Giriş

Tam Sürümü Görüntüle : Türk Öğer Koç


Sayfa : 1 2 3 [4]

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Uykular 04

tut şimdi
bırakma yalnızlığımı
açlığımı vurdum
bem beyaz teninde
bilinmezliğimi buldum

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Uykular 05

döküldü
bir şeyler
satırlar gibi
gizemler aralanırken
gizemler saçtım

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Uykular 06

acım
içime
kötürüm
korkularımın
hamlığını vurdu
kor alev misali

ne çok şey
ne çok şeyi vurdu
kanatlar çırpıldı
uçurtmalardan
ipler koptu

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Uykular 07

kolların
kollarında
kokulardan arınmış
yeni
korkulara bürünmüş
gecemi tuttu

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Uykuya Yatış

her sessizlik
bir uykuya yatıştır
kapısı penceresi açık
na mahreme davettir
neşterin deriyi yarışı gibi
keskin narkoz altında
birazda acısız ölümdür
değerlerinin

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Uzatsam Elimi

Uzatsam elimi
Tutamam seni
Ve kahrolup
Döner dururum, voltalarda
Kah 11 adım ileri
Kah esen bir Rüzgarla
Yüreğimde Fırtınalar olursun
Yinede tenine dokunamam

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Uzun Gecen Gunler

su uzun gecen gunler
bitecek elbet
gecenin ozlemi yerini
el ele tutusmalara
birakacak kendini

gunesin kizilligi vuracak
yakacak icimizdeki duygulari
atacak adimlarimiz bizi
goturecek istedigimiz yerlere
ayak seslerimiz yirtacak
coken karanligin perdesini
bakislarin degecek bakislarima
gencecik bir fiskin misali
yasama sevdali
bahar gelecek umutlarima
bahar gelrcek

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Üç Harflik

gayri meşru düşünceler
dolaşıyor ortalık yerlerde
bir başka deyiş ile
***
üç harflik
oluşum sayısı kadar
soru bile sorulmadan
sahipleniliyorlar

medeniyet adına
mezhebi genişletilmiş
zihniyetlere yerleşiyorlar

emek emek dokunarak
zaman yığınları içerisinde

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:32 PM
Üç Kırık Leblebi

elimdeki
üç kırık leblebi
derinlere daldıran beni

dur diyen zamana
üç kırık leblebi

dönmeyecekti
başım beklide
olmasaydı dudaklarımın
öptüğü kadeh boş

sadece kırık olan
leblebi olsa

kırık ne çok
şeyler var oysa
beş can parçası
üç leblebi
iki yıldız
bir güneş

zaman hayli ileri
bu akşam

oysa
bir kitap okuyacaktım
belki de bir film izleyecektim

düşünecektim okuduklarımı
konuşacaktı düşüncelerim
tartışacaktık sığıntılardan uzak
ederine verecektim uykumu

güneşin
doğuşuna gerecektim
parelenmiş göğsümü

gözlerim kamaşacaktı
zaman akacaktı
su gibi iz bırakarak
başım ağrımayacaktı

elimde
üç kırık leblebi
şişe boş olmayacaktı
öfke dolu olacaktım
kandırmasaydım kendimi

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Üç Nokta

üşüyorum
bir kaç gecedir
sıcak lığından
yoksun olmasam da

dışarıda
yağmur kararsız
yağsam mı
yağmasam mı diyor

kararlıyım
ben bitireceğim
elimdeki
yarım bırakmadığın kitabı

güneş
bazen aralardan sırıtıyor
gözüm dalsa da
zaman zaman
ekranda ki tablolara
neler
kaçırmışım sen yaşarken
devam edeceğim onları
bir bir eşelemeye

üzüleceğim
belki
keyfim kaçacak

bu akşam
bir sofra kurduracağım
rakı peynir balık ne varsa
aramıza satırlarını alarak
bir gece çalacağız

biliyorum
bir çok kanalda
güzel şeyler söylenecek senin için
günahlar dökülecek
beyaz gelinlikler giydirilecek
kor sevdalarının üstüne

ben bileceğim çocuklarım da
koydukları noktaları
virgüllere çevireceğim
virgüllerin sonunu
koskoca üç noktalar işleyeceğim

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Üçüncü Satırda

üçüncü satır
suskunluklara gebe
örselenmiş doğum sancıları
gecenin içinde hırıltı gibi
tüm suskunlukları yırtarcasına
direnen bir avuç yürekle dolu
umutlar saçmış boğulmaya efsunlu

çökmüş kara cüppeli alimler ki sözüm o(na)
dudakları arasından çıkmış üfürükler gibi
yeşermekte olan çimenlerin üstüne
kül olmuş serpilmiş dona kaçar çiğ gibi

umudun üzerinde payidar olmaya sultan namzedi
bilmez mi ki esinti gibi gördüğü fırtınanın habercisi

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Ünlem

ne dedim
ben şimdi
anlıyorum
sesin
düşmanısın

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Üretmek

kilometrelere vurmazsam eğer
bilirim o kadar doldurmaz
bekleme sürelerindeki
nikotin artıkları ciğerleri
duman öylesine kirletmez kılları
yan tarafımda keçe uçlu kalemle
kalp çizilmiş oturakta oturan
bıyıklarının üstleri sararmış
yaşı bir haylide geçmiş adamın
beklentileri ile ölçüşmese de
beyazlıklarımız aynı boyanın
süzülerek lekelenmesi
ona bakarsan ortak yanlarımız çok
çatı aynı çatı uzay kafes sistemi
her fırtınadan sonra tamir görse de
umurunda değil ikimizin de
çünkü fark ettirilmeden alınıp
batırıla batırıla veriliyor gözümüze
emekten yana yanığız sahipsiz
büyük denizde boğul boğulacaksan da
deseler de boğulmuyor kimse
ikimizde aynı granit kaplamanın
üzerine basıyoruz döküyoruz küllerimizi
kim bilir kağıt üzerindeki ederini
benzeştiğimiz yönümüz çok
kim bilir kimi gelecek onunda
onca dolambaçlı yolları aşarak
kolları kimi sarmalayacak
uzaklık ölçümleri bir garip oluyor
oto garların kaygan oturaklarında
kırk beş dakika mesela
doksan kilometre hızla yol alan
setralarda kaptanın evde karısıyla
bir Pazar alışverişi sonrası kapışmamışlarsa
yolda trafik yoksa el kaldıran olmazsa
yüz on beş kilometre mesafeyi
otuz dört dakikada alır almasına da
ülkenin durumu malum kaptanların hali
serde biraz çapkınlık biraz ön koltuk sohbeti
hesap anlayacağınız karışık bekle adam gibi sende
ortak yanlarınızı düşün yandaki ile bittimi
kendinle düşün kollarını hazırla yap bir şeyler işte
beklemek zor beklerken beklediğini düşünmemek için
düşünce üretmek gibi zor be…

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Üşüdüm

aynada
kırağı vurmuş
baktığımda saçlarıma
üşüdüm
ürpertiler
kol gezdi tenimde
üşüdüm
küllerle
üzeri kapanacak
kor olmaktı korkum
üşüdüm
daldım
satırların arasına
çalı çırpı topladım

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Üşüyorum

burada yağmur yağıyor
damlalar yarışıyor bir birleri ile
dokunmak için bir yerlere
kimisi bir yaprağa
kimisi bir kuşun kanadına
kedim pencerenin kenarında
korkuyor ıslanmaktan
elimi uzatıyorum pencereden
elim ıslak saçlarıma götürüyorum
elim soğuk üşüyorum
pencereyi kapatıyorum

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Ütopiktir Anılarda Düşler

şu oturduğum köşe
alabildiğine önümde deniz
oturduğum tahta sandalye
kaç kişiyi misafir etti dersiniz

sayılar anılar doğmuş ha doğacak
bir anlık zamanı doldurma
sıyrılma zamanın acılarından

tuvalde resim satırlarda dize
kimi zaman bir şiir kimi zaman hikaye

deniz alabildiğine önünde gözlerimin
bir tekne ayrılıyor yat limanından
ilerde beklide ufka yakın duruyor
belli belirsiz sandalları balıkçıların
tekneden müziğin şehveti geliyor

kulağımda bir çınlama
bir kuyu gibi duruyor karşıda güneş
doğuyor mu batmaya mı hazırlanıyor
kafam dumanlı aşktan uzak yüreğim
ya bu sarhoşluk neyin nesi
güneş bir garip ısıtmıyor içimi
ütopik duruşlara salmış kendini

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Üzerlik

köyüm
uzaklarda kaldı
üzerlik toplardı
güzelim anam
işlerdi boncuklarını
asardı ker*** duvara
yakardı dallarını
ocak başında
taze bir koku sarardı
duman kaplardı odayı
kötülüklerden uzak
uzak tutmak için yuvayı
ahh Anam güzel Anam
umudu üzerliğe
bağlayan Anam
üzerlikler yok artık

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:33 PM
Üzgünüm Diyebilmek

üzgünüm diyebilmek
kolay olacak mı o kadar
geldiğinde zamanı

ardına dönüp baktığında
kırık birkaç umut parçası
bir esinti olup geçecek mi

yanılgıların bir ilmek gibi
gencecik boyunlara
takılırken yafta gibi

o kadar kolay mı
kolay mı olacak
üzüldüm diyebilmek
sessizlik onur törpüsü

onuru kalacak mı
sözün
kalacak mı
ayakta duruşu

yarım bilgi kör pusu
düşmek var elbet
kalkmamak ömür yarası
yaralıyım yarama kül bas

kül ateşin yongası
o kadar kolay değil
üzüldüm diyebilmek
ah şu bizdeki
şu bizdeki onur belası

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Vakıf

Oooo
ortalık toz duman
papa nato nota
fb ab uefa
harfler gırla
Ekümenlik Vatikan
aradan sıyrılan
bir yasa galiba
VAKIFLAR
gıcır gıcır
Ortodoks bir dünya
mız mı oldu mışlarla acaba
İstanbulun ortasında
hayırlı olsun demeye
dilim varmıyor da

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Varoşların Dokusudur

varoşların
dokusudur
ülkemin kaderi
yağma edilmiş
araziler
altısına girmeden
emek üreten eller
düşünceler uykuda
kaçak su
kaçak elektrik
kaçak düşler
nabza göredir
sıcak haberler
sıcak hayaller
yaşamak
mahirdir
mahirdir eller
gurbet şarkıları
süsler varoşları
yitik memleketlere
taşınır sular
yürek yürek
değirmen dönmez
umutlar tazelenir
her çığ düşüşte
umutlar yeşermez

ağıtlara benzer
çizdikleri kaderleri
kanar yüreğim
tuz basar inlerim
kanar umutları
afyon basar efendileri
sessizliğe bürünür
*******

varoşların
dokusudur
ülkemin kaderi

gece düşlerine
tacirler gelir
uzak diyarlardan
umut getirir
sevda getirir
insan hakları
hayvan hakları
barış
avrupa birliği yasası
ortadoğunun efendisi
olacaktır ülkeleri

yağmur taneleri
yeşile bürünür
hasatları yeşil
rüyaları pembe olur
gülümseme belirir
yanaklarında
uyku biter
gece görünür
karanlıktır rengi
zifiri siyaha bürünür
köle güzelliğinde
bedelsiz görünür
onca renkler
köleleri efendiler besler
ne tatlı olur düşler
memleketi gelir
uzaklarda yitik bir yerde
ağasını düşünür şükranla

varoşların
dokusudur
memleketimin kaderi

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Vatan

Basından
Çin Başbakanı Wen Ciabao, İtalya Başbakanı Romanı Prodi ile görüştükten sonra düzenlenen ortak basın toplantısında, Lübnan'a yapılacak yardım miktarının da iki katına çıkarılacağını söyledi. Wen, ülkesinin Lübnan'daki durumdan kaygı duyduğunu, sorunun tamamen ortadan kaldırılmasını ve istikrarın sağlanmasını arzu ettiğini belirtti.
Wen, bölgedeki Çinli asker sayısının 182'den 1000'e çıkarılacağını ve 5 milyon dolar değerinde insani yardım yapılacağını ifade etti.
Prodi de Çin'in bu kararından memnuniyet duyduklarını söyledi ve 'Bu, Çin'in, uluslararası alanda daha büyük sorumluluk üstlendiğinin göstergesidir' dedi.

Vatan

sabahın ilk ışıkları
kara kara bakar
satır aralarından
küçüğüm küçüğüm desem de
bilirim küçük olmadığımı

sofralar kurulmuş
kurtlar oturmuş
masaya
kurt dediysek
bir kısmı
çakaldan bozma

ne garip
Lübnan askeri
uğruna
ölemediği vatanı var
ne garip
Lübnan
uğruna
ölemediği askeri var

koşun
koşun çakallar
uğruna ölebiliyorsanız
yeni vatanınız var…

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Virgül

oysa
nokta koymaktı niyetleri
üç yiğidin son sözleri
titretti ellerini
kayı verdi kalem usulca
yayıldı isyan ateşi…

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Vur Yayını Tellere

direğe çarptım
önümden çekilmedi
bilirdim yapacağımı
olmasaydı
çevremdeki gülmeler

dağlar düştü üstüme
lök salmış ayaklarım
kaçamadım

vur yayını
tellere çingene
ince nağme yayılsın

üstüme üstüme Dünya
başka dünyalar açılsın

aynaya bakan yüzüm
ayna der soluk benzin
neler yaşanıyor bilmez ki

yarınlarımı vurmuşlar
bir çengele asmışlar
pahasını tüyden saymışlar
tüyü yele bırakmışlar
savrulup duruyorum

çekilsin direkler önümden
ne yarın benim ne de ışık
bir bir pazara sunmuşlar

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Vurdular

vurdular
orta yerimden
üç candı
vuran
ikisi parçası
bir kaçta
yalın ayaktı
üzerinden geçen
beyaz bir gül
damlasına düşmüş
kan kırmızı
pıhtı gibiydi ezilen

kanamaz yaram
kanamazda
sızı akmaz
bir avuntu ister
çengele takılmış
bir balık gibi
umutsuz gönlüm

bakışlarım
maviden öte
kara düştü
ak balçık üstüne
uykuya
varmaz oldu
gözlerim

bir balıkçıl kuş
süzülüyor
maviler arası
ufuktan önce
balıkçı teknesi
sayamaz oldu
kaç kişi gözlerim

orta yerinden
vurdular beni
düşüncelerimin
üstünden
çıplak ayaklar geçti

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Vurgun

vurgun yemisim
yiyebildigim kadar
kalkar mesafeler elbet
dilim doner

su aralar aksam
huzunlu coker
kiyisi falezlerdir
denizimin
cokunce bassada efkar
uzanamaz elim kadehe
seni animsattigi icin kadehler

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Vurma Beni

atmış elini beline
dikmiş gözlerini

sapana takılı taş gibi
hazır fırlatılmaya
içindekileri

yüreğim cam
vurma beni

kırk harami
salayım sana
kırk padişahtan
erkete

gözlerim lal osun
bir daha bakarsam
kem gözle

yüreğim cam
vurma beni

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Yağmur

yağmurun dışardan sesi giriyordu
kapalı duran pencerenin ardından
kıvrım kıvrım işliyordu bilince
yıkarcasına dışarıda kalan her şeyi
pencereleri açtım hayal dopdolu
düşler tarlasına döndü birden odam
sardı her yanı taze toprak kokusu

seni düşündüm yatağında uyurken
bir tohum daha çiçek açtı yüreğimde
kokun yağmur yemiş taze toprak kokusu

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Yağmur Yağdı

Yağmur yağdı
Tam iki saat
Üstüne çıktım bankın
Adını bilmediğim sokakta
Yabancısıyım bu kentin

Seller aktı sokaklardan
Elimdeki şemsiye
Başımı kurtardı da
Pantolonum
Dizime kadar ıslandı
“Ne güzel” dedi yanımdaki
“Her şey temizleniyor”
Şemsiyemin altında üç kişi
Birisi kısa kol gömlekli
Konuşan galiba biraz deli

“Sokaklar temizleniyor
İstanbul temizleniyor
İnsanlar temizleniyor
Yeniden kirlenmek için mi
Kafalarda temizlenmeli”

Galiba adam biraz deli

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Yağmur Yağıyor

kapandım kendi inşa etmediğim
betonarme karkas yapının içerisine
gel gitler her zaman denizleri çağrıştırmasın
ufuk çizgisi dalganın vurması can simidi
dağıtırlar adamı toplatmazlar birde
Allah kimseyi yoksun bırakmasın bunlardan

yataktan çıktığımdan beri çıplak kollarım üşüyor
sokak kapısını henüz bir kez bile açmadım
ne giren oldu içeri nede ben çıktım dışarı
kollarım çıplak ve üşümeye devam ediyor
dışarıda ara sıra gelen gök gürlemelerinin sesi
ve aralıksız devam eden oluktan akan suyun sesi

sen olsan ne yapardın ıslanır mıydın çıkıp sokaklara
yoksa işsiz güçsüz oturmanın suçluluğu ile mi yaşardın
kabahat yağmurun yağmur yağmasa neler yapardım kim bilir
dün ki gibi ordan oraya koşar aylaklık yapardım belki
ama yağmur yağıyor işte kesmeden hızını
insanlar pencerelerde bakmıyor
körleşmiş gönülleri

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Yağmurlarla Getiriyorsun

yağmurlarla getiriyorsun
sımsıcak sarılışlarını
damlanın toprağa değişi gibi
tenime dokunuyor gözlerin
bir buse konduruyorum ıslak
tükenmeyen hayallerime
su bereket denir ya hani
hayallerim yeni gerçeklere gebe
ne güzel ne güzel hissedebilmek
perdelerim açık yağmuru izliyorum
sesin doluyor içeriye

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Yaka Yaka

yaka, yaka
baka, baka
caka, caka
sata, sata
meydanlara döküldük

yaka, yaka
baka, baka
caka, caka
sata, sata
ses olup döküldük

yaka, yaka
baka, baka
caka, caka
sata, sata
adama benzer şeylere döndük

çölleşirken ülkem
serap misali şeylere döndük

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:34 PM
Yalaka

dalmışsın düşüncelerine
düşüncelerin delik deşik
durmaya çalışsan da
dimdik
ayakların toprakta
toprak ıslak
kayganlığa müsait
o kadar kıvrak olmasın
sensiz düşüncelerin
ne olur ne olmaz
ayakların uyarsa birde
şişirdiğin gücüm yetmez
kaldırmaya seni

anlayacağın
müsait değil ortalık
yalakalığa prim vermeme

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:35 PM
Yalancı Bahar

yine bahçesinde memleketimin
boy veriyor fışkınlar

yalancı baharlarda
ister mi gönül
yalancı aşklar

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:35 PM
Yanımda Olmak

ne özlemler yeşerttik
girdapların içerisinde
ne hasretler giderdik
kısa duraklarda
yaşata bilmek için
sevdiklerimizi
sistemin
çarkları arasında
soldurtmadık çiçeklerimizi
depolamadık hasatlarımızı
aman vermedik
dost meclislerinde
kapalı kapılara

yudumlamak
kuruluğu alarak dudakların
temas ederek tene
düşünerek kelebeğin kanadını
incitmeden serçenin yavrusunu
besleyebilmek sevgiyi
destura gerek duymadan
yürümek yürümek
büyüte bilmek için filizleri

biliyorum
sen anlıyorsun beni
zaman zaman
bedeller boğsa da seni
biliyorum anlıyorsun
kök salıyorsun derinliklerimde

ağaç olmakta var
toprak olmakta
yüreğimde olup ta
yanımda olmaman bu

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:35 PM
Yanımda Taşıyorum

hayallerin
çarpıyor düşüncelerime
geçit vermiyor duygularım

bakışların
takılıyor gözlerime kaçamak
taa uzaklara dalıp gidiyorum

lüzum yok
ardıma dönüpte bakmalara
her şeyi yüreğimde taşıyorum

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:35 PM
Yani

çiğ di
yani pişmemiş
yani ateşe tutulmamış
yani özgürce uçabilen
yani kanadı yolunmamış
yani cana kıyan
yaşamak için
can alan
yani çiğ
çiğ dedim

yani
yaniler
öyle batmıyor şiire
dedim ya tepkidir şiir
batan
kendisidir

GooD aNd EvıL
04-28-2009, 04:35 PM
Yanlızlık

anladım
anladım ki
yalnızlık bana
bana ait değil sadece
herkesin yüreğinde bir köşe

akşam çökünce güne
gireler kapıdan
birer birer içeri

otururlar karşınıza
sohbetleri koyu olur

dört mevsim dolanır
gözlerinizin önünde

arsız dalgalar
gelip vurur düşüncelerinize