Tam Sürümü Görüntüle : Türk Öğer Koç
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:47 PM
Dördüncü satır
dördüncü satır
neşter vurulur yaraya
deşilir cahilliğin irini
bir rahatlamadır vuran
canavarlar saçılsa da ortalığa
gören göze yürek dağmış
horlasa da korkular yeniden
biten cahilliktir biçilir her ekilen
durma vur neşteri sende haydi irine
neşter acısı bir anlık kurtaracak senide
nice ufuklar var daha görülecek
cahillik imbiğin alevinde süzüldükçe
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:47 PM
Dumanı Pare Pare
masum bakışlım
yine tütüne
sardırdın beni
dumanı pare
pare alırken
ciğerlerim
öfkeme yıkılmadım
kalem oldum
isyanlarımda
vurdular bani
kağıda sardım kendimi
el açtım
ses diledim
dilenciye saydılar beni
okudum
okuyucu oldum
düşmana saydılar beni
neye sayıldım
sayıların dili varmıki
bir kadeh
şarap elimde
sıkılmış üzüm diye
nadasa bırakılmış umut diye
yudum yudum aldım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:47 PM
Dumansızım
bir yasemen
bıraktım mezarına
sorma yaşıyorsan
sesin korkutur beni
bir kırlangıç gibiyim
durmuyor yerinde
cambaz düşüncelerim
bir ipte değiliz sanki
paketimi yeni attım
dumansızım
havaya karışmıyorum
ondandır acı oluşum
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:47 PM
Dunyali Olmak
yapa yanliz
dim dizlak kaldim
diyebilirim dilsiz
tasrada
bir zubpe cocugu gibi
nazir olurum ulu orta
atarlar damgalarini
markalar gibi
bakislari yakar
icimin tenini
oysa bilirim
ne onlar tasrali
ne ben merkezli
soyleyin
insan nefesini
bastigi yerde almazmi
bu dunya bizim
canim yanar dilsizim
satamam kelimeleri
agirliktir uzerimde
bilmemezlik
paylasamam acilarimi
acilari onun
acilarim benim
ayri ayri bakisir
yururuz belkide
ayni dusuncede
somunun bir parcasi
kalir elimde
insan bastigi yerde
nefes almazmi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Dur Düşün
meydanları doldururken
insanlar
yığın oluyorsa eğer
kabahati
kullandığım cümlelerde
değildir
dur
düşün
haykırmadan önce
sorgula yargıya geçme/den
damlalar birleştiğinde
dereler çağlayana döndüğünde
ıslah edilmemişse yatağı
ağıtlar yakılır afetler sonrası
hüzün
veremediklerimizden dolayı
yaftasıdır boynumuzun
koru
saman ile örtme
bir anlık olur alevi
şehvet gibi
söndüğünde
yargılarsın kendini
dur
düşün
haykırmadan önce
sorgula yargıya geçme/den
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Dur/ma
dur/ma
mamalısın
biberonun içindeki
süt tozu
ile besleniyorsun
artıkları ile sanayicilerin
bir bir bırakmışken
süt dolu memeleri
sanayi devlerinin
sana verecekleri
ne olabilir ki
ağla ülkem ağla
alışamama
süt tozlarına
ki
sana verecek özgürlüğünü
dur/ma
mamalısın
suskunluklara
keselerken
seni
gül memelerinden
yurdunun
koydururlarken
şekeri kovana
bir bir koparacaklar
çiçekleri
kırlarından
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Durduracaklardı Dünyayı
durduracaklardı dünyayı
ben kurtardım insanları
büyük adamım büyük
inanmazsanız eğer
soracağınız müritlerim var
ben inanmasam da
sizler inanın
büyük adamım ben büyük
inandığınız kadar
düşünürken siz büyüklüğümü
kirleteceksiniz istediğim kadar
yaşadığınız dünyayı
ben temizlerim temizlerim
bedeli ödendiği kadar
büyük adamım büyük
durduracaklardı dünyayı
ben kurtardım insanları
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Durulmalı
bir tırtıl misali
zamanın içine dalsam
her baharda bir gün
bir ömür yaşasam
doyar mıydım sana ben
konsam rengarenk çiçeklere
her çiçekten bir toz alsam
kanar mıydı sevdan içmeye
günü güne saymamalı
sevdayı ayrı koymalı
bir bahar değil ömre
tüm mevsimleri sığdırmalı
soğuk olmalı
kimi zaman
sarılıp ısınmalı
yel esmeli
delişmen olmalı
yaprak olup savrulmalı
durulmalı
kimi zaman
bir deniz kenarında
delta olmalı sevdalarda
yüreğin yürek olmasa
yüreğim yürek olur muydu
şu sendeki aşk olmasa
sevdan sevdam olur muydu
sevdam sevdan olur muydu
şu bendeki aşk olmasa
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Duyarsızlığa
Sen
Şehvet dolu
Duygularınla
Devam et sevmeye
Yosman olmayacağım senin
Nede emeğimi bırakacağım sana
Sallamaya devam et kalçalarını
Ben okumaya devam edeceğim
En ince ayrıntılarına da gizlensen
Bulup çıkaracağım sevgini
Yosma sevgilerden uzak
Berrak bir gökyüzüne bakarak
Duru sevgilerini dağıtacağım
Biliyorum
Sen umutsuzluk değilsin
Sen yoksulluğu, yokluğu da bilirsin
Seni yalnız bırakmamak gerek
En zayıf yerindir senin
Seni sen olmaktan çıkaracağım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Duygularımı Çalıyordu
bir dakika
bir dakika bakar mısınız
dedi
işaret parmağını
yukarı tutarak
sesine
tüccar ustalığı
katarak
“hastaneden
yeni çıktım…”
bir dakika
bakar mısın dedi
baktım
“memlekete gideceğim”
memleketi nere dedim
sessiz derinden
hastanesi olmayan
bin düşündüm
bir dakika bakarken
diyordu ki bir
başka bir bakan
bir dakikadan fazla
“ne kadar ekmek o kadar köfte
tabi ki ödeyecek her kes katkı payını”
“biliyor musunuz ki siz kaç para bir diyaliz makinesi”
bir dakika baktım
işaret parmağı yukarı doğruydu
bin düşündüm içime dertler akıyordu
vergimi ödüyordum
yapmıştım askerliğimi
işsiz kalmıştım
aç kalmıştım
vergimi ödüyordum
kaç paraydı röntgen cihazı
devlet bastığı parayla mı alıyordu
bir dakika dedi
kaç dakikamı aldı
parmağı yukarıya bakıyordu
sesinde tüccar edası vardı
duygularımı çalıyordu
ben düşünüyordum…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Duyma Beni
duyma beni
dinlemek zorunda
kalabilirsin
yüreğin acır
bakma
gösterdiğim yerlere
çılgınca hayallere
kapılabilirsin
kaçar huzurun
kapılabilirsin umutlara
umut yolcuları gibi
garlarda bir sayı
olabilirsin
üzülürsün
kendinden başka
her şeye
başın önünde olmaz
göz bebeklerini kapatmaz
kirpiklerin
bozuşursun uykularla
gel sen beni dinle
bakma
duyma
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Dünyam
boyumdan büyüktü dünyam
doldurdular düşleri ile içini
büyüdüm içinde yer kalmadı bana
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Düşe Kalka Gideceğim
vurun
kırbacınızı
ruhum
köle gibidir
şiirden
yana
kırbacı tutan ele
sıcacık bir merhaba
çizdirdikçe
kelimelerle
sırtımda (Z) yi
bilirim
ne sen (zorosun)
nede ben
kelimelerin kölesi
Spartaküs
geldi bir an aklıma
tam
altı harfi
sonradan öğretti
yaşam bana
biliyomusun
yalım yalım
konuturken
kat kez
kaldıyıyodu
hota efendi
tahtaya beni
onun içindir ki
hep çalışmam gerekti
yatamı
bana
yalım
konutmak
etden ötetti
devrik
yaşadım
yaşadığımı
yazdım
kendimi
kırk yıl
kendime
altı kez
köle yaptım
bırakmak
istedim
bir/ kaç kez
mesela
sigarayı
o beni bırakmadı
mesela
sarılığı
acımayı
yazmayı
onlar beni
bırakmadı
ben nasıl
bırakırım
yanlışlarımı
bıraka biliyor musunuz
sevdalarınızı
düşe/ceğim
kalka/cağım
düşeceğim
yine düşeceğimi
bilerek
kalkacağım
geniş puntolarla açın
ben yaşamı
deneme
sınama ile
öğrendim
düşe kalka
gideceğim
yada
bekleyeceğim
nadasa bırakarak
düşüncelerimi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Düşecekse Bizden Harfler
belki bıraktığın yerdeki
sayfa kıvrımını görmeden geçtim
belkide henüz oralara gelmedim
ama biliyorum aynı satırların yolcusuyuz
toprağa bakmış gözümüz tere bulanmış elimiz
zamanı kullanmışız denk yerine
tıka basa doldurmuşuz
haramiler sarmış dört yanımızı
kırık dökük parçalar dışında
kaptırmadan taşımız onca yükümüzü
ulaştırabilmek için menzile
düşecekse bizden harfler
beyaz sayfaların üzerine
düşünecektir birileri
düşündürmeye başlamadan önce
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Düşledim
gürlerken
bir bir
patlamalar
habercisiydi
bir şeylerin
zamanın birinde
toprağı
kucakladım
siyah beyaz
karelerden
çıkar gibi
yavaş çekim
sevgiliye
koşar gibi
toprağı
toprağı kucakladım
tuza banmış
çatlak dudaklarımla
on bir adım
önce
başladı
ilk karesi
anılardan
bir film şeridi
kim
şişiriyor
yüreğimdeki
balonları
ılık
bir şeyler
bulaştı
elime
kalçamdan
aşağı
iki karış
gibi
ölçmeye
vaktim olmadı
bilirsiniz
santimi santimine
veririm
yaşama hesabını
bir ağaç
gövdesi
gövdemin gölgesi
bir sızı var
bir elim baldırımda
bir elimde
başka acı
bir kabuk
düştü saçlarıma
taç misali
birde kıymık
sanki
kabuk değildi
gözlerim
karartılarda
ağacı düşündü
ürpertilerim
bir kıymık da
elimin yanına
ağacı
düşledim
vuruldu
ağaç
düşmedi
ben den içe
birlerinden
on yedi ömür
öteden
gelerek
ölüme
yakın olmayı
gördüm
düşmesi gibi
kolay olmuyordu
kalkmak
yaşamı gördüm
on yedi
ömür öncesi
ateşlerde yanarak
ailemi gördüm
buğulara
sararak
gözlerini gördüm
ölümü
yaşamak
dost olmak
korkulara
kıyamamak
onura
sevgiye
ve
yaşama
yaşamak
için
sürmek
onuru namluya
ve
sevmek
sevmeye
değmeyecek
denilen her şeyi
bu diyarı
baştan başa sevmek
ve
yaşayanı
toprağın
altını
üstünü
kucaklatabilmek
için her şeyi
çizgi filimler den uzak
kediyi
köpeği
taş atan
sapanlara
siper olarak
işte
bu kadar
yakındı ölüm
hani derler ya
ölmeden önce
insanın hayatı
bir film şeridi
olurmuş
özlemleri gelip
dururmuş
bu kadar
yakındı işte
kalkması
kolay olmadı
düşmesi gibi
canımın
birazını bıraktım
toprakta
acımın
birazını
koca gövdeli çamda
direnmek
acıya
siz direnebildiniz mi
baba
siz tutabildiniz mi
göz pınarlarınızı
direnmek
acıya
onuru yaşamak
ve
dağıtmak için
çıkarıp
atleti
bağlıyabilmek
için
baldıra
yani
gerebilmek göğsü
aşabilmek ölümü
kolay olmadı
kalkması
düşmek
gibi
zaman
hayli evel
ne
gün
verdim
ne ay nede yıl
size
bir demet
yaşam verdim
yaşayabilmeniz
için değil
yaşadım
diyebilmek için
bir elimde
soğuk metal
bir elim
ıslak
bir parça
toprağa bulanmış
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:48 PM
Düşlerim.
bir salınır
pir salınır ki
değmeyin cahilin
uçkuruna
naylon kuşak
düğüm tutmaz
haram değer
harama değer
haram ne ki
haramiler basar
düşlerimi
düşlerim renklidir
düşlerim benim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Düşlerimde
Namlunun
O karanlık deliği
Geldi durdu
Düşüncelerimin önüne
Alışamadı bilincim
Vakitsiz ölmelere
Nasıl ağaç olur
Fidan, bilir misiniz
Nasıl yara açılır yüreklerde
Şu bela yok mu başımda
Paratoner olmuş sevdalarda
Sevgi sıkar yüreğimi
Sokaklarımı özledim
Gülen yüzlü, eli bastonlu
Ak saçlı Mehmet emmimi
Dost sohbetine takıldığım
Annemden azarı işittiğim
Bakkalın oğlu Recebi
Namlunun
O karanlık deliği
Geldi durdu
Düşlerimin önüne
Alışamadı bilincim
Vakitsiz ölmelere
Dut ağacına çıkıp
Dut yemeyi özledim
Komşu amcanın
Bağırışı gelir aklıma
Keseyim mi, Keseyim mi ha
Birde Nazım, gelir
Hasan Hüseyin,
Düşlerimde
Yalnızlık
Yüreğimde
Sevgi
Yaşantımda
Gerçekler
Hey be…
Görünecek daha nice güzellikler…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Düşlerine Misafir Geleyim
acımı
paylaştığın
anda değil
acını
paylaştığım
anda tanırım seni
acını paylaş benimle
sana acılarımı vereyim
koy yastığının altına
düşlerine
misafir geleyim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Düşman
Düşmanım derdim
Yaşam Düşmanlarına
Şimdi;
Sensiz yaşamın Düşmanıyım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Düşünce ve Emek
düşünce verir
emeğe üretkenliği
üretkenlik
geliştirir düşünceyi
kırılırsa
sistemin bir ayağı
kucak dolusu
hayal olur
kaynağından çıkıp
yatağını bulamayan
su gibi
verimli toprakların
altında kaybolur
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Düşünceler
kıl çadırlarda ağırladım
her kıvrımında
çengiye sayarak seni
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Düşünmeden Bakılmıyor
beyaz köpükler saçıldı
kumsala vuran dalgalardan
o kadar masum karşılanmadı
hırçınlaşmış dalganın köpüğü
çekince denize sahildeki sandalı
düşünmeden bakılmıyor
gördüklerimizle kurulan hayal
bir dalga vuruşunda eriyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Efendilik Yakışmıyor Bana
bir anlık
gafletti
yüzümün karası
misafiri kaldı
kulaklarım
dost sohbetlerine
takıldı düşüncelerim
istemediğim şeylere
siyasete
bulaşmışmış
sendikalar
bundan
dolayı imiş
baştaki belalar
oturduğumda masama
çağırdığımda yanıma
ayıbımı taşıyordum kulağımda
sordum
“ne veriyorum sana”
“asgari ücretten biraz fazla”
“sigortan”
“yok”
“siyaset”
“karışmam”
“bir parti”
“kayıtlı değilim”
“oy”
“kullanmıyorum”
“sendika”
“kayıtlı değilim”
“siyaset nedir”
“bilmiyorum”
“ben aptal mıyım”
“yok efendim”
ahhh
benim
gülbe gül
efendilerim
ne kadar güzel
şeymiş efendi olmak
efendi olup
sorguya tutmak
bir parça
umut arayıp
kayıplara bakmak
uzanmak güneşe
tutamamak
yağı kaplamış
düşünceleri
kor korkulara
basılmış
körükler
ini in
cini cin
eri er
ne diyeyim ben
her şeyi bilen
susuyor öylece
efendiler diyarında
efendilik yakışmıyor bana
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:49 PM
Ekilir Yüreğime
ekilir yüreğime
parçalara bölünmüş
masum sevdaların
bir esinti alır seni
götürür uzaklara
yağmulara bürünür
yanlız hüzünlerim
yağar üzerine üzerine
boylar verir
yüreğimde sevdaların
ne zor şey sevmek
ne zor şey görebilmek
ufku geçmişken bulutlar
o bulutlar
o bulutlar yokmu
kimi tepemde
kimi içimde
kimbilir nerem kaldı kuru
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
El
el demişim
ne kadarda çok şiirde
koparan dilenen işleyen
el demişim
ne kadarda çok yerde
kapısını kapatan yüreğini açan
el
el işte
el de ne var
kaç anlam taşır
hangimiz daha ağır
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
El Emeği
kalibresi
belli olmayan kurşundu
yediği düşlerimin
el emeği
göz nuru cahilliğin
çektiği parmaktı
tetiği
ben böyle günlerde
kaldırdım sandıklara
dinginliğimi
besledim
olanca bilgimle
isyan ateşimi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
El Verin
yel eser
puslu havalarda
ateş düşmediği
yeride yakar
el verin
ses verin
ürkütelim kargaları
harman yeri
yiğit yatırmaz
alın teri boşa dökülmez
el verin
ses verin
ürkütelim kargaları
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
Elbet Bunda Bir İş Var
elbet bunda bir iş var
boşa dökmez mürekkebi
rotatiflere kompradorlar
elbet bunda bir iş var
büyütürlerse puntoları
kendi bacağından
astıran etler ile
elbet bunda bir iş var
yaldızlardan yıldız olmuyor ki
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
Ellerim Kisa
seni yasiyorum
ayriligin uzun mesafelerinde
ellerim kisa
bugday rengi
dokundugum tenine
ellerim kisa
su duslerimde olmasa
nasil gezinirlerdi
bir esinti misali
saclarinin arasinda
saclarin kehribar
bizim oralardan
icime dogru
aksam esintileri akar
uzun olsun isterim *******
ellerim soguk
bir huzun sarmis
belliki seni
belkide sana uzanan
urpertilerim dokunmus
ellerim soguk
seni yasiyorum
zamanin bilinmez bir vakti
mesafelere inat
cekiyorum kuytu koselere
utangac yuzlerimiz
kelimeler yorgun
dere kenarinda
izler gibi akintilari
yeniden tanisiyor dudaklarimiz
zamanin basladigi
ilk gun gibi
kac kez yasar insan bir ani
bir bes yuz bin
sayilarla olculebilinirmi
ellerim kisa
kisa ellerim
uzasada duslerimde
gun erken geliyor
buralara
ellerim kisa
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
Ellerimi Tut
ellerimi tut
bırakma
on dördü çöktü
yüreğime
gezdir yanaklarında
tazeliğini
koruyan anılarda
gezinti olsun bizimkisi
perdeleri açma
bırak yıldızları
ayı bulutları
gözlerin gözlerimde
gözlerinde
aşk sofrası
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
Ellerini Uzat Bana
Ellerini uzat bana
Yılların coşkusunu bırakayım
Kapama avuçlarını, savur onları
Güneş açsın, yıldız açsınlar
Sana açlığımı yaşayım
Konuş; durma hiç, anlat
Ne olursa fark etmez
Dinlemediğimi sanma sakın
Bak hala taptaze tenim
Yılları, yaşamamış sanki
Kulaklarım değil
Seni dinleyen yüreğim
Sanki hiç öpmedim seni
Sanki hiç kokunu almadım
Sanki hiç kulağına söylemedim
Sıkılgan, kabuğuma çekik
Seni korlanan alev gibi sevdiğimi
Böylesine açlık hiç biter mi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
Emek Çalınmaya Devam Ettikce
Çocukluğumun geçtiği
Boş bir tarlaydı bir zamanlar
Gerisini hatırlayamadığım
Şu andan itibaren burada
Bir bina yükselecek
Gururun simgesi,
Beklide
Utancın abidesi olacak
Zaman bilgedir
Emeğin kum ve çakılın
Arasından ezilerek geçip
Kuru Ekmek olduğunu göreceğim
Çaresiz kaderlerini kabul eden
Gelincikler bahçesinde
Üzüleceğim gelinciklere
Elinde kuru ekmekli bebelere
Emek çalınmaya devam ettikçe
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:50 PM
En Güzel Şiirlerimi
En güzel şiirlerim
Sokaklarda yazarım
Kalemsiz, kağıtsız
Mitralyözden boşalır gibi
Akar gider içine doğru
Düşüncelerimin
Kentin sessizliğini
Bozmak istercesine
Kimse duymaz
Kimse hissetmez
Benim dışımda
Şiir olsun
Kaygısından uzak,
Nede beğendirme
Özelimde kalan her ezgi
Sansürsüz sevgiler
Yasaksız isyanlar
Öfkeler,hırslar ve diğerleri
KöPage Rankingü altlarında
Satılan sevgilere dalarım
El açıp, duygulara uzanan
Yollar yorar beni
O elleri bilirim
Değerlerime düşman
İsterim ki
Açılmasın mendiller
Çekilsin fabrikalardan
Çekilsin okullardan
Yaylalardan, sokaklardan
İnancın içinde kalsın
Dualar,
Sevdalar,
Sevda gibi yaşansın
Sessiz, coşku dolu
Zaman er
Yaşam genç
Yaşam Anadolu
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Erdem
dillerden
damlıyor kelimeler
bırakılmış rüzgarlara
belirsizliğin içerisinde
yitip gidiyor anlamları
alkışlıyorum
nakkaşın işçiliğini
hiç bu kadar güzel işlenir mi
kendine düşman biri
barışın elçisi seçilir mi
hançeri işleyen el
tene dokunan el
mızrabı tutan el
elleri
işlemeli
kınalı
bir gelin misali
baştan başa süslemeli
ki
memleketi
işlememeli
hançerin çeliği
hançerin kılıfı
barışın süsü
ihanet delmiş
kapkara perdesini
odana konan
AB mayını misali
barış adına
verilen ödülü
sanma ki
erdem katacak
diye bilir
dünya emekçileri
ahhh
ne hainler
yetiştirdi bu ülke
ne yiğitler verdi
onca özlem
duyarken bu topraklar
kardeşçe kucaklaşmalara
bir bir toprağa yatırıldı umutlar
adına barış dedikleri sırtımızdaki hançerler
içimde ölmeyecek bir ruh var
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Ey Benim Kara Bakır Yüreğim
Taş
Yerinde
Ağırdır
Kaldırma,
Hafif,
Meşrep
Olur
Sanma ki
Ağlama
Duvarı dırlar
Alırlar
Özgürlüğü,
Ağlama, ağlama
Özgürdür sevdalar
Kıramaz lar
Tutkulu
Sevdaları mı
Kent lerin
Sessizliğe
Büründürülmüşlüğü,
Karışmasın
Kafan
Bir çıkarsalar
Bu işlemden
Daha çok
Sayılar var
Sayılara
Koymasınlar beni
Yüreğim
Bakır kimine göre,
Bakırı da
Severim
Emek ile
İşlenmiş se
Ey benim
Kara bakır
Yüreğim
Kalaysız
Bırakmadılar
Yine seni
Körüklediler
Ateşini
Ilık nefesler oldu
Közün üstünde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Eylül
uzanı verdim yatağa
yoruldu bedenim
sıcağından temmuzun
çektim üzerime örtüsünü
eylülün
bir hançeri saplar gibi
dost yüreklere
eylülde gel diyor
eylülde gel
neler geliyor neler
Okullar açılıyor kıpırtılar içerisinde yürekler özlem dolu duygular kavuşmayı bekliyorlar, yasakların meşrulaşacağı buluşmalar genç yürekleri çarpıyor…
eylülde gel
okul yoluna
ellerinin sıcaklığı
kaplasın içimi diyor
okul kapısının önünde bekleyeni
eylülde gel
eylülde gel diyor
Geliyor gelmesine eylülde bırakarak arkasında harabelerle; urbasıydı, kitabıydı, defteriydi, kalemiydi, kolay olmuyor gelmek varılmasa da farkına, ahh birde asgari ücretli veliler olunmasa…
derttir göndermeler
eylülü bekleyenleri
yüreği deşer gibi
saplatır hançeri
diştir tırnaktır
alın teridir
yolluğu
Eylülde gelme dediler, gelme dört nala giderken atlılar, dolu dizgin aştı onca yolu kalpaklılar, dokuz eylülü yaşattılar…
eylülü örtüm üzerime
yüreğimde kıpırtılarla
yırttım onca şeyi
esareti hainliği
tohumlar ektim düşlerimde
düşlerimde kalan umutlar besledim
cemreyi yaşadım
onuru taşıdım
o günlerde
eylülde bu gelmelere
çektim hasreti
Eylül yaşattı bir çok şeyi, acıyı, sevinci…Eylülde ezdiler ekinleri, eylülde ezdiler çimenleri, tırpan vurdular başak açmamış ekinleri…
karanlık çöktü
karanlık çöktü
muştuların üstüne
toz kalktı
söylevler içinde
kurt kuzuya karıştı
kuzular kasap çengelinde
ekeneklere üşüştü kargalar
ne tohumluk bıraktılar
ne toprakta bereket
yinede sökemediler
umudu yüreğimden
umudu ektim yeniden
umudu ektim
doğumlar için yeniden
çok şükür
çok şükür
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Fal Bakarmis
fal bakarmis
havuzun kenarinda
genclik parkinin
tutarmista attiklari
tutturamadiklari dipsiz kuyu
ermis kadin derlermis
eridikce yaslari
birakmamislar sonunda
sevdiklerinin yaninda yatmaya
mumlar adanmaya
devam edilmis dilekler tutulmaya
anlayacaginiz bitmemis
kadincagizin yanlizligi
ekmek parasinin bedeli
mum dibine isik
vermezmis derler
mum gibi eritmis
omur dedigini
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Falezlerin Tepesindeyim
1-
Gün olur asarsın ruhunu bir dala, dal kırılır, yaralanırsın, sonsuz bir istek dolar içine, yürümek ister ayakların, ardında bırakarak sessizlikleri, bırakırsın kendini götürebildiği yere, buğuludur gözlerin, yıldızlar yerleşmiştir göz bebeklerine.
Gecenin derinliklerinden gelen bir türkü gibidir yalnızlığın, sözlerini bilmediğin anılar kaplamıştır.
Denizi özlersin ufka bakabilmek için, getirmiştir seni ayakların falezlerin eteğine, önünde alabildiğine,. Deniz… Ardında, onca yaşanmışlıklarla dolu kentin…
Kelimeler başlar yolculuğa…delice bir dürtüdür içindekiler, parça, parça edersin irdeleyerek her bilgi zerreciğini, yetersiz kalır o gün birikimlerin, vurmak istemezsin kendini kelimelerden başka bir yere, kendin olabilmek için kaçarsın kendine,
Islanır bir şeyler kanayan yüreğinden akan zerreciklerle, kirpiklerinden başlasa da,
Derler ki önce ayaklar üşür…
Dalga, dalgadır düşüncelerin, rüzgara bırakırsın gelip yine seni bulur…
deniz hırçın
falezlerin tepesindeyim
rüzgarlar esiyor eteklerinde
yönü belirsiz
vuruyor dalgaları
surlara dokunur gibi
uçuşuyor milyarlarca damlacığı
dokundukça kayalara
rüzgar olmasaydı eğer
eğer falezlere dalgalar
böyle delice vurmasaydı
dağılır mıydı saçlarım
ıslak olur muydu tenim
durgun denizler
zamanı değil
omuzlamalıyım gençliğimi
gömmeliyim kamburu içime
bakmalıyım güneşe
gözlerim yanmalı
farkında olur gibi kirpiklerimin
dayanmalıyım
her sabah her akşam
bir ışık kaynağı gibi
insan olmanın
onuru uğruna
2-
Suskun sokaklardan geçtim.
Kilitsizdi tüm kapıları kelimelerin.
Karanlığa terkedilmiş cümleler gördüm.
Boş bakışlarım yayıldı yalnızlığa, sıkılıyor yüreğim, baharın kokusu gelmiyor içime.
Bir ıslık tutturacağım kendi kendime, dilim dönmüyor harflere.
Dalga, dalga uçuşuyor her şey, yoksun sürekliliklerden.
Gecenin ileri bir vakti güneşe dönüşüyor düşüncelerim, çaresiz…
Yürüyorum bakarak çevreme, her şey yeni bir şeyi çağrıştırıyor, düşünceler çarpışıyor bir yerlerimde, kabıma tüm bastırılmışlıklarla sığmıyorum.
Suskunluklar sokaklar boyu, odalar dolusu, pencereler kapalı.
Kurşunun ete girdiği yer değil de, çıktığı yer acıtıyor.
Can lime, lime…
dalga
dalga geliyor
havayı içine almış
su tanecikleri
hava nemli
falez ıslak
korkuları varmış yüreğimin
vuruşlara dayanamayan
demirin demire
vuruşlarını anımsar gibi
yüreğim
denizin çığlıkları vuruyor
kentin metruk sokaklarına
dalgalar gibi savuruyor zamanı
nefesleri yutar gibi kentin üzerinde
zamansız uyku oluyor düşler
3-
Bir yorgunluk çöker düşüncelerden akan bedene.
Adımlarım kararlı, yönü kararsız,
Akşamları kentin ışıkları, gölgeler üretir, beli belirsiz bedenler kimlik olur diplerinde…
Bir yön verecek ayaklarıma bilincim, yada altı, yönüm olacak, biliyorum ulaştıracak bir yerlere, bakışlarımın ala bildiğine uzanabileceği, düşüncelerimin koşabileceği bir yerde kalacağım kendi kendimle…
Kararlıyım içmeyeceğim, tüm acıları unutmadan göğüsleyeceğim…
Dalgalar asırlık falezleri döverken ben suyun parçalarını izleyeceğim.
İleri vakitlere gidecek zaman gün batımını fark etmeden ay doğacak silik bir siluet misali beklide fark edene kadar onu, ıslanacağım…
aya bakar *******i
uykuya yenik suratlar
aya bakar aya bakar
kara sevdalılar gibi
susuz kırlangıçlar misali
aya bakar insanlar
aya bakarlar
ay yürekleri kadar yakın
vurur hayalleri gecenin içine
4-
Gecenin içinde her ışık huzmesi verdirir gölgelerini.
Ne çare ki tavuk karası bilinçlerin çaresizdir gözleri.
Boş meydanlardan geçerken kavlar yaramın kabuğu, bir bulut olur esintilere ayaklarımın karışır menzili.
Yanarım, yanarım kül misali…savrulurum düşüncelerin içinde sessizlik öldürür beni…
Bir türkü tuttururum yenmek için onu, o bir türkü tutturur karabasan olup girer düşlerime…
kirpik aralarından sızar
sarı beyaz umutlar
aralanır göz bebeklerinde
jaluzinin duvarlarda
bıraktığı iz düşümleri gibi
sokak lambası vurur
ahşap pencerenin camına
cam çıplak
çıplak kadın gibi
çeker odanın içine ışığı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Fırsat Dedikleri Şey
yıldızlar kucak açtı
sokaklar bırakmadı
elimi tuttu bir garip
yüreği yüreğime karıştı
adımları adımlarımda kaldı
harcandıysam eğer
bir bir
fırsat dediklerinizi
bilin ki
onur denen şey
kanıma karıştı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Filizlerden Yoksunuz
kereste gibi
filizlerden yoksunuz
kapatmışız kapıyı
ölgün duygularımız
her gün doğarken
kara basan düşleriz
gün ışığına çıkıp
uykulara sararız
ölü toprak gibiyiz
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Garip Yazgidir
garip yazgidir
her yolculuk
her harfin
bir dislinin
cigligi ile yazildigi
topraga sarilan koku ile
hangi canli
birakmak ister
yerini yurdunu
savrulurken
hasat ruzgarlara
kim istemez
danelerin dibine dusmesini
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Gazoz Kapağı
oturdum
bir parkın
tahta masasına
yorgundu ayaklarım
ağır gelmişti yüküm
bir bardak çay
el ısıtırmış
dudağı öpmeden önce
el ısıttım
gönlümce
dudaklarımda hissettim
öpülesi şeyleri
minik adımlar
koşarken çevremde
bir çift göz
dikmiş gözlerini
gözlerime
sarı sarı teni
yaşı üç
belki üç buçuk
belki İsveç
belki başka bir ülkeli
gülümsüyoruz
bir birimize
kelimelerden uzak
bakıyoruz birlikte
onun baktığı yere
masanın altında
minik bir kedi
alıyorum kucağıma
iki oluyor
çocukların sayısı
aynı sesle yanaşıyorlar
mav mav mav
yeni gelen esmer
belliki bu toprağın bebesi
yaşı dördü geçmez
mav mav mav
dokunuyorlar
ürkek yürekle
ürkek kediye
utangaç gözlerle
bakıyorlar birbirlerine
biraz uzakta
gülümsüyor
anne ve babalar
belliki birleştiren
insanları
ortak olan dilleri
işte bu sevgi
bırakıyorum kediyi yere
küçük parmaklar başlıyor
mav mav işaretine
kedi ürkek
anlamıyor dili
kedi kaçıyor
çocuklar kalıyor
mav mav bitiyor
bir yudum alıyorum
ellerimin sıcaklığına
bulanıyor dudağım
düşüncelerim dalgalı
şu dil denilen şey ne olmalı
bir birlerini inceliyor çocuklar
insanlar gelip geçiyor
biraz ilerde çocuklar
salıncakta sallanıyor
çıkan garip cümleler
şaşkın olan bilinçler
garson bardağı alıyor
çocuklar ona bakıyor
sonra bir şeyler oluyor
kedi görünüyor
çocuklar koşuyor
oyun başlıyor
kedi gidiyor
oyun devam ediyor
bir gazoz kapağıyla
bana dili anlatmayın
çocuklar dünya dili konuşuyor
bir esinti geçiyor
yaprakların sesi
karışıyor
ne güzel bir dünya
demeye kalmıyor
çocuklar bağrışıyor
büyükler karışıyor
kavga
bir gazoz kapağından kopuyor
büyüklerin elinden kapak
gereken yere gidiyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Geciken Sesler
suskunluğu
bir kambur gibi
sırtında taşıyanlar
büyüdükçe yükleri
ezilecekler elbet
altında düşünceleri
atmak isteseler de
kalacaktır
ardında izleri
geciktikçe sesleri
canı yanan
çocuğun ağlayışı gibi
burukluk saracak hayallerini
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Geç Bunları
geç bunları
aldırma sen
yüzün çevir geceye
gece uykusuz
bir uyumayan
sen değilsin
ayaza vurmuş
düşlerin
uzaktan
kesiyor
yüzleri
gecede
yalnız kalmış
bir gönül
yalnızlıklarda
çoğalmış
çal kendini aya
ay gibi kur
hayallerini
gölgesiz
ağaç
gölgesiz
beden
saracaksa
seni
bırak düşlerini
vur kendini
kadehe
ol kendin
hiç yoktan
güzeldir
bir şeyler olmak
düşünmek
çıkmazlarda
ağız dolusu
üretmek küfrü
şarhoş olmak
unutamamak
unutmak istediklerini
boş ver sen
dokunmayacağım
kadehe ben
yatırmayacağım
düşlerimi masaya
ben benliğimi
dolduracağım
yer sofralarında
donatacağım
mezelerden yoksun
katıklarla dolu
sofraya
varsın
karışsın
kır çiçekleri
ter kokularına
varsın
sazın teli
mahsun kalsın
serçeler ötsün
buralarda
yada bir başka
özgür ses gelsin
kulaklarım hasret
yüreğim hasret
esintilerin getirdiği
şarkılara
tutuk duyguların
kalıbını kıracağım
kıracağım
sevdalardaki
palangaları
çocuk olacağım
çocuk
esintilere karışarak
ulaşacağım sizlere
yarınları kurmak için
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Geçmişe Dair
kalktı yerinden bana döndü
yüzünde izleri caddelerin
hüzünlü gülüşünde
bensizlik kaplı
umut vermemişliğimin
kırıklıkları saklı
saklamaktan başka
ne gelir ki elimizden
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:51 PM
Gel
gel
gelebilirsen
çamura bulanmamışsa
yol görmüş ayakların
harama uzanmamış
emek üretmişse parmakların
sevdalara bulanan yüreğin ile
gel
gel
tövbelere
gebe olmadan tövbelerin
suyu bulandırmadan gel
duru ol
görebilsinler benliğini
ateşini söndürme
korun üzerine
kül olmasın gelişin
dost soframız
sevda sofrasıdır
kor yüreklerde
sevdalara bulanda
gel
gel
yeter ki
benliğini bırakıp
bizliğinle
gel
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gelincik Kokan Düşlerim
Gelincik kokan düşlerim
Papatya kokan düşlerim
İlle de Mayıstır
Özleminiz bilirim
Mayısta öfke var
Mayısta hüzün
Mayısta gebelik var
Tohumun
Toprağı delişine
Doğanın
Filiz verişine
Meydanları ıslatan
Alın terlerine
Hasretsiniz
Erken başladı
Hasretlik
Belikli
Öyle gerektirdi
Zaman
Yaz kurak
Geçiyor
Önümüz uzun
Yollar çetin
Hiroşima geliyor
Nedensiz aklıma
Birde Ortadoğu
Yüreğim
Bir martının
Kanatlarına dokunuyor
Martı yükseliyor
Koru taşımak zor
Bir şeyler daha
Geliyor aklıma
Hüzünlerim bende kalsın
Bende kalsın doslar…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gelip Geçti Zaman
sallanır bir şeyler
sallanırda durur
sekiz yaş umududur
kahraman olmak
korkunun
gölgesinde saklanmak
kimse dokunmasın
kokulu umuda
diye
gizlenir bir şeyler
akıtılır
minik yüreğe
küçük iniltiler
zamanıdır
düşler ile bir diş
ne medeniyet bilir
nede bir ömür uzağı
kapının eşiğinden dışarı
oysa
bir destandır
minik yürekte
acı
sökülmüştür
avuç içinde
karşısında
durulacaktır
baba ve annenin
bu
nasılda yürek
ister diye
bir parça
yaşam
bir parça
renk
ustanın
paletinde
on iki
yaşın şafağı
yanılgılarımı
sunacaktı
yiğitliğin
bir diş çekmeden öte
kahramanları olacaktı
satırlar arasında
kaybolan
çocuksu düşler
vardı
Oguz özdeş
Yaşar Kemal
İnce Memet
Kara Pençe
kahraman bilecekti
tek tek kişileri yüreğim
babamın boyu küçülecekti
yıllar yükledikçe bilgileri
omuzlarımız çökecekti
daha küçüğüm
çok küçüğüm
acım
çok acım
anne
beş kuruş
daha zam yap
anne
gözlerim
raflarda
kahramanlık var
o küçük kafamda
ben
sökmedim mi
dişlerimi
ben sökmedim mi
harflerin gizemini
ön dört yaşında
başladım öğrenmeye
diyalektik kavramları
naylondu topum
yerini unuttum
çomağımı niye
yaktın
ben oynamayacak mıydım
karlara
ayak izlerim
düştü
kurtlar izimi
sürdü
sürüden
ayrı saydılar beni
on yedisinde
çocukluk düşlerim
geldi önüme
ne büyük
kahramanmışım
çocukluk
düşlerimi bırakmışım
İnce Memetleri
Battal Gazileri
kahramanı
halk yaratmazmış
kahraman
doğulmazmış
zaman bindi sırtıma
dokunmadı
hiçbir ten
tenime
düşleyemedim
yetmişli yıllarda
bir güzelin
nefesine karışmayı
nefes almayı
sürdürebildim
öfkelenmeyi
yürümeyi caddelerde
meydanlarda
sayı olmayı
becerebildim sadece
yirmi beşinde
kopardılar beni
sıcak yatağımdan
ürpermeleri öğrettiler bana
öğrenmeyi öğrettiler
sıkışırken yürek
işlerken iliğe korku
bulutların
görkemli kanatlarında
şuursuzca yatmayı öğrettiler
ve soğuk
duvarlarda
şiirle tanıştırdılar
hikayelerle
romanlarla
ve
dost sofralarında
korkmayı öğrettiler
büyüdü
çocuksu düşlerim
adam oldu
umutlarım
yaralandı
bir sızı
nazlı
nazlı
akıyor
be
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gelmedi Bahardan Kalma Ürpertilerim
Gelmedi
Bahardan kalma
Ürpertilerim
Tuz bulamış
Gömleğimin yakasını
Güneşin izleri
Uzaktan
Çok uzaktan
Alırım
Denizin kokusunu
Martı
Seslerinden uzak
Akşam sefasının kokusu
Akşamlarda sarar insanı
Temiz
Giyin
İçini,
Pak
Olsun,
Düşüncelerin
Adam
Yerine
Konmak,
Adam olmak değil.
Ter
Bulamış
Gömleğimin
Yakasını,
Emeğin
İzi değil
Gelmedi
Bahardan
Kalma,
Ürpertilerim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gibi
mubarek
çakar ama
almaz gibi
on bir kez
çektim
kalemi
mubarek
sanki alaman işi
gibi
kastı
var gibi
gibi ler
öldürür
diyor ustalar
şiiri
gibi
sizde
olmuyor ki
kalem
gibi
kullanamıyorum
klavyeyi
adam
gibi
sevemiyorum
istediğimi
sevda
gibi
yaşanmıyorki
gibilerden
kopayım
duygularım
dolar gibi iken
gibilerle
yaşam
dolar
gibi iken
dolar
bürümüş ise
yeşile ülkemi
gibi siz
olmuyor
sevdalarım
on bir kez
çektim kalemi
mubarek
çaktı
almaz
gibi
ustalar
usta
gibi
usta
sözler
ediyor
muş…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gir Gönlüme
Bak bahar geldi
Geçmek bilmiyor
Ürpertilerim,
Birde senin özlemin
….hepsi seni bekliyor
Gel sevdiceğim
……gel de gir gönlüme
Dinleyemiyorum Şarkımızı
Zaman, zaman mırıldansam da
….Senin söyleyişin gibi olmuyor
Gel sevdiceğim
…….gel de gir gönlüme
Dur diyorum
Duruyor düşünce seli
Bak diyorum gönlüne
……bakıyor gönül gözü
Sevdiceğim yerli yerinde
Yetinemiyorum, sarılmayınca…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gizlenebilirmiyim
gizlenmek
nasıl bir şeydir
satırların arasına
kalp atışı
ürkekliğinde kelimeler
ele verir mi acep
masum öyküler
süslese yalnızlığı
suya karışıp gider mi
umarsız duygular
gece karanlık
bir ben değilim
bunun farkında olan
karanlığa gömülüp
ışığa dönüşmek için
düşüncelerini yakan
yanmak değil erdem
erdemleştirebilmek
erdem sandıklarımızı
bir damla düştü
bir damla
aç avuçlarını
boşa gitmesin
bir damla daha
satırların arasında
kaybolmak
saklarken kendini
bulamamak bir daha
bir düşe döndürmek dünyayı
ne korkunç olurdu
omurgası zedelenmiş
bir yılan misali
uzanırdın yolun ortasına
ürküntüler kaplardı
yolcuların yüreklerini
kelimelere gizlenmiş
ütopikti aşklarım
onun dışında
sevdalarla kaplandım
gürdü sesim
çok kalp kırdım
çok umut attım karanlığa
satırların arasına gizlenebilir miyim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gizlenir Dostun Ardına Doğrular
çöp varilinin içerisinden
garip sesler geliyor
kedi beslemiyorsanız
boş verin o sesleri
korkulacak bir şey değil
besliyorsanız ama bilirsiniz
açlık değildir her kediyi
oraya sokan
yapısıdır canlının
uyar arkadaşına
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gonca
soğuktu
soğuktu bakışları
bir an
gövdesinden tutulmuş
köklenmeye hazır
ayrık otları gibi
hissetim
titredi düşüncelerim
üşüdüm
üşüdüm
neyse ki
sevgi ile
ekilmişti tohum
yarıldı bakışları
yavaşça
goncasını açtı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gönlün Bilmez
gönlün bilmez
bilmez bildiklerimi
dilin söylemez
söylemez istediklerimi
bir yara açar
suskunluğun yüreğimde
akşam olur
dokunur yalnızlıkların
şu dalgalardan
bir ezgi istesem
deniz anlar mı derdimi
kıyılarına insem yamaçlardan
bir kabuk verir mi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Göz Yaşlarında
Göz yaşlarında,
Umudu akıtıyorsun
Bu topraklarınsın
Medeniyetlerin başına
Mezar taşları konmamış,
Buram, buram
Anadolu kokarsın
iyi tanırsın sokakları
Benim tanıdığım kadar
Sende seversin
Tanıyorum seni
Benim insanımsın
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gözlerim
bırak
birazda
günah işlesin
gözlerim
çirkinliğin
özünde ne var
göreyim
yada boş ver
gözlerim ayrı
gönlüm ayrı
çeksin çileyi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gözlerimde Mahmurluk
sabahıydı
gözlerime ulaşan
mahmur hüzünlerin
doruğu yalar gibi güneş
doğumlara namzet
sancısıyla beraberinde
yükseliyordu hafiften
hafiften süzülür gibi
atmacanın içgüdüsü ile
avına avcı olmak için
dolanıyordu gökyüzünde
güneşinde düşmanı var
atmacaya çevrilen
taşı meşine konmuş
sapanlı eller var
rotatifler
siyah kederli tenörler ile
günahları yüklüyorlar
kocaman kocaman harflerine
gözlerim sabahın
mahmurluğu ile bakıyor
sayfaları çeviriyorum
birer birer bırakarak
mahmurluğu bırakarak
akan derelere
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gözlerindeki Öfke
bak bari aynaya
gözlerindeki öfkenin
bende bıraktığı
izleri görürsün belki
aynalar yalan söylemez
deseler de
kandırmazsan kendini
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:52 PM
Gurbet
hani
karanlik bir odaya
tum cocuklugunu tasiyarak
dalarsin ya
iste oyle bir sey
yensende tum korkunu
urkekligin birakmaz seni
basmadan adimini yeni topraga
tedirginligin cigirt kanidir
bekleyen yasamin
her bir parcasinda
kayboldugu emegin
dusunursun nedenlerini devinimin
yilmaz olmak kar eylemez yasanacaklara
yagmur zamani erken gelir iclerine
gorunmesede damlalar
duserler birer birer
yigitlik soylevdedir
kar eylemez
yuregini yaninda tasiyana
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gururlu Olmak
gururlu olmak
zamanı geldiğinde
gömmektir sevginizi
bir bıçak vurup
kesmektir damarını
yaşama akan kolun
nehirler gibi
coşkun ve duru akıp
hedefe ulaşmak için
kor gibi yakıp
kül bırakarak artta
yürümektir doruğa
düşmek bu yolda
dalgalanıştır kalpte
taht kurmaktır yürekte
hadi doğ durma
gelecek var ufukta
yep yeni onur yüklü
hiç kirlenmemiş
bir bebek masumluğu
fırtınanın şiddeti
coşku seli içimde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gül Kokuyor
Gül kokuyor odam
Albümden taşan anılar
Dağılı vermişler ulu orta
Gül kokuyor odam
Gülüm yanı başımda
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gül Kokuyor Kaldırımlar
neon ışıkları vuruyor
kaldırımın üzerine
gözleri geliyor gözlerime
karanlık bakıyor içime
içimde zakkum çiçekleri
yol kenarları göz yaşı
belli ki hıncı
belli ki kini
neon ışıklarında
gecenin karartısını besliyor
ürpertiyor bakışları
yaşı hayli genç
gözleri diyor ki
dibini aydınlatamadan
sönüp gideceklerden
kaç ömür aralığında
kaç el değecek yaşamına
kaç kez değişecek yatağı
kaç tetik çektirecek
el uzatılacak hayatına
kaç mum aralığı kısalacak
kaldırımlar gül kokuyor
dallarından açmadan kopmuş
solmuş çürümeye yüz tutmuş
içerden fırtınaların çığlıkları
karışıyor neon ışıklarına
günün sessizliğini
boğmak ister gibi
vurup duruyor sokaklara
elinde naylon poşeti
dayamış burnuna
notası olmayan
melodiyi dinliyor çocuk
bozuk gecenin ayarı
gün sessiz göz yaşları gibi
kaldırımlar gül kokuyor
dallarından açmadan kopmuş
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gülmek Bize Yakışır
gülmek
bize yakışır
gül çehrelim
gül ki
açsın tomurcuklar
açsın çiçeklerini
polen olsun
çırpınsın kanatlar
bal olsun
tohuma vursun
dağılsın dört bir yana
alayım kokusunu
emeğin
su olsun kalemim
aksın doya doya
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gülümsemek
yatıyordu masumca yatağında
boynunun altını okşadım
gülümsedi
gülümsemek
mutluluk ise
tüm insanları okşayın
diyecektim ama
yanaştı yanıma minnoş
dokundum boynunun altına
mayıştı uzandı boylu boyunca
aman ha
dokunmayın muhakemeden yoksun
canlının boyun altına
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gün Biter
Gün biter
Sızlanmalar bitmez
Efkar doludur yüreğim
Dinleyin
Kulaklarınız kapalı
Pike yapan düşünceler
Siren sesleri kaplamış her yeri
Uyumayan derinlerde bir şeyler var
Kızıla çalmış gece
Sevgiler saksılarda büyüyor
Saksılar küçük,
…………….. kök salamıyor sere serpe
Dışarıda bir şeyler oluyor
Bizli, bizden habersiz
Dinleyin
Kulaklarınız kapalı
Bir kedi miyavlıyor
Mini minnacık sesinden belli
Görmem gerekmiyor
Hissetmesini bilmeli
Önce duygular köreliyor
Çiçek soluyor, sonrada
Sessizlik başlıyor
Bahçeler yapmalı
Sahiplenmeden uzak
Geçmeyeceğin köPage Rankingüler yapmalı
Sevda sevdaya kavuşmalı
******* sessiz olmamalı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gün doğarken
alacasına kanat değmemiş henüz
yuvasında sıcak yatağında belki de
sıyrılıp gitmiş olanca zifir
bir yanda yorgun ruhlar
bir yanda dinlenmiş gölgeler
kalkmaya hazır
zamanıdır
bu rehavet anı
zamanıdır
bu mayhoşluk anı
balıkçının elinde olta
neyse de
şu trolcüler yok mu
yok mu
gece kuşları
balkondan balkona
kedi çevikliğinde tırmananlar
erketeler
köşe başlarında sokakların
kırılgan duygular uykuda olan
kırılgan gece
gecenin koynunda ay
yıldız bulut
denizde
yakamoz
sokakta lambanın ışığı
oyuncaklarım
oyuncaklarınız
ulu orta
odanın içerisine serpilen
alacasına kanat değmemiş henüz
namluya sürülmüş dinlenceler
beklentideler
birazdan
bir serçe
çıkacak sıcak yuvasından
belki bir böcek
belki
akşamdan
bir sarhoşun bıraktığı
ekmek kırıntısına
gidecek
önce
yaşayanların sesi
dolduracak ortalığı
ocaklar yakılacak
çeşmeler açılacak
alel acele bir şeyler yapılacak
kapılar açılacak
kapılar çarpılacak
öpüşmeler mahmur olacak
ayak sesleri dolduracak
önce sokakları
sonra caddeleri
motor sesleri kaplayacak
ortalığı
bürolar atölyeler fabrikalar
başlayacak dolmaya
üretim diyecek birileri
sonra birileri
daha fazla
daha fazla
sonra başkaları duyacak
kanat sesleri ile ötüşmeleri
ağır ve vakur hazırlanacak
karşılamaya günü
her şey kolalı
kravatı özenle takılacak
kuş seslerini dinlemeye
vakti de olacak
alacasına kanat değecek
namluya sürülmüş dinlenceler
beklemeyecek
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Gün Gelecek
ezgiler yükleyeceğim
yalnız yüreklere
el
ele değecek
toy halaylarda
omuzlar verilecek
gün gelecek
çocuklarım
gelecek gün
yüreğinizde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Günah
çiçeklerin
solgunluğuna
kapamışım
kendimi
sayısal çoğunluk
eksi
ne fark eder
atmışım
tüm artılarımı
vurmuşum
hayallerimi
bir bir
birbirine
çarparak
almışım
elime
bir bardak çayı
karşıda deniz
yukarda
gökyüzü
mavi
mavi
gece indimi
lacivert olur
ufuk çizgisi
çarpmışım
eksilerimi
yeşil
koyu karanlık
gecenin içinde
atmışım
eksilerimi
gel
gel
uzaklardaki
hayalim
otur karşıma
merhaba diyeyim
toplumun günah saydığı
tüm günahlarıma
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:53 PM
Günaydın Şafak Kardeş
günaydın
şafak kardeş
ışıklarını sal
düşmesin gözlerine
sevdiğimin
gizemli gölgeler
aydınlat yüreğimi
yakamozlar misali
çırpıntılarım
vursun gözlerine
göz bebeklerim ay
hüzünleri bulut
şafak kardeş
sal ışıklarını
bakma biliyorum bende
biraz erken günaydın deyişim
er meydanlarına çıkarken
erken kuşanır
bizim buralarda
sevdiklerimiz
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Güne Gece Işığı Karıştı
düştü
bir
bir puntalar
ezerek
kağıtları
hiç bu kadar
utanır mıydı
emek
çalmasaydı
idealleri
rotatifler
ak bir
kelebek konmuştu
mürekkebin üstüne
açık kalmıştı pencere
sızmıştı bir kez
gün içeriye
başını kaldırdı
kelebek
uçamamıştı
rotatifin
silindirleri
arasında
kelebek ömürleri
kalmıştı
çırpıntıları
kanatlarının
içinde havanın
ağır bir halka olacaktı
rotatife düşünceden
paketlenecekti
deste
deste gün
güne karışacaktı
alın teri
günah ile
kelebek özgürlüğünde
kısa olacaktı sabah
sevdaları ile
birlikte
birlikte dağılacaklardı
güne gece
gece ışığı
ışığı
karışacaktı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Güneş
içimde
kök salmaya
başladı çınarlar
açmaya başladı
gelincikler
ne baharı
ne hazanı belli
geçip giden zamanın
nemruta benzedi
yüreğim
tüm
güneşleri
gördü
anla beni
güneşin
en güzeli
yürğimde doğandır
baharı
getirecek olan
yüreklerdeki isyandır
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Güneş Ağlıyor
süzüldü gri bulutlar arasından
kararsızlığını yenerek düştü
gerinmiş kollarıma aldırmadan
gökyüzüne çevrilmiş yüzümün
güneş değmemiş gamze tutan yerine
düşünmek var insanın kaderinde
yazgılardan öte bir şey dokunuşu
bereket mi vaat ediyor gülmelere
suyla gelen uyanışımı veriyor gözlerime
habercisi gibi sanki o bir damla
cisil cisil takip ediyor diğerleri
bir şeyler oluyor fısıltılar arttı
anlamak fısıltıları anlamak diyorum
ıslatırken damlalar saçlarımı
benim işim değil gibi hazırlanıyorum
yağmur yağıyor şehir ıslanıyor
boş durmak olur mu hazırlanıyorum
duygular yüklemişim her düşen damlaya
bulutlar örtse de güneşi biliyorum
güneş ağlıyor sessiz düşünüyorum
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Güven
bir dönem
öyle uzun uzadıya değil
bir arpa boyu desem
yalan olmaz vallahi
damlarda gezermişim
yarı emekleyerek
çocukluğumun
bilmediğim dönemleri
camı ilk orda keşfetmişim
oturunca üzerine
ineklerin yanında
açmışım gözlerimi
sonrası
sonrası devam etmiş
her şeyimi tutamamış
hafızasında annem
onun içindir ki
anılarımı
hatırladıklarımla
yaşarım
cam kırdığım kadar
okulu kıramadım
kıramadığım gibi hatırları
ondandır çizmelerimin ağırlığı
bakmayın söylenmeme
taşıdım bir ömür boyu
güle seve
her hatır
sıcak bir güneş gibi
belleğimde
taya nal çakar gibi
uzun yollar
taşıttı beni
puslu vadiler
sarp yamaçlar geçirdiler
annem yinede
bana güvenmedi
ilk düşüşümdü
habersizliklerinde
eşekten
derdi ki babam
bırak hanım
eksik olmaz
uyuz itin yarası
ezilirdim
ağırlığı ton ton
olurdu sözün
bildiğim
ben uyuz it miydim
alfabeyi bile
daha bitirememiştim
keçi otlağında
bir fidan gibiydim
güvendim sevdim
her kırıldığında
dalı bindiğim
ağaçlara kahrettim
anladım ki
annemin
beni sevdiği gibi
yaşamı sevmeliydim
çocuk yaşlarım
değildi öğrendiğim zamanlar
yaşın deli kanlı çağında
bilgi çiçeği burnunda
yaralarıma tütün basmasını öğrendim
volta atmasını
dar avlularda
hücrelerde
sevmesini öğrendim
ne güzel şeymiş öğrenmek
bir cerrah gibi
açarak yarayı
tımar etmek anıları
damıtarak acıları
ben sevmeyi
ağılarda öğrendim
vererek panzehirleri
dost oldum
dostum oldu
bedeli biçmeden
düşmanımı çoktu
çetelesizdi düşlerim
yaşayanı sevdim
yaşatan kadar olmasa da
en çokta
anlamsız olsa da yeri
ülkemi sevdim
güvenlerden uzak
annemin
beni sevdiği gibi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Hala Titretiyorsun
hala titretiyorsun
önünde beni
öğrenciliğime
yenik düşüyorum
her kelime
başlangıcıymış
yeni sonsuzluğun
sonsuzlukla kaplanıyorum
biniyorum
esintilere kapılmış
pupa yelken
belirsizliğe açılmış
bir tekneye
miço misali
seni seviyorum
dalgalanan düşüncelerimde
sörf yapıyor yaşam
bir yanımda sen varsın
bir yanımda sizler
seni düşünüyor dağılıyorum
dikiliyorum sizi düşününce
tüm inatçılığım kaplıyor
barikata bir taş daha taşıyorum
kış geliyor
yağmur bulutları
maviye arışmış beyazlıklar
toz pembe karanlıklar
imgelere karışmışım
kalem kesiyor
düşünceler dikiyor
yamalı bohça misali
yaşam sürüp gidiyor
ellerini uzat
uzat ellerini
tenim tenine aç
biraz sevda
biraz aşk
işte böyle yaşıyorum
doyasıya zamanı
bohçama tıkıyorum
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Hangi Satırın Hüznü Vurdu
hangi
şiirden düştün
bu yerlere
hangi satırın
hüznü vurdu
buralarda
yalnızlık kol gezer
kol kırılır
yürek biçer
izleri kalır sadece
buralar
sana göre
değil
benim diyarım
diyarım
bu eller
dokunası
toprağa
öresi
dante gibi
umutları
değesi dudaklara
her haykırışta
öpmek için
yıllara sığmış
genç umutları
hangi
şiire düştün
destansı dilin mi
çilesi misali
kahır vermek
bir tutam
deve dikeni
yürek
kopuntularına
sarma kendini
bak
seni
benim
diyarımdan
atacak
bir şiir
yazacağım
bu diyar
iki kişilik
değil
beni
bana bırak
bendekini
ben bileyim
uzat elini
sana şiirini
vereyim
(…)
oku
yüreğinle
meydanlara
yürü…
sana
gönlümü vereyim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Hani
Hani;
Bir dere kenarı
…………….düşünürsün ya
Bir yanında sırtlar
Yem yeşil bir Dünya
Masmavi gökyüzü
Düşünürsün ya
Küçük pencereli bir Ev
İsyan ederim! ...
………….İşte o zaman ben
Sevmediğimden
…………….değil be Canım
……………..sevmediğimden değil
Küçük pencereleri
Soğuk duvarların ardında gördüm
Yeşili tenimde taşıdım
……………………bir dere kenarında
Hep buralarda hissettim
…………………..Özlemin acısını
Sevdim be Canım
Sevdim de, buralarda doyasıya
Diyorlar ki gülüm
Pembe açıyor Karanfiller
……………..Leylaklar beyaz
İnanmaktan başka
Bir şey yok elimde
İnanmak sadece…
Acı veriyor
Ve koklayamamak Gülü
- Gülüm –
Zor geliyor işte
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Hani Diyorum Ki
hani diyorum ki
gelsen
otursan yanıma
masada
iki kişiyi geçmesek
kendimiz
doldursak kadehimizi
kendimiz
yaksak mumu
masada
başka şeyler
olmasa da olur
be gülüm
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Harman Vakti
gözlerimden
kulaklarımdan
aktı sızı içime
hedefini buldu
geldi vurdu gönlüme
gönül bu yara
tez sarılır mı
harman vaktidir
yiğide ihtiyaç duyulur
yiğitten acep sayarlar mı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:54 PM
Harmani
nede tatlı oluyor
garibin yemeği
bakır tabağın içerisinde
tuz kara biber kimyon
harmani
koyuyorsun
dizinin üstüne
bir baş soğanı
vuruyorsun tepesine
sıktığın yumruğunu
çıkınca soğanın cücüğü
ağa oluyorsun ağa
ah
ah birde
sıktığında
hazırken yumruğu
ah
ah
çıkarsan cücüklerini
garip olur musun acep sen
garibin yemeği harmani
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Harmanlar Kurulmadıkca
oysa
çiğnerken ekmeği
basite indirgemek gerekmezdi
emeğin inceliği
göz ile görülmez ki
zorlama kendini
basitçe söyle gitsin
emeksiz yemek olmuyor diye
çalınca böyle zamanı
kimi zaman Anadolu gelir aklıma
boz kırları çayırları otları yoncaları
kiminin aklına kanada Avusturya
kiminin yemen Somali
Küba orta Amerika
Orta Asya
Avrasya
Büyük Ortadoğu Projesi
nasılda işlenir her şey
ellerde nasır neyse de
yüreklerde nasır
beyinde nasır
ilk hayalleri sular
sonra alın terleri sular
sonra umutları
umutsuzlukları değildir
yağmur duasına çıkaran
unutturulmuşlukları
ekilir bir şeyler
ekilirde durulmaz
kan damlar
toprağın üzerine
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hasat Karası
siyahın içerisinde
oynaşır ak damlalar
bakmayın
solgun duruşlarına
her biri
destan misali
sevdalar gibidir
şu en parlak olanı
derler ki
çoban yıldızı
bir de
masalı
masallar
dinlemeye alıştık
bir kere
masallar ülkesinde
üşüyorum
bir düş kurun
ısıtsın içimi
sen bana
hiç ninni
söyledin mi
güzel annem
hiç kulağıma
uyu uyu dedin mi
annem
öyle ise
neden uykusuz
uykusuz gözlerim
sen hiç
kucağında
ısıttın mı beni
öyle ise
neden soğuk
hala yüreğim
ilk elime
verdiğinde
kalemi
neydi yazdığım
neden böyle
unutkanım
elimi tuttuğunda
benim
sevgini
vermedin mi
ahh
sevgi dolu
bilincim benim
yüreğime köPage Rankingü ol
yağma yağmur
ıslatma toprağı
bu hasat
sevda karası
ne zaman
bir el uzansa
tutmak istesem eli
omuza versem omuzu
yolum mayın tarlası
bu sevda
hasat karası
başımdaki
uyku belası
elleriniz uzak kalsın benden
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hasret
hızla döner
etekleri sallanır
bir öfke gibi
yanar içimde
sevda tutkusu
kanayan yarasıdır
usul usul içimde
bir kayanın dibinde
şifalı ot olsam
bilgenin elinde
yakıya dönsem
sürünsem yarasına
tenine değsem
alev almış hasretim
diner mi acep
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hatır
tam karşıya geçerken
yolumu kesti
bıçak sırtı gibi
kesmez ama soğuk
iki yeşil arası
bir kırmızı ışık molası
hasbıhal imiş isteği
biraz havalardan
biraz çocuklardan
bahsettik
partiden
falan filan
yeşil kesti sohbeti
yeşilde yürümek
garip geldi birden
üzerime çullanmış
yorgunluk var
iki yeşil arası bir kırmızı
oysa gönlüm
istedi mi sohbeti
ne yeşili
ne kırmızısını takar
işte bir kırmızılık
hatır arası
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hatıra Defteri
avuçlarım da
gizlenmiş
bir ömür
sevdası deli
gencecik bir ömür
ölesi gelir insanın
böylesi yaşam için
ocak tüter
sevda kokar
ah benim küçüklerim
yaşam sizi ne çok döver
el uzatırım suya
su ıslatır elim
yunam seni derim
uzat der diğer elini
el ele değmeli
kelepçeler kırmalı
tımara eller gerek
kaldıramazsınız
bu yükü
anlatmam ne çare
düşünki
bir delinin
hatıra defteri
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hava Değil Bizi Böyle Yapan
gözler açık
yürek kapalı
düşünceler
biraz
parçalı bulutlu
yoldan geçen
biraz erkek
birazda dişi
biri kalçasını
diğeri lafını
sallıyor
sallayan lafı
sanki
namus abidesi
açılmış gözleri
kapanmış yüreği
“sallandıracaksın bunları
nasılda bak o zaman kurtulacak insanlık”
salladığı
parmağı
düşünceleri
kadar kirli
kocaman burnu
ikide burun deliği
sıkmak gelmedi içimden
düşüncelerine bulaşmış eli
çevrede
alkışlayan
sessiz bakışlara
bir esintiyle
dalarak
devam etim
kaldırımı pembeye
çalan taşlarda
aynı havayı
soluyarak
mutasyona
uğramayarak
hava değil
bizi böyle yapan
görmek
bakmak
düşünmek
emeği
ille de emeği
emeği üreten eli
düşünmek
sonrada düşünmek
eksiği
koymak yerli yerine bilinci
bak o zaman
işte o zaman
yürekleri gör
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hayal Bahçesi
düşlü yarınlardan
kurulmuş
hayal bahçelerine
göndermeyeceğim
sevdam seni
belki aksak olacaksın
ağır yol alacaksın
karabasanlar girecek
gündüzlerine
yaşadığını bileceksin
yarının terle yoğrulacak
yorulacaksın
umudu beslemenin
acısı kaplayacak
yaralı belleğini
ama
*******i yastıklar
yüzünü okşayacak
merhaba diyeceksin
huzurlu gülümsemelerle
başlarken güne
düşlü yarınlardan
kurulmuş
hayal bahçelerine
göndermeyeceğim
sevdam seni
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hayalim
Hayallerim
Öylesine uzak değil
………….gerçeklerden
Diyorum ki;
Beni götürün Sevdiğime
Yada getirin onu bana
Öylesine anlık değil
Nokta koyuncaya kadar
………………..Yaşama.
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hayaller Kurup
Hayaller kurup
Bulutlara bırakıp
Aynı acıyı yaşıyoruz
Çobana bırakmadan
Berrak düşüncelerimizi
Korsan albüm dinliyor
Korsan kitaplar okuyoruz
Hüznü çekiyoruz içimize
Başımız etiketlerle dertte
Düşüncelerimiz
Bulutların üstünde
Kaderine bırakılmış
Esme rüzgar esme
Umutlarım var
Henüz kül olmamış
Ellerini tuttuğumda
Bilincimin kovana döndüğü
Çocuklarım var, Esme
İzmir, İstanbul
Martıların kenti
Oralarda gördüm Martıları
Denizlerin üzerinde
Özgür ve sesli
Deniz kirli
Uzak durun
Martılar kentimizden
Bulutlara yüklenmiş
Başka hayallerimiz var
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hayırlı Olsun Efendilere
tırnaklarımın arsına sokulmuş kimliğiniz
alışkınım vurgun yemelere gece üstleri
zül gelmiyor bana yılan dilli sözleriniz
alıştım bayramlarda kahpece vurulmalara
hayallerinizin yakıtı olmayacağım
rakıyı yudumlar gibi sessiz sizsiz
içtikçe kadehleri dumanlanmayacağım
susuzda içilmiyor ki zıkkımın kökü
yanıyor boğazım yanıyor da yanıyor
acısı kor acısı isyan ateşi acısı lal
yanan bacasız kalan dünyalarım
bakmadan görüyorlar ne bilen ne duyan var
kapılar sağır pencereler kör olmuş bu gün
dokunmayacağım ney/e dem alacağım usulden
zulmü sokaklara saldıkça sizler durmayacağım
en mahir kapılarınıza kör mandallar olacağım
sokmamak için içeri salyalı medeniyetinizi
gönlüm isterki daha çok şeyler olmak
vurdunuz yine kalemi saplandı eğri hançer gibi
bir hançer gibi derinden işledi soluk kesti
kaç insan ömrüne sığdı karanlığın saltanatını yıkmak
kaç yiğit ömrü tamamlanmadan ışığı yaymak için karanlığa
yıldız olup takıldı yüreklere ışıldarken Anadolu
bu gece kapatmayın gözlerinizi gelmeyeceğim kapınıza
akordunu bozmuş duygularım sigaramdan bir nefes daha
daha alacağım ciğerlerimin en müstesna köşesine misafir
bir gecede de girebilirmiş medeniyet dedikleri zehir
alışmak kolay değil beyler efendilerin yıldızlı *******ine
onuru çıkarmadıkça köleler Pazar yerlerine
hayırlı olsun medeniyet efendilere…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Hedefin Canı Acırmı
bilimsel takılalım bu satırları
kırk beş kalibre kurşun parçası
elbetteki işlenmiş alın teri verilmiş
bir parça barut ve itenek aracılığı ile
kendi kendine terk etmiyor yuvasını
bak şu şeytan doldururda dense
şeytan koymuyor onu fişek yerine
bilimsel olmak gerekli biraz mesela
o yiv olmasaydı namlunun içerisinde
hızı mesafesi ne olurdu bilinmez
tahmin edilen bir şey varsa eğer
önünden kaçması kolay olurdu
pusuları saymazsak eğer
kesin olmayan
insan olgusu değişken
formüle sığmaz
çok yönlü etkileşimli
tutkusu için geliştirirdi
kesin olan başka yöntem
havanın içini hiç görmedim
var mıdır yiv seti
bu başka bir konu
kırk beş kalibre kurşun parası
yivli kesimi terk ediş süresi
kolumdaki doksan üçte
bir tezgahtan aldığım saatin
kadranlarının hareketine
müsaade etmeyecek kadar kısa
aralıkta bir buçuk tur atıp
merkez kaç kuvveti ile
ilk havayı delişi
ve sonsuz delişlerden sonra
hedefe dokunuşu
hedeften kastedilen
bilimsel tanımlamaya girersek
et ve kemikten yapılı
hareketli nesne demek
yeterli olur kanımca
doksan üçten kalma
saatimin işi değil
bu döngü hesabının
verilerini tutmak
yaparken ürettiren
düşünmüş müdür acaba
hava şartlarından
doğacak sapmaları
önüne konacak kalkanları
ansiklopedik bilgilere göre
düşünülmüş ince ince
pekte şaşmadım
ya peki hedefin adını
düşünmüş müdür
soy kütüğünü
üretkenliğini üretimini
etin canı acır mı
kasaba sorduğumda
yaşım henüz beş buçukmuş
kasap ters ters bakmış
babamın kasaba bakışı gibi
keserken sen onu
etin canı acımıyor mu
çocukça takıldık
bilimsellikten biraz uzaklaştık
kurşunun hedefe
saplanış hızı
yol alırken
kaç devir aldığı
hedefin yakınlığı
hedefi delip geçmesi
girdiği yer
çıktığı yer
ve açtığı deliklerin
deliklerin çapları
hep girdiği yeri
düşünürsünüz
amatördür ruhunuz
çıktığı yeri görünceye kadar
neden çıktığı yeri parçalar
bilimsel takılalım dedik
dokunduğunda hedefe
sürtünme kat sayısı yükselirken
keserken kurşunun hızını
genişler dönme çapı
işte tam burada
önemli hedefin kalınlığı
ben diyeyim ince cılız
yirmi beşinde bir genç
yirmi sekiz santim
siz deyin yağlı kalontor
cüzdanından öte
elli üçünde biri
altmış iki santim
kurşunun girip çıktığı
o uzun olmayan ömür mesafe
birde yuvasından çıkıp
hedefe kadar kat ettiği mesafe
düşündüğünüzde amatörce ve oranca
aynı olmalıydı deliklerin çapları
bilimsel olmayacak kadar çocuksu
bir soru takıldı bir köşeme
hedefin canı acır mı
bunun hesabı yapılır mı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Her Cümle Bir Göz olmuyor
ne öğretmeye
çalışırsam çalışayım
yine herkes
kendi öğrenmek istediğini
öğreniyor
neyi göstermek
istersem isteyeyim
yine herkes
kendi görmek istediğini
görüyor
kim ne anlatırsa anlatsın bana
kendi anlamak istediğimi anlıyorum
bakmayın
öyle dillendiğime
her cümle bir göz olmuyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Her Hüküm İnfaz Edilir
ne zaman
zaman daralsa
mahkum olsa
gözlerim kapanmaya
bir çentiklik iz bıraksam
yarım kaldığım kitaba
tüm sınırlarını çizsem
mezarının
bıraktığım şeyler için
en mahir rehberlerle
döndüğümde bile
bulunmuyor
bulunmuyor duygular
aynı olmuyor hiçbir şey
dönüşüm bir başka oluyor
başladığım bir başka yer
başladım mı o zaman
bitirmeliyim de desem
her yeni başlangıçta
yeni bir dava
yeni celseler
gördükleri için gözlerimi
mahkum ediyor sayfalar
yeni düşlere
uyku infazını uyguluyor yine
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:55 PM
Her Yürekte Bir Yara Vardır
Her yürekte
Bir yara vardır
Onarmak
Ne mümkün
Yakarda
Durur
Gizliden
Kar’a
Kara düştü
O gün
Ondan gayrisi
Onurdu
Benim için
Ellerim
Kağıt işledi
Ellerim
Demiri işledi
Ellerim
Kaleme
Can verdi
Yüreğimde sızı
Belleğimde
Kar’a
Kara
Düşen sızı
Yanmadı
Bilincim
Öyle
Yandığı kadar
Ne çarmıhlarda
Ne kurşunun
Bedene vuruşların da
Dedim ya
Kar’a
Kara düştü
O gün
Beni
Ben yapmayan
Pişman olduğum
Tek gün
Özrümü kabul etmeyin oğullarım
Ellerime öyle bakmayın, acılı bir yürek var
Tokat yemesin çocuklar, güzel olacak günler var
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hey Gidi Seni
hey gidi seni
kaç yara açtın bende
yaramı saramadım
dokun tenime dokun
kaybolup gitmeyeyim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hey Sen
Hey sen
Göremezsin
Sana varan
Sudan tatlı
Gülden güzel
Coşku dolu sevgimi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hırsız Var
olmaz ki
bu kadarda olmaz ki
gözlerimin önünde
zamanı mı çalıyorlar
sevgimi mi yoksa
satırların arasından
akıp gidiyorum
bir şiir
oluyor zaman
bazen
hoş bir yazı
hırsızda sevilir mi
demeyin
sevdiriyorlar işte
paylaştıkça
zamanı
duyguları
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hiç Fark Ettinmi
hiç fark ettin mi
önünden bir ömür
akıp geçtiğini
taş attın mı
hiç o akışın içine
kos koca dağları
yalnızlık kaplar mıydı
koca olduklarını bilselerdi
çığlar düştü
hayaller üstüne
çığlıklarında şatafatın
cümleler boğuldu
yaldızlar içerisinde
oysa bilirim
ne güzel şeylerdi
görkem dolu istekleriniz
yürümek güneşe bakarak
haykırarak şarkıları
ne mutlu olurdu insan
farkına varılmasa
bir bir ezildiğini
karıncaların
gün doğar
dolunay misali güneş
çakallar ulur
gün doğar
dolunay misali güneş
mavi gözlüdür doğan bebek
istemesem de doğar gün
gün ateşten top misali
hiç fark etmedin mi
önünden bir ömür
akıp geçtiğini
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hisset
Sen bir tanem
Öylesine uzaktasın ki
Öpmek isteğim
Eriyip gidiyor
…………..mesafelerin içerisinde
Ama yinede sevgilim
Her gün batımında
Sana gönderiyorum isteğimi
SEN eve dönerken
Hisset…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hoş Geldin
topraktan
toz kalkıyor
ilk yağmur
taneleri
dövüyor
özlemi var
karışmakta
yeniden yaşama
merhaba der gibi
dolu dolu
damlalarıyla
hoş geldin
hoş geldin
adın
ne olursa
olsun
yağmur
dolu
kar
cemre
sizleri
beklemekte
sardunyalarım
zeytin ağaçları
köklerini salmış
özlem içinde
veysel emmi
iki göz
damının
aktarıyor
çatısını
uzuyor kollar
vitrinlerde
biraz
ürpertilere
bulaşıyorum
kömür derdi
odun derdi
diyor
birileri
Antalya’nın
keyfini çıkarıyorum
çıkarıyorum
ürpertilerimle
oğlum
seni bekliyor
ilk aşkıyla
ıslanmaya hazır
saçlarında
ıslaklığa
hapşırmaya
hastalanmalara
korkusuz
vakur
hoş geldin
hoş geldin
bereketin
habercisi
kentlerimiz
hazır
köylerimiz
kanık
rotatifler aç
yeni
yeni
haberden
uzak
nakarat gibi
ağıtlar yazmaya
büyüklerimizden
sözler duymaya
hazır
el avuç açmaya
yani dilenmeye
yani
adına
bir şeyler demeye
ıslat beni
ıslat ki
görmesinler
göstermek istemediklerimi
bir
esinti gibi
gel gözlerimin önüne
al götür bulutları
sen yetersin
beklide
ıslatmaya
bu suya
aç toprakları
gülsün
toprağın altında
kök kalan
özler
kavuşsun
sana uzanan
özlemler
hoş geldin
hoş geldin
yağmur dostum
bilki
aynı toprağı
sulamak gururun olsun
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hurafelik
yollar kayarken
otobüsün altından
tarlanın içerisinde
iki leylek gördüm
otobüsün içinde ben
tarlada iki leylek
ne kadar rahatmış
söz söylemek
leke olarak kalmış
dağarcığımda
hurafelik
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hükümsüz Olan
anılarımı
almak için
gitmiştim
eski mahalleme
oysa
gittiğim yerde
yenilerini verdiler
hükümsüz olan
hiçbir şey yok
nedense
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hüzün Var
yanıtı gelmedi
yaktığım ateşin
onun içindir ki
suskun dilim
kıymayın kelimelere
kıymayın kelimelere
kelimeler mermi
kelimeler hançer
hüzün var
bu aralar şiirlerde
kırık bir iğne ile
çalar gibi taş plağı
söze dönüyor kelimeler
uğultular içerisinde
yaram var
yaram var
kadehim boşalmış
doldur doldur
daha diyeceklerim var
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Hüzünler Çöküyor
Sözler
Günü birlik
Sevdalar gibi,
Saplanıyor
Düşüncelerime
Bulut oluyor,
Öfkem,
Yağmak için
Şehirlere,
Bir esinti
Dağıtıyor bulutları,
Hüzünler çöküyor
Kuytu köşelere
Coşkuyla yaşamak
Yaşamak istiyor
Gönlüm,
Özgürlüğe sevdalı..
Sokaklarda
Arşın boyu
Düşünmelerden uzak
Çocuklarımın
Ellerinden tutarak
Şen şakrak şarkılar
Dinlemek istiyorum…
Erdemir geliyor
Seydişehir
Gözlerimin önüne
Hep bir ağızdan
Söyleniyor Türküler
Sözleri
Tere bulalı
Şarkılar bozuyor
Düşüncelerimi
Nazım geliyor
Ahmet arif
Alıp götürüyorlar
Uzaklara
Birlikte söylüyoruz
Türkülerini, Anadolunun
Ellerim boşalıyor
Yüreğime alıyorum
Ellerinizi
Yüreğim sıcak
Bir meltem esintisi
Kaplıyor şehirleri
Gök yüzünde
Yıldız oluyor
Sevdiklerim
Karanlıklar batıyor
Şehrin üstünde
Türkü tadında
Şiir tadında
Bir şeyler oluyor
Bir şeyler…
Hüzünler çöküyor
Kuytu köşelere
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Işık
dirileceğiz
dirileceğiz
yıkacağız duvarları
açacağız tüm kapıları
bir bir geçecek
açılan gediklerden
karanlığa doğru
ışık huzmeleri
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
Işık Olsam
ışık
yakılmasa
görünür mü
aydın yüzler
karanlığın içinde
ışık olsam
dalsam karanlığa
bulur mu sevdalılar
bulur mu sevdalılar
sevda dediklerini
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
İçim Acıyor
yıkılan bir binanın
önünde duruyorum
feryatlar yükseliyor
bir yıldız kayıyor gibi
içim acıyor içim
kesilmiş tırnaklarım
tırnaklar
yeniden büyür
değil mi
avaz avaz bağırmıyor
usta politikacı
kavaldan çıkan nağmeler gibi
dinletiyor kendini
gittikçe sen peşinden
göz yaşlarının ıslaklığı
nafile
nafile ağıtların
bir çengelde senin için hazır
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:56 PM
İçimde Ayaz
içimde ayaz
dışarıda alev
kor ******* bekliyor
bilseydim yüzmeyi
dibi olurdu denizin
yinede yok diyemem
sığ kıyılardan bilirim
ama enginliklerinde denizin
çaresizim çaresiz
içimde ayaz
dışarıda alev
kor ******* bekliyor
kıpırdat yüreğini
gözlerine takılayım
gözler zorlanır yalanda
enginlere gideyim
içimde ayaz
yada ayazı yeneyim
kıpırdat yüreğini
acemi adımlarım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:57 PM
İçin için
duymak için isyanı
kulaklarını açman nafile
aç bilincini
gir gönüllere
şavkıyan lavlar gibi
volkanın ağzını görürsün
yanar için
için için
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:57 PM
İğne İle
iğne ile
kuyu kazar gibi
ela gözlü kız
hayal kuruyordu
küçük küçük kırıntılar
umuttan kaleler oluyordu
iğne çuvaldız
hikayesi değil bu
kepçeyi kapan aşçı
bol kepçe dağıtıyordu
konuklardan
evin çocukları
nasiplerini alamıyordu
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:57 PM
İhanet
acılar
kaç insan ömrüne
sığdırılır
kaç insan ömrü yaşanır
neyle
tartılır
neyle
ölçülür
bilirmisiniz
temiz sayfalara
temiz sayfalar
eklemek için yaşanan
ömrün anlamsızlığını
sırta saplanan
bir kurşun ağırlığında
yaşanırmı hiç
açık arttırmalara
kondumu hiç yüreğiniz
parça parça
çıktımı satışa
ve bağlandımı diliniz
ben ihaneti
beyaz sayfalarda gördüm
pembe bulutlarla kaplanmış
suskun aşk satan dillerde gördüm
sessizliğin acısını
düşlerime giren
doğmamış çocuklarda gördüm
her kes acıyı
sevdası kadar yaşar
sevdalandınızmı
memleketinize
haykırdınızmı sokaklarda
hissettinizmi sırtınızdaki hançerleri
ben ihaneti
suskunluklarda gördüm
kaçamak ürkek bakışlarda
masum aşklarda gördüm
masum suratların
yanmış yıkılmış
umutları
beyaza zeminli
pembeye bulanmış
sayfalara aktarışında gördüm
umut kırıntılarının
masalarda
meze yapılışında
gördüm
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:57 PM
İhlal
ihlal edilmişti
tüm sınırları düşüncelerimin
zayıflamış
en küçük noktasından
girdin içeri
büyüdün
bilinmezliklerimde
sende öğrendim
sensizliği
uzun yol boyu
ne çok şey öğrendim
ne çok şey
bir elin bir ele
temasında
yüreğin
farklı atışını
bir anın
bir ömür olduğunu
bir ömrün
bir insan olduğunu
ihlal edilmişti bir kez
tüm sınırları düşüncelerimin
sen girmiştin içeri
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:57 PM
İki Satır Sohbet
masumiyet
örtmüşsün üzerine
ipek bir tül gibi
büründürmüşsün
şehvet dolu arzuları
gizemlerin gölgesine
ne kadar gizlesen de
içindekileri
görüyorum seni
biliyorum
çözüm değil görmek
iki satır sohbet bu
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İkimizde
İkimizde severiz
Yinede benzeşmeyiz
Bir birimize
Ben, buram, buram
Deli bir sevda ile
…
Sen Alev, alev
Yanan şehvet ile
…
Bu ülkeyi…
Ben
Aşık misali
…
Sen
Çapkın
…
Benzeşemeyiz
Ben Hain! …
Sen Beyefendi! ...
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İkinci Kez
ikinci kez
ikinci kez
yaşayamadım
hiçbir anımı
kaç kez okursam
okuyayım
alamadım
alamadım ilk tadını
ilk çığlığımı
hiç hatırlamadım
anlattılar zaman zaman
sanki yer gök inlemiş
yer neresi
gök neresi
anladığımda
ilk oğlum gelmişti
dünyaya
anladım
ikisi de
babaların yüreğiymiş
anneleri bilmem
anne olmadım hiç
şu aralar
biraz kıskançlık
var üzerimde
yalnız hissediyorum
üç kişilik yürek içinde
dedim ya kıskançlık
anne olmak varmış
ikinci kez
ikinci kez
yaşayamadım
hiçbir anımı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İkinci Satırda
ikinci satırda
liflerinden yoksun koca çınarların
gövdesine takılır mahzun gözlerim
özünden kopmuşluğunu yaşarım
destanlar yazan adlı cengaverlerin
adlarına bakar bakar şaşarım
bir ışık gibi karşımda durur
traktörün üzerindeki resmin
direnişin öyküsünü görürüm
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İkinizde Sallıyorsunuz
ki
atıfta bulunurken
sen ona
farklı değilsiniz
bir birinizden aslında
tabi ki görüyorum
gül basmalı eteğini
yürüdükçe sallanan yerlerini
ki
atıfta bulunurken sen
hissediyorum
gözlerinin izlerini
yönlendiren bilincini
sallandıkça kalçalar
arzularınla birlikte
sallanıyorlar
yok aslında
bir birinizden farkınız
ikinizde sallıyorsunuz
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İlk Kavuşma
bu sabah
yine dört kişi olduk
dört keskin yürek
kim bilir neler düşünerek
merhaba dedik bir şeylere
ne çok
şeyler oluyor
küçük yüreklerimizde
evin içinde
sanki oynanan
kovalamaca
keşfe çıkmış gibi
yirmi günlük ev özlemi
çekiliyor çekmeceler
açılıyor dolap kapıları
raflardan iniyor kitaplar
kıpırtılar yüreğimi okşuyor
insan en çok
neyi sever bilir misiniz
dante gibi işlediği emeğini
insan en kolay
neyi yok eder bilir misiniz
sahiplenmek istediği sevgisini
ahhh
deli yüreğim
ne vardı böyle çırpınacak
çalabilseydim kavalımı derinden
kata bilseydim sürümü önüme
böyle sürer miydi
çırpınmalarım yine
kim ne derdi bana
benden başka
çoban olduktan sonra
bilirdi sürü sürülüğünü
çırpınacak kalbim kalır mıydı acaba
var sen yinede çırpın
gökyüzü alabildiğine engin
keklik ol şahin ol
ister bir bulut ol
onuru koy sevginin yanına
bak oğlunun gururla
gözünün içine içine
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İlk Temas
orta yerindeydik
Atatürk parkının
iki kişi değildik geceydi
sessizce atıyorduk adımlarımızı
karanlığı fuarın ışıkları yırtıyordu
nazlı nazlı vuruyordu tenimize
denizin esintisi ve kokusu
sessiz abartılı bir savaştı içimizdeki
acemi erler gibi
çatmasını bilmeden kelimeleri
mola vererek başlattık yürüyüşü
yirmi dört yaşımın gün batımını
bırakarak masada yürüdük
parkın en metruk sokaklarına
sessiz değildi gece
belkide sessiz
uğulduyordu dünya
değerken elinin sırtı
elimin sırtına her adımda
uğulduyordu yaşam
kelimeler uçuşuyordu
yakalayamadan tek birini
yol alıyordu adımlarımız
yol alıyorduk bilinmezliklerimize
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İllede Böyle
İlle de böyle
Olmak zorunda
Değilsin ki
Biraz dağıt saçlarını
As biraz suratını
Karalar çalayım sana
Kokunu yok edeyim
Hiç konuşma
Yada kimse duymasın
Yüreğimdeki
Zindanlara koyayım seni
Sevgi acı,
Sevgi zehir
Yoksa…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İmge
imgelerle dolu
sipariş aldım
kök bıraktım
çapa salladım
arıktan su akıttım
imge
sipariş
kök
çapa
arık
dağ doğdu
masala girdi
emeğime
üzüldüm
düşündüm
masalımı sevdim
dağ
masal
üzülmek
sevmek
sevdiler beni
siparişi teslim edemedim
hayalden uzak
gerçeğe bakarak
acıyı damıtarak
sevgiyi arıtarak
yaşayalım istedim
sevdiler
sipariş
hayal
gerçek
acı
sevgi
yaşamak
sade imgelerle
sade yazmak
yada /sade/ imge olmak
oysa
ne güzelde
kelimeler bulmuştum
tam iki ciltlikti sözlük
sevgi sevi
acı üzüntü elem keder
gerçek reel
ve diğerleri
ben adam ol/a/mıyacağım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İmgeler Saldırıyor
gömülme
diyorlar imgelere
sadeliği gibi ol dilinin
oysa
çıkan her kelime
yaşantımdan bir kesit
sayın ki
sevda misali
güneşi
kapatıyorsa bulut
aklara
bürünmüşse eğer
aldatıyor
diyorum bilincimi
bulutlar kara oluyor hemen
kara deniyorsa eğer
düşünüyorum ayrıntısını
bir deniz geliyor aklıma
ablamın oğlu değil
bin denizcinin
özlemine gülümsüyorum
kara kara göründü
adını düşünmediğim
bir romandan alıntı gibi
çözülüveriyor imgeler
emeğimi seviyorum
şiiri seviyorum
bulutlar geçi yorsa
güneşi kapatarak
nazlı nazlı
birazda
hüzün katmışsa doğa
damlalarını
akıtacaksa
bir bir peşi sıra
toprağa
bir hasretlik
çöküyor üstüme
duygularıma
bırakıyorum her şeyi
karaya çalan bulutlar
ap ak oluveriyorlar
değişi veriyor her şey
mesela
ağırlığı taşın
yenilmişken
yerinde yer çekimine
gücüm kadar
oluyor zaferi
dayanışmamı
dersiniz buna
esaretin değişimi mi
oynaşıyor
kelimeler kalemimde
dibine
değmeden kova
anlaşılmıyor
kuyunun körlüğü
imgeler
saldırıyor
cephe geniş
ip uzun
salıyorum derinliklere
su
çekmek değil
düşüncem
kuyunun derinliği…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İnat
Sana inat
Bana inat
Bize inat
Yaparcasına
Kaçıyorlardı
Sevdalardan
Pembe düşler üzerine
Fırçalarını sallayarak
Kan damladı, kan damlayacak
Ak umutların üstüne
Umudunu sordum
Umut neyime dedi
Görmez olmuş
On sekizindeki
Gencecik hayallim
Umuda küskün olmuş
On dokuz haziran perde
Kalem kesti, kalem kesecek
Yırtıldı kağıt sıra üstünde
Sana inat
Bana inat
Bize inat
Okumaya konan
Bu sahte sırat
Ne gariptir
Canım yanıyor
Canım yanıyor
…BENİM….
Sen aldırma oğlum
Kabahat bizde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İnce Ruhlu
inceydi ruhu
her şeyin
isterdi iyisini
kırk kez düşünür
bir kez konuşurdu
ne konuşurdu
………….....ama
insanın hası oldumu
yanında
başka coşku olurdu
zengindi
ideallerinin süsü
tek bir dünya idi
düşü
engelleyemedi
kelimelerdeki
bunca güzellikleri
o tarihe
bir kasap olarak geçeçekti
onun için dir ki
kelimelerin içini oku
kılmayın
bizi yabana
muhtaç
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İncir Ağacı
yılda yedi metre küp
ağaç tüketiyormuşuz
bir çoğumuz hariç olabiliriz
ortalama istatistik değeri
masa sandalye kapı
kimsenin itirazı yoktur
kitap kalem defter
sıra kara tahta
burası biraz karışık
farklı bir hesap gerek
okey ıstakası
silah kabzası
bıçak sapı
emperyalist tutkular
ormanlara düşen napalmlar
arsa tarla rant kavgası
bunları bir yana bırakalım da
acaba yılda kaç metre küp
bir insan ağaç dikiyor
eksik veri çözülemiyor
üretimci değil
tüketimci
hesap isteniyor
olurya birinin aklına
olur olmaz bir yere
incir ağaçı dikmek gelir
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İncir Kuşu
gece basar düşüncelere
zifiri karanlık çöker masaya
bir galon incir rakısı
dağılır yavaş yavaş hayallere
vuracaktır belki de bir avcı
bir gün incir kuşunu da
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İnsan Genin
yüklenince
topuzuna kantarın
kilon mu arttı sanırsın
ipe çıkmış
cambaz isen
sanma ki
baldan tatlı sözlerin
sağlayacak dengeni
kalemin körelir
dinlemezsen yüreğini
hediyen olur
mavi jilatinli kara kutu
açma onu
cambazlık neyine senin
kapa kulağını
aç gözlerini
dokun
dinle yüreğini
insan genin
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:58 PM
İşinmi Yoktu
anahtarlar olsaydı eğer
büyüdüğümüz yer ve zamanlarda
ne kadar yüksekte de olsa
uzanır basardık düğmesine
yakardık ampulleri fark etmezdi
kaç mum kaç vat kaç insan
aydınlanırdı ortalık öyle olmadı işte
gaz lambaların ışığında bu kadar
bu kadar oluyor önünü görmek
kalemimi bıraktım masanın üzerine
bir sigara yakacağım boş ver markasını
bekleyecek kadar beni zamanınız var mı
kaçar mı diyorsunuz kınalı kuzular
yada aşk oyunu kirletilmiş medya
sözcükleri altında tüm ihtişamlı bahanelerde
durun orda çok net söylediklerim
kar beyaz olmaz imgelerde kar kızıl yağar
masumsa duyarsız değilse yaşama eğer
aşk kokmaz sevgi ağlar için için yada gür
sevindirmemek için haini kuytularda
her damla ter senin değildir
senin değildir her damla göz yaşı
düşünmeden yaşamak isterdin belki
belki ama gelip dostluğumu istedin
sana alenen söyleyeyim taşınması
o kadar kolay değil kolay değil
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
İtirazım Var
hep ben olacak değilim ya bulut
itirazım da yok
hep güvercinleri uçuracak değiliz ya
itirazı da yok
uçurumun kenarında durmuşlar
uçurumun kenarında durmuşlar
kanatları varmış gibi sanki
uçmanın hayalini kurmuşlar
itirazım var
yanlarına düşlerimizi almışlar
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
İyi Bakın Kendinize
bir inanç tohumu ekeceğim,
sulayacağım terimle
suya kan karışsa bile
ne mutlu diyeceğim
bu ülkede insan olmak
boy vereceğim
dal salacağım
yapraklara bezenmiş
çiçekler açacağım
her renk
her tad meyvalar vereceğim
onur gibi sevda gibi
sizleri sizlere vereceğim
yeni açan tomurcuklar gibi
iyi bakın iyi bakın kendinize
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
İyi ki Sen Yoktun Gülüm
İyi ki
Sen yoktun gülüm
Maphus yılarımda
Mahpusluk zor
Zanaat
Deste, deste
Korsun
Raflara
Külü dağılmamış
Anıları
Üste kırlangıç
Kanadı
Denizde balık misali
Bir tutam
Ebe gümeci
Yanında
Yoğurt kasesinden
Küçük saksı
Dolanırda durursun
Bir ağızdan, bir ağza
Bir kulaktan, bir kulağa
İyi ki
Sen yoktun gülüm
Mahpus yıllarımda
Mahpusluk zor
Zanaat
Öbek
Öbek işlenmeyi
İşlenmeyi bekler
Renk, renk
İşlenmeyi bekler
Sevda türküleri
Kalem olur
Kılıca benzemez
Tene dokunuşu
Raflarımda
Yer kalmazdı gülüm
Kısa voltalarda
Geçmez di zaman
İyi ki
Sen yoktun gülüm
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kaç Dil Arası
kim bilir kaç dil arasına
sıkıştı dizelerim
kaç öfkeye tanık oldu
loş *******de
kaç anlamsız sohbetin
konusu oldu düşüncelerim
yeni mevziler kazarken
sırtımda ağrılar hissetim
yılan gibi sürünmeyi
öğretemediler henüz
dimdik dururken ayakta
siper olduysa gövdem
her kara düşünceye
tohuma karıştı
düşen damlalarım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kaç Mermi
sebepsiz esti rüzgar
en azından benim için
bir anlık gafletti belki
düşündükçe düşüncenin derinliğini
doruklardan aldığı karın ayazını
mermi çıplaklığında vurdu suratıma
bu günlerde bir merminin fiyatını
bilmiyorum kime soracağımı
bilgiçliğin elinde insan yaşamı
her ölçüt sanki mermi hesabı
düşündüm parayı kaldırsak ortadan
mesela cephanelik gerekirdi insana
kızın mı var her zaman yedekte bir şarjör
çevrende şaşı bakan mı var üç mermi
tahsil edemediğin alacağın mı bir mermi
susan mı var konuşan mı var
uçan mı var kaçan mı var
hele birde ülkesini seven mi var
hesabı tutturamazsınız işte
yüksek matematik gerektirir
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kaç Tetik Arası Ömür Yaşadım
Kaç tetik arası
Ömür yaşadım
Kaç perde arası
Atıldı adımlarım
Kaç mızrap
Dokundu yüreğime
De…
Tükenmedi kelimeler
Peş peşe geldiler
Sıra sıra açılan
Sayfalar gibi
Bilincimde
Şavkılar saçarak
Umut adlı bilinmezliğe
Işık oldular
Kaç tetik arası
Gençlik yıllarım
Arkadaş oldu bana
Uzattım elimi
Dostane yıllara
Elim rüya elim yara
Düşmanı içinde ara
Yoksa
Kim durdurabilir
Bilgeliğin ışığını
Kim soldurabilir
Işığın parlaklığını
Kaç tetik arası
Ömür yaşadın
Uykularında
Kaç rüyaya
Tanık oldun
Kaç perde arası
Sizlerle kucaklaştım
Cümbüş’ümün kolu
Kolu kırıldı
Yüreğimde ezgiler
Saza vuruldu
Rüzgarlara savurdum
Perde aralarında
Parmaklarım
Doğan her bebekte
Umut oldum hava oldum
Kaç perde arası dokundu
Dokundu yüreğime
Kaç mızrap vuruldu
Balyoz gibi sarsarak
Sanki dünyam yıkılacak
Ağıtlara karıştı sesler
Hep bir ağızdan söylenen
Gür ve yalın çıplak
Çıplak umut isyanında
Dolu gibi yağarak
Yaz sıcağında
Ve azalarak
Azalmalara vuran umutlarım
Ağıt saflığında
Kaç mızrap vuruldu
Vuruldu kanayan yüreğime
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
kadın
emperyalisttir kadın
işgale dayalıdır tüm tutkusu
ulaştığı her noktada
dikili olmasını ister bayrağının
ihtişamlıdır fırtınalı
her türlü acıya hazırdır
feda etmemek için görkemini
işgalcidir sevgisi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kadınlar
ne çok şey oldular
ne çok şeye konu
kadınlarımız
kızlarımız
anamız
bacımız
bekçisi oldular obalarımızın
kımızı eksik etmediler sofralarda
at bindiler kılıç kuşandılar zorda
ne çok şey oldular
on ikisinde kuma
on üçünde anne
yirmi beşinde nine
destanlara imza attılar
kurtuluş şavasında
tarllada ırgat
fabrikada işci
ne çok sevdik onları
bilincimizin
bitmeyen şehvetiyle
iri göğüs
kıvrak kalça olarak
sokakta yosma
gönülde oynaş
satırlarda düş gibi
ne çok sevdik onları
namlunun ucunda namus
törelerde kurban koşulsuz
içimizde kanayan yara gibi
gömdük cehaletin içine
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kadınlarımız
ötelerler yaşamını ötelerlerde dururlar
bilmez misinki eteğine doldurdukları
bir dipsiz kuyudan çekilen kova dolusu
kim bilir neler dolu içinde neler dolu
ay düşmüş kovanın içine de desem
kova dibini kuyunun bulur mu dersin
kuyu dipsiz kova susuz ay parıltısız
karanlık bir boşluk dolar eteklerin içine
burulur burma bıyıklar sıvanır sakallar
ille de bir takıntı gelip dolanır dillere
diller keskin kılıçtan keskin kalemden bile
açma eteklerini dolacak bir şey yok laftan başka
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kahraman Olmak
bakma
gazetenin yazdığına
çakalının teki
diyordu berber Halil
nasıl olmuş anlamadım
atlamış kayalıklardan
bir an bile düşünmeden
elbiselerini bile çıkarmamış
çekmiş genci çıkarmış
kayalıkların dibine
ambulansın yanında
sırılsıklammış ikisi de
hani karı kız olsa
boğulacak olan
anlardım ya
aklım ermedi bu işe
dedim ya çakalın teki
bizim Nusret
ara sıra buralara takılır
birkaç el çanak açılır
kimse bilmez nasıl kazanır
bitini vermez
bir şey gelmedikçe
hiç yoktan
kahraman oldu
sehpanın üzerinde
duran gazeteyi gösteriyordu
yerel bir gazetede
büyük puntalarla
yazıyordu
“kahraman Nusret
boğulmakta olan genci
kurtardı” diye
berber Halil şaşkındı
daha geçen polisler almıştı
kimse bilmiyor neye karışmıştı
adamın birini bacağından bıçaklamıştı
üç beş gün sonra bırakıldı
ne garip diyordu şu dünya
dünün serserisi
bu günün kahramanı diye
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kaktüs Misali
Kaktüs Misali
Dışarıyı dinliyorum
yağmur betonu dövüyor
zaman düşüncelerimi
Anılar ise yüreğimi
Tellerini kırıp attığım
Cümbüşüm geliyor aklıma
zaman durmak bilmiyor
anılar karışıyor ırmağa
Karma karışık duygular
Sevgilinin kıvırcık saçları geliyor
gözlerimin önüne
birde sarılamamak
Ama ne tuhaf değilmi
Soğuk her taraf
duvarlar soğuk
demirde öyle
Kalem;
Yoook, yok O değil
O sıcaklığını koruyor
Avuçlarımda hala
Birde sen düşüncelerimde
Kaktüs misali
yüreğimde öylecesine
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kan
“saplandı
tek tek haberler
sırtımdan aşağı
kan damlar
kan suya benzer
durmaz yerinde
akar dere olur”
barajlar kurdum dere önüne
nicedir ışık oldum
nicedir
kelimeler
kılavuz oldum
kanı kestim
şiir oldum
aktım yaşam içine
dol
dol yüreğime
kelime kelime
ilmek ilmek bilincime
nice atölyeler kuracağım
nice basmalar dokuyacağım
rengarenk süsleyeceğim
bu çocuk düşlü memleketi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kana Kan Karışınca
akın ettik
Asya dan Avrupa ya
kelle aldık kelle verdik
kan karıştı toprağa
kana kan karışınca
kan kardeş olunurmuş
cana can karışınca
can kardeş
ben kime gülem
canın canımı yakar
kanın kanıma uymaz
yinede kardeşim derim
söz söze uymaz
dost azgın da
dil konuşur
yara açar
yarayı sarmaya
biçare gönül
kor kül olmayınca
bırak beni
yoluma gidem
dost ellere el uzatam
uzanmış ellere
yürek olam
Avrupa benim neyime
insan insanca sever
emeğe insanca değer
işlenirse yürekler eğer
bak o zaman ülkeme
ülkem nerelere gider
Ağustosun sıcağı
Yakar düşüncelerimi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 03:59 PM
Kanat Çırpar Gibi
sonsuzluğa
kanat çırpar gibi
zaman durur
belleğimde
yalnızlığıma
gömülürüm
kırılmamışsa da dalım
kesilmemişse de etim
acı seni
seni derinlerde hissederim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kar
satır araları okunuyor demekki...
çekeceğimiz var
güneşi
giyineceğiz
çarık misali
biraz daha yakın meydanlar
sokaklar panayır misali
kap kaçcılar türemiş
duyar
duyar senide beni de
umutlar kar misali
ya erir ya yol keser
bizimkisi güneş misali
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kar Beyazı
kar beyaz umutlar
sıra sıra bulutlar
şu dağların ardında
mavi düşlerim var
hangi
bıçak sırtında
sevdalara nakış
dokunur
bir yudum
su olupta gelin
fazla
muhabbet
tez ayrılık getirir
çağıldayıp
sel olmadan gelin
dağın
doruklarında
toz olmazmış
tozunuzu
bırakıp ta gelin
ağı yı
siz mi
icat ettiniz
buza kesersiniz
kuytularda
bırakıp ta gelin
duru
yüreğinizi
kucaklayıp ta gelin
buralarda
meydan
türküleri
söylenir
özlemlere
kılıç bilenir
canı cana
katıp ta gelin
yüreğim bilenir
durmaz bilenir
gelin benim
mavi düşlerim
bulutlara
sarın kendinizi
uzun solukludur
kar beyazı
duygularda
sevdalar
bizim sevdamız
yükseklerde biçimlenir
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kar Etmiyor
1-)
Örselenmiş toprak gibiydi küçük beklentilerimiz, ekilmeye hazır ekenekler gibi…
yiğitliğinden
hiç şüphe etmedim
aldanmadım sıskalığına
o kemiklerini saran
deri parçası altında
duru berrak bir suda
dibindeki kum taneciklerine
bakar gibi gördüm içini
2-)
Nadasa bırakılmış bibi sürüyorsa beklentilerimiz, har etmiyorsa örselenmelerimiz, heybelerimizin içindeki saçılmıyorsa toprağa, kavuracaktır güneş açılmış toprağı…
kar eder mi
görmek bilmem
yiğitliğinin kar etmediği gibi
bir şeyler yapmak gerekli
çevirmeli biley taşını
vurmalı çeliğe
kıvılcımlar çakmalı
3-)
Bu topraklar hayli zaman oldu hasat vermeyeli, harman ateşi yakıp davula vurmayalı, hep bir arada halay çekmeyeli…
hiç kuş kum olmadı
yiğit duruşundan
sıska bir ağaç gibi
rüzgarlarda savruluşuna
aldanmadan
ama lakin
yiğitlik kar etmiyor
vuruyorlar sırtından
elini uzat dostuna
gözü sırtın olsun
kar’a çalsın
umutların
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kar Gibi
kar gibi
düşmek için yere
kanat takmalı
açık olmalı açık
kanat açık
bilinç açık
her yöne
ille de
belli olmalı
beli olmalı
düşeceğin menzil
düşeceğin mevkii
kar gibi
düşmek için yere
kanat takmalı
kanat takmalı düşüncelere
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kar Yağar
bir kar yağar
pir yağar
lapa lapa
garibin yolu
dağlar da düşü
pirinin pirliği
lal olur dili
döner
eller açık
göğe doğru
bir avuntudur
yüreğe dokunuşu
yaşayan
bilir yaşadığını
bıçak kanatır
dokunduğu
yakı onarır
sürüldüğü yeri
umarın sende oldukça
al düşlerim
alı al olmuş
sürülmüş sofraya
umut olmuş
yaraya yakı sendedir
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kara Aydı(n)
gözü(n) aydın
içi(n) aydın/mı
ahhh
kara aydı(n)
kolay mı
sanırsınız
yıldız olmak
sekiz punta
manşet basarak
üç beş kıvırarak
çamura eli bulayarak
ak kalmak
gözü(n) ay/dı/n
içi(n) ay/dı/n/mı
ahhh
ne aydın
ne hilal
sen başa takılan
çuvalda maşa
yüreğimde
kara bir yarasın
sekiz punta
manşetlerde
canımdan bir parça
çalanlarsın
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kara Dut
görmeseydim seni
bilmeyecektim
*******in kibirini
dolmayacaktı
bir çok parantez arası
kara dutun
mayhoş tadı
okşamayacaktı dilimi
bir başka güne
bürünecektim
aylak sürdürdüğüm
düşlerim olacaktı
belki
beklide diyorum
çılgın isteklerim
kar maskesi takmış
korkularım olacaktı
oysa ne çok
ne çok kelimelere
yoksunum
dağarcığım
oyunlar oynuyor bana
okumadan yana
bir sıkıntım yok
imam gazeli
Neyzen tefik
Orhan veli
görmeseydim seni
bilemeyecektim
bir yaz akşamının
ürpertilerini
neden
başını kuma gömer
deve kuşları
yoksa gömmezmi
ben duyduklarımla
bilmesem de yetinmeleri
bazen dinlemeye alırım
dinlemeye alırım kendimi
bir ağaç olurum
salarım köklerimi derinlere
toprağı suyu severim
salarım dallarımı yükseklere
havayı güneşi koklarım
oluştururum gövdemde halkaları
kesmeden anlamazsın yaşımı
neden deve kuşları
başını toprağa gömer
görmesinler diye mi kendini
yoksa görmemek için mi
görmesi gerekenleri
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:00 PM
Kara Teslim Olundu
olmaz diyorum bu kadarı da
olmaması gerektiğinden
yıkılası örülmüş duvarlar
yıkılması bu denli zor mu
tek tek kuyudan çeker gibi
umuda yolculuk yaptırıyorum
içi boş kovaları
inci gerdanlık gibi dizilmiş
sayfaların arasından kelimeler
her sorunun yanıtı var mı
dizerken tek tek harfleri
düşündüğümden başka anlamı var mı
haberlerde izledim
İstanbul da kar yağışı bekleniyormuş
üzerime düşmeyeli aklar çok zaman geçmiş
biliyorum lapa lapa yağacak sessiz
belki bir esinti vuracak savrulacaklar
ayaza çalacak her yer uzaklarda olsam da
titreyeceğim sessiz sessiz yağışı düşleyerek
yağmurlar gelecek aklıma seller ölümler
yenik düşmenin ağırlığı çökecek üzerime
anımsayacağım sonra başlıklarını haberlerin
İstanbul kara teslim oldu kara teslim oldu
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Karalara Büründü Tarihler
eski bir
hastalık gibidir
gençliğimden kalma
ürpertiler
ne zaman
bir el dokunsa
omzuma
tüm hayallerim
kanat çırpar uzaklara
bürünürüm yalnızlıklara
anlıkta olsa
boğar kanat sesleri
on ikilerden kalma
hastalık gibi
ne çok
zaman verdik
yaşamdan
ne çok
besledik toprağı
güneşin
doğumu için
karalara
büründü tarihler
yetmedi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Karanfil Çıplaklığımla
Sana koşuyorum
Karanfil çıplaklığımla
Pembeler açmış gülümsemen
Sen yolumu gözleyen kız
Perdelerin duman karası olmuş
Yolumu örtmeyin
Akşamın sarhoşluğunda oynaşan
Ateş böcekleri gibi olmuş farlar
Kıyısında dolaşıyoruz dalgaların
Dalgalar ateş, dalgalar mor menekşe
Sana koşuyorum
Beyazlara bürünmüş gelincik
Ateş topu çemberlerden geçerek
Çatlamış dudaklarla geliyorum
Solgun renklerden uzak
Açık kalsın kapılar
Örtülmesin güneşlikler
Al içeriye Benimle beraber
Dünyalara sığmaz sevgi getiriyorum
Seni sana getiriyorum güzel kız
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Karanlığın Efendisi
Dinle! ...
dinle bak sanadır sözlerim,
yüzüne aydınlığın maskesini takmış efendi,
sanma ki geniş caddelerle kaplı,
günlük, güneşlik bölgelerden geldiğimi,
balçık yok diye ayaklarımda,
öyle bataklıklardan uzakta değildi gül bahçelerim,
bedel ödemesini bilirim.
ne tuhaf,..
ne tuhaf dudaklarının arasından çıkan hoş kelimeler,
zaman süzgecin den geçerken
ıssız bir sokaktaki yol kestiren harami komutanını andırıyor.
biliyorum ki geldiğinde
yollarına gül serecekler
rengarenk kokusu olmayan
sözlerine eş değer
coşkuna coşku katacaklar
yeşillerine yeşil
karana kara çalacaklar
Karana kara çalacak bilincim de
bil ki geldiğinde
yenik düşecek zamana
seralarla kaplı Gül bahçeleri
bilincimde isyan olacak
her yanına aldığın insan
bağrımda hançer
misali
dinmeyen
sızı olup akacak
topraklarımın üstüne
dinlesen de
anlamazsın beni
anlasan da aldırmazsın
devam et
bak sızılarımla
toprağı sulamama
hasatım alınacağı zaman
uzakta olsa
derler ya
bir gün mutlaka
anlamasan da, aldırmasan da
bağırsalar da tüm içtenlikleriyle
yıkılacak elbet duvarın
senin ile gurur duymayacaklar
….seninle gurur duyuyor çığlıkları
ve ayaklar altına serilen
kokusuz sera çiçekleri
büyümeyecek
duvarının altında kalacak
sözler çığlıklar kokusuz güllerin
daha bir çok şeyin
sonra
sonra daha güzel
güzel olacak
her şey demiyorum
tüm çiçekler hoş kokuları ile açacaklar
ayaklar altında kalmayacaklar
yeni yeni tohumlar
toprağı delecek
tomurcuk olacak
başak olacak
fidanlar yetişecek
güller açacak
güneşe doğru
bakacak
biliyorum
istemesem de gelmeni
geleceksin yinede
alkışlar arsında getirecekler seni
tavuk karasına bürünmüş gözleri
yığınların ortasında olacaksın
hüznüm toprağa akacak
Bir gün erken gidersem eğer çığ düşmeden, seni mutlu etmeyeceğim, küçük bir kar topu gibide olsam yuvarlanacağım, belki ardımdakilere pek fazla bir şey bırakmayacağım, mirasım bir avuç sevgi, birkaç kitap, birkaç satır olacak, yeşile bulanmamış duygular içinde, Şunu bil ki çocuklarım benden daha da yiğit olacak…Dağların eteklerine ulaşacak…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Karanlık Bir Dehliz
Karanlık bir dehliz
Arka sokakları Sevginin
Cirit atıyor yan kesiciler
Ama çalamazlar ki
Yüreğimizden Sevgiyi
Siz küçük olmayan
Bir bebeksiniz
Yan kesici köşe başında
Köşe başı ıssız
Bebekler çaresiz
Bebekler ağlıyor
Bağlayın yürekleri
Yüreklerinize
Yüreklerinizi
Yüreklerimize
Bağlanın sevgi zinciri ile
Kopmaz halkalar olalım
Bir avuç gök yüzünde
Özgürlüğe ezgiler olalım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Karanlıklar İçerisinde
inatlarımla
vuruşuyorum bu gece
yenik düşen rüyalar
uyku tutmuyor
vuruşmanın sıcağında
tenim ılık
tenim yorgun
bir de direnci olmasa
koyacağım başımı toprağa
biraz toprak çekecek
biraz ay biraz yıldız değecek
kim düşerse yenik
hiçbir şey fark etmeyecek
inatlarımla vuruşuyorum bu gece
karanlıklar içerisin de
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Karantina
ne zaman
parfüm yüklü
bir kadın görsem
karantinaya alırım
tüm yabancı duygularımı,
cezayiri düşerim notlarıma
afrikayı orta doğuyu
Fransa gelir aklıma
İngiltere İspanya İtalya
işgale kapansam da
işgalle iç içe yaşantımız
karantina aslında gereksiz
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Karası Kömürün
gözleri geliyor gözlerime
karanlık bakıyor içime
içimde zakkum çiçekleri
yol kenarları göz yaşı
belikli hıncı
belikli kini
neon ışıklarında
gecenin karartısı besliyor
akıtır gibi zamanı
beyazı karın
karası kömürün
düşündürür
ayazını kışın
bir parça ateş gerek
vuran kendini kızıllığa
hangi rengin yazgısı
neon ışıklarının altında
öylece duran titrek it gibi
gölgenin yatışı
zamana bürünecek
ağarmış saçlarım
ardır adamı ayakta tutan
utandırıyorsa bir parça
bakan gözlerim
onurudur insanca
yaşatan
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Kavga Oldu Adım
Her satırımı
Soluksuz
Roman
Yazar gibi
Yaşadım
Kavga
Oldu adım
Sevdalara
Karıştım
Küçük
Şeyler den öteye
Gitmedi
Düşlerim
Doyarak
Yaşadım
Buğu doldu
Yüreğim
Kırılgan
Oldum
Alev oldu
Yüreğim
Yangınlara
Karıştım
Yok olmadım
Sevdalarda
Ektiğim terdi
Harf harf
Hece hece
Hasatsız
Kalmadım
Güne uzandı
Yüreğim
Sevgisiz
Kalmadım
Aç bırakmadılar
Sevdalılarım beni
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Kayan Yıldızlara
Yıl 1984
Şirin yer Askeri Cezaevi
Demir parmaklıklar ardında görüyorum gökyüzünü
Yinede susmuyor sevdamın yüreklerdeki yükseliş ezgisi
Yüzümü parmaklıklara dayayarak yukarıya çeviriyorum gözü
Gökyüzü karanlık, havada nem kokusu, toprak suskun ay suskun
Yüreğimde bir özgürlük türküsü, öylesine hafiften esip gidiyor uzaklara
Diyorum ki;
Niçin bu kadar azsınız bu gece gökyüzünde, sizde mi cezalandırıyorsunuz beni, bu gece size sunabileceğim, sadece bir avuç sevgi, oda milyarlarca zerreciğe bölünmüş, yüreğimden bir parça, alın götürün, götürün benden uzaklara, bom boş bir yürek kalmayacak geride, biliyorum, her gece yeni bir gün’e gebe…Biliyorum her zerrecik bire on veren başak gibi, dönecek yeni sevgilerle,..
Avluya çıkışlarda
Bağırtılar duyuyorum
Yeni gelenler oldu diye
Diyorum ki;
Neden bu kadar azsınız bu gece, bir önceki, ondan önceki gecede aynı idiniz, Demir parmaklıkların, soğuk duvarların arasında kalmış silik ışıklar gibisiniz, alın götürün yüreğimdeki geriye kalan sıp sıcacık sevgiyi de, bir parça katkısı olacaksa eğer, hazırım boş bir yürekle yaşamaya,..
Yüreklerde yaşayabilmek için
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Kayıplara Karışan
hangi anlamda
beğenmişti şiiri
açım kayboldu
çok mu uzaklaştım
konudan, yada
göremeyecek kadar
yakına mı durdum
kayıplara karıştı
bir şeyler
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:01 PM
Kekik Kokulu Ozlem
cezali bir cocugun
sokaga sizmasi gibi
bir sey olsa gerek
ozgurluk
sevenler icin
yok be gulum
bu tanim guzelde
olsa olsa
bir tutam cezalik
kekik kokulari sinsin
urkek duslerine
bedeli bilinsin
her eylemin
kekik kokulari
sinsin duslerinin icine
saril saril duslerine
mesafeler yenilsin
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kelebek Olmuş Yüreğim
Her bahar gelişinde
Kozasından çıkar gibi
Kanat çırpar gökyüzüne
Kelebek olmuş yüreğim
Kozasını yırtan
Gül yaprakları gibi
Sevdalara bulanırım
Gökyüzüne karışık
Gönlüm çocuktur
Bakmayın siz kır saçıma
Sek, sek atlarım
Çizgi oynarım
Yansam da artık ne gam
Bir lodos esintisi
Gelip vurur yüzüme
Hissederim o anları
Altı çizilidir sevdalarımın
İşte senin ile Antalya’dayım
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kelle Almak
kelle alanın
kelesini alalım dedi
bilgelik kokan sesi ile
ayaza çalıyordu sesi
don tutmuş kelimeleri olsa
kullanamazdı ki şu rüzgarlı havada
kelle almanın
yolları olmalı
kıpır kıpır bilincim
dilim tutmaz dilini
bilirim
kelle olmanın
yolları olmalı
girersin kasaba
bana bir kelle ver dersin
girersin sakatatçıya
girersin kelleciye
bana bir kelle ver dersin
sayarsın parasını
kelimeler buz keser mi
ayaz vurur mu düşüncelerin üzerine
büyür müyüm ben o zaman
sulanır mı küçük umutlarım
yıldız olabilir miyim
magazin dünyasında
bilge
bilgelik
bürünmek bilgeliğe
dondan kurtarmıyor düşünceleri
olmaya takma kafanı
olmak istediklerini olamazsın
bırak kendini emeğin içine
yoğursunlar seni bir güzel
at kendini fırına
pişirsin seni ateş
ateş umut olur mu
su söndürür ateşini
sönen ateş pişirir mi seni
pişmek yada küle dönmek
rüzgarlarda savrulmak
ezilmek yoğrulmak
yanmak
daha bir çok şey olmak
ne yapar insanı
düşünmek
sadece düşünmek
dipsiz bir kuyuda
bir ışık olmak tek başına
karanlığı giydirmek üzerine
korkunun kapılmak esaretine
kısacası
ruhuna köle azabı
benden farklı
aldırır sana kelleyi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kengerci ibrahim Usta
kenger sakızları yapardı
kengerci İbrahim usta
iki gün dağda bir gecesi evde
duydum ki artık yaşamıyormuş
ufalı verdi bir şeyler
kelimeler kadar uçuşkan
değildi düşünceler
çöktüler üzerime
çöktüler
mahşandızın
çektiği vagonlarda
ikinci mevkide
üç günlük yolculuğa
hazırlar gibi bedenini
hazırlamıyor
sabahları
elinde camekanı
sokaklara çıkmaya artık
katar katar
olsalar da vagonlar
ne mahşandızlar
nede kengerci İbrahim usta
var artık
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kılavuzu
bulut olmuş
karga sürüleri
kılavuza saymışlar
kendilerini
kapatırlar sanmışlar
ışığın akan selini
bilememişler
görünen köyün
kılavuz istemediğini
kim demiş
kabahat kılavuzda diye
dolaşacaksam labirentin içinde
sanmayın ki bu
kılavuzun hainliğinde
cahilliğimi
bilgelikle süsleyip
benim caka satan
süsü erdem bilişimde
ahh kelimeler
ne kadar zalimsiniz
fitnenin kaleminde
hainin elinde
küfre alkış
tutturabiliyorlarsa eğer
bu değimlidir ki
insan olan yanımın
sırtına hançer saplanması
hattat inceliğinde
olsa neyse de
üzülmez mi insan
bu kaba saba yapılan küfürlere
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kır Kokulu Demetler
eyy
yıldız
yıldız dağı
yıldızını bırak
kanadım kırık
uçamam gayrı
mekan tuttu bedenim
kaç şiirlik
zaman oldu
çocukluğumdan kalma
bir uçurtma boyu
beklentilerim
kaç zaman oldu
çomağı
çeliğe vurmayalı
sen
gözü ela
yüreği lav kız kızan
sek sek biliyor miydin
oynadın mı
elim sende
yüreğine dokundun mu
hayallerine
bir çocuğun
işleyecek türden
hiç
kenger
sakızı çiğnedin mi
kanadını kırmadan
eşekten düştün mü
yormadan umudunu
çok çok
eskilerdendi
bana sorarsan
çocukluk hayalleri
kır kokulu demetler
kokar gibi
yüreğime
girse de sinsice
yıldız dağı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kıramazsın Beni
Kıramazsın beni
Yüreğim sevdadan dır
Emek, emek işlemişim seni
Ederin canımdan dır
Dur soluklansın öfken
Sanma ki kızgınım
Tüm güzel sevdalar
Paylaşmanın durağındadır
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kırdım Yine Zincirlerini
kırdım yine zincirlerini
özgürlüğümün
başı boş serseriye
çıkardım adımı
koydum içine balonların
tüm gereksiz coşkularımla
yükseldi bir akbaba gibi
yoksun olsam da bilgelikten
dayanamayacak bir damlanın
kayalardan yuvarlanışı gibi
kırdım yine zincirlerini
özgürlüğümün
çığlık çığlığa çıkıyor
çatlamış dudaklarımdan
bir sirenin yürek tırmalayan
nağmelerine benzemeden
ele veriyor beni
yüreğim de taşıyorum
en gammaz muhbirlerimi
sessizliklerim parçalıyor
bir kedinin pençesi gibi
ince çizikler açarak
kanatıyor tenimi
ay vuruyor
kanın üstüne
karanlıkta kanıyor tenim
tenim örtü
tenim imge
karanlıklar içinde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:02 PM
Kırık Dal
hangi kuş
yuva yapar
kırık dal üstüne
dal sancı
kırık yen içinde
kanat sesleri var
zaman zaman içinde
hangi ağaç
suyunu çekmez
yara içinden
hangi yara
fışkın verir
yara içinden
susuz
öz süz
öksüz
kalır
kanat sesleri
güneş
çekilir
mavi
lacivert olur
çöker
mavi üstüne
yeşil
bürünür
gölgeye
gölge yaşanır
bir hüzün olur
bulut kaplı
kentler üstünde
havada bir kuş
gece içinde
kör olur
dal kırık
yara açık
taze
duman süzülür
gökyüzüne
dumanı olayım
isterim
gönüllerin
yağmasamda olur
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kırıldı Parçaları
Kırıldı
Parçalar
Sağlam
Olan
Neleri
Kaldı ki
Verilecek
Sözler dışında
Kahramanca
Sözlerdi onlar
Uğruna
Davalar
Yazılacak
Kadar
Kısa
Hoş
Ve
Anlamsızdılar
Anlamamazlık
Olur muydu
Alkışlar
Arasında
Uğurlandılar
Çözümsüzlük
Çözüm değildi
Arka
Kapının
Misafiri
Oldular
Buruktular
Umutlarını
Yemek
Masasında
Bırakarak
Kalktılar
Ne yardan
Geçil di
Ne de ser
Verildi
Yel aldı
Sırları
Büyük sözler
Büyük söylendi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kırılgandı Fanusun Camı
kıyısından geçti öylesine
öylesine yaşamın
ne rüzgar yedi
açık denizlerde
nede güneş değdi tenine
omuzları alımlı
yüzü berraktı
say ki bir içim su
fanusun bir köşesinde
gök yüzüne dokunamadı hiç
hayal kuramadı
yaşamadı kırılganlıklarını
yani
yani imrenilecek kadar
kötü idi dünyası
diyordum ben
bakıyordu göz bebeklerime
açık yeşil bir tonda
bir damlacıktı beklide
parlatan bebeklerini
bir kağıt parçası
gibi değdi bilincine
ne yürekler acıdı o gün
ne kırılganlıklar yaşandı
kırılgandı fanusun camı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kırk Peri Padişahı
Hoş
Anlamayız
Dedikse de
Duygular da
Saymaktandı
Anlarız
Okunan hariçten
Gazel havalarını
Ne kırk haramilere inanırım
Ne de masal kahramanı olduklarına
Kırk haramiler kırk aydın gibi
Kırk peri padişahı ile dolaşırlar
Kentlerin en müstesna salonlarında
Oku diye gelir komut, okurlar
Ne demişler
“Yaşadığımız siber alem dünyası”
An-la-ya-ma-dım
Prensler ülkesinde yaşıyoruz beyler
Prensler ülkesinde prenslerle beraber
Soluyoruz şu bedava gökyüzünü
Şükür Allah’a prenslerle
Prenslerle ortak yanımız var
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kırlangıç Özgürlüğünde
bir gün bir dost
unutamadığın
bir anını anlat dedi
bir anı
unutamadığım
içinde sevgi olan
sebepsiz gitti
düşüncelerim
dört duvar
demir kapılar arkasına
oysa bir kırlangıç özgürlüğünde
dolaşmıştı bedenim
dört bir yana dağılmıştı
mevsimler boyu
anılarım
kır çiçeklerin
özlemlerini çağrıştıran
meydanlarda
korkulara siper olan
onurdan
ve
oğlumla
döktüğüm sevinç
gözyaşından
öte bir zamanın
içine sıkıştırmıştı
düşüncelerim
dört koğuş
bir avlu
oda seksen yürek eder
seksenli yılların başında
*******i bir hüzün çöker
koğuşun penceresinden
karartılar görünür sadece
birde karşı iki koğuş
mevsimlerden
bahar olunca
sabahları kuşların
cıvıltıları dolardı koğuşa
paylaşmak için ekmekleri
tünerdik pencere önüne birlikte
bir serçe iki serçe yerdi
üç serçe
seslerini sunarlardı bize
bir yürek iki yürek dinlerdi
on yedi yürek
bir sabah
gün ağarmadan
farklı seslerle uyandık
avlunun köşesine baka kaldık
yuvadan düşmüş bir yavru
çevresi ana baba dolu
yufkayı bilir misiniz
anadolu dokusu
koğuş yufka yürek dolusu
kiminin kalemi kırılmış
kiminin çürümeye yüz tutmuş
kimi on beşlik kimi müebbetlik
hepside ana kuzusu
bir görseydiniz
ahhh o günü
bir görseydiniz
görseydiniz
o gün paylaşılamadı
ne ses ne ekmek
kaşık sesleri gelmedi
bardaklardan
bekledi yirmi yürek
avluya çıkıldı tek yürek
kuşların çığlıkları kesilmeden
kanat seslerine karıştı
yuva iki adam boyu yukardaydı
yavru alındı omuzlar verildi
sanki birden gök gürledi
metalik bir ses durun dedi
durmak olur muydu
saflar tutuldu kapılar korundu
omuzlar üstünde yükselirken
avlu doldu, kavga yaman oldu
kuşlar sustu
kan avluya bulaştı
koğuşumu özledim
avlumu özledim
hücremde bilseniz
neler düşledim
neler
ilk ziyaret cimiz
komutan oldu
“neden
söylemediniz dedi”
gözünde bir bulut
sesinde yağmur habercisi
”değer miydi
değer miydi”
bir sızı vardı
bedenimden öte
gözündeki bulut mu
damlamıştı yüreğime
”kuş yuvadan uçtu dedi”
son gelişinde
anladım
yağmur damlalar
düşüyordu
onunda yüreğine
nedendir bilmem
bir anı anlat dendiğinde
takılırım zamanın
bu köşesine
oysa kırlangıç özgürlüğünde
dolaşmıştı bedenim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kırmızının Adı Kandı
geceydi korku çıplaklığında yalnız ürkütücü
sessizdi yeni silinmiş vitrin camının saydamlığında
kelimeleri dökerken boşluğa değişmiyordu gördüklerim
kırmızının adı kandı kan barışla geldi orta doğuda
kültür cümleleri ile ekildi yıllar önce tohumları
hasat zamanı diyorlar şimdi gece gözlüklerini takmışlar
bir baştan bir başa kırmızıya boyuyorlar haritayı
kırmızının adı kandı kan barışla geldi orta doğuya
geceydi korku çıplaklığında beklemelere gebe zamanlar
sessizliğin her bozulduğu an be an yüreklerde çarpıntı
kırmızı kültürün bir kez daha sulandığı zamanlar
t si kelimeden kopmuş hoş görü inşası bir bacak
bir bacak daha bir kol parmaklar olmaz parmaklar kirli
t si kopmuş yaptıkları hoş görü sarayı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kısa Bir Roman
bir toplu iğnelik
zaman ver bana
büyüklüğünü bileyim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kısa Gibi şiirler 01
emeğini satan ucuza
sonrada etini satar mı
satar da celep efendi...
ucuz emeğin daha çok
canımı yakması bundandır işte
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kısa Kalan Voltalar
Beni
Hücrem den alan
Voltalar dır
Kısa kalır voltalar
Yüreğim
Hançer oldu
Saplan dı
Sevdalara,
Sevdalar hazin
Hazin kaldı
Bir ezgi
Dudak arasın da,
Arasında kadı
Demir parmaklık
Dört duvar,
Beni anlayan
Sevdalarım dır,
Sevda dalar…
Uzanamasın
Ellerim
Tutmasın yüzünü
Yüreğimde yolun
Gir de
Yüreğimde yürü
Sevda diyarı
Diyarı oldu hücrem
Sevda yollarında yürü
Bakar
Gözlerim
Avlu görünmez,
Mazgallar
Kör duvara bakar,
Işık olur,
Gözlerim
Deler
Gönlüm durmaz
Hücrem de,
Kalabalık
Kentler
Girer koynuma
Bağrıma
Basar giderim.
Sevdalar
Mahzun…
Gönlünde
Hüzün
Beni
Hücremden
Alan
Voltalarımdır
Kısa kalır voltalar…
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kısa Olabilirdi
içini
doldurmalı sözlerin
doldurmalı ki
söz kalmasın
üstümüzde
evet
kısa bırakmaya bilirdim
alıp başını gidebilirdi
bozkırların ortasında
bacadan çıkan
duman gibi
gri
dağılırdı
sanırdın ki
ince bir bulut
kim bilir
neler anımsatırdı
anlatırdım ateşi
uzanmış üzerine
ısınan elleri
umutları
çocukluğunu düşlerdin
belki küçük kardeşin
gelirdi aklına
belki nenen
anlatırdım
kiremit kaplı evleri
sıvası dökülmüş
boyası yaralı
eli kınalı
şeyleri
kısa
olsun istedim
ayna gibi
sır kaplı
uzak kalasın diye
bir şeylerden
adını koyamadığın
olduğu gibi
gösterse de bakanı
sır kaplı
cam parçası
biraz kesen
biraz kırılgan
anlatırdım dalarak
bitmemiş kavganın içine
bir çok şeyi
bırakmaya bilirdim
kısa
kalem araları gibi
söneceğini
düşünmeseydim
coşkularının
bilirim
en güzel düşüncelerin
koparıldığında yaşamdan
top ateş gibi
sadece içleri yakacağını
oysa
saman yüklü
traktörler geçiyor
kentlerin orta yerinden
değmesin yüreğim
yüreğine
bilincim kor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:03 PM
Kısa Şiirler 01
Seni bana göndersen
İçinde ben olur muyum
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 02
beni sana göndersem
uykularımı verir misin
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 03
gün ağarırken
bir top ateş olsam
isyanlarımı görür müsün
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 04
açsam
yüreğimi
baksam içine
seni orda bulur muyum
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 05
küçülsem
küçülsen
dünya büyüse
sana versem
taşıyabilir misin
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa şiirler 06
yüreğimde kor
ısıtıyorsun beni
canım acıyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 07
nokta
koymuştum
üzerine çentik
atmanın varmıydı gereği
düştü kabuğu yaramın
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 08
saçım dağılmıştı
binmeyeceğim
yoluna devam et
her el kaldırana
durulmazki
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 09
üstümü ört toprağınla
bak kaça kaç veririm o zaman
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 10
o yıllar
bedenim zayıf yaşım küçüktü
en ağırıda kitap denkleri idi dostlar...
evren büyürken ben öyle küçüldüm
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 11
ben yandım
sen yandın
biz yanmadık
geldik bu güne
küller arasında
bir kül misali ülkemiz
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:04 PM
Kısa Şiirler 12
ben söylerim sen dinlersin
sen söylersin ben dinlerim
anlaşamadık yine
bir gariplik var bu işte
ya dilimiz ayrı ya yüreğimiz
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 13
elin elimde kaldı
yolun yoluma baktı
yürü yürüde gidelim
bu karanlık can yaktı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 14
elinin nasırı kitabın kapağı
açarsan kapağı kalkar nasırı
yaşam bu her zaman olur tercih anı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 15
sessizliğe inat kırılarak sayılarda
yenerek birer birer aldırmazlıkları
kocaman bir yürek olmak ne güzel
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 16
nefret ediyorum
diyecektim beton yığınlarından
bir başka yapı susturdu beni
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 17
dudaklarını
dudaklarını uzat
mührünü çözeyim
karanlıkta bırakma beni
gözlerine yıldız sereyim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 18
gözler taşır
her şeyi yüreğe
yüreği her yere
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 19
bilmemek yüzmeyi
denize girememek neyse de
bilmemenin ezikliği var üzerimde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 20
saatime bakıyorum
hayli eskimiş belli
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 21
ayna bana bakmıyor biliyorum
durağan olmayan benim
durağanlığı kavrayana kadar
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 22
düşünmek
sadece düşünmek
gardiyanıdır bilincin
acımasız olur vuruşu
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:05 PM
Kısa Şiirler 23
bilgi
gömü gibidir
hayal ve emek gücü ister
çıkara bilmek için durduğu yerden onu
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 24
açlık
en can alıcı
yerinden başlar kemirmeye
oku doldur dağarcığını yem olma kurda kuşa
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 25
zaafların uzundur kolları
sarar tüm belirsizlikleri
ayırt edemez ışığı alevi
birde bakmışsınız yakar sizi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa şiirler 26
ne ki
sırat dediğin
bir kalem kırığı
mesafe
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 27
susadım su içtim
acıktım ekmek yedim
her su verilen demir
dövüldükçe kılıç olmaz be gülüm
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 28
öylesine sessizce oturuyordu
içine gömüldüğü sessizliğinin
vadiden gelen uğultuları dinliyordu
bir zamanlar buralardan çok sular geçmişti
sular çekildi rüzgarlara bıraktılar yerlerini
hiçbir şey aynı kalmadı tükenişlerde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 29
oturup bir şeyler
karalama isteği
doldu içime
sonra
sonra kayboldu imgesi
buruşturup attım kağıdı çöpe
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 30
dağlardan geç tikten sonra
kaybeder coşkusunu akar sular
bereketli topraklar bulduklarında
yayılır dostça paylaşımlara
çınarı selvisi elması çeltiği
paylaşırlar suyu kardeşçe
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 31
çözülmesi zor
ne garip çelişki bu
gözden düşen damlaya
dokunan ten
yanan tenden içerilerde
yürek yanığı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 32
her damla
bulur elbet mecrasını
hiç bir damlası
akmaz boşa
suyu kanı
ağıt olur
destan olur
bu topraklarda
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 33
havada
incecikten
yükselen duman
tüten baca
bir ömür anlatıyor bana
anlatıyor da
şu da lar yok mu
çok can yakıyor
can yakıyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 34
bu taş eteğine sığmaz senin
git başka dertler edin kendine
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 35
mutluluk
anladım ki
annemin
beni sevdiği gibi
yaşamı sevmekmiş
? ? ? ...
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 36
yazan
bilemeye bilir elbette
elbette okuyanda
bilmek için bazen
yaşamak gerekir
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:06 PM
Kısa Şiirler 37
soluk alıyorum
soluk almak
yaşamaksa eğer
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 38
sayfalarını kapattım
dışında kalarak kitabın
bu dışında kalmaksa eğer
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 39
gözleri kör
kulakları sağır
küçük tebessümlere
üstelik
şiir yazar durur
mutluluk arıyorum diye
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 40
beli ki
son yıllarda
hiç ökçesine basmamış
sivri burunlu iskarpinlerinin
öfkesi
ondandır
ondan
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa şiirler 41
önümde
boş tuval gibi
duruyor ekran
parmaklarım
gitmiyor klavyeye
deli boşluklar var
gelip dolduruyor
düşüncelerimi
o kadar
masum değilim
galiba
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa şiirler 42
içimde kıpırtılar dolaşır
ağustosun sonlarında
bilirim tarihin her hangi bir gününe
gebeliğini taşır
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa şiirler 43
ikinci kez
ikinci kez
yaşayamadım
hiçbir anımı
bir romanı okur gibi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa şiirler 44
her damla yatağını bulur akar
sanma ki sadece ıslatır yanağı
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 45
çakal ulumalarıdır gecenin içindekiler
zaman içerisinde dağılan yankıları
uğultular vardırtmıyorsa eğer ayrımına
bil ki eksik olan bir şeyler vardır
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 46
ne zaman
düşlerimi ziyaret etsen
olan komşunun bahçesinde ki
çiçeklerine oluyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 47
cızzz
eder içim
ne anlama gelir
bilmem
hissederek
söylerim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 48
bilmek mi gerekir her şeyi
var mıdır o kadar zaman
öğrenmeye birer birer
ille de
zaman aralıklarında mı yaşamalı
mutlu olmak için
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 49
türkü barın birinde tek başına
tatmin edişi duyguları
ne kadar farklı ki
beklerken hayalleri
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 50
kurt dalamış sürüyü
kurt hain ama
bilmek hainliği
kurdu uzaklaştırmıyor ki
koyun kaptırmış boynunu
çoban çomarı ile
kurda tuzak kurma peşinde
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:07 PM
Kısa Şiirler 51
toprağı işlerim ellerim ile
suyunu veririm ellerim ile
elleri çamura bulaştı derler
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:08 PM
Kısa Şiirler 52
akşam yine
fitne fesatlığım
üzerimde idi
boğuştum durdum
yenemedim göz bebeklerimin
bilincim ile olan arkadaşlığını
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:08 PM
Kısa Şiirler 53
yanılma
bekçisi değildir
kurdu ağacın
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:08 PM
Kısa Şiirler 54
nota bilmemek ne kötü
adam gibi ıslık tutturamıyorum
ne zaman ağzımı açsam
yargıya yollanıyorum
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:08 PM
Kısa Şiirler 55
çingeneliğim tuttu yine
kırmızı düşünceler dilendim
şövenist dediklerinde
çingenelerden özür diledim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:08 PM
Kısa Şiirler 56
tuttu mu bir kez bırakmaz
boşaltıncaya dek içindekileri
denizdir bu kart bir yosma gibi
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:08 PM
Kısa Şiirler 57
adam
hiç deli olmamış
neden güldüğümü soruyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 58
neden ağlıyorsun diyor
topu kesilmiş çocuğa
çocukken topunu belli ki
hiç kaçırmamış komşunun bahçesine
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 59
hangi kızıllık
damgasını vurabilir
damarımdan akan allığa
isyan ateşi olarak savrulurken
bedenim cepheden cepheye
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 60
hey anam hey
görünce seni
nasılda çevrildi
hüzün dolu duygularım
görkemli coşkulara
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 61
sizin için
konuştuk
tuttular
sustuk
vurdular
sizin için
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 62
vekil tayin ettim
yiyemediğimi yedi
içti içemediğimi
benim adıma
azledemedim
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 63
coniler gelmiş marmaris canlanmış
haber başlığı nataşaları helgaları hatırlattı
düşündüm gariptir ya bizde düşünmek
helgalar niçin geliyor diyorduk
coniler içinde bir şeyler uyduruyoruz mu diye
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 64
ormancı dalları budar
inadına dallar daha gür çıkar
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısa Şiirler 65
göze almakla ölümü
korkular yenilmiyor
yenilmiyor düşman
çırpınırken çıkacak
gibi göğüsten
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kısılmış Sesim
ölmüş müyüm ben
kısılmış sesim
etim kemiriliyor
kasap çırağının
beslemesi fareler
farelerin suçu ney
gömmüştüm
suçları mezara
tuvale
bembeyaz tuvale
pembe renkler saçmıştım
aydınlık günlerde
şanıma aydın denmiş
gömmüşüm
karanlığın içine
bir lehim
daha attım
düş dolu
teneke kutuya
sarımsağını
sirkesini bol koydum
gaz yapacak biliyorum
keserim elimde
murcumu kaybettim
kim alacak gazını
bir parça lehim
aydının turşusunu kurana
yine
ferman çıkarmışlar
fetva gerek
cam ekranlarda
beli ince sözler gerek
hindiyi tavuğu saymışlar
kaz diyince durmuşlar
yanlışa gitmemek gerek
grip yirmi iki bin tavuk
sekiz bin bir hindi de
görülecek
parçalı bulutlu havalarda
inanmayan günaha girecek
nerden geliyor
şu kıvrak müziğin sesi
ölmüş müyüm ben
kısılmış sesim
kan kana karışıyor
yeni kurbanlar aranıyor
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kıssadan 01
(,)
uzadıkça kulpu
uzayıp gidecek konular
entel takılacak
çözüm/süz/lük/ler
2006-10-03
(.)
kaç şekilde okudum
kaç anlam yükledim
bitmedi
oysa anlamın sondu
en uzun şiirini yaz deselerdi
hiç düşünmeden kordum onu
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kıssadan 02
dağlar üşümesin diye
ormanları yakıyorlar
düşünemiyorum başka neden
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kıssadan 03
havamız kirlenmesin diye
fabrikalarımızı alıp
ürettiklerini gönderiyorlar
dost ülkelerimiz
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kıssadan 04
mezarlıklarda istihdam yaratmak için
kuruyorlar silah fabrikalarını
sonun da bir değil mi altıda üstüde yerin
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kıssadan 05
aç açık değilim
ama ayıbım çok
örtünmeler/im boşuna
kahpece bakıyorlar
gözlerimin içine
kabullendirmişler
değerlerini
bir kere
GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:09 PM
Kıssadan 06
korkuyorum
Anneciğim
korkuyorum
onun içindir ki
özlüyorum
kucaklanmaları
böylesine
fütursuzca
vBulletin® v3.8.11, Copyright ©2000-2025, vBulletin Solutions Inc.