Hido yenilenerek döndü

[Spy_MasteR]

Hido yenilenerek döndü
Hidayet Türkoğlu, bu senenin hem Milli Takım için hem de kendisi için çok farklı olacağını söyledi.

6 Temmuz 2007 12:04
Geçtiğimiz yaz milli takımdan affını istedikten sonra sıkça eleştirilen ancak bu yaz Avrupa Basketbol Şampiyonası öncesinde yeniden takıma katılan NBA'deki gururlarımızdan Hidayet Türkoğlu, milli takımdaki hedefleri ve gelecek planları ile ilgili olarak Akşam Gazetesi'ne konuştu...

Gözü kara şampiyon

7 yıldır NBA’deyim. Kings, San Antonio, 3 yıl önce Orlando Magic. Magic ile 6 yıllık anlaşma yaptım. 3’ü bitti. 3 daha var. Magic’te yükü çeken ve koçun özel görevler verdiği 3 oyuncudan biriyim. İşler iyi gidiyor. NBA’de en çok oynayan Türk oyuncuyum. Bir 10 yıl daha oynarım. Eder 17 yıl... 17 yıllık NBA’li olmayı planlıyorum ama sadece NBA’ye de yapışmadım. Artık orada kendimi ispatladım. Avrupa veya Türkiye’den, iddialı bir takımdan, çok iyi bir teklif gelirse, profesyonelce düşünür, NBA’den uçarım. Doğrusu, çok mutlu olduğum NBA’den, beni ancak böyle teklifler ayırır. Geçen yıl Japonya’da dünya altıncısı olan arkadaşlarımla gurur duydum. Maçları TV’den seyrettikçe, heyecandan yerimde duramadım. Hop oturup hop kalktım. Ben de, Mehmet de orada olmak isterdik. İstemediğimiz şeyler olmuştu.

Geçmişe sünger çektim

Bazı insanlar Türk halkını yanlış bilgilendirmişti. Bizi, gelmek ve oynamak istemiyor diye lanse etmişlerdi. Oysa, 28 yaşındayım ve milli formayı en çok giyen oyuncuyum. Bu işler öyle değildi. İnsanlar da, gerçekleri bilmediği için, bizi suçluyorlardı. Gerçekleri açıklasak, belki bize herkes tam anlamıyla hak verecekti ama, onlar aile içindeki sırlardı. Kol kırılır, yen içinde kalır. Biz ailenin sırlarını açıklamadık. Bunlar geçmişte kaldı. Artık olaylara girmek de istemiyorum. Açıldıkça, daha kötü oluyor. Küllenmesinde yarar var. Geçmişe sünger çektim, önüme bakıyorum.

Arkadaşlarıma güveniyorum

Çok şampiyonluklar yaşadım. Şampiyonluğa asla doyulmaz. Milli Takım’da hedefim, 2010’da Türkiye’deki Dünya Şampiyonası’nda, dünyanın zirvesine çıkmak... Ancak, 2010’a 3 yıl var. Oraya kadar mutlaka bir Avrupa Şampiyonluğu yaşamak istiyorum. Bu, 3-16 Eylül’de İspanya’daki şampiyonada olabilir. Orada mutlaka olimpiyat vizesini de almalıyız. Alıp, bir ilke imza atmalıyız. Bu milli takımda tecrübelisiyle, genciyle, çok değerli oyuncular var. Arkadaşlarıma çok güveniyorum. Rüya Takım dahil, çekindiğim tek takım yok. Zaten, Türk Milli Basketbol Takımı’nın, şu anda dünyada yenemeyeceği takım yok. Yeter ki, kendi form grafiğimizin en üstüne ulaşalım ve asla sakatlıklarla muhatap olmayalım. Milletimiz de bize güvensin ve destek versin. Onların yüzünü kara çıkartmayacağız.

Kerem de keşke takımda olsaydı!

Kerem benim çok yakın arkadaşım. Kardeşim... Onu da bu milli takımda görmek isterdim ama, sonunda kararı ben vermiyorum. Hocamızın kararına da saygılıyım. Geçen yıl beni de almadı. Hiçbir şekilde ağzımı açmadım. Kırılmadım. Çünkü profesyonelim. Kerem de gelecek yıl takıma girebilir. Ama o Real’de çok formdaydı, beraber olmak isterdim. Ben onun nikâh şahidi olacağım. O da benim nikâh şahidimdi. Kardeşim olduğu için, milli takımda olmayışı beni üzdü ama bu onu hırslandıracaktır. Önümüzdeki dönemde milli takıma girecektir. Zaten hocamız da ileride onu düşünecektir. Kerem de davet edilmeyi bekleyecektir. Benim haddime değil, bu kararı eleştirmek. Sadece arkadaşım olduğu için, onu yanımda görmek isterdim.

Seneye çocuk olabilir

BABAM Rahim, annem Nuriye ve ağabeyim Nevzat’la birbirimize çok bağlıyız. Yeğenlerim Ece ve Binnaz’la çok oynadım. Bu aile kampı ile çok dinlendim. Biz gelecek yıl çocuk düşünüyoruz. Erkek-kız diye bir ayırım yok. Allah ne verdiyse kabul. Yeter ki, sağlıklı olsun. Mutlaka basketbolcu olsun diye istemem, kendisi isterse, olabilir ama bu onun özgür düşüncesi olmalı. Futbolcu, atlet, yüzücü, voleybolcu da olabilir. Onun sonuna kadar destekçisi olurum.

Alttan oyuncu pek gelmiyor

Alttan gelen pek oyuncu yok. Bir Semih, bir Oğuz’u farklı görüyorum. Ama henüz ne yapacakları konusunda da biraz erken. Daha çok çalışarak, önemli işler yapabilirler. Ben onların yaşında, NBA’de draft olmuştum. Çok çalışarak başarmıştım. Aslında şimdiki gençler daha şanslı. Onlara şans veriyorlar. Bizde gençlere pek şans verilmezdi. Aslanın ağzından şansı kopara kopara alırdık. Boğuşurdum, forma için savaşırdım. Tabii bugünkü anlayış çok iyi. Herkesten çok fazla çalışırsan, istediğin yere gelebilirsin. Onlara tavsiyem budur. Naumoski hep fazla idman yapardı, ben de ekstra idmanlarla buraya geldim.

Türkoğlu’na layık olmalıyım

BENİM için en büyük şans, formamın sırtındaki “Türkoğlu” yazısıdır. O kimliği hep üst düzeyde tutmak isterim. Bugüne kadar da öyle yaptım. ABD’de bana “Türkoğlu” diyorlar. Bu da bana gurur veriyor. Türkoğlu ismine, Türklüğüme ve Türkiye’ye layık olmak için, çok çalışıyorum. Hareketlerime çok dikkat ediyorum. Orada en küçük bir yanlışım olmadı ki, çok seviliyorum. İnsanların ve medyanın değerlendirmelerinden, bana olan davranışlarından, bunu iliklerime kadar hissediyorum.

[TiTaN]

çok saol +thanks...