teker teker beyaz ve yakışıklı birer insan haline gelmişler. bu arada 10. zenci gülmekten ölecek kadar çok gülüyormuş. sıra 10. zenciye gelmiş ve cin sormuş, dileğin nedir? 10. zenci cevap vermiş, HEPSİNİ ZENCİ YAP!

Seager
07-16-2007, 07:13 PM
Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş. Aziz Peter'in
karşısında cennetin kapsında dururken arkasında saatlerle dolu çok büyük bir kapı gömüş ve sormuş:

"Bu saatler ne böyle?"

Aziz Peter cevap vermiş:

"Bunlar yalan saatleri. Dünyadaki herkesin bir yalan saati vardir. Her yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder."

Ramsfeld:

"O, peki bu kimin saati?"

"Bu Azize Teresa'nın saati.. İbre hiç bir zaman oynamadı, yani hiç yalan söylememiş.

"İnanılmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati?"

Aziz Peter cevap vermiş:

"Bu Abraham Lincoln'un saati. İbre iki kez hareket etti, yani Abraham tüm yaşamında sadece iki kez yalan söyledi."

En sonunda Ramsfeld dayanamamış ve sormuş:

"Peki Bush'un saati nerede??"

"Bush'un saati İsa'nın ofisinde, İsa onu vantilatör olarak kullanıyor.."

Seager
07-16-2007, 07:13 PM
Ali isminde bir adam olum doseginde karisina :
- "Karicigim, ben olmek uzereyim. Tanriya dua ettim, eger karim ben oldukten sonra bir erkekle yatarsa ahirette kendi etrafimda bir kez donecegim.
Eger benim obur duyada rahat etmemi istiyorsan lutfen benden sonra hic bir erkekle yatma olur mu?" Kadin:
-"Kocacigim o nasil soz, tabii ki sana oldukten sonra da sadik kalacagim", der ve Ali olur. Yillar sonra kadin da olur ve obur dunyaya gider kocasini aramaya baslar. Kapidaki gorevliye sorar:
-"Kocami ariyorum ismi Ali",
Gorevli:
- "Hangi Ali? hanimefendi, burda milyonlarca Ali var." Kadin:
- "Arasira kendi etrafinda bir kez donen birisidir." Gorevli:
- "Ha, sen topac Aliyi ariyorsun, az ileride."


Temel bi gun otobanda, Anadol marka arabasiyla gidiyormus. Aksilik bu ya; arabanin arizalanacagi tutmus. Ne yapsin ? Caresizce cekmis emniyet seridine ve beklemeye baslamis.Epey bi sure bekledikten sonra gurultuyle, bir arabanin hemen yaninda durdugunu gormus. Son model bir FERRARI ve icinde grand tuvalet, kara gunes gozluklu,saclari joleli,trasli ve kisacasi varlikli ve cok zengin oldugu her halinden belli olan bi adam hafifce egilerek seslenmis;
- Hemserim ! istersen otobanin sonuna kadar seni yedege alip cekiim.!
Temel caresiz, elbette kabul etmis.Baglantilari yapmislar ve son kontrolleri de yaptiktan sonra zengin surucu;
-Arkadas bak, ben de hiz hastaligi vardir,eger dalginlikla hizimi arttirirsam sen arkadan selektor yaparsin ben de yavaslarim olur mu? demis. Temel buna anlam verememis ama yinede Peki ! demis.
Nihayet yola koyulmuslar.Onde FERRARI ve arkasinda ANADOL bir sure sakince yol almislar. Ama bi sure sonra da Temel adamin neden bahsettigini anlamis. 60 km/h.....80km/h.....120km/h.....150km/h derken Temel bakmis olacak gibi degil. Direksiyon zangirdamaya motordan boguk sesler gelmeye baslayinca Hemen hatirlamis ve ondeki surucuye selektor yapmaya baslamis. Selektoru farkeden surucu de durumu anlayip yavaslamis. 150km/h....120km/h.....60km/h. Ancak gel zaman git zaman bi sure sonra ondeki surucu yine kendini kaptirip hizlnmaya baslayinca Temel bu sefer atik davranmis ve malum. Bu olay birkac defa daha tekerrur etmis. Uzun bir sure sakince yol almislar.Ta ki buyuk bir gurultuyle Temelin yanindan gecip ondeki FERRARI`nin yanina yanasan son model LAMBORGINI`nin soforu FERRARI`nin soforune kapkara gozluklerinin uzerinden bakip;
-Kapisalim mi Moruk! 140 km ilerideki benzinciye son varan ilk gelenin deposunu fuller. Ne dersin ?
FERRARI`nin surucusu;
-Pekala, paralari hazirla. Cunki kaybeden sen olacaksin....demis ve baslamislar yarisa ; 80 km/h.... 120km/h..... 200km/h.... 280km/h....
Tam bu sirada helikopter ile otobanin uzerinde trafik denetleme devriyesi gorevini yapmakta olan Dursun durumu farkeder ve eline telsizi alarak su mesaji gecer...
-Alo...Alo.. Breykk...Ucan Hamsi`den tum ekiplere...
Su anda otoyolun 85. mevkiinde seyir halinde olan uc araba otoban emniyetini bozacak sekilde asiri hiz yapii... Arabalari tanimliyorum...
FERRARI-LAMBORGINI-ANADOL....
FERRARI ile LAMBORGINI kapışii, Arkadan ANADOL gecmek icin yol istii.

Seager
07-16-2007, 07:14 PM
1998 yilinda Avrupada bir kentte feministler toplantisi yapilmis her ülkeden
konusmacilar katilmis.belirli kararlar alindiktan sonra diger toplantida
bulusmak için karar alinmis ve toplanti sona ermis.1999 yilinda feministler
yinebir araya gelmisler.ve konusmacilar konusmaya baslamis1ar.
Konusmaci Alman bayan baslamis anlatmaya :
-Geçen sene aldigimiz kararlar neticesinde eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra bulasiklari ben yikamiyorum al kendi bulasigini kendin yika
dedim 1.gün bisey görmedim 2.gün bisey görmedim 3. gün bi baktim hem benim
bulasiklarimi yikiyor hemde kendi bulasiklarini yikiyor o günden beri çok
mutluyuz.
2. konusmaci ingiliz bayan anlatmaya baslamis kararlarimizi aynen bende
uyguladim eve gittigimde kocama dedim ki :
-Bundan sonra çamasirlarini yikamiyorum kendi çamasirlarini kendin
yikayacaksin.1. gün bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün bi baktim
hem benim çamasirlarimi yikiyor hemde kendi çamasirlarini yikiyor. O günden
beri çok mutluyuz demis
3. konusmaci Türkiye den baslamis anlatmaya bende geçen sene aldigimiz
kararlari aynen uyguladimo gün eve gittim kocama dedim ki :
-Bundan sonra yemek yapmiyorum kendi yemegini kendin yapacaksin dedim1. gün
bisey görmedim 2. gün bisey görmedim 3. gün sol gözüm biraz açilir gibi oldu
görmeye basladim, demis.

Seager
07-16-2007, 07:14 PM
-Adam doktora gitmiş , "DOKTOR BEY KALBİM ÇOK HIZLI ATIYOR" demiş...

-Doktor ;"Atmaması lâzım" demiş. Bunun üzerine adam koşa koşa

-Eczaneye gidip sizde "At maması var mı"??? diye sormuş .......

-Eczacı; "At maması bizde olmaz karşıdaki veterinere sorcaksınız..."

-Bunun üzerine adam veteriner den 5 kutu At maması alıp beş ay kullanmış......

-Sonuç süper.Beş ay sonra şikayeti yeniden başlamış Vetenire gidip At maması
istemiş........................

-Veteriner; "maalesef bizde kalmadı" demiş...Bunun üzerine

-Adam panik halinde doktora giderek "Doktor bey , at maması bitmiş " diye
yakınmış................................

-Doktor cevap vermiş "Bitmemesi lâzım"...................

Seager
07-16-2007, 07:14 PM
Ünlü siyasilerimizden ECEVİT ve DEMİREL gün gelir rahmetli olurlar . Öbür dünyada bunları cehenneme gödermeye karar vermişler . Ceza olarak ise Demirelin yanına Safiye Aylayı Ecevitin yanına is Sharon Stone verilip bir hücreye kapatmışlar . Demirel bunu görünce bağırmaya başlamış . Ecevitin günahı daha çok bana niye safiye ayla ona niye sharon stone diye isyan ediyomuş . Oradan zebaninin biri sus lan demiş o Ecevitin cezası değil Sharon stone' un cezası demiş .


Marilyn Monroe ahıret gününde Allah'ın huzuruna çıkmis.
Allah :
-Senin yerin cehennem, demiş.
Marilyn :
-Nasıl olur, benim orada vücudum bozulur, hayranlarım benden nefret eder, demiş.Bunun üzerine bir test yapılması kararı alınmış.
Cebrail :
-Bak, demiş.Çırılçıplak bu koridordan aklına kötü birşey getirmeden geçersen cennete ulaşırsın.Ama aklına kötu birşey getirirsen ayaklarının altıı acılır cehenneme düşersin.
Neyse Marilyn soyunup yurumeye başlamış.İki üç adım atmışki küüüüt diye bir ses duyulmuş.Büyük bir korkuyla arkasına dönen Marilyn Cebraili yerinde görememiş.

Seager
07-16-2007, 07:15 PM
temel evde fadimenin az duymasından şikayetçiymiş ertesi gün doktora kendisi gitmiş ve doktora:
-doktor bey fadime beni duymuyor demiş
doktor:
-eve gidince fadimeye en uzaktan başla birşey sor, duymazsa üç adım at yine sor. duyuncaya kadar devam et bakalım ne kadar az duyuyor.
temel eve girince ilk adımda fadimeyi mutfakta görmüş ve başlamış salondan:
-fadime kariciğum baa ne pişiriysun?
yanıt yok! üç adım atar..
yanıt yok! tekrar üç adım atar..
en sonunda yanına kadar gelir halen duymaz. bu sefer kulağına seslenir:
-fadime kariciğum baa ne pişiriysun?
fadime kızgın bağırarak:
-kapıyı açtığından beridir hamsili pilav diyrum saa! saa ne oliy. sağirmisun?

Seager
07-16-2007, 07:15 PM
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında,
- "Şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi." demişler...
Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve,
- "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler...
Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, ötekisi araya girmiş,
- "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!

Seager
07-16-2007, 07:15 PM
bu da benden ama benim ki gerçekPolislerden Yol Durumu

Aksam gazetesi 21 Subat 2003-
Polis frekansini dinleyen bir hanim okuyucu tarafindan iletilmistir::!!!

ZEMIN KURU....!!!
Olay polis merkezi gezici ekiplerinden mevki ve yol durumu hakkinda
bilgi almaktadir:
- 5945 merkez: hava yagisli, zemin kuru, yolda kalan arac yok.
- Merkez 5945: hava yagisli ise zemin nasil kuru oluyor?
- 5945 merkez: anaonsu yaparken tunelden geciyorduk da...

Seager
07-16-2007, 07:15 PM
18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler. Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir.

Anne çıldırmıştır,bağırır çağırır ve "bunu yapan hangi domuz,bilmek istiyorum" der. Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir Ferrari evin önünde durur, içinden hafif kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı biri iner ve kapıdan içeri girer. Anne baba ve kızla beraber otururlar. Herif, "kızınız durumu anlattı" der "kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem" der, "ancak tüm sorumluluğu alıyorum" der.

Eğer bir kız çocuğu doğarsa; Annesine bir ev,bir yazlık villa ve 1milyon dolarlık bir banka hesabı, Eğer bir erkek çocuk olursa; Birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap,Eğer ikiz doğarsa; Her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve birer fabrika vereceğim, der.Ancak düşük olursa....

O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve " o zaman tekrar denersiniz evladım" der.

Seager
07-16-2007, 07:16 PM
Delikanli sevgilisini aksam eve birakir.Evin önünde masum bir
> >fisiltidan sonra ateslenir.Bir elini duvara dayiyarak "Beni bir
> >öpermisin".. Kiz:"********* evin önünde annemler görür" der..
> >Erkek:"Ne olacak canim bu saatte kim görecek, ne olur seni cok
> >seviyorum. ..
> >Kiz:"Ben de seni ama olmaz..."
> >Erkek cok atesli tabi devamli israr eder. Bir ara aniden
> >merdivenlerin isigi yanar ve kizin kücük kiz kardesi belirir.
> >Kücük kiz: "Babam diyor ki öpecekse öpsün, gerekirse ben
> >öpecekmisim, o da olmazsa kendisi gelecekmis ama o hayvan oglu
> >hayvana söyle elini diyafon dügmesinden ceksin dedi"

Seager
07-16-2007, 07:16 PM
5 DOLAR

New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen şey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...

Seager
07-16-2007, 07:16 PM
10..9..8..7..

Adamın biri doktora gitmiş.Doktor muayene etmiş ve bizimki sormuş:
-"Ne oldu doktor bey? Ne kadar ömrüm kaldı?" Doktor cevaplamış:
-"10" Bizimki de
-"Ne 10'u doktor bey, gün mü, ay mı sene mi?" Doktor:
-"9, 8, 7, 6...."

Seager
07-16-2007, 07:16 PM
25 SENT (Temel fıkraları)

Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı..Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.."Bizim oradaki hemşerilerle konuştum... Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar..."Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi.. Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza.." derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.."Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı... Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi.Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı.
Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı..Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü..Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı..
"Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."
25 SENT (Temel fıkraları)

Seager
07-16-2007, 07:17 PM
30 YIL (Genel fıkraları)

40 yaşlarındaki kadın kalp krizi nedeniyle hastaneye yatırılmıştı.Kendinden geçmis durumdaydı. Doktorlar kurtarmak için çilgınlar gibi uğraşıyordu..Tam bu sırada Tanrı kadına göründü.
-"Yanına geliyorum Tanrım," diye inledi kadın.
-"Hayır," diye cevap geldi yücelerden,"daha önünde 35 yıl, 2 ay, 8 gün var..."
Kadın nihayet kendine gelmişti. Doktorlar mutluydu. Kadın daha da mutluydu.
Biraz iyileşince kesenin ağzını açtı.
Yüzünü gerdirdi.Liposuction yaptırdı.Göğüserini silikonla dikleşirildi.Kadının ısrarlarına dayanamayan hastane yönetimi bir kuaförün gelip saçlarını platine boyamasına izin vermişti.Artık bomba gibiydi kadın. Kendini çok iyi hissediyordu.
Hayatının kalan bölümünü mutlu bir biçimde geçirmeye hazırdı.Nihayet taburcu oldu.
Dışarıya çıkıp temiz havayı içine çekti.
Taksiye binmek üzere caddenin karşısına geçerken bir ambulans çarptı kadına.
Vahimdi durumu. Derin karanlığa doğru kayarken sordu:
-"Ulu Tanrım, sen her şeyi daha iyi bilirsin, ama hani önümde daha 35 yıl vardı?"
Tanrı'nin cevabı şöyle oldu:
-"Tanıyamadım..."

Seager
07-16-2007, 07:17 PM
99 ASLAN (Av/Spor fıkraları)

Avcının biri palavra sıkıyormuş..
-"Geçen yaz Afrika'da 99 aslan vurdum.." Arkadaşı dayanamamış,
-"100 de şuna bari" demiş. Avcı da

-"Bir aslan için yalan mı söyliycem sana" demiş.

Seager
07-16-2007, 07:18 PM
ACEMİ (Av/Spor fıkraları)

Avcılar aralarına yeni katılan acemi avcıyı sınamak isterler ve ellerinde bulunan; av kuşları ile ilgili kitabı çıkartıp bir sayfa açarlar.Bu sayfada bulunan kuşun gövdesini kapatıp bacaklarını acemi avcıya gösterirler, cevap alamayınca diğer resme geçerler...Ondan da cevap alamazlar ve birkaç resimden sonra alaylı biçimde
-"Senin iyi bir avcı olman için daha çok çalışman lazım" deyince,acemi olan avcı mahçup ve üzgün olarak aralarından ayrılırken, diğer arkadaşlardan biri

-"Arkadaşım senin adın neydi?" deyince acemi avcı paçalarını sıvayıp bacaklarını gösterir..

Seager
07-16-2007, 07:18 PM
AH OĞLUM (Okul fıkraları)

Kimya dersinde öğretmen, elindeki metal parayı gösterdi:
-Şimdi bu beşyüzlüğü asite batırıyorum. Ne dersiniz eriyecek mi?
Nuri parmak kaldırıp cevapladı:
-Erimez, öğretmenim:
-Evet erimez, neden erimez?
-Eriyecek olsa asite atmazdınız da ondan...

Seager
07-16-2007, 07:18 PM
AKILA BAK (Deli fıkraları)

Adamın biri otomobiliyle tam tımarhanenin önünden geçerken birden lastiklerden biri fırlamış..Adamcağız arabayı zor zar durdurmuş,gidip lastiği getirmiş ama bijonları bulamamış..Ne yapacağını kara kara düşünürken pencerede onu seyretmekte olan bir deli akıl vermiş;
"-Her lastikten bir bijon sök te öyle tak..Seni tamirciye kadar idare eder"..
Adam şaşkın;
"-Arkadaş bu zekayla senin orada ne işin var"? Deli;
"-Ben deliyim ahbap,aptal değil"..

Seager
07-16-2007, 07:18 PM
AKILLANDIM (Evlilik/Flört fıkraları)

Düğünden sonra kayınpederi Temel'e:
-Biliyorum şimdiye kadar bir sürü aptallıklar yaptın, umarım artık akıllanmışsındır.
-Söz veriyorum babacığım, bu son aptallığımdır.

Seager
07-16-2007, 07:19 PM
AKILLI (Deli fıkraları)

Bir gün deli hastahanesinin doktoru hastalarına
"burnun nerede,gözün nerede"diye sorular soruyormuş.
Hepsi de yanlış cevap veriyormuş.
Ama bir hasta hepsini bilmiş.
Doktor da "sen çok akıllısın artık burada durmana gerek kalmadı demiş.
Hasta da sevinçle dizini göstererek
"buna kafa derler kafa"

Seager
07-16-2007, 07:19 PM
ALIK TUTUYORUM (Deli fıkraları)

Deli duvara oturmuş.Elindeki oltanın ucu sokağa sarkmış....
Yoldan geçen soruyor;
- Orada balık mı tutuyorsun sen?
- Hayır alık tutuyorum.
- Tutabildin mi bari ?
- çook ... Seninle 23 oldu !

Seager
07-16-2007, 07:19 PM
ALIŞKANLIK (Doktor fıkraları)

Doktor, hastasını uyarmış :
-Bakın, sonra söylemediydi demeyin, bu uyku haplarına devam edecek olursanız, sizde alışkanlık yaratır.
Hasta bilgiç bilgiç gülümsemiş :
-Sen ne diyorsun Doktor Bey! Ben bu hapları evelallah yirmi yıldır alırım, henüz alışkanlık yaptığını görmedim daha!

Seager
07-16-2007, 07:19 PM
AMİN (Genel fıkraları)

Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler.
İçeride sesler yukselmiştir.
Adam : - 1 milyar dolar.
Papa : - Olmaz
- 2 milyar dolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?

Seager
07-16-2007, 07:19 PM
ANAM BABAM (Asker fıkraları)

Yüzbaşının çok sevdiği ve güvendiği Onbaşı Mehmet`in cezalandırdığı er, yüzbaşının karşısında :
-Komutanım benim bir şikayatim var.
-Söyle.
-Mehmet onbaşı beni döğdi.
-Git, ben onun cezasını veririm.
-Ama yüzbaşım; hem döğdi , hem söğdi.
-Anladım, git cezasını veririm.
-Anama babama laf etti.
-Git cezasını veririz dedik ya.
-Benim anam da yohtur, babam da yohtur.
-Allah rahmet eylesin.Benim de öyle.Sen git anladım.
-Ama yüzbaşım, Mehmet onbaşı benim anama da laf etti , babama da laf etti.Anam da yohtur, babam da yohtur.Anam da sensin, babam da sensin.
Yüzbaşı :
-Derhal koş; çağır Mehmet Onbaşı`yı buraya! dedi.

Seager
07-16-2007, 07:20 PM
ANCAK BULMUŞ (Doktor fıkraları)

Doktor telefonda yakaladigi hastasına:
- Tahliller belli oldu, demiş, sana bir kötü, bir daha kötü haberim var.
- Nedir kötü haber?
- Maalesef 1 günlük ömrünüz kaldı.
- Peki daha kötü haber nedir?
- Size 24 saattir ulaşmaya çalışıyorum, ancak buldum...

Seager
07-16-2007, 07:20 PM
ANDREA DORİA (Asker fıkraları)

Osmanlı donanmasıyla Venedik donanması arasında savaş çıkmış. Venedik donanmasının komutanı Andrea Doria imiş. Gözcü Osmanlı donanmasının yaklaştığını fark edince hemen Andrea
Doria'ya haber vermiş:

-Osmanlı yaklaşıyoor.

Andrea Doria sormuş:
-Kaç gemi var?

Gözcü:
-10-20 kadar.

Komutan hemen emir erini çağırmış:
Oğlum bana hemen kırmızı gömleğimi getir.

Emir eri şaşırmış:
- Niçin komutanım?

Andrea Doria:
- Savaşırken yaralanacağız. Kan izi belli olmasın ve de askerlerin cesareti kırılmasın diye... Bu arada gözcüden yine ses gelmiş:
-Efendim 50 kadar oldular.

Andrea Doria heyecanlanmış ve emir erine tekrar seslenmiş:
-Gömleği boş ver. Sen bana kahverengi pantolonumu getir..

Seager
07-16-2007, 07:20 PM
ANNENİZ NE DİYOR ? (Asker fıkraları)

Çok genç bir İngiliz subayı, general olan babasının yanında yaverdi, yaşlı bir albaya emri iletmekle görevlendirildi
-Babam birliğinizi şu karşıki tepenin yamaçlarına çekmenizi söylüyor, efendim, dedi.
Yüzü moraran albay da şöyle dedi :
-Demek öyle söylüyor!Peki anneniz ne diyor?!...

Seager
07-16-2007, 07:23 PM
ECZACI BABA
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"

Seager
07-16-2007, 07:23 PM
Bir İngiliz doktor diyor ki : Tıp bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamın beynini alırız ve başkasına koyarız ve onu altı haftada iş arayacak hale getiririz.

Alman doktor diyor ki : Bu hiç birşey değil; biz bir adamın beynini çıkarırız ve başkasına koyarız ve onu dört haftada şavaşa hazır hale getiririz.

Amerikalı doktor da diyor ki ; Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldık ve beyazsaraya koyduk. Şimdi ülkenin yarısı iş arıyor, yarısı da savaşa hazırlanıyor.

Seager
07-16-2007, 07:23 PM
ZENGİN OLMAK…*



İki fakülte arkadaşı yıllar sonra sokakta karşılaşır, biri diğerini eve yemeğe davet eder..



-Oğlum bu ne ev böyle be, su salonun büyüklüğüne bak! Nereden buldun bu kadar parayı birader? Duvarlarda nadide tablolar..



- Gel göstereyim, gel şu pencerenin önüne.. Şuradaki otoyolu görüyor musun?



- Evet.


- 20 milyon dolar tuttu, 25 milyon dolara fatura ettik, farkı cebe indirdik.



İki yıl sonra iki arkadaş yine karşılaşır...



-Gel bu sefer ben seni davet edeyim, bize gidelim..



- Yuh! Şuraya bak..Vay anam vay! Oğlum sen bizim eve saray diyordun bu ne böyle. Bizimki bunun yanında müştemilat olmaz valla, saray asıl burası.



- Gel nasıl yaptığımı sana göstereyim, geç şu pencerenin önüne, bak şurada otoyolu görüyor musun?



-Hayır!



-İşte böyle!...

Seager
07-16-2007, 07:23 PM
Sarisin bir yildiz adayi, ustu acik kirmizi arabasini
gecenin bir vakti iyice tenhalasmis ve loslasmis
Hollywood Bulvarı 'nda hizla surerken trafik polisi cevirir:
-"Hanimefendi, ehliyetiniz lutfen.."
-"Ehliyet nedir, afedersiniz?."
-"Kredi karti buyuklugunde bir karttir,hanimefendi.Uzerinde resminiz vardir."
Yildiz adayi cuzdanini cikarir, icinden bir yigin kart dokulur. Uzerinde resmi olani bulup, uzatir.
Polis "Tesekkur ederim" der ve "Simdi de ruhsatiniz
lutfen.."
Sarisin mahcup mahcup sorar gene..
"Ruhsat nedir?.."
"O da deyim yerinde ise arabanizin kimlik kartidir.
Genelde torpido gozunde durur" der sabirla polis..
Sarisin torpido gozune uzanip ruhsatini polise uzatir.
Polis ehliyet ve ruhsati inceler. Ikisi de mukemmeldir.
Gorunurde her sey normaldi ama ortada da bir gariplik vardir.
"Bir dakika lutfen" der sarisina ve motosikletinin yanina
gidip, telsizle merkezdeki nobetci arkadasini arar.
Merkezdeki
sorar:
"Kadin sarisin mi?.."
"Evet!.."
"Mavi gozlu mu?.."
"Evet!.."
"Super mini mi giyiyor?.."
"Evet.."
"Gogusleri kazagindan firliyor mu?."
"Evet.."
"O zaman hemen arabanin yanina git ve
fermuarini indir." "Ne cildirdin mi sen?.. Ben bunu nasil yaparim!" der
trafik polisi. "Sen git dedigimi yap!"
Trafik polisi sarisinin yanina gelir,
arkadasinin dedigini
yapar. Sarisin:
-"Neee?" diye bagirir... "Gene mi alkol muayenesi..."

Seager
07-16-2007, 07:24 PM
Huriye, Nuriye ve Düriye 75-80 yaslarinda, çok eski üç arkadastir. Bir gün Huriye Nuriye'ye telefon eder ve Düriye'ye
gitmeye karar verirler ve giderler. Biraz muhabbetten sonra Düriye kahve yapar ve içerler. Biraz sonra Düriye yine :
-"Ay kusura bakmayin unuttum, birer kahve yapayim da içelim" der. Huriye ve Nuriye birsey demezler ve içerler.
Aradan biraz zaman geçer.Düriye yine : ''Size bir kahve bile yapmadim hemen yapayimda içelim" der ve yapar getirir. Bizimkilerde yine itiraz yok. Aksama dogru Huriye ve Nuriye kalkarlar, yola düserler. Yolda bastonlari ile yavas yavas yürürken aralarinda su konusma geçer;
Huriye :-"Kiz Nuriye, gördün mü Düriye'yi..!!! Ne kadar pinti olmus. Bize bir kahve bile ikram etmedi"
Nuriye :-"Kiizzz Düriye'yi ne zaman gördün??"

Seager
07-16-2007, 07:24 PM
ATEIST bir adam bir gün ormanda geziyor ve etrafindaki güzelliklere bakiyormus. "Evrim ne güzellikler yaratiyor!" diye düsünüp mest oluyormus. Birden arkasinda kocaman bir ayi belirmis ve onu kovalamaya baslamis. Adam bütün gücüyle kaciyormus ama her arkasina bakista ayinin daha yaklasmis oldugunu farkediyormus. Dakikalarca süren bir kacisin sonunda adamin ayagi yerdeki dala takilmis, ayi adamin üzerine atlamis, pencesini kaldirmis. Tam vurmaya hazirlanirken adam; "TANRIM!!!" diye bagirmis. Bir anda zaman durmus, ayi donmus, ormandaki nehir bile akmaz olmus. Bir anda orman kararmis ve gökyüzünden bir isik hüzmesi adamin üzerine parlamis. Cok derinden gelen ilahi bir ses adama: "Yillarca bana inanmadin, yaratilisi kozmik bir kazaya bagladin,sana bu durumda yardim etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir kulummu saymaliyim?"demis. Adam utanc icinde: "Biliyorum bunca yildan sonra dindar biri olmayi istemem haksizlik,ama belki AYIYI dindar yapabilirsiniz." demis. Ses: "Peki." diye karsilik vermis ve isik kaybolmus. Nehir tekrar akmaya baslamis. Hersey eski haline dönmüs.Ayi pencesini indirmis, iki pencesini de göge dogru cevirmis, ve konusmaya baslamis: "Tanrim, senin rizkinla orucumu aciyorum,hamdolsun verdigin nimetlere."

Seager
07-16-2007, 07:24 PM
>Einstein ölünce öteki tarafta sorgu melekleri
>sinavdan geçirip, dünya
>defterini okumuslar. Üstad, insanliga olan
>katkilarindan dolayi cennete
>gitmeye hak kazanmis. Eisnstein'i büyük bir kapidan
>içeri büyük bir
>bahçeye
>getirmisler. Burasi cennetmis. Triplex bir villa
>ve etrafi çiçeklerle
>kapli bir bahçe vermisler.Einstein,sevinçle
>yerlesmis ve yasamaya
>baslamis.Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp
>kitap okurken
>kapisi çalmis. Einstein merakla kapiyi açinca
>karsisinda bir adam görmüs.
>adam: -"Benim IQ'um 180" demis Einstein çok sevinmis
>ve hemen
>adama,-"gel içeri seninle Quantum fizigi,
>izafiye teorisi biraz da
>felsefe
>konusalim" demis. Adami 7 gün 7 gece misafir etmis.
>Bir süresonra
>yine bir aksam kapi çalinmis. Yine bir adam: -
>"Benim IQ'um 90" demis.
>Einstein; -"Gel seninle siyaset ve ekonomi
>konusalim" diye iceri almis
>adami.Adam 7 gün 7 gece kalmis villada. Aradan yine
>vakit geçmis ve
>bir gece vakti kapi çalinmis. Yine bir adam:
>-"Benim IQ'um 15" demis.
>Einstein bakmis bakmis - "Buyur içeri, konugum
>ol"demis. "Seninle
>de Galatasarayı
>konusuruz".

Seager
07-16-2007, 07:25 PM
adamın biri bir kadınla evlenmiş..adam milyarder olmuş...
not:adam evlenmeden önce trilyonermiş...!!!!!

Seager
07-16-2007, 07:25 PM
bence namık kemalin... su 9 karpuz taşıma fıkrası daha komik bi analtımda sizde oğrenmiş olun..

bir gun ingiliz fransız alman birde biizm turkleri temsilen namık kemal bi yarışmaya katılmışlar..
yarışma konusu kim en cok karpuzu düşürmede taşıyabilir...
ingilize sormuşar sen kac tane taşırısın die.. oda ndemiş ben 2 tane tasırım birisini sağ koltuğumun altına diğerimi sol koltuğumun latında...
..
sonra fransıza gelmiş demiş ben 4 tane taşırım 2 si koltuklarımın latına diğe 2sinide omuzalrımın altına die..
3. almana sormuşar sen kaç tane tasırsın die..oda demiş brn 5 tane tasırım nasıl die..sorumşlar

2 si koltuğumda 2 si omuzumda 1 taneyide karpuza bi delik acar seyime tutdururum demiş..herkez hayran kalmış .
en son namık kemal de dmeiş sen kaç tasırsın diince..demiş ben 9 tane tasırım..her kez sasırmıs dabi..sonra anlatmış 2 si koltuğumda 2si omuzumda ..e diğer 5 i?

demiş..almanıda şeyime takarımtoplam 9 olur

Seager
07-16-2007, 07:25 PM
Kadının biri her Perşembe akşamı Briç Kulübü? ne gidermiş ve bayan arkadaşları ile briç oynadıktan sonra eve gelip kocasının akşam yemeğini hazırlarmış.Yine bir Perşembe akşamı,kadın kendini oyuna kaptırmış ve bir bakmış ki saat çok geç olmuş. Apar topar kalkıp kocasının yemeğini hazırlamak için evin yolunu tutmuş. Ama eve geldiğinde yemek hazırlamak için çok az zamanı kaldığını fark etmiş ve bir yaş kedi mamasını açıp üzerine iki yumurta kırmış. Eşi eve gelip? ne yemek var? diye sorduğunda? kıymalı omlet, tatlım? diye cevap vermiş. Kadın kocasının fark edeceğinden endişe ederken adam dönmüş? hayatımda hiç bu kadar güzel bir yemek yememiştim, bana eski günlerimizi hatırlattı? demiş. Yemeğin ardından da aylar sonra olsa da pek keyifli saatler geçirmişler. Kadın o günden sonra briç dönüşlerinde aynı yöntemi izlemiş ve kedi mamasından yaptığı omleti? kıymalı omlet? diye eşine ikram etmiş. Ama adam iki ay sonra aniden ölmüş. Yine bir Perşembe akşamı Briç Kulübü? ndekilerden bir arkadaşı kadına dönüp? sana o kadar kedi maması koyma adamı öldüreceksin dedik ama bizi dinlemedin? diyerek çıkışmış. Kadın ise kağıtlardan gözünü ayırmayıp sakin bir edayla? mamadan değil tüylerini yalamaktan dolayı öldü? demiş.

Seager
07-16-2007, 07:26 PM
Barda uzun süre tek başına içki içen adam bir süre sonra barmene "Biliyor musun, ben sol gözümü ısırabilirim" demiş Doğal olarak barmen buna inanmamış. 1,000,000 Lirasına iddiaya girmişler. Adam, takma olan sol gözünü çıkarmış; ısırmış ve barmenin hayret dolu bakışları arasında parayı cebine atmış. Bir kaç kadeh daha içtikten sonra adam gene barmene dönmüş ve "Biliyor musun" demiş; "ben sağ gözümü de ısırırım!" Adamın tavırlarından kör olmadığını; dolayısıyla öbür gözünün de takma olamayacağını düşünen barmen, parasını kurtarabilmek umuduyla hemen 1,000,000 sına iddiaya girmiş. Adam sakin sakin takma dişlerini çıkarıp sağlam olan sağ gözünü de ısırmış. Aradan bir kaç saat geçince, müşteri barmene "İki milyonunu kurtarmak için sana bir fırsat vermek istiyorum" demiş. "İki milyonuna iddiaya girerim ki bu oturduğum yerden taaa öbür köşeye yerleştireceğin bir bira şişesinin içine, bir damla bile etrafa sıçratmadan işeyebilirim." Barmen uzun uzun bu işin altında nasıl bir üç kağıt olabileceğini düşünmüş; bulamamış ve iddiayı kabul etmiş. Salonun en uzak köşesine bir şişe yerleştirmişler ve adam işemeye başlamış. Değil etrafa bir damla damlatmamak; ortalığı tam anlamıyla berbat etmiş. Barmen paralını kurtarmanın sevinciyle olduğu yerde zıplamaya başlamış. Biraz sakinleşince adama dönüp "Kesinlikle kaybedeceğini bile bile neden böyle bir iddiaya girdin?" diye sormuş. "Kaybettiğimi de nerden çıkardınız?" demiş adam; "Şu karşı masada oturan iki asık suratlı adamı görüyor musunuz? İşte onlarla ""barın orta yerine işerim, barmen de sevinçten zıplar"" diye 5'er milyon lirasına iddiaya girdim".

Seager
07-16-2007, 07:26 PM
İki tavuk markette geziyorlarmış. Yumurta reyonuna geldiklerinde l.tavuk diğerine 40.000 tl değerindeki yumurtaları göstererek "bak bunları ben yaptım"der. Biraz daha ilerler, biraz önceki yumurtalardan daha küçük ve 30.000 tl değerindeki yumurtaları görürler. Bu sefer diğer tavuk "bak bunları da ben yaptım, seninkilerden yapacaktım ama kocam 10.000 tl için kıçını yırtmaya değmez dedi" der.

Seager
07-16-2007, 07:26 PM
Karı koca oturmuş televizyon izlerken, erkeğin canı sevişmek ister. Gider mutfaktan bir bardak su ile iki aspirin getirir, karısına uzatır: - "Al karıcığım, sana su ve aspirin getirdim!" - "Neden hayatım? Başım ağrımıyor ki?" - "Allaha şükür!"

Seager
07-16-2007, 07:27 PM
Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"

Seager
07-16-2007, 07:27 PM
Akıl hastanesinde koğuşları gezen başhekim, bir delinin oturmuş, birşeyler yazdığını gördü: - "Kolay gelsin ne yazıyorsun?" - "Mektup yazıyorum efendim." - "Yaaa..Kime yazıyorsun?" - "Kendime.." - "Peki ne yazılı mektupta?" - "İlahi doktor bey, deli misiniz siz.. Mektubu daha almadım ki içinde ne yazdığını bileyim?"

Seager
07-16-2007, 07:27 PM
Deliler hastanesinde bir deli arkadaşına peygamber olduğunu söyler, arkadaşı da ona inanmaz. - "Oğlum" der, "kafayı yedik de bu kadar da değil." Daha sonra bir diğer arkadaşının yanına gider ve der ki: - "Hasan peygamber olduğunu iddia ediyor". Bunun üzerine diğer arkadaşı: - "Yalan, çünkü ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum

Seager
07-16-2007, 07:27 PM
Nasreddin Hoca'ya yapılan sataşmalar tükenip bitmez. Akşehirliler bir gün Hoca'ya takılır ve sorarlar: - "Hocam senin evliyalar katında ulu bir kişi olduğun söylenir aslı var mıdır?" Hoca'nın böyle bir iddiası elbette yoktur ama bir kere soruldu ya cevaplar: - "Her halde öyle olmalı." - "Böyle kişiler zaman zaman mucizeler göstererek bu özelliklerini herkese kanıtlar. Hoca madem kabullendin göster bir mucize de görelim!" Hoca: - "Pekala şimdi size bir numara yapalım" der.. Karşısında durmakta olan çınar ağacına; - "Ey ulu çınar çabuk yanıma gel!" der. Tabii ne gelen ağaç var ne giden. Hoca yürümeye başlar ağacın yanına varır. Akşehirliler: - "Ne oldu Hoca ağacı getiremedin, kendin oraya gittin!" diye gülünce Hoca: - "Bizde kibir yoktur, dağ yürümezse abdal yürür", der.

Seager
07-16-2007, 07:27 PM
Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş "aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu". Hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş. Arkadaşı, "ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin?" demiş; hoca yine istifini bozmadan "o zaman sana ne?" demiş.

Seager
07-16-2007, 07:27 PM
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"

Seager
07-16-2007, 07:28 PM
Hastanenin çocuk hastalıkları servisine yeni tayin olan genç hemşireye servis şefi olan doktor sordu: - "Çocuk sever misiniz?" Hemşire yavaş sesle: - "Severim doktor bey. Ama biz yine de önlem alsak daha iyi olur..."

Seager
07-16-2007, 07:28 PM
Yaşlı bilge ile ormana yeni gelen tavşan birlikte ormanda tur atarlar.Tavşan meraklı her gördüğünü sorar.biraz sonra önlerine bir katır çıkar.Tavşan -Bilge bu nedir ne ilginç hayvan.diye sorar. -O Katır dır.Eşşek ile Atın karışımıdır evladım der yaşlı bilge. Belirli bir süre sonra bu sefer karşılarına Kurtköpeği çıkar.Tavşan tekrar sorar.-Peki ya bu nedir?? yaşlı bilge cevap verir.-O Kurtköpeği.Kurtla köpeğin birleşimidir evladım.Tavşanın aklında yavaş yavaş birşeyler belirir..Kısa süre sonra karşılarına bir Devekuşu çıkar.Tavşan tekrar sorar.Yaşlı bilge onun adının Devkuşu olduğunu söyler .Tavşan uzun zuzun bakar ve ohaa der.

Seager
07-16-2007, 07:28 PM
Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."

Seager
07-16-2007, 07:28 PM
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa'nin resmi önünde dua ediyor. - "Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..." Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada: - "Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba..." Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada: - "Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba..." Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. - "Ne oldu hanım?" - "Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!"

Seager
07-16-2007, 07:28 PM
Akıl hastanesinden iki deliyi salıvereceklermiş. Doktorlar kendi aralarında "şunlara son bir test yapalım da görelim akılları başlarına gelmiş mi?" demişler. Bunun üzerine iki deliyi bir masa başına çağırmışlar. Masanın üzerine bir kavanoz dolusu siyah zeytin, bir kavanoz dolusu da canlı hamamböceği dökmüşler ve: - "Buyrun beyler, yiyiniz." demişler. Delilerden bir tanesi hemen zeytinlere saldırmış, öteki araya girmiş: - "Önce kaçanları yiyelim, öbürleri nasıl olsa duruyor!"

Seager
07-16-2007, 07:29 PM
İki deli bir gün deliler hastanesinden kaçmışlar. Kimse bu delileri bulamamış. Doktorlar ümitlerini kestikleri an deliler çika gelmiş. Doktorlar hayretle "niye geldiniz?" demişler.. Deliler: - "Yarın kaçacağız da, onun provasını yaptık."

Seager
07-16-2007, 07:29 PM
Nasreddin Hoca'ya dert yanıyorlar: - "Yahu Hoca senin karın çok geziyor." Hoca: - "Olur mu canım? O kadar gezse arada bir bizim eve de uğrardı."

Seager
07-16-2007, 07:29 PM
Hocanın bir gün subaşıya işi düşmüş. Adam haraç ve rüşvet yiyen biriymiş. Hoca fakir, ne yapsın. Bir çömleğe toprak doldurmuş ve üstüne bal sıvamış. Gitmiş işini görmüş, ilamını almış, memnun. Ertesi gün kapısında bir adam bitmiş: - "Hoca demiş, subaşı ilamda bir kusur etmiş. Geri istiyor..." Hoca yutar mı: - "Kusura bakmasın evlat", demiş. "Kusur ilamda değil çömlekteydi."

Seager
07-16-2007, 07:29 PM
Doktorun telefonu geceyarısı deli gibi çalıyor. Doktor gidip açıyor, karşısında telaş içinde bir adam: - "DOKTOR! Hemen gelmelisiniz! Eşim duştan çıktı, havlusunu yere düşürünce almak için eğildi, tam o anda poposundan içeri bir fare girdi!" Doktor: - "Tamam sakin olun. Poposuna doğru bir parça peynir tutun bekleyin, ben geliyorum", der ve arabasına atladığı gibi adamın evine gider. İçeri girince ne görsün, adam kadının arkasına eğilmiş, elinde peynir yerine bir balık! - "Ben size ne dedim?" demiş. "Peynir dedim ama bu balık da nerden çıkıyor?" Adam kan ter içinde: - "Dediğinizi yaptım doktor" demiş. - "Ama fare tam kafasını uzatmıştı ki kedi onu avlamak için atıldı..."

Seager
07-16-2007, 07:30 PM
Temel ve Maymun



Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş. Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş. Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temel'in ilk işi; kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri: "Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken; okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış : "Maymunu iyi besle!"

Seager
07-16-2007, 07:30 PM
Tıp Fakültesi birinci sınıfta, profesör öğrencileri kadavranın başında toplamış ve "arkadaşlar" demiş "birinci kural; kadavradan iğrenmeyeceksiniz, mideniz bulanmayacak" der ve hemen kadavranın arkasını çevirir, parmağını kadavranın kıçına sokar ve sonra da ağzına götürüp yalar, tüm öğrenciler de iğrenerek bakarlar ama çare yoktur; hepsi de aynı hareketi tekrarlar. Bütün sınıf aynı işlemi yaptıktan sonra profesör yeniden kadavranın başına geçer ve "arkadaşlar" der; "ikinci ve en önemli kural, kesinlikle çok dikkatli olacaksınız, asla en küçük bir ayrıntıyı bile atlamayacaksınız... Mesela az önce ben işaret parmağımı kadavranın kıçına sokup, orta parmağımı ağzıma götürdüm ama hepiniz bunu atladınız..."

Seager
07-16-2007, 07:30 PM
Adam kitabevinden içeri girdi, tezgahta duran gence sordu:
- Sizde "Kadınlara Karşı Zafer Kazanan Erkek" romanı var mı?
Tezgahtar eliyle az ötesini işaret etti:
- Var efendim, orada masal kitapları bölümünde bulabilirsiniz.

Seager
07-16-2007, 07:30 PM
Okyanusta büyük bir gemi hızla ilerliyorken, bir an gemi kaptanı herkesi güverteye çağırmış. Herkes güverteye toplanınca:
- "Size bir kötü bir de iyi haberim var" demiş. "Hangisi ile başlayayım?"
- "İyi olanla" demiş yolcular...
- "11 dalda oscar kazanacağız..."

Seager
07-16-2007, 07:31 PM
Adamın biri kazada kulaklarını kaybetmiş. Araştırmaları sonucu iyi bir plastik cerrah bulmuş, ve girmiş ameliyata.
Ameliyat sonrası bandajlar açıldıktan bir süre sonra: - "Aman Allahım Doktor! Bana kadın kulakları takmışsınız!" diye bağırmaya başlamış.
- "Kulak kulaktır!" demiş Doktor... "Kadını erkeği olmaz!"
- "Yanılıyorsunuz!" demiş hasta... "Herşeyi duyuyorum ama hiçbir sey anlamıyorum!"

Seager
07-16-2007, 07:31 PM
Anne kız konuşurlar. Küçük kız annesine sorar:
- Anne melekler uçar mi?
- Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar:
- Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.

Seager
07-16-2007, 07:31 PM
Adamın biri birgün felç olan bir arkadaşını ziyaret etmiş. Sohbet sırasında felçli arkadaşı adama:
- "Terliklerim yukarıda kalmış onları bana getirir misin lütfen" diye rica etmiş...
Adam yukarı çıkmış, bir de ne görsün; felçli arkadaşının afet gibi dipdiri iki kızı var! Hemen pratik zekasını çalıştırarak:
- "Babanız beni sizinle yatmam için gönderdi" demiş... Kızlar:
- "Nasıl olur!! İmkansız!" demişler... Adam:
- "İnanmıyorsanız soralım" demiş ve aşağıya seslenmiş:
- "İKİSİNİ DE Mİİİİİİ!"... Felçli adam bağırmış:
- "İKİSİNİ DE! İKİSİNİ DEEEE!!"

Seager
07-16-2007, 07:32 PM
Sobadaki hikmet



Fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. Birden yağmur bastırır. Hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. Ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. Hepsinin dikkati soba üzerinde toplanır. Soba yerden 1 m. kadar yukarda, altındaki dizili taşların üzerindedir. Sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar. Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış"; fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş"; jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangin olasılığını azaltmayı amaçlamış"; matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış"; antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş". Bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar., Adam cevap verir: - "Boru yetmedi."

Seager
07-16-2007, 07:32 PM
Kadın, gece yarısı yanından kaybolan kocasını bulmak için kalkar. Evde yalnızlık içinde, aşağıdan bir ses duyar. Aşağı iner ve tekrar dinlemeye başlar, ama kocasını bulamaz.
Biraz daha aramak için aşağı depo'ya iner, orda kocasını dizleri üstüne çökmüş, duvara dönmüş ağladığını görür... Ve merakla sorar:
- "Kocacığım, neyin var, ne oldu ?" Kocası:
- "Hatırlıyor musun, Baban bizi beraber yakaladığında bir soru sormuştu, ya evlenirsin yada 20 yıl hapis çekersin."... Kadın şaşırarak:
- "Eeee ne oldu?" Adam:
- "Bugün, hapisten çıkmış olacaktımm"

Seager
07-16-2007, 07:32 PM
Temel'le Fadime ormanda gezerlerken birkaç adam bunlara saldırır. Temel'i ağaca bağlayıp Fadime'yi başlarlar soymaya...
Fadime bağırır:
- "Temeeel bunlar galiba, gali-ba beni ...." Temel:
- "Başım ağrıyo de, başım ağrıyo dee!!!"

Seager
07-16-2007, 07:32 PM
Adam barda gördüğü güzel bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve,
- "Biraz konuşabilir miyiz, acaba?" dedi. Kız birden haykırdı:
- "Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!"
Adam utancından yerin dibine girmişti. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona yaklaştı. Gülümseyerek,
- "Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandiklarını inceliyordum..." dedi...
Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi:
- "Nee? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?"

Seager
07-16-2007, 07:32 PM
Karadenizliler ile Ruslar cephede uzunca bir müddet savaşmışlar. Günlerce siperin arkasından ateş edip durmuşlar, ama hiç ölen olmamış. Sonunda Rusların aklına bir kurnazlık gelmiş:
- "Ünlü bir laz ismi bulalım hep birlikte bağıralım, onlar ayağa kalkar seslenirler, biz de öldürürüz." Olur mu Olur... Ne diyelim, ne diyelim derken TEMEL akıllarına gelmiş:
- "Tamam Temel diyeceğiz... Bir, iki, üc: Temeeeeel!"
Karadeniz cephesinde Temeller ayağa kalkmış:
- "Ne vaaaaar!" Ruslar ayağa kalkan Temelleri öldürmüş. Ruslar:
- "Güzel oldu, bu sefer DURSUN diyelim," demişler... "Bir, iki, üc: Dursuuuuun?" Dursunlar ayakta...
- "Ne vaaaar?" Ruslar, ayağa kalkan Dursunları da öldürmüşler.
- "Güzel bu sefer İDRİS diyelim," demişler... Bir, iki, üç:
- "İdriiiiis!" İdrisler ayakta...
- "Ne vaaaaar?" Ayağa kalkan İdrisleri de öldürmüşler... Karadenizliler cephesinde:
- "Bu böyle olmaz hep azalıyoruz. Aynı oyunu biz de onlara oynayalım."
- "Tamam oynayalım. Ne diyelim?"
- "VLADEMIR diyelim."
- "Tamam. Bir, iki, üç:
- "Vlademiiiir!" çıt yok...
- "Vlademiiiir!" çıt yok...
Birazdan karşı cepheden:
- "Kim seslendiiii?" Karadenizliler hep birlikte ayakta:
- "Biiiz..."

Seager
07-16-2007, 07:33 PM
Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey'ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey'e dönerek:
- "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?"
Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş:
- "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"

Seager
07-16-2007, 07:33 PM
Başçavuş Albayı tutuklayacakmış



Albay, binbaşıya: -Yarın güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir şey değildir. Erleri talim elbiseleri ile talim meydanına getirin de olayı görsünler. Ben de orada bulunup kendilerine gerekli bilgiyi vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı talimgaha götürürsün. Binbaşı, yüzbaşıya: -Albayın emri ile yarın sabah saat dokuzda güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey görülemeyecektir. Bu durumda tutulma, kapalı talimgahta gerekli talim elbisesiyle yapılacaktır. Yüzbaşı, teğmene: -Albayın emri ile yarın sabah dokuzda talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa ki bu durum pek görülen bir olay değildir, Albay kapalı talimgahta gerekli bilgiyi verecektir. Teğmen, başçavuşa: -Yarın sabah dokuzda hava güzel olursa, talim kıyafeti ile albay tutulacak. Kapalı talimgahta yağmur yağarsa, alayın meydanında manevra yapılacak. Çünkü bu her zaman görülen bir olay değildir. Basçavuş, askere: -Yarın sabah saat dokuzda kapalı talimgahta Albayı tutacağız. Sabah hepiniz talim teçhizat ile hazır olun. Askerler kendi aralarında: -Yarın sabah bizim başçavus Albayı tutuklayacakmış.

Seager
07-16-2007, 07:33 PM
Bir suçlu yurt çapında aranıyormuş. Bütün emniyet müdürlüklerine suçlunun bir adet cepheden ve iki adet profilden resmi dağıtılmış. İki gün sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden bir fax gelmiş:
- Suçlulardan ikisini yakaladık. Üçüncüsünün yakalanması an meselesi

Seager
07-16-2007, 07:33 PM
Temel ilk kez baleye gitmiş. Parmaklarının uçlarında dans eden kızlara bakmış, bakmış VE:
- "Taha uzun poylu kizlaru seçselerdu ya!" demiş...

Seager
07-16-2007, 07:34 PM
Yaşlı bir amca parkta bir banka çökmüş etrafı seyrediyormuş... derken yanına bir delikanli gelmiş ki saçları kırmızı, turuncu, mavi, sarı renk boyalı... Adam çocuğa bakakalmış... Çocuk da küstah bir sesle:
- "Ne var moruk, sen hayatında hiç çılgınca bişey yapmadın mı!" demiş... Adam gülümsemiş:
- "Yaptım.. bir seferinde çok sarhoştum ve bir papağanı becermiştim.. Şimdi de acaba sen benim oğlum musun diye merak ediyorum..."

Seager
07-16-2007, 07:34 PM
Müller akşama doğru Hamburg’da bir otele yerleştikten sonra, sokağa çıktı. Geceyi eğlenerek geçirmek istiyordu. Bir taksiye bindi, şofor sarışın ve güzel bir kızdı. Ona: - "Beni bu gece en ucuz ve en tatlı eğleneceğim bir yere götürün," dedi. Şoför kız: - "En ucuz ve en tatlı…", dedi ve hareket etti.

Seager
07-16-2007, 07:34 PM
Temel birgün keçinin boynuna tasma takmış gezdiriyormuş. Arkadaşı Dursun yolda onu görüp:
- Ula Temel Napiysin ?...
- Ula cörmiymisin Çöpeğimi cezdurayrum Dursun kardeşim...
- Ula Temel bunun boynuzlari var....
- Valla ben onin özel hayatina karişmayrum

Seager
07-16-2007, 07:34 PM
Lazın oğlu yüzünde üzgün bir ifade ile okuldan gelmiş. Babası durumu görünce sormuş:
- Ne oldu ?
- Matematik dersinden zayıf aldım.
- Niye ?
- Öğretmen 2 kere 2 kaç eder dedi, bende 6 dedim.
- E oğlum, 2 kere 2 dört eder, hadi bilemedin beş eder. 6 nerden çıktı?

Seager
07-16-2007, 07:35 PM
Teyzesiyim



Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..."

Seager
07-16-2007, 07:35 PM
Temel dünya turuna çıkar ve yolu Canada'ya da düşer. Kırk yılda bir Karadeniz'de hamsi avlamaktan daha değişik bir fırsat çıktığını düşünerek buz tutmuş bir gölde, buzu kırıp balık tutmaya özenir ve işe koyulur. Tam buzu kıracakken, insanın içini titreten bir ses duyulur:
- Oğlum burada balık yok!
Temel az öteye gidip tekrar buzu kıracakken ses yine gürler,
- Burada balık yok dedim sana...
Temel'in eli ayağı titreyerek seslenir:
- Tanrım, sen misun yoksa?
Ses yeniden duyulur,
- Hayır oğlum, ben buz hokeyi stadının spikeriyim.

Seager
07-16-2007, 07:35 PM
Bir gün 75 yaşında bir ihtiyar sperm testi yaptırmak için doktora gider. Doktor adama bir kavanoz verir ve:
- "Bunu doldurup yarın bana getirin" der...
Ertesi gün ihtiyar kavanozu getirip doktora verir. Doktor kavanoza bakar ve boş olduğunu görür ve sebebini sorar. İhtiyar anlatmaya başlar:
- "Doktor bey, dün gece sağ elimle denedim olmadı, sol elimle denedim gene olmadı. Karımı çağırdım, o da sağ ve sol elleriyle denedi, ağzıyla denedi önce dişini çıkararak sonra dişini takarak denedi gene olmadı. Baktık olacak gibi değil komşunun karısını çağırdık o da iki elini ve ağzını denedi gene olmadı, deyince doktor kendini tutamamış:
- "Naaptınız, komşunun karısını da mı çağırdınız" diye sormuş.
İhtiyar yanıtlamış:
- "Napalım, açamadık şu lanet kavanozu bir türlü."

Seager
07-16-2007, 07:35 PM
Temel bir gün kahvede otururken arkadaşlarından biri ona:
- "Ula temel senin hanım seni aldatıyo" demiş.
Bunu duyan temel hemen eve koşmuş, evi aramış taramış fakat kimseyi bulamayınca sevincinden oracıkta ölmüş. Öbür alemde dolaşırken bir anda arkadaşı Dursun'u karşısında görmüş ve şaşkınlıkla:
- Ula dursun ben seni daha dün gördüydüm nasıl olduda ölüp buraya geldin.
- Valla temel hiç sorma donarak öldüm, peki sen nası öldünde buraya geldin.
- Dün kahvedeydim biri geldi bana senin hanım seni aldatıyo dedi bende hemen eve gittim aradım taradım ama kimseyi bulamayınca orada yığıldım kaldım.
- Ula buzdolabına baksaydın ikimizde şimdi sağ olacaktık.

Seager
07-16-2007, 07:35 PM
Kurusun



Bir gün doktorlar, tımarhanede yaptıkları araştırmada en akıllı deliyi seçeceklermiş. Bir gün delilerden biri bahçede bulunan havuza düşmüş ve boğulmak üzereymiş. Delilerden biri havuza düşen arkadaşını kurtarmaya çalışmış. Bunu gören doktorlar arkadaşını kurtaran deliyi yanlarına çağırmışlar ve "seni en akıllı seçiyoruz" demişler. Doktorlardan biri: "Peki kurtardığın arkadaşını çağır da sana teşekkür etsin" demiş. Deli: "Gelemez ki!" Doktor: "Neden gelemezmiş?" Deli: "Çünkü kuruması için onu astım!"

Seager
07-16-2007, 07:36 PM
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin:
- Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?

Seager
07-16-2007, 07:36 PM
Temel ile Dursun Sultanahmette gezinirken bir turist gelip kendilerine bir adres sorar. Turist ingilizce, almanca ve fransızca sorar fakat bizim lazlar anlamaz...
- Ula dursun bir yabancı dil öğrenemedik gitti
- Ula neye yarayacakki bak adam üç dil biliyor yine derdini anlatamıyo...

Seager
07-16-2007, 07:36 PM
Allah şimdi ne yapıyor?



Bir gün yolda yaya giden bir bektaşinin önüne bir atlı çıktı: - "Baba" dedi, "bir müşkülüm var. Beni aydınlatır mısın?" Bektaşi yanıt verdi: - Elimden gelen bir şeyse, hay hay oğlum. - Şunu öğrenmek istiyorum: Şu anda Allah ne yapıyor? Sualin münasebetsizliğine içerleyen derviş, hiç belli etmemiş: - Yanıt veririm ama bir şartla, sen o attan in, ben bineyim. - Neden? - Böyle yüksek bir suale yüksekten yanıt vermek gerekir de ondan! Adam attan inmiş, Bektaşi binmiş. Adam: - "Hadi" demiş "söyle bakalım. Allah şimdi ne yapiyor?" Bektaşi: - "Ne yapacak" demiş, "atı senin gibi bir budalanın elinden alıp, benim gibi bir akıllıya veriyor". Ve çalakamçı uzaklaşmış.

Seager
07-16-2007, 07:36 PM
Otelci Temel'in kapısını bir gece bir İspanyol asilzedesi çalmış.
- Odanız var mı?
- Kimsunuz?
- Jose de Santana de Monte Cristo de Santa Cruzo.
- Haa, pu katar uşağu alacak yerum yok!

Seager
07-16-2007, 07:37 PM
Avukat hırsızlıkla suçlanan müvekkilini yaratıcı bir savunma ile hapisten kurtarmak istemektedir. Avukat Yargıca hitaben;
- "Müvekkilim, arabanın camından içeri sadece kolunu sokup çantayı almıştır. Müvekkilimin kolu, muvekkilimin bizzat kendisi değildir. Sadece bir kol tarafından işlenen bir suç için niye bütün bir kişiyi cezalandırıyorsunuz." der...
Yargıç , gülümseyerek;
- "Peki o zaman aynı mantıkla gidiyorum ve müvekkilinizin kolunu 1 yıl hapse mahküm ediyorum. Müvekkiliniz isterse ona eşlik edebilir." der...
Müvekkil gülümser. Avukatın yardımıyla müvekkilin takma kolunu çıkartırlar ve dönüp giderler...

Seager
07-16-2007, 07:37 PM
Bir makine mühendisi, bir eLektrik mühendisi ve bir de biLgisayar mühendisi binmisLer bir arabaya gidiyoLar. YoLun yarIsIna geLdikLerinde araba bozuLuyor ve makine mühendisi;
- "ben haLLederim" deyip yatIyor arabanIn aLtIna, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sIkIyo faLan, biniyorLar arabaya, haLa bozuk. Bu sefer eLektrik mühendisi hemen atLIyo,
- "Bana bIrakIn" diye... KabLoLarI kontroL ediyo, eLektrik aksamIna bakIyo, biniyoLar arabaya ama tIk yok gene. Makina ve eLektrik mühendisi biLgisayar mühendisine dönüyorLar. sIranIn kendisine geLdigini anLayan biLgisayar mühendisi:
- "eee.. şey... arabadan çIkIp bi daha girsek?"

Seager
07-16-2007, 07:37 PM
Lazlar havuzlardan konuşurlarken bir tanesi:
- Ben geçen gün bir lüks otelin havuzuna gittim ama kovuldum.
- Niye ?
- Çünkü havuza işedim.
- Amaan, herkes işiyor...
- Ama ben tramplenden işedim...

Seager
07-16-2007, 07:37 PM
Adam karısı ile birlikte doktora muayene olmaya gider. Muayene biter ve doktor odasından çıkarak kadının yanına gelir ve Kocanızın ölmemesini istiyorsanız şu kağıda yazdıklarımı uygulayacaksınız der:
1- Sabahları güler yüzle güzel bir kahvaltı hazırlayın ve ise mutlu gitmesini sağlayın
2- Ögleleri eve geldiğinde güler yüzle karşılayın ve güzel bir öğle yemeği ile takdir edildiğini hissettirin, böylece günün geri kalan kısmını da iyi geçirmesine yardım edin.
3- Akşamları eve geldiğinde yemek özellikle güzel olmalı. Eve gelince eline bir kadeh içki verin dinlenmesini sağlayın.
4- Haftada en az üç kere birlikte olun, eğer isterse daha fazla birlikte olun. Ve tamamıyla tatmin olduğundan emin olun.
- "Eger bu dediklerimi harfiyyen uygularsanız kocanızın sağlık yönünden hiçbir problemi olmayacak" der doktor.
Eve geldiklerinde adam karısına sorar,
- "Ne dedi doktor sana?"
- "... ölecekmişsin.."

Seager
07-16-2007, 07:37 PM
Eczacı baba



Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"

Seager
07-16-2007, 07:38 PM
Küçük temel annesine sorar,
- Anne hepimiz laz miyuz?
- Öyle
- Dedem de laz miydu?
- Lazidi.
- Onun babasi?
- Hepisi lazidi.
- Öyle te olsa artik sabah kahvaltilarinda hamsi yemek istemeyrum

Seager
07-16-2007, 07:38 PM
Genç rahibelerden biri koşarak gelir ve başrahibenin önünde diz çökerek;
- "Değerli hemşire, sormayın başıma neler geldi ..."
- "Neler geldi kızım ???"
- "Arka bahçede çiçek topluyordum, nerden geldi bahçivanın oğlu ortaya çıktı ve maalesef bana,,,,,"
- "Tecavüz mü etti?"
- "Evet..."
- "Hımmmm, peki kızım sen şimdi git, mutfaktan bir limon al, kes ve suyunu iç.."
- "Aaa, limon hamileliği önler mi ???"
- "Hamileliği önlemez de, en azından sırıtmanı engeller..."

Seager
07-16-2007, 07:38 PM
Adam melon şapkasının üzerinden kafasının kaşımaya çalışan bir başka adam görmüş ve yanına giderek:
- Afedersiniz, siz Laz mısınız?
- Evet, neden sordun?
- Şapkanızın üzerinden kafanızı kaşımaya çalışıyordunuz da.
- Ne olmuş yani?! Sen kıçın kaşınınca pantalonunu mu çıkarıyorsun?

Seager
07-16-2007, 07:38 PM
Dort kaplumbaga piknige cikmaya karar veriyorlar. Erzaklari hazirlayip yola koyuluyorlar. Bir yil, iki yil, bes, on yil derken 30 yil sonra piknik yerine variyorlar. Hemen erzaklari cikariyorlar, gazozlar, yiyecekler, hersey ortaya cikiyor.
Gazozlar da sise gazoz. Ve acacak YOK! Tek cozum, birinin eve gidip acacagi alip getirmesi. Dogal olarak en genc kaplumbagayi seciyorlar. Genc eleman:
- "Giderim, ama bir sartim var." der ve ekler.
- "Buradaki yiyeceklerin hicbirine ben gelinceye kadar dokunulmayacak." Digerleri de bunu kabul eder. Elemanimiz yola cikar. Aradan bir, iki, on, yirmi yil gecer. Bu arada yasli kaplumbagalardan birisi fenalasir, ölmek uzeredir. Arkadaslari ne yapsa faydasiz. Kaplumbaga'nin son dilegi olup olmadigini sorarlar. O da:
- "Gerci genc kaplumbagaya soz verdik ama, suradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?" der. Digerleri de kiramaz ve:
- "Elbette!" diyerek, sarmalardan birini verirler.
Tam agzina atacagi sirada genc kaplumbaga calilarin arasindan firlar ve:
- "Gitmiyorum iste, gitmiyorum!"

Seager
07-16-2007, 07:39 PM
Temel bi gun kahveye girmis. Ustu basi yirtikmis. N'oldu diye sormuslar.
Temel: "Kaynanami gomduk."
Kahvedekiler: "Iyi de bu halin ne?"
Temel: "Biraz direndi de."

Seager
07-16-2007, 07:39 PM
Mahkemede bir cinayet davasi goruluyordu. Adamin katil oldugu hemen hemen kesindi, bunu goren davali avukatinin aklina bir seytanlik geldi.
"Bayanlar baylar... hepinize bir surprizim var" diyerek saatine bakti...
"Tam bir dakika sonra, muvekkilim tarafindan olduruldugu iddia edilen kisi bu mahkeme salonundan iceri girecek..."
Bunun uzerine hakim, seyirciler, butun kafalar mahkeme salonunun kapisina dondu... 1 dakika gecti... Hicbirsey olmadi... Bunun ardindan avukat:
"Bakin..." dedi.." Ortaya bu iddiayi attim ve hepiniz heyecan icinde kapiya bakip 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gosteriyor ki gercekten ortada bir olu olduguna ve dolayisiyla muvekkilimin katil olduguna sizler tamamiyle inanmis degilsiniz..."
Bu sozun ardindan hakim kararini acikladi ve adami suclu buldu...
Avukat şok içinde:
"Ama nasıl olur? Az onceki gosteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin
kapiya baktigini gordum!"
Hakim:
"Evet dogru... hepimiz baktik" dedi... "Ama muvekkiliniz bakmamisti!"

Seager
07-16-2007, 07:39 PM
Laz kola otomatiğine gitmiş, para atıp düğmeye basmış ve kolasını almış. Bir para daha atmış, yine düğmeye basmış ve yine kolasını almış. Bunun üzerine heyecanla arkadaşlarının yanına gitmiş ve :
- Çabuk bütün bozuk paralarınızı verin, bugün şansım çok iyi!

Seager
07-16-2007, 07:39 PM
Yillarca, iki kahraman heykeli, biri erkek, biri disi, birbirlerine bakar durumda parkta dururlarmis, bir gun bir melek cennetten gelene kadar...
"Sizler iyi ve ornek heykel oldunuz, bu yuzden ben de size ozel bir hediye verecegim. Yarim saat icin sizi canlandiracagim, siz de bu sure icinde ne isterseniz yapabileceksiniz!" demis.
Ve melek ellerini cirpar cirpmaz heykeller canlanmis, birbirlerine biraz utanarak yaklasmislar, ama sonra hizla parktaki caliliklarin arkasina kosmuslar. Kisa bir sure sonra caliliklarin arkasindan kikirdesmeler, kahkahalar duyulmus, calilar sallanmis. Onbes dakika sonra, caliliklardan cikmislar, ikisinin de yuzunde genis bir tebessum varmis.
"Onbes dakikaniz daha var!" demis melek, gozlerini anlamli anlamli kirparak... Disi heykelin yuzundeki tebessum biraz daha yayilmis ve erkek heykele donmus:
"Harika! Ama bu sefer guvercini sen tut, ben siccam kafasina !..."

Seager
07-16-2007, 07:39 PM
Lazların atölyesinde bir iş kazası olmuş ve bir Lazın parmağı kopmuş. Lazlar hemen ilk yardım yaparak kopan parmağı bir buz torbası içinde hastaneye yetiştirmişler. Koşarak cerraha parmağı vermişler. Parmağı alan cerrah :
- Güzel, parmağa birşey olmamış. Hasta nerde?
- Ne hastası? Onu da mı getirmemiz gerekiyordu?

Seager
07-16-2007, 07:39 PM
Koleler ciftlikten kacarken sihirli lamba bulmuslar ve cini lambadan cikarmislar. Cin 10 zenciye sormus: Dileyin benden ne dilerseniz. Birer dilek dileme hakkInIz var.
1. zenci 'beyaz olmak istiyorum' demis, olmus.
10. zenci tebessum etmeye baslamIs.
2. zenci de beyaz olmak istedigini soylemis, olmus.
10. zenci sIrItmaya devam etmi?.
3. zenci de beyaz olmus diledigi dilegiyle...
10. zenci kIkIrdamaya baslamIs.
4. zencinin de istegi aynI... 10. zenci gulmeye devam...
5,6,7,8 derkeeen 9. zenci de beyaz olma yonunde istegini kullanmIs. sIra 10. zenciye gelmis ama adam yerlerde... Gulmekten geberiyor. Cin istegini sormus... Adam nefes almaya fIrsat buldugu bi ara istegini garip bir bogurtu ile belirtmis:
"HEPSİNİ ZENCİ YAP!".

Seager
07-16-2007, 07:40 PM
Bir mahkeme saLonu düsünün... Bir davada tanIkLIk etmesi için kürsüye yasLI bir teyzeyi çagIrIrLar.. KadIn yerine oturur ve davaLInIn avukatI kadIna yakLasIr...
- "Bayan Jones.. Beni tanIyor musunuz?" YasLI teyze cevap verir:
- "Ah evet Bay WiLLiams sizi çocukLugunuzdan beri tanIyorum.. siz taa o zamanLar biLe aiLeniz için tam bir bas beLasIydInIz.. sürekLi yaLan söyLüyorsunuz, karInIzI komsunuzLa aLdatIyorsunuz, en yakInIm dediginiz insanLarIn arkasIndan konusuyorsunuz, 2 doLar fazLa kazanmak için herkesi satarsInIz..."
DavaLInIn avukatI basta oLmak üzere bütün saLon sok oLur.. Adam ne yapacagInI biLemez bir haLde kadIna tekrar sorar:
- "Peki Bayan WiLLiams, ya karşI tarafIn avukatInI tanIyor musunuz?" KadIn yine cevapLar:
- "ELbette tanIyorum.. çocukLugunda ona dadiLik yapmIstIm.. TembeL, ödLek ve aLkoLik adamIn tekidir.. etrafInda bir tek dostu yoktur ve herkes onun haLa *******i aLtIna kaçIrdIgInI söyLüyor.."
Yine herkes sokta.. bütün saLonu bir gürüLtü kapLar.. hakim kürsüye tak tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafIn avukatInI da kürsüye çagIrIr.. Ve ikisine de egiLmeLerini söyLerek kuLakLarIna sunu fIsILdar...
- "Eger bu kadIna beni tanIyIp tanImadIgInI sorarsanIz ikinizi de harcarIm.

Seager
07-16-2007, 07:40 PM
Temel çok para kazanmis. Ailece en lüks lokantaya gitmisler. En pahali sarabi seçip ismarlamis. Garson :
- Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.

Seager
07-16-2007, 07:40 PM
Temel kütüphaneye gider. Shakespeare'nin bir kitabini ödünç almak ister. Memur sorar,
- Hangisini?
Bir süre sessizlikten sonra,
- Vilyum.

Seager
07-16-2007, 07:40 PM
Jack ve arkadasi Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmisler. Bir kaç saat yol aldiktan sonra korkunç bir kar firtinasina yakalanmislar. Yakindaki bir çiftlik evine arabalarini çekmisler ve evin çekici hanimindan geceyi orada geçirmek için izin istemisler.
- "Dul bir kadinim ben" diye açiklamis hanim,
- "Eger evimde kalmaniza izin verirsem komsular dedikodu yaparlar."
- "Endiselenmeyin" demis Jack, "ahirda da rahat edebiliriz."
Bir sene sonra Jack, dulun avukatindan bir mektup almis. Arkadasi Bob'u çagirarak sormus:
- "Bob, su çiftliginde kaldigimiz çekici dul kadini hatirliyor musun?"
- "Evet, hatirliyorum."
- "O gece geç vakit eve gidip, o kadinla yattin mi?"
- "Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptim."
- "Ona kendi adin yerine benimkini verdin mi peki?"
Bob yüzü kizararak cevap verir:
- "Evet, korkarim öyle yaptim."
- "Eh, sana çok tesekkür borçluyum dostum. Kadin ölmüs ve çiftligini de bana birakmis."

Seager
07-16-2007, 07:41 PM
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen.
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayir Fadime'yle penum için.

Seager
07-16-2007, 07:41 PM
Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
"Henuz degil."
"Ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi. Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..."
"Ok."
Bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki soylerler. Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey men. Sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. Size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin."
George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler. Marketlerde kapalidir. Tam eve donmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir gelir.
"Yahu George'cugum. Bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. Ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim."
Birlikte uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. Onlara guvenmeyip te kime guveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah fuzeye binecek olanlar onlardir. George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh
icerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?"
"Evet Bob. Hem de cok."
"Peki. O zaman sakin gaz çıkarayım deme. Ben seni TOKYO'dan ariyorum..."

Seager
07-16-2007, 07:41 PM
İki laz yılan olan Temel'le Idris yolda gidiyorlarmis. Birden Temel Idris'e donup: "Ula Idris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu?" diye sormus. Idris sasirmis "Ula ne oldu gene" demis. Temel de:
"Ula biraz once dilimi isirdim da," demis...

Seager
07-16-2007, 07:41 PM
Minik oglan bahçede oynarken, babasinin arabasiyla sokaktan geçip, ormana dogru gittigini görmüs. Merak bu ya. O da arabayi izleyerek ormana gitmis.
Bir de ne görsün. Babasi ile teyzesi arabanin yaninda durmus öpüsüyorlar. Çocuk bu ya, gördügünden etkilenmis durumda kosarak eve dönmüs, nefes nefese heyecanli bir sekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babami ormanda" derken annesi sözünü kesmis ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinles. Öyle anlat" demis.
Oglan sakinlestikten sonra devam etmis, "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler".
Anne çocuga dönmüs, "Dur bakalim, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamini anlatma, sakla. Aksam yemeginde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanin suratini görmek istiyorum".
Aksam olmus, yemege oturmuslar. Anne çocuga dönmüs; "Bu gün neler yaptigini bize anlatsana" demis.
Oglan baslamis; "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler. Ardindan geçen sene babam seyahatteykenn senin Amcamla yaptigin seyden yaptilar".

Seager
07-16-2007, 07:44 PM
Lazın eczanesine eli silahlı, yüzü kadın çoraplı iki soyguncu girmiş ve ellerindeki silahi Laza doğrultup:
- Çabuk kasadaki herşeyi ver !
- Özür dilerim, reçetesiz hiçbirşey vermiyoruz

Seager
07-16-2007, 07:44 PM
Soguk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir isadami ve sekreteri
arabalarini terketmek zorunda kalirlar ve uzun bir yuruyusten sonra usumus
ve islanmis durumdayken bir kulube bulurlar.
Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir suru battaniye bulunmaktadir.
Geceyi gecirmeye hazirlanirlar ve isadami bir centilmen olarak, yatagi
sekreterine verir,
"Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatagina yatar, adam uyku
tulumunun icine girerek fermuari ceker. Bir sure sonra tam uyumak
uzereyken, sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben cok usuyorum." Adam fermuari acar, uyku tulumundan cikar, bir
battaniye alip kadinin uzerine orter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak
uzereyken yine sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben hala cok usuyorum." Adam yine fermuari indirir, tulumdan
cikar, bir battaniye daha alip kadinin ustune orter, uyku tulumuna girerek
fermuari ceker. Tam uykuya dalacagi sirada yine duyar;
"Ben yine coooook usuyorum". Adam yattigi yerden;
"Bir fikrim var." der,
"Burasi issiz bir yer. Neler oldugunu kimse goremez, istersen evliymisiz
gibi davranabiliriz." Genc kadin kikirdar;
"Tamam, bana gore hava hos." Adam yattigi yerden avazi ciktigi kadar
bagirir;
"OYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANIYEYI KENDIN AL!!!!!"

Seager
07-16-2007, 07:44 PM
Adamın biri yine Karadeniz'i gezerken bakmış bir tepenin üzerinde Lazlar dansediyor ve ara sıra aralarından birini tepeden aşağı atıyorlar. Adam korka korka Lazların yanına yaklaşıp sorar :
- Pardon ama ne yapıyorsunuz ?
- Körmüsün daa, Temel atma töreni yapıyoruz.

Seager
07-16-2007, 07:45 PM
Laz alacaklılardan kaçmak için kapısının üzerine "İstanbul'dayım" yazmış ve her kapı çaldığında tavan arasına kaçıyormuş. Yine kapı çaldıktan sonra bu kez büyük bir gürültü ile kapı kırılmış ve eve giren birkaç kişi lazın eşyalarını dışarı taşımaya başlamışlar. Bu durumu tavan arasından seyreden laz:
- Ulan şimdi İstanbul'da olmasam size gösterirdim

Seager
07-16-2007, 07:45 PM
Piyanist büyük konser için Viyana'dadır. Çok güzel bir konser sonrası soyunma odasına giderken yolda bir adam çiçeklerle yanına gelir ve :
- Bravo hemşerim Karadeniz seninle gurur duyuyor.
Piyanist bunun üzerine çok şaşırır ve sorar :
- Sen nereden bildim benim Karadenizli olduğumu ?
- Valla genelde piyanonun başına oturan piyanist, taburesini piyanoya doğru çeker. Sen piyanoyu kendine doğru çekince anladım.

Seager
07-17-2007, 09:42 PM
Jack ve arkadasi Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmisler. Bir kaç saat yol aldiktan sonra korkunç bir kar firtinasina yakalanmislar. Yakindaki bir çiftlik evine arabalarini çekmisler ve evin çekici hanimindan geceyi orada geçirmek için izin istemisler.
- "Dul bir kadinim ben" diye açiklamis hanim,
- "Eger evimde kalmaniza izin verirsem komsular dedikodu yaparlar."
- "Endiselenmeyin" demis Jack, "ahirda da rahat edebiliriz."
Bir sene sonra Jack, dulun avukatindan bir mektup almis. Arkadasi Bob'u çagirarak sormus:
- "Bob, su çiftliginde kaldigimiz çekici dul kadini hatirliyor musun?"
- "Evet, hatirliyorum."
- "O gece geç vakit eve gidip, o kadinla yattin mi?"
- "Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptim."
- "Ona kendi adin yerine benimkini verdin mi peki?"
Bob yüzü kizararak cevap verir:
- "Evet, korkarim öyle yaptim."
- "Eh, sana çok tesekkür borçluyum dostum. Kadin ölmüs ve çiftligini de bana birakmis."

Seager
07-17-2007, 09:42 PM
Temel Fadime'yle tiyatro gişesine gitmiş:
- Pize içi pilet lütfen.
- Leyla ile Mecnun için mi?
- Hayir Fadime'yle penum için.

Seager
07-17-2007, 09:42 PM
Dallas'daki NASA uzay ussunde, us komutani, George ve Bob adindaki astronotlari yanina cagirip, ertesi gun cikacaklari Mars yolculugu hakkinda son talimatlari verir ve bu zor yolculugun oncesinde uyumak uzere evlerine gitmelerini soyler. Her iki astronot da, talimata uyup evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon gelir. Arayan Bob'dur.
"Alo, George. Ben Bob. Uyudun mu?"
"Henuz degil."
"Ben cok heyecanliyim. Uyku tutmadi. Sana da uyarsa, benimle birlikte icmeye ne dersin? Uzun sure icki icemiyecegiz..."
"Ok."
Bir saat sonra George ve Bob bulusurlar, bir bara girip icki soylerler. Barmen tam ickiyi verirken ikisine de dikkatlice bakar.
"Hey men. Sizi tanidim. Yarin Mars'a gidecek astronotlarsiniz. Size icki verdigim ortaya cikarsa bir daha Dallas'ta ekmek yiyemem ben. Kusura bakmayin."
George ve Bob barmenle tartismalarina ragmen o barda icki icemezler. Baska barlarda sanslarini denerler; ama TV programlarini surekli izleyen barmenler onlari her seferinde tanirlar ve icki vermeyi reddederler. Marketlerde kapalidir. Tam eve donmeye karar verdiklerinde Bob'un aklina bir fikir gelir.
"Yahu George'cugum. Bizim uzay roketine koyduklari yakitin kokusunu hatirliyor musun. Ayni viski gibiydi. Istiyorsan ondan icelim."
Birlikte uzay ussune girerler. Kontrol etmek bahanesiyle yakit tankinin yanina gelirler. Kimse suphelenmez. Onlara guvenmeyip te kime guveneceklerdir ki zaten. Ertesi sabah fuzeye binecek olanlar onlardir. George ve Bob yakit tankindan aldiklari yakittan birer kadeh
icerler; sonra da evlerine giderler. George tam uyumak uzereyken telefon calar. Arayan yine Bob'dur.
"Alo George. Yine ben. Rahatsiz ettim ama kusura bakma. Sana birsey sormak istiyorum. Karnin agriyor mu?"
"Evet Bob. Hem de cok."
"Peki. O zaman sakin gaz çıkarayım deme. Ben seni TOKYO'dan ariyorum..."

Seager
07-17-2007, 09:42 PM
İki laz yılan olan Temel'le Idris yolda gidiyorlarmis. Birden Temel Idris'e donup: "Ula Idris biz zehirli miydik yoksa zehirsiz mu?" diye sormus. Idris sasirmis "Ula ne oldu gene" demis. Temel de:
"Ula biraz once dilimi isirdim da," demis...

Seager
07-17-2007, 09:43 PM
Minik oglan bahçede oynarken, babasinin arabasiyla sokaktan geçip, ormana dogru gittigini görmüs. Merak bu ya. O da arabayi izleyerek ormana gitmis.
Bir de ne görsün. Babasi ile teyzesi arabanin yaninda durmus öpüsüyorlar. Çocuk bu ya, gördügünden etkilenmis durumda kosarak eve dönmüs, nefes nefese heyecanli bir sekilde annesine, "Anne, anne. Biraz önce babami ormanda" derken annesi sözünü kesmis ve "Dur biraz. Nefes al. Sakinles. Öyle anlat" demis.
Oglan sakinlestikten sonra devam etmis, "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler".
Anne çocuga dönmüs, "Dur bakalim, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamini anlatma, sakla. Aksam yemeginde babanla beraberken bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanin suratini görmek istiyorum".
Aksam olmus, yemege oturmuslar. Anne çocuga dönmüs; "Bu gün neler yaptigini bize anlatsana" demis.
Oglan baslamis; "Bahçede oynarken babamin arabasiyla ormana dogru gittigini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babami teyzemle öpüsürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini, teyzemde gömlegini çikardi. Sonra arabanin arka koltuguna geçtiler. Ardindan geçen sene babam seyahatteykenn senin Amcamla yaptigin seyden yaptilar".

Seager
07-17-2007, 09:43 PM
Lazın eczanesine eli silahlı, yüzü kadın çoraplı iki soyguncu girmiş ve ellerindeki silahi Laza doğrultup:
- Çabuk kasadaki herşeyi ver !
- Özür dilerim, reçetesiz hiçbirşey vermiyoruz

Seager
07-17-2007, 09:43 PM
Soguk ve karli bir gecede tipiden yolunu kaybeden bir isadami ve sekreteri
arabalarini terketmek zorunda kalirlar ve uzun bir yuruyusten sonra usumus
ve islanmis durumdayken bir kulube bulurlar.
Kulubede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir suru battaniye bulunmaktadir.
Geceyi gecirmeye hazirlanirlar ve isadami bir centilmen olarak, yatagi
sekreterine verir,
"Ben yerde uyku tulumunda uyurum" der. Sekreter yatagina yatar, adam uyku
tulumunun icine girerek fermuari ceker. Bir sure sonra tam uyumak
uzereyken, sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben cok usuyorum." Adam fermuari acar, uyku tulumundan cikar, bir
battaniye alip kadinin uzerine orter, tekrar uyku tulumuna girer, tam uyumak
uzereyken yine sekreterinin sesini duyar;
"Efendim, ben hala cok usuyorum." Adam yine fermuari indirir, tulumdan
cikar, bir battaniye daha alip kadinin ustune orter, uyku tulumuna girerek
fermuari ceker. Tam uykuya dalacagi sirada yine duyar;
"Ben yine coooook usuyorum". Adam yattigi yerden;
"Bir fikrim var." der,
"Burasi issiz bir yer. Neler oldugunu kimse goremez, istersen evliymisiz
gibi davranabiliriz." Genc kadin kikirdar;
"Tamam, bana gore hava hos." Adam yattigi yerden avazi ciktigi kadar
bagirir;
"OYLEYSE KALK VE KAHROLASI BATTANIYEYI KENDIN AL!!!!!"

Seager
07-17-2007, 09:44 PM
Adamın biri yine Karadeniz'i gezerken bakmış bir tepenin üzerinde Lazlar dansediyor ve ara sıra aralarından birini tepeden aşağı atıyorlar. Adam korka korka Lazların yanına yaklaşıp sorar :
- Pardon ama ne yapıyorsunuz ?
- Körmüsün daa, Temel atma töreni yapıyoruz.

Seager
07-17-2007, 09:45 PM
Laz alacaklılardan kaçmak için kapısının üzerine "İstanbul'dayım" yazmış ve her kapı çaldığında tavan arasına kaçıyormuş. Yine kapı çaldıktan sonra bu kez büyük bir gürültü ile kapı kırılmış ve eve giren birkaç kişi lazın eşyalarını dışarı taşımaya başlamışlar. Bu durumu tavan arasından seyreden laz:
- Ulan şimdi İstanbul'da olmasam size gösterirdim

Seager
07-17-2007, 09:45 PM
Piyanist büyük konser için Viyana'dadır. Çok güzel bir konser sonrası soyunma odasına giderken yolda bir adam çiçeklerle yanına gelir ve :
- Bravo hemşerim Karadeniz seninle gurur duyuyor.
Piyanist bunun üzerine çok şaşırır ve sorar :
- Sen nereden bildim benim Karadenizli olduğumu ?
- Valla genelde piyanonun başına oturan piyanist, taburesini piyanoya doğru çeker. Sen piyanoyu kendine doğru çekince anladım.

Seager
07-17-2007, 09:46 PM
Supermarkete bir eleman aranmaktadır. Elemanın süper tezgahtarlık bilgisine sahip olması on koşuldan biridir. Bunun için her gelen adaya bir de uygulama yaptırılarak performansına bakılmaktadır. Bir gün içeri bir aday daha girer ve işe talip olduğunu söyler. Bunun üzerine oradaki deneyimli tezgahtarlardan biri gelerek sınamak için,
- "Evlat şimdi beni iyi izle" der. İlk gelen müsteri "Bir paket çim tohumu istiyorum" der. Bunun üzerine tezgahtar yeşil, sarı, uzun, kısa, çabukbüyüyen, kalın, ince bir sürü çesit çim tohumunu ballandıra ballandır anlatır ve adam sonunda "Bana yeşil ve ince olanından bir paket lütfen" der ve tam parayı ödeyip çikacak bizim kurt tezgahtar,
- "Beyefendi bir dakika. Size bir de çim biçme makinesi verelim" diyerek söze girer ve onlarca çesit çim biçme makinesini avantajlarını, ödeme kolaylıklarını, bir daha böyle bir fırsat bulamayacağını adama gene ballandıra ballandıra anlatır ve sonunda adam çim biçme makinesini de alarak mağazadan ayrılır. Bizim kurt "Hadi evlat bi de seni görelim" der ve evlat tezgaha geçer.
Yeni gelen bay müşteri bizim adaydan orkid ister. Bunun uzerine eleman bayağı ateşli bir şekilde orkid çesitlerini, renklerini, kalınlıklarını vs. vs. bizim kurt tezgahtardan hiçte aşağı kalmayacak biçimde anlatır. Müşteri en sonunda bilmemne renkte orkidden bir düzine kadar alır. Parayı ödeyip çikacakken bizim aday,
- "Beyefendi size bir de çim biçme makinesi satalım" der. Adam,
- "Hoppalaaa, niye ki?" diye sorunca bizimki,
- "Beyefendi hafta sonu bi iş yapamiyacaksiniz, bari çimleri biçin !"

Seager
07-17-2007, 09:46 PM
Laz bir inek çiftliği satın alır ve inekleriyle birlikte bir fotoğraf çektirerek ailesine yollar. Aile heyecanla zarfı açarlar ve fotoğrafı görürler. Fotoğrafın altında ise şu yazmaktadır :
- Okla işaretli olan benim

Seager
07-17-2007, 09:46 PM
laz gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş. İş ilanında üniversite mezunu, iyi fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş.
- Hoşgeldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz?
- Üniversite mezunu değilim.
- Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız.
- Yabancı dil bilmem.
- Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz.
- Pazarlama konusundan anlamam.
- O zaman niye geldiniz canım kardeşim ?
- Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim.

Seager
07-17-2007, 09:47 PM
Laz sahilde yürürken bir şişe bulur. Merak edip mantarını çıkarınca birden içinden bir cin çıkar ve :
- Beni kurtardın. Üç dilek hakkın var.
- Cebimde param hiç bitmesin.
Cin parmağını şıklatır. Laz elini cebine atar, para doludur. Bütün parayı çıkarıp tekrar sokar, yine para doludur. Laz ikinci isteğini düşünür :
- Bir şişe rakım olsun ama hiç bitmesin
Cin parmağını şıklatır ve Laz'ın önünde bir şişe rakı belirir. Laz şişeyi açar ve yere döker ama şişeyi doğrultur doğrultmaz yine dolmuştur. Bir daha döker ve şişe yine dolar. Bunun üzerine:
- Bu şişeyi çok sevdim. Bir tane daha istiyorum.

Seager
07-17-2007, 09:47 PM
Adam iş için kasabaya giderken bakmış derenin kenarında Laz komşusu bir kedi yıkıyor. Adam Laza :
- Bak o kediyi yıkıyorsun ama sonra hayvanı öldürürsün.
- Birşey olmaz merak etme.
Adam bunun üzerine kasabaya devam etmiş. Birkaç saat sonra dönüş yolunda bakmış ki Laz komşusu toprağa birşeyler gömüyor. Adam dayanamamış ve :
- Demiştim ben. Yıkaya yıkaya öldürdün hayvancağızı değil mi ?
- Hayır hayır yıkarken değil, sıkarken öldü.

Seager
07-17-2007, 09:47 PM
Belediyeye soför alinacakmis, hiç karadenizli almamislar. Sebebi sorulunca: Bizim otobüsler kalabalik olur , "sıkışın" diye bagirmak gerekir. Dogru
söyleyebilen bir karadenizli bulamadik.

Seager
07-17-2007, 09:47 PM
Laz her balık dönüşünde paçaları ıslak vaziyette kayıktan iniyormuş. Bir gün arkadaşları sormuş paçalarını, o da:
- Valla oltayı atıp balığı beklerken sıkılıyorum ve bir sigara yakıyorum. Sigaram bitince de sigarayı denize atıyorum, ondan sonrada ayağımla söndürüyorum.

Seager
07-17-2007, 09:47 PM
Balığa çıkacak olan Lazlar konuşuyorlarmış :
- Dün balık avladığımız yeri işaretledin mi?
- Evet kayığa işaret koydum
- Aptal! Ya bugün başka kayıkla balığa çıkarsak?!

Seager
07-17-2007, 10:42 PM
Cocuk babasina:
- Babacigim,annem ile nasil evlendin?
Adam esine donuyor:
- Goruyormusun,cocuk bile anlam veremiyor.

Seager
07-17-2007, 10:42 PM
Adam doktora gider :
-Doktor bey, galiba karimda isitme kaybi basladi. Ne yapabiliriz?
Doktor :
-Eve gittiginiz zaman, karinizin arkasinda, biraz uzakta durun. Normal bir sesle ona soru sorun. Eger sizi duymazsa biraz daha yaklasin ve sorunuzu tekrarlayin. Hangi mesafede duydugunu tesbit edelim, ona göre bir tedavi uygulariz.
Adam eve döner. Karisi mutfakta yemekle ugrasmaktadir. Adam mutfagin kapisinda durur ve normal bir sesle :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam? diye sorar.
Karisi cevap vermez. Adam bir iki adim atar ve bir kez daha sorar :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam?
Karisi yine cevap vermez. Adam kadinin dibine kadar gelir ve tekrarlar :
- Hayatim, ne yiyoruz bu aksam?
Karisi öfkeyle dönerek cevap verir :
- Üçtür köfte diyorum ya!

Seager
07-17-2007, 10:42 PM
Temel, Dursun, Cemal suyun altında en çok kalma yarışması yapıyorlarmış. Dursun 15 dakika, Cemal 10 dakika durmuş çıkmışlar. 10 saat olmuş 20 saat olmuş Temel in cesadi karaya vurmuş.Dha sonra Fadimeye baş sağlığı dilemişler.
- "Üzülme" diye tesellietmek istemişler.Fadime:
- "Önenli değil yarışı kazandı ya önemli olan o"demiş.

Seager
07-17-2007, 10:43 PM
Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor.
Kayseri'li musteri bagirmis..
- "Durdur su arabayi.."
Sofor panik icinde haykirmis..
- "Durduramiyorum!.."
- "O zaman taksimetreyi durdur hic degilse" demis, Kayserili.

Seager
07-17-2007, 10:43 PM
Bir araba yasli Temel'e çarpar. Arabanin soförü bagirir,
- Suç sende ben 20 yillik soförüm!..
Temel karsilik verir,
- Pen de 80 yildir yüreyrum!

Seager
07-17-2007, 10:43 PM
Bir sarisin, bir kizil saçli ve bir esmer kadin çölün ortasinda arabayla yol almaktadirlar. Hava korkunç sicaktir. Arabanin motoru birden stop eder.
Inip baktiklarinda, motoru tekrar çalistiramayacaklarini anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüs yapmalari gerektiginden, her biri arabadan birseyler alir.
Esmer, bir sise su; kizil sacli bir paket bisküvi ve sarisin da arabanin kapisini söküp alir. Çölde yürümeye baslarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler.
Mola sirasinda sarisin ve esmer kadinlar kizil saçliya döner ve niye bir paket bisküvi aldigini sorarlar.
- "Acikirsam yerim, diye düsündüm" cevabini verir kizil saçli "..çölde ne kadar yürüyecegimiz belli degil.."
Hepsi de bunun çok mantikli oldugunu düsünür. Ve sonra sarisin kadinla kizil saçli olani esmere döner ve niye yanina bir sise su aldigini sorarlar.
- "Eger susarsam, yanimda içecek birseyim olmasi gerektigini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadin.
Evet, bu çok akillica bir fikir, diye düsünür diger ikisi. En sonunda esmer ve kizil saçli kadinlar sarisina dönerler ve arabanin kapisini niçin söküp aldigini sorarlar.
- "Seyy.." der sarisin "..çok sicak olursa pencereyi açip serinlerim diye düsündüm de.."

Seager
07-17-2007, 10:43 PM
Adam bara gitmis tam arkasinda bir devekusu..
- "Bir bira..!" demis adam..
- "Ben de..!" demis devekusu.
Barmen servisi yapmis..
- "Hesap üç dolar kirkiki!" demis..
Adam elini cebine sokmus bir avuç para çikarip bara koymus. Saymis barmen.. Kurusu kurusuna 3 dolar 42!..
Ertesi gün
- "Viski!" demis adam.
- "Ben de!" demis, devekusu.
- "Yedi dolar ondört!" demis Barmen..
Yine elini cebine atmis adam.. Pat!. Çikartmis parayi. Tami tamina 7 dolar 14.. Günlerce devam etmis bara gelisler.. Içki.. Aynisi devekusuna.. Aynen cepten para..
Merak etmis barmen sonunda..
- "Kuzum nedir bunlar..
Parayi saymadan tami tamina çikariyorsun cebinden.."
- "Ben sihirli bir lamba buldum" demis adam..
- "Ne alirsam.. Bir bardak su veya bir Rolls Royce cebimde kurusu kurusuna parasini buluyorum..!"
- "Peki.. Peki bu devekusu?" diye sormus Barmen..
- "Haa o mu?!" demis adam.. "Bir de benimle ayni zevkleri paylasan uzun bacakli bir piliç dilemistim..!"

Seager
07-17-2007, 10:43 PM
Bizim koylu Ahmet esegini satmaya karar vermis. Kiymeti tas catlasa 50 milyon lira eden esek icin pazarlik payini da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymus. Komsu koyden acilen esege ihtiyaci olan Mehmet 100 milyon odeyip almaya razi olmus. Koylu Ahmet esegini satmis ama aksam da uykusu kacmis. Dusunup durmus,
- "Mehmet 50 milyon liralik esege niye 100 milyon lira verdi?" diye. ici rahat etmeyince ertesi gun esegini geri almaya karar vermis. Pazara gittiginde Mehmet'in esegi 200 milyon liradan satisa cikardigini gormus. Sonunda 200 milyon liraya almak zorunda kalmis. Ayni olay bu kez Mehmet'in basina gelmis.
O da ertesi gun esegi geri almaya karar vermis. Bu alisveris hergun fiyat arta arta devam etmis. Birkac gun sonra pazara bir baska koyden Huseyin gelmis. Huseyin pazardaki kalabaligin arasina dalinca bir de ne gorsun:
- "Al, al, al, sat, sat , sat" bagrismalari arasinda bir yasli esek ve bu esegin 1 milyar liralik satis fiyati....!
Yanindakine sormus
- "Hemserim, bu yasli esek 1 milyar lira eder mi yahu?"
Adam hemen yanitlamis;
- "Valla grafikler ortada. Bu esegin fiyati 50 milyon liradan basladi, 950 milyon liraya geldi. Soyle bir teknigine bakarsan gorursun. Esegin fiyati 1 milyardaki direncini kirarsa, 1.5 milyara kadar yolu var. "

Seager
07-17-2007, 10:43 PM
Üç karadenizli bir aksam meyhanede acaip dertli bir sekilde kafa çekiyorlar.
Kafalar kiyaklasinca Idris basliyor
-"Karim nasil beni aldatir ? Hem de bir yazarla " diye söylenmeye.
-"Nereden anladin bir yazarla aldattigini?" diye sorunca digerleri
-"Nereden olucak bir aksam eve geldigimde yatagin altinda bir roman buldum" der.
Biraz sonra Dursun bir of çeker ve o da baslar derdini anlatmaya
-"Benim kari da beni bir ahci ile aldatiyor."
-"Nasil anladin?" diye sorunca digerleri.
Dursun
-"Gecen gün gündüz vakti eve geldigimde bizim yatagin altinda bir kepçe buldum" der. Bunlari dinleyen bizim Temel öyle bir of ceker ki masayi titretir.
Hayrola der digerleri. Temel:
-"Sormayin arkadaslar sizi dinleyince benim derdim on kat daha artti." der.
Digerleri buna bir anlam veremez
-"Nasil yani?" diye sorarlar.
Temel
-"Uzun zamandir bizim karidan supheleneydum. Gecen gun gunduz vakti eve bir baskin yapayim dedim. Bi baktim yatagin altinda bir jokey var. Demekkim bu kari beni bir at ile aldatayi."

Seager
07-17-2007, 10:44 PM
Adam evlenir, 10 sene geçer çocuğu olmaz. Yurtdışına göreve gider.
Hanımından gelen mektupta hamile olduğu yazılıdır. Yurda döndüğünde ise hanımı doğurmuştur ama çocuk zencidir.
Hanımına sorar: "Hanım ne sizin sülâlede ne de bizim sülâlede zenci değil, esmer bile yok; bu iş nasıl oldu?"
Hanım "Çocuğu doğurduktan sonra sütüm gelmedi mecburen bir sütannesi tuttuk, onun sütünü emdi. Sütanne zenciydi herhalde bu yüzden böyle oldu" der.
Adam ikna olmuşa benzer ama içinde yine de ufak bir kuşku vardır ve "bunu bilse bilse annem bilir" düşüncesiyle annesine sorar.
Anne "Olmaz olur mu oğlum, tabii ki olur" der. Seni doğurduğumda benim de sütüm gelmemişti ve inek sütüyle beslemiştim.
Bak boynuzların çıkmaya başlamış bile!"

Seager
07-17-2007, 10:44 PM
Adamin biri isbasvurusunda bulunmus. Görüsmeye çagirmisler; görüsme sonuna dogru ortalama bir tip olan adama yöneticisi sormus;
-Peki beklentilerin ne? seni ne tatmin eder? Arkadas saymaya baslamis;
-Öncelikli olarak bir araba istiyorum, ayrica su anda bulundugum dairenin kirasi biraz fazla onu da sirketin karsilamasi iyi olur, maas olarak da 3000$ dan asagi calismam. Sirket yöneticisi, dinler ve ;
-Biz sana son model bir Cherokee ve Tarabya'da bir villa verecegiz, ayrica bizim bu pozisyonumuz için planladigimiz maas 6000$'di, demis.
Bizim elemanin gozleri firlamis;
-Saka yapiyorsunuz, demis. Sirket Yoneticisi yapistirmis;
-Önce siz baslattiniz...

Seager
07-17-2007, 10:44 PM
Temel Uzak Dogu'ya gider. 250 $ verip bakinca insanlari ciplak gosteren gozluklerden alir. Takar bakar ciplak, cikarir bakar giyinik. Cok hosuna gider. Ikide bir takip, cikarir. Eve gozunde gozluk gider, bakar Fadime'yle sutcu ciplak. Gozlugu cikarir bakar ciplak.
Takar bakar ciplak. Muthis cani sikilir ve Fadime'ye der ki:
- Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..!!!!

Seager
07-17-2007, 10:45 PM
İki Laz birer turist tavlamışlar ve bir tenhaya çekilmitler. Tam birlikte olacakları sırada iki kızda Lazlardan prezervatif kullanmalarını istemiş ve çıkarıp birer tane vermişler.
Lazlar ilk defa gördükleri prezervatiflere bakarak :
- Ne yani, şimdi bunları takınca çocuk olmayacak mı ?
- Evet
Bunun üzerine Lazlar kabul etmişler ve prezervatifleri takmışlar.
Aradan bir altı ay geçtikten sonra bir gün tarlada çalışan iki Lazdan biri aniden elindeki kazmayı yere atarak :
- Yeter daa ! Ben çıkartıyorum artık, çocuk olacaksa olsun !

Seager
07-17-2007, 10:45 PM
Hafifmeşrep kadina sorarlar:
- Sevişirken kocanizla konuşur musunuz?
Kadin siritarak cevap verir:
- Ararsa neden konuşmayayim?

Seager
07-17-2007, 10:45 PM
Johny annesiyle birlikte banyo yaparken,gögüslerini göstererek sorar;
- "Anne,bunlar nedir?"
Nasil cevaplayacagini bilmeyen annesi, "yarin kahvaltida babana sorarsin" der -unutmasini umud ederek-
Ama johny unutmaz ve ertesi gün kahvaltida babasina sorar, Babasi söyle yanitlar,
- "Onlar balon çocugum, annen öldügü zaman o balonlari sisirecegiz ve annende cennete uçacak".
Birkaç hafta sonra johny'nin babasi eve birkaç saat erken gelir.
Johhny aglayarak babasinin yanina kosar.
- "Baba kos annem ölüyor."
Babasi çocugu sakinlestirmeye çalisirken sorar,
- "Neden annenin öldügünü düsünüyorsun?"
Çocuk aglamaya devam ederken anlatir,
- "Harry Amca annemin balonlarini sisiriyordu, ve annem de söyle bagiriyordu,"
- "Tanrim geliyorum"

Seager
07-17-2007, 10:45 PM
Doktor John hastasıyla ateşli bir seks yaptıktan sonra, oturup düşünmüş:
- "Keşke yapmasaydım ama olsun.. Tüm doktorlar meslek hayatında hastasıyla yatmıştır"
Der ve kendini avutmaya çalışır. O sırada vicdanından bir ses gelir:
- "Ama John sen bir veterinersin."

Seager
07-17-2007, 10:47 PM
Iki denizci oturmus sohbet ediyorlar;
- Sana iki haberim var, biri iyi, digeri kotu.
- Once kotusunu soyle.
- Biz seninle zamanimizin cogunlugunu seferde gecirirken karilarimizin dostlugu cigrindan cikti, ikiside lezbiyen oldu!.
- Vay canina!, Peki iyi haberin nedir?.
- Senden hoslaniyorum!...

Seager
07-17-2007, 10:47 PM
Temel Dursun'a arabasinin öyküsünü anlatiyordu:
- "Bir gün otostop yapiyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasina aldi. Bir süre gittikten sonra kadin arabayi kuytu bir köseye çekti. Mini etegini iyice yukari çekip,
- 'Benden ne istersen alabilirsin' dedi, ben de arabasini aldim.
Dursun :
- "İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakismazdi."

Seager
07-17-2007, 10:47 PM
Belediye otobusu agzina kadar dolu, yasli bir adamcagiz ayakta. Elindeki bastonu otobusun her kalkisinda ve durusunda kayiyor ve adamcagiz dusmemek icin olanca gucunu harciyor.
Bu sirada oturmakta olan genclerden biri kustahca akil veriyor:
-Baba, baba, bastonunun ucuna lastik taksan kaymaz!
-Ah oglum, demis yasli adam, senin baban o lastigi zamaninda taksaydi ben simdi bu otobuste oturacak yer bulurdum!

Seager
07-17-2007, 10:47 PM
Temel bir gun denize girmis ama cirilciplak. Koyun cocuklari saka olsun diye Temel'in butun elbiselerini alip kacmis, zavalli Temel de denizde oylece kalakalmis. Beklemis gelen yok giden yok.
Yardim edecek kimse de yok. Hava biraz kararinca ne yapsin bizim Temel cikmis denizden.
Hemen az ilerdeki otlarin arasindan usulca koyune dogru gitmeye baslamis.
Otlak bitince evine de az kaldigi icin on tarafini eliyle kapatarak evine dogru kosmaya baslamis. O sirada O'nu goren babasi bagirmis:
- "Ula salak usak orani kapayacagina yuzunu kapasana, kim taniycak orani?"

Seager
07-17-2007, 10:49 PM
Adamın teki bi bara girer, yaslanır bara ve elini vurarak
- "Bana 3 viski" der.
Barmen viskileri verir adam arka arkaya tak tak tak götürür viskileri, hadi bana ii günler der bardan çıkmaya hazırlanır.
- "Hoopp kardeşim nereyee" diye seslenen barmene
- "Param yok" diye yanıt verir ve barmeni şöyle bi süzüp
- "Ama sana bi teklifim var, bak şimdi cebimde 20 santim boyunda bir piyanist var eğer istersen sana ne istersen çalar biz de ödeşiriz" der.
Şaşıran barmen merak ederek "Göster bakalım" der, adam cebinden çıkartır, gerçekten de 20 santim boyunda bi ad******, geçer piyanonun başına, barmeni iyice eğlendirir. Barmenin çok hoşuna gider bu ve bu piyanisti nereden bulduğunu sorar adama..
Bunun üzerine adam ona piyanisti veren "cin"i çağırır. Barmen bi bakar cinin ahı gitmiş vahı kalmış, yaşlııı, eğilmişşş, bemmbeyaz sakallı bi dede..
Bastonuna dayanmış zar zor ayakta duruyor.
- "Dile benden ne dilersen" demiş cin ve barmen yanıt vermiş:
- "Yıllardır bu barda sigara, içki ciğerlerim mahvoldu bana iki yeni ciğer ver" demiş.
Kulağını daha da barmene yaklaştıran cin "Ha??" diye sormuş, barmen bağırmış
- "iki yeni ciğer!!!"
"Ha peki" demiş cin ve parmaklarını şıklatmış, hoppp barmenin arkasında zebella gibi iri yarı, parabıyıklı, kılıçlı cengaver.
- "Yahu ben yeni ciğer dedim.. yeniçeri demedim ki!!" diye isyan etmiş barmen..
Adam da gülmüş:
- "Hah sanki ben de 20 santimlik piyanist istedim!!!"

Seager
07-17-2007, 10:49 PM
Varlikli capkinin erkeklik organinda bir ciban cikar.
Turkiyede hangi doktora gitse aldigi cevap,
"Kokunden kesilmesi lazim. Yoksa olursunuz!" olur.
Arkadaslari Fransayi onerirler. Gider, basvurmadigi doktor kalmaz. Cevap aynidir. Amerika' ya gider. Cevap degismez. Cok kizar.
Bir zenci doktor, adama acir,
"Kimseye soyleme, Afrikada bizim kabilenin buyucusu dedemdir,sana yardimci olabilir" der adresi tarif eder.
Adamcagiz, Afrika' ya gider. Kabileyi ve Buyucu dedeyi bin bir guclukle bulur.
Utanarak buyucu dedeye,
"Butun doktorlar kokunden hemen kesilmesi lazim.Yoksa yakinda olursun dediler" diye uzuntu icinde derdini anlatir.
Buyucu dede muayene eder ve kendinden emin bir sekilde guler,
"Korkma! Tam zamaninda beni buldun!"
Hemen bitkilerden ve yabani hayvan diskilarindan bir merhem yapar. Guzelce surer, sarar.
"Her aksam bana gel, 7 aksam merhem surmemiz lazim" der.
Adam sevincle ayrilir. Her aksam gelir, merhem surulur, 7.gun aksam yine merhem surulur. Tedavinin iyi gittiginden emin ve mutlu bir sekilde, cok az konusan buyucuye sorar,
"Nasil kesilmesinden kurtuluyor muyum?"
Buyucu agir agir basini sallar. Cubugundan emin bir eda ile duman ceker. Dumani magrur bir eda ile uflerken,
"Yok artik kesmek. Yarin gece Ay dogarken kendiliginden dusecek."

Seager
07-17-2007, 10:49 PM
Hemşire, doktora hastayı gösterdi:
- Kalbini dinlemek için ne zaman eğilsem, kalpatışları hızlanıyor. Ne yapsak?
- Önlüğünün yakasını iliklesen...

Seager
07-17-2007, 10:49 PM
Bir gün aslan ile boga bara gitmisler bir iki tek attiktan sonra aslan müsade istemis. Boga bununla dalga geçmis :
- Koskoca aslansin. Ormanlar kralisin..
Saat daha sekiz. Hiç yakisir mi sana kilibiklik...
Aslan kükremis :
- Eee beni evde bir aslan bekliyor, seninki gibi bir inek degil...

Seager
07-17-2007, 10:50 PM
Bir iktisat seminerinde kahve ve ihtiyac molasi verilmis. konferans sirasinda arkadas olan uc uzman birlikte tuvalete girerek ihtiyac gidermisler.
Isini ilk bitiren ellerini yikadiktan sonra makineden pespese kurulama kagitlari alip ellerini kurulamis tam 16 tane kagit havlu harcamis ve arkadaslarina donmus.
Ben bilkent mezunuyum, demis, bizim okulda once temizlik ogretilir.
Isini ikinci bitiren tek bir kagit havlu cekmis ellerini o tek havluya dikkatle kurulamis.
Diger iki kisiye donmus ben odtü mezunuyum, demis, bize okulda cevreciligi ogrettiler cok kagit harcamak cevreye zararlidir.
Ucuncu kisi ne ellerini yikamis, ne kagit almis kendisine saskin saskin bakan arkadaslarina donmus.
Ben hacettepe mezunuyum, demis, bize okulda elimize isemeden cis yapmayi ogrettiler.

Seager
07-17-2007, 10:50 PM
Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- çok şiddetli bir şamar sesi duyuluyor. Tren tünelden çıkıyor. Herkes şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor.
Genç kız düşünüyor; (Benim yerime annemi öperlerse, işte böyle şamarı yerler..)
Kızın annesi düşünüyor; (Helal benim kıza, öpüldü ama, hemen şamarı yapıştırdı..)
Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan asker kızı öptü, şamarı ben yedim...)
Asker gülümsüyor; (İntikamımı aldım daa. Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir şamar!!)

Seager
07-17-2007, 10:50 PM
Yamyam baba-oğul balta girmemiş ormanda dolaşırken
nehirde yıkanan genç ve çok güzel bir kadın görürler.
Oğul sorar:
-Ne dersin baba, yiyelim mi onu?
Baba bir an düşündükten sonra:
-Hayır, bunu eve götürür, onun yerine anneni yeriz! der.

Seager
07-17-2007, 10:50 PM
Başhekim, akıl hastanesinin bahçesinde dolaşıyordu, bir ara baktı, bir kalabalık gözüne çarpmıştı.Hemen oraya seğirtti.Deliler bir halka oluşturmuş, ortada dönüp konuşan birini dinliyorlardı :
-Papendreu seçimleri kaybetti.Hastaneye kaldırıldı...Bulgar zulmü devam ediyor.Zorla yollanan soydaşlarımızın sayısı seksen bine ulaştı...Federasyon kupasını Beşiktaş kazandı...
Başhekim bu işten hoşlanmış :
-Ne yapıyorlar bunlar böyle? diye sormuş.
-Efendim, demişler.Ortadaki deli kendinin gazete olduğunu sanıyor, haberleri bildiriyor.
Başhekim daha da hoşlanmış.Dolaşmasını sürdürmüş.Az ileride birde ne görsün! Sekiz, on deli iplerle sımsıkı birbirlerine bağlanıp bir köşeye atılmamış mı!
-Onlar mı, okunup da iadeye gidecek eski gazeteler efendim...

Seager
07-17-2007, 10:51 PM
Diktatör bir akşam meyhaneden içeri girer.Tezgahtara yaklaşır.Hafif içkili bir sarhoşun yanına çöker.Oradan buradan konuşurlarken sorar :
-Böyle hergün içmek için ne kadar kazanıyorsun?
Sarhoş :
-Günde 2 bin lira.
-Peki kemerleri biraz sıkalım diye ücretleri azaltıp, koşulları ağırlaştırsak, ne kadar kazanırsın?
Sarhoş :
- 4 bın lira.
-Peki biraz daha sıkarsak kemerleri?
-O zaman 5 bin liraya para demem.
Diktatör kızar :
-Bu ne biçim iş.Köküne kadar sıkarsak?
-O zaman muhakkak 10 bin lira kazanırım.
Diktatör şaşırmıştır.Adamın ne iş yaptığını çok merak etmiştir.Sorar :
-Şeytan mısın, nesin.Ne iş yapıyorsun?
-Mezarcıyım!

Seager
07-17-2007, 10:51 PM
Kekemenin biri bir gun Besiktas'ta kekeme okulunu ararken okulun yerini bulamamis, en yakinindaki bir bakkala girip:
- Kakakakarrdesssss, bubububurraaalarrrrdaddadadadbi kekekemememe okukukukuluuu varmis, nenenenerededede bibibiliyomusususun ?
diye sormus. Bakkalda:
- Okulun yerini bilmiyorum ama agbiy, senin okula hic ihtiyacin yok bence gayet iyi kekeliyorsun...

Seager
07-17-2007, 10:52 PM
"Heey dostum iyi haberlerini aldim, evlenmissin!!"
"Evet bu 4. oldu"
"Onceki ücüne ne oldu peki?"
"Ücü de öldü.."
"Yapma ya.. cok uzuldum.. nasil oldu peki?"
"Ilk karim yedigi mantarlardan zehirlenerek öldü"
"Bu korkunc bisey.. peki ya ikincisi?"
"O da mantar zehirlenmesinden öldü"
"Tanrim ne kaderin varmis senin... ya ücüncüsü? Yoksa o da mi..."
"Hayir hayir.. o boynu kirilarak öldü"
"Anliyorum.. kazaydi yani.."
"Hayir... mantarlari yemedi.... "

Seager
07-17-2007, 10:52 PM
Genc deve annesine sormus , anne niye bizim ayaklarimiz bu kadar büyük?
Anne cevap vermis , çölde kuma batmamak için..
Genç deve tekrar sormus , peki kipiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermis , çölde kum firtinalarinda kum kaçmasin diye.
Meraki yatismamis olan genç deve bir soru daha sormus, bizim niye hörgüçlerimiz var.
Anne deve sabirla yanitlamis , çölde çok uzun süre susuz idare edebilme için suyu hörgüçlerimizde depolariz.
Sonunda dayanamayan genç deve sormus , Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesinde ne bok yiyoruz???

Seager
07-17-2007, 10:52 PM
Temel 20 senedir Almanya'da yasiyormus. Bir gun gocmen burosuna gidip Almanya'dan kesin donus yapacagini soylemis. Gocmen burosundaki
Almanlar Temel'i taniyorlar, seviyorlar. Sormuslar;
"Niye donuyorsun" diye.
Temel "homoseksueller yuzunden" demis.
Burodakiler sasirmis ;
"Seni rahatsiz filan ediyorlarsa hemen bir sikayette bulun, geregini yapariz. Buradan bu yuzden ayrilmana degmez demisler"
Temel ; "Beni rahatsiz etmiyorlar" demis.
Burodakiler yine sasirmis ;
"Peki neden gidiyorsun?"
Temel cevaplamis :
"Burada 20 yil once homoseksuellik yasakti, 10 yil once serbest oldu, 5 yil oncede evlenmelerine izin cikti. Homoseksuellik MECBUR olmadan donmek istiyorum."

Seager
07-17-2007, 10:52 PM
Temel uçağa binerken merdivende bir bakmış önünde Sharon Stone haltetmiş bir dilber..
Muhteşem de bir mini..
Temel içini çekerken bir bakmış, yeri dilberin tam yanı..
Oturmuşlar.. Uçak havalanmış. Dilber çantasına uzanmış.
İçinden bir bulmaca dergisi, bir kurşun kalem çıkarmış.
Başlamış çapraz bulmacayı çözmeye..
Temel heveslenmiş..
"Şimdi bir yerde takılır, bana sorar, böylece muhabbete başlarız" diye..
Beş dakika geçmeden dilber Temel'e dönmüş, gerçekten..
Kısık, seksi bir sesle sormuş: "Beş harfli bir kelime. Sonu arak..
Başına bir harf koyarsanız kadınların en sevdiği alet olurmuş, biliyor musunuz?" diye..
"Aman Tanrım" demiş Temel, Amerikan filmlerindeki gibi..
"Aman Tanrım.. Bu güzel kadına o kelimeyi nasıl söylerim ben..
Mutlak bir başka kelime olmalı.." Başlamış düşünmeye..
Beş dakika sonra jöton "Dank" diye düşmüş.. Kadına dönmüş:
"Tarak olabilir mi, hanımefendi?..
Tarak!.." "Harikasınız" demiş dilber..
"Silginiz var mı acaba?

Seager
07-17-2007, 10:53 PM
Temel tarikata girmek icin muracaat etmis, tarikat seyhi
"Bize katilmak icin sinavlardan gecmen gerek.
Ilk sinavin.. Kadinlara uc hafta yaklasma..
Dayanabilirsen, uc hafta sonra gel goruselim!" demis...
Temel uc hafta sonra gelmis seyhin onune.. Suklum, puklum..
"Ilk hafta kolay gecti" demis,
"Ikinci hafta biraz zorlandim, son hafta Fadime ile Migros'a gittik...
Fadime ust raftaki konservelere uzaninca icim gitti..
Konserve yere dusup Fadime yere egilince de kendimi tutamadim.."
"Yoo" demis seyh "Bu durumda seni tarikata katiyyen alamam.."
"Yahu! Ne Tarikati. Ben ondan coktan vazgectim" demis
Temel "Beni Migros'a almiyorlar artik!.. Derdim o!.."

Seager
07-17-2007, 10:53 PM
Büyük bir kasa soygunundan sonra çalıntı otomobille yol alan üç soyguncu, kent dışında otomobilden inip tarlalar arasında geldikleri yöne doğru hızla ilerlediler. Uzun süren bu iz kaybettirme yürüyüşünden sonra ıssız bir yer bulup oturdular. İçlerinden biri:
- Haydi sayalım artık, dedi. Kaç milyon kaldırdığımızı merak ediyorum.
İkincisi elini şöyle bir salladı:
- Yorgunluktan öldük yahu! Şimdi o kadar parayı saymakla ne diye uğraşalım. Yarın gazetelerde okur, biz de öğreniriz kaç milyon kaldırdığımızı.
Üçüncüsü öfkeyle yerinden fırladı:
- Deli misin be! Yarın her gazete ayrı bir rakam verir, biz de birbirimize gireriz!

Seager
07-17-2007, 10:53 PM
Temel eczacilik fakultesini bitirmis.fakat eczane acacak parasi yok, Girmis bir eczaneye:
- Beyefendi sizde sogan var mi? Adam Temel'i basindan savmis. Temel bu durur mu? Hergun yeni sacma sorularla geliyormus.Birgun eczaci Temel'e:
-Kardesim senin derdin ne?
-Burayi bana sat. Eczaci kurtulmak icin eczaneyi satmis,birkac gun sonra Eczaneyi satan adam iceri girmis,Temel'e:
-Siz de sogan varmi? demis... Temel adama:
- Bizde sogan var ama senin receten var mi? demis...

Seager
07-17-2007, 10:53 PM
Temel birgün yolda giderken arkadaşın prof. idrise rastlar idrisin kolunun
altında kalın kalın bi sürü kitap temel idrise sorar
-ula idris o kitaplar ne kitabudur?
-MANTIK KİTABUDUR.
-mantık ne demek
-valla temel sana nasıl anlatayım. senin evde akvaryum var mı?
-var.
-o zaman sen balıkları seversin
-çok severim.
-balıkları çok sevdiğine göre balık tutmayı ve yemeyi de seversin.
-bayulurum özellikle hamsiye
-balık sevdiğine göre balıkta bol miktarda fosfor azot vs bulunur bunlarda bir erkek olarak seni çok kuvvetlendirir dolayısıyla sen tam bir erkeksin işte mantık ilmi bunu açıklar.
bu cevap temelin çok hoşuna gider hemen kitapçıya koşar bir sürü mantık kitabı alır ve okumaya başlar tabi okuduğundan pek bişey anlamaz ama yine devam eder bir gün kolunun altında bisürü kitapla dursun temeli görür.
-ula temel o kitaplar nedir.
temel kasılarak cevap verir
-mantik kitabudur
-ula temel mantik ta ne oliyi
-valla sana nasıl anlatayım ula dursun senin evde akvaryum varmı?
-yook.
temel şaşkınlıkla dursuna bakmış, ve
-ula dursun yoksa sen i.nemisin?

Seager
07-17-2007, 10:53 PM
Paris'in ünlü müzikholüne gitti, müdürün karşısına çıktı:
- Efendim ben, masaj uzmanıyım. Bu alanda benim gibi bir uzman daha bulamazsınız.
- Memnun oldum. Bize niye geldiniz?
- Ayda onikibin frank karşılığında, müzikholünüzde çalışan bayan sanatçılara masaj yapmayı öneriyorum.
Müdür gülümsedi:
- Onikibin frankı peşin verirseniz, hemen başlayabilirsiniz!

Seager
07-17-2007, 10:54 PM
Öğretmen Hayat Bilgisi dersinde bulutların yeryüzündeki suların buharlaşmasından oluştuğunu uzun uzun anlattıktan sonra ön sıralarda oturan öğrencilerden birine şu soruyu sordu :
-Söyle bakalım oğlum, kara bulutlar neden olur?
Çocuk düşündü , yutkundu, birşey diyemedi.Onun yanında oturan küçük kız çocuğu parmak kaldırarak şu cevabı verdi :
-Kirli sulardan olur öğretmenim!..

Seager
07-17-2007, 10:54 PM
Meliha, komşusu Zülbiye'ye:
- Sabah sana uğradım, dedi. Evde yoktun.
- Güzellik salonundaydım Melihacım.
Meliha, Zülbiye'nin yüzünü dikkatle inceledikten sonra dudak büktü:
- Demek bu kadar bekledim, hala sıra gelmedi.

Seager
07-17-2007, 10:54 PM
Çok mutaasıp bir aile çocuğu yine kendi gibi mutaasıp eline el değmemiş bir kız bulur ve onunla evlenmeye karar verir, kız da kaşarmı kaşar, yatıp kalkmadığı erkek kalmamış.
Delikanlının ailesi ne hikmettirse tutturmuş kızlık muayenesi yaptıracağız diye, kız kendinden emin değil ama zoraki kabul etmiş ve kara kara düşünmeye başlamış ben ne diyeceğim diye, en samimi arkadaşına durumu anlatmış oda "canım bundan kolay ne var,git kasaba rica et herhangi bir etin üzerindeki zarı soyup sana versin,tanıdık bir doktor var,ona rica ederiz sana bir kızlık zarı yaparız" demiş.
Kızda dediğini aynen yapmış,artık içi rahat muayene olmaya gitmiş.Delikanlı orda, ailesi orda, doktor "uzan kızım demiş "kız uzanmış, doktor birden kafasını kaldırıp ordakilere bakmış "allah allah "demiş.
Ordakiler "ne oldu" demiş, "bir problemmi var doktor "doktor" bir dakika deyip raftan ansiklopedileri indirmiş bakmış bakmış sürekli şaşkın şaşkın kıza bakıp "allah allah" deyip duruyormuş.
Delikanlı dayanamayıp sormuş "doktor bey yoksa kız değilmi? "Doktor" kız olmasına kız ama benim anlayamadığım belediyenin damgasının burda ne işi var?"

Seager
07-17-2007, 10:54 PM
Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis:
-"Baba, meraba. Ben Lale...."
-"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..."
-"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..."
-"Hayirdir? Bi sorun mu var?...
Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir:
-"N'ooldu kizim? Anlatsana..."
-"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..."
-"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..."
-"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim."
-"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..."
-"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi zamanlarimizda çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...."
-"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?"
-"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir pustluk yapacagini."
-"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..."
-"Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..."
Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur:
-"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..."
-"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...."
Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir:
-" Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..."
-"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..."
Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir:
-"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...."
-"O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..."
-"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..."
-"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..."
Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir.
-"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..."
-" Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..."
-"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...."
-"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..."
Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar:
-"Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..."
Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir:
-"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...."

Seager
07-17-2007, 10:54 PM
Zengin bir is adaminin kizi, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadasini anne ve babasiyla tanistirmak icin evlerine yemege cagirdi. Yemekten sonra zengin is adami damat adayiyla basbasa konusmak istedi ve onu calisma odasina goturdu.
Senle söyle erkek erkege konusalim yavrum, dedi.
- Evlendikten sonra aileni gecindirmek icin ne is yapmayi düsünüyorsun?
Damat adayi duraksamadan yanit verdi:
- Aslinda benim elimden her is gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir is bulurum. Sonra da nasil olsa, Tanri yardim eder.
Damat adayinin bu yanitini kuskuyla karsilayan is adami, bu kez daha somut bir soru sordu:
- Peki icinde kizimi oturtabilecegin bir eve nasil sahip olmayi düsünüyorsun?
Damat adayi yine duraksamadan cevap verdi:
- Ben aslinda cok caliskan bir insanimdir, dedi. Gece gündüz demez calisir, para biriktiririm. Sonra da nasil olsa Tanri yardim eder, bizde bir ev sahibi oluruz.
Kız babasinin nesesi iyice kacti. Bu kez sesini yükselterek sordu:
- Peki oglum ilerde cocuklariniz olunca onlara nasil bakacaksiniz?
Damat adayi o soruyu da yanitladi:
- Biraz önce söyledim ya, gece gündüz calisir kazandigim tüm parayi biriktiririm. Sonrada nasil olsa Tanri'nin yardimiyla cocuklarimizi büyütürüz.
Damat gittikten sonra kizi kosarak babasinin yanina geldi:
- Damadini begendigini gözlerinden anliyorum babacigim, lütfen söylermisin onun en cok neyini begendin?
Babasi kizinin yüzüne dik dik bakti:
- Onun en cok hosuma giden yani benim hakkimdaki görüsü, dedi ve ekledi:
- Beni Tanri saniyor!

Seager
07-17-2007, 10:55 PM
Bir adam ucagiyla Afrika'nin uzerinde gezerken birden ucagi arizalanir ve ormanlik bir alana duser. Adam ne yapayim ne yapayim diye dusunurken birden bir Afrika kabilesinin ona dogru yaklastigini gorur. Adam icinden "Iste simdi boku yedik" der. O anda dusuncesinde Nur yuzlu dedenin sesini duyar.
- Hayir evladim boku yemedin.
- Peki ne yapmam gerek.
- Suradaki mizragi goruyor musun?
- Evet.
- Al onu ondeki renkli giysili adamin tam kalbine batir. Adam mizragi alir ve adamin tam kalbine batirir.
- Evladim iste simdi boku yedin.

Seager
07-17-2007, 10:55 PM
Ali babasina sormus:
- Baba ben nasil dünyaya geldim?
- Gece annenle yatmaya gittigimizde yatagin çevresine seker koyduk. Sabah kalktigimizda sen gelmistin.
Bu fikir Ali'nin ilgisini çekmis ve denemeye karar vermis. Yatarken yataginin çevresine seker koymus. Sabah bütün karinca, böcekler, vs yatagin çevresindeymis.
Ali:
- Ulan demis, simdi size elimin tersiyle bir korum. Ama baba yüregi iste!

Seager
07-17-2007, 10:55 PM
Adamı, vergi dairesine çağırmışlar.. Yanında bütün defterlerini ve hesaplarını da getirmesini istemişler..
Adam korku içinde, mali danışmanına gitmiş..
Sormuş:
- Vergi dairesine giderken nasıl giyineyim?. Ne tür bir izlenim bırakırsam, bana daha az vergi cezası keserler?
Mali danışman öğüt vermiş:
- En eski elbiselerini giy.. Yoksul, muhtaç bir görüntü ver ki, sana az ceza kessinler..
Adam güvenemeyip, bir de avukatına danışmış..
Avukat, mali müşavirin tam tersi bir öğüt vermiş:
- En yeni, en pahalı elbiseni giy.. Güvenli, kendinden emin bir görüntü ver ki, az ceza kessinler vergiciler..
Adamı bu öğütler tatmin etmemiş.. Aklına güvendiği, filozof bir arkadaşına aynı soruyu sormuş.. Bu akıllı arkadaş bir hikaye anlatmış.. Şöyle demiş:
- Bir gelin, zifaf gecesi ne giymesi gerektiğini bir arkadaşına sorar.. O da, gırtlağa kadar kapalı, koyu renk bir gecelik giymesini tavsiye eder.. Bir başka arkadaşı ise, dekolte, şeffaf bir gecelik giymesini söyler..
Vergi dairesine giderken ne tür bir elbise giymesi için arkadaşından öğüt bekleyen adam, bu hikayeyi dinledikten sonra, sorar:
- Zifaf gecesi ne giyeceğini bilemeyen gelinle, vergi dairesine giderken ne giyileceğini soran benim aramda ne gibi bir ortak yan var ki?
Adamın akıllı arkadaşı gülerek, izah eder:
- Ne giyersen giy, başına gelecek şey aynıdır..

Seager
07-17-2007, 10:55 PM
Bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir de bilgisayar mühendisi binmişler bir arabaya gidiyolar. Yolun yarısına geldiklerinde araba bozuluyor ve makine mühendisi 'ben hallederim' deyip yatıyor arabanın altına, bi kaç yere çekiç vuruyo, vida sıkıyo falan, biniyorlar arabaya, hala bozuk.
Bu sefer elektrik mühendisi hemen atlıyo, 'bana bırakın' diye. Kabloları kontrol ediyo, elektrik aksamına bakıyo, biniyolar arabaya ama tık yok gene.
Makina ve elektrik mühendisi bilgisayar mühendisine dönüyorlar. sıranın kendisine geldiğini anlayan bilgisayar mühendisi: -eee..şey...arabadan çıkıp bi daha girsek?
Bu sırada elemanlarla ilgili gözlemlerini sürdüren endüstri mühendisi, etüd çalışmaları sonucunda her üç elemanın da verimsiz çalıştığına kanaat getirerek üçünü de arabadan indirir ve direksiyona geçerek diğerlerine arabayı ittirir.

Seager
07-17-2007, 10:55 PM
Genç bir adam süpermarkette dolaşırken yaşlı bir kadının kendisini izlediğini fark eder. Fazla umursamadan alışverişine devam eder.
Bir şeyler alır ve kasaya gelir. Bu sırada yaşlı kadın adama:
- "Size bakmamdan rahatsız oldunuz ama yeni ölen oğluma çok benziyorsunuz bu yüzden size bakıyorum" der.
Bunun üzerine adam üzülerek:
- "Oğlunuzu kaybetmenize çok üzüldüm. Yapabileceğim bir şey varsa çekinmeyin söyleyin." der
Yaşlı kadında
- "Marketten çıkarken bana güle güle anne derseniz bu beni çok mutlu eder."
Ve kadın marketten çıkar. Adam da ona
- "Güle güle anne" diyerek veda eder.
Kasadaki tezgahtar alışverişinin 100 milyon tuttuğunu söyler.
Adam şaşırır ve
- "Ama nasıl olur ben sadece bir kaç ufak şey aldım." diye çıkışır.
Bunun üzerine tezgahtar kız
- "Anneniz onun aldıklarını da sizin ödeyeceğini söyledi."

Seager
07-17-2007, 10:56 PM
Adanali Cemal, Kayserili Kemal ve Temel bu uc arkadas Bogaz Koprusunde tamir yapiyorlarmis ve karilarida bunlara yemeleri icin bir seyler hazirliyormus. Ama hep ayni seyler.
Kayserili yemek torbasini aciyor pastirmali ekmek. Adanali aciyor kofte ekmek. Temel aciyor ekmek arasi hamsi. Bu hep boyle devam ediyormus.
Neyse gunlerden birgun bunlarin canina tak etmis ve demisler yine ayni seyleri hazirladilarsa kendimizi kopruden atalim. Adanali bakmis ekmege kofteli hop assaga atlamis, Kayserilininki de pastirmali,oda atlamis asagi. Temel bakmis hamsili, o da dayanamamis ve atlamis.Bunlarin evlerinde de agit yakiliyormus.
Adanalinin karisi:
- Vah zavalli kocacigim kofte ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim.
Kayserili
- Vah zavalli kocacigim pastirmali ekmegi ne cok severdi hep kendi ellerimle hazirlardim
Karadenizli ise
- Vah zavalli kocacigim hamsi + ekmegi ne cok severdi her sabah kalkip kendi hazirlardi..

Seager
07-17-2007, 10:56 PM
Temel oksurukten Dursun da kabizliktan sikayetcidir. Beraber doktora giderler.
Doktor Temel'e oksuruk surubu Dursun'a da mushil verir. Bunlar ilaclari karistirirlar.
Bir hafta sonra doktor Temel'e:
- Nasil oldu? Hala oksuruyor musun?
- oksurmeye cesaret bile edemiyorum doktor bey.

Seager
07-17-2007, 10:56 PM
Amerikada bir ilkokulda ögretmen çocuklara evde ders alınabilecek bir hikaye yaratmalarini, ertesi gün sinifta okuyacaklarini söylemis.
Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya baslamis. ilk sirada küçük Suzi varmis. Baslamis anlatmaya:
- Bizim çiftligimiz var. Bir gün babamla yumurtalari topladik, bir sepete koyduk. Arabayla giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtalarin hepsi kirildi.
- Güzeel. Peki bu hikayeden alinacak ders nedir?
- Bütün yumurtalari ayni sepete koyma.
- Aferim çok güzel. Lily sira sende.
Küçük Lily tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:
- Bizim de bir çiftligimiz var. Babam yumurtalardan civciv çikmasi için onlari kuluçka makinesine koyar geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacagini saniyordu, ama sadece 8'inden civciv çikti.
- Eveeet. Peki burdan alinacak ders nedir?
- Yumurtadan çikmamis tavuklari sayma
- Aferim bu da çok güzel. Billy, sira sende
Küçük Billy tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:
- Amcam Ted Vietnam Savasina katilmisti. Bir gün helikopterle bir göreve giderken helikopter vurulmus. Ted Amcam helikopter düsmeden elinde bir makinali tüfek, bir kasatura ve bir sise bira ile atlamayi basarmis. Parasütüyle yere inerken yolda birayi içip bitirmis. Inince mermisi bitene kadar makinali tüfegiyle 70 kisiyi haklamis. Sonra kasatura kirilana dek onunla 20 kisiyi halletmis. Sonra da son 10 kisiyi de silahsiz bitirmis.
- Böyle korkunç bir hikayeden alinacak ne ders olabilir?
- Içerken Ted Amcama bulasmayin...

Seager
07-17-2007, 10:56 PM
Sauna'ya giden bir grup genc erkek, soguk havuzda dinlenirlerken bir cep telefonu calar. Bir adam telefonu acar. Ortam cok gurultuludur; telefonun obur ucundaki kadin sesini zorlukla duyar.
- Sevgilim. Meltem'le disardayim. Biraz once cok guzel bir kurk gordum. 400 milyon liracik. Senin kredi kartindan alabilir miyim? N'oooolur, alabilir miyiiiiimmmm?
- Tabi canim. Al.
- Ah sevgilimmmm! Cok sekersin. Biseycik daha var ama kizmayacaksin, degil mi?
- Hayir, kizmam...
- Buraya gelmeden once Akmerkez'deydik. De Beers'de bir tane tek tas pirlanta yuzuk gordum. Cok guzeldi sevgilim. Butun arkadaslarimda var. Senin kredili kart hesabindan alabilir miyim? 650 milyon liracik. Gelecek ay ikramiye alacaksin. O zaman odersin. N'ooooluuurrrr. Alabilirmiyim?"
- Peki, al canim.
- Sevgilim benim. Bi tanem. Cok sekersin. Bu aksam sana harika bir gece yasatacagim. Caniiiim, bi sey daha var. Ama kizarsin diye korkuyorum...
- Kizmam, soyle bakiyim.
- Son kazadan sonra arabamdan iyice sogudum. Galeride bi tane Peugeot 206 gordum sevgilim. Cok guzeldiiii... 9 milyara birakacak. Senin adina bankadan bi kredi actirsak diyorum sevgilim. Nuran'in kardesi bankada sube muduru... Kefil-belge-imza falan istemiyor, sen tamam dersen hemen yapicak islemleri. N'ooolurrrr sevgilim, seni cok seviyorum....
- Peki, peki. Tamam. Olur. Al bakalim.
- Tatli sevgilim benim. Canim sevgilim. Seni coook seviyorum. Hadi by, aksama gorusuruz.
Genc adam telefonu kapatir ve arkadaslarina sorar:
- Bu telefon kimindi yahu?...

Seager
07-17-2007, 10:56 PM
Seksenlik koca, evden çikmak üzere paltosunu giyerken onu gören yasli karisi seslenir:
- Bu saatte nereye gidiyorsun?
- Doktora gidiyorum
- Ne oldu? yine neren agriyor?
Yasli adam siritir:
- Yok hanim yok, doktora söylicem bana bi VIAGRA yazsin
Bunu duyan kadin ayaga kalkar ve o da sokaga çikmak için hazirlanmaya baslar. Ihtiyar sasirir:
- Eee hanim, sen nereye?
- Doktora gidiyorum der ve adamin saskin bakislari altinda devam eder:
- Eger o eski, pasli seyi benim üzerimde kullanacaksan ben de tetanos ignesi yaptirayim bari..!

Seager
07-17-2007, 10:57 PM
Büyük bir kedi, kuyruguyla oynayan küçük bir kediye sormus: "Neden kuyrugunu kovaliyorsun?" Yavru kedi yanit vermis:
"Bir kedi için en güzel seyin mutluluk, mutlulugun da kuyrugum oldugunu ögrendim. Bu nedenle onu kovaliyorum, yakaladigimda mutluluga kavusacagim."
Bunun üzerine yasli kedi söyle demis: "Gencken ben de mutlulugun kuyrugum olduguna karar vermistim. Ama sunu farkettim; ne zaman onu kovalasam benden uzaklasiyor, ne zaman kendi isime baksam hep pesimden geliyor."

Seager
07-17-2007, 10:57 PM
Adamin biri, seks hayatindaki sorununa çare bulmak için doktora gider ve sikayetlerini anlatir:
- Doktor bey, bana bir seyler oluyor. Sevisirken bir sicak basiyor, terliyorum, bir soguk basiyor, üsüyorum.
Yapilan tahlillerde hiçbir sey çikmamasi üzerine, doktor kütüphanesindeki tüm tip kitaplarina bakar ve benzer bir olguya rastlayamaz. Adama hitaben:
- Beyefendi, bir de esinizi çagirip onunla konusalim...
Ertesi gün, adamin esi gelince doktor durumu kadina anlatir:
- Sevisirken esiniz bir terliyormus, bir üsüyormus.
Kadin:
- Aman körolasica herif, bir Agustosta sevisir, bir de Ocakta!!!

Seager
07-17-2007, 10:57 PM
Sovalyelerin gozupek oldugu eski zamanlarda bu sovalyelerden biri Hacli Seferlerine cikmaya karar verir. Yola cikmadan once kahyayi yanina cagirir:
- Hacli Seferlerine katilacagim. Karimin bekaret kemerini sana veriyorum. Sana guveniyorum. 10 yil icinde donmezsem anahtari kullanabilirsin.
Sovalye bastan asagi donanir, tozlu yollara revan olmadan once donup son bir kez satosuna bakar. Birden kahyanin, bagirarak nefes nefese satodan disari kostugunu gorur:
- Durun! Durun! Majesteleri. Oh, iyi ki size yetisebildim. Yanlis anahtar vermissiniz.

Seager
07-17-2007, 10:57 PM
Bir Yüzbaşı ile emir eri bir trende yolculuk ediyorlar. Aynı kompartmanda çok alımlı bir kız ile annesi de var. Başka kimse yok. Bu iki grup birbirlerini tanımasa da yolculuk sırasında tanışırız diye çok yakın oturmuşlar. Derken tren bir tünele giriyor, ortalık kararıyor. Bir öpücük sesi ve ardından -şırraaak- diye çok şiddetli bir toktat sesi duyuluyor.
Tren tünelden çıkıyor. Ortalık aydınlanınca herkes şaşkın şaşkın ne oldu diye birbirine bakıyor.
Genç kız düşünüyor; (Salaklar benim yerime annemi öperlerse, işte böyle annemden şamarı yerler..)
Kızın annesi düşünüyor; (Aferin benim kızıma, askerlerden biri kızımı öptü ama, tokatıda hemen yedi..)
Yuzbaşı düşünüyor; (Ulan bizdeki şansa bak, bizim asker kızı öptü, tokadı ben yedim..)
Ve Asker kıs kıs gülüyor; (Komutanım'dan intikamımı nasılda aldım Havaya bir öpücük yüzbaşıya bir tokat!!)

Seager
07-17-2007, 10:57 PM
Temel bir gün dağda giderken ayağı kayar ve uçuruma düşer. Başlar bağırmaya:
-"Kimse yok miduur? Kimse yokmiduur?"
Böyle bağırırken gece olur. Tanrı bakar kulu çok acı bağırıyor, kendi kendine:
-"Şu kulum düzelirim desin kurtaracağımm yahu."
Neyse gökten bir ses, Temel'e:
-"Ben tanrıyım, sen kulum! Ömrün boyunca içki içtin, kumar oynadın, zamparalık yaptın, bunları bırakacağına bana yemin et seni kurtaracağım" der
Temel düşünür ve başlar:
-"Başka biri yok miduur? Başka biri yokmiduur?"

Seager
07-17-2007, 10:59 PM
Genç is adami uçaga binmek üzere havaalanina gelir ve bilet kontrolü yapilan masaya giderek, elindeki valizleri teslim eder.
Görevli; "Biletinizi alabilir miyim?"
Adam biletini verir ve ekler; "Biletimden göreceginiz gibi New York'a gidiyorum. Ancak, verdigim yesil valizin Londra'ya, mavi olanin da Paris'e gitmesini istiyorum".
Görevli kiz saskinlikla; "Özür dilerim, ancak bunu yapmam mümkün degil".
Bunun üzerine genç adam; "Bunu duyduguma çok sevindim. Geçen sene yapmistiniz da!

Seager
07-17-2007, 10:59 PM
Arkadaslari isadamini evlendirmek istiyorlar. Sonunda uygun bir hanim bulunuyor ve isadamina haber veriliyor.
"Ben isadamiyim", diyor adam, "Numune görmeden böyle bir ise karar veremem."
Genc kadina durumu iletiyorlar:
"Ben de is kadiniyim", diyor hos hanim, "Numune veremem ama istedigi kadar referans gösterebilirim "

Seager
07-17-2007, 10:59 PM
Amerikada -22 nolu karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş. Bu aracı radarla incelemiş ve minimum 50 km. ile gidilmesi gereken yolda bu aracın tam 22 km./saat'le gittiğini farketmiş. Bu araba yolu tıkıyormuş. Ve aracı durdurup sürücüyü uyarmaya karar vermiş.
Ve aracın peşinden gidip aracı durdurmuş, birde ne görsün. Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze. Ve aracın arkasındaki koltuklarda da çok korkmuş 3 tane yaşlı teyze daha var.
Polisi görünce yaşlı sürücü: Polis bey çok mu hızlı gidiyordum? diye endişe ile sormuş.
Polis demiş ki; hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bütün otoyol trafiğini etkiliyor! Radardan gördüğüm kadaruyla 22 km. hızla gidiyorsunuz.
Yaşlı teyze: Ama, otoyolun girişinde 22 yazıyordu ve bende bu hızla uymak istedim!
Polis: teyzeciğim demiş, o 22 otoyolun numarası. Bu yolda min. 50 km hızla gitmelisiniz.
Kadın tamam, bundan sonra hızlanacağım demiş. Polis tam kendi arabasına giderken, gözü yine arkada oturan, hiç konuşmayan ve çok korkmuş 3 yaşlı teyzeye kaymış. Ve sormaya karar vermiş sürücüye.
Teyzeciğim birşey sorabilirmiyim? Bu ardada oturan kişlerin nesi var? Çok korkmuş gözüküyorlar, sanki dillerini yutmuşlar gibi!
Kadın şöyle cevap vermiş: Valla bende anlamadım, 160 nolu karayolundan çıktıktan beri böyleler.

Seager
07-17-2007, 10:59 PM
Kilisede dugunun baslamasina cok az zaman var.. damat rahibin yanina yaklasip isildiyor.. "Bakin.. size verecegim $100 karsiliginda evlilik yeminimizde birtakim degisiklikler yapmanizi istiyorum.. hani su bana soracaginiz sonsuza dek seveceginize, koruyacaginiza, sadik kalacaginiza yemin ediyor musunuz?" kismi var ya, onu metinden cikarmanizi istiyorum... "
Rahip gulumseyerek basini salliyor ve damat rahibin avucuna $100 sıkıştırıp iceri donuyor...
Ve dugun basliyor... herkes yerini aliyor, gelin ve damat rahibin onunde bulusuyor ve yeminler okunmaya baslaniyor....
Sira damadin yeminine gelince damadin gozleri hain hain parliyor.. ve rahip damata soruyor: "....... esinizin daima bir adim gerisinden yuruyeceginize, her emrini ve dilegini yerine getireceginize,her sabah kahvaltisini hazirlayip ayagina kadar gotureceginize,ve ikiniz de yasadiginiz surece baska kadinlara yan gozle bile bakmayacaginiza yemin ediyor musunuz...?"
Tabi damat bu beklenmedik is karsisinda gozleri faltasi gibi aciliyor..saga sola bakiyor.. bi yutkunuyor.. ve kisik bir sesle:
"E..eee..evet efendim"...
Ve toren sona erdikten sonra damat hisimla rahibin karsisina dikiliyor:
"Bir anlasma yaptigimizi saniyordum!!!!"
Rahip gulumseyerek cevapliyor:
"Esiniz daha iyi para verdi.... "

Seager
07-17-2007, 10:59 PM
New York sokaklarının karla kaplandığı günlerde ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde is gezilerinde olan kari koca, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede birkaç gün geçirmeye karar verirler..
Kocası esinden önce gider Florida'ya ve ertesi gün içinde esine yer ayırttıktan sonra, ona bir e-mail gönderir. Fakat mesaj, adresi bir harf yanlış yazdığı için esi yerine, bir gün önce ölen yaslı bir papazin esine gider.
Papazin en az kendisi kadar yaşlı esi bilgisayar ekranında mesajı okuyunca korkunç bir çiğlik atar ve yere düşer. Zaten çok üzgün olan kadının bu çiğliği üzerine ev halkı odaya dolar ve hemen herkes, yerde yatan kadına yardim için koşuşturmaya baslar. Kadıncağız bir süre sonra kendine gelir ve ne olduğunu soranlara bilgisayar ekranını gösterir.
Ekrandaki mesaj ise aynen böyledir:
- Sevgili kariciğim! Bugün buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarin senin gelişinle ilgili bütün işlemleri tamamladım. Sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok çok sıcak... Seni özlemle bekliyorum. Kocan... :-))

Seager
07-17-2007, 11:00 PM
Kasabanin birinde bir papaz ve onun iki tane papagani varmis.
Papaganlarda papaz gibi oldukca inancli ve dindarlarmis. Sabah aksam kafeslerinde oturup incil okuyup dua ederlermis. Papazin cemaatinden bir kadininda 2 tane disi papagani varmis, papazin erkek papaganlari ne kadar ahlakli,kadinin disi papaganlari da o kadar ahlaksizmis.
Eve gelen misafirlerin onunde 'erkek istiyozzz!'diye bagirirlarmis. Kadin sonunda dayanamamis ve papaza akil danismaya gitmis.
"Sen getir onlari bana benim papaganlarin kafesine koyalim da ahlak ogrensinler biraz" demis. Kadinda almis papaganlari getirmis, papazin evine daha kafese girer girmez disi papaganlaradan birisi
"hey yakisikli, iki tane ucuz fahise ister misiniz kafesinizde" diye sormus.
Erkek papaganlardan biri otekine donup haykırmış?:
"oglum butun dualarimiz kabul oldu lan sonunda!!!"

Seager
07-17-2007, 11:00 PM
Ingiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucmaktalardi. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz
vampir pike yapti ve asagi dogru suzuldu. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri dondu.
- Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, Nefisti.
Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzuldu. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeydi. ingilize bakarak,
- Hani senin az once girdigin agil vardi ya...
- Evet..
- Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu?
- Evet gordum.
- iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim. Nefisti.
Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istiyordu. O da pike yapti, suzuum suzum suzuldu. Aradan 5
dakika gecti, Laz vampir her yeri kan icinde geldi... Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden oldu.
Tabii oldukca meraklanmisti Ingiliz ve Fransiz vampirler...
- Eee? Nasildi?
- Ula usaklar, hacan asagUda pir agil vardi daa, gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu?
- Eveet, gorduk.
- Hacan pen oni gormedum daa..

Seager
07-17-2007, 11:00 PM
Yeni evli çift balayı zamanında golf oynamaya karar verirler. Otellerindeki golf sahasına inip golf oynamaya başlarlar. Adam topa bir vurur top direk çalılıkların arasında kaybolup beraberinde bir şeylerin kırıldığına dair ses getirir.. Sesi takip eden çift topun harabe bir kulübenin camını kırdığını anlarlar. İçeri girdiklerinde iri kıyım bir adam koltukta oturmaktadır. Çift üzgün bir vaziyette, -Kusura bakmayın beyefendi bilerek olmadı çok özür dileriz zararınızı ödemeye de razıyız, diyerek af dilerler.
Bunu gören adam:
-Hayır hayır esas ben size çok teşekkür ederim. Ben bir cinim ve 300 yıldır bu lambadaydım.. Topunuz lambayı kırarak benim serbest kalmama neden oldu.. Bu yüzden ne isterseniz yapacağım ikinizinde birer hakkı var, der.
Kadın:
-Benim içinde hizmetçileri olan kapısında son model arabalar duran bir villam olsun, der.
Cin:
-İsteginiz yerine getirildi bayan, der.
Adam ise düşünür.."Ev var araba var bende 1 milyon dolar istiyeyim diyerek hemen söze girişir:
-Cin bende hesabımda 1 milyon dolar istiyorum.
-Beyefendi sizin de isteğiniz yerine getirildi. Fakat benimde bir isteğim var biliyorsunuz 300 senedir bir lambada kapalıyım ve canım acaip kadın çekiyor. Bu isteklerinizin karşısında bende hanımınızla beraber olmak istiyorum, der.
Adam bu istek karşısında sinirlense de cinin yaptıklarından dolayı biraz yumuşar ve cin olduğunu düşünüp bir daha karşılarına çıkmayacağını düşününce karısına bakar. Karısı da yakışıklı cinle bir beraberliğin zararlı olmayacağını düşünüp kabul eder. Kadınla cin arka odada işlerini bitirmişler kadın giyinmektedir. Cin yatakta uzanırken kadına:
-Hanfendi kocanız kaç yaşında?
-35 nolduki?
-Hiiç bu yaşa gelmiş hala cinlere inanıyor

Seager
07-17-2007, 11:00 PM
Kizilderililerin genç reisi 18 yasina geldiginde cani kadin ister.
Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- "Oturan Boga kadin ister." Büyücü:
- "Oturan Boga ormana gitsin, üzerinde delik olan bir agaç gövdesi bulsun ve onun üstünde egitim yapsin, hazir olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir.
Der ki:
- "Oturan Boga hazir." Büyücü de kabiledeki en güzel kizi ona verir. Reis alir kizi çadira girer.
- "90 derece egil" der. Kiz egilince, kiza bir tekme vurur. Kiz çiglik atarak bunu niçin yaptigini sorar.
Reis söyle cevap verir:
- "Oturan Boga akillandi, önce yaban arilarini kontrol!"

Seager
07-17-2007, 11:00 PM
bir gün 3 çocuklu bir anneni n ineği ölür ve kadın üzüntüden intihar eder.daha sonra çocuklarıda intihar etmek ister ve sabahın köründe köprüye gider ve bir köprü pderisi görür .köprğ perisi ona benle 5 kere yat sana anneni ve ineği geri getiriyim der.Ama ço9cuk 3 te kalır ve atler.daha sonra ortanca gelir ve periyi görür ve peri aaynısını ona söyler amam oda 3 te kalır ve atlar.en son küçük kardeş gelir ve peri genide aynı şeyi söyler.çocuk gülerek:istediğin kadar olsun inek dayanamamış sen nasıl dayanacan der

Seager
07-17-2007, 11:01 PM
Cafer komadadir... Yaninda ise karisi... Cafer'in gozleri nemli, kisik sesiyle karisina dogru bakar ve konusmaya baslar:
"Ilk isten kovuldugum zaman yanimda idin... Iflas ettigim gun oradaydin... Vuruldugum zaman ilk gozumu actigimda seni gordum... Trafik kazasi gecirdigimde hastanede hep basucumdaydin...
Karisi takdir edilmenin mutlulugunda tabii.
"Simdi komadayim yine basucumdasin... Sonunda anladim ama, cok gec oldu; yahu sen ne ugursuz karisin..."

Seager
07-17-2007, 11:01 PM
Adamın biri günah çıkarmaya kiliseye gitmiş. Rahiple birlikte günah çıkarma odasına girince anlatmaya başlamış:
"Peder, büyük günah işledim.."
"Evet oğlum... Ne yaptığını anlat bana... Tanrı seni affedecektir..."
"Kız arkadaşımla üç yıldır çok güzel giden bir ilişkimiz var. Ve aramızda ciddi bir yakınlaşma olmadı. Dün onu görmeye evine gittim, kızkardeşinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce kardeşiyle beraber olduk..."
"Oh, bu çok kötü evlat... Fakat yaptığının kötü bir şey olduğunun farkındasın. Tanrı affetsin..."
"Peder, geçen hafta kız arkadaşımı görmeye işyerine gitmiştim. İş arkadaşlarından biri dışında iş yerinde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce iş arkadaşıyla birlikte olduk."
'Oh, bu hiç de iyi olmamış doğrusu..'
"Peder,geçen ay, kız arkadaşımı aramak için amcasının evine gitmiştim. Yengesinden başka evde kimse yoktu. Ortalıkta kimsenin olmadığını görünce, yengesiyle birlikte olduk.."
Adam cevap gelmediğini görünce seslenmiş:
"Peder???? Peder , neredesiniz?? '
Hiç cevap yok... Kilisenin içinde rahibi aramaya başlamiş ve onu piyanonun arkasındaki masanın altında saklanır bulmuş.
"Peder, niçin orada saklanıyorsunuz?"
"Birden ortalıkta senle benden başka kimsenin olmadığını farkettim de!"

Seager
07-17-2007, 11:01 PM
Jinekologun biri lanet olsun der ve doktorlugu birakir. Niyeti araba tamircisi olmaktir. Gider ve sendikanin sinavina girer. Sonuçta 100 üzerinden 150 alip gecer. Bunun üzerine bir sorusturma açilir.
Müfettisler hocaya sorarlar bu is nasil oldu diye.
Hoca;
- "Valla, yagi degistir dedim degistirdi. Filtreyi degistir dedim degistirdi. Bujileri temizle dedim temizledi.
Müfettis:
- "Iyi de neden 100 degil de 150 verdin?" Hoca:
- "Bunlarin hepsini egzozdan yapti

Seager
07-17-2007, 11:02 PM
Adam ölür ve öbür dünyada sorgusu baslar :
- Hiç içki içtin mi?
- Aman efendim...
- Kumar oynadin mi
- Aman efendim...
- Kadinlarla aran nasildi?
- Aman efendim, ben kim çapkinlik kim.
Cebrail dönüp bagirir:
- Oradan bir çift kanat getirin!
Adam çok sevinir :
- Melek oluyorum, degil mi efendim? der.
Cebrail cevaplar:
- Hayir kaz oluyorsun!

Seager
07-17-2007, 11:02 PM
Uçakta hostes, papaza sormus :
- Viski, cin, sarap...Ne emredersiniz?
- Kaç metrede uçuyoruz kizim?
- On bin metredeyiz peder!
- O halde sen bana su getir kizim, patrona çok yakiniz, ayip olur!

Seager
07-17-2007, 11:02 PM
Kadının biri bir gün golf oynarken topu ormana kaçmış. Topunu aramaya koyulmuş ve tuzağa yakalanmış bir kurbağa görmüş.
Kurbağa ona,
"Beni bu tuzaktan kurtarırsan, sana 3 dilek hakkı tanıyacağım".
Kadın onu kurtarmış, kurbağa da
"Teşekkür ederim, ama sana dileklerinle ilgili bir koşulu söylemeyi unuttum. Ne dilersen dile, kocan 10 kat iyisine veya fazlasına sahip olacak!"
Kadın
"Tamam" demiş.
İlk dilek olarak dünyadaki en güzel kadını olmak istemiş. Kurbağa onu uyarmış, "Bu dilek, senin kocanı da dünyanın en yakışıklı adamı yapacak ve kadınlar onun başına üşüşecek"
Kadın,
"Bu önemli değil, çünkü ben en güzel kadın olacağım, onun gözü benden başkasını görmeyecek".
KAZAM ve dünyadaki en güzel kadın olmuş.
İkinci dilek olarak, dünyadaki en zengin kadın olmak istemiş. Kurbağa da,
"Bu kocanı dünyadaki en zengin adam yapacak, senden de 10 kat zengin olacak"
demiş. Kadın,
"Bu da önemli değil, çünkü benim olan onun, onun olan da benimdir",
KAZAM ve dünyadaki en zengin kadın oluvermiş.
Kurbağa, üçüncü dileğini sorduğunda, kadın
"Hafif bir kalp krizi geçirmek istiyorum" demiş...
Bu hikayeden çıkarılacak ders: Kadınlar akıllıdır. Onlarla uğraşmayın!

Seager
07-17-2007, 11:02 PM
Genc bir kadin sol gozu mosmor bir halde evine gelmis.
- aman allahim kim yapti bunu kizim?
- kocam.
- peki ama o londra da degil miydi?
- bende oyle zannediyordum anne

Seager
07-17-2007, 11:02 PM
Bir karpuz tarlası olan çiftçi her akşam tarlasına çocukların dadandığını ve birkaç karpuzun eksildiğini fark etti. Bir süre düşündükten sonra, tarlaya bir uyarı levhası koymaya karar verdi:
"Dikkat! Karpuzlardan birine siyanür enjekte edildi!"
Ertesi akşam çiftçi karpuz yiyemeden kaçan çocukları keyifle izledi. Bir hafta sonra, çiftçi tarlasında geziyordu. Karpuzlarını denetleyerek eksik olmadığını düşünürken gözü kendi levhasının yanına konan bir levhaya ilişti:
"Şimdi o karpuzlardan iki tane var!"

Seager
07-17-2007, 11:03 PM
Bakan olan görgüsüz birisi soförüne sorar.
"Soför söyle bakalim esekle soför arasinda ne fark vardir? "
Soför bir süre düsündükten sonra mahcup bir sekilde;
"Bilemedim bakanim" diyor
Bakan cevap olarak:
"Esege çüs diyince, soföre ise dur diyince durur" demis.
Bunun üzerine soför çok sinirlenmis ama karsidaki bakan oldugu için bir sey söyleyememis.
Belirli bir süre sonra bu defa soför bakana:
"Bir soru sorabilir miyim bakanim" der. Bakan da:
"Sor bakalim" der. Soför sorar:
"Esekle bakan arasinda ne fark vardir?"
Bakan bir süre sonra:
"Bulamadim soför söyle bakalim" diyor. Bunun üzerine soför de:
" Vallahi bakanim ben de bulamadim... "

Seager
07-17-2007, 11:03 PM
Avukatin biri ölür ve öte tarafa geçer. Cennetin kapisinda sorgu melegi avukatin günahlarini dinlemeye baslar :
1) Çevreyi kirleten büyük bir sirketi, suçlu olduklarini bildigim halde savundum ve beraat ettirdim.
2) Bir seri cinayet katilini, yüksek ücret ödedigi için savundum ve idamdan kurtardim.
3) Bir çok müsteriden fahis fiyat aldim.
4) Parasi olmayan kadinlari savunmak için onlara sex teklif ettim.
Ve liste uzadikça uzaar gider.
Melek " bitti mi? " diye sorunca da avukat telasla atilir.
"Evet ! yalniz bir dakika ! bu arada yaptigim iyilikler ne olacak?"
Bunun üzerine Melek bir süre düsünür, " himm..dur bakalim. Bir tarihte dilencinin birine yüzbinlira vermissin "
Avukat sevinir, " evet,evet
"himm..." der melek " Bir baska tarihte de boyaci cocuga ikiyüzbinlira bahsis vermissin..."
Avukat yüzünde büyük bir siritmayla cevap verir "evet ! tabii ki !
"Melek yaninda duran yardimcisina döner ve söyle söyler
"Bu Pezevenge üçyüzbin lirasini verin ve derhal cehenneme atin!..."

Seager
07-17-2007, 11:04 PM
Bir gözlem:
Üniversitenin ilk günü dekan bir sinifa girdi ve "Günaydin!" dedi.
Sinif hep birden
"Günaydin, hocam!" deyince,
"A! Siz birinci sinifsiniz," dedi.
Sonra açikladi:
"Bir hoca sinifa girip
"Günaydin!" dediginde, hepsi, "Günaydin, hocam!" derse, birinci siniftirlar; gazetelerini ortadan kaldirip kitaplarini açarlarsa ikinci siniftirlar; hocayi görmek için gazetelerinin yukarisindan bakarlarsa üçüncü siniftirlar; ayaklarini siraya koyup gazetelerini okumaya devam ederlerse dördüncü siniftirlar.
Hoca içeri girip "Günaydin!" dediginde, bunu not aliyorlarsa master ogrencisidirler."

Seager
07-17-2007, 11:04 PM
Adamin biri amerika ya gitmis ve orada cok guzel bir civciv gormus ve ulkesine goturmek istemis.
Ucaga binmis ve civcivi ceketinin ic cebine koymus. Yanina da bir rahibe oturmus. Civciv bir sure sonra adamin gomleginin icine girip pantolonuna dogru inmis ve fermuar seviyelerine geldiginde cani disari cikmak istemis.
Fermuarin azicik acik kalan yerinden disari bakmis ve hemen kafasini geri cekmis. Bu hareketi bir kac kez tekrarlamis. Civciv rahibenin dikkatini cekmis.
Rahibe utana sikila adama donmus:
'Beyefendi, ben bu islerden pek anlamam ama galiba yumurtalarinizdan biri catlamis !'

Seager
07-17-2007, 11:05 PM
Biyoloji dersinden yapılacak sınav için sınıftaki herkez acayip çalışmış, notlar fotokopiler havada uçuşmuş. Daha sonra sınavın yapılacağı gün gitmişler bir de bakmışlar, ortada kağıt kalem yok sadece sıra sıra mikroskoplar.
Hocada başlarında bekliyorken demiş ki, "Bu mikroskaplarda lam'da bir böceğin bacağı var, sınavınız bacağından böceği tanımak"
Tabi hemen itirazlar ama fayda etmemiş, hoca dediği dedik. Öğrenciler mikroskopların başına geçmiş. Ama bir şey yapamıyorlar. En sonunda biri dayanamamış, kapıyı çarpıp çıkmış.
Hoca arkasından seslenmiş "Kimsin ulan sen, kapıyı çarpıp çıkıyorsun?"
Kapı hafifçe aralanmış ve bir bacak uzanmış" Tanısana hadi lan tanısana kim olduğumu"

Seager
07-17-2007, 11:05 PM
Kadinin biri petshop'a gidip bir muhabbet kusu almak istemis.. ordan bir tane erkek kusu gozune kestirmis..adama sormus:
"Bu simdi erkek olduguna gore kesin konusur degil mi?"
"Tabiii efendim..hem de harika bir secim yaptiniz, bu oyle cinstir ki 2 haftaya kalmaz karsilikli sohbet bile edersiniz" Kadinin cok hosuna
gitmis,kusu alip eve goturmus. 2 hafta sonra kadin yine dukkana gelmis:
"Bu kus tek kelime etmedi!!"
"Imkani yok hanimefendi salincagina cikip sallana sallana gayet guzel konusuyor olmali"
"Iyi de siz salincak vermediniz ki bana?"
Boylece adam kadina bir salincak satmis, kadin eve donmus....
2 hafta sonra kadin yine dukkanda:
"Bakin beyefendi 4 hafta gecti bu hayvandan hala ses cikmiyor!!!"
"Gercekten anlamiyorum.... merdivenine cikip oynarken konusuyor olmasi gerekirdi!!!"
"Merdiven mi? Bunun merdiveni yok ki?"
Ve adam gule oynaya kadina bir de merdiven satmis. kadin yine evine donmus...
2 hafta sonra:
"Beyefendi bir bucuk ay oldu ve bu kustan hala tek bir kelime duyamadim, olmayacak bu is galiba!!"
"Bakin hanimefendicigim ben bunlardan onlarca sattim biliyorum merdivenine cikip ordan salincagina konarlar ve aynada kendilerini seyrederken bicir bicir konusurlar"
"Ayna mi."
Ve adam o gun de bir ayna satmis olmanin mutluluguyla kadini evine gondermis....
2 hafta sonra petshop'un kapisi acilmis,kadin iceri girmis....elinde kafes, kafesin icinde merdiven, salincak, ayna ve bacaklarini havaya dikmis olu muhabbet kusu....
"BENI KAZIKLADINIZ!!! ISTE KONUSMAYAN KUSUNUZ VE YANINDA BANA KAKALADIGINIZ IVIR ZIVIRLAR!!!" Adam cok sasirmis....
"Hanimefendi bu ilk defa basima geliyor inanamiyorum tek kelime etmedimi bu hayvan??????"
"Valla olmeden once tek bir cumle soyledi"
"Ne dedi??????????"
"O DUKKANDA KUS YEMI SATMAZLAR MI?"

Seager
07-17-2007, 11:05 PM
Adam işten eve erken gelir ve içeri girdiğinde yatak odasından sesler geldiğini duyar.. hemen odaya dalar ve karısını yatakta ter içinde ve çırılçıplak bulur:
"Neler oluyor???"diye sorar..
Kadın cılız bir sesle "kocacığım kalp krizi geçiriyorum" diye mırıldanır..
Adam hemen salona koşup ambulans cağıracağı sırada 4 yaşındaki oğlu koşa koşa gelir ve "Babaaaaaa!!! Mick amcam sizin gardropta saklanıyor ve çıplaaaaaak!!!!" diye bağırır..
Adam bunu duyunca hırsla telefonu fırlattığı gibi odaya koşar, gardrobun kapısını açar ve erkek kardeşi hakkaten de çıplak vaziyette oradadır..
Bunun üzerine adam hışımla bağırır:
"SENİ KALINKAFALI!!! BENİM KARIM IÇERDE KALP KRİZİ GEÇİRİYOR, SEN ETRAFTA ÇIPLAK DOLAŞARAK KÜÇÜCÜK BİR ÇOCUĞU KORKUTMA PESİNDESİN!!"

Seager
07-17-2007, 11:05 PM
Clinton, Küba'ya gelecekmis.. Kübalilar toplanmis, bir hosluk yapacaklar.. Ulkenin en iyi ressamina basvurmuslar.. Bir tablo yap..
Adi, 'Clinton Kübada' olsun" diye.. Ressam "Hadi ordan" demis..
"Ben adami görmedim bile.. Adam hayatinda Küba'ya gelmedi.
Simdi ben nasil 'Clinton Küba'da' diye resim yaparim?.."
Tesadüf bu ya.. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmis o sirada.. konusmayi duymus..
"Ben size istediginiz tabloyu yaparim. Bana bir sandik puro verirseniz" demis ..
Vermisler.. Temel bir hafta sonra, Küba' lilari cagirmis.. "Iste tablonuz" demis..
Tuvalin üzerini örten bezi hizla asagi cekivermis.. Kübalilar da donuvermisler.. Tabloda, yatakta iki kisi .. "Bu ne" diye gürlemis, Turizm Bakani.:
"Bu ne?.. Bu kadin kim?.."
"Clinton'un karisi" demis, Temel..
"Peki bu üstündeki adam kim?"
"Clinton'un usagi!.."
"Peki Clinton nerde ulan!.."
"Clinton Küba'da" .....

Seager
07-17-2007, 11:05 PM
Temel birgün son model bir mercedes araba ile Trabzon'a gelmiş ve arkadaşları ile muhabbete başlamış;
Konu arabalardan açılınca, Temel başlamış arabasını övmeye, Almanlar ne kadar zeki insanlar yahu, yaptıkları araba dört dörtlük. Şöyle iyi araba, böyle rahat araba, çok hızlı araba vs.
neyse böyle konuşulurken iş iddiaya binmiş ve
Temel 'Ben arabamla Trabzon'dan Samsuna 4 saatte giderim' demiş.
Arkadaşları gidemezsin demişler. Temel hemen heyecanlanarak arabasına binmiş ve 'gideyimde görün uşaklar'demiş.
Arkadaşları 'iyide biz senin oraya ne zaman vardığını nereden bileceğiz demişler.'
Temel'de 'Samsun'a varınca telefon ederim.' demiş.
Ordan hemen biri atılmış ve 'iyide Samsun'dan aradığını nereden bileceğiz. Sen git şu kişiyi bul ordan, o bizi arasın.' demiş.
Temel adresi alarak yola çıkmış ve 3,5 saatte Samsun'a varmış, sözü edilen kişiyi bulmuş ve Trabzon'a telefon etmişler.
Arkadaşları Temel'e 'oooo Temel iddiayı kazandın tamam hadi gel' demişler ve başlamışlar Temel'i beklemeye.
Aradan 5 saat geçmiş Temel yok. gece olmuş Temel yok.
Arkadaşları 'nerde kaldı bu yahu' diyerek evlerine gitmişler. Sabah erkenden herkes birbirine 'Temel geldimi? ' diye sormuş ama kimseden cevap yok.
O gün de Temel efendi Trabzon'a teşrif etmemiş.
Ertesi gün sabah yine yok, öğleden sonra çıkmış gelmiş!.
Arkadaşları Temel'e hemen 'yahu Temel Samsun'a 3,5 saatte gittin 3 günde ancak döndün, ne oldu uşağım' demişler
Temel de ' Sormayın be arkadaşlar bu Alman'lar ne gerizekalı bir millet' demiş.
Arkadaşları ' Ne oldu Temel' demişler
Temel ' Şu güzelim arabayı yapmışlar, 5 tane ileri vites koymuşlar ama 1 tane geri vitesi koymuşlar' demiş.

Seager
07-17-2007, 11:05 PM
80 yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor bir kaç dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım "der";
Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almiş ve ... pat ... geyik yere yığılmış. "Adam şaşırmış ve doktora dönerek" olamaz ... başka birisi vurmuş olmalı" demiş.
Doktor "KESiNLiKLE!"

Seager
07-17-2007, 11:06 PM
Ücüncü Boğaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türkler'den oluşan bir konsorsiyum almış. Tam açılışın yapılacağı sırada kurdela kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yıkılmıs. Japon; 'gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarım' diyerek harakiri yapmış.
Amerikalı; 'gitti çeliklerim, tonlarca çelik yıkıldı' diyerek tabancasını çekip intihar etmiş.
Tüm bunlari izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek yanındakilere dönmüş: '
'İyi ki çimento koymamışım, yoksa bunlar gibi mahvolurdum'...

Seager
07-17-2007, 11:07 PM
Küçük Temel birgün sokakta oynarken yoldan geçen bir hamile bayani durdurur. Kadinin karnini isaret ederek Teyze o ne? der. Kadin da O benim çocugum der. Temel Çocugunu seviyor musun teyze sen? der. Kadin da: Tabii ki evladim" diye cevap verir. Temel de O zaman onu niye yedin? der

Seager
07-17-2007, 11:33 PM
Dört kişilik bir eğitim uçağı karadenizde mezarlığa düşmüş...... Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyorlarmış

Seager
07-17-2007, 11:33 PM
Oglan (O) : Baba sex neden zevklidir?
Baba (B) : Bak oglum sex burnunu karistirmaya benzer.Burun her zaman parmaktan daha cok zevk alir.
O : Neden kadinlar tecavuz edilmekten nefret
ederler?
B : Sen sokakta yururken biri gelip burnunu karistirsa hosuna gider miydi?
O : Baba neden bayanlar adet gunlerinde sex yapamazlar?
B : Burun kanasaydi karistirabilir miydin?
O : Erkekler neden prezervatifle sex yapmaktan hoslanmazlar?
B : Eldiven giyip burnunu karistirmazsin heralde.
O : Baba neden sex ozeldir?
B : Sinifin onunde burnunu karistirmazsin degilmi?
O : Baba sen supersin yaa!....

Seager
07-17-2007, 11:34 PM
Bir partide adamin biri, guzel bir bayanin yanina yaklasmis ve :
- "Bayan, size bir milyar lira versem bu gece benimle beraber olur musunuz?" demis
Kadin biraz duraksamis ve;
- "Neden olmasin?" diye cevap vermis.
Adam biraz sonra :
- "Peki 5 milyon versem benimle beraber olur musunuz ?" demis.
Kadin bu sorunun uzerine bozulmus ve,
- "Siz beni ne sandiniz ?" demis.
Adam bunun uzerine cevap vermis:
- "Ne oldugunuzu anladik da, fiyatta anlasmaya calisiyoruz

Seager
07-17-2007, 11:34 PM
Soguk bir mart gecesinde genc erkek kediler disari cikmak icin susleniyorlar. Tam bu sirada kucuk erkek kedi birinin kolunu cekiyor.
- "Abi nereye gidiyorsunuz? bende geleyim mi?"
- "Hayir,biz disi kedilerle sevismeye gidiyoruz. sen gelemezsin"
Kucuk kedi 2. ve 3 .gunde sansini denemis ama hep olumsuz cevap.
- "Hayir,biz disi kedilerle sevismeye gidiyoruz"
Kucuk kedi yine bir aksam uzeri disariya cikmaya hazirlanan abilerine yaklasmis
- "Abi bende gelebilirmiyim" diye sormus. babacan bir kedi;
- "Hadi gel, lan sende ogren" demis.
Kucuk erkek kedi ve abileri cok soguk ve karli bir mart gecesinde sokaklarda dolasmaya baslamislar ve hemen bir plan yapilmis. Bir evin catisina cikip bekleyecekler ve asagidan disi kediler gecerken saldiracaklar. Aynen plandaki gibi catiya cikmislar baslamislar beklemeye, kar yagiyor ve hava cok soguk, aradan gecen 2 saatten sonra yoldan gelip gecen yok. Abilerinin yaninda bekleyen kucuk erkek kedi iyice usumus ve titrek bir sesle abisinin koluna durtmus;
- "Abicim ben bi on dakika daha sevisir sonra giderim" demis.

Seager
07-17-2007, 11:34 PM
Adam kirmizi isikta dururken karsida kucaginda köpek olan bir cocugun bir trafik polisinin pacasindan cekistirdigini gormus ve olayi izlemeye koyulmus.
Cocuk cekistirdikce polis sinirlenip "git buradan" der gibi bir seyler yapiyormus.
Cocuk birazdan tekrar gelip adamin pacasindan cekistirip kopegi isaret ediyormus ve bu olay bir kac dakika devam ettikten sonra polis bir ara iyice kizmis ve cocugu oradan kovmus.
Olayi izleyen adam oraya dogru gidip polise cikismis:
"Ayip ayip! Kucucuk cocuga nasil davraniyorsunuz!!!"
Polis adama dönerek:
-Kardesim sen cocugun ne dedigini biliyor musun?
-Yahu kucucuk cocuk ne diyecek!?? Herhalde karsiya gecmek isteyecekti...
-Yok yaaa... O cocuk kucagindaki kopegi becermemi istiyor!! Yavrularinin Polis Kopegi olmasini istiyormus!!!

Seager
07-17-2007, 11:34 PM
Alican çok terbiyesiz bir çocukmus.
Bir gün annesinin misafirleri konken oynamaya gelmisler.Oglunun yanlis hareketlerde bulunacagindan korkan annesi misafirlere Alican terbiyesiz bir laf ederse kalkip gidiyormus gibi yapin belki utanir demis. Misafirler tamam deyip oyuna basladiklari sirada Alican içeri dalarak "Anne anne limana bir gemi yanasti içinde bir sürü abaza denizci var, etrafta kari ariyorlar demis. Bunun üzerine kadinlar ayaga kalkip gidermis gibi yapmislar. Bu sirada Alican atilmis "Oturun oturun, acele etmeyin, daha bir hafta buradalar"

Seager
07-17-2007, 11:34 PM
Arabasini park edip lokantaya giren adam, çiktiginda arabasini akordeona dönmüs bir halde bulur. Cam sileceginin altinda
bir kagit vardir. Kagidi açtiginda, su satirlarla karsilasir :
- Ön vitesle geri vitesi karistirip arabaniza sert bir sekilde çarptim. Arabanizda gördügünüz gibi çok büyük hasar var. Olayi gören kimseler de su an, ben bu satirlari yazarken çevremde toplanmis bulunuyorlar ve bu kagida adimi ve adresimi yazdigmi saniyorlar. Ne halin varsa gör, o kadar enayi degilim!

Seager
07-17-2007, 11:35 PM
Karanlik ve issiz parkta devriye gezen polis memuru bir agacin altinda park etmis olan arabayi görür ve sessizce yaklasir. Ancak bu kez alismis oldugu manzara ile karsilasmaz. Gerçi, çogu zaman oldugu gibi, arabada genç bir kiz ve oglan vardir; ancak polisin düsündügü seyi yapmamaktadirlar. Oglan ayisiginda gazete okumaya çalismakta; kiz ise örgü örmektedir.
Düsündüklerinden dolayi utanan polis memuru, muhabbet olsun diye cama vurur ve arabaya girip konusmaya baslar:
- "Gençler, ne güzel bir gece, degil mi?. Siz de ne güzel, iki kardes oturuyorsunuz..."
- "Evet polis bey...Gerçekten güzel bi gece...Ama biz kardes degiliz ki..."
Polis killanir...
-"Kardes degil misiniz...
Sonra oglana sorar:
- "Sen kaç yasindasin bakiyim?..."
Oglan cevaplar:
- "19..."
Polis bu kez kizi isaret eder ve sorar:
- "Pekiii.... O kaç yasinda?..."
Oglan, sinsice siritarak cevap verir:
- "20 dakka sonra 18 yasinda olacak....''

Seager
07-17-2007, 11:35 PM
Adamin biri California'da bir kumsalda yururken ayagi eski bir lambaya takilmis, adam lambayi kumlarin icinden cikarmis. Dalgasina Belki cin cikar" deyip ovalamis lambayi, harbi harbi cin cikmis.
Adam cok sasirmis, cin baslamis konusmaya "Tamam, tamam. Beni lambadan kurtardin vs ..."
- "Bu, bu ay icinde dorduncu cikarilisim ve bu isten sikilmaya basladim bu yuzden 3 dilegi unut. Sadece 1 dilek hakkin var!"
Adam oturmus ve bir sure dusunmus ve "Her zaman Hawaii'ye gitmek istedim ama ucaktan korkarim ve deniz beni cok tutar.Benim icin Hawaii'ye bir kopru yap boylece arabayla oraya gidebileyim" demis.
Cin gulmus ve
- "Bu imkansiz. Bu isin lojistigini dusun! Koprunun ayaklari nasil Pasifik'in dibine ulasabilir? Ne kadar beton gerektigini, ne kadar celik gerektigini dusun. Hayir, baska bir dilek dusun" demis.
Adam tamam demis ve gercekten guzel bir dilek dusunmeye baslamis. En sonunda,
- "Dort kere evlendim ve bosandim. Butun karilarim her zaman duyarsiz oldugumu ve onunla ilgilenmedigimi soylerdi. Bu yuzden, kadinlari anlayabilmeyi diliyorum... Nasil hissettiklerini ve neden agladiklarini, bir sey soylemedikleri zaman gercekten ne istediklerini...onlari nasil gercekten mutlu edebilecegimi bilmek istiyorum..."
Cin cevap vermis:
- "Köprü iki seritli mi olsun dört seritli mi ???!!!"

Seager
07-17-2007, 11:35 PM
Mahallenin iki afacan kardesi tüm mahalleliyi biktirmis. Sürekli ana-babalarina sikayet geliyor mahalleliden. Kirilan camlarin, kuyruguna teneke baglanan kedilerin,lastigi indirilen arabalarin sorumlusu hep afacan kardesler.
Ana-babasi usanip bu durumdan kilisenin papazina anlatirlar durumu ve yardim isterler. Papaz "gönderin çocuklari konusayim" der.
Çocuklari gönderirler. Papaz önce büyük oglani çagirir. "Söyle bakiim evladim,Tanri nerede?". Çocuk susar. Papaz tekrar sorar:"evladim söylesene Tanrimiz nerede?". Çocuk susmaya devam eder. Papaz israrla sormaya devam eder, çocuk susmaya.. Sinirlenir Papaz,"konussana be çocuk nerde Tanri?".
Çocuk aniden firlar,kiliseden kosarak kaçiyorken seslenir kardesine "kaçalim çabuk!". Eve giderler,odalarina çikip kapiyi iyice kapatirlar,küçük oglan sorar büyügüne "neden kaçiyoruz?" Büyük yanitlar:
"iste simdi hapi yuttuk, Tanri kaybolmus bizden biliyorlar!!!"

Seager
07-17-2007, 11:35 PM
Bir gün Temel balığa çıkar.İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar.Birden hava patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar.
Temel dua etmeye başlar.Tanrım beni bu fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım der içinden.
Hava bir zaman sonra düzelir.Temel evine dönmeye başlar.Bir tarafdanda balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla yarısını dağıtsam olur der.Biraz daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısıda çok fazla, ben bunların çeyreğini dağıtsam olur der.
Biraz daha zaman geçer Temel tekrar balıklara bakar.Tam o sırada hava tekrar bozulur.Temel kafasını gökyüzüne diker ve şöyle der:
-Haçen sende şakadan heç anlamiyesun...

Seager
07-17-2007, 11:36 PM
İki cuce erkek kardes yine iki cuce kiz kardesle evlenmisler ve balayina gitmisler.
Gittikleri otelde bitisik odalari tutmuslar. birinci cift ilk *******inde ugrasmislar ugrasmislar ama basarIsIz olmuslar.
Keyifleri kacmis yan odadan gelen sesleri dinlemeye baslamyslar.birde ne duysunlar. Yarim saatte bir "haydi yallah hop hop hop" diye sesler geliyormus.
Sabah olunca kahvaltiya inmisler. istahsiz birsekilde kahvaltiyi didiklerken diger butun gece hoplayan cuce cift gelmis.
Hoplayan cuceler:
"Kardes geceniz nasil geti?"
Bizimkiler:
"Hiic, yatip uyuduk."
Gece hoplayanlar ic gecirmis :
"Ah ne guzel! Biz o kadar ugrastIk yataga bile cikamadik."

Seager
07-17-2007, 11:36 PM
Bir adam sabah yururken ilginc bir cenaze kafilesi farkeder; onde giden kopekli bir adam, arkasında bir tabut ve 10 metre arkadan gelen bir baska tabut ve tek sIra olmus yaklasIk 200 adam. Tuhafina gider. Kafilenin basındaki adam kuskusuz cenazenin sahibidir, yanina yaklasir ve sorar;
- "Beyefendi, bu uzuntulu gununuzde hatırlatmak istemem ama olenler neyiniz oluyor?"
Adam yanitlar
- "Ondeki karim arkadakide kayinvalidem."
- "Vah vah basiniz sagolsun. Nasil oldu?"
- "Kopegim karima saldirip oldurmus. Kayinvalidemde karima yardima gelmis onu da oldurmus."
Adam biraz dusundukten sonra sorar;
- "Beyefendi kopeginizi odunc alabilir miyim?"
- "Siraya gec"

Seager
07-17-2007, 11:36 PM
Sehirli tavukla köylü tavuk gezerken, bir vitrinde iri ve beyaz yumurtalar gördüler.
Sehirli, gururla yanindakine döndü:
- "Görüyor musun; bunlari ben yumurtladim, tanesi otuz bin liraya satiliyor."
Az ilerdeki vitrinde daha büyük ve sari kabuklu yumurtalar görünce köylü tavuk arkadasini dürttü:
- "Bak bunlar da benim yumurtalarim; kirk bin liraya satiliyor!"
Sehirli tavuk altta kalmadi:
- "Valla sekerim istesem ben de böyle büyük yumurtlayabilirim ama bizim horoz bey, onbin lira için bir tarafini yirtmaya degmez diyor!"

Seager
07-17-2007, 11:36 PM
Karisindan bosanmis olan bir adam, o gün annesini görecek olan kizina
- Al kizim bu zarfi. Sen artik 18 yasina bastin. Bu annene verecegim son nafaka çeki. Bunu annene ver, sonra 1 adım geri çekil ve annenin yüzündeki ifadeyi seyret demis.
Kiz annesine gitmis :
- Anne babam bu zarfi sana gönderdi. Ben artik 18 yasima bastigimdan sana gönderdigi son nafaka çekiymis. Zarfi sana verip sonra 1 adim geride durup senin yüzündeki ifadeyi seyretmemi söyledi.
Annesi :
- Peki kizim .simdi babana git. 18 seneden sonra O'na aslinda senin gerçek baban olmadigini söyle. Sonra 1 adim geri çekil ve yüzündeki ifadeyi seyret !

Seager
07-17-2007, 11:36 PM
Adam doktora gidiyor.
Dr. bey karnim atiyor. nasil yani diyor Dr. hani diyor adam kalbim nasIl atiyorsa karnim da iste öyle atiyor.
Dr. iyice sasiriyor. Allah Allahi atmamasi! lazim.
Sagolun diyor ve gidiyor adam. 2 hafta sonra tekrar geliyor. tesekkür ederim Dr. bey diyor.
Tavsiyeniz üzetine at mamasi aldim yedim. İyi geldi bütün sikayetlerim bitti.
Dr. iyice sasirir:
Allah Allah, bitmemesi! lazim )))

Seager
07-17-2007, 11:37 PM
Dört arkadas barda muhabbete dalmistir. Içlerinden biri tuvalete gider. Üç arkadas sohbetlerine devam ederler.
birinci adam oglundan söz eder, "Benim oglan araba yikamakla ise basladi. Bir baltaya sap olamayacagindan korkuyordum ama bir gün arabasini yikadigi adamlardan biri ona is teklif etmis. Sonra iyi bir araba saticisi oldu. Hatta o kadar iyi para kazandi ki geçenlerde bir arkadasinin dogum gününde ona Mercedes aldi !"
Ikinci adam da mevzuya girer, "Benim oglum da biraz problemliydi. Büyük bir emlak sirketinde çalisirken inanilmaz bir is kapti ve ondan sonra ilerledi acayip zengin oldu. Çalistigi sirketi de satin aldi. Bir arkadasinin dogum gününde ona bir ev bile hediye etti."
Digerlerini dinleyen üçüncü adam da heyecanla söz alir, "Aynen benimki de öyle. Ise bir borsa sirketinde temizlik elemani olarak basladi. Bir gün kendi kendine hesaplar yaparken patron tarafindan fark edilince broker oldu ve büyük basarilarla inanilmaz bir servete sahip oldu. Üstelik de en iyi arkadasina bir milyon dolarlik hisse senedi armagan etti !"
Bu sirada dördüncü adam tuvaletten çikmis ve sohbete katilmistir. Digerleri ona çocuklarindan bahsettiklerini söyleyince adam içini çekerek konusmaya baslar,
"Ehh...benim oglumun bir hayal kirikligi oldugunu itiraf etmeliyim. Dogru düzgün bir iste dikis tutturamadi, berber çirakligi falan yapti, eroine bulasti. Derken onun yoldan çikmis oldugunu fark ettim, maalesef homoseksüelmis ! Çok çok üzüldüm. Bir sürü erkekle birlikte oldugunu duydum."
Adam, gülümsemeye çalisarak konusmasina devam eder, "Ama ise iyi tarafindan bakmaya çalisiyorum. Geçen dogum gününde bu homoseksüel arkadaslari ona bir Mercedes, bir ev ve bir milyon dolarlik hisse senedi hediye etmisler !"

Seager
07-17-2007, 11:37 PM
Cok gunahkar bir adam ölmü$ ve kendini cehennemde bulmu$........
$eytanin kar$isina gecmi$, $eytan ona sormu$:
- Niye titriyorsun, korkuyor musun?
- Tabi ki korkuyorum, cehenneme du$tum..!!!
- Aaa korkma, cehennem size anlatildigi gibi bi yer diil goruceksin. mesela... Sen icki sever misin?
- Severim hem de cok
- Harika.. o zaman Pazartesileri de cok seviceksin.. pazartesi burada ICKI GUNU'dur.. butun gun viski, tekila, bira, $arap servisi yapilir.. istedigin kadar iciceksin ve asla sarho$ olmiycaksin..... nasil?
- Waowwwww bayildim...!!!
- Peki sigara icer misin?
- Evet cok fazla icerim..
- Harika.. o zaman Salilari da cok seviceksin.. sali burada SIGARA GUNU'dur.. butun gun dunyanin en kaliteli sigaralarini tutturebiliceksin, cigerlerin patlamiycak, öksürük krizleri yok, kanser de yok, nasilsa ölüyüz di mi... nasil??
- Aman tanrim insan daha ne ister ki..!!!!
- Peki kumar oynar misin??????
- Evet !! Hayattayken deli gibi kumar oynardim.....
- Harika..... o zaman Car$ambalari da cok seviceksin.... car$amba burada KUMAR GUNU'dur... sabahtan ak$ama kadar blackjack, poker, rulet, ne ararsan.. iflas etmek yok, hep kazanmak var, kazandikca oynamak var.... nasil?
- INANILMAZ.. TEK KELIMEYLE INANILMAZ...!!!
- Ya uyu$turucularla aran nasil????
- Aaah sorma, ben iflah olmaz bir uyu$turucu bagimlisiydim...
- Sen cok $anslisin ahbap.. Per$embelere de bayilicaksin demektir.. per$embe burada UYU$TURUCU GUNU'dur... butun bir gun eroin, kokain, marijuhana, hangisini istersen ne $ekilde istersen alabiliceksin... kafayi bulmak yok, zehirlenmek yok, butun gun ucu$ halindesin...... ho$una gitti mi????
- BUNLARA INANAMIYORUM CENNETTE BU KADAR MUTLU OLAMAZDIM HERHALDE...!!!
- Peki e$cinsel misin?
- Hayir...
- Hmmmm.. o zaman Cumalardan nefret ediceksin.....

Seager
07-17-2007, 11:37 PM
Fransa' da bir kasabada kadinlar sik sik papaza gelerek kocalarina ihanetten dolayi gunah cikarirlarmis. Papaz kadinlarin basvuru seklinin utanc duvarini asmasi yuzunden, su parolayla basvurmalarini rica etmis:
- "Sokakta giderken ayagim tasa takildi dustum" deyin. Ben anlarim"
Papaz bu parolayi kasabanin belediye baskanina da citlatmis. Bir sure sonra da papaz baska bir kente atanmis. Yerine gelen papaz ise bu parolayi bilmediginden, geldiginin ikinci haftasinda duruma bir cozum bulmasi amaciyla belediye baskaninin huzuruna cikmis ve:
"Butun kadinlarin ayagi tasa takilip, dusuyor, su sokaklari, asfalt yaptirsaniz da bu kazalarin onune gecsek!" deyince, parolayi bilen Baskan gulmeye baslamis.
Papaz kizmis:
"Bunda gulecek ne var? Sayin Baskan!" diye cikisir ve devam eder, "Sizin karinizin da geldigimden beri uc kez ayaginin takildigini soylersem herhalde gulmezsiniz

Seager
07-17-2007, 11:37 PM
Bir rahip berbere gider. Saçlarini kestirir. Berbere tesekkür eder ve borcunu sorar..
- "Muhterem Peder" der berber.. "Siz kutsal bir insansiniz. Sizden nasil para alabilirim. Sizi tiras etmek dükkanim için sereftir."
Rahip tekrar tekrar tesekkür eder ve gider. Berber ertesi sabah dükkani açmaya geldiginde kapisinda 12 altin lira bulur.
Birkaç gün sonra bir Budist rahip gelir dükkana. Saçlarini kestirir, borcunu sorar. Berber saygi ile egilir:
- "Siz ruhani bir lidersiniz.. Sizden nasil para alirim. Sizi tiras etmek dükkanim için sereftir."
Budist rahip tesekkür eder gider. Berber ertesi sabah dükkani açmaya geldiginde, kapisinda 12 yakut bulur.
Ertesi hafta bir haham girer dükkandan içeri. Saçini kestirir ve elini cüzdanina atar..
- "Sakin ha" der berber.. "Siz bir inanç adamisiniz.. Sizden nasil para alirim ben.. Dükkanimin konugusunuz.. Güle güle gidin.."
Haham gider. Berber ertesi sabah dükkani açmaga gelir. Kapida 12 haham vardir.

Seager
07-17-2007, 11:38 PM
Güzel bir bahar gününün sabahinda IETT söförü garaja gider, otobüsünü çalistirir ve yola çikar. Sorunsuz bir sekilde bir duraktan digerine ilerler yolcularini alir, indirir. Derken; duragin birinde iriyari, güçlü kuvvetli ve oldukça tehlikeli görünüse sahip bir adam otobüse biner.
Söföre sert bir bakis firlatir ve,
- "Karagümrüklü bilet atmaz." diyerek arkadaki bir koltuga geçer ve oturur. Ertesi gün, ondan sonraki gün ve hergün ayni sey tekrar olur. Karagümrüklü, ayni sözlerle ve ayni sert bakislarla bilet atmadan koltuga geçip oturur. Bu durum otobüs söföründe kompleks yaratmaya baslar. Hat degistirme dilekçesi de red edilince son çare olarak bir jimnastik kursuna yazilir. Her aksam devam ettigi kursta; Judo, karate, aikido ve benzeri tüm dövüs teknikleri konusunda ihtisas yapar.
Yazin sonlar na dogru, kendine güveni olan iyi bir dövüs ustasi haline gelmistir. Kurslar bitirdiginin ertesi günü tekrar otobüsüyle yola çikar. Uzaktan, Karagümrüklü'nün durakta bekledigini görür. Sinirini gizlemeye çalisirken, dislerini gicirdatarak otobüsün kapisini açar. Karagümrüklü otobüse biner, söföre sert bir bakis firlatir ve, - "Karagümrüklü bilet atmaz." diyerek ilerleyecekken tam o sirada, siki bir kavgaya hazir olan söför birden koluna yapisir,
- "Neden atmiyor mussun !??"
Söföre saskinlikla bakan adam söyle der,
- "Karagümrüklü'nün mavi karti var."

Seager
07-17-2007, 11:38 PM
Karadeniz'i gezen bir adam yolda aniden önüne çıkan tavuğu ezmiş. Hayvanı ezdiği için üzüntü duymuş ve gidip sahibine en azından parasını vermek istemiş. Almış tavuğu ve hemen oradaki köye gitmiş. Elindeki tavukla kahveden içeri girmiş ve :
- Afedersiniz; ben hemen köy dışında bu tavuğu ezdim. Sahibini arıyorum, en azından parasını vereyim diye. Acaba bu tavuğun sahibi kim ? Bunun üzerine hep beraber tavuğa bakan Lazlar :
- Hemşerim sen yanlış geldin. Bizim köyde böyle yassı tavuk bulunmaz

Seager
07-17-2007, 11:38 PM
Lazlar kahvede otururken bir arkadaşları içeri girmiş :
- Temel, ineklerinden pipo içen var mı ?
- Yok
- O zaman ahırın yanıyor

Seager
07-17-2007, 11:38 PM
Temel, New York'taki gökdelenlerden birinin 53. katında çalışırken aniden ayağı kaymış ve aşağı doğru uçmaya başlamış... 52, 51, 50, 49, 48... Katları yıldırım hızıyla geçen Temel 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2... Ve 1'inci kata geldiğinde kafasından şimşek gibi şu düşünceler geçmiş:
- Sağa çok şükür Tanrum, haburaya kadar sağ sağlim celduk... Birinci kattan düşsen de nasil olsa pişeycukler olmaz.

Seager
07-17-2007, 11:38 PM
Yargıç, otomobil çalmak suçundan sanık olarak karşısına getirilen Temel'esordu:
- Otomobil çalmışsın, bunu neden yaptın söyler misin?
- Sahibi yok sanmiştum...
- Peki, sahibi olmadığı kanısına nereden vardın?
- Mezarluğun önine parketmiştu da